23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Y eryuzu Kıtaplıgı CELÂLÖSTER celaluster@cumhuriyet.com.tr Orhan Türkerden, kimliğini yitiren bir istanbul semtinin ayrıntılı hikâyesi Psomatia'dan Samatya'ya K itaplara yetişmek ola- naksız. Saul Bellow, boşuna, "lnsanlar kü- . tüphanelerde hayatla- nnı kaybedebilirler, onları uyar- mahyız," dememiş. Hele kitaplar- la ilgili bir şeyler yazıyorsan, pek i j , , çok yaymevinden, yazardan, çe- virmenden kitaplar gelir durma- dan. Aralarında nicedir beklediklerin de vardır, seni şaşırtan, sevince boğuve- renler de. Kimini, eline geçer geçmez okumaya koyulursun. Kimini, şöyle bir karıştırır bir kenara bırakırsın. Kimini, mutlaka okumalıyım diye, göz önünde bir yerde tutarsın. llgi alanlarımn hayli uzağında kalanlan çevrendekilerle pay- laşmaya çalışırsın. Ama ödünç vermek _|_ anlamında değil; ver gitsin. Seni ilgilen- dirmeyen bir kitap, başka birine çok il- ginç gelebilir. Ödünç kitap vermeye gelmez, kimse aldığı kitabı geri vermez. Anatole France'm, "Benim kitaplığımda yalnızca başkalarımn bana verdiği ki- taplar vardır," demesindeki alay ile ger- çeği ayırt etmek kolay olmasa gerektir. Belki de en iyisi, seni doğrudan ilgi- lendirmeyen, hemen ya da sonradan okumayacağın, başvuru kaynağı olarak saklaman gerekmeyen kitaplan toplu- ca bir okul ya da derneğin kitaplığına göndermektir. Ama bunu yaparken çok dikkatli olmakta yarar var- dır. O kitaplıklara giren kitap- lar aklı başında bir "süzgeç"ten geçmiyorsa, olma- dık kitaplar olmadık yerlere gi- debilir! Evet, okumalıyım diye ayırdı- ğınız kitaplar vardır, ama "oku- yup yazmalıyım" sınıflamasına giren kitaplar da az değildir. Dahası, bunlar giderek birikir, ürkütücü bir görünüme bürünmeye başlar. O yüzden, bu kez, "Yeryüzü Kitaplı- ğı"nı geçen Mayıs ayından bu yana "bek- leyen" bir kitaba ayıra- yım dedim. SEMTLERİN YAŞAMÖYKÜLERİ Orhan Türker, nice- dir yazdığı kitaplarla, Istanbul'un semtlerini, Adalar'ını geçmişleriy- le buluşturuyor, uğra- dıklan değîşimleri so- mut veri ve bilgileıe dayanarak gözler önü- ne seriyor. Bu semtle- rin "yaşamöyküleri"ni Eski Ayios Minas Mahallesinde bir Rum evinin kapısı (2010). Bestekâr Hakkı Sokağıno:ii. kaleme alarak, tstanbullulara, yaşadıkla- rı kentin bilincine varma, bir kent du- yarlığına erişme olanağı sunuyor. Geçti- ğimiz sokaklarm, havasını içimize çekti- ğimiz eski mahallelerin, bugünün yaba- nıl toplumsal ortamında unutu- lup giden, çoğu kez bile bile dışlanan, görünmez kılınan geç- miş zenginlik ve güzelliklerini ortaya çıkarıyor. Geçen Mayıs ayında Sel Ya- yıncılık'tan çıkan Psomatia'dan Samatya'ya: Bir Bizans Semtinin Hikâyesi adlı kitap, Türker'in bu yönde bir zincir oluşturan çalışmalarının yeni bir halkası. SEÇKİN BİR SEMT Türker'in deyişiyle, yeni Istanbullular tara- fından pek bilinmeyen ve fazla itibar edilme- yen Psomatia (Samat- ya)-Eptapirgion (Yedi- kule) bölgesi, Bi- zans'tan günümüze, Rumların Konstantino- polis'inin ve onun ke- sintisiz devamı olarak Osmanhların Istan- bul'unun en eski yerle- şim alanlarından biri. Bir zamanlar savaş ka- zanarak kente dönen imparatorların törenle girdikleri surlardaki MÜREKKEBİ KURUMADAN Psomatia adının kaynağı "B! ir varsayıma göre Psomatya adı, Yunanca kum ya da kumsal anlamına gelen 'ammos' ' veya 'psammos' kelimesindcn türetilmiştir. İstanbul Marmara sahillerinin bir bölünıüne dcnizin dal- galarınm çok fazla kum yığması sonucunda oluşan kunı- sala Bizanslüar Psomatia admı vermişlerdir. "Gününıüzde de Marmara Denizi'nin ünlü lodos fırtınalannın en şiddetli hissedildiği yerlerden biri de Samatya sahilleridir. Bir başka id- diaya göre, yedi tepeli Bizans Istanbul'unun yedinci tcpcsine 'tpsoma Thion', Kutsal Tepc adı verilmiştir. "Bizans yıllarına dayanan üçüncü bir iddiaya göre isc, Hırisuyanlığı bcnimsemiş olan Bizanslılarm, burada bulunan ve eski Yunan'dan kal- mış tann heykelini 'Kata Psevma Theos', yalancı tanrı olarak adlandırıl- masından kaynaklanmaktadır. "Bu semtin ismi günümüze kadar geçen yüzyıllar boyunca İstanbul Rumca'sında Psamaıhia, Psomathea, Psomathia, Ipsomathia şekillerin- den söylenmiş ve yazdmıştır. "Bu deyişlerin Türkler tarafından telaffuzu zor olduğundan Rumca kökenli birçok yer ismindc olduğu gibi bu isim de biraz değişerek, Türkçe'ye Samatya şeklindeyerleşmiştir." (...) SAMATYA EVLERİ "Samatya-Yedikule bölgesinde konutsal mimari açısından geriye bir bütünlük arz eden fazla bir şey kalnıamışur. Son 50 yıldır yol genişletilmesi adı altında yapılan yıkımlar, yan- gınlar, 1960 vc 1970'lerin kat karşılığı apartmanlaşma çıl- gınhğı, mevcut binalann anıaçları dışında kullanılarak tanınmaz hale gelmesi gibi pek çok olumsuz katkı, eski mimari dokuyu büyük ölçüde ortadan kaldırmıştır. "Neyse ki ara sokaklara gi- rilince durum o kadar ümitsiz değildir. Hatta sağda solda ayakta kalabilmiş yapıların ba- zılarmın çok iyi şekilde resto- re edilmiş olmaları gelecek için bir tcselli olmaktadır. Ge- nellikle kâgir vc üç katlı ola- rak inşa edümiş olan Rum ev- leri 19. yüzyıl sonu ile 20. yüzyıhn başında yapılmışlardır. "Bazıları görkemli kapılan ve dış cephe süslemeleri ile Fener bölgesi- nin evlcrini çağrıştırmaktadır. Hemen hepsinin arkalannda birer küçük bahçesi vardır. lmrahor ve Yedikule çevresindeki evlerin bir kısmı Marmara Denizi'ni inanılmaz bir geniş açıdan görürler. Özellikle Yedi- kule caddesi ile demiryolu hatu arasındaki sokaklarda çok sayıda ahşap ev dc halen ayaktadır. "Bazılannın iki katlı ve dar gelirli ailelerc ait olmasına karşı, bazıları neredeyse konak olarak nitelcndirilecek kadar büyük ve üç kathdır. Cepheleri çıkma ve balkonlarla zenginleştirilmiştir. Semtin dükkânla- rından geriye kalabilen birkaç örnek Yedikule Caddesi'nde 152,158, 166 ve 121 numaralarda görülmektedir. Neoklasik Rum ve Yunan yapı süsleme elemanlannı sergileyen bu dükkânlar, Istanbul'un mimari zen- ginliğine ayn bir renk katmaktadır." • Florya sahll yolu yapılmadan önce Yedikule deniz surlannın görünümü. ORHAN TÜRKER KİTAPLARI Mega Revma'dan Arnavutköy'e: Bir Boğaziçi Hikâyesi Galata'dan Karaköy'e: Bir Limart Hikâyesi Fanari'den Fener'e: Bir Haliç Hikâ- yesi Halki'den Heybeli'ye: BirAda Hikâ- yesi Nibori'den Yeniköy'e: Bir Boğaziçi Köyünün Hikâyesi Prinkipo'dan Büyükada'ya: Bir Pretıs Adasımn Hikâyesi Therapia'dan Tarabya'ya: Bir Diplo- matlar Köyünün Hikâyesi Antigoni'den Burgaz'a: Küçük Bir Adantn Hikâyesi Halkidona dan Kadtköy'e: Körler Ûl- kesinin Hikâyesi Tatavla: Osmanlı istanbul'undan Bir Köse Psomatia'dan Samalya'ya: Bir Bizans Semtinin Hikâyesi (Tümü Sel Yayıncılık'tan çıkmışör.) SAYFA 6 Altın Kapı'nın, kiliseler ve manastırların varlığı, burayı Bizans döneminde seçkin bir semt yapnıış. lstanbul'un fethmden sonra, Osman- lılann ilginç yerleşim ve iskân politika- ları sonucunda, Türkler kentin deniz- den uzak, yüksek ve düz iç bölgelerine yerleşirken, Mamıara Denizi'ne dönük surlar boyunca da Rum ve Ermeni ağır- lılclı Hıristiyan nüfus yerleştirilmiş. Tür- ker'in belirlemelerine göre, kent, bu ya- pısını 1960'lara kadar önemli ölçüde korumuş. YÜZYILLARCA YAN YANA Türker, bölgenin Müslüman halkının sahil kesimini neredeyse bütünüyle Rumlar ve Erıncniler'e bırakarak, iç ke- simdeki Kocamustafapaşa semtine top- landığını; camileri, tekkeleri, yatırları ve türbeleriyle bu kalabalık geleneksel Müslüman semtinin, hemen yanı başın- daki kalabalık Hıristiyan semti ile yüz- yıllarca yan yana yaşadığını vurguluyor. Özellikle 1950'ler ve 1960'lar sonra- sında ise, lstanbul'un inanılmaz ölçüde göç alması ve akıl almaz boyutlarda bü- yümesi sonucunda bu semtin kentin ne- redeyse merkezî bir yerine dönüştüğü- nü, Rum karakterini handiysa tümüyle yitirerek lstanbul'un öteki yerlerinden farkı kâlmayan tekdüze bir kalıba girdi- ğini görüyoruz. 1960'larda Samatya tren istasyonunun adının bir günde Koca- mustafapaşa istasyonuna çevrilmesi, Hacı Manol Sokağı'nın giderek Hacı Manav biçiminde anılır olması, bu hızh ve hoyrat değişimin birer simgesi belki de. Türker'in Psomatia'dan Samatya'ya kitabının sonunda yer alan "6-7 Eylül Olaylarında Samatya-Yedikule" bölü- münü okumanızı isterim. Kentimizin yakın tarihindeki o iki karanlık gün, bu güzelim bölgede taşların yerinden oyna- dığı "an"ı simgeliyor çünkü. • C U M H U R İ Y E T K İ T A P SAYI 1 0 6 9
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle