29 Nisan 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Alice Marriot ve Carol K. Rachlin kızılderililerin zengin dünyasına eğiliyorlar ılan, Pandora'nın kutusu değil... DOÇ. DR. MELDAN TANRISAL slındahepimizinalışageldiA" 'Kızılderili' adı, bu insanlar tarafından hoş karşılanmamaktadır. 'Kuzey Amerika Yerlisi' veya 'Yerli Amerikah' olarak adlandınlmayı yeğlemektedirler. Bununla beraber bu terimlerin bilinmemesi, anlaşılmakta güçlük çıkaracağından, 'Kızılderili' teriminin yaygın olarak kullanılması uygun görünmektedir. KızılaerilSerin tarihleri tam olarak bilinmemektedir. Yakın zamanlara kadar, tarihi, sadece "Anglolar" (Kızılderililerin beyazlara verdikleri isim) kendi bakış açılarından yazmışlardır. Tarih kitapları Kristof Kolomb'un 1492'de Amerika'yı keşfettiğini yazar. Ancak tüm iyi niyetleri Ue Kolomb ve adamlarına yardımcı olan, misafirperverlik gösteren Kızılderililerin daha sonra başlarına gelenler tarih kitaplanna yansımaz. Kıtadaki yerliler vahşi dinsizler olarak tanıtdır, beyaz adamların görevi de bu 'ilkel' insanları Hıristiyanlaştırmak, eğitmek (!) ve 'uygar insan' (!) durumunagetirmekolur. Işte bu yüzden de 1992'de Kolomb'un 'keşfi'nin 500. yılı kutlamaları pek çok Kızılderili tarafından protesto edilmiş, aradan gecen bu500 yıllık yok etme ortamı, Kızılderililerce, kendilerinin hayatta kalma başansı olarak nitelendirilmiştir. Onların yüzyıllardır verdikleri yaşam ve kimliklerini koruma savaşı, gerçekten de bir mucize değil de nedir? Kızılderililere son senelerdegösterilen yoğun ilgi, yüzydlardır süregelen 'vahşi,kötü Kızılderili!' ile, onunla savaşan 'iyi, beyaz kahraman' stereo tiplemesinden uzaklaşma gayreti, acaba onlan topraklanndan edip kısa bir süre içinde değişik biçimlerde yok eden beyaz adamın yaptığı haksızlıklardan sonra biraz olsun vicdanını rahatlatma çabası mıdır, yoksa yeni bir sömürü biçimi midir? Bu konu tartışılabilir. Gerçek olan bir şey vardır ki, o da eğitim gören, hem kendi kültürünü, hem de beyazların kültürünü iyi tanıyan, bağdaştıran bilinçli Kızılderililerin sayısı gün geçtikçe artmaktadır. 1924 yılına kadar Amerikan vatandaşı sayılmayan, 1948'e kadar oy hakkı olmayan Kızılderililer, uzun bir süre seslerini duyurup gündemde kalmayı başarmışlardır, bundan sonra da başarmaya kararlıdır. Kızılderili mitolojisi gibi kitaplar onların küçümsenemeyecek kültürlerinin anlaşılmasını, tanınmasını sağlamaktadır. Kitabın girışinde belirtildiği gibi kitabı oluşturan efsane ve destanlar, arkeologların dinledikleri bölük pörçük kısa öykülerin bir araya getirilmesiyle derlenmiştir. Pek çok öykü, derleyicilerin, bu insanlann yaşadıkları yerlerde yaptıkları alan çalışmalarının sonucudur. Bu öykülerin 5'i dışında, hepsi de kaynak kişilerin anlattıklarınclan ortaya çıkmıştır. Unutulmamalıdır ki, Kızılderililerin tarih, efsaneleri ve destanları yüzyıllardır nesilden nesile sözlü gelenek yolu ile aktanlmıştır. Çoğu zaman Kızılderilileri sözlü geleneklerindeki yapıtlann yazıya geçirilmesine ve çevrilmesine karşı çıkmışlardır. Öykülerden birkaçını anlatanlann, çeşitli nedenlerden ötürü, kimliklerinin gizli kalmasını istemeleri de bunun kanıtıdır. Kendilerinin dışındaki kimseler tarafından bilinmemesi gereken kutsal bilgileri verdikleri için, başka Kızılderililerin kızgınlığıyla karşıfaşmamak, veya kendi insanlarını elevermenin suçluluğundan, öyküleri anlatanlardan bazuan kimliklerinin açıklanmasını istememektedirler. Kimi Kızılderilileri böylelerini "culture venture" (kültür akbabası), yani kültür hırsızı olarak tanımlamaktadır. îsteklerine karşı da olsa, bu bilgileri kaybolmaktan kurtarmanın tek yolu, onları gene de yazıya dökerek kaydetmektir. Kitabın yazarları, öyküleri olduğu gibi sunmayı amaçladıklan için, Kızılderili anlatımına en yakın anlatımı seçmeye özen göstermişlerdir. Çevirisini yapan Doç. Dr. Ünsal özünlü, bu konudaki yeteneğini sergileyerek, derleyicilerin amacma sadık kalmıştır. Dilbilim uzmanlığının verdiği rahatlıkla, sözcüklerle oynarcasına, üslubu son derece akıcı, masal gibi bir yapıt ortaya çıkarmıştır. Dört ana bölümden oluşan Kızılderili Mitolojisi'nde ilk bölümün başlığı "ötemizdeki Dünya". Bu bölümde dünyanın oluşumu, yaratılış, dokuz öyküde işlenmekte. lkinci bölümün başüğı "Etrafımızdaki Dünya" ise ondött öyküyü içermekte. Yedı öyküden olusan üçüncü bölüm " Yaşadığımız Şimdiki Dünya" başlığını taşımakta. Son bölüm "Göçecek Olduğumuz Dünya", ölümü ve öbür dünyayı ele alan altı öyküden oluşmakta. Kitabın en önemli özelliklerinden birisi, efsanelerin ait olduğu kabüelerin hakkında kısa bilgiler vererek onları tanıtmasıdır. Ne yazık ki herkesin düştüğü bir yanılgı, Kızılderililerin hepsinin de aynı kültüre sahip olduğunu düşünmektedir. Pulitzer ödüllü Oliver La Farge, Kızılderililer üzerine yazdığı bir kitapta, "Ingilizler Araplardan ne kadar farklıysa, güneybatı Kızılderilileri ile güneydoğu Kızılderilileri birbirlerinden o kadar farklıdır" der. Bu çok doğrudur, çünkü yaşadıklan yerlere göre Kızılderililer büyük değiş' C U M H U R İ Y E T K İ T A P S A Y I Alice Marriot ve Carol K. Rachiin'in derlediği Kuzey Amerika Kızılderilileri'nin zengin mitolojilerini anlatan "Kızılderili Mitolojisi" Doç.Dr. Ünsal Özünlü tarafından çevrildi ve okuyuculara sunuldu. Son zamanlarda Kızılderililere yönelik, giderek artmaİcta olan ilginin sonucu olarak, Kızılderüileri tanıtan ve bugüne kadar farklı bir gözle görmeye özendiren kitapların çoğalması sevindirici. Ulkemizde bu konuda yok denecek kadar az kitabın bulunması.bu gibi çevirüerin önemini arttırıyor. Hele dile hakim bir dilbilimci tarafından çevrilmiş olması memnuniyet verici bir kazanç. S A Y F A 1 6 J 2 1 4
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle