Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CMYB
C M Y B
SAYFA CUMHURİYET 12 AĞUSTOS 2010 PERŞEMBE
4 HABERLER
DÜNYADA BUGÜN
ALİ SİRMEN
T. Özkan ile
M. Balbay’ın İsyanları
Gazeteci normalde çağının tanığıdır, az
gelişmiş ülkede bazen çağının sanığı da olabilir.
Silivri Yargısız İnfaz Kampusu duruşma
salonunda, bunların her ikisi de mevcut.
Cumhuriyet’ten Ergenekon davasını izlemekle
görevli arkadaşımız Hatice Tuncer, duruşma
olan her Allah’ın günü, Silivri’nin yolunu tutar,
sabahtan akşama salonun basına ayrılmış
yerinden duruşmaları izler. Aylardır sürüyor bu
görev ve bu işkence...
Hatice Tuncer, çağının gerisinde kalmış
Türkiye’nin bir ayıbının tanığıdır...
Aynı salonda, geri bir toplumun geçmişi
yaşayan çağının sanığı gazeteciler de vardır.
Onlar, iki yıldır, daha suçlarının ne olduğu bile
kendilerine doğru dürüst söylenmeden, 13. Ağır
Ceza Mahkemesi’ne çıkar dururlar.
Çağının tanığı gazeteci Hatice Tuncer,
duruşma salonuna evinden gider, sonra
salondan çıkınca gazeteye gidip haberini yazar.
Çağının sanığı gazeteciler Tuncay Özkan ile
Mustafa Balbay ise yılı aşkın süredir, tutuklu
bulundukları tutukevi koğuşundan gidip gelirler
duruşmalara.
Hatice Tuncer’in yaşadığı drama, bir kez
gittiğim bir Silivri duruşması salonunda tanık
oldum.
Tuncay Özkan ve Mustafa Balbay’ın
yaşadıklarının benzerini ise bundan çeyrek yüzyıl
kadar önce, kendim, 38 ay süreyle yaşayarak
içimden hissettim.
Şimdi bana şu soruyu sormayın:
- Çağının tanığı gazetecinin mi, çağının sanığı
gazetecinin mi durumları daha zor?
Sormayın! Çünkü cevap veremem.
Çünkü kendim bile bir karara varamadım, 12
Eylül döneminin haksızlığı karşısında sağır
duvarlara umarsızca haykırırken mi, daha fazla
isyan hissi içindeydim, yoksa Tuncay Özkan ve
Mustafa Balbay’ı mahkeme salonunda izlerken
mi?...
Gerçekten bilemiyorum.
Ama Balbay’ı ilk kez tutukevinde ziyarete
gittiğimde, gördüğümden ve duyduklarımdan
edindiğim izlenim, bizim 12 Eylül’deki tutukluluk
koşullarımızın, (o zaman bize de, daktilo ve
bilgisayar verilmiyordu) onlarınkinden çok daha
iyi ve çok daha dayanılır olduğu yönündeydi.
Ama uğradığı haksızlığı sağır duvarlara
haykırmak duygusu sanırım onlar için de bizim
için de aynıydı.
Bir mahkemede, sanığın yargıçlara
sorabileceği en doğal ve haklı soru şudur:
- Benim suçum ne, önce bana bunu söyleyin,
bilmek istiyorum.
Bu soruyu Tuncay Özkan 13. Ağır Ceza
heyetine sormuş. İki yıla yakın süredir, hep
sorduğu ve bir türlü doyurucu bir yanıt alamadığı
için olsa gerek, umarsızlığın öfkesiyle sesini
yükseltmiş, yumruğunu önündeki masaya
vurmuş.
Bu yüzden, hakkında suç duyurusunda
bulunulmuş.
Aynı şekilde suçunun ne olduğunu ve
kendilerini hangi vicdanla tutuklu yargıladıklarını
soran, tutuksuzların konumlarıyla kendilerinkini
karşılaştıran, ayrıca tutukluluk koşullarından
yakınan Mustafa Balbay hakkında da suç
duyurusunda bulunulmuş.
Demek ki artık “Suçum ne?” diye sormak da
suç olmuş.
Şimdi diyeceksiniz ki, mahkemede soru
sormanın da bir adabı usulü vardır.
Doğru!
Belki de Tuncay Özkan şöyle sormalıydı
sorusunu:
- Efendim iki yıla yakın süredir, burada tutuklu
olarak devletin karavanasına kaşık sallayarak,
yoksul halkın aşına ortak olmanın ezikliği
içindeyim, bu süre zarfında suçumun ne
olduğunu bile anlayabilmiş değilim. Bari iki ay
aradan sonra yapılan bu oturumda lütuf etseniz
de, suçumun ne olduğunu bir açıklasanız,
minnettar olacağım.
Böyle sormak dururken, bağırmanın, önündeki
masayı yumruklamanın ne anlamı var?
Gerçekten de bu kadar kızacak ne vardı?
Her neyse, şu Silivri duruşmalarındaki iki tür
gazeteciye bakarken bir türlü karara varamadım:
- Haksızlık karşısında çağının sanığı olmak mı,
yoksa tanığı olmak mı daha zor.
asirmen@cumhuriyet.com.tr
‘Senmemuremeklisisinbenişçiemeklisiyim’diyenAKPliderininsözlerinindoğruolmadõğõortayaçõktõ
Erdoğan memur emeklisiMURAT KIŞLALI
ANKARA - Başbakan Tayyip
Erdoğan’õn, 547712950 sicil
numarasõyla Emekli Sandõğõ (me-
mur) emeklisi olduğu ortaya çõk-
tõ. AKP iktidarõnda getirilen bir
yasayla Türkiye Cumhuriyeti’nde
emekli olanlarõn kamuda çalõşa-
bilmeleri için emekli maaşlarõn-
dan vazgeçmeleri gerekiyor. Bu-
na karşõn, aynõ yasada milletve-
killeri istisna kapsamõna alõndõğõ
için emekli maaşlarõnõ almaya
devam edebiliyor. Erdoğan da
kendi çõkarttõğõ bu istisnayla hem
milletvekili maaşõnõ, hem de mil-
letvekilliğinden memur emeklisi
maaşõnõ alõyor.
Başbakan Erdoğan, önceki gün
memleketi Rize’de yaptõğõ ko-
nuşmada, CHP Genel Başkanõ
Kemal Kılıçdaroğlu’na hitap
ederek “Bay Kemal senin maa-
şın ne? İkimiz de aynı maaşı alı-
yoruz. Sen memur emeklisi-
sin, ben işçi emeklisiyim. Sen
ayrıca memur emeklisi maaşı-
nı alıyorsun, ben işçi emeklisi-
ni alıyorum. Daha kime neyi
anlatıyorsun?” diye konuşmuş,
Kõlõçdaroğlu da kendisine “‘Ben
işçi sen memur emeklisisin’ di-
yor. Peki, ben senin Emekli
Sandığı emeklisi olduğunu ispat
edersem, istifa eder misin? Çı-
kıp milletten özür diler mi-
sin?” diye yanõt vermişti.
Sosyal Güvenlik Kurumu in-
ternet sitesinde “Emekli San-
dığı TC Kimlik Numarası
Doğrulama ve Hak Sahipliği
İşlemleri” sayfasõndan yapõlan
sorgulamada Baba Adõ Ahmet,
Doğum Tarihi 26.2.1954 olarak
gözüken 17291716060 TC
Kimlik Numaralõ Recep Tayyip
Erdoğan’õn, 547712950 sicil
numarasõyla “Aktif Emekli”
olduğu görülüyor.
Kõlõçdaroğlu’na “Aldığım pa-
ra milletvekili maaşım, bir de
emekli maaşım. Bunu da gizle-
meye gerek yok. Niye? Abdes-
timden şüphem yok ki, nama-
zımdan şüphem olsun” diye hi-
tap eden Başbakan Erdoğan’õn,
milletvekili maaşõnõn yanõ sõra
emekli maaşõ almasõna olanak
tanõyan yasal düzenlemeleri ken-
di iktidarõnda geçirmesi de dikkat
çekiyor. AKP iktidarõnda 21 Ni-
san 2005 tarihinde Meclis’te ka-
bul edilen 5335 sayõlõ Yasa ile
emekli olanlar için “emeklilik
maaşları kesilmeksizin kamu-
da çalışma olanağı” ortadan
kaldõrõlõrken, aynõ yasada getiri-
len istisna ile milletvekilleri bu
kapsam dõşõnda tutuldu.
Başbakan Erdoğan, yargõ süreci devam eden iki tesisin açõlõşõnõ yaptõ, çevrecileri yalan söylemekle suçladõ
HES inadõ yargõ kararõnõ bekleyemediRİZE (Cumhuriyet) - Başbakan Re-
cep Tayyip Erdoğan, Rize’nin İkizdere
ilçesinde Danõştay’da yargõ süreci de-
vam eden Konukoğlu Cevizlik Regü-
latörü ve hidroelektrik santralõnõ açtõ.
“Biz doğa âşığıyız” diyen Erdoğan,
çevrecileri yalancõlõkla suçladõ.
Başbakan Erdoğan, sivil toplum ör-
gütlerinin uyarõlarõ ve tepkisine karşõn
Rize’nin İkizdere Vadisi’nde yapõlan
Sanko Holding’e ait Cevizlik HES
projesinin açõlõşõnõ yaptõ.
Açõlõş öncesi basõn açõklamasõ yapan
Derelerin Kardeşliği Platformu Dönem
Sözcüsü Ömer Şan ve İkizdere temsilcisi
İsmet Ekşi’ye çevrecilerin avukatõ Rem-
zi Kazmaz, Derelerin Kardeşliği Plat-
formu Bileşenleri ile Yürütme Kurulu
Üyesi Saltuk Deniz, İHD Rize temsilcisi
Günay Karafazlı, ÇGD Temsilcisi Gen-
çağa Karafazlı da destek verdi.
Geniş güvenlik önlemlerinin alõndõğõ va-
dide özel timler de görev yaptõ. Çevreci-
ler törenin yapõlacağõ Cevizlik HES’in
önüne gitmek istedi ancak güvenlik bi-
rimleri üst aramasõ yaparak ellerindeki afiş,
pankart ve basõn açõklamasõ metinlerine
el koydu. Çevreciler adõna ortak basõn
açõklamasõnõ okuyan İsmet Ekşi şöyle ko-
nuştu: “Bu proje mahkemeliktir. Hu-
kuki süreç devam etmektedir. Öyle
anlaşılıyor ki yargı ve mahkemeler
henüz kararını vermeden kararı Baş-
bakan vermiştir.”
Platformun Dönem Sözcüsü Ömer Şan
ise İkizdere deresinin koruma aşamasõna
geldiğine dikkat çekti. Şan, Doğu Kara-
deniz Bölgesi’ndeki HES projelerine
karşõ 68 dava açõldõğõnõ, tamamlanan
38’inin yürütmeyi durdurma veya iptal ile
sonuçlandõğõnõ vurguladõ.
Cevizlik HES projesinin de bu davalõk
projelerden biri olduğunu, Rize İdare
Mahkemesi ve Danõştay’da davalarõn
sürdüğünü belirten Şan, “yargıyı yok sa-
yan” Erdoğan ve diğer yöneticiler için suç
duyurusunda bulunacaklarõnõ söyledi.
Protestolarõn ardõndan HES’in açõlõşõ-
nõ yapan Erdoğan, çevrecileri hedef aldõ.
Çevrecilerin halkõ kandõrdõğõnõ savunan
Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Ba-
zı çevreci adı altında tipler, gruplar çı-
kıyor. Sularımızın, derelerimizin sa-
tıldığını söyleyerek bu sıfatlarla HES’le-
re karşı çıkıyor. Bu yönde söyledikle-
ri dört dörtlük bir yalan. Sularımız, de-
relerimiz satılmıyor. Kullanım hakla-
rı devrediliyor ve devletimiz bundan ge-
lir elde ediyor. Derelerimizin kurudu-
ğu iddia ediliyor. Bu da gerçekdışı. Ge-
rektiği miktarda su dere yatağına bı-
rakılıyor ve gerekirse tamamı dere
yatağına veriliyor. Ağaç kesme nokta-
sında da tünellerde yapılan çalışmala-
rın dışında ağaç kesimi yok. Biz doğa
âşığıyız. Milyonlarca ağaç diktik. Kim-
se bu konuları istismar etmeye kalkıp
ranta çevirmeye çalışmasın.”
Rize’de yaptõğõ konuşmada ‘İşçi emeklisiyim’ diyen
Erdoğan, Sosyal Güvenlik Kurumu kayõtlarõna göre,
memur emeklisi. Kamuda çalõşan emeklilerin emekli
maaşõ kesilirken Erdoğan kendi hükümeti döneminde
çõkarõlan ve milletvekillerine ayrõcalõk tanõnan yasal bir
düzenleme sayesinde milletvekili maaşõ yanõnda emekli
maaşõnõ da almayõ sürdürüyor.
Emeklilik tartışması
Bakan
Dinçer
doğruladõ
ANKARA (Cumhuri-
yet Bürosu) - Çalõşma
ve Sosyal Güvenlik Ba-
kanõ Ömer Dinçer, Baş-
bakan Tayyip Erdo-
ğan’õn işçi emeklisi ol-
duğunu, milletvekili ol-
duktan sonra Emekli
Sandõğõ ile ilişkilendiril-
diğini söyledi.
Dinçer, CHP lideri Ke-
mal Kılıçdaroğlu’nun
Erdoğan’õn Emekli San-
dõğõ emeklisi olduğu yö-
nündeki sözleri üzerine
bir açõklama yaptõ. Erdo-
ğan’õn SSK’den emekli
olduğunu ancak milletve-
kili seçilmesinin ardõn-
dan Emekli Sandõğõ ile
ilişkilendirildiğini kayde-
den Dinçer, “Milletve-
killerinin emeklilikleri-
nin Emekli Sandığı ile
ilişkilendirilmeleri ayrı
bir husustur. Emekli
Sandığı’ndan milletve-
kili ve bakanların maaş
almaları, onların me-
mur oldukları anlamı-
na gelmez. Bu ikisi bir-
birinden ayrı ayrı şey-
lerdir. Normal şartlar-
da TBMM üyeleri ile
dışardan atanan ba-
kanlar seçildikleri veya
atandıkları, emekli
olanlar ise istemde bu-
lundukları tarihi izle-
yen ayın başından iti-
baren Emekli Sandığı
ile ilgilendiriliyorlar.
Emekli olanların işti-
rakçi oldukları sürece
SGK’den aldıkları ay-
lıkları da kesiliyor” de-
di. Dinçer, işçi emeklisi,
Bağ-Kur emeklisi, me-
mur emeklisi olmanõn
birbirinden farklõ statüler
anlamõna gelmediğini sa-
vunarak “Halbuki Tür-
kiye’de Emekli Sandı-
ğı’ndan veya devlet me-
murluğundan emekli
olmak oldukça önem-
senmekte, adeta bir sta-
tü olarak algılanmakta-
dır” diye konuştu.
‘Yalan söyleyenlerin
maskesiniindireceğim’
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Aksaray Kent Meydanı’nda halka hitap etti. (Fotoğraf: AA)
AKSARAY ( Cumhuriyet) -
CHP Genel Başkanõ Kemal Kı-
lıçdaroğlu, “Bana ‘Memur Ke-
mal’ dediler, şimdi ‘Bay Kemal’
diyorlar, ne derlerse desinler, hiç
umurumda değil. Benim bir tek
ismim var; Kemal. O da mille-
te feda olsun” dedi.
Aksaray Kent Meydanõ’nda
halka hitap eden Kõlõçdaroğlu, ra-
mazan ayõnõn birinci gününü ya-
şadõklarõnõ anõmsatarak, “Bugün
siyasi bir konuşma yapmaya-
cağım. Size içten gelen, samimi,
dürüst, namuslu bir konuşma
yapacağım” dedi. Çiftçinin ha-
yatõndan memnun olmadõğõnõ
ifade eden Kõlõçdaroğlu, “Ra-
kam aldım, bu rakamların hiç-
birisi politik değil. Gübreye
bugüne kadar yüzde 400 zam
geldi. Mazota yüzde 200 zam
geldi. Bu sürede şeker panca-
rının fiyatına baktık 90 bin li-
radan 110-115 bin liraya çık-
mış. Yani artış yüzde 30. Bunun
insafla ilgisi varsa hiç ses çı-
karmayacağım ama bu insaf-
sızlıksa sizin vicdanınıza teslim
ediyorum” diye konuştu.
‘Ülkesini pazarladı’
Aksaray’õn AKP’ye 3 milletve-
kili vermesine karşõn sorunlarõn
sürdüğüne dikkat çeken Kõlõçda-
roğlu, “AKP hükümeti, Aksa-
ray’a işsizlik verdi, perişan olan
çiftçi verdi, siftah yapmayan es-
naf verdi. Şimdi sandığa gide-
ceğiz, şapkamızı önümüze ko-
yacağız ve vicdanımızın sesini
dinleyeceğiz ve ‘hayõr’ diyeceğiz”
dedi. Yalan söyleyenlerin mas-
kesini indireceğini dile getirerek
Kõlõçdaroğlu, sözlerini şöyle sür-
dürdü: “Dubai’de 1 milyar do-
lar bağış verdiler. Dediler ki ‘1
milyar dolar para veriyoruz, sen
Kuzey Irak’a girmeyeceksin.’ Ön-
ce inkâr ettiler ama anlaşma
Amerika Hazine Bakanlığı’nın
internet sitesinde yayımlandı.
Şimdi bütün vatandaşlarıma so-
ruyorum. 1 milyar dolara ken-
di ülkesini pazarlayan bir Baş-
bakan’a ‘evet’ mi diyeceksiniz,
‘hayõr’ mı diyeceksiniz?”
‘Melih
Gökçek’i
ciddiye
almam’
Aksaray mitingi öncesi gazetecilerin
sorularõnõ yanõtlayan Kõlõçdaroğlu,
Ankara Büyükşehir Belediye Başkanõ
Melih Gökçek’in kendisinin havuzlu vil-
lasõ olduğu yönündeki iddiasõnõn anõm-
satõlmasõ üzerine şunlarõ söyledi: “Gök-
çek’i çok ciddiye alan bir insan değilim.
Onun zaten maskesini indirdim, gardı da
düştü. Şimdi kendi kendini gündeme ta-
şımak istiyor. Ama kendisine bir katkı-
da bulunmak isterim. Benim kooperatif
hissemi, beş kuruş kâr almadan yaptığım
bütün harcamaları verirse, kendisine ay-
nen verebilirim.”
Bu arada Kõlõçdaroğlu’na ait Balõke-
sir’in Burhaniye ilçesindeki Pelitköy’de-
ki gayrimenkulün, Gökçek’in iddia ettiği
gibi “havuzlu villa” değil, iki katlõ ve top-
lam 110 metrekare alana sahip, kooperatif
ortaklõğõyla yaptõrõlan bir yazlõk olduğu
ortaya çõktõ. Değeri 150-170 bin TL ara-
sõnda gösterilen yazlõğõn özel bir havu-
zunun bulunmadõğõ, havuzun 19 yazlõğõn
ortak kullanõmõnda olduğu belirlendi.
Daha yüksek
maaş alabilmek
için işçi
emekliliğinden
memur
emekliliğine
geçen
Erdoğan’õn
işveren olduğu
dönemden Bağ-
Kur’a hâlâ
borçlu olduğu
görülüyor.
İLHAN TAŞCI
ANKARA - CHP Genel Başkanõ Kemal Kı-
lıçdaroğlu ile “emekli” tartõşmasõna giren Baş-
bakan Tayyip Erdoğan’õn Bağ-Kur’a 3 bin 22
TL borcu olduğu ortaya çõktõ. Erdoğan, millet-
vekili seçildikten sonra işçi emekliliğini durdu-
rup daha yüksek maaş alacağõ memur emeklili-
ğine geçti. Erdoğan’õn son beyanõna göre de 2.4
milyon TL malvarlõğõ bulunuyor.
Kõlõçdaroğlu ile Erdoğan arasõnda “memur-iş-
çi” emeklisi tartõşmasõ yaşanmõş, memur emeklisi
olmasõna karşõn Erdoğan’õn işçi emeklisi olduğu-
nu açõklamasõ dikkat çekmişti. Cumhuriyet, Er-
doğan’õn hem emekli oluncaya kadar yatõrdõğõ
primler hem de “kıyak emeklilik” için yaptõğõ gi-
rişimlerle ilgili bilgilere ulaştõ. Erdoğan, 1 Ocak
1987 tarihinde Bağ-Kur’a kayõt yaptõrdõ. İstanbul
Beyoğlu’nda kayõtlõ Sigorta Eksperleri Cemiye-
ti’nde “işveren” olarak görünen Erdoğan’õn 1 yõl
11 ay 30 günlük kaydõ bulununuyor.
www.sgk.gov.tr adresinden “Bağ-Kur Sigortalı
Borç Durumu” sayfasõndan Erdoğan’a ait
“0522030556” sicil numarasõyla borç durumu
sorgulandõğõnda Başbakan’õn kuruma “3.022,89”
TL borcu olduğu ortaya çõkõyor. Kayõtlarda Erdo-
ğan “terk etmiş sigortalı” olarak görünürken,
Başbakan’õn kuruma olan borcunun 31 Ağustos
2010 tarihi itibarõyla geçerli olan borç olduğu bil-
gisi yer aldõ. Kayõtlarda prim borcunun ay sayõsõ
da 24 olarak belirtildi. Erdoğan’õn SGK’ye borcu
varken emeklilik aylõğõnõn nasõl bağlandõğõ sorusu
yanõtsõz kaldõ. Çünkü bir kişiye emekli aylõğõ bağ-
lanabilmesi için tüm sosyal güvenlik kurumlarõna
olan borçlarõnõ ödemesi gerekiyor.
İşçilikten memurluğa dönüş
Erdoğan, 1974 yõlõnda Coşkun Et isimli şirkette
sigortalõ çalõşma yaşamõna başladõ. 1976’da İETT
Spor’a geçti ancak 5 yõl sonra 1981’de Erdoğan
yeniden Coşkun Et’e döndü. Al Et Gõda ve Elif
Et’de de çalõşan Erdoğan, sattõklarõ aile şirketi
Emniyet Gõda üzerinden de 1998-2000 yõllarõ ara-
sõnda yatan primlerinin ardõndan emekli olmuştu.
Erdoğan’õn işçi emekliliğinden “kıyak emeklili-
ğe” geçiş süreci de şöyle gelişti: 1974 yõlõnda SSK
sigorta primleri ödenmeye başlanan Erdoğan, 5
bin 587 işgününü doldurduğu tarih olan 3 Mart
2000’de SSK’ye başvurdu. Erdoğan’a 1 Nisan
2000 tarihinde de “işçi emeklisi aylığı” bağlandõ.
Erdoğan, 2 Şubat 2003’e kadar emekli maaşõnõ
çekmedi. Bankada 6 bin 320 TL’si birikti. 2 Şubat
2003’te biriken parasõnõ çekti. Milletvekili olduk-
tan sonra 15 Nisan 2003’te SSK’den işçi emeklili-
ğini durdurdu. Milletvekilliğinden emeklilik hak-
kõnõ kazanmak için 2 yõl bekledi. İki yõlõnõ doldu-
ran milletvekillerine tanõnan haktan yararlanan Er-
doğan, 15 Şubat 2006 tarihinde Emekli Sandõ-
ğõ’ndan emekli oldu. O tarihte Erdoğan’õn ilk
emekli maaşõ da 2 bin 113 TL idi. Başbakan Erdo-
ğan’õn emeklilik maaşõ 25 yõl 1 ay 5 gün üzerin-
den, ikramiyesi ise 16 yõl üzerinden hesaplandõ.
İzmir’deki Aleviler ‘hayır’ diyecek
İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) - İz-
mir’de 40 Alevi derneğinin bileşiminden olu-
şan platform, referandumda “hayõr” oyu vere-
ceğini açõkladõ. Platforma bağlõ olmayan Sa-
met Dede Cemevi Yaptõrma Derneği Başkanõ
Veli Güler’in, AKP İzmir İl Başkanõ Ömür
Kabak’la görüşerek “Tüm Aleviler evet diye-
cek” açõklamasõ yaptõğõnõ anõmsatan Alevi
Dernekleri Genel Başkanõ Selahattin Özel, bu
derneğin sadece 50 üyesi olduğunu ve Alevi-
ler adõna söz söyleme yetkisi bulunmadõğõnõ
söyledi. Özel, Alevilerin asla birilerinin il
teşkilatlarõndan araç gereç aldõklarõ için
“evet” oyu vermeyeceklerini belirtti.
Başbakan
Bağ-Kur
borçlusu
SAHİBİNDEN
SATILIK
Halkalı Toplu Konutları’nda
zemin kat 95 m2 daire
TEL: 0 536 223 26 68
TEL: 0 212 660 50 13