19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

OOOF OFF LİNE Tanol Türkoğlu [email protected] OFİSİ YAZLIĞA TAŞIYIN! Xpeech, ofis telefonunuza yazlık evinizden cevap verme kolaylığı sağlıyor. Böylece tatildeyken ofisinizdeymiş gibi görüşme yapabiliyor, gelen iş telefonlarına yanıt verebiliyorsunuz. Ülkemizde Bircom güvencesiyle sunulan Xpeech XSG VoIP Gateway cihazları, aynı zamanda uzaktan çalışma kavramına da yeni bir boyut kazandırıyor. Evini ofis olarak kullanan çalışanlar, bu ürünler sayesinde tüm telefon görüşmelerini sanki şirketin merkez ofisindeymiş gibi yapabiliyorlar. Evinde bebeğinin yanında bulunmak zorunda olan çalışan anneler ya da geçici ve hafif bir rahatsızlık nedeniyle işyerine gelemeyenler de Xpeech'in teknolojisinden yararlanarak işlerine ara vermeden devam edebiliyorlar. Bu teknolojisi, gelen aramaları sizin bulunduğunuz konuma yönlendirdiği için sizi arayan kişinin, işyerinizde değil de farklı bir mekandan yanıt verdiğinizi anlayabilmesi ise mümkün değil. VoIP teknolojisini kullanarak görüşmeleri internet üzerinden taşıyan Xpeech XSG Gateway'leri, arama ya da çalma tonunda hiçbir farklılık olmadan gelen telefonu anında yönlendiriyor. Gelen aramalar için geçerli olan tüm unsurlar, sizin ofis dışından yapacağınız aramalar için de geçerli. VoIP teknolojisi sayesinde bulunduğunuz konumdan ofisinize bağlanmak için de hiçbir ekstra ücret ödemiyorsunuz. Bircom ürünlerine ilişkin ayrıntılı bilgi için www.bircom.com veya 0 (212) 319 97 00 numaralı telefon. Doğal gelişime baktığımızda, eylemcilerin daima bir adım önde olduğunu tespit etmek sanırım yanlış olmayacaktır. Bu internetten önceki sokak eylemlerinde de böyleydi, bundan sonraki sanal eylemlerde de böyle olacak. Estonya’da Ne Oldu? Estonya internetin en gelişmiş olduğu ülkelerin başında geliyor. Bu Baltık ülkesinde devlet, internete yatırım yapmayı stratejik öncelikleri içinde gördüğünü birkaç yıl önce resmen ilan etmişti. Hâl böyle olunca Nisan sonunda yaşanan korsan saldırılara maruz kalması tüm dünyada geniş yankılar uyandırdı. Kısa adı DOS olan (Denial of Service) bu saldırı türünde, yüzlerce bilgisayar internet üzerinden tek bir web sitesine gitmek istiyor ve bu talep bilgisayarın kaldırabileceği kapasite sınırını geçtiğinde web sitesi çalışmaz hale geliyor. Bu şekilde geçici olarak işlevsiz hale getirilen siteler içinde başbakanlığın resmi web sitesinden tutun da küçük okulların web sitelerine kadar yüzlerce resmi web sitesi bulunuyor.Bazı yorumlara göre bu saldırıların gerisinde, ülkede geçtiğimiz aylarda gündeme gelen ve eski Sovyet yönetimi döneminde yaptırılmış olan bir bronz heykelin bulunduğu yerden kaldırılmak istenmesi var. Rivayete göre buna tepki gösteren Rusya sempatizanları, bu saldırıları gerçekleştirerek Estonya Devleti'ni uyarmış oldu. Her ne kadar saldırılar ABD, Kanada, Vietnam gibi dünyanın çeşitli ülkelerindeki bilgisayarlar üzerinden yapılmış görünse de bu bilgisayarların sahiplerinin farkında olmadan işe alet edilmiş olma olasılıkları da var. O nedenle bu saldırının ardında gerçekte kimin yattığını teknik olarak belirlemek kolay değil. Bu saldırı doğal olarak gözleri sanal dünyanın güvenliğine çevirdi yeniden. Bu tür saldırılar karşısında devletlerin, kurumların yapması gereken şeyler nelerdir? Oturup felaketin geçmesini mi bekleyecekler, yoksa proaktif bazı tedbirler mi alacaklar? AB'nin yeni bir üyesi olarak Estonya, bu sorunu AB nezdinde de gündeme taşıdı. EAvrupa süreci kapsamında tüm AB üyelerinin toplumlarına sanal dünyayı, sanal kültürü yerleştirmesini öngören AB’nin bu konuda ne yapacağını pek de uzak olmayan bir gelecekte göreceğiz. Bu tür saldırıların temelinde doğal olarak, böyle bir sosyal durum için tasarlanmamış olan internetin mimarisi yatmakta. Internet/2 denilen yeni altyapı bu tür sorunları kısmi de olsa ortadan kaldıracak ancak Internet/2'nin tüm dünyada devreye girmesi için daha zaman (ve yatırım gereksinimi) var. Her zaman olduğu gibi olayı biraz da sokaktaki yaşama bakarak yorumlamak gerekirse, ortaya pek de bir felaket senaryosu çıkmıyor. En azından nispeten. Polisin hızlı bir şekilde barikat kurup sokaklara dökülen halkın hareketliliğini zaafiyete uğratmak için gerekli olan demir bariyerler Paris sokaklarının giriş ve çıkışlarında daha hâlâ birer kenarda duruyor. Buna benzer tedbirler her ülkede kendi deneyimine göre alınmaya devam etmekte. Sanırım şu yanlış algılamayı terk etmek gerekir : İnsanlar sokağa çıkmazsa, toplu olarak zarar verici bir eylemde bulunamazlar. Dün bu doğru olabilirdi, ama bugün artık insanların yıkıcı bir eylem yapmaları için evlerini terk etmeleri gerekmiyor. Buna karşılık alınacak tedbirler de adil olarak gelişmekte. Eğer siz o bireylerin bilgisayarlarını internete bağlayan iletişim şebekesini bir düğmeye basarak kapatırsanız, yüzlerce, binlerce bireyin eylemini anında bitirmiş olursunuz. Dolayısıyla buradaki sorun lojistik düzeyde bir sorundur. Eylemciler mi teknolojinin ve internetin nimetlerinden daha hızlı istifade edecek; yoksa bunlara karşı tedbir almak sorumluluğunda olanlar mı? Doğal gelişime baktığımızda, eylemcilerin daima bir adım önde olduğunu tespit etmek sanırım yanlış olmayacaktır. Bu internetten önceki sokak eylemlerinde de böyleydi, bundan sonraki sanal eylemlerde de böyle olacak. Eylemci daima bir delik bulmaya çalışacak; bertaraf ediciler de daima açılmış delikleri bir daha açılmayacak şekilde kapatıcı çözümler üretecekler. Zaten tersi olsa biraz da eylemcilere ipucu verilmiş olurdu. Estonya'da olan her ülkenin başına gelebilir. Ancak bunun tedbirlerini almak da her ülkenin temel sorumluluklarındandır. Yeter ki “göreyim de öyle inanayım” bakış açısına rağbet edilmesin. Sanal dünyada görmeye vaktiniz kalır da inanacak vaktiniz kalır mı, onu bilemem! MASAJ YAPAN SÜRÜCÜ KOLTUĞU Masaj yapan sürücü koltukları, uzun yolculukların neden olduğu uyuşma ve kasılmaları gidermeye yardımcı olur. Ancak bugünün masaj yapan koltukları, motor yardımıyla dönen ağırlıklar veya şişirilen lastik torbalardan yararlanarak tekdüze hareketler üretir. Bu da bir süre sonra sürücü için rahatsız edici bir durum yaratabilir. Şimdi Massachusetts Institute of Technology'den tasarımcılar, koltukların içine şekilbellekalaşımları (SMA) gömerek değişik masaj şekilleri üreten bir düzenek geliştirdi. SMA'lar elektrikle ısıtıldıkları zaman şekil değiştirdiği için vücudun farklı noktalarına farklı şiddette bası uygulayabiliyor. ABD, Batı Lafayette'de Purdue Üniversitesi'nden Ronal Turco ve meslektaşları fulleren denilen nano ölçekteki karbon küreciklerin toprağa salındığı zaman mikroplara zarar vermediğini keşfetti. Bitkilerin yararlandığı besinlerin geri dönüşümünde önemli bir rol oynayan toprak mikropları üzerinde yapılan bu ilk araştırma Environmental Scienca&Technology dergisinde (DOI:10.1021/eso619531) yayımlandı. TOPRAK MİKROPLARINA ZARAR VERMEYEN NANOKÜRECİKLER “Elde edilen ilk verilere göre fulleren denilen nano malzemeler toprak tarafından emildiği zaman mikroplara zarar vermiyor” diye konuşan Turco, “Daha önceki çalışmalarda nano parçacıkların akciğer dokusuna zarar verdiğini ve sudaki mikropların hareketlerini engellediğini görmüştük. Bazıları bu 'nano kirliliğin' topraktaki organizmalara da zarar vereceğinden kaygı duyuyordu. Bu çalışma böyle bir kaygının yersiz olduğunu gösteriyor.” diyor. Hazırlayan: Reyhan Oksay CBT 1059/19 6 Temmuz 2007
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle