25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

katçekici. Kadın destanı ağırlıkla ve öncelikk kadın bakış açısından kadını anlatıyorsa da üzerinde durulan bir başka konu da yöneten yönetilen arasındaki tek yanlı erkeğe dayalı çelişki. Tannlar ve insanlar, tanrıların temsilcileri, krallar ve halk, erkekler ve kadınlar açısından bakılabilir bu çelişkiye kuşkusuz. Insanın sonsuz arayışı, ölümsüzlük isteği, doğa ve insan karşısında kendi canından kopanın bile düşmanı olabileceği gerçeği bütün zayıflıklan ve güçlülüğüyle yansıtılmış Kadın Destanı'nda ve bu yüzden bence adı insanlık destanı da olabilirdi. Liyotani'nin övküsünde yadırgadığım yan onun Gılgameş'ten olan oğlunu doğar doğmaz bir mağaraya (öriimceğe) terketmesi oldu. Analık duygusuyla bağdaştıramadım bunu. Gılgameş'e duyduğu nefret ve bebeğin yeşil yüzlü bir "yaratık" olması bence yeterince açıklamıyor bu acımasızlığı. Bir kadın için, kendi bedeninde büyüttüğü can ne denli çirkin ve kusurlu olursa olsun ve bu cana tohum veren erkekten ne ölçüde nefret ederse etsin doğurduğunu sevmemek olanaksızdır ve belki de bu gerçek, kadın cinsinin dünyadaki en büyük yenilgisidir. Eğer Ayla Kutlu bu yenilgiye başkaldırmak uğruna Liyotani'yi böylesine önyargılı olarak kurguladıysa bu hainlik biraz olsun anlaşılabilir gene de. Ama sanırım Liyotani'yi içsel derinliği ile ve bir roman kahramanından beklenen inandıncılık duygusuyla kavrayamayışımın nedeni onu, üst düzeyde şiirsel söylemi, son derece duyarlı bilgeliği, hırpalanmış sevecenliği ve köreltilmiş tııtkulu yüreğine karşın yalnızca bir destan kahramanı olarak algılayışım oldu. Elbette, yazında destan kahramanları da var ve olmalı. Ancak kadın sorunu bağlamında bakıldığında LiyotaniNippukir'in gerçek ve daha ince ayrıntılarla, daha derin kazılarla ortaya çıkarılıp yorumlanmasını anlatım biçiminin engellediğini düşünüyorum. Bu destanı büyük bir ilgi ve haz duyarak okumuş olsam da. Besbelli Ayla Kutlu romanınıkurma aşamasında oldukça yoğun bir araştırma, belge tarama ve hazırlık dönemi geçirmiş. Tanrılarla insanların bir arada yaşadıkları karanlık bir dönemi dil ve kurgu ustalığıyla yeniden yaratıp günümüze taşımış. Hem de kimi durum ve olguların bin yülardan bu yana pek az. değiştiğini gözler önüne sererek. Kadın sorunu kuşkusuz bu olgulardan en önde geleni ve evrensel olanı. Kadın Destanı çok değişik, şaşırtıcı, çok iyi yazılmış, sorunu ve öyküsü eski ama aynı zamanda çok yeni olan çağdaş bir roman. • Kadın Destanı / Ayla Kutlu /Bilgi Yayınevi/296s. C U M H U R İ Y E T KİTAP SAYI 214 Cjevgı (jruneşı ozan, yazar Şevket Yücel'in şiirlerini, öykü ve denemelerini topladığı son yapıtı. Yücel, 1930'da Kahramanmaraş'ın Süleymanlı Bucağı'nda doğmuş Yazın yaşamına 1964'tebaşlamış. 1981'de Türkçe öğretmeniyken emekli olmuş. Bugüne değin birçok yazın dergisinde şiir, öykü ve denemeleri yayımlanmış. 1970'te TRT'nin açtığı Kültür Sanat Yarışması'nda deneme başarı ödülünü kazanmış. Diğer ödülleri: Istanbul Genç Yetenekleri'nin açtığı şiir ve öykü yarışmalarında birincilik, Zonguldak 100. Yıl Vakfı'nın açtığı şiir ve öykü yarışmalarında mansiyon, Tercüman Gazetesi Röportaj Yarışması'nda mansiyon, Anadolu Üniversitesi Marşı Söz Yarışması ve Milli Eğitim Bakanlığı'nın 1992 Çocuk Kitapları Yanşması öykü dalında ikincilik ödüllerini aldı. Etos Evrensel Kültür Sanatevi Hümanist Enternasyonel'in açtığı yarışmada bir denemesiyle jüri özel ödülünü kazandı. HASAN AKARSU evket Yücel'in şiiri,"Umut Bir Gül Uzatırken"deki şiirlcnndesaptadığım gibi, akıp giden, yalın, doğayla iç içe ve sevgilerle yüklü. öyle olmasa, kıtabın adı "Sevgi Güneşi" olur muydu? Ozanın sevgisi: Benim sevgim/ Bir yonca kadar yeşil/ Gökyüzü gibi engin ... Benim sevgim/ bir meydan sazıdır kimi kez/ Gönderir sesini dünyaya/ Sevda dolukuşlarla/ Kardeşlik, dostluk üstüne. (s. 31) Yine "Söz" şiirindeozan: "Gecedir nice sözler, soludurur güzelliği Sevgiyle doğan sözler bilin ki bir gü Şevket Yücel'in şiir, öykü ve denemeleri birarada Sevgi Güneşi neştir" der. Sevgilerin insanı yorduğunu belirtir. Sevgisizlere de alabildiğine çıkışır: Öyle yoksulsunuz ki Bir çiçek yok sesinizde Ne zaman yanyanagelsek Üşütüyorsunuz ...Bakıyorumda Açılarınızdar Yürekleriniz sevdasız Bir yeriniz uçurum, bir yeriniz sıkıntı Gün değmemiş sÖzcüklerinize... (s. 12) Ozan, beyaz rengin tutkunudur. Sevgilisinin yalnız 'siyah' gelmemesini ister: Ister yeşil gel bana, ister mavi, ister beyaz/ Değişmez/ Ama siyah gelme ... Süzül gel/ Bir bahar güneşinde Biraz portakal rengi karıştırgelişine Biraz leylak kokusu/Özledim (s. 3) Şevket Yücel'in yolları, çok yerleri eksik olanlarla aynlır, çünkü onlann sevgilerine yaz gelmemiştir: Gördüm ki bu yollardan gidilmez sizinle Sanki dolu yağmış düşüncelerinize Adımlarınız kara, bakışlarınız eksik (s.5) Ozan, şiirlerinde umut ve sevinci eksik etmez, barışı ve özgürlüğü de koyar içlerine: Size şiirler yazdım içtenliğimin denizlerinden Kanştırdım içlerine umut ile sevinci Alasınızdiye Savurdumgökyüzüne... (s.9) Yaşama sevinci, insan sevgisi, anılar, acdar, ayrılıklar olmasa şiir yazılır mı? Şevket Yücel, 'yaşamak'ı ne güzel algılar: .... Yaşamak, bir sevinci dudağından öperken Yaşamak, bir gülüşü birlikte okşamakla Sevda yüklü günlerle güzel. (s. 4) İnsan insana gidince Yaşam niceşenlenir Dağlar uzatır sevinci (s. 23) Onun yaşantısına Anadolu toprağının kokusu, Anadolu insanının sevgisi, ekinı sinmiştir. Bu nedenle sevgiyle yazmış, sevgilerle yaşamıştır. Kitabın ikinci bölümünde on bir kısa öykü var. "Bir Ev Vardı Bir Zamanlar" adilı öyküde, kötürüm Gülsüm Teyze'yi, kocası Ali Usta'yı ve geri zekalı kızlan Semiha'yı anlatır. "Beyazı Arıyorum"da, öğrencisiyle buluşan öğretmenin <• ; « vincini, beya/i,. buluşmak olarak niteler. "Bir Çocuk Koşuyor Içimde" öyküsünde, hep genç kalmak isteyen kişi anlatılır:... Boyle anlarda bir çocuk koşuyor içimde. . • Varsın koşsun o çocuk... Ben ne zaman yüzü şenlik dolu o çocuğu yitirirsem işte o zaman bana yaşlandığımı söyleyebilirsiniz." (s. 48) "O Günler"de, K.maraş olaylarını anlatır, aydınbirkişininçaresizliğini. Eviyakılır, eşi, üç çocuğu öldürülür, ama yaşama umudunu yitirmez. Diğer öykülerde anlatılanlar: öğretmenini seven öğrenciler, ölen babayı yıllar sonra özleme, emekli öğretmenin mesleğinden kopamayışı, 3kokul beşinci sınıftaki aşk, koynundaki yılanla boğuşan adam, doğanın çelişkileri, eşyalarına düşkün kadın. Oykülerinde de akıcı anlatım, lier yaştan, her meslekten kişilerin zevkle okumasına olanak sağlıyor. Kitabın son bölümündeyse on bir deneme bulunuyor. Denemelerde de şiirsel anlatım insanı bağlıyor. Ozan şiirlerindeki izlekleri, denemelerinde geniş olarak ele alıp işliyor. Adlarına oakmak yeterli sanırım: Yüreğin Sevgiye Atısı, (Dostluldar susuz kalıyor... Sevgi yoksa, sevda yoksa, siz de yoksunuz...) înce Şeyler, (... Her gün kaba yerlerimizi azaltarak yaşamamız gerekiyor...) Yaşama Anlam Kazandırmak, Yalnızlıktan Kurtulmak, (... Öyle yalnızlıklar var ki kişiyi çoğaltır, öyleyalnızlıklarvardırkiözümüzü aşındırır...) Bir Seçim Yapmak, (... Bana gelince, en büyük kurtuluşu kitaplarda, dergilerde bulurum...) Dış Görünüm, (... Dış görüntülerin etkisinde kalmanın bizden neleri aldığını belki de zaman zaman düşünmüşüzdür. Öyle ama, gene de dış görüntüler etkin olmuşturyaşamımızda...) Dildeki Güneş, (... Evet, bal dildedir. Balı bulmak istiyorsak ilkin dil gerek bize... Dilinadına, "Sevgi Güneşi" dediyebiliriz). Kafa Aydınîığı, Yüzeysellik, Özeleştiri ve Çocuklar. Ozellikle "Çocuklar" adlı denemeyi herkese öneriyorum. Ozan, bizleri sevgi güneşinde ısınmaya, aydınlanmaya, sevgi sulannda arınmaya çağırıyor. • Sevgi Güneşi/ Şevket Yücel/' Ankaral994 SAYFA 9
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle