18 Haziran 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

ırmaları malarının neresinde? etmek (reparatif tıp) ile mümkün olabileceğini düşünmektedirler (örneğin, tip I diyabet için pankreasın adacık hücreleri). Bir hedef doku veya organa, o organın işlevlerini eski haline getirmeye yetecek kadar sayıda ve kalitede izole edilmiş ve özellikleri belirlenmiş olan hücrelerin nakledilmesiyle bu amaca ulaşılabilir. Kök hücreler, bu amaca hizmet edebilecek, yani hücre tabanlı tedavide kullanılabılecek başlıca unsur olarak görünüyor. Yukarıda açıklamaya çalıştığım erişkin kök hücrelerinin hücre esaslı tedavilerde kullanılabilme potansiyelleri üzerinde yoğun çalışmalar devam ederken, 1998 yılında ABD'li bilim adamı James Thomson ve ekibi, ilk defa "insan embriyonik kök hücrelerini" laboratuvarda embriyondan ayrıştırdı ve çoğalttı. Bu oldukça önemli bir gelişmeydi, çünkü bu hücrelerin çoğalma ve farklılaşma potansiyalleri erişkin bir insandan elde edilen kök hücrelere (kemik iliği kök hücreleri gibi) oranla çok daha fazlaydı. Ancak, bu şekilde elde ettiğimiz hücrelerin tedavi amac.li olarak kulanılmasının önünde tıpkı tam organ nakillerinde olduğu gibi "doku reddi" önemli bir engel teşkil etmekteydi. Nakil alıcısıyla, embriyonik kök hücrelerinden elde edilen dokular arasındaki bağışıklık yönünden bir uyumluluğun sağlanabilmesi, teorik olarak ancak somatik hücrelerden çekirdek nakli yöntemiyle (klonlama ya da kopyalama) sağlanabilir. Somatik hücreden alınan çekirdek, bir yumurta hücresinin içitıe verılir. Döllenen yumurta laboratuvar koşullarında blastosist evresine kadar kültürlenebilir. Daha sonra, embriyonik kok hücreler blastosistın iç hücre kitlesinden alınarak istenen hücre türüne farklılaşmaları için yönlendirilebilirler. Sonuçta, elde edilen embriyonik kök hücre kaynaklı hücreler somatik hücre çekirdeklerini veren şahsın bağışıklık profiliyle tam olarak uyuşacaktır (Şekil 5). Tedavi amaçlı klonlama Tedavi amaçlı (terapötik) klonlama tekniği olarak da isimlendirilen bu yöntemi, bir örnekle şu şekilde de açıklayabiliriz: tip 1 diyabeti olan bir hastanın herhangi bir somatik hücresi almır (örneğin bir cilt hücresi). Cilt hücresindeki tüm genetik bilgiyi içeren çekirdek çıkartılır ve çekirdeği önceden çıkartılmış bir yumurta hücresine enjekte edilir. İşler yolunda giderse döllenme sonucunda oluşan embriyon kültür ortamında blastosist aşamasına kadar getirilir. İç hücre kitlesi izole edilerek pankreatik adacık beta hücreleri yönünde farklılaşmaları sağlanır. Bu hücreler daha sonra hastaya nakledilir. Sonuçta, hastanın kendisinden alınan hücrenin klonlama tekniği ile çoğaltılmasıyla ortaya çıkan hücreler, genetik yönden kendisiyle özdeş olacağından vücut tarafından reddedilme riski de yoktur (Şekil 5). Şâyet bu hastanın somatik çekirdeğini içeren (klonlanan) embriyon bir rahme yerleştirilirse, yâni yeni bir insanın dünyaya gelmesine aracılık eden bir çalışma olursa, bu kez reproduktif (üreme amaçlı) klonlama söz konusudur (Şekil 6 ). creleri, kennileyebilen, ıdaki çoğalma potansiyeline sahip en türerler ve bu hücreler, olgun •lerine farklılaşmayı kontrol eden >kinlerin ve büyume unsurlarınm ıdadır. öntemler gündemde zamanlarda gündeme gelen göcinlerdeki çoğu dokularda (beyin, ı, periferik kan, kan damarları, isarı, deri, karaciğcr, akciğer, göz, kulak, burun, sindirinı kanalı gibiçimde bölunmeden bekleyen cül hücreler olduğu yönündedir. ıt, bu hücreleri yerlerinde ctkinçevresel uyaranların, normalde ya da eksik olduğu düşünülmekkim, bazı hastahk durumlarında cendini tamir etme girişiminin en1e inanılıyor (örneğin tip I diyabu gibi durumlarda erışkin kök in tedavide kullanılmasına ilişkin farklı seçeneklerin kullanılması gündeme gelmiştir. Bu gün için tedavisi mümkun görünmeyen hastalıkların birçoğu, yaşam için vazgeçilmez olan bazı hücredoku ve organların, bir daha asla normal yapı ve işlevlerine döndürülmeyecek şekilde hasarlanmış olması sonucudur. Örneğin: tıp I dıyabet hastalığında pankreasta insülin salgılayan beta hücrelerinirı, Parkınson hastalığında (titremelerle birlikte kas katılaşmalarıyla karakterize) beyinde dopamin salgılayan sinir hücrelerın hasarı söz konusudur. Doku reddi sorunu Thomson ve ekibi, insan embriyonik kök hücrelerini kısırlık tedavisi amacıyla yapay döllenme yada tüp bebek yöntemiyle lahoratııvar koşullarında elde edilen embrıyonlardan ayrıştırdı (Şekil 4). Bu hücreleri uzun zaman dilimleri boyunca laboratuvarda çoğalttılar ve farklı uyaranlarla değişik vücut hücrelerine dönüşümlerini gerçekleştirdiler. Sonraki birçok çalışmayla, bu hücrelerin vucudumuzdaki hemen tum hücre çeşitlerıne dönüştürülebileceği saptandı. İlk canlı Dolly Reproduktif klonlama sonucunda dünyaya gelen ilk canlı, 1997 yılının Şubat ayında İskoçya'nın Edinburg şehrinde Roslin Enstitusü'nden Ian VVilmut ve ekibinin çalışmaları sonucu klonlanan Dolly adlı koyundur. Bu koyunun klonlanmasında çekirdek transferi yonteminden yaralanıldı. Dolly'nin dünyaya gelmesiyle, klonlama konusunda günümüze kadar süren dini, ahlâki, sosyal ve tıbbi tartışmalar devam etmektedir. Terapötik klonlama ile kök Yazının devamı arka sayfada Rejeneratif ve reparatif tıp İşte, bu tür ve benzerı hastalıkların (Alzheımer, Multiple skleroz ve çeşitli kas hastalıkları gibi) kesin tedavi.sinı sağlamak amacıyla araştırmacılar hasar goren hucredoku veya organların biyolojik işlevlerini yerıne koymak (rejerıeratıf tıp) yada tamir 884/13 28 Şubat 2004
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle