Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
"Kültürümüzden însan Adaları" Alpay Kabacah'nın, çağdaş kültür ve sanatımıza katkıda bulunmuş olan 101 kişiylc 19881990 yılları arasınaa yaptıöı ve Cumhuriyet Gazetesi'nae yayimlanan söyleşilerinin biraraya toplanmasıyla oluşmuş öncmli bir kitap. DR. ALEV COŞKUN 101 aydınımızın kendi ağızlarından düşünceleri. ültüü Kültürümüzden İnsan Adaları A raştırmacıgazeteci, titiz incelemeler sonucu yarattıöı eserlerle tanınan Alpay Kabacalı'nın röportajları, Yapı Krcdi Yayınları tarafından Kültiirümüzden tnsan Adaları adıyla yayımlandı. Bu yapıt Alpay Kabacah'nın, çağdaş kültür ve sanatımıza katkıda bulunmuş olan 101 kişiyle 19881990 yılları arasında yaptığı ve Cumhuriyet Gazetesi'nde yayımlanan söyleşilerinin biraraya toplanmasıyla clde edilmiş. 455 sayfalık bu portre röportajda kimler yok ki: Aziz Nesin'den Orhan Şaik Gökyay'a; Yaşar Kemal'den Mehmet Ali Aybar'a; Mclin Ccvdct Anday'dan Tank Zafer Tunaya'ya kadar... Bu portreröportajlarda, edebiyattan resinı ve heykele, seramiğe, tiyatroya, felsefeye, müzig'e, toplum bilimlere ve matematiğe kadar uzanan çok geniş bir alanda kültür sanat ve toplumsal yaşamımıza katkıda bulunmuş olan kişiler, doğum tarihlerine görc sıralanmış... Bu önemli kişilcrin cylcmlcri, yapıtlan, kimi sorunlar üzerindeki düşünce ve görüsleri kendi agızlarından veriliyor. kitabın önsözünü sade bir okur yazmıs. Cumhur Aydın. Aydın, röportajda yer alan 101 kişi hakkında genel bir yargıda bıılunuyor. "Hepsi de sıradanlıktan, köşe dönme cilikten titizlikle kaçınıp, uygarlık çorba sına mütevazı bir kaşık tuz koymayı yaşamlarının cn öncmli erdcmi saymışlardır." .. Bu eser, ülkemizin en seçkin 101 aydıııının kendi ağ/ından düşüncelerini aktanyor. Bu nedenlc çok yararlı. Örnegin, Daglarca'nm şiir hakkındaki düşüncclcrini kcndi ağzından dinleyebilirız. Bakın ne diyor biiyük sair Dağlarca; "Şiir, önce düz yazıdan kurtulmuştur. Sonra ozanın kendisinden kurtulmuştur. Şiir ozanın elinden çoksa bile, ozanından önce de vardır. Ozan şiirine başlarken bunun inaııcı içindedir. Şiir, ozana, hem bütün istcdiklerinin içinde, hem dışında görünür. O bile şiirinj yazdıktan sonra yapacağı şiiri tanır." (120)Latin alfabesine geçmekle eski kültiiı ümüzle ilişkimizin kesildiği iddialarııiii karşı bakın gençlik yıllarında ilk iş olarak Ankara kitaplığında tasnif memuru olarak çalışan Melih O.evdet Anday ne diyor: "Latin alfnbcsine geçmekle siz eski kül türünüzle ilişkinizi kesmiş oluyorsunuz dediler? Bilmiyorlar bizde kaç kitap olduğunu. Toplamı 2530 bin. Bunun için de sizin yararlanacağınız kaç set çeken ne varsa onların hep kitap çıkar? Ayrıca şunu da hesini temizleyen bir a r a ç . . . " Aljüty Kiıharalı saba katmak gerekir: üsmanlı (173) kültürümüzden döncminde, ta Fatih'tcn başlainsan aâakm Neden Türkçe yarak, sarayda Gazali haklı 'Neden Türkçe' konusunda mıydı değil miydinin tartışması Hançerliogiu bakın ne diyor? yapılmış. Gazali'nin haklı ol "Neden Türkçe? Bir kere duğuna karar vermişler. Gazabunun üstünde anlaşalım. Hep li'ye hak vermelerinin nedeni tartışılıyor, ama kimse bunun şu: Felsefe yasaktır, fclsefe dibilimscl ncdenini açıklamıyor. ne aykırıdır... Demek ki felseOysa çok basit. Bunu bir şovcfeye dcğinen kitap yok denecek nizm, aşırı milliyetçilik sanıyorkadar azdır bu 25 binin içinde. Ne okular. Ilani, "Biz Türküz, Türkçe konuşmayacaksınız? Hiç yararlandamaz!" (135) lıyız.." Gercekte böyle değil, bunun geÖrneğin Tarık Zafer Tunaya hocanın rekçesi bu değil. Bunun gerekçesi şu; OsLaikJik ve gelişrrje hakkındaki düşüncele manlıca denilcn karışık dil, on altı dilden rini ögrenmek istiyorsunuz. ü zaman Taoluşmuştur. Onlardan biri Türkçe'dir. rık Zafer'Ie yapılan söyleşiyi açmanız geİçinde Arnavutça bile var.. Ermenice, rekiyor. Bakın Tank Zafer \ loca ne diyor: Fransızca, tngilizce, Arapça, özellikle Farsça.. Dille düşünce arasında öyle bir Kültür soruıuı bağlantı var ki.. Dil düşiinceyi geliştirir, "Birçok şeyler eksiktir, tamamlanması düşünce dili. Bunun en belli örneği de gerekir. Sauecc kurumları oluşturalım di hayvanlar. Hayvanların düşünceleri yok, ye, bir binanın kapısına bir tabela asmakçünkü dilleri yok. Demek ki düşünccmila, o kurumların oluştuğu görülmemiştir. zin gelişmesi için dilimizin gelişmesi gereBugün en çok dikkati çeken de bu ger kir. Dilin gelişmesi içinde türetilmesi geçektir. Asıl ülkenin kencıi gclişmesi, kcndi reklidir. Yani dilin gelişmesi demek, türe toprağının verdiği ve yetişürdiği bitkiler tilebilir olması demektir. Bu çok önemli! bu memleketi kurtarabilir. Kişi başına düşcn gelirle kurtulması, kurtulmuş sayıl Türetilebilmek için isc, kök anlamının bizim olması gerekir. Sözgelimi istiklal sözması yanlış. Böyle olsaydı petrolcü Arap cüğü yüzyıllarca kullanılmıştır. O kökten, ülkeleri en uygar kesim oluıdu. Kültür kıllet kökünden iki tane türetilebilmiş is sorunu büyük önem taşıyor. Bu da yalnız tiklal, müstakil. Kök bizim değil, neresini okuma yazmakla degil, bu havayı teneffüs türetirsiniz bunun? Buna karşılık, bağgilettirecck ortamın ortaya çıkması ilc miimlerden bağımsızlık.. Bağ kökünden 38 takün. Atılacak çok büyük adımlar oldıığu ne türetnıiş bıılunuyoruz. Daha 138 tane nu hesaplamak gerekiyor. Bu hesaplama de türctiriz. Bağımlı, bağımsız, bağlaşik, nın en büyük unsuru laikliktir. Laiklik, bağdaşım... Istediöiniz kadar türetin, dcvnmcilcrin buldozeri olmusjtur. tnsanı•iinkü kök sizin! Türctemeyince beyniların karşısına engelleri koyan, ilfrlemcvc IHkemizin seçkin aydınları mizi de geliştiremiyoruz. Düşünccicrinizi geliştirmek için dılimizi gclıştirmek gerek. Dilimizi geliştirebilmek içinsc dilin türetilebilir olması gerek. Dilin türetilebilir olması için de Türkçe olması gerek." (192) Atatürk devrimleri üzerindc Bcdia Akarsu'nun yorunıunu okumak isterseniz, Akarsu ile yapılan söyleşiye gitmck gerekiyor. Akarsu'ya göre "devrimler" dememek jgerekir: "Tek bir devrim var. Hepsi bir bütünün parçalarıdır, hiçbirini ayıramazsıntz." Bu gerekçeyle devrimlerin tümünü savunuyor: ''Atatürk'ün ilk dcvrimi, kadın devrimidir. I924'tc, balolarla başlıyor. E|*lence için düzenlenmiyor o balolar... F,n çok küçümsenen, kıyafet devrimidir. ü sarığın altında düşünmc dcvrimi vapılamazdı... GAP, altmış yılın birikimiuir. Atatürk'ündür o projc. Son on yılda ilerledik, sanayiyi biz kurduk di yorlar. 1930'da Atatürk kurdu... Bugün dünya karma ekonomiye gidiyor. Atatürk bunun uygulamasını 1930'larda başlatmış..." (232) Türklerin kimlik kökeni konusunda. Burhan Oğuz, Orta Asya'dan gelcn Türkler'in Anadolu4'daki uygarlıklardan büyük ölçüde etkilendikJeri, aynı zamanda da burada yaşayan insanları ctkiledikleri sonucuna ulaşıyor: "Anadolu'yu TürkJeştiren akımlar, 11. ve 13. yüzyJlarda iki göç dalgasıyla gerçeklcşjyor. Gclenler, buraları yurt tutmak istiyorlar. Daha önce, iki üç yıllık bir keşif hareketi yapıyor Çağrı Bey. Ve dövüşe dövüşe geliyorlar. Çünkü daha önce burada yeneşmiş devfctlcr, bu haşarı göçcbeleri istemiyor. Tarihçilerin yaptıkları hesaba göre, Türkistan dan kalkıp yaya olarak bu iki göç dalgasıyla gelenlcrin sa yısı, 1 milyon dolayında.' Kilisc kayıtlarmdan vc çcşitli kaynaklardan, bu sırada Anadolu'da 814 milyon nüfus yaşadığı sonucu çıkıyor. "Ortalama 10 milyon, gelenlere de 1 milyon dersek, etnik olarak bugünkü Türk halkında Asya oranı yüzde 10'dur. Ama Türkler "belirlcyici unsur' olmuşlar. Dillcrini, dinlerini yerleştirmişler. Etkileşim iki yanlı." (209) lsmet Zeki Eyuboğluda, din kuralları ve laiklik için duşüncelerini şöyle açıklıyor: "Laik bir kimscyi dine karşı göstcrmek yanlıştır. Bu, şundan kaynaklanıyor: Laik olan, bütün dın verilerini toplumsal yönetimden uzaklaştırıyor. Oysa iııançlan toplumsal yönetimin odağı olnıaktan çıkarmak isteycn, dine karşı göstcriliyor. Bu, doğru defcil. Din, bireysel bir eğilimdir. Çünkü devletin dini olmaz. Kuran'da, hadislerde Tanrı, dcvleti cennetc ya da cehenneme gönderecck diyc bir ntıyruk yok. Tanrı, ancak tek tek günah işleyenleri cennete ya da cehenneme gönderir. Bu durumda bireysel olanla toplumsaJ olanı birbirinden ayırmak gerekiyor. Laiklik toplumsal bir yönlendirme odağıdır, din ise bireyseldir. Bir ülke, değişmez İİkelere göre, dine dayatılarak yö netilemez, yönlendirilemez. Ancak bunu bcnimscdikten sonra laik oluruz." (337) Kuşkusuz bu yapıt ses getirecektir. Edebiyatçılar için, düşünürlcr için bir başucu kitabı olacaktır. Zevkle okunan bir başucu vc başvuru kitabı. • Kültürümüzden tnsan Adaları / Alpay Kahacalt / Yupı Kredı Yayınları / 455 r. Alpay Kabacah'nın eserl zevkle okunan bir başvuru kltabı. SAYFA 16 CUMHURİYET KİTAP SAYI 277