01 Haziran 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Tartışmaeditöre mektup yumaktır. Rirbirlerini tanımasalar da aralarında sessiz ve güçlü bir dayanışma vardır. Onlar için tchdit başörtüsü ile açık göbek arasındadır. Başörtüsü ya da göbek serbest kaldığı sürece onlar için başkaca tehdit yoktur. Dolayısıyla gerçek tehditin ne olduğu konusunda bu yığınların uyanması diye bir şey söz konusu olamaz. Uyanması gerekenler * Uyanması gerekenler yığın dışındakilerdir. Onlan diğerlerinden ayırabilecek sonıut bir işaret de maalesef yoktur. Belki tek işaret, yığındakilerin onlan "hayalci" olarak nitelemeleri olabilir. Çünkü yığın sonıut peşindedir. Soyut onlar için hayaldir, yani yoktur. Halbuki gerçeklik o da var ise soyutlu somutu bağlayan zincir baklalarındadır. Her ne hâl ise onların kendilerini bilmelerinı yeter saymak gerekir. * Yığın dışındakiler için en yaşamsal sorurı, kısıtlı enerjilerini dikkatli kullanmak, yığın ile çatışmaya girmemek, ne olup bittiğini iyi anlamaya, olaylar ve onların kökleri arasındaki ilişkileri her gün yenıden anlamaya ve böylece "büyiik resmi"i görmeye çalışmaktır. Bu resim üzerinde ancak bıından sonra etkili olunabilir. * Bu topraklarda yaşayan insanların tümü için, tüm etnik ve dini kökenli insanlar için bu doğal zenginlikler, bugünkü nitelik dokumuz, yani değer yargılarımız, bilgibeceri, ahlâk düzeyi ve ruhsal sağlık düzeyimiz karşısmda birer tehdittir. Bunun, büyük resmi manipüle edenlerin dolduruşlarına gelerek, pastadan pay alacaklarını sananlarca bilinmesi iyi olur, boşuboşuna birbirimizi tüketmezdik. Ama bu mümkün olmadı, olamıyor. Ama yine de bu kesimlerin kanaat önderleri arasında bulunması mümkün yığın dışı kişiler bulunabilir. Bu gerçeği onların görmesi önemlidir. Şeytan taşlama üzerine... Şeytan taşlama anında insanlar kendinden geçebiliyor ve duygusal taşkınlığa hazır hale geliyor Y Aktüelpotansiyel dengesi * Bu tehdit bugün bir oranda aktüel, daha büyük oranda ise potansiyeldir. Her geçen gün aktüelpotansiyel dengesi değişmekte, potansiyel tehditler aktüele dönüşmektedir. * Bu potansiyellerin katma değerini artırma konusunda teknolojilere ve daha kötüsü bu teknolojileri gelıştirme konusunda bilim ve teknoloji kabiliyetlerine sahip değiliz. Yazılan makalelere pirim vererek ülkenin bilim düzeyini geliştireceğini düşünen ve bunu BT politika.sı olarak yazıp çizen kurumlarımız, zaten az olan kıt maddi kaynakları bu yolda kullanma kavgası veriyor. * Eğer kısa vadede bunun üzerine bir de bu eksiklerin farkında olmayan bağnaz bir sağ ya da sol milliyetçilik biner ve çala kılıç "kaynaklarımızı kimseye yedirmeyiz" politikası binerse, bu potansiyelden aktüele dönüşüm süred birdenbire hızlanabilır. Irak'ın başına gelen ikinci felaket (Saddanı dışında) işte budur ve aynısının Türkiye toprakları için olmamasını güvenceye alabilecek hiçbir şey yoktur. * Geri kalan az sayıda mümkün çözümden en yapılabiliri, Türkiye'nin doğrudan ve dolaylı tüm varlık ve yüklerini (assets and liabilities) konsolide biçimde bilınesi (http://www.tinaztitiz.com/hizmet.php4Shizmet7) ve de bu bilgileri sürekli güncelleyebilmesidir. Oyun, bu çok boyutlu matriks üzerinde oynanırsa çıkış "mümkün olabilir". Neo ancak böyle başarılı olabilir! Tınaz Titiz ıllar ö'nce size; "Liselerde Araştırma Teknikleri Dersleri" üzerine yazmış olduğunuz bir yazı ile ilgili görüşlerimi içeren bir mektup göndermiştim. Siz de bu mektubumdaki görüşlerimi Bilim Teknik'te yazı olarak yayıniama inceliğini göstererek beni teşvik ettiniz. "Marifet iltifata tabidir" derler ya, işte ondan sonra çok sayıdaki çalışmamda ve makalemde sizin çok büyük katkınız oldu. Derginizde yayınladığınız ilk yazımı görünce ne kadar sevindiğimi, adeta havalarda uçtuğumu tahmin edersiniz. olsa alınız" diyen Hz. Muhammed'in ülkesinin yetkilileri nedense hilimdeki geriliklerini kabul etmiyorlar. Kafile başkanları (din adamları); sorumlu oldukları kafile üyelerini dini konularda bilgilendirirken, davranış konusunda bilgilendirmede yetersiz kalıyorlar. Örneğin; bir kalabalıkta en güvenli yerlerin kenralar olduğu, akıntı doğrultusu ve yönünde hareket etmeleri gerektiği hacı adaylarıııa söylenmiyor. Kaçaklar var Hacı adayları arasında sayısı azımsanmayacak denlı çok kaçak insanlar var. Bunların bir kısmı yoksul müslüman ülkelerden iş bulına ya da hac amacıyla fakat kısa sürede umre vizesiyle gelmiş insanlar. Vize süresi bittikten sonra kaçak olarak dağlarda ya da gecekondu tipi mekânlarda kalıp hac yapıyorlar. Diğer kaçak hacı adayları ise ülke içinden gelenlerdir. Bu kişiler; Cevazat (Yabancılarüairesi)'a 1000 SR (360 milyon TL) verip resmi onay aldıklarında beş yıl bir daha hac yapamryorlar. Bu kişiler; hem bu parayı vermemek, hem de sık sık hac yapabilmek için kaçak olarak haç yapıyorlar. Bu da tahmin edilen hacı adayı sayısını arttırıyor. Bu nedenle, Suudi yetkililerin daha sıkı kontroller ve daha ağır yaptırımlar uygulaması gerekir görüşündeyim. Cidde Mekke arasında beş kontrol noktasında, güvenlik yetkililerini sivil kıyafetle (ih 3 Şubat tarihli "Şeytan Taşlama" ile ilgili yazınızı okudum, her zamanki gibi çok beğendim. Bende bu yıl hac yaptım, şeytan taşlama faciası öncesi o alandaydım. S. Arabistan'da iki buçuk yıldır resmi görevli olduğum için kolaylıkla hac kafilelerine girdim. Elimde fotoğraf makinası, kalemim ve defterimle gözlemlerini not aldım. Görüşlerimi sizinle de paylaşmak istedim. Öncelikle S. Arabistan Hac Bakanlığı organizasyonda yetersiz kalıyor. Bu olay; bütün İslaın ülkelerinin temsilcilerinden oluşan bir kurulca organize edilmeli diye düşünüyorum. Sen derece gururlu Suudi yetkililer yardım istememekte diretiyorlar. Konu; psikoloji'den, kaos matematiği (Non Lineer Dinamik Sistemler)'ne kadar uzanan ve disiplinlerarası çalışmalar gerektirecek denli karmaşık. "İlim Çin'de de ramsız), hele yanınızda bayan varsa çok kolay aşıyorsunuz. Bir diğer konu ise şu: Şeytan taşlama anında insanlar kendinden geçebiliyor ve duygusal taşkınlığa hazır hale geliyor. Bu insanların taş atma sırasında kullandıkları birim alan büyüyor. Şeytan taşı havuzları büyütülmeli ve taş atanlara dönüş için yer altından tek yönlü geçiş koridorları yapılmalıdır. Fareler üzerinde yapılan araştırmalar göstermiştir ki; birey başına düşen birinı olan küçüldükçe. bireylerin daha saldırgan oldukları gözlenmektedir. Bu olgu insanlar için de geçerlidir. Futbol stadyuınu tribünlerinde, kalabalık apartmanlarda ve benzeri yerlerde oluşan taşkınlıkları/saldırganlıkları bu araştırmalara dayanarak açıklayan uzmanlar vardır. Bu nedenlerle özellikle şeytan taşlama alanları büyütülmeli, güvenlik görevlisi sayısı arttırılmalı, uyarı levhaları ile hem hacı adayları bilgilendirilmeli hem de yürüyüşleri kontrol altına alınmalıdır. İhram ve terlik giyme zorunluluğunun erkeklerin hareketlerini kısıtladığı da yine gözlenen bir gerçektir. Panik anında, normal ayakkabılı ve giysili hale göre hareket zorluğunun yaşanacağı bir gerçektir. İlgili ülkele; hacı adaylarını mutlaka film, resimli yayııı organı, CDROM gibi malzemelerle, sadece dini konularda değil, nasıl hareket edileceği konusunda da eğitmeli ve öyle göndermelidir. Türkkan Gülyurdu M.E.B. Cidde Uluslararası Türk Okulu Fizik Öğretmeni 884/21 28 Şubat 2004
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle