Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
lanılan kamyonlarda doğal gaza geçişi kolay-
laştırmak
• Atıklardan ve yosunlardan üretilen yeni
biyoyakıt konusunda araştırmalara daha fazla fbn"
ayırmak
• Yakıt piyasasını etanol ve metanol gibi bi-
yoyakıtların rekabetine açmak
Bu gibi cesur bareketler iktidardaki hükü-
metlerden destek görmedikçc başarılı olamaz-
lar.
Petrol kamu
sağlığını çeşitli
yollardan tehdit
eder. Şu anda pet-
ro
lşirketleriben-
z i n i n
yükseltmek için
benzen, toluen ve
ksilen gibi karsi-
nojenlerden yararlanıyor. Ne var ki bu madde-
lerin insan sağlığına verdiği zararlar, yalnızca
ABD bütçesine yılda 100 milyar dolar civann-
da yük bindiriyor.
Biyoyakıtlara yöneltilen eleştiriler, biyoya-
kıt ürctiminde kullanılan ekinlerin yiyeceğe ay-
nlan payı azalttığı doğrultusundadır. Ancak tü-
ketim için yetiştirilen mısınn %95'i insanlar için
değil hayvan yemi için kullanılıyor. Sığırların
mısırın içerdiği nişasta ile beslcnmesi etinin yağ-
lanmasını sağlıyor. Dolayısıyla etin lezzeti artı-
yor. Ne var ki bu da zaman içinde insanlarda ko-
letrolün yükselmesine yol açıyor.
Dahası, mısır nişastası sığır için doğal ola-
tnayan bir besindin hayvanlarda ha:ınvsı:lığa ne-
den olur. Sonuçta bayvan hastalanır.
Hastahklarının iyileştirilmesi için bol miktar-
da antibiyotik kullanılır. Bu uygulatna bazı va-
kalarda ilaca dirençli bakterilerin gelişmesine ve
nihai olarak da insanlarda enfeksiyon hasta-
lıklanna karşı kullanılan ilaçlann etkisini azalar.
Çözüın olarak mısır nişastasından biyoyakıt üre-
tip, mısırın geride kalan proteinini hayvan ye-
mi olarak kullanabiliriz. Böylecc sağlık üzerin-
deki olumsuz etkisi ortadan kalkmış olur.
Diğcr tnraftnn mısır nişastasını biyoyakıt ola-
rak tüketecek yerde gıda sektöründe kullanmak
fruktozun fiyatını büyük ölçüde düşürür. Bu da
fast food maliyetlerinin düşmesine ve çocuklarda
obezite sorununun salgın haline gelmesine yol
açar. Perrol yalnızca çevresel ve stratejik so-
runları tetiklemez; ayrıca kanser, damar tıka-
nıklığı, Tip 1 diyabet gibi riskleri de artınr.
*DışpoIitika mrmanı ve CIA Eski Başkanı
EVRİM
İnsanın kökenini yeni
bîr bakış
LESUEAIELLO*
İnsan evrimini inceleyen bilim insanlan bil-
gi edinmek için uzun yıllardır fosilleşmiş ke-
miklerden, eski insanlann geride bıraktıklan eş-
yalarından, yaşayan insanlann ve maymunların
biyolojisi ve davranışlarından yararlanıyorlar-
dı. Geçen Mayıs ayında insanın en yakın ak-
rabası NeanderthaTin genomunun çözümlenmesi
ortak tarihimizde yeni bir pencere açn. Bilim in-
sanlan, insan ve Neanderthal genomu ile ger-
çek kalıtsal bilgilere de ulaşmış oldu.
Bu çahşmalar ayrıca genetik düzeyde in-
sanlan diğer yaratıklardan neyin ayırt ettiğini
de öğretecek. Bütün bunlar evrimi daha aynn-
tılı bir şekilde anlamamıza zemin hazırlayacak.
Almanya. Leipzig'deki Max Planck Enstitüsü
Evrimsel Antropoloji Bölümü'nden Svante
Paabo ve ekibi, Neanderhal gen haritasmı mo-
dem insanın gen haritasıyla karşılaşnrdığı zaman
iki grubun yollannı ayırmasından sonra modem
insanda 200 bölgenin uyumsal evrime uğradı-
ğını keşfetti. Bütün bu farklılıklar modem in-
sanın niçin benzersiz olduğunu açıklıyordu.
Genetikçiler son dcğişikliklerin bu genom böl-
gelerinin işleyişini nasıl etkilediğini henüz bil-
mese de bu bağlantıyı çok kısa zamanda ortaya
çıkaracaklar gibi görünüyor.
Paabo'nun ekibi şu anda Sibirya, Altay
Dağiarı'ndaki Dcnisova Mağarasında bulunan,
30.000 ile 50.000 yaşında olduğu tahmin edi-
len bir parmak kemiğinin DNA dizilimini çöz-
meye çalışıyor. Bu parmak yeni bir türü işaret
ediyor olabilir. Bu da Afrika'dan tahminlerin
üzerinde göçün Avrupa'ya geldiğini göstergesi
olabilir.
Eski insanlara ait DNA'lann incelenmesinde
ivme arttıkça paleogenetikçiler insan göçlerini
daha iyi anlayacaklar.
*New Yoık'takiAnaopolojikAraşaımalar
Wenner-Gren Vakfi Başkanı
GENOMİK
Kişiye özel ilaç
GEORGECHURCH*
3 milyar
dolar tuta-
rındaki İnsan
G e n o m
Projesi 2003
yılında ta-
mamlandı-
ğından bu
yana insan
genomunun
çözülmesinin
maliyeti mil-
yonda bir
o r a n ı n d a
a z a 1 d ı .
Genlere mü-
dahale ctme teknolojisinin de yaygınlaşması ile
birlikte biyolojide devrim niteliğinde değişik-
likler gündeme geldi.
Biyoteknolojinin dcmokratikleşmesi de-
vam ederken 100 yıllık herkese uygun ilaçdö-
nemi artık kapanma arifesinde. Bundan böyle
doktorlar herkesin genlerine, bakterilcre, aler-
jenlere, mantarlara, virüslere ve bağışıklık sis-
temine uygun ilaç önerebilecek. lnternet bağ-
lantısı üzerinden en ücra yerlerdeki hastalar bi-
le erişilebilir olacak. Genlerin ve çevresel fak-
törlerin birlikte değerlendirilmesi ile birlikte bes-
lenme şckilleri, ilaçlar ve davramşlarda yapıla-
cak uygun dcğişiklikler sağlıklı yaşam süresini
artırabilecek.
Gelccekte biyolojinizi yalnızca bilmek de-
ğil şekillendirmek yaşamınızın ayrılmaz bir par-
çası olacak.
*Harvard Ûniversitesi Tıp Fakültesi
Bilgisayaıh Genetik Merkezi Başkanı
Reyhan Oksay
İKTİSAT PENCEREMDEN
Oktay Yenal
yenal9@gmail.com
Geçen yazımda dünyanın, son bunalımı izliyen yıllarda, artık eskisine
dönmeyeceğini ileri sürmüştüm. Kısacası Çin, Hindistan, Rusya,
Türkiye, bazı Güney Amerika ülkeleri büyüyecek, erken sanayileşen
Avrupa ve Kuzey Amerika ekonomileri durgunlaşacak.
Dünya Nasıl Değişecek?
Bu ülkeler için 300 yıldan fazla birzamandır süren zenginler klübü olmanın SQ-
DIL gerikalmışbirçok ölkenin de birsüre hızlıbüyümesikaderdegibigörünüyor. Varlıklı
ülkelerle yoksulülkeler arasındaki birim başına ortalama gelirfarklan azalacak. Bir
de, yeni düzenler kurulana dek, vahşi kapitalizm dözeninin sürdûğü bir çok ülkede
herhalde gelir dağılımı bozulmağa devam edecek ve işsizlik artacak. Bunların do-
ğuracağı tepkiler olacak ve belki de dünya düzeninde temelden değişmeler ortaya
çıkacak.
Bu sürecin önemli ayarlanma sorunlan doğuracağı kesin. Varlıklı ülkeler eski-
si gibi hızla büyüyemiyecek, bir çok büyük nfuslu yoksul ûlke ise hızla kalkınacak.
Türkiye'yiörnekalalım: 50yılsonra herhalde TürkiyeAvrupadaki ortalama gelir se-
viyelerini yakalıyacak. Uluslararası ticaretin bu kadar yaygın ve teknoloji transferi-
nin bu kadar akışkan olduğu dûnyamızda, Avrupa Birliği Türkiye'yi almasa bile, ol-
dukca serbestticaretsürerse ve teknoloji akışkanlığı devam ederse, onlarla bizim
ülkedeki ücret hadleri eşitlenmeğe doğru gidecek. Yalnız bu süreç, ancak Batı'nın
durgunluğa ya da yavaşzenginlemeğe alışması ve Doğunun da uygarlaşma yolun-
da 18. Ve 19. YüzyıllardakiAvrupa gibi mesafe kaydetmesi ile sancısız olabilir. Batı
da Doğu da, bu ayarlanmaya alışmakta güçlük çekecek gibi görünüyor.
Batı'da, yanizengin ülkelerde ne tepkiler olabilir? Batı'nın herşeyden önce ya-
vaş tempoda bir gelişme sürecine alışması lazım, Bu elbette kolay olmayacak; ve
Batı bir yandan iktisadi önlemleralırken bir yandan da dünya siyasalan üzerinde et-
kiliolmaya çalışacak. Amerika'nın veAvrupa'nın ücretmaliyetleriile otomobil, bil-
gisayar ve harcıalem aletleri dış ülkelere satması olanaksız.
Bu durumlarda Batı sanayileri korumacılık istiyecek. Öte yandan Amerika
Birleşik Devletleri'nin dünya hegemonu olması artık olanaksız. Bırakın bütün dün-
yayı kendi çıkarları için sûrüklemesini, artık Amerika büyük bir askeri güç bile de-
ğil. Nükleer bombalan ile dünyayı mahvetme kabiliyeti olsa bile, Irak ve Afganistan
gibi küçük ülkeleri bile işgal etme kabiliyetinden yoksun.
Gelir dağılımındaki bozulmaların ve işsizliğin azaltılması ise zor. Şimdiye kadar
alıştığımız ve son yıllarda şaha kalkan kap'ıtalizmin de köşelerinden revize edilme-
si gerekecek. Bir ay kadar önce ölen tarihçi TonyJudt'ın son kitabında' yazdığı gi-
bi, bu gün bize "doğal" gelen birçok şey,
"insanın yaratılışından gelm'ıyor-servetbirikimi arzusu, özelleştirme ve özelsek-
törmerakı, varlıklılarla yoksullararasında açılan uçurum gibi. Birde bunlan haklı gös-
teren söyiemlervar. Piyasalara hayranlık, kamu sektöründen nefret, sonu gelmeyen
birbüyüme arzusu. Böyle yaşamağa devam edemeyiz.
Judt, uzun boylu sosyal demokrası üzerinde durduktan sonra şu sonuca vanyor.
"Sosyal demokrasiideal bir gelecek bahşetmiyor; hatta ideal bir geçmişe de işaret
etmiyor. Fakatne var ki bu günkü olasılıklar arasında, yine de en iyisi." Öyle görü-
nüyorkidünya düzenison bunalımdan sonra kolaykolayistikrarkazanamıyacak. Fakat
zengin fakirülke ayırımlannda gözden kaçırılan birnokta daha var.Acaba Türkiye
zenginleşirken aynı zamanda daha uygar, halkı daha mutiu birülke olacakmı? Bu
sorunun cevabı ne yazık ki basit değil. Çünkü kültûr ve uygarlık ithal etmek, tekno-
loji ithal etmek kadar kolay olmuyor. Sadece kalifiye iş gücüne değil, aynı zaman-
da aydın liderlere de ihtiyaç var. Bu da üniversite sorunu.
Düşünce alanında engin ufuklara açılan, hele toplumsalkonularda alim yetişti-
ren üniversite gelişmesi, Türkiye'de geri kalmıştır. Maalesef, Cumhuriyetin 10'cu yı-
lında büyük heyecanlarla kurulan üniversite, yerini muhasebe okullanna, kanun ez-
berleme okullanna, aspirin reçetesi yazma okullanna, şosa yapma okullanna bı-
rakmıştır. Elbette ki bu ve öbürmesleklerden yetişmiş kimselere de ekonominin ih-
tiyacı vardır. (Gerçi bunlar çok daha az masraf ve tantana ile yapılabilir). Fakat,
Türkiye'de bağımsız bir yargının esaslannı, sosyal adalet çözümlerini, anayasanın
aksıyan yönlerini, demokrasi kurallarını hangi alimler kuracak ya da değiştirecek-
lerdir? Istanbul Ûniversitesi kurulurken söylenenleri anımsamakta yarar var.
Üniversite reformuna esas teşkil eden Malche Raporu şöyle diyordu: "Üniversite
bilimsel zihniyeti yaratmakla yükümlüdür ve bunun dışında kurtuluş yolu yoktur...
Üniversite sorunu, aslında, Türkiye'nin fıkri, manevi, hatta toplumsal geleceği so-
runudur."
' Tony Judt, III Fares the Land.
o