24 Aralık 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

>w*yv1 v •',' . PolitikBilim ToplumKültür AykutGöker Türkiye Bilişim Şurası ikinci toplantısını mayıs ayında Ankara'da yapacak. llk şura toplantısı, önceki başbakan Sayın Ecevit'in çağnsıyla, 1012 Mayıs 2002 tarihlerinde yine Ankara'da yapılmıştı. İkinci Şurâ toplantısının ana gündemini, Başbakan Sayın Erdoğan'ın ocak ayında yayımladığı genelgeye göre, "iletişim altyapısının imkânları ile eDönüşüm Türkiye Projesinin eğitim, sağlık, hukuk, kamuyönetimi veekonomi alanlarında uygulamaya geçirilmesi sürecinde karşılaşılması muhtemel olumlu ve olumsuz sonuçlar ile bilişim reformunun yaratacağı fırsat ve tehditlerin" tartışılması oluşturacak... Bilişim Şurası başbakanların çağnsıyla toplanıyor; ama düzenleyiciliğini bilişim sektörünün önde gelen dernek ve vakıflan yapıyor. llk şuranın düzenleyiciliğini TBD (Türkiye Bilişim Derneğij, TBV (Türkiye Bilişim Vakfı), TÜBİSAD (Türkiye Bilişim Sanayıcileri ve Işadamları Derneği) ve TZV (Türkiye Zekâ Vakfı) yapmıştı. Bu kez, konuyla olan yakın ilgisi nedeniyle TTGV de düzenlemede yer aldı. Şura tartışmalarında öne çıkarılması istenen eDönüşüm Türkiye Projesi nedir? Aslında, hepimizi ilgilendiren bu projeden ve gidişattan ne ölçüde haberdarız? Konuyu bilenler hatırlayacaklardır; proje AB'nin eAvrupa Eylem Planı'na dayanıyor. 2324 Mart 2000 tarihlerinde Lizbon'daki Avrupa Konseyi toplantısında, 15 üye ülkenin hükümet ve devlet başkanları iddialı bir hedet ortaya koymuşlar ve Avrupa'nın, on yıl içinde, dünyanın en dinamik ve rekabet sahip, bilgiye dayalı ekonomisi Şura tartışmalarında gücüne gelmesini öngörmüşler; bunun haline öne çıkarılması iste için, özellikle Internet'in yarattığı fırsatlardan yararlanılması gerektiğini vurgunen eDönüşüm lamışlardı. Bu gereksinmeye yanıt vermek üzere edönüşüm Türkiye Tarihte ayakkabılar Dö'rt ayaklılarda dörde bölünerek taşınan gövde yükünü, insanlar iki ayaklan üzerinde taşır. Normal insan bu ayaklarla günde ortalama 10.000 adım atar ve günde bir ayak üzerine binen ağırlık yaklaşık 400 ton! Yılda 3200 kilometreyi bulan yolu yüriiyen ne bir postacı ne de bir ma raton yarışçısı; sade bir ev kadınıl Yaşam boyu yürünen yolun toplam uzunluğu, dünya çevresinin 4.5 katı, tam 1.800.000 km. Dr. Necdet Tuna nsaıı ayağı, ışlevsel, statik ve anatomik yapıI sı açısmdan, gerekli bakımı yapıldığı, işini Akolaylaştıracak önlemler alındığı sürece, üstlendiği bu ağır görevin ustesinden gelebilecek güçtedir. . Ne var ki, insanlar bu ağır işçilerine gerekli itgiyi ve kolaylığı göstermek yerine, karanlık, havasız, nemli, daracık bir odaya(!) kapatarak üstelik eziyet de ederler. Ellerini, yüzlerini günde birkaç kez yıkamalarına karşın, ayaklarına çok kez haftada bir kez bile su yüzü gostermez, dışarı çıkarıp havalandırmazlar. Daha kötüsünü reva gören toplumlar da var! Çinlilerde küçük ayağın moda olduğu yıllarda kız çocuklarının ayaklarını küçük yaşta bandajlamışlar. O denlı kı, çocuklar yürüyemedikleri gibi ağrı ve sızı ıçınde inlerlermiş. Ama bu ıstıraplara, ılerde koca bulamama korkusuyla katlanırlarmış, hatta ayakları yeteri kadar kuçük olmayan kızlar evde kalırmış. Günde 10 bin adım ve 400 ton landalı meşhur anatomist Peter Cam] 1781'de yayımladıkları ayak bakımı konulu taplarında şoyle diyordu: "İnsanların, atlarıı öküzlerinin ve katırlarının ayaklarına gös dikleri itinayı niçin kendi ayaklarına gösterı diklerı anlaşılır gibi değil." TÜfkİVB PrOİBSİ nBCİİr? de, 1920 Haziran'da Feira'da Günumuzde farklı mı? Konunun günümüzde de çok farklı ol ğunu soylen zor! Bunun ı özellikle bü> kentlerde şık ta yari! kadınların ay larına bakn yeterli! yapılan toplantıda, söz konusu eAvrupa Eylem Planı yürürlüğe konmuştu. 0 arada Varşova'da toplanan (1112 Mayıs 2000) Avrupa Bakanlar Konferansı'nda, Orta ve Doğu Avrupa ülkeleri de, Lizbon'da Avrupa için ortaya konan stratejik hedefi benimsediklerini açıklamışlar ve bu hedefe üye ülkelerle birlikte ulaşabilmek için, "eAvrupa benzeri bir eylem planı" yürürlüğe koyma kararı almışlardı. 2001 Şubat'ında, Avrupa Komisyonu, Kıbrıs ve Malta ile birlikte Tür ,t, kiye'yi de "eAvrupa* Eylem Plânı" adıyla anılan bu plana katılmaya dâvet etti. , Türkiye daveti kabul etti ve bu plana uyum sağlayıp gereklerini yerine getirmek üzere, 2001 sonlarında, Başbakanlık Müsteşarlığı'nın eşgüdümünde, j Türkiye için bir eylem plânı hazırlama çalışmalarının başlatılmasıyla da, o zar , manlar "eTürkiye", şimdilerde "eDönüşum Türkiye" adıyla anılan proje serüveni başlamış oldu. Başbakanlık tarafından yayımlanan 15 Ocak 2002 tarihli genelgede e ' Türkiye projesinin hedefi, "2003 yılı sonuna kadar daha hızlı, daha ucuz ve daha güvenli internet kullanımının yaygınlaştırılması ile tüm hizmetlerin elektronikortamda verilmesi" olarak açıklanıyordu. Kamu hizmetleri, "eDevlet" yaklaşımı çerçevesinde, elektronik ortamda verilecek hizmetlerin başında geliyordu. Genelgede, gereklı çalışmaları yapmak üzere 13 çalışma gurubu oluşturulduğu ve bunlardan birinin, TBD'nin koordinatörlüğünde, çalışmaları ulusal bazda izlemek ve koordinasyonu sağlamakla görevlendirildiği belirtiliyordu. 2002 Ağustos'una gelindiğinde, "eTürkıye Girişimi Eylem Planı" adını taşıyan bir taslak ortaya konduğu biliniyor. Sonra da, başka örneklerde görüldüğu gibi, projenin gündemden düştüğüne ve 58. Hükümet'in aynı doğrultuda, ama "yeni bir proje" tanımladığına tanık oluyoruz. Başlatılan yeni proje eDönüşüm Türkiye Projesi'dir ve hedefi de 27 Şubat 2003 tarihli genelgede şö'yle ortaya konmuştur: "Vatandaşlarımıza daha kaliteli ve hızlı kamu hizmeti sunabilmek amacıyla; katılımcı, şeffaf, etkin ve basit iş süreçlerine sahip olmayı ilke edinmiş bir devletyapısı oluşturacak koşulların hazırlanması; bilgi ve iletişim teknolojileri politikaları ve mevzuatının • öncelikle AB müktesebatı çerçevesinde gözden geçirilerek yeniden düzenlenmesi ve eAvrupa+ kapsamında aday ülkeler için öngörülen eylem planının ülkemize uyarlanmasıdır." Evet, sevgili okurlar, sürekli bir şeyler hazırlıyoruz; sonra yeniden hazırlamaya başlıyoruz; öteyandaysa hayat sürüp gidiyor. Birileri de, örneğin, "eDevlet"i Türkiye'de fiilen kuruyor. Kuruyor da, nasıl kuruyor; onu da iki hafta sonra ele alacağız. http://www.inovasyon.org Aslında, hepimizi ilgilendiren bu projeden ve gidişattan ne ölçüde haberdarız? tnsanla % 6070'i ayaklarının < pık çurpuk olı sının başta ge nedeninin bu ayakkabılar bakımsızlık ol ğunu söylen abartma de dir! İnsanla yerle direkt masta olan ay larını korun ilkel toplum da pek sorun mamış. Ayak banlarında c şan kalın c katmanı bu çö'zümlemiş. Ama buzul çağında kuzey kürede şayanların böyle bir lukslerı(!) olmadığım ayaklarını en azından ısıtmak ıçın bulabildil rı hayvan postlarına sarmiilar. İnsan ayağı At ayağı 19. yy'da Avrupalı kadınlar da ayaklarını küçük gosterme işini, bandajlamayı o denli ileri götürmuşler ki, bazılarının kangren olan ayakları kesilmek zorunda kalmış. Ayakların sıvrı burunlu küçük ayakkabıların içine sokulmağa çalışıldığı bu yıllarda Fransa Kraliyet ailesinin cerrahı ve ayak bakıcısı Laforest ile Hol884/8 28 Şubat 2004 8000 yıl önce Kazılar ayakkabıya benzer ılk giysi Isa'dan 8000 bin yıl önce Aınerika'nın Misso bolgesindeki Kızılderililerin giydiklerini go riyor. Doğu Ispanya ve Güney Fransa'da da. nümüzden 14.000 yıl önce C.enç Yontma '
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle