Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
İstanbul Haber Servisi - Topha-
ne’deki sanat galerilerine yapõlan sal-
dõrõlarõ, bölge esnafõ ve mahalleli “an-
lık bir olay” olarak nitelese de adõnõn
yazõlmasõnõ istemeyen birçok kişi, böl-
genin muhafazakâr yapõsõna dikkat çe-
kerek, “Burada Cumhuriyet kanun-
ları değil, kendi inanışları ve kendi
hukukları uygulanıyor. Bu konuda
fazla bir şey sormayın, kendiniz arış-
tırın. Mahallenin durumu görmezden
gelinerek yapılacak işler sorun ola-
bilir” dedi.
‘Hoşgörü problemi yok’
Tophane’deki sanat galerilerine ya-
põlan saldõrõlar sonrasõnda, semt sakin-
leri ve bölge esnafõ olaylarla ilgili çok
fazla konuşmak istemiyor. Saldõrõnõn ger-
çekleştiği caddede kasaplõk yapan Şem-
settin Karahan “Bu, tamamen anlık
bir olaydır ve herhangi bir örgütlen-
me olabileceğine inanmıyorum” dedi.
Karahan şöyle devam etti: “Buranın in-
sanları çok iyi, düzgün insanlardır. Be-
nim oturduğum apartmanda 5 Rum
komşum var, burada hoşgörü prob-
lemi yok. Bir daha da böyle bir olayın
yaşanacağını sanmıyorum.”
‘Keşke biz de orada olsaydık’
Aynõ mahallede çalõşan Çetin Öztürk
adlõ yurttaş ise saldõrõ olayõnõn medya-
nõn pompalamasõyla büyütüldüğünü be-
lirtti. Tophane’de son zamanlarda sayõ-
sõ artmakta olan hotel, apart otel ve sa-
nat galerilerinin kendilerini rahatsõz et-
tiğini söyleyen semt sakinleri, bu tür yer-
lerin ahlak anlayõşlarõna ve yaşam bi-
çimlerine ters düştüğünü belirtti.
Olaylarõn başlama sebebinin galerinin
dõşõna taşan grubun içki içmesi olduğu-
nu düşünen çevre sa-
kinlerinden bazõlarõ-
nõn yapõlan saldõrõyõ
meşru görerek “Keş-
ke biz de o esnada
orada olsaydık” ifa-
delerini kullanmala-
rõ dikkat çekti.
‘Sokakta
yürünmez oldu’
Saldõrõnõn yaşandõğõ
OUTLET adlõ sanat ga-
lerisinin mülk sahibi Hü-
seyin Dorman, semt sa-
kinleri olarak son yõllarda
huzurlarõnõn bozulduğunu, so-
kaklarda yürüyemez hale gel-
diklerini belirtti. Dorman özetle şun-
larõ söyledi: “Rumlar, gayrimüslimler,
Romanlarla evlilikler oldu. 20 yıldır
olaylar olmadı. Asıl sıkıntı açılış sı-
ralarında kaldırımların kalabalık
gruplarca işgal edilmesi, olayların
yaşanmasında önemlidir. Dükkânımı
sanat galerisi olarak kiraya verdim.
Kiraya verirken de büyük bir hassa-
siyet gösterdim. Çevre halkına karşı
sorumlu davranma şartını kontrata
da yazdım. Mahalle aralarına oteller
açılıyor, sabahlara kadar müzik ses-
leri geliyor, halk rahatsız olabiliyor.
Olaylar bugüne kadar yaşananların
birikimidir.
Adõnõ vermek istemeyen bir başka es-
nafsa “Burada yeni ve daha önce işyeri
açanlar kendilerini bölge halkına ta-
nıtamadı veya yetersiz kaldı. İşyeri sa-
hiplerinin bölge halkıyla, esnafıyla iliş-
kilerini geliştirmesinin bu tür sorun-
ları aşmada çok önemli etken oldu-
ğunu düşünüyorum” diye konuştu.
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - CHP Genel
Başkanõ Kemal Kõlõçdaroğlu, Türkiye Bilişim
Derneği’nin düzenlediği “Bilgisayarla Beste
Yarışması”nõn finalinde yaptõğõ konuşmada
sevginin sanatla buluştuğunda büyüdüğünü
ifade ederken, “Sanat bir yandan çok gü-
zel, bir yandan da belli çevreler, kişiler
için de tehlikeli olabiliyor” dedi. Saba-
hattin Ali’nin şiirinden bestelenen Aldõr-
ma Gönül şarkõsõnõn 12 Eylül döneminde
yasaklandõğõnõ, geçtiğimiz günlerde de İs-
tanbul Tophane’de galeri açõlõşõna saldõrõ-
da bulunulduğunu anõmsatan Kõlõçdaroğ-
lu, sanata ve sanatçõlara yapõlan saldõrõla-
rõn toplumun her kesimi tarafõndan daha
gür bir sesle kõnanmasõ gerektiğini ifade et-
ti. Galerilere saldõrõ CHP İstanbul Miletveki-
li Mehmet Sevigen tarafõndan TBMM’ye ta-
şõndõ. Sevigen, İçişleri Bakanõ Beşir Atalay’’a
“Sanatçılara, ‘tasõnõzõ tarağõnõzõ toplayõp gidin’
mi deniliyor” diye sordu. CHP Genel Başkan
Yardõmcõsõ Haluk Koç ise Türkiye’de hoşgörüden
uzak bir ortamın oluşmasından CHP olarak endişe
duyuyoruz. Hükümetin bunu destekleyici tavırlardan
uzak durmasını bekliyoruz” diye konuştu.
CMYB
C M Y B
24 EYLÜL 2010 CUMA CUMHURİYET SAYFA
HABERLER 7
DÜZ YAZI
ORHAN BİRGİT
Gazetecilere Yönelik
Baskılar Sürüyor
Faks: 0 216 302 82 08 obirgit@e-kolay.net
Mesleğin en kıdemli üyelerinden biri olarak,
siyasal iktidarın, hoşlanmadığı köşe yazarları
için patronlara baskı yaptığı iddiaları -belki
herkesten çok- beni son derecede rahatsız
ediyor. Bekir Coşkun’un HaberTürk’ten
ayrılma olayını, bu nedenle salt bir işveren ile
çalışan kişi arasında başgösteren anlaşmazlık
olarak görmediğim için, önceki günkü yazımda
değerlendirdim.
O yazıyı yazarken de, “Onuncu Köy”
yazarının başından geçenleri, kendisinin yaptığı
açıklamaya dayanarak köşeme almakla
yetinmedim. Yorumumu da yine Bekir’in
anlattıklarının üstüne yaptım.
Sevilen bir kalemin susturulmasının neden
olduğu tepkilerin iç ve dış kamuoyuna sürekli
olarak daha çok demokrasi ve özgürlük
mesajları vermek isteyen iktidar tarafından hoş
karşılanmadığı, AKP Genel Başkan
Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Hüseyin
Çelik’in dünkü açıklamasından anlaşılıyor.
Patron tasarrufu mu?
Sayın Çelik, Coşkun’un Hürriyet’ten ayrıldığı
zamanda benzer iddiaların ortaya atıldığını
hatırlatıyor ve telefonla konuştuğu
HaberTürk’ün sahibi Turgay Ciner’in
“Üzerimde Allah var. Hükümet ve partiden
baskıyı bırakın, telkin bile olmadı. Bu benim
patron olarak tasarrufum” dediğini aktarıyor.
Turgay Ciner’in, işine son verdiği yazarın,
sürekli olarak bir kişiyi ‘adeta bir kan davası
zihniyeti ile’ eleştirmesinden duyduğu
rahatsızlık nedeni ile bu kararı aldığını da yine
AKP sözcüsünün açıklamasından öğreniyoruz.
Bekir bu açıklama ile ilgili olarak neler
söyleyecek, bilmiyorum. Benim için önemli
olan, iki kişi arasındaki bir iş aktinin sona
erdirilmiş olmasında politika ya da sermaye
çevrelerinden bir baskının gelip gelmediğinin
ortaya çıkarılmasıdır.
Profesyonel bir gazetecinin, daha fazla bir
ücret karşılığında iş değiştirmesi doğaldır. Bu
nedenle de Coşkun’un Onuncu Köy’ü o sırada
yayımlanmaya başlayan HaberTürk’e 3 milyon
dolarlık bir başlık parası ve ayda 26 bin lirayı
bulan bir ücret alacağı için taşımış olması da,
üçüncü kişiler için sorun olamaz. Ama yıllardan
beri yazdıklarını okurları ile paylaşmakta olan
bir köşe yazarına , “Bizimle çalışırken eski
gazetende yazdıklarını unut” denilmediği
sürece, yazdıklarının sürekli olarak adeta bir
kan davası zihniyeti ile kaleme alındığından
şikâyet edilmesini haklı görmek olanaksızdır.
Üstelik, bizim mahallede çalışan herkesin
iştahlarını kabartacak, astronomik ücretler
önerilerek.
Keşke Sayın Ciner, söz konusu açıklamasını,
iktidar partisi sözcüsü aracılığı ile değil, kendi
medyasını kullanarak ya da ilk haberi veren
Anka aracılığı ile yapmış olsaydı.
Bundan ötürü bu tür açıklamalar, medya
üzerinde kimine Silivri bileti gönderilmesi
söylenerek, kimisi için astronomik vergi
cezaları verilerek, kimine de “haydi artık,
seninle işim bitti” denilmek suretiyle,
sürdürülmekte olan baskıları ortadan
kaldırmaya, ne yazık ki, yetmiyor.
Yetmediği için de kimi gerçekler sineye
çekilerek Osmanlı döneminde sarayın hışmına
uğrayarak falakaya çekilen Yahudi’nin avazı
çıktığı kadar ‘Padişahım çok yaşa’ diye
bağırmak zorunda kalışının kuşaktan kuşağa
anlatıldığı o hikâye akla geliyor.
Dolmabahçe’deki toplantı
Sayın Başbakan’ın, yarın İstanbul’da
medyanın genel yayın yönetmenlerini toplayarak,
onlarla ülke sorunları üstündeki düşüncelerini
paylaşacağını biliyorum. O toplantıya çağrılı
olanlar arasında Ulusal Kanal yayın
yönetmeninin de olduğunu, bu kanalın yıllardan
beri devlete ait kablolu sistemden
yararlanabilmesi için yargıda verdiği mücadeleyi
de kazandığı halde, o kararların da yerine
getirilmediğini acaba Sayın Erdoğan da biliyor
mu? Keza, kendi isteği doğrultusunda yayın
politikası izleyen gazetelerin bile, Ergenekon
davası ile ilgili resmi ellerden servis
edildiğinden kuşku duyulmayan haber ve
yorumlara yer verdikleri için, birer ikişer
mahkeme kapılarına çağrılmakta olduklarını da...
Sanat galerilerine saldõrõyõ kõnayan Günay, mahallelinin işyerlerine sahip çõkmasõ gerektiğini söyledi
Bakandan mahalleliye sitem
Kültür Servisi - Uluslarara-
sõ Plastik Sanatlar Derneği
(UPSD) ve Sanat Galericileri
Derneği, galerilere yapõlan sal-
dõrõ hakkõnda dün bir basõn açõk-
lamasõ yaptõ. Sinema Sevenler
Derneği’nde düzenlenen top-
lantõda konuşan UPSD Başkanõ
Bedri Baykam konuşmasõnda
Galeri Non, Outlet, Pi Art-
works, Elipsis ve Apel Sanat
Galeri’lerine yönelik saldõrõ-
nõn, Türkiye’de demokrasiye,
çoksesliliğe ve özgür düşünce
ifadesine yönelik ağõr bir tehli-
kenin varlõğõna işaret olduğunu
vurguladõ.
Suçlarõ işleyenlerin hüküm
giymezlerse, bundan güç alarak
bu saldõrõlarõ tekrarlama giri-
şimlerinde bulunabileceklerini
söyleyen Baykam, şöyle ko-
nuştu: “Bize üzüntü veren di-
ğer bir konu, yetkililerin bu
olayı kınamaya açıkça yanaş-
mamış olmalarıdır.”
Sanat Galericileri Derneği
Başkanõ Doğan Paksoy da
“2010 Kültür Başkenti
olduğumuz bir yılda,
bu tür olaylar yaşa-
mak oldukça üzücü” ifadesini
kullandõ.
Paksoy şunlarõ söyledi: “Biz-
ler, bu tür olayların yaşan-
maması için ortak bir diyalog
gerçekleştirmeliyiz. Bu tatsız
olaylar genç sanatçı arkadaş-
larımızı yıldırmamalı.”
Toplantõya katõlan Ataol Beh-
ramoğlu, Canol Kocagöz, Or-
han Aydın, Erol Kızılelma ve
Orhan Kurtuldu da saldõrõyõ,
daha önce benzer şekilde ger-
çekleşen saldõrõlarla aynõ amacõ
taşõdõğõnõ ve zincirin bir halka-
sõ olarak değerlendirdi.
Ayrõca toplantõya katõlan Nej-
la Arat, Nejat Yavaşoğulları,
Ayşegül Kaya ve Yunus Tan-
kut da yapõlan açõklamaya des-
tek verdiklerini açõkladõ.
İstanbul 2010 Avrupa Kültür
Başkenti Ajansõ, yaptõğõ yazõlõ
açõklamada sanat galerilerine
düzenlenen saldõrõyõ, kültür sa-
nat bilincine sahip olamamõş bir
grup tarafõndan yapõlmõş talih-
siz bir olay olarak niteledi.
‘Bir zincirin halkası’
İstanbul Haber Servisi - Kültür ve
Turizm Bakanõ Ertuğrul Günay,
Tophane’de sezon açõlõşlarõnõ yapan
sanat galerilerine yönelik saldõrõyõ
kõnadõğõnõ belirterek, “Hiçbir gerek-
çeyle kimsenin kimseye karşı, kişi-
lere, kurumlara ve işyerlerine kar-
şı şiddet kullanma hakkı olamaz ve
şiddet kullanmanın hiçbir haklı
mazereti olamaz. Türkiye’nin her
yanından terörü silmeye çalışırken
İstanbul sokaklarında böyle bir gö-
rüntünün sergilenmesine izin ver-
meyeceğiz” dedi.
Gözaltõna alõnan 7 kişinin serbest bõ-
rakõlmasõ ile ilgili olarak Günay, “Ser-
best bırakılan şahıslar eğer teşhis edil-
mişler, olaya katıldıkları belgelenmiş
ve serbest bırakılmışlarsa bunu üzün-
tü ve kaygıyla karşılarım. Yargıya si-
tem ederim” diye konuştu.
Bakan Günay, dün olaylarõn yaşandõğõ
Beyoğlu’nun Tophane semtini İstanbul
Valisi Hüseyin Avni Mutlu, İstanbul
Emniyet Müdürü Hüseyin Çapkın,
Beyoğlu Belediye Başkanõ Ahmet Mis-
bah Demircan, Türkiye Seyahat Acen-
talarõ Birliği (TÜRSAB) Genel Başka-
nõ Başaran Ulusoy ile birlikte ziyaret
etti, esnafla bir araya geldi.
Günay yaptõğõ açõklamada, olaylarõn
faillerini dikkatle yakõndan takip ede-
ceklerini vurgulayarak “Yargıda en
ağır cezalarını almalarını talep ede-
ceğiz” dedi.
Herkesin farklõ kültürlerden geldiği-
ni, farklõ inançlara mensup olabileceğini,
ancak Türkiye Cumhuriye-
ti yurttaşlarõ olarak herke-
sin birbirine saygõ gös-
termek zorunda ol-
duğuna dikkat
çeken Günay,
“Birbiri-
m i z e
karşı
olan itirazımızı, şiddete başvurma-
dan, sözle, fikirle, uygar tartışmayla,
belli mercilere yapacağımız başvu-
rularla sürdürmek zorundayız. Hu-
kuk devletinin gerekleri bunlardır”
diye konuştu.
İstanbul’un bu yõl Avrupa Kültür
Başkenti sõfatõnõ taşõdõğõnõ, geride çok
güzel bir 9 ayõ bõraktõklarõnõ da anõm-
satan Günay, bu tür yakõşõksõz olaylar-
la İstanbul’un ve Türkiye’nin “Kültür
Başkenti” imajõnõ gölgelemeye kim-
senin hakkõ olmadõğõnõ söyledi.
‘İşyerleri mahallelilere emanet’
Soruşturmanõn sürdüğünü belirten
Bakan Günay şöyle devam etti: “Yeni
işyeri açan arkadaşlarımız elbette ki
çevrede yaşayan yurttaşlarımızın ya-
şamlarına, geleneklerine, davranış
özelliklerine, aile kurallarına saygı
gösterecekler ama çevrede yaşayan-
lar da bu bölgede yaşayanların var ol-
ma haklarına, iş yapma haklarına
saygı gösterecekler. Bundan sonra İs-
tanbul’da böyle şeylerin olmaması
için hep beraber gayret edeceğiz.
Kimse bu tür olayların arkasında de-
ğil, kimse olayları istismar etmeye ça-
lışmasın, kimse bu tür olayları yeni
gerginlik, yeni siyasi çekişme diyerek
rant elde etme yoluna tevessül etme-
sin. Mahallelinin olaylara seyirci
kalmasını üzüntüyle karşılarım. Bu
işyerleri bu mahalleye emanettir.”
Gözaltõna alõnan 7 kişinin savcõlõk ta-
rafõndan serbest bõrakõlmasõna ilişkin so-
ru üzerine Günay, “Bana ve-
rilen bilgilere göre teşhis
edilemediği için bu kişiler
serbest kaldı” dedi.
Günay, “Kimsenin
kendi hakkını kendisi
zorla alma hakkı yok-
tur” ifadesini kullandõ.
Açõklamanõn ardõndan
kahvehanede bir ara-
ya geldiği yurttaşla-
ra çikolata ikram
eden Günay,
“Tatlı yiye-
lim tatlı ko-
nuşalım. Bu
işi tatlıya
bağlayalım”
dedi.
Tarlabaşı’ndaki
yıkımlara protesto
İstanbul S.O.S Girişimi, yenileme alanı
ilan edilen Tarlabaşı’nda 210’u tescilli ol-
mak üzere toplam 278 yapı hakkında verilen
yıkım kararının uygulanmaya başlamasını
protesto etti. Yenileme projesi kapsamında yı-
kılacak olan bir binanın üzerine “S.O.S” ya-
zılı afiş asıldı. Tarlabaşı Bulvarı üzerinde
toplanan grup adına açıklama yapan Esra
Balcı, “Tarihi binalar yeni projelerin uygula-
nabilmesi için yerle bir edilecek. Diğer tarihi
alandakilerin aksine ne kat planları, ne de
bina yükseklikleri korunacak. Sadece tescilli
bina cephe görüntüleri yeni yapılacak bina-
lara iliştirilecek” dedi. (EBRU ÇOLAK)
KILIÇDAROĞLU: SALDIRILAR GÜR SESLE KINANMALI
UPSD ve Sanat Galericileri Derneği saldõrõya tepki gösterdi
AKP
Grup Başkanve-
kili Nurettin Canikli ise
TV8’de katõldõğõ bir prog-
ramda, saldõrõyõ değerlendirir-
ken, hükümete geldiklerinden bu
yana Türkiye’nin herhangi bir il ya
da ilçesinde, kurallara uygun olarak
ruhsat veril-
miş bir yeri
kapattõklarõnõ
gösterir bir ör-
nek verilmesi-
ni istedi. Ca-
nikli “Gün-
lük hayatta
karşılaşılan ihtilafları hükümete
karşı olarak kullanmak iste-
yenler var. Bu filmi, bu sah-
neleri biz defalarca gör-
dük. Bunlar artık tut-
muyor” dedi.
‘Kendi kanunlarını
uyguluyorlar’
MARDİN (Cumhuriyet) -
Ünlü modacõ Cemil İpekçi’nin
Mardin’deki tarihi Kasõmiye
Medresesi’nde yarõn yapmayõ
amaçladõğõ “Bir Doğu Masalı
Dört Mevsim” adlõ defileyle il-
gili tartõşmalar sürüyor. Çeşit-
li dernekler ve sendikalar gün-
lük ibadetlerin yapõldõğõ bir
mekânda defile düzenlenmesi-
ni “provokasyon” olarak de-
ğerlendirdi.
MÜSİAD Mardin Şube Baş-
kanõ Kâzım Aksoy, “İbadet-
hane olarak kullanılan yerde
defile yapılması taraftarı de-
ğiliz” dedi. Eğitim-Bir-Sen Şu-
be Başkanõ Hasan Ekinci ise
“Bu provokasyondur. Halkın
değerlerini taciz etmektir.
Halk o gün orada sıkıntı ya-
ratacaktır. Bunun sorumlusu
da bu defilenin yapılamasına
izin verenlerdir” diye konuştu.
Büro Memur-Sen Genel Baş-
kanõ Yusuf Yazgan da yaptõğõ
yazõlõ açõklamada “Uzayda ya-
şamıyoruz. İslami değerleri-
mizi korumayacaksa Diyanet
İşleri Başkanlığı’na ne gerek
var?” dedi.
Mardin Valisi Hasan Duru-
er ise “Bu defile, projenin ta-
nıtımı ve sürdürülebilirliği
açısından sağlayacağı fayda-
lar yanında, UNESCO Dün-
ya Kültür Mirası adaylığına
hazırlanan Mardin’in ulu-
sal ve uluslararası tanıtımına
büyük katkılar sağlayacak-
tır” dedi.
Defile kõşkõrtmasõ
‘Bu filmi
defalarca
gördük’
Semt sakinleri: Son yõllarda huzurumuz bozuldu
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
CHP Ardahan Milletvekili Ensar
Öğüt, “Tophane’deki olayların ay-
nısının Ardahan’ın Damal ilçesinde
gerçekleştirilmek istendiğini” ileri
sürdü. Öğüt, düzenlediği basõn toplan-
tõsõnda, Damal’da referandumda yüzde
97 “hayır” oyu çõktõğõnõ ifade etti.
Hükümetin “Damal’daki insanları
bezdirmek için uğraştığını” savunan
Öğüt, Merkez Sağlõk Ocağõ’nda gö-
revli bir doktorun, Alevi kültürüne ve
inançlarõna küfür ederek konuştuğunu
söyledi. Bu doktorun görevden alõn-
masõ ya da soruşturma açõlmasõyla il-
gili yaptõğõ görüşmelerinden bir sonuç
alamadõğõnõ belirten Öğüt, verdiği soru
önergelerine de cevap gelmediğini
kaydetti. Öğüt, son çare olarak Başba-
kan’a konuyla ilgili mektubu bugün
göndereceğini belirtti. Öğüt, Damal’da
insanlarõn galeyana gelebileceklerini,
kötü bir durumla karşõlaşõlmadan mü-
dahale edilmesi gerektiğini ifade etti.
Kasõmiye Medresesi’nde yapõlacak defile tartõşmasõ sürüyor
CHP’Lİ ÖĞÜT’TEN DAMAL UYARISI
Medresede, haziran ayında
bianel düzenlenmişti.
(Fotoğraf: AA)