20 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

BİLİM DÜNYASINDAN K I S A KÖMÜR OCAKLARI İÇİN YAPAY AKCİĞER Norveçli bilim insanları, atık gazdaki karbondioksiti daha etkili ve ucuz bir şekilde ayrıştırmayı sağlayan bir teknik geliştirdiler. Tekniğin ana parçası, sera gazını diğer maddelerden ayıran ve örneğin toprakta saklanmasını sağlayan bir diyafram. Yeni diyaf H A B E R L E R teronun cinselliğin gelişimindeki rolü uzun süredir biliniyordu. Cinsiyetin “programlanması” embriyoda başlamakta ve ergenlik de dahil olmak üzere yaşam süresince devam etmekte. Ancak androjenlerin uzun vadeli programlayıcı etkilerine karşılık genetik ve kromozomsal faktörlerin (cinsellik kromozomları) farklı rolleri bilinmemekte. Araştırma çerçevesinde incelenen CAIS'lı kişilerin (bu durum yirmi binde bir görülür) görünümleri kadın gibi. Ancak CAIS kadınları XX kromozomları yerine XY kromozomlarını taşıyor Bunun nedeni androjen reseptörünü kotlayan gendeki mutasyon. Bu eril cinsellik hormonu sinyallerinin etkili olmadığı anlamına gelmekte. Testosteron hormonunun etkisi kaybolmakta. Normal erkek ve CAIS kadınlarının moleküler “parmak izini” karşılaştırmak isteyen araştırmacılar dış jenital organlardan alınan deri örneklerini inceleyince, erkek ve CAIS kadınlarında transkripsiyon derecesi farklı olan 440 gen saptamışlar. Bu farklılığa bağlı olarak özel bir “işaret” oluşmakta. ları bulunan iki protein, aşırı glikoz üretimini engelleyen güvenlik önlemlerinin gözcüsü gibi. Birlikte çalışarak, proteinlerin içindeki bir bozukluğun diğerini etkisiz hale getirerek sıkı kontrolü gevşetiyorlar. Bunun sonucunda çeşitli reaksiyonlar ortaya çıkıyor. Bu reaksiyonların sonucunda ise glikoz topakları oluşuyor, daha sonra ise sinir hücreleri ölmekte. Ancak burada bilim insanlarının aklına takılan, sinir hücrelerinde niçin hâlâ glikoz “fabrikasının” bulunuyor olması? Hatalı işleyişe bağlı ölümcül sonuç yüzünden evrim süreci içinde yok olması gerekirdi diyen araştırmacılar, proteinlerin ikinci bir işlevi olabileceğini ya da gen yapısının etkisiz hale getirmeye izin vermediğini tahmin ediyorlar. lilik ve cinsel ilişki yaşanabilecek. Diğer bazı bilim insanları robotların güvenlik robotu veya hasta/çocuk bakıcısı olarak “uzmanlaştırıldıklarını” ve bu yüzden insansı görünüme kavuşturulduklarını söyleseler de, Levy robotla cinsel ilişkinin sadece bir zaman meselesi olduğunu iddia ediyor. ramın özellikle de kömür ocakları için uygun olabileceği sanılmakta. Nanoteknolojideki yeni yöntemlerin yardımıyla üretilen diyafram akciğere benzer bir şekilde işliyor. Karbondioksit suyla birlikte diyaframın içindeki taşıyıcı moleküllerce hidrokarbonata dönüştürülmekte. Karbonik asidin bu çözünür tuzları, hızla diyaframdan geçerken atık gazın diğer içerikleri dışarıda kalıyor ve bu şekilde karbondioksit kolayca ayrıştırılabilmekte. Avrupa ve Amerika'daki üreticiler yeni tekniğe daha şimdiden ilgi gösterdiler. Yeni diyaframlar beş yıl içinde Avrupa'daki dört büyük kömür ocağında test edilecek. Testlerin başarıyla sonuçlanması halinde diyaframın kullanımı yaygınlaşacak. KIRK ÜÇ YIL SONRA ROBOTLA EVLİLİK VE SEKS MÜMKÜN OLACAK İngiliz bilim adamı David Levy kısa bir süre önce Maastricht Üniversitesi’nde, “Yapay eşlerle mahrem ilişkiler” adlı doktora çalışmasını anlattı. Robot araştırmaları ve yapay zekânın diğer alanlarındaki gelişmeler, robotların görünüm, işlev, kişilik ve duygu ifadeleri açısından birkaç yıl içinde insana çok benzeyeceğini haber veriyor diyor Levy tezinde. Hatta o kadar ki 2050 yılında robotlarla ev BESLENME ALIŞKANLIĞINDA GENLER ETKİLİ Binlerce ikizin beslenme alışkanlığını inceleyen Londre King's College araştırmacıları, tek yumurta ikizlerinin benzer beğenileri olduğunu görmüşler. Bu da yemek zevkinin kalıtımla ilgili olabileceği anlamına gelmekte. Tek yumurta ikizleri aynı genetik yapıya sahiptir. Çift yumurta ikizleriyle gerçekleştirilen karşılaştırma, hangi özelliklerin doğal hangilerinin öğrenilmiş olduğunu bulmaya yardımcı olmakta. Konuyla ilgili araştırma Twin Research and Human Genetics dergisinde yayımlandı. ŞEKER REZERVLERİ BEYİN HÜCRELERİNİ ÖLDÜRÜYOR Beynimizde sinir hücrelerindeki şeker rezervlerinin birikimini önlemek için aynı anda çok sayıda kontrol sistemi işlemekte. “Güvenlik proteinlerinin” gözetiminde işleyen bu sistem beyin hücreleri için yaşamsal önem taşımakta. İspanyol bilim insanları glikoz üretiminin zahmetli sürecini ender bir kalıtım hastalığı olan Lafora sendromunu bir farede incelerken keşfetmişler. Bu hastalıkta beyin hücrelerinde biriken küçük glikoz topakları zamanla hücreleri öldürüyorlar. Hastalar ilk önce epilepsi nöbetleri geçirmeye başlıyorlar daha sonra ise hareket bozuk Çevrebiyoloji CİNSELLİK HORMONU, KROMOZOMDAN DAHA ETKİLİ Cinsellik hormonu testosteronun, hücrelerde bıraktığı kalıcı moleküler işaretlerin, insanın cinsiyetini daha iyi gösterdiği anlaşıldı. Amerikalı ve Alman bilim insanları bu sonucu, testosteronun rolünü, tam androjen direnci (Complet Androgen Insentivity Syndrome/CAIS) görülen ve görülmeyen insanları karşılaştırarak elde etmişler. Sonuçlar, cinsiyetleri belirsiz olan kişilerin cinsiyetlerinin tanınmasında yardımcı olabilecek. Eril cinsiyet hormonları, yani androjenler, cinsiyetin gelişim sürecindeki belli başlı hassas zaman diliminde kalıcı etkileri bulunmakta ve bu yalnızca cinsellik organları için değil diğer organlar için de geçerli. Anlaşıldığı üzere testosteronun varlığı veya yokluğuna göre beyinde cinsiyete göre özel gelişmeler yaşanmakta. Bu gelişmeler davranışlar kadar kişilik üzerinde de etkili. Androjenlerin, özellikle de testos KÜRESEL ISINMA, TÜR ÇEŞİTLİLİĞİ ÜZERİNDE ETKİLİ Önümüzdeki on yıl içinde meydana gelecek sıcaklık artışları, İngiliz bilim insanlarının hesaplarına göre toplu ölümlere yol açacak. Dünyanın 520 milyon yıllık geçmişinde de benzer bir durum söz konusuydu. Sıcak dönemlerde tür çeşitliliği azalırken, buz devrinde artış yaşanmıştır diyor York Üniversitesi bilim adamı Peter Mayhew. Proceedings of the Royal Society B dergisindeki araştırma yazısına göre dünya tarihinde bilinen beş toplu ölüm vakası yüksek sıcaklıklarla ilişkilendirilebilmekte. Sera gazı emisyonu arttıkça, tür çeşitliliği tehlikeye giriyor, çünkü bu gelecekte toplu ölümlerin gerçekleşeceği anlamına geliyor. Sonuçlarımız küresel iklimin önemli değişimlere yol açtığını ve açacağını göstermekte diye açıklıyor Mayhew. Araştırmacı, son 520 milyon yılın sıcaklıkları ve tür çeşitliliğiyle ilgili bir analiz gerçekleştirmiş. Deniz ve karalardaki tür çeşitliliğiyle ilgili verileri deniz yüzeylerinin tahmini sıcaklıklarıyla karşılaştırılınca şu ilginç sonuç çıkmış ortaya: Beş büyük toplu ölüm vakasından dördü sıcaklık artışlarıyla ilişkilendirilebilmekte. Bu dönemlerde sıcaklıklarla birlikte yağışlar da artmış. Perm döneminin sonundaki büyük toplu ölümler de (yaklaşık 251 milyon yıl önce) sıcak bir dönemle ilişkili. O tarihte var olan tüm türlerin %95'i yok olmuştu. Bununla birlikte, sıcak dönemlerdeki toplu ölümlerde hangi mekanizmaların etkili olduğu bilinmemekte. Gerçi istatistiklere bakarak gelecekteki olaylar için sonuçlar çıkarmak çok zor ama yine de sıcaklığın tür çeşitliliği üzerinde olumsuz etki yapacağı bir gerçek diyor araştırmacı. CBT1077/4 9 Kasım 2007 lukları ve ileri derecede demans ortaya çıkıyor. Tedavisi bulunmayan hastalık, kişileri ölüme götürüyor. Gerçi hastalığın, iki genden birinde meydana gelen bozukluk yüzünden geliştiği biliniyordu ama bozuklukların hücre içinde ne gibi sonuçlar doğurduğu bilinmiyordu. Bu soruyu İspanyol araştırmacılar kısmen de olsa yanıtlayabildiler. Söz konusu genler üzerinde yapı plan
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle