22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

düşleridir. Çocukların düşmanlan olmaz hiç. îyi gözlerseniz bütün hayvanlann onlarla dostluğuna tanık olursunuz. Paçamıza dişlerini geçirmek için sabırsızlanan köpeğin onlara 'hev hev' bile yapmadığını görürsünüz. Bir şiirimde "en çok/ çocuklarla/ gözgöze gclir/ kurbanlık koyun demiştim. Şiirimizin 'ulu çınan Fazıl Hüsnü Dağlarca, îyi güzel bir şiir, fakat bu şiirin öznesi koyun olmus" demişti. Haklıydı. Ayhan kardeşim, yukanya aldığın şiirin sonu şöyledir, " çocuklar görür sadece/ düşlerinde/ağaçlann gülümsedığini" Nedeni belli, gözleri koca yüreklerinde de ondan. Tanımlara stğdtramayacapmız şürtn, evrenselliğı, güçlübırsosyalistevivardtr. Sizce siirtn toplumsal islevi nedir? Şitr topluma ve htreylere ne vertyor? Insanoğlu, dünyanın her yerinden, güncşe, aya, yudızlara bakar. Islandırüşür, kururısınır, acıkırdoyar, severseyilir, eülerağlar. tnsanlar, tenleri, dilleri, renkleri, inançlan ne olursa olsun kardeştirler, aynı gökyüzü 'causının' altmdadırlar. Üretilen her değer de insanındır. Ben şiirin, birey ne denli oturup kendi başına yazıyor gibi görünürse görünsün de insanın ortak üretimi olduğuna inanıyonım. Yazdmış, yazılacak bütün şiırlerin birlıkte yazıldığına inanıyorum. Büyüt iilecck, abartılacak, şaşılacak yanımız, yaşama biçimlerimiz olduğu da bir başka palâvradır. Yjlnızca 'büyük doğa' saŞirtır, büyütmeden, abartmadan hem de. Şiıri insan yazdığından yazılan şiir de insanı anlatır. Aslında şiirin yapmaya calıştığı; hayatın içerisinde iriliufaklı serpilmiş aynntılan insanı mutlu kılmak adına kıyıdan, köşeden, duygudüşünce yardımıyla bulup sunmaktır. Daha ötesine kanşmaz şiir. Peki güzel bir şiir okuyunca, neden canevimizden vurulmuş gibi oluruz, önce algılayıp sonra mı etkileniriz, önce duygulanıp sonra mı algılanz, bümiyorum. Şiir varolana, yeni bir tat mı katar, güzellik mi ekler, olanı değıştırdiği, yenileştırdiği için önümüzü açar mı? Şiirin pusulası insanın ta kendisidir. Her iklımdepusula aynıdır. Bu pusulanın odağında silme i d B ü k i l k düü k lerimiz de sınırsızdır. Düşlerimizden korkulması bu yüzdendir. Peki Ayhan, şimdi yalnız olan kım? Günümüz Türkiye'sim, edebhat ortamım nastl değerlendiriyorsunuz? larts Atmaca kımlerden hoslamyor, hoslanmtyor? • Yurdumuzu, bütün yönleriyle değerlendirmek bilim adamlanmızın işi, ne yazık ki son gunlerde, aylarda, vülarda yasadıklanmız bize kahrolası bir Kuşatmada olduğumuzu yeniden anımsattı. Çürüyen kurumlann ağır kokusunu herkes duydu. Kan emici keneler gibi sırtımıza çöreklenmiş cetelerin, hayatın her alanını yoksul halka, aüsünen insanlara zindan etmek için, çocuklanmızın geleceklerini karartmak için kirlikanlı işbirliklerini sistemli, bilinçli, hesaplı tertiplerle 2530 yıldır sürdürdükleri açığa çıktı. Devletin içinde iki gücün çatısuğı, savaştığı söyleniyor. Varsılyoksul makası iyice açılmaktadır. Bu asık yüzlü, öfkeli, hoşgörüsüz, sinirli, ahlaksız bir topluma doğru yuvarlanmamızı kolaylaşunyor. Siyasi cinayeder, i^kenceler, bir yanda Daklava çalan başka bir şey calmayan çocuklar, öte tarafta onlan yakalayıp sorgulavan örgütlü hırsızlar. Bunlan yazarken bile yoruluyorum. Edebiyat 'ortamımız'a ben alışamadım, ayak uyduramadım, ben şiirimi yazmaya çalışıyorum, aslolan eserdir, yapıttır. Bir açıdan, şöyle bir bakınca, görüyorum ki îdris Atmaca seçkilerde, yıÜıklarda, şairleryazarlar sözlüklerinde yoktur, olmasın ne çıkar. Yakında yayınlanacak "lcapısız" adlı yapıtımda " gidince sızlatınm burunlann/ yaban çiçeklerinin/ saldı kalır renklerinde/ bütün duşlerim" demiştim, benim düşlerimde ünlenmek, ödüllenmek, önde durmak hiç olmadı. Büyümcmiş, saf, acemi sairleriyazarlan, bütün güzel sanadar adamlarını yapıdarını metalaştırmadıklan, mallaştırmadıklan sürece seviyorum. Benim ceplerim hem çok, hem geniş, hem de zulalıdır, dosdanm bilir. Yeryüzü insanlık tanhımn act günü, kara günü, barbar günü 2 Temmuz nedtr? Sosyotojik çözümlemeleri yaptlabiltr belkt ama nedtr sitrtn yüreğinde bıraktığt unutulmaz, aa tablo? Hüseyin Atabaş'ın denemeleri Ozgurlugun Geldini Gün Hüseyin Atabaş'ın şair duyarlıhğıyla oluşturduğu Özgürlüğün Geldiği Gün adlı yapıtındaki denemeler, insanın temel çelişkisi sürdüğü sürece, sürecek olan özeürlük sorunsalına çağdaş yaklaşımlar ve duygu alanları yaratması açısından şu günlerin kaosunda cıaha bir önem taşıyor. AYDIN SİMŞEK yalektik bir sonuçtur ve yazar ile okur arasındaki karşdıklı etkileşimin ideolojik, etik ve estetik boyutlandır. Yazılmayan ya da yazar taranndan acıkça yazılmayan, sanat ürününün temel malzemesi geliştirilmiş düş ve düşünce gücüdür. Bu gücün derinliklerine ulaşmaksa okurun görevidir. Her tür sanatsal ürün, tüketicisine, onun anlaması ya da algılaması açısında gerekli olan tüm olgulan açımlıyorsa, bu gereklilik sanatsal öznenın (yazann) kendini tek ilinç olarak ya da okurunu sığ görmesinden kaynaklanır. Her iki durum da, yaraunın gereğini oluşturan sanatsal olgular açısından; düşdüşünce, sezgi gücü, bilinçaltı, mitos ve maddenin tüm hallerini içeren dış gerçekçiliğin, nesnelliğin hafife alınmasıdır. Albert Camus, "Coşkunlukla aydınlığa aynı zamanda erişmemizi sağlayacak bir şey varsa o da açıklıkla içlilik arasında kurulan dengedir" diyor. özgürlüğün Geldiği Gün, içeriğinin taşıdığı a§ın yüklenmişliği ile tarihsel bir büinçtir; insan yaşamının tüm düşünce evrimlerinin temel yapısı, jargonudur özgürlük! Açıklık ise zaman uzamı içerisindedir ve özgürlük mücadelesiyle de kendini daha kolay anlamlandırır, ya da özgürlük mücadelesi insanın nesnelerle ve türiine karşı ortak paydalann üretilmesindeki en yalın, en açık değerdir. Kişiliği olmayan boş bir bilınce karsı, yaşamın akılsız hayaletlerinin kendi Dedellerinin yeniden peşlerine düşmelerine karşı bir tutum H 2 Temmuz 93 kör inancın, kara yobazlığın, güdülen, sorgulamayan, düşünmeyen, liç şaşırdmadan" görülecektir ki o düş çetelerin en kanlı kıyımının adıdır. Hangi yolculuğunun ilkizleri, şiirin ısıl ışıl izleridir. inanç, insanı yok etmekten daha kutsaldır. Anlattıklanm hiç de şiirin ta kendisi değilO güzelim insanlan vakanlar, onlara kıyandir. "Önüm, arkam, sağim, solum saklanmalar oiraz da kendi geleceklerini karartmadıyan sobe..." diyen çocuğa şiir, sobelenmelar mı, onlann yüzlerine bütün doğayeliymek için gizlenmiştir. Hâlâ Köprü'den gele, bulutuyla, günesiyle, toprağıyla, tozuyla, çerken bir yol durup Kız Kulesi'ne doğru böcekleri ağaçlanyla, kurdu kuşu çakalıyla, baktığımda, Nâzım ı, Dağlarca'yı, Orhan gülü dikenıyle ortaklaşa, hep birden hem Veli'yi, Sait Faik'i, cümle ustalan hatınma de yaşadıklan sürece tükürecektir. O kör getiriyorsam, hatta Orhan Veli bizi nereden yangın onlann, yetmiş yıllık beklentilerinin, seyrediyor diye aranıyorsam bu şiirin, elle hesaplaşmalannın sonucunda oluştu. Yasatutulur, gözle görülür bir güzellik olduğunlan kıtaplarda unuttuğumuzdan, korktuğudandır. Hayatın ta içerisinde varolan bir gümuzdan, dolaylıdolaysız onlarla isbirliği zellik. Yazılan tek bir şiir vardır, bütün şairyapağırnızdan, SusurlıJc benzeri çetelerden, ler o büyük şiirin birikı dizesini yazarlar, geülkemizdeki devlet adamlannın korkak, çer giderler. Işte o büyük şiir insanlığın oraciz olup kararlı olmadıklanndan, devletin tak şüridir, bin yıllardır yazılmaktadır. resmi bakışının tutarsız biçimde, bunlar Tüm toplumsalltğma, sosyal tltşkilertne benden yana, bunlar bana düşman gibi, birağmen yıne de yalmzdtr satrler. Nıçin geltr reylerini özgür, bağımsız düşünme hakkı tabulur yalntzltk ya da yalnızlık duygusu saır nınmamasından, sorumsuz, yetkisiz, bencil, len? çıkarcı, köşeyi nasıl dönersen dön anlayışından özeflikle de aydınlanmanın, devrim Bu, yalnızlıktan ne anladığınıza bağlıdır. lerin karşıdarının elbirliğiyle sınsi sinsi, büİnsan kalabalıklar arasında da yalnız olabiyük bir sabırla çalıştıklanndan, bilerek, islir. Bir hükümlünün, yalnız, bir hücredeyteyerek, bağıra çağıra, Sıvas Kongresi'yle ken dışanyla birlikte çarpan yüreği yalnız kurulan curnhunyeti yıkmak adına en çok değıldir. Düşleriyle, hayal gücüyle insan; su korktukları Azız Nesin ustamızı bahane olur, nehir olur, sevdiği bir ağaçta dal olur, ederek örgüdendiklerinde, o yangın orada ya da bir kuş olup o dalda yetişemediği daçıkanlmıştır. Unutulmasın ki o güzel insanluçlanna konar, bir martının kanadında lar yapıtlanyla yaşıyorlar. Bu kuru bir söz deEminönüKadıköy seferini yapar, elleri cepğildir. Onlann güzel yapıdan her dem genç, lerinde, Istiklal Caddesi'ni geçip Çiçek Pasajı'nda soğuk bir birayla şöyle bir dalar, kö her dem taze, her dem ışıl ışıl dizelerimizin arasına sinecektir. 2 Temmuz 93 kara kıyıyünün en yüksek damından çok uzaklardamını hiç unutmamalıvız. Şimdiki başbakaki tarlaların anız yangınlannı seyredebilir, nımız o gün "Bunlar bir futbol maçında da gençlik aşkıyla yanyana önceden seyrettiği olabilecek olaylardır" demişti. Umanm üzebir nlmi, yeniden yazdığı bir senaryoyla sil rindcki »sıl büyük pcrdc 'Susurlukla' biılik baştan izleyebilir, narman ycrlcnnde, ıuüt te kaldırılır. Madımak byımında yıtirdiğihiş bir uyumla alçalıpyükselen al bir tayın mız bütün dostlanmızı her yapıtımızda ansırtında doludizgın yol alırken gözleri yaşamalıyız. Mayası Onur adlı şiirim şöyle bitirabilir, isterse hiçbir şey vapmadan uzak yor, kuşlarkonacak defne dallanna/ okşar ekinlerdeki bir uğultunun, bir cayırtının sesgibi sakalını/ çocuklann şarkılannda/ yenisiz bir gürültüyle ta yanıbaşına ulaştığına den doğacaksın/ her temmuzda inadına/bir havadaki ısının görüntüleri katmanlara ayırgöle maya çalacaksın/ hadi tut hadi tut/" dığına bakabilir. Bunlann hiçbirini yapmaOnurun mayası hepimizi sardığında, kirli dan bir uykuya dalabilir de. Biz dışandaykuşatmalar, kanlı işbirlikleri hiç yeşeremeken de bir koğusta bir arkadaşımızla aynı yecektir. • voltada, yine böyle şiiri konuşabüiriz. DıişSAYFA 6 Kanjftaynı üseyin Atabaş'ın ya2ilarından denemelerinaen oluşan yeni kitabı Özgürlüğün Geldiği Gün'den söz edeceğim. Ama, kitabı okuyup bitirdikten sonra bende yaptığı çağnşımlara öncelik vermeliyim. Yazarlann düsünsel metinlerle oluşturduklan kitaplarında, okura duyumsatmadıkları ideolojik ağırlığın daha önemli olduğuna inanmışımdır. Çünkü, yazar yaratıcı bir özne olarak sanatsal yaratısının ideolojisini, etiği ve estetiği açıkça tek yapıtta gerçekleştiremez. Böyle olsaydı, yazar yaşamı boyunca tek bir yapıtın peşinde koşar ve idealize edilmiş metafizik bir tasanmı gerçekleştirirdi. Oysa yazann içerisinde bulunduğu tüm aeğişim ve dönüsümler yapıtın da değişimini zorunlu kılar. Bu durum di Özgörtük Ataba$, özgüriüQün önceilkie özgünlük sorunu olduflunu ve mcellglmlzl yltlrdlglmlz sürece de bunun olanaksızlıgını dramatlze eder. CUMHURİYET KİTAP SAYI 554
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle