Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
'Nezihe Meric' ve 'Sevdalıvdın' Muzaffer Uyguner ağabeyimizin yaz tatili süresince bir nayli çalıştığı elimize ulaşan yazıların çokluğundan anlaşılıyor. Bu nedenle bu kcz iki yazısını birarada yayımlıyoruz. MUZAFFER UYGUNER Kitapta oyun yazarlığı üzerinde de durulmuştur. Nezdıe Meriç'in tiyatro anlayışı belirtddikten sonra ilkin Sular Aydınlanıyordu üzerinde durulmuştur. Çeşitli tiyatrolarda sahnelenen bu oyun, bdindifii gibi 1970 ydında kitap olarak basdmıştır. Bu oyunla ügili olarak yazarın açıklamasından sonra eleştirder üzerinde durulmuştur. Tiyatro eleştirmcnlerinin oyun konusundaki görüşlerine yer verdmiştir. îkinci oyıınu Sevdican ile ilgili olarak ilkin gene yazarın ı;örüşlerine yer verdmiş, sonra da eleştirder kitaba alınmıştır. Bezirci, bu kitabında Nezihe Meriç'i yazarın kendi açıklamaları, Bezirci'nin kendisinin değerlendirmeleri ve başka yazarlann yazılarındaki görüşleri de her yönüyle okura tanıtmıştır. Kitap, Nezihe Meriç'i bütün kişiliği, kitaplarındaki görüşleri, sanat anlayışı, oyun görüşü de tanıtıcı bir kitap niteliğindedir. Nezdıe Meriç'in öykücülüğü, romancdığı ve oyun yazarlığı böylece değerlendirilmiştir. Kitabın sonuna, Nezihe Meriç de dgili andarın ve ondan sözeden kitapların kaynakçası da eklenmiştir. • Nezihe Meriç • IncelemelrdelemeDeğerlendirme/ Asım Bezircı/ Evrensel Basım Yayıtı Yaytrtı/ htanbul 1999/Seçmelerle birlikte 104 s. Asım Bezirci'den bir inceleme, Gönül Özgül'den bir roman Nezihe Meriç'i tanımak R ahmetli Asım Bezirci, ölümünden öncc Nezihe Meriç'i tanıtan bir kitap hazırlamıştı. Olümünün üzerinden de epeyce zaman geçtiği halde, bu kitap okura sunuldu. Kitapta ilkin Nezihe Meriç'in yaşarru, Bezirci'nin bazı sorularına yanıtlarfa ortaya konulmuştur. Ailesinden başlayarak doğumu, çocukluğu, öğrencilik yıllan, üniversite yaşantısı, üniversiteden ayrıiıp müzik öğretmenliği, evldiği, ilk kitaplarının yayınlanması, nakkındaki kovuşturma ve Istanbul'a ycrleşme ayrıntdı olarak ortaya konulmuştur. Bu konuşmanın 1988 yılında yapıldığı anlaşdmaktadır. Demek oluyor ki kitap da epeyce yıl önce düzenlenmiştir. Nczihe Meriç, yaşantısını ayrıntdı olarak anlatmıştır. Doğum tarihini de 28 Şııbat 1340 (1924) olarak belirtmiştir. Yaşamından sonra kişdiği konıısu da soru ve yanıtlar biçiminde ortaya konulmuştur. Nezihe Meriç, burada, dış göriiniişünden başlayarak kişiliğini anlatmıştır. Yazarlığı dışında neler yaptığı, neleri sevdiğini, neleri sevmediğini ayrıntılarıyla bu konuşmada buluyoruz. Kişdiğini anlatırken, çok küçük yaşta okumaya başladığını, okumayı çok sevdiğini belirtmiştir. Bir yerde şunlacı okuyoruz: "Ben yaşamımı hep büyüklü küçüklü kurgulamalar içinde yaşarım. Öyküler, oyunlar, senaryolar vardır, benimle beraber soluk alıp veren. Kâğıda geçirmeye gelince o, ayn biriş. Huysuzun, titizin, tedirginin biriyim". Insanları insan ilişkilerini, doğayı gözlemek ve yaşamak onu coşturmaktadır. üna göre, "Yazar dış dünyayı, gerçekliği algılarken, imgelerle yaratacağı, kuracağı estetik mctninbir yapı olduğunu, bunun dille kurulduğunu, belli kuralları, belli dcnge sorunları olduğunu hiç gözden kaçırmaz". Asım Bezirci, öykü anlayışı, öykücülüğü, romancdığı ve oyıın yazarlığı konularını da geniş ölçüde ele almıştır. Meriç'e göre ÖVKÜ, "yine bu tesirler altındaki insanın, öir run halinin, herhangi bir olay karşısındaki durumunun, kısmetine düşen zaman içinde, bir görüşünün, bir davranışının ustaca makaslanıvermesidir". Sanatın yüceltici, iyiye, güzclc ve doğruya götürüeü kudretine inandığını da belirtmiştir. Böylece, öykü üzerindcki görüşlerini daha geniş bir yelpazede açıklamıştır. Bezirci, konuşmalardan sonra onun sanatı üzerinde kendi ineelemelerini ortaya koymuş, ilkin öykülerini ele almıştır. İlk kitabı Bozbulanık'ı incelerken, bunun acemilik ürünü olmadığını hemen açıklamıştır. Meriç'in bu kitaptaki dilinin açık, yalın, rahat olduğunu söylemiştir. Bezirci'ye göre, "Bozbulanık'ta kimi hikâyelerde dış gözlem verileri (olavlar, konuşmalar, tasvirler..), kimi hikâyelerde ise K İ T A P S A Y I iç gözlem verileri Uİuyuular, anılar, tasardar..) ağır basıyor. Verileri atbaşı götüren hikâyelere de rastlanıyor. Fakat, hiçbir hikâye bu verilerden yalnızca birine dayanmıyor." Bu kitaptaki öykülerin yapısı üzerinde de durmuştur Bezirci. Ona göre, bu öyküler genellikle klasik anlayışa uymazlar. Öykiılerdeki konulan, ki ileri de ayn ayn, ayrıntılı olarak belirtmiştir. îkinci kitap olan Topal Koşma da her yönüyle ele alınıp değerlendirilmiştir. Bu kitapta dilde değişme olduğunu, anlatımda ilk kitaptan pek fazla fark olmadığını belirtmiştir. Öykülerin kuruluşunun da ilk kitaptakilere benzer olduğuna değinmiştir. Üçüncü kitabı Menekşeli Bilinç de ayrıntılı olarak ele alınmıştır. Bezirci'ye göre, "aynı yılların ürünü olduklarından mıdır nedir, Menekşeli Bilinç'de ki hikâyeler arasında birçok ortak yan bulunuyor. Bu yanların başında içerik geliyor: "Hetncn hemen bütün hikâyelerde sevişen ya da özgürce sevişmek isteyen kaduıların cinsel bunaltısı ve birbiriyle, aileyle, çevreyle, gelenekle çatışması ele alınıyor". Bundan sonra da Dumanaltı üzerinde durmuş ve bu kitaptaki öykülerin konularını, kişilerini, dilini, anlatım biçimini ayrıntılı olarak belirtmiştir. Daha sonra da bu kitaplar konusunda Nezihe Meriç'in kendi görüşlerini ve değerlendirmelcrini, yapdan çesitli konuşmalardan alıntılar yaparak okura sunmuştur. Bu arada, bu kitaplar için başka yazarların yazılarından alıntılar yapılarak nesnel bir yol tutulmuştur. Her kitap için çeşit li dergi ve gazetelerde yayımlanan tanıtma ya da eleştiri yazıları da böylece andmıştır. Bezirci, kitabını 1988 yılında hazırıadığından, Nezihe Meriç'in 1989 yı lında Can Yayınları'ndan çıkan Bir Kara Derin Kuyu adlı öyküler kitabı değerlendirme dışında kalmıştır zorunlu olarak. Bezirci, bundan sonra romancdığını ele almıştır. İlk olarak, elbette ilk romanı Korsan Çıkmazı üzerinde durulmuştur. Bezirci'ye göre, bu roman, "Topal Koşma''daki Susuz YazVII' adlı hikâyenin genişletilmesiyle elde edilmiş ve ondan beş yıl sonra yayınlanmış bir roman"dır. Önce romanın özeti verdmiş, sonra anlatım vekişder üzerinde inceleme yapılmıştır. Bezirci'yegöre, romanın anlatım dengesinde bazı aksamalar görülmektedir; "nitekim, bazı parçalar gercğinden çok uzayıp yayılırken, bazı bölümler (özellikle son bölümler) kısa ve hızlı geçiyor". Bezirci, bu roman konusunda yazarın görüşleri ile birçok yazarın görüşlerini içeren yazdardan alıntdar, özetler de almışÎkinci roman Alauün Çocukları'dır ve 1976 yılında yayımlanmıştır. Bu kitap, köyden kcnte göçmüş köylü adesini anlatmaktadıı. Yazarın görüşünden sonra Komanın konu özeti verümiş ve bazı eleştirilere yönelinmiştir. 509 gizli bir güç bütün yaşananları, yaşanacakları insan denen doğa yaratığının dışında değiştiriyorsa. Herkese bir yaşam biçimi hazırlıyorsa. Şu Havana yolculuğunda, kim ne diyebdir ki sana. Henüz bir şeylere inanmanın dk korkulu adımlarını attığın o yıllardaki, bir gençlik aşkını anımsatan". Bu genç kız, Ferit adında bir genç ile tanışmış ve gençlik havası içinde bir yakınlık başlamış ve sonunda kızın sevdalanması ortaya çıkmıştır. Uzun zaman içinde bu yakınlık sürüp uitmiştir. Kız da onu ziyaret etnıeyi tasarlamış, uçak yolcıduğu ile Izmir'e gitmiştir. Ferit, o eski yıllardaki yakınlığından uzak olarak karşdamıştır onu. Kızın içinde doğan olumsuz duygulanımlar vardır; ama, I'erit'in başka bir kızla dişkısıni sezmesine rağmen eski duygulanımlar sürüp gitmekte dir. Fakat, Ferit'in uzak duruşu sürüp gider. Kız, eski günleri anımsayarak birlik teliğini canlandırmak isterse de böyle bir yaklaşım göridmez Fcrit'de. Bütün bu olumsuzluklar sonunda dön meye karar verir. Ama, Ferit'in hiç değilse uğurlamaya geleceğini düşünür ise de böyle bir durum ortaya çıkmaz. Hatta, Ferit, gece onu sokaklarda itelemiştir. onun için hava alanında ağlamaktadır. Müdür onu görmüş ve sebebini sormuştur; ama, obunu söylememiştir. Müdürc gene de bazı şeyler anlatmış ve olumsuz lukla sonuclanan sevdasının bittiğine değinmiştir. Müdür, bu kırgınlık içindeki kızı avutmaya çalışır. "Bak evladım önce kendine güvenin yok. Gayet güzel kızsın. Çok güzel dudakların var" der. Bırakıp bu sevdayı yeni bir yaşama önem vermesini söyler. Bu sözlerle kendine gelmeye başlar. Ferit'ten aldığı mektupları yakacağını düşünüyor ve sonra da eve gider gitmez sevdanın bitmişliğini belirten mektup yazma kararına varıyordu. Artık masal bitmişti. Yavaş yavaş insan olmaya başladım diyc düşünüyordu. Günlerdir yeme gereksinimi unutmuştu; ama şimdi bu gereksinmcyi düşünüp çanasındaki sandviçi yemeye başlamıştır. Böylece dönüş yolculuğu başlamıştır artık. Evde, onu annesi de avutmuş, artık Ferit'sizliği duymaya başlamıştır. Ferit'in ne kadar yapnıacık davranışlarda bulunduğunu şimdi anlıyordu. "Haftalarca evde, işyerinde, neşeli bir kızı oynamaya çalışmış"tı Izmir dönüşü. Gönül Özgül, böyle sonuclanan ve Ferit'in yapmacıkİı hareketlerle süren, sonunda Ja olumsuzlukla sonuclanan sevdayı böyle anlatmıştır. Bu anlatımda, ayrmtdara geniş yer vermiş ve aynntdarın genel anlatım içinde yerli yerindeliğini, inmal etmemiştir. Sevalı kızı karşısına almış gibi bir anlatım içine girmiş ve ona, onun yaptıkları ile hitap etmiştir. Izmir yolculuğu, İzmir'de Ferit'i bekleyişler, kısa kısa da olsa buluşmalar söz konusu eddmiştir. Bütün olaylar, belirli bir anlatım zinciri içinde ele alınmış ve olayların ayrıntdarı da çok güzel dile getirdmistir. Olumsuz sonuclanan bir sevdanın öyküsü, bu romanın kurgusu içinde çok üzel, başarılı olarak değerlendirilmiştir. Anlatım tekniği, olayların sıralanışı, 1 Iavana yolculuğundaki düşünceler ve bu düşünceler sonunda ortaya çıkan asıl olay değişik bir biçemle önümüze serilmiştir. Kişiler dedış ve iç görüntülcri ve konuşmaIarı de sağlanı olarak betimlenmiştir. Sevdalı bir kızın mutluluk günlerinoeki duygulanımlan, daha sonraki umutsuz çırpınışları da yerli yerindc ve belirli uzatmalardan uzak olarak anlatdmıştır. Gönül OzgüTün anlatımı oldukça yalın ve de şiirscldir. Çok k'üzel insan ve çevre betimlemeleri vardır. Insanların konuşmaları da gerçek konuşma düzcni içindedir. Gönül Özgül'ün Sevdalıydın romanı, romancılığımızda değişik bir anlatım kurgusuyla yazdmış bir romandır. • Sevdalıydın/ Roman/ Gönül Özgül/ Altın Kitaplar / htanbul 1999/ 15/ \. SA YFA Bir gençlik aşkının romanı: Sevdalıydın V^J romanı Sevdalıydın'da, bir gcnçldc aşkının nasıl sona erdiğini anlatmaktadır. Ülkemizde sevdalanıp sevdası acı bir ayrılıkla biten ve yurtdışında yaşayan bir kızın Havana gezisi sırasında anımsadığı, yeniden yaşadığı bir olumsuz sevdanın yaşantısı bu romanda anlatdmıştır. riavana yolculuğu sırasındaki anımsamalan kısaca anlatıldıktan sonra asıl sevda öyküsü geniş bir yelpazede anlatdmıştır. Sevdanın ve ayrılığın öyküsünden öncc kısaca şu değerlendirmeler yapdmıştır I Iavana yolcuIuğunda: "Kendi sevdanın ayrılıkla sonuçlanan dayandmazlığında ise hep cezanı ceküğini hissettin. Kardeşini öldürmene bir an kala, hapis yerine, bu tür bir cezaya layık görüldüğünü sanıyordun. Eğer CT X^^> önül Oz8 Ü l yeni tır. C U M H U R İ Y E T