24 Aralık 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

ÜNİVERSİTETOPLUM GÜNCEL TIP Mustafa Çetiner “ÜniKöy” projesi Uludağ Üniversitesi, yaşadığı kentle bütünleşme ve onun sorunlarına çözüm üretme anlayışını, “ÜniKöy” projesiyle köylere de taşıyor. Prof. Dr. Merih Yurtkuran başkanlığında oluşturulan ÜniKöy ekibi, proje kapsamında dört köyü kardeş köy seçti. çetiner.m@superonline.com MM hastalığında artan plazma hücreleri, sadece tek tip, fonksiyonu olmayan anormal bir protein salınımına neden olur. Multiple Miyeloma... Multiple Miyeloma (MM), toplum tarafından az bilinen, ismi gibi esrarengiz ve sıklığı giderek artan bir kan hastalığıdır. Artan sıklık, aslında MM'un son yıllarda daha kolay tanınmaya başlaması ile ilişkili olabilir. Buna karşılık hastalığın tanısında halen zorluklar yaşandığı kesindir. Bu durum sadece ülkemizde değil birçok batılı ülkede de böyledir. Myeloma Euronet'in, 42 ülkede hekim, hasta ve hasta yakınlarına uyguladığı bir anket, MM'nın yalnızca toplum değil, hekimler tarafından da iyi bilinmediğini gösterdi. Hastalığın belirsiz bulguları, uzmanlık dalları arasındaki iletişim eksikliği ve hematolojionkoloji dışında çalışan hekimlerin hastalığı iyi bilmemeleri, MM'nın tanısını zorlaştırmakta ve ölümcül gecikmelere neden olabilmektedir. Ankete katılanlar, hekimlerin eğitiminin, tanı önündeki engelin kaldırılmasındaki en önemli adım olduğunu söylemişlerdir. MM, kemik iliğinde plazma hücresi adı verilen bir grup hücrenin kontrol dışı ve anormal artışına bağlı olarak ortaya çıkıyor. Normal koşullarda, plazma hücreleri organizma için gerekli olan bir grup protein antikor üretir. Oysa MM hastalığında artan plazma hücreleri, sadece tek tip, fonksiyonu olmayan anormal bir protein salınımına neden olur. Bu anormal durum normal antikorların yapımında da ciddi eksiklikler yaratır. Sonuçta hastalar enfeksiyonlara duyarlı hale gelir. Kemik iliğinde sayıca artan plazma hücreleri, normal kemik iliği hücrelerinin yapımına engel olabilir. Bu engelleme hastalarda kansızlık, kimi zaman kanama eğilimi yaratır. Sonuçta yorgunluk halsizlik ve baş ağrısı gibi bulgular ortaya çıkabilir. Hastalığın önemli bulgularından biri de, kemiklerde doku kaybına neden olmasıdır. Bu kayba bağlı şiddetli kemik ağrısı ve kendiliğinden ortaya çıkabilen kırıklar görülebilir. Böbrek yetmezliği bir başka önemli bulgu olabilir. Anormal plazma hücrelerinin salgıladığı anormal proteinler böbreklerden atılırken böbrek hasarı ve fonksiyon bozukluğuna neden olabilir. Kanda kalsiyum değeri yükselebilir ve buna bağlı olarak böbrek hasarında artış, yorgunluk, kalp ritim bozukluğu, mide bulantısı, kusma gibi bulgular ortaya çıkabilir. MM ileri yaşlarda ortaya çıkan ve tam tedavisi bugün için olanaksız bir hastalıktır. Başlangıç yaşı ortalama 60'dır. Hastaların sadece %510'u 40 yaşından küçüktür. Tedavide amaç yaşam süresini uzatmak, hastaların kaliteli bir yaşam sürmelerini sağlamaktır. Özellikle son yıllarda bu alanda ortaya çıkan baş döndürücü gelişmeler, hastalığın tedavisinde umutları hızla arttırmaktadır. Hastalığın genetik geçişi yoktur, yani kalıtsal değildir. Ülkemizde Türk Hematoloji Derneği ve benim de Bilimsel Alt Komite Sekreterliğini yürüttüğüm MM Bilimsel Alt Komitesi, önümüzdeki günlerde yaşama geçirilecek olan bir “farkındalık projesi” hazırladı. Bu projenin kararı geçen ay Alt Komite Başkanı Sayın Prof. Dr. Levent Ündar başkanlığında ve ülkemizde konuyla ilgilenen değerli bilim insanlarının katılımıyla gerçekleştirilen alt komite toplantısında alındı. Toplantıda hastalık ile ilgili öncelikle hematoloji dışında çalışan hekimleri bilgilendirici aktiviteler yapmak, ilerleyen süreçte toplum, hasta ve yakınlarını eğiten etkinlikler göstermek gerektiği vurgulandı. Bu süreç sadece derneğin değil, etkinliklerde yer almak isteyen tüm sivil toplum örgütlerinin ve sektörlerin de katkısına açıktır. İlerleyen süreçte International Foundation of Myeloma, Myeloma Euronet, European Group for Blood and Marrow Transplantation, European Myeloma Network ve Lymphoma Coalition gibi oluşumlar ile işbirliği geliştirilerek ülkemizdeki MM hastalarının tüm ulusal ve uluslararası olanaklardan yararlanması amaçlanmaktadır. Tüm hastaların, hasta yakınlarının, hekimlerin katkılarını beklemekte olan Türk Hematoloji Derneği ve Multiple Myeloma Bilimsel Alt Komitesi, MM hastalarının sorunlarını dinlemeye ve yardımcı olmaya kararlıdır. P rof. Dr. Merih Yurtkuran, Uludağ Üniversitesi'nin bilimsel araştırma, kültürel ve sanatsal değerler yaratma işlevinin yanı sıra topluma hizmet yükümlülüğünün de bulunduğunu anımsatarak, “Uludağ Üniversitesi'nin topluma hizmet yükümlülüğü de bulunuyor. Kentle bütünleşme ilkesini, 'ÜniKöy' projesiyle köylere kadar genişletmeyi düşündük. Seçtiğimiz köyler, kültürel mozaiği zengin olan yerler. Bu köylerin özelliklerine göre, eksik olan noktalar belirlenip bilimsel veya sosyal ya da eğitim amaçlı destek vereceğiz. Şimdilik 4 tane kardeş köy seçtik” dedi. ÜniKöy Projesi kapsamında Büyükorhan'ın Danacılar, İnegöl'ün Gündüzlü, Hacıkara ve Hilmiye köylerine giden 8 fakülteden 38 öğretim üyesi, yetkililerle görüştükten sonra köylülerle bir araya geldi. DANACILAR KÖYÜ: Kaymakam Müfit Gültekin, tarım ve hayvancılıkla geçinen ilçenin kente sürekli göç verdiğini, kalanların da tarım ve hayvancılık yaparak yaşamlarını sürdürmeye çalıştıklarını, yörenin seracılık ve organik tarım açısından çok uygun olduğunu ancak bunun bilinçli yapılabilmesi için üniversiteden bu konuda destek gerektiğini belirtti: “Tarım Bakanlığının da organik tarımı geliştirme konusunda çok büyük destekleri var. AB'nin de organik tarıma ilişkin birçok fonu var. Projeler hazırlayarak bunları da harekete geçirebiliriz. Üniversitemiz de bu konuda bize destek verdiği takdirde, Bursa'nın kış aylarındaki sebze ihtiyacı Büyükorhan'dan karşılanabilir”. Öğretmen ve öğrencilerle konuşan akademisyenler, küçük armağanlar verdikten sonra öğrencilerin sorunları ve okulun ihtiyaçları konusunda bilgi aldı. GÜNDÜZLÜ, HACIKARA, HİLMİYE KÖYLERİ: İnegöl'ün üç köyünde incelemelerde bulunan proje grubu, burada da ilk olarak Çerkeslerin yaşadığı Hacıkara Köyü'ne gitti. Burada da, köylülerle görüşen akademisyenler, daha sonra Gündüzlü ve Hilmiye köylerinde yine köylülerle görüşüp sorunlarını tespit etti. Köylerde kaybolmaya yüz tutan el zanaatları hakkında da bilgi alan akademisyenler, Gündüzlü'nün tek sepetçisi Halil Ertaş'la da görüştü. Araştırmacı İsmail Hakkı Özak'ın rehberliğinde Oylat Mağarası’nı da gezdiler Ve buranın tanıtımı konusunda Üniversite olarak bir çalışma başlatabileceklerini belirttiler. CBT 1059/15 6 Temmuz 2007
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle