02 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

lumsal bağlamı ve o yapıtın bize vermediği toplumsal olayı bizim kendimizin bulup katmamız gerekir. Sanatı, ancak bu yolla, gerçek büyüklüğüyle, insanoğlunun gelişmesindcki bir aşamanuı açıklaması olarak görebiliriz. Müzik dc içindc olmak üzcrc, güzel sa natlarm hepsinde, her insan betimirıin toplumsal bir algı dayanağı (**) bulunur. Shakespeare çağında geçerli olan, hükümdarlık erki uğrunda rekabet töresini düşüncc kapsamımıza almadan, böylece Hamlet'in kendi özel yaşamını sürmck özlemi ile, kamusal öç alıcılık işlcvini ycrine getirmek yükümü arasındaki mücadclcyi kavramadan, ondaki evrenselliği tam olarak değerlendirebilmemize olanak var mı? Cervantes tspanya'sındaki "ilerleme"nin çirkin yanları konusunda hiçbir bilgimizin bulunmazsa eğer, aklıfikri evvcl zamanlarda kalmış, kaçık, acayip mi acayip bir kişi olan Don Quixote un bize çekici gclmcsinin ncdcnini hiç anlayabilir miyiz? Müziktc dc durum aymdır. Müziktc "öykü" aramak, sonu ol mayan bir uğraştır. Ama, bir müzik yapı tını kcndi toplumsal bağlamı içinc yerleştirmek, böylece genel portrcsinc tikel bir eiysi giydirmek, o vapıtı cksiksiz anlamanın tek yoludur; çünkü müzik betimindc ortaya konan psikolojiyi doğuran, sorıınları ve çatışmalarıyla o toplumdur. Feodalizm karşıtı, demokrat duyguların Avrupa'yı baştan aşağı ctkisi altına almakta olduğu bir çağda, Beethovcn'in Egmont için yazdığı o coşkun müziğin, feodal mutlakiyetçiliğe karşı kendi zamanındaki mücadeleyi çağrıştırdığı bir sır değildi. Bu müziği dinlcyenlerin hcpsi, bu çatışmadan şu ya da bu biçimde etkilcnmiş olduklan için, bu çatışmanın bilincindeydiler. AnlayışIarına biçim vereıı, çağındaki başkalarıyla birliktc, onu da etkilemiş olan büyük toplumsal harckctlerin içindeki işlevidir. Geçmiş beşyüz yılın, birey özgürlüğüylc derin ilgisi olan cn güçlü toplumsal harckctlerinden biri, ulusların doguşu, bağımsızlık mücadeleleri ve bunlara eşlik cden iç çatışmalar olmuştur. Elinizdeki kitabın yazarı, bestecinin, yapıtını üzcrine kuruuğu biçimlere, bu harckctlcrle ilgisinin kılavuzluk cttiğını, hatra im gclcrini ya da betimlcrini yaratmak iizere kııllandığı ezgisel hammaddcnin, devral dığı ve yeniden i^lediği toplumsal vc ulusal mirastan kaynaklandığını göstermcyi amaçlamaktadir. Halk müziği ve popüler müzik, iştc bu sürece sıkı sıkıya bağlıdır. • Çevircn: M. HALtM SPATAR Sidney Finkelstcın'ın, Pencere Yayınevi tarafından yayınlanacak Besteci ve Ulus: Müzikte Halk Mirusı adlı yapırının "Giriş: Ulusal Anlatım Olarak Müzik, III." arabölünıüdür. (*) Sidney Finkclstcın (19101974), Amerikalı yazar ve müzik eleştirmenidir. How Music Expresse Idcas (1952) adlı kitabı Türkçe'yc çevrilnıiştir (Müzik Neyi Anlatır, Çeviren: M.H. Spatar, Kaynak Yayınları, lstanbul, 1986). (**) "Algı dayanağı: Bir cylcm, inanç ya da düşüncenin altında yatan, bunlara yön ve anlam vercrek denetçi ve sınırlayıcı görevi yapan defierlcr vc anlamlar dızgcsi." M. Enç, Runbilim Terimleri Sözlügü, TDK Yayınları, Ankara, 1974. CUMHURİYET KİTAP SAYI 277 Sait Faik Ödülü, "YazEvı'nin Ozaün övküler demeti Mehmet Zaman SaçlıoğlıTnun "Yaz Evi', yedisi YunusNadi 1993 Yayımlanmamış Öykü Ödülü'nü kazanmış on bir öyküyü içeren bir öyküler kitabı. Mehmet Zaman Saçlıoğlu, bu öyküleriyle çok değişik bir kurgulama ve kurgulamaların yanında da simgelerle çıkıyor okurun karşısına. MUZAFFER UYGUNER de kaldığını, bu küçuk nesnelerin, neredcysc ancak yapıldıkları malzemenin de ğeri kadar değerli olduğunu biliyorlar".. Gerçek sahipleri ise birkaç öğünlcrini karşılamak için bunlan satıyorlar. Bu öyku, pusulalar ve saatler konusun da da simgelerle, daha doğrusu gerçcklerle oluşup gelişiyor. Öyküyü okurken ve okuduktan sonra bu gerçcklcr insanı düsünceye salıyor. Kitaba adını veren "Bir Yaz Evi" de gerçeklcri simgelerin gölgesındc ortaya koyuyor. Selim Bey'in düşlerıni ve ölümle ilgili düşüncelerini, bir yaz evi gibi yaptınlan yapıyı, mczar gibi dü^ünülen bu görkcmli yapıyı buluyor vc insanların nclerin ardında koştuğunu bir kez daha görüyoruz. "Oteldeki Kapı" da değişik bir kurgulama ve anlatımla insanların zaman zaman düştükleri umarsızlıkları ortaya koymuş, dalgınlıkların nelcrc yol açtığını vurgulamıştır. Girdiği helâ kapısı yerine oradaki bir dolabın kapısını açmak için uzun süre çabalayan kişinin anlatıldığı bu öykü, bazı insanların dramını yansıtmaktadır. Saçlıoğlu, "Bir Kadın, Bir Erkck" adlı öyküsündc, Âdem ile Havva'nın İİk günlerdeki yaşantılarını anlatmıştır. lkisinin arasındaki bazı çekişmeler, bugün de kadınerkek çekişmelerinin simgesidir. Havva anamızın sert davranışları, süs düşkünlüğü öyküde belirtilmiştir. BÖyle Y az Evi, yedisi Yu.nııs Nadi 1993 Yayınılannıaını^ Öykü Ödülü'nü kazanmı^ onbir öyküyü iceren bir öyküler kitabı. Mehmet Zaman Saçhog lu, bu öyküleriyle çok değişik bir kurgulama ve kıırgufamaların yanında da simgelerle çıkıyor okurun karsısına. Kitabın iİk öyküsü olan "Brandenburg'un Dört Atlısı" öyküsündc çok değişik anlatımla bircok simgeselliği ortaya koymuştur. Saçfıoğlu, "Tarihi Brandenburg kapısının hemen altında, alçak, uzun bir masaııın üzerindeki üç öbeği oluşturan ncsnelerin" satışını yapan "iri yarı, genç adam"ın kisjliğinde bizi dcrinliklere sürüklcycn bir durumla karşılaştırmaktadır. Masanın üzerindc küme küme saatler, irili ulaklı pusulalar ve çcşitli madalyalar bulunmaktadır. Bu eşyaları satanların, satmak zorunda kalanların durumuna dcğinmekte, bunları alanların da nasıl gösteriş koleksiyoncusu olduklannı belirtmektedir. "Şimdi yapılan yanlış işlcrc gelincc: Bu madalyaların her biri birer yeteneği, emeği, başanyı simgeliyor; ama küçük paralar karşılığında alınıp satılıyorlar. ÂJan, satan, onların simgcledikleri değcrlcri üzerlerinde taşımadıklarını, o değerlerin madalyaları kazanan göğüsler ce, bu durumun o zaman başladığı anımsatılmaktadır. "Yalanın lki Yüzü de kadın entrikalarının simgelenmesidir. Toplumsal vaşamda zaman zaman görülen bu gibi yalanlar vc bu yalanların sonucunda ortaya çıkan durumlar olabilir. Saçlıoğlu, bu durumu çok değişik ve gerçekçi bir anlatımla anımsatmaktadır bize. Kadına özgü cilvelerle sonuca sürüklenen bir crkeğin öyküsü dc diyebiliriz buna. Kutsal Ittifak", toplumumuzda görülen aldatıcı durumların başka bir görüntüsünii çizmektedir. "Sakalları göbeğine dek incn hoca" ile çömczinin güneşten bile parlak bir nurun görüntüsü üzerine kurulmuş bir öykü bu. Doğa gerçeklerini bilmeyen ya da bilmek istemeyen insanlanmızın yaşantıları, yalan dolu yajamları öykünün özünü oluşturmaktadır. Oncele ri zor gcçincn Hoca efendi, "büyük bir âlim, güçlü bir muskacı, üfürükçü, büyü çözücü bir adam" olarak ünlenmiş, bu gibi hurafeler Hocanın evinc bolluK getirmiştir. "Penccrc Önümün Yolcusu" da hurafc anlayışının değişik bir vurgulamasıdır. Her gün penceresinin önünden geçcn deli bir çocuğun çevresinde bir kişinin düşsel yaşamı anlatılmıştır. Pencere önünde o dcliyi gören kişi, DU zamansız dcliylc, her gece cvrcnde başbaşa" kaldı ğını söylcmcktedir." Nöbette" adlı öykü uc nöbet sırasında bir askerin durumunu, çevreyle ilişkilerini ortaya kovmuştur. Kızım" öyküsü de çok değişik bir kurgu içinde bir olayı ortaya koymuştur. Bir kauın, doğurduğu kızın babası olarak ortaya koyduğu, söylediği adamın, bu olayın nasıl olduğunu düşünüp durması, sokakta gezerken bir sesin "baba!" diyc seslendiğinde, sonunda bu kızın gerçek babası olup olmadığı kuşkusuna düşen kişinin yaşadığını okuyoruz. "Dörtyol" adlı öyküde, bir dörtyol kavşağında trafiği yöneten bir delinin görüntüsünü, kişiliğini buluyoruz. Toplumsal yaşamımızda nu gibi durumlan zaman zaman görürüz. Saçlı oğlu, bu acı durumu ortaya koymuştur. "Basamaklar"da da yaşlı bir kadının yalnızlık günlerinde, cski günleri anımsamasını, yaşamını verivor Saçlıoğlu. Koca bir cvdc yapayalnız kalan, merdivenlerden zorlukla iııen, her basamakta yaşamının bir aşamasını anımsayan bir kadının öyküsü de, merdiven basamakları ile insan yaşamının aşamalarını ortaya koyarak bir gerçeği değişik yorumla öyküleşti rmektedir. Kısaca belirtmcyc çalıştığımız bu öykülcrde Saçlıoğlu, öykücülüğümüzde pek rastlanmayan oir kurgulama ile çıkıyor karsımıza. Çok değişik bir düzen içinde, sanki gerçekJer ikinci planda, bir gölgede eibi anlatılmaktadır. Bu anlatımıyla, Saçlıoğlu, gerçekleri gerçck onlar değilmiş gibi bir simgcscllikıe ortaya koyuyor. Kişi vc çcvre betimlemcsinden çok kişilerin yaşam içindeki durumlarına, düşünüşlerine önem ve ağırlık vermektcdir; ama, bu kurgulama, öykülcrindc bir basitlikten çok sanatsal bir yapı durumu yaratmaktadır. Dili, anlatımı yalındır. Bu yalın dili ve anlatımı ile yazdığı öyküleri, öykücülüğümüzde değişik bir nicelik ve niteliktedir. Öykücülüğümüzc yeni ve değişik bir yol getirmiştir. • Yaz Evi/ Mehmet Zaman Saçlıoğlu/ Öyküler/ Cem Yaytnevı/ htanbul, / 124 s. SAYFA 15
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle