05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

FAİZE ÖZDEMİRCİLER B ( undan önce Mitos Yayınları'ndan çıkan Gotik Öyküler çevirisinden tanıdığımız Dost Körpe, bu sefer Çağdaş Korku Oyküleri'yle tanıştırıyor bizi. Kitabın önsözunde, "fictiım kollarıntn bırer hircr savgınlık kazandtğı, bir anlamda yenidcıı keşfedıldığt günümüzde, korku edehiyatıntn çoğunluk larafından ihmal cdildiğını" söylediktcn sonra, "korku edehıyattmn duş pcrdesınin ardındaki saptk katillerderı ve mezardan çıkıp gelen ölülerdcn ıbaret olmadığınt" cla, bir tür "gerckçe" olarak sunuyor okura. Haksız da değil hani! Seçilen yazarların yaşayan yazarlar olması kitabı taze ve yakın kılıyor. Çevirmenin öykü seçerkenki "kcyfiliğine" kendi tabiridir bu ben titizlik demeyi tercih edeceğim, çünkü bu derleme çağdaş korku öyküsünün genel profilini çizmesi bakımından bir B«7«»'dürve öyküler bu Bütün'ü oluşturmak iizere bir araya getirilmişlerdir. "Stephan King'ten 'malum' sebeplerle öykü scçmedim"deV\ 'malum'a anlamak kolay, ama "siirscllik dikkat çekecek kadar an plana çıkmış derkcn"i, anlayabilmek için şiirsellik sözcüğüne kızmayı bir kenara bırakarak, öykülere genelde hâkim olan örtük dille yüzlcşmek ve mctinlcrin önünü, arkasını iyice kurcalamak zorundayız gibime şeliyor. Oyküleri anlama uğraşı ruhbiimsel ve dilbilimsd olıııak üzere iki koldan ilerlerken, okurun algılama sııasında metinlcre yükleyeceği çağrışımların yanı sıra birtakım "masum, bekjentücri dc olacaktır. Çağdaş Korku Oyküleri'nde özellike oireye dayalı ruh durumlarının daha yoğıın olduğu öykülerdeokurda uyanacak olası duyguların başında merhamet geliyor, bu yüzden öykülerin çoğunda beklentiler "kahramanların" ıslah olması yönündc gelişecektir. Çağdaş Korku Oyküleri'nde özellike bireye davalı ruh durumlarının daha yoğun olduğu öykülerde okurda uyanacak olası duyguların başında merhamet gclivor, bu yüzden öykülerin çoğunda beklentiler "kahramanların" ıslah olması yönünde gelişiyor. ze. Ama neyazık ki, Kara Ütopya'nın kıyılarında gezinen bu öykünün derinliklerinde dolaşmak ancak bir baska yazıda mümkiin olabilir, ninayette bu bir kitap yazısıdır, bunun dışında 11 öykü daha var ve bu öykülerdcn hicbiri digerindun daha az derin değildir... 10 ayrı yazardan seçilen 12 kısa öykü, 12 ayrı durak anlannna geliyorsa, 12 ayrı diişünme payı demektir bu. Kısa öykünün kaderi de denebilir... Ama unutmamalıyız ki, çoğu zaman kısa öykülerdeki tlü^ünme payı uzun öykülerdekinden daha uzun olur, hele bir dc.korku ctlcbiyatının merkezinde oturuy.orsa... Öykülerin çoğunda Freud'u anmak zorunda kalıyoruz, korku'nun bizlcri ulaştırdığı yer orasıdır çünkü, psikanaliz... Korku türünün mcraklıları Dost Körpe'nin çevirdiöi öyküleri okurken tür hakkında bildiklerine yeni ve başka boyutlar katacaklar, korku türüne karşı önyargılı olanlarsa ye ni bakış açıları kazanacaklardır. Elimizdeki "Biitün" korku türünün çağdaş olanı hakkında genel bir izlenim veriyor. Biredebiyat türü olarak korku öyküsünün usta yazarların elinde, sağlam bir zcminde yükseldiğini söyleyebiliriz. Bu öyküleri okurken, bütün duyguların edebiyata danil olduğunu ve korkunun da deği şik hallerde vc geniş bir yelpazede seyreden bir duygu durumu olduğun ntmama lıyız. okur olsa olsa kadını bir an önce bir psikiyatristle buluşturma arzusu duyabilir. (Harlan Kllison/Adımlar) Gündelik hayattan kaçmak isteyip de kaçamayan insan, rantezileriyle yaşamaya yönelir, bu fanlezilerin onu nereye ulaştıracağı konusunda ise savısız tantezi üretilebilir. Kendi kurtııluşu için toplumun kurtulşunu öne süten ve bu kur tuluş için intiharı seçeceğine bir başkasını kurban etmeyi tercih eden insandan (Simon Clark/Bir Hayaletinki Gibi Gözler) tutun da, gündelik hayatın sıradanlığı ıçindc boğulan, ellerini kullanırken kalalarını yeterince kullanamadığını düşünmeye başlayan ve cinnete davctiye çıkaran insana kadar (Ray Bradbury/Nakış)... çok farklı karakterlerle buluştuğumz bu öykülerde, insan ruhuntlaki fantezilerin sonu olmadığını ve gündelik hayatımızı belirleyen bu fantezilerin kurucularının ıuh duruınlarıyla paralel ilerlcdiğini, bilmediğimiz bir şey olmasa da insanın sadecc mutlu fanteziler kurmadığını anlıyoruz. (Ramsey Campbell/Fantezinin Limitleri) Orneğin, avl.ınmaya çıkan Bryont'un yaşadığı gecenin gerçek, düş, ya da l.mtezi olup ofmadığı onemini yiüriyor. (Ramsey Cammpbell/Yeniden), çünkü önemli olan merkeze yerleştirilcn kor&«'dur! Diişle gerçek arasında gidip gelen bir insanın yaşadığı paranoya... Düşleriylegerçekleri karıştıran, sonunda da bir korkuyl.ı aşka dair paranoya11ın doruklarına ula s.ın ve imdat sesini cn ı,ok çıkartan kahraınan Mick Morris'in Çikolata'daki kahı anını olsa gerek. KenJıni sosyal yardımla vasayan bir kiraa gibi hısseden, dünyadan \urgiin edilmesi gerekiı^ine inanan, kendini '/yümesine izin vcril.cyetı bir çocuk olahikgördüğihıii" (s. 72) süyleyen ve bunu aslında büyümeyi, bir Bu oykulerde mezardan çıkıp aelen ölüler vok Dost Körpe'nin derlemesiyle "Çağdaş Korku Öyküleri" anlamda değişmeyi ralep eden bir insan... Takıntı haline getirdiği öteki insanın "hayatındakien önemli şey olduğunu hıl mesine ibtıyacı" var (s. 77), "üzgün oldıığunu bilmesıneihtıyaa var" (92) vc bıın Iarın çoğumuza yabancı duygular olmadığını biiiyoruz. Nicholas Royle'uıı Hatlar isimli öyküsünde de bir tür aşk takıntısı çıkar karşımıza. Beni seviyor rnusun sorusuyla kuşatan ve kuşatılan insanların hazin öyküsii... "Rır giin sevmedığmi söylerse" bu korkunun temelinde yatan bir başka korkudur. Bu takıntıların çoğu okura yardım çağrısı kılığında ulaşıyor. Her şeyin sahte olduğuna dair şüpnelerini paranoyanın doruklarına yükselten insanın yaşayıp, vaşatabileceği hcr şeyin bir başkasında öldürme içgüdüsünü tetiklemesi Robert Bloch'un Yanılmış Olabilirsin isimli öyküsünde sürpriz olarak çıkıyor karşımıza, cinayet her zaman beklediğimiz taraftan işlenmeyebilir çünkü. Yardım için "çağruanın" ye rine bir psikiyatristin gelmesini arzulayacak okurlar clbettc hayal kırıklığına uğrayacaklardır. Sonuçta, öykülerin sonunda kahramanların bir psikiyatriste gitmiş olabileceklerini, gitmeleri gerektiğini düşünüyoruz. Hele ki günümüzde, tam da yeni vc tehlikeli bir izm yaratıl mak üzereyken yayınlanan bu kitabın yanlış sinyaller vermemesi için psikanalizi, breud'u devreye sokmak boynumuzun borcu gibi geliyor bana. Robert Bloch tan Rahatlat Beni Robotum. bilim kurgu tadındaki öykü George Onvell'in 1984'iinü çağrıştıran bir Kara Ütopya örneği 21. yüzyıl gerilerde kalmış nelc çok terim esKİmiş, kullanılmaz hafe gelıniştir. Her insanın bir kopyası, bir robotu vardır, robotlar insana kesin çözümü sunuyorlarsa da buna kar şı çıkan "dinozorlar" o yüzyılda da ne güzel ki var. Bu da her Kara Ütopya'nın içerdiği azıcık pembe gibi vuruyor yüzümüze. Mizahın ironinin bilimkurguyla iç içea geçtiği bu kara ütopya diinyanm bittiği ve yeniden başladığı bir zaman dan sesleniyor bize. Bunun dışındaki öykülerde andığımız Freud'un bile hiçbir geçerliliği kalmamıştır, diğer öykülerde kanramanlar için duyduğumuz psikiyatriste gönderme arzusu burada lcenuine zemin bulamaz, çünkü psikiyatri gerilerde kalmıştır, artiK "bir zihinsel hastalığı isimlendirmek ya da sımflandırmak onu mutlaka yenmek anlamına gelmemektedir" (s. 110) Böyle bir zamanda yaşamamayı dilemekten öte yapacak hiçbir şey yoktur. Ama kurmaca dünyayla bildİK dünya arasında kurulabilecek olası paralellikler okurda bir silkelenmeye yol açacaktır mutlaka. Ne de olsa Kara Ütopyalarda yazarın çizdiği kötü tablo kendisinin de arzu etmediği bir şeydir. Bizleri vampirlerin dünyasına taşırken toplumsal çağrışımlar yaratan, o dunyadalci sömüren/sömürülen ilişkisine vur gu yapan, onların da benzerleriylc bir arada olmaya ihtiyaçları olduğunu, ni hayette onların da "insan" olduklarını, en sonunda da bizleri drakulaların kinv lerin karşılığı olduklan sorusu üzerinde yoğunlaştıran P.N. Elrod'un Rüzgârın Sesi Soğuktur'unıı da katarsak, diğer 9 öyküdeki çağrışımlar daha çok bireye in dirgenmişken, Brion Hodge'un Türbeye Giden Bir Hacı Gibi isimli öyküsü de, ın Tahtından Şeytan gibi toplumsal olana yöneliktir. Burada psikiyatriste göndereceğimiz bireylerden çok yüzleşeceğimiz tarihsel/toplumsal gerçeklerden söz edebiliriz. Denşet hükümdarlığının uzun zaman önce sona erdiği bir zamanda, cski ve yeni drakulaların çatışması var ve bu "çatışma"nın sayısız toplumsal karşılığı... Korku öyküleri deyip geçme meli, özetle söylemeye çahştığım bu...» Çağdaş Korku Oyküleri / Hazırlayan. Dost Körpe / Gendaş / 207 s CUMHURİYET KİTAP SAYI 509 Paranoyanın doruklan ilk öykü Stephan Kırıg'm hakkında "knrkunun geleceğıni gördüm adı Clivc Bcırkcr'dı" uediği yazardan, yani Clive Barker'dan seçilmiş, în Tahtından Şeytan! Uyandırdığı toplumsal çağrışımlarla elimizdeki "Bütün"ün farldı parçalarından biri. Sahip olduklan olmadıklarından fazla olunca insanın içinc düşebileceği korkunç durumla birlikte beklentilerine ulaşmak adına denemeyi göze alacağı ürkütücü yolları anlatıyor. lnancı sayesinde ki tanıdık bir şeydir bu şaşırtıcı biçimde zenginliğe kavuşan bir adam elli be§ yaşına gelince kendini tanrısız olarak bulur ve ner şeye sahip olmanın sonucunda tanrının bile kendini ona gösterebileceğine, hatta onun saflarında yer alabileceğine, bunun da ancak şeytan aracılığıyla olabileceğine inanmaya baslar. Vicdanını rahatlatınak için din okulları açmaya yönelmesinden tutun da, tanrı tarafından terk edildiğini düşünmesine kadar yaşadığımız toplumda ve dünyada karşılıkları bulunabilecek, bizleri bireyin dünyasından toplumsal travmalara taşıyan ilginç bir tiplemedir Gre gorius. Şeytanla yüzleşirse tanrının yardıma koşamleceğini düşünen gregorius, dünyada cehennemi inşa etmeye çalışırken şeytana dönüşendir! Afrika, ironik bir biçimde cehennemin kurulacağı yer olarak seçilmiş. Yazarın, cehennemi kurarken kendi ülkesinden başlamamasında elbette ki şaşılacak bir şey yoktur. Sonuçta öykünün kahramanı bir dünyalı olarak "pismanlıktan yoksun kötülüğüyle" hcp natırlanmak üzcre ölür, hangi güç llitler'i unutturabilmistir sorusun sormanın tam zamanı! In Tahtından Şeytan, okuru hcr ülkenin bir Ger gorius'ıı olabilir korkusu ve insan dünyayı zatcn cehenneme çevirdi gerçeğiyle sarsarken, öykü de buna paralel olarak tüm dünya böylc hır fenomene dayandt rılabilir w/sorusuyla bitiyor. Böylcce, In Tahtından Şeytan çağrışımları bol, zengin bir metin olarak yerleşiyorbelleğimiSAYFA 18 In Tahtından Şeytanl Düşünün ki, Avrupa başkentlerinde "oburca" seyahate çı kan kadının, Çılgınuı Kalliam, Karınaeycı ve Korkunç Ölümlcr manşetleri ile anılması edebiyat dışı bir bil giymiş gibi sızıyor metnin arasından. Kadının '' Vampir diye bir Hj yoktu. Yalmzca üstünko'rü gözlemlenmiş olan gecenin çocuklan vardı " (s. 45) cümlesinden gelcn imdat çağrısıyla birlikte Fantezilerlyle yaşamak
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle