19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

7.ÇP ve Türkiye tartışması Bilim adamlarının, bilimsel etkinliklerin ve de teknolojik gelişmenin, üstelik özellikle bilgi iletişiminin anında yapılabildiği bir dönemde, kendi köşesinde yapılabileceğini düşünebilmeleğri, beni hayretlere düşürdü. (bkz. Ahmet Cüneyt Taş, 7. Çerçeve Programına katılmalı mıyız ? Bilim ve Teknik, 1 Haziran 2007), İskender Gökalp, Fransız Ulusal Bilimsel Araştıma Merkezi,Yanma, Aerotermik, Reaktivite ve Çevre Enstitüsü Müdürü Orleans, [email protected] Yine İşsizlik! "İnsanlar iş olmadığı için değil, aranılan niteliklere sahip olmadıkları için işsizdirler". Doğru mu bu? Bu sava karşı hemen ileri sürülebilecek tez şudur: Öyle olsaydı bu kadar diplomalı işsiz olmazdı; onlar da mı aranan niteliklere sahip değiller? Tınaz Titiz Cevap: Diplomanın nasıl oluyor ise aranılan nitelikleri kazandırdığı gibi bir "inanç" var. Halbuki böyle bir bağlantı yok. Gerek devlet gerek vakıf üniversitelerinin büyük çoğunluğu bilinen nedenlerlediploma veriyor, fakat işgücü piyasalarının gereksindiği nitelikleri kazandıramıyorlar. Kazandıranların mezunları ise son sınıflarda yurt içi ve dışından kapışılıyor. Diplomanın nitelikli insan yetiştirdiği şehir efsanesini unutup gerçeklerle yüzleşmeliyiz. İkinci bir sav ise şu olabilir: İşverenler tam ne istediklerini bildiklerine ve eğitim yaşamı ile de içlidışlı olduklarına göre nasıl olup da bu nitelik karşılaşmazlığı (mismatching) oluyor? Cevap: İşverenlerce yapılan mülakatlara dikkat ediniz. Mülakat tekniği adı altında zırva satanlar, en son okuduğu kitabı, kızdığı zaman ne yaptığını, ev hayvanı besleyip beslemediğini, bıçağı sol el ile tutup tutmadığını ve daha ıvır zıvır şeyler sorarak aldıkları paranın karşılığını verdikleri inancını satarlar. Gerçekte ise sorgulanması gereken, kişinin, öngörülen iş için genel formasyonunun uygunluğu varsayımıyla, süreç içinde işin gereklerini ne denli kendi başına öğrenebilecek olduğudur. Nitekim, insan kaynakları departmanlarının baş derdi durumundaki konu, kendi başına bir şey öğrenemeyeceğine 1520 yıl boyunca koşullandırılmış kişilerin, işlerinin gereklerini öğrenmek için dışarıdan eğitim verilmesini istemeleri, bu gerçekleşmediği sürece de işverenin görevini yapmadığını düşünmeleridir. Halbuki, çalışanın bir numaralı sorumluluğu işinin gereklerine göre "öğrenmek"; işverenin bir numaralı sorumluluğu ise kişilerin öğrenmeleri için "uygun ortamları hazırlamak"tan ibarettir. İşte, işgücü piyasasının gerektirdiği niteliklerin bir türlü tanımlanamayışının nedeni budur. Tanımlanması gereken, işe alınacak kişilerin "öğrenebilirlikleri"dir. Bu nasıl olacak? Halbuki tüm eğitim yaşamı boyunca, ileride ihtiyacı olacaklar kendisine "öğretilen" ve bu saklı içerik (hidden curriculum) yoluyla "öğrenemeyeceği öğretilen" kişiler ve bunları çalıştıran kişiler, bu ihtiyacı nasıl hissedebilirler? İşte o abuksabuk mülakat işkencelerinin nedeni bu aymazlıktır. Asgari ahlaki nitelikleri ve yapacağı işe göre genel formasyonu uygun olan bir kişide aranabilecek tek nitelik, öğrenebilirliğini ne ölçüde kaybettiği, bunu ne sürede geri kazanabileceği ve bu konuda ne kadar istekli olduğudur. A CBT1059/21 6 Temmuz 2007 B Çerçeve Programlarının en önemli başarılarından bir tanesi, AB'nin her köşesinde aynı konularda çalışma yapan bilim adamlarını, araştırmacıları bir araya getirip ortak çalışma alışkanlığını oluşturmasıdır. Üstelik bu oluşum sadece bilim adamlarını değil aynı konularla ilgilenen sanayi veya diğer ekonomik sektörleri de, bu toparlanma ve toplulaşma çabasına çekmiş ve dolayısıyla önemli sorunların çözüme dönüştürülmesini en çabuk ve etkin bir şekilde sağlayacak ortamı kurmuştur. Ayrıca da 15 ülkeden 27 ülkeye geçiş sürecinde ve hatta ilk 15'lerin içinde de, bilimsel araştırma, yaratıcılık ve yenilikçilik seviyelerini her ülkede yukarıya çekmiş ve çekmektedir. Bir örnek vereyim. Benim koordinatörlüğünü yaptığım “Gaz türbinleri için alternatif yakıtlar AFTUR” adlı proje Ocak 2003'te başladı ve Eylül 2007'de tamamlanacak. Toplam maliyeti 8 milyon euro civarında. Projenin amacı elektrik üretiminde ve de kojenerasyonda kullanılan gücü 50 MW elektriği geçmeyen gaz türbinlerinde doğal gaz veya mazotun yanında, yenilenebilir türden yakıtlar (bitkisel yağlar veya esterleri, organik atıkların metanizasyonu sonucunda elde edilen metan gazı ve karbonik gaz karışımı, hidrojen içeren sınai atık gaz karışımları, vs) kullanılmasını sağlayabilecek ARGE çalışmalarını yapmak. Bu çalışmaları 22 katılımcıdan oluşan bir konsorsiyum sürdürüyor. Konsorsiyumun içinde üç tane gaz türbini imalatçısı (Fransa’dan TURBOMECA, İngiltere’den SIEMENS ve İtalya’dan NuovoPignone General Electric), KOBİ tipinden şirketler (ölçme teknikleri için Fransa’dan AUXITROL, alternatif yakıtların analizi için İsveç’ten TPS, yanmanın sayısal modellenmesi ve çözümlenmesi için İngiltere’den ANSYS), büyük araştırma merkezleri (Fransa'dan CNRS ve Institut Français du Petrole, İngiltere’den QinetiQ, Sırbistan'dan Mihailo Pupin Enstitüsü) ve de çeşitli AB üniversiteleri (Fransa'dan Rouen, İngiltere'den Cranfield ve Manchester, Hollanda'dan Eindhoven, İspanya'dan Zaragoza, İtalya'dan Napoli ve Roma, Yunanistan'dan Atina Tarım Üniversiteleri ve de Portekiz'den Lizbon'daki Yüksek Teknoloji Enstitüsü) var. Elbette bu türden konsorsiyumları oluşturmak kolay değil; zaman, çaba, kararlılık ve ikna gücü gerektiriyor. Ama katılımcılara bu çalışma metodunun olumlu sonuçlar verdiğini bir kere gösterdikten sonra kimse artık bu metodun gerekliliğini sorgulamıyor. Başka türlü olmasına imkân da yok zaten; yukarıdaki enerji sorunla rıyla ilgili örnekte olduğu gibi, çözülmesi gereken önemli sorunlar o kadar karmaşık, o kadar fazla ve çeşitli bilimsel ve teknolojik bilgi ve uzmanlık alanlarının bir araya getirilmesini gerektiriyor ki, tekil araştırmacıların, kendi başına kalmış bir üniversitenin ve de tek başına bir ülkenin kendi köşelerinde yapacakları pek bir şey yok. Türkiye'ye dönersek; yenilikçi ARGE çalışmalarını başarabilmek için bu türden konsorsiyomların Türkiye içinde en kısa zamanda kurulmasının gerekli (hatta gereklilikten de öte, Türkiyenin geleceği için ölüm kalım meselesi) olduğunu biliyoruz. Dolayısıyla, “ bu konsorsiyumları kuramıyoruz ve de bunun için AB Çerçeve Programlarına giremiyoruz” demek doğru bir belirlemedir. Ama, “bu yüzden 7. ÇP'ye girmeyelim” demek yerine; tam tersine, 7. ÇP, bu türden konsorsiyumları önce Türkiye'de kurmak ve bu konsorsiyumları kullanarak AB konsorsiyumlarına katılmak için teşvik olarak algılanmalı ve kullanılmalıdır. Zaten yapılması gereken bir işten kaçmak yerine, o işi en kısa zamanda yapabilmek için gerekli ve geleceğe yönelik adımları hızla atmayı sağlayacak her türlü teşviği kullanmak gerekmektedir Türkiye'nin birçok öncelikli sorunu AB'ninkilerle elbette çakışmaktadır. Başka türlü olabileceğinin nasıl düşünüldüğünü anlamakta zorluk çekiyorum. Yukarıda anlatılan tipten konsorsiyomlar Türkiye'de kurulursa, mesela kömür enerjisinin temiz bir şekilde kullanılması, her türlü yenilenebilir enerjinin geliştirilmesi (biyokütle, organik atıklar, güneş, rüzgâr ve de jeotermi), tarım ve gıda, çevre kirliliği, kıyıların korunması, enerji tasarrufu sağlayan yapılar, otomotiv sanayi ile ilgili sorunlar ve daha birçok konuda, Türkiye'nin Çerçeve Programlarına katılmaması için ve de koordinatör rolünü oynamaması için hiçbir neden yoktur. Türkiye üniversitelerinde yenilikçi ARGE yapılmasını sağlayacak donanımın bulunmaması veya yetersiz olması başka bir sorundur. Bu durumun da yetenekli öğrencileri Türkiye dışında doktora yapmaya itelemesine şaşmamak gerekir. Bu durumun iyileştirilmesini önleyen sorunların arasında, maddi desteğin ön sırada geldiğini sanmıyorum. Sorun organizasyon ve strateji eksikliğinden doğmaktadır. Türkiye'de herkes yukarıda konuştuğumuz ARGE konsorsiyumlarının oluşturulması gereğini anlar ve bu yönde çalışırsa ve birkaç güzel örnek çabuk bir şekilde oluşturulursa, AB Çerçeve Programlarına katılmanın faydalarını herkes anında görecektir. TARTIŞMAEDİTÖRE MEKTUP
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle