19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

BEYİN ARAŞTIRMALARI AŞK sakın bir safsata olmasın? İnsanın kendisini bile kandırabilecek denli incelikli yalanlar söylemesi ne zaman işe yarayabilir? Yalan ve aldatmaca gönül oyunlarının vazgeçilmez unsurlarından biri. Eş bulma süreci yanlış yorumlamalar, yalanlar ve kendini aldatmalardan oluşuyor, belki de en büyük yanılgı insanın gerçekten âşık olduğu duygusuna kapılması. iftleşme zekâsı: ilk bakışta birbirleriyle hiç bağdaşmazmış gibi görünen iki sözcük. Öyle ya, cinsel dürtülerimiz de tüm öteki duygularımız gibi içgüdüsel değil mi? Konu aşk olduğunda da, bu duyguyu “iç çekişlerin buğusuyla yükselen bir duman” ya da “yalazlanmış bir ruh” olarak tanımlayan Shakespeare'e katılmamak elde mi? Tüm bunlarda zekânın en ufak bir belirtisine rastlayabilir miyiz? Ne var ki, “çiftleşme zekâsı” aşk yaşamlarımızı nasıl yürüttüğümüzü kavramaya çalışan bilim insanlarının dillerinden düşürmedikleri bir kavram. Tozİnsan aşık olduğunda pembe dizelerin ve duygu belli bir kişinin onun yüklü filmlerin ardında ruhsal açıdan tam anlamıyiçin en uygun eş olduğu la bir mayın tarlasının olinancına kapılır; George duğu düşünülürse, bu kavBernard Shaw: “Aşk bir ramın dilden dile dolaşmakişi ile tüm ötekiler arası hiç de şaşırtıcı olmasa gerek. sındaki farkın büyük ölOzanlar aşkın şiirsel yüçüde abartılmasıdır.” zünü süslü püslü sözcüklerSevgilinizin ruh ikiziniz le yansıtmaya çalışadurya da tek gerçek aşkınız sunlar, bu duyguyu tadan herkes romantik ilişkilerin olduğu düşüncesi, salt söz cambazlıkları, insanları istatistiksel açıdan da yanlış düşüncelere iten olanaksız. Milyarlarca çarpıtılmış gerçekler ve kuyruklu yalanlardan oluşinsanın barındığı bir getuğunu bilir. zegende olsa olsa birAşk ilişkisi riski yüksek kaç yüz, bilemediniz bin bir güdümleme oyunudur. uygun eş adayı ile karFlört edilen kişiyle her buluşma ciddi bir iş görüşmeşılaşabiliriz. O halde sidir bu görüşme sonucunkendimizi niye aldatıp da elde edilebilecek en büdururuz? yük ödül yaşam boyu mutlu bir birliktelik kurma ve çoluk çocuğa karışma olanağıdır. İşin ucunda böyle bir ödül olunca zekâya neden gereksinim duyduğumuz da açıklık kazanır. Ç siyel eşle ilgili bilgilerin kısıtlı ve yalan yanlış oldukları düşünüldüğünde, seçimin en iyi biyolojik açıdan en başarılı olan kişiden yana yapılmasının en etkili yolu, genellikle düşler âleminde gezinen bir romantik olmaktır. Çiftleşme oyununu nasıl oynayacağımızı belirleyen bilinçaltı süreçler ilk randevudan bile önce etkili olurlar. Bu süreçlerin erkeklerle kadınlar arasındaki farklılıklarını inceleyen Kaliforniya Üniversitesi evrimsel ruhbilim uzmanlarından Martie Haselton, erkeklerin kadının gülümseme ya da kahkaha yoluyla aktardığı cinsel iletiyi genellikle abarttıklarına tanık oldu. Haselton'a göre, erkekler karşı cinsten birilerinin kendilerine gülümsediklerini gördüklerinde bunu genellikle “kendilerine ilgi duydukları” biçiminde yorumlarken, kadınlar gülümsemeyi salt bir gülümseme olarak algılıyor. Dahası, erkek ne denli zeki ve yakışıklıysa, “beni arzuluyor” duygusunu yansıtmaya da o denli eğilimli oluyor. Bir grup erkek deneğe başka erkeklerin “kayıtsız şartsız” cinsellik önerisinde bulundukları kimi reklamlara kadınların nasıl tepki gösterecekleri konusundaki görüşlerini soran New York Eyalet Üniversitesi toplumsal ruhbilim uzmanlarından Glenn Geher deneklerin IQ düzeyi yükseldikçe kadınların ilgili olabilecekleri görüşünün de ağırlık kazandığına tanık oldu. Erkeklerdeki karşı cinsin ilgisini abartma eğilim ile kadınlarda görülen ve erkeklerin bir gecelik cinsel ilişkilerde çok daha başarılı olduklarını düşünmeye iten bilinçaltı eğilim arasında bir uyum söz konusudur. Haselton bir başka araştırmasında kadın ve erkeklerden oluşan farklı gruplara erkeğin kadına pahalı mücevherler alması gibi çiftleşmeyle ilgili farklı türlerde davranışların uzun erimli bir ilişkinin ya da adanmanın bir göstergesi sayılıp sayılmayacağı konusundaki görüşlerini sordu. Sonuçta, bu tür abartılı armağanlar vermenin anlamı konusunda kadınların erkeklerden daha kuşkulu bir tavır sergiledikleri görüldü. Görünüşe bakılırsa, kadınlarda erkekleri çok daha kolay “parmaklarında oynatabilecekleri” görüşü egemendi. anda her iki yanılgının riski en aza indirilemeyeceğine göre, sistemlerin daha az zarar verecek riske eğilmeleri son derece mantıklı,” diyor. Örneğin, yanlış bir alarmın yaratacağı zarar alarm verilmediğinde yangının yol açacağı hasara kıyasla çok daha az olacağından yangın alarmları dumana aşırı duyarlı olacak biçimde tasarlanırlar. İnsanın dirimsel yapısıyla ilgili gerçekler kadınlarla erkeklerin farklı yaklaşımları benimsemeleri gerektiğine işaret ediyor. Erkeğin “beni arzuluyor” düşüncesi karşısındaki kadın sandığı kadar zeki değilse utanç verici bir duruma yol açabilir. Öyle bir durum keyifli olmasa da, en azından çok önemli bir zarara yol açmaz. Haselton'a göre, bu durumda yanlış olumlamanın vereceği zarar daha azdır. Yanlış olumsuzlaştırma, yani kadının gerçek ilgisini gözden kaçırma durumu ise üreme olanaklarının da elden kaçmasına yol açabilirdi. Bu da, yanılgıların bedelinin Darwin'ci ekonomiden daha ağır olmadığını gösteriyor. söylediler. AŞK SAFSATA MI? İnsanların, başarıyla üremek üzere evrilen canlılar oldukları düşünüldüğünde, bu tür yalanlar da belli bir anlam kazanır. Olaya bu açıdan bakıldığında, dişilerde en çok aranan özellikler doğurganlık ve bağlılık iken, erkeklerin biyolojik uygunluğu, kaynaklar ve adanmayla ilintili. Öyle olunca, erkek için iffetliliğini kanıtlayan bir kadın, önüne gelenle yatıp kalkan kadından çok daha uygun bir eştir. Aynı biçimde, kadınlara çekici gelen erkekler de uzun süreli ilişkiye daha yatkınmış gibi görünen ve varlıklı izlenimi veren erkeklerdir. Ne var ki, Sullivan'ın araştırması çok daha şaşırtıcı bir başka gerçeği de gözler önüne serdi. Denekler, eşlerin birbirlerine yalan söyledikleri konusunda hemfikir olmakla birlikte, yalaİnsanlar genellikle na ne denli başvurdukları kendilerine benzer etsorulduğunda, kendi onurlarını öteki hemcinslerinnik ve sosyoekonoden üstün tuttuları, bu bir mik özelliklere, ortak kendini aldatma eğilimiydinsel değerlere, eğidi. Eş bulma sürecinin yantim ve zekâ düzeyine lış yorumlamalar, yalanlar sahip kişilere âşık ve kendini aldatmalardan oluyor. Uygun özellikoluştuğu düşünülürse, belki te kişinin seçilmesinde en büyük yanılgı insanın gerçekten aşık olduğu de esas alınan ölçütduygusuna kapılmasıdır. ler, çocukluktan itiba”İnsan âşık olduğunda ren yaşanan deneyimbelli bir kişinin onun için en uygun eş olduğu inancılerle oluşuyor ve bu na kapılır,” diyen New ölçütlerin tümüne England Üniversitesi felse“aşk haritası” denife uzmanlarından David yor. Öyle ki, birey Smith, konuya açıklık kazandırmak için George kendi aşk haritasına Bernard Shaw'un dizeleriuygun biriyle yüz yüze ne dikkat çekiyor: “Aşk bir geldiğinde ona aşık kişi ile tüm ötekiler arasındaki farkın büyük ölçüde olmaya programlanıabartılmasıdır.” yor. Ama asıl aldatSevgilinizin ruh ikiziniz maca bu noktada devya da tek gerçek aşkınız olreye giriyor... duğu düşüncesi, salt istatistiksel açıdan ele alındığında olanaksızdır. Milyarlarca insanın barındığı bir gezegende olsa olsa birkaç yüz, bilemediniz bin uygun eş adayı ile karşılaşabiliriz. O halde kendimizi niye aldatıp dururuz? KADININ SEÇİMİ Kadınların, “erkeklerin daha kolay güdümlenebildikleri” yönündeki inançları, bu cinsin farklı bir sorunla karşılaştıkları gerçeğini yansıtır. Kadınlar gebelik, emzirme ve çoğunlukla çocuğun bakımını üstlenme gibi edimlerle üremeye yönelik çok daha büyük bir yatırımda bulundukları için, olası baba adayının kendisini gerçekten bu ilişkiye adayıp adamayacağı konusunda emin olmak isterler. Öyle ki, kadınların bu tür önlemleri onların aşağılık biriyle ilişkiye girme olasılığını en aza indirir. Üstelik, kadının hedeflediği ilişkinin uzun ya da kısa erimli olması durumunda da aynı sürecin geçerli olduğu görülüyor. Araştırmasında kadın deneklere erkekler tarafından kaleme alınmış ilanlar gösterip kendilerine en çekici geleni seçmelerini isteyen Geher, kadınların her iki durumda da seçimlerini benzer özelliklere sahip erkeklerden yana yaptıklarına tanık oldu. Geher kadınların salt cinsel bir yakınlık kurmaya çalıştıklarında bile, fiziksel ya da cinsel özellikleri ağır basan erkekler yerine, uzun süreli ilişkilere daha eğilimliymiş gibi görünen erkekleri seçtiklerine dikkat çekiyor. Erkeklerle kadınlar arasındaki farklılık salt bununla da kalmıyor. San Francisco Üniversitesi ruhbilimcilerinden Maureen O'Sullivan'ın araştırması, erkeklerle kadınların duygusal ilişkiye girecekleri kişilere söyledikleri yalanların da çok farklı özellikler taşıdığını ortaya koyuyor. Cinsel arenada tarafların birbirlerine sürekli yalan söyledikleri gerçeğinden yola çıkan O'Sullivan, kadınlarla erkeklerin belirli türlerde yalanları ne sıklıkla söylediklerini saptamak amacıyla bir denek grubuna sorular yöneltti. Verilen yanıtların evrim kuramına dayanarak yapılan kestirimlerle genelde uyumlu oldukları, kadınların daha çok, bakirelik, doğum kontrolü ve cinsel ilişkiye girdiği eşin performansı gibi konularda yalan söyledikleri görüldü. Öte yandan, erkekler genellikle ilişkinin geleceği, eşle ilgili gerçek duyguları ve ne kadar para kazandıkları gibi konularda yalan Sevgiliye Özgü Yalanlar Üreme yöntemlerindeki farklılıklar nedeniyle, erkekle kadının söylediği yalanlar da farklı oluyor. Yaşanan deneyimler kuramsal kestirimleri büyük ölçüde doğrulamakla birlikte, kimi zaman çok farklı bir tablo sergiliyor Evrim kuramına göre erkeklere özgü yalanlar İnsanların görüşlerine göre erkeklerin yapmaya daha eğilimli oldukları eylemler Eşlerini kızdırmamak için yalan söylemek İnsanlara göre kadınlarla erkeklerin ortaklaşa paylaştıkları eğilimler Evrim kuramına göre kadınlara özgü yalanlar İnsanların görüşlerine göre kadınların yapmaya daha eğilimli oldukları eylemler Başka birisine ilgi gösterdiği ya da flört ettiği konusunda yalan söylemek Doğum kontrolü konusunda yalan söylemek Romantik ilişki içinde olduğu kişinin zekâ ve görünümüyle ilgili görüşlerini abartmak Bekaretleri konusunda yalan söylemek Partnerin kalbini kırmamak için yalana başvurmak Partnerin beden yapısından ne denli etkilendikleri yönünde yalan söylemek Aşık olmadıkları halde öyle olduklarını söylemek Geçmişte yaşadıkları ve eşlerinin onaylamayacaklarını düşündükleri olaylarla ilgili yalanlar atmak Kazançları ve sahip oldukları konusunda atıp tutmak AŞK, BİR KISA DÜZENEK “İnsanlar mantıklı davranıp en uygun olası eşi arıyor olsalar, asla durmazlardı. Yaşam onca insanı tanımamıza el vermeyecek denli kısa. Bu yüzden insanları, en azından geçici bir süre için, aramaktan vazgeçiren bir düzenek olsa gerek,” diyen Smith,“Sırılsıklam âşık olmak eş bulma sorununa getirilen en etkili çözümlerden biridir” diye ekliyor. Rutgers Üniversitesi insanbilimcilerinden Helen Fisher tutkulu romantik aşkı neyin tetiklediği konusunda kesin bir bilgi olmamakla birlikte, insanların genellikle kendilerine benzer etnik ve sosyoekonomik özelliklere, ortak dinsel değerlere, eğitim ve zekâ düzeyine sahip kişilere aşık olduklarına dikkat çekiyor. Fisher uygun özellikte kişinin seçilmesinde esas alınan ölçütlerin çocukluktan itibaren yaşanan deneYazının devamı arka sayfada OYUN NASIL OYNANMALI? O halde, aşk denince insanın aklına neden kesinlikle mantıktan uzak bir duygu gelir? Son on yılda yapılan araştırmalar zeki yaşamlarımızın büyük bir bölümünün bilincin radarı dışında geliştiğini, çiftleşmenin de bu kapsama girdiğini ortaya koyuyor. Ruhbilim uzmanları bu konuda hem çelişkili, hem de şaşırtıcı bulgular elde ediyorlar. Aşk ilişkisi söz konusu olduğunda, kadınlarla erkekler birbirlerinihatta kendilerini yanlış anlamaya ve yanlış yorumlamaya programlanmış gibi görünüyorlar. Oysa, çiftleşen beyinde bilinçsizce gelişen süreçler çok daha yakından incelendiğinde tüm bunların gerçekte son derece akla yatkın olduğu fark edilir. Potan YANILGI YÖNETİMİ Bu tür eğilimlerin insanı rahatlıkla yanılgıya düşürebileceği açıkça ortada. Ne var ki, Haselton, çiftleşme ediminin etkili olabilmesi için bu eğilimlerin çok uzun süreli doğal ayıklamalarla biçimlendirildiklerine inanıyor. Texsas Üniversitesi araştırmacılarından David Buss gibi, o da bu tür eğilimlerin insanın düşebileceği çok büyük yanılgıları en aza indirmek amacıyla evrilen yanılgı yöneticileri işlevini gördüklerini savunuyor. Akıl yürütmeyle ilgili yanılgılar iki farklı türde karşımıza çıkıyor: Olmayan bir şeyi gördüğümüze inandığımız durumlarda ortaya çıkan yanlış olumlamalar; var olan bir şeyi göremediğimiz durumlarda ortaya çıkan yanlış olumsuzlaştırmalar. Haselton,”Aynı Romantik ilişki içinde olduğu kişinin zekâ ve görünümüyle ilgili görüşlerini abartmak CBT 1059/12 6 Temmuz 2007 Dostlarıyla ne kadar vakit geçirdikleri konusunda palavra atmak Cinsel ilişkiyle bulaşan bir hastalığı gizlemek CBT 1059/13 6 Temmuz 2007 Gelecek planları ile ilgili yalanlar atmak BEYİN ARAŞTIRMALARI
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle