01 Haziran 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Farmakoloji Aspirin ilaçtan öte.. ^ ^ g^ yılında, İngiltere'nin I / L~ı Jchıpping Norton kasaL I vf*/basında yaşayan Edmund Stone adında bir rahip, o dönemin en yetkin bilimscl kurumıı olan Kraliyet llîlim Akademisi'ne bir mektup gönderdi. Stone mektubunda, söğüt ağacı kabuğunu toz haline getirerek elde ettiği bir ilacın, rutubetli bölgelerde yaşayan kişilerde görülen yüksek ateşi tcdavi ettiğini anlatıyordu. Stone, ayrıca bıı keşfinin "İmza I)oktrini"nin doğruluğunu ğösteren kesin bir kanıt olduğunu ileri sürüyordu. İmza doktrinine gore doğadaki şifalı bitkilerin nasıl ve nerede kullanılacağını öğrenmek için yetiştikleri yeri incelemek yeterliydi. Çünkü o dönemin inanişına göre bu bitkiler tanrının ımzasını taşımaktaydı. Stune'un felsefı görüşleri tıp bilimin de fazla ilgi çekmediyse de, söğüt ağacı kabuğu ile ilgili buluşu, bugün dünyanın en fazla kullanılan ilacının keşfine zemin hazırladı. Söğüt ağacı kabuğu zengin bir salisilat kaynağıdır. Aspirin de (asetilsalisilat) salisilat sınıfına dahildir. İnsanlar yüz yılı aşkın bir süredir aspirin kullanarak ateş ve ağrı ^ Bu gösterişsiz kü'çu'k hapın her gün yeni bir özelliği ortaya çıkıyor. Aspirin uzmanı Gareth Morgan'ın makalesinden derlediğimiz aşağıdaki yazıda mucize bir ilaç olarak tanımlanan aspirinin yalmzca bir ilaç olmadığı, ilaçtan öte özellikler taşıdığını ileri siirülüyor. latı, insan sağlığı için gerekli olan vitamin ve antioksidan gibi miknobesin sınıfına dahil etmenin daha doğru olacağı duşünülüyor. Belki de gelecekte salisilat "vitamin S" olarak değerlendirilebilir. Eğer bu görüş doğruysa, aspirini halk sağlığı açısından ele almak daha yararlı olabilir. Böylece insanlar aspirin sayesinde uzun yıllar sağlıklı kalma şansını elde edebilir. nasıl oluştuğu bilinmiyordu. Ancak her pıhtının başında trombosit (kanın pıhtılaşmasında önemli bir rol oynayan kan elementi) kümelerinin oluştuğu görülüyordu. Oysa trombositler normal olarak kanın içinde asılı durur. 196O'lı yılların sonlarına doğru aspirinin trombositlerin yapışkanlığında azalmaya yol açtığı görüldü. 1974 yılında Cardiffteki Güney Cialler MRC Epidemiyoloji Ünitesi'nden bilim adamları bu etkiyi klinik deneylerle kesinleştirdiler. Önceden kalp krizi geçirmiş 1.000 erkeğin katılımıyla gerçekleştirilen gelişigüzel kontrollü bir deneyde, düşük dozlu aspirin kullanımının (300 miligram) iki yıl içinde ölümleri dörtte bir ağrıları ıçın yanlarında eriyebilen aspirin bulundurmalarını öneriyor. Kalp krizini nasıl önlüyor? Trombositler, COX1 enzimlerinin urettiği tromboksanların faaliyetleri sonucu kümelenir. Aspirin COXl'leri baskıladığı zanıan trombositlerin pıhtı oluşturma riski azalır. Ne var ki COXl'in baskılanması aspirinin istenmeyen etkilerinden birini doğurur. Bunun başında gastrit ve mide kanaması gelir. Neyseki ciddi bir kanama ve bunun yol açtığı ölümler çok nadir görülür. Yine de ülser gibi mıde hastalığı olanlar aspirin almadan önce doktorlarına danışmalıdır. Düşük dozda aspirin tehlikesizdir ve hastaların yüzde 90'ı herhangi bir komplikasyonla karşılaşmadan aspirin kullanabilir. Yine de aspirin almadan önce potansiyel yararının, potansiyel zararından fazla olacağı yönünde doktor görüşüne başvurulması gerekir. Aspirinin kalpdamar hastalıkları konusundaki yararı bilimsel olarak kanıtlanmıştır. Bundan 10 yıl önce birkaç yıl aspirin kullanımının hazı kanser türlerinin gelışimini önlediği ortaya çıktı.. Ancak bu sonuçların daha geniş ve gelişigüzel düzenlenmiş deneylerle kanıtlanması gerekir. Benzer deneyler şu anda hâlâ sürmekte. Ancak bugüne dek elde edilmiş kanıtlara göre aspirin göğüs kanserini (yüzde 2030), yumurtalık (yüzde 20), gırtlak (yüzde 50) ve mide (yüzde 50) oranında düşürüyor. Çok işlevli ilaç Aspirinin insan vücudu üzerindeki etkisi nedir? Ve bunların mekanizması nasıldır? Aspirin 1899 yılında Alman ilaç şirketi Bayer tarafından piyasaya sürüldüğünden bu yana, aspirine benzer çok sayıda ilaç ge Alzheimer hastalığına etkisi Aspirinin antikanser mekanizmasının nasıl çalıştığı bilinmiyor. Ancak bu konuda ilginç varsayımlar ortaya atılıyor. Bu varsayımlardan biri aspirinin kanser hücrelerinin intihar etmesini sağlaması. Kanserin oluşma nedenlerinden biri hücre intilıarında yaşanan aksamalar ise salisilat bu aksamayı COX ve nonCOX yollarına etki ederek gideriyor olabilir. Ağri)'i, kalp hastalığını ve kanseri önlemesinin yanısıra, aspirinin Alzheimer riskini de düşürdüğü yaklaşık yüzde 10 son yıllarda ortaya çıktı. Alzheimer hastalığının kesin nedeni bilinmese de, beyindeki enflamasyonun zihinsel yıkımın nedenlerinden biri olduğu bilınıyor. Eğer bu varsayım doğruysa, aspirinin antienflamatuar etkisinin yararlı olacağı kesindir. Uzun süreli, düşük dozda aspirinin kandaki enflamasyonun belirleyicisi olan Creaktif proteinin düzeyini düşürdüğü yönünde kuvvetli kanıtlar mevcut. şikayetlerinden kurtulmaya çalışıyor. Ve bu arada ilacın her gün yeni bir yararı daha ortaya çıkıyor. Aspirin, kanı inceltici özelliği sayesinde, kalp krizlerini ve inmeyi önlemeye yönelik uzun vadeli bir tedavi olanağı sunuyor. Son günlerde ilacın kanser ve Alzheimer riskini azaltıcı bir etkisi olduğu görülüyor. Günde tek bir doz aspirin bu kadar çeşitli hastalığı nasıl tedavi ediyor? Bu sorunun yanıtı, aspirinin tıbbi öneminin bugün düşünülenden daha fazla olmasında yatıyor. Bir zamanlar insanların doğal diyetlerinde az ancak yeterli miktarda salisilat bıılunduğunua ilişkin kanıtlar mevcut. Salisi lıştırıldi. Bunlara toplu olarak non stcroıdai antienflamatuar ilaçlar (NSA1U) denir. Bunlar, prosglandin denilen sinyal gönderen moleküllerı üreten sıklooksigenaz (COX) adlı enziın sınıfını baskılayarak etkili olur. Bu enzimler COX1 ve COX2 olmak üzere iki çeşittir. COX2 enzimleri, ağrı ve enflamasyon yollarıyla ilgili prostaglandinleri üretir. Böylece aspirinin antienflamatuar etkisini yaratır. Aspirinin ikinci önemli etkisinin ortaya çıkartılması için aradan epey uzun bir sürenin geçmesi gerekti. Bu etki kalpdamar hastalıklarıyla ilgilidir. O dönemde kalp krizini veya inmeyi tetikleyen kan pıhtısmın oranında düşürdüğü görüldü. (British Medical Journal, vol 1, p 436). Sonraki yıllarda gerçekleştirilen deneylerde, düşük dozda aspirin kullanan binlerce hastada kalp krizi ve inme riskinin en az üçte bir oranında, ölümlerin ise dörtte bir oranında azaldığı izlendi. Bugün doktorlar kalp krizi veya inme geçiren hastaların, hastalıklarınm tekrarlanmasını önlemek için yaşamları boyunca her gün aspirin kullanmasını öneriyor. Doktorlar bu önerilerini biraz daha genişleterek, kalp krizi veya inme riski taşıyan insanların sigara içenler, obezler gibi da aspirin kullanmasını doğru buluyor. Hatta bazıları aniden gelen göğüs Antioksidan etkisi Salisilat'ın bir diğer özelliği de antioksidan etkisidir. Antioksidanlar, metabolik reaksiyon sırasında üretilen dokulara zararlı serbest radikallere karşı mücadele verir. Serbest radikallerin kanser ve Alzheimer gi 884/10 28 Şubat 2004
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle