02 Haziran 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

TartışmaEditöre Mektup nternet bağımlılığı: Çare var mı? Uzmanlar, internet bağımlılarını beş gruba ayırıyor. Sanal seks meraklıları, arkadaş arayanlar, internet kumarbazlan; bilgi bağımlıları ve "bilgisayarkurtlan"... Levent Mete*, Çiğdem Özen** S onsuz olanaklarla dolu bir hayal dünyasına bağlanıyorsunuz. Ekrandan gördüğünüz şey potansiyel anlatnda bütün dünya aslında. Binlerce yıllık uygarlığımızın elektronik kodlara dönüştürülüp depolanmış bir kopyası. Bütün kitaplıklardan büyük bir kitaplık bir yanıyla. Öte yandan dünyanın en büyük genelevi. Sualtından uzaya, bakmakla bitmeyecek bir görüntüler arşivi. Sizi okul arkadaşlarınıza ya da ilgilendiğiniz bir yıldıza, bir bilim adamına ulaştırabilecek bir adres deposu, dev bir oyunlar evi, bir kumarhane, bir kıraathane, bir çöpçatanlar feriştahı, her aradığınızı veren bir alışveriş merkezi... Ona bağlanmak ve bağlı kalmak dünyayla ilişkide olmak aynı zamanda. Ancak, sonuçları itibarıyla gerçeğe açılmasına, günlük yaşama satın alınan bir eşya ya da ayarlanan bir randevu biçiminde somut ürünler gönderebilmesine karşın, yine de tümüyle "sanal" bir dünya bu. Bizi kendine bağladığı sürece yakınlarımızdan ayıran, çevremizden koparıp götüren bir çağdaş büyücü. tan, tüm diğer bağımlılıklar gibi önlemeye ve eğer bir hastalıksa, yakalananları tedavi etmeye çalışmaktan başka yol kalmayacak" diyenler var. "Durun, acele etmeyin, bir düşünelim, araştırıp sonra karar verelim" diyenler de var öte yandan. ve akademik başarı düşüklüğü gibi sonuçlar ortaya çıktığını gözlemliyorlar. Bağımlı hale gelen kişilerin giderek uykuya ayırdıkları süre kısalıyor, öğünleri kaçırmaya, gündelik işleri ve sorumluluklarını ihmal etmeye, ekonomik kayıplara uğramaya başlıyorlar. KİME BAĞIMLI DİYECEĞİZ? "İnternet bağımlılığı" ilk kez 1999 yılında, Amerikan Psikiyatri Birliği Kongresi'ne sunuldu. Önerilen tanı ölçütleri, esrar, eroin, alkol gibi maddelerin bağımlılığında kullanılandan farklı değil. Kişi, işyerinde kendini işine veremiyor, internetle ilgili hayaller kuruyor, eve geldiğinde ilk işi yakınlarıyla ilgilenmek ya da zorunlu ev işlerine yönelmek yerine bilgisayarı açmak oluyorsa bağımlılık tanısına aday olarak görülüyor. B u kişiler gerçek ilişkiler yerine sanal dünyayı tercih ediyor, gece geç saatlere kadar ekran başından kalkmıyor, bu yüzden yakınları tarafından eleştiriliyorlar. Azaltmak ve sınırlamak için çabalasalar da başarılı olamıyor, giderek artan bir zamanı internete bağlı halde geçiriyorlar. İLK TANIM 1986'DA İnternet bağımlılığını ilk tanımlayan kişi Ivan Goldberg isimli bir psikiyatr. Ruhsal bozukluk kategorilerinin parodisini yapmak, arkadaşlarını güldürüp eğlendirmek için girişiyor böyle bir işe. Henüz yıl 1986, internet bugünkü gibi ber ilişki meraklıları, sanal sohbet odalarında buluşuyor, günlük yaşamdan kaçışı burada arıyorlar. Bu ortamlar köklü dostluklara olduğu kadar, hayal kırıklığıyla biten ilişkilere de vesile olabiliyor. Üçüncü grup internet kumarbazları. Sanal kumarhanelerin müşterileri bu grupta. Bilgi bağımlıları bir başka grup oluşturuyor. Bu kişiler yeni bilgilerin peşinde siteden siteye dolaşıyor, bilgisayarlarını işlerine yarayabileceğin çok ötesinde veri yüküyle dolduruyorlar. "Bilgisayar kurtlan" adı verilen son grup, teknoloji ve oto yarışları meraklılarından oluşuyor. Bunların büyük bölümü genç ve yetişkin erkekler. NEYÎ TEDAVİ EDECEKSİNİZ? Herhangi bir etkinliği "bağımlılık" olarak tanımladığınızda, "Nasıl önlenir?" ve "Nasıl tedavi edilir? sorularıyla karşılaşıyorsunuz. Tüm diğer bağımlılık türle rinde olduğu gibi, takip eden aşama, ola yın nedenlerinin ve toplumsal boyutları nın sorgulanması. İnternet bağımlılığının nedenlerin araştıranlar, küreselleşmenin körüklediğ rekabete ve bireyselleşmeye dikkat çeki yorlar. Yanındakilerle ölümcül bir yarış; tutuşan, dünya anlayışı daha çok paray; ve mala sahip olmayla sınırlanan insan çevresine yabancılaşıyor. Birlikte olmc nın sağladığı doyumu algılayamadığı, g derek bu yöndeki kavrayışını tümüyle y tirmeye başladığı için, sonsuz bir tüketir ve yarışma alanı olarak sanal âleme yön< liyor. Dolayısıyla eğer böyle bir bağımlılı varsa her türlü bağımlılıkta görülen bas ruhsal yatkınlık etkenlerinin yanı sıra, iı san ilişkilerinin bugünkü mekanik ve ac masız tarzından da besleniyor. Giderek şiddetlenen rekabet, inte net gibi ufuk açıcı bir teknolojik geli meyi, hastalıkh bir takıntıya dönü türecek zemini hazırlıyor. * [email protected] ** [email protected] FARKLIYAKLAŞIMLAR Böylesine göz alıcı bir "harikalar sirki"nin çekimine kapılmak, yarattığı dolaşımın kanallan boyunca eriyip gitmek, bu fıkirler ve hayaller tünelinde kaybolmak, kısacası "internet bağımlısı" haline gelmek beklenmeyecek şey değil. En azından bazılarımız fazlasıyla kapılıyor bu çekime. Ne yapacağız peki? Ruh sağlığı alanında çalışanlara nasıl bir görev düşecek? Bu sorular tartışılıyor şimdilerde. "Ondan vazgeçmemiz, sırtımızı dönüp yok saymamız olanaklı olmadığına göre, söz konusu bağımlılığı tanımlamakyaşamlarımızla içli dışlı olmamış. Ancak, beklemediği bir ilgiyle karşılaşıyor. Meslektaşlarından, "netkolik" olduklarını itiraf edip, yardım isteyen elektronik postalar almaya başlıyor ve giderek artan talep üzerine bilinen ilk "İnternet Bağımlılık Destek Grubu"nu kuruyor. Gruba, katılanların ve yardım isteyenlerin sayısı hızla artıyor. Bu arada, konuya ilgi duyan araştırmacılar, yoğun internet kullanıcılarının ruhsal özelliklerini inceleyen çalışmalar yapıyor, toplumsal yaşama duyulan ilginin azalması, mesleki BAĞIMLI NEYE BAĞLANIYOR? Uzmanlar, bağımlıları beş gruba ayırıyor. Sanal seks meraklıları, interneti erotik ve pornografık sayfaları ziyaret etmek için kullanıyorlar. Söz konusu sayfalara girenlerin % 85'i erkek. Arkadaş arayanlar ikinci grup. Si Ulusal bilimsel dergi yayıncılığ A kademik kurumların verimliliğinin arttınlması ve çağcıl bilimsel gelişmelere ayak uydurulması, bilimsel araştırmaların niteliğinin yükseltilmesine bağlıdır. Niteliğin yükseltilmesi yalnız uluslararası yayınlarla değil, ulusal yayınlarla da olanaklıdır. Çünkü ulusal başarı sağlanamadan uluslararası başarıya ulaşılamaz. Elbette ulusal alandaki başarı, bilimsel araştırmaların desteklenmesi, çoğaltılması ve sonuçlarının ulusal dergilerde yayımlanmasıyla sağlanacaktır. Ancak araştırma sonuçlarının daha geniş katılımlı bilimsel bir süzgeçten geçmesi için ulusal dergilerin hakemli olmasında yarar vardır. Bu açıdan, son 45 yılda hakemli dergilerin sayısında artış gözlenmesi sevindiricidir. Ancak burada da bazı sıkıntılann yaşanması doğaldır. Bu bağlamda bazı konulara değinmek istiyoruz: 1. Niteliği arttırması beklentisiyle konulan akademik yükseltme ve atama ilkelerine göre, SC1, SSCI, AHCl gibi indekslerce taranan dergilerde yayın yapmak gerekmektedir. Bu koşul akademisyenlerimizin dışarıya açılımını sağlaması açısından olumludur; ancak bu olumluluk, Türkiye'deki dergilere olumsuz yansıyor. Çünkü araştırmacılar yurtdışında yayımlanma olasılığı olan makalelerini çoğu zaman önce yurtdışındaki dergilere göndermekte, olumsuz yanıt almaları durunda yurtiçine yönelmektedir. Ve yurtiçi dergilerin niteliği göreceli olarak düşmektedir. 2. Türkçenin bilim dili niteliğinin daha da yükseltilmesi açısından bazı dergiler yalnızca yabancı dil bölümlerinde çalışanların yabancı dilde yazılan makaleler ni kabul etmektedir, bu yaklaşımı olumlu buluyoruz. F kat bilimsel aşamalarda yer alan bazı jüri üyelerinin Türkçe yazılan makalelere Türkçe bilim dili değilmiş \ bi bir önyargıyla olumlu bakmaması, ulusal dergilere dolaylı olarak da olsa olumsuz yansımaktadır. 3. Hakemlik, hatta hakem raporunun postalanma gibi biraz maddi külfeti olan bir ek iş olduğundan, kirr zaman angarya olarak görülebilmekte, kasıtlı olmasa d değerlendirme raporları geciktirilebilmekte ya da hiç gönderilmeyebilmektedir. 4. Bazen yükseltme / atama bekleyenlerin kadro ilanının çıkması ve bunun sonucunda dergiye gönderil bir makalenin yayımlanacağına ilişkin yazı istenmesi, r kemlik kurumu üzerinde bir gölge oluştursa da, yayın 931/20 22 Ocak 2005
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle