Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CMYB
C M Y B
12 AĞUSTOS 2010 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA
EKONOMİ 13ekonomi@cumhuriyet.com.tr
İŞÇİNİN EVRENİNDEN
ŞÜKRAN SONER
‘Hayır’ Asıl Şimdi
Görsel medyamızın ana haberlere bile taşımaya
değer bulmadığı Ergenekon davasında yıllardır
tutukluluk gerekçelerini öğrenemeden tutuklu kalan
gazeteci arkadaşlarımızın isyanını yansıtan
gelişmelere ilişkin haberleri okurken kara kara
düşündüm. Meslektaşlarının insan hakları ihlallerine
bile bu kadar ağır duyarsız kalınabilen bir algılama
çarpıklığı nasıl bu denli yaygınlaşabilir,
genelleşebilir? Sahi evrensel hukukun, yargılamanın
olmazsa olmazlarının başında gelen, yargılamanın
sansürsüz olması değil midir?
12 Eylül’ün en ağır terörünün estirildiği ilk
aylarında, DİSK yöneticilerinin bir yandan ağır
işkenceler gördükleri günlerde, 12 Eylül öncesi
açılmış bir sivil kapatma davası nedeniyle sivil
mahkemeye getirilmeleri söz konusu olmuştu.
Bakırköy adliyesi jandarmaya kuşattırılmış, duruşma
salonuna aileler ve gazeteciler sokulmak
istenmemişti. Görevli jandarma komutanının
arkasından mahkeme salonuna sesimi duyurmaya
yönelik mübaşire bağırıyordum, “Duruşma alenidir,
gazetecinin izlemesi engellenemez” diye. Yargıç
sesimi duymuş, mübaşiri yollamış, itirazımı
iletebilmiştim. Yargıç salona davet etme gereğini
duymuş, duruşmayı izlemiş, haberini de
yapabilmiştim.
Sözde sivil iktidar döneminde, sivil mahkemede
yargılama söz konusu.. Tamam duruşmaları
izleyebiliyoruz, ancak günümüz teknolojisinde
duruşmanın aleniyeti çerçevesine görüntü ve ses
almak girmiyor mu? Ergenekon davaları
yargılamasında neden görüntü, ses kaydı almak
yasak, canlı, naklen yayın yapılamıyor?
Mustafa Balbay, Tuncay Özkan, askeri darbe ile
ilişkileri delilendirilmemiş, yılları bulan önceden ceza
niteliğindeki tutuklulukları sürecinde, ağır tecrit
koşullarından, gazeteciye bilgisayar, daktilo
verilmemesi hallerinden sayısız örnekler de verdiler.
Cumhuriyet okurlarının ancak gazetemizde yer alan
ayrıntılı haberlerden söylemlerini, savunmalarını
okuduklarını gözeterek sivil iktidar sorumluluğunda
yaşatılan haksızlık, hukuksuzluk, insan hakları
ihlallerine ilişkin yaşadıklarının daha fazlasını
yineleyecek değilim..
Bir tek Ergenekon davası kapsamında bile
yaşananların, yaşatılanların, yargı üzerindeki gücünü
arttırmak için anayasa değişikliği yoluna gitmiş,
makyaj değişikliklerle, yalanlarla referandumdan
“evet” oyu çıkması için çalışan cepheye karşı “hayır”
oylarının ne kadar değerli olduğunu ortaya koymaya
yettiğini anlatmaya çalışıyorum..
Erdoğan hükümetinin gözümüzün içine baka baka
yaşattıkları YAŞ krizi, bu anlamda tek başına çok
çarpıcı, ürkütücü ders verici bir örnek.. Medya gücü
kullanılarak çok etkin yürütülen kampanyada, kutsal
ittifak cephesi 12 Eylül’den daha demokratik bir
anayasa değişikliğinin pazarlanması cambazlığında
ne kadar ustalıklı çoksesli bir koroyu oluşturmuş
olsalar da.. Referandum öncesi, referandum oylarını
katlamaya yönelik güç gösterisinde, TSK
operasyonunda, istenmeyen komutanları tasfiye
etmede doymaz hırsları ile seçtikleri yöntemlerle,
önemli bir stratejik yanlışın içine düştüler..
Ergenekon yargı çarklarını işletiverdiler, sonu
gelmeyeceği izlenimini veren meçhul tanıklı, ufukta
henüz bir tanesinin bile yargılama sonucuna
varacağı, hakkın-adaletin yerine geleceği umudu
görülemeyen, sayısız dava, sayısız iddianame,
sayısız dosya, sayısız sanıklı, çok ağır insan hakları
ihlalleri, yagısız infazları söz konusu.. özel
mahkemelerin özel yargılamaları projelerine
yenilerini ekleyiverdiler.. YAŞ kararlarına gün kala,
işleme giren iddianamelerle, yeni görevlendirme,
terfileri söz konusu yüzlerle komutan, onlarla
bağlantılı en az bir o kadarı için geçerli hak gaspı
koşulları yaratıldı.
Siyasi irade, Erdoğan hükümetleri sözde işin
içinde değillerdi; iddianameler bağımsız yargının
rastlantısal işlemleriydi. Ancak yasal anlamda,
hukuk boyutunda, yargısız infaz tablosunun, geri
dönüşü olmayan hak gasplarının yaşanmaması için,
sayısız çözüm yolu söz konusu iken, baştan yargının
icraatları ile ilişkisi olmadığını söyleyen hükümet,
çok güçlü yandaş medya korosu eşliğinde, yargı
üzerinden işletilen siyasetle, yargı işlemleri gerekçe
yapılarak “sivil iktidarın tabii ki tartışılamayacak gücü,
son sözü söyleme hakkı” kullanıldı.
Gözümüzün içine bakıla bakıla, toptan aptal
yerine konularak, kararlara gün kala ortaya çıkarılan
iddianameler senaryoları gerçek suç ve mahkûmiyet
sonuçlarıymışçasına kullanılarak, tümü ile olmasa da
önemli ağırlıklarla istenilen operasyonlar sağlandı..
Yargı kararlarının, itirazlar, incelemeler, yakalama
emirlerinin verilmesi, kaldırılması süreçlerinin,
YAŞ’ta istenilen kararların alınabilmesi paralelinde,
saat saat uyumlu olarak her aşamada kullanıldığına
birlikte tanıklık ettik..
İktidarın referandumla asıl amacı, üst yargıyı,
genel olarak atamalarla tüm yargıyı ele geçirme
operasyonları henüz gündemde değilken, özel yargı
ile bu yapılabilenler yeterince ürkütücü değil mi?
Dünün gelişmeleriyle Balyoz’da tutuklu sanık
kalmaması işin tuzu biberi. HSYK’deki atamalara
iktidarın son atağına hiç girmeyelim...
soner@cumhuriyet.com.tr
Sanayi Bakanı Ergün, Mali Kural’õn neden ertelendiğini
açõkladõ: Biz zaten bütçe disiplinine uyuyoruz. Mali Kural
çõksaydõ çift dikiş olacaktõ. Hükümet kendisini bağlayan bir
kanun çõkarõyordu. Yatõrõmcõ bakanlõklar biraz daha
düşünelim dedi. Vazgeçmedik. 2012’ye yetişir.
Misal vereyim; Bu formül bize İstanbul Boğazõ’ndaki ikinci tüp
geçitle alakalõ yurtdõşõ borçlanmamõza ne kadar izin
verecek? Bununla alakalõ borçlanma limitimiz bu formülde
nasõl yer bulacak? Bulamayacaksa bu işi yapamayacak
mõyõz? Erteledik, bunun üzerinde çalõşõyoruz.
Ekonomi Servisi - Sanayi ve Ticaret
Bakanõ Nihat Ergün, Mali Kural ko-
nusundaki yasa tasarõsõnõn “Parla-
mentoya gelme sürecinin biraz ani
olduğunu” ve “Bakanlar Kuru-
lu’nda Mali Kural formülünün bi-
raz daha tartışılmasının daha doğ-
ru olacağı konusunda bir görüşün
ortaya çıktığını” söyledi.
“İtirazın yatırımcı bakanlıklardan
geldiğini” belirten Ergün, konunun
Devlet Bakanõ ve Başbakan Yardõm-
cõsõ Ali Babacan tarafõndan kamuo-
yuna açõklandõğõ ve IMF ile ilişkiler
düzenlenirken global finans çevrele-
rine bir vaatte bulunulduğunun hatõr-
latõlmasõ üzerine, “Mali Kural’dan
vazgeçilmediğini” söyledi.
Ekonomi servislerinin yöneticileriyle
buluşan Ergün, bütçe disiplininin, “şu
anda yazılı olmayan bir Mali Kural
olarak uyguladığını” ileri sürdü. Er-
gün, toplantõda özetle şunlarõ söyledi:
Biz, mümkün olduğunca bütçe di-
siplinine uyan bir iktidarõz. Sadece
ekonomik kriz zamanõnda bütçe açõk-
larõ ve vergi tahsilatõ açõsõndan nega-
tif bir sapmadan söz edilebilir. Buna
karşõlõk genel bütçe performansõnda 7-
8 yõl boyunca pozitif sapmalar oldu.
Mali Kural çift dikiş olacaktõ. Bu
zaten esnek bir taahhüt. Yani büyüme
rakamlarõmõz yüzde 5’in üzerinde
olursa tavrõnõz farklõ oluyor, altõnda ka-
lõrsa farklõ. Ona göre harcamalarõnõzõ,
açõklarõnõzõ ayarlayabiliyorsunuz.
Mali Kural’õn TBMM’ye haziran
ayõ sonuna kadar gelme konusu biraz
aniden ortaya çıktı. Bakanlar Kuru-
lu’na geldiğinde, “Evet bu önemli, bir
taahhütte bulunuyoruz. Hükümet
kendisini bağlayan bir kanun çı-
kartıyor. Dolayısıyla biraz daha
tartışalım ve ondan sonra adımımızı
atalım” görüşü hâkim oldu. Yoksa
vazgeçme noktasõnda değiliz.
Bakanlar Kurulu’ndaki sunuşta
formülün yeterli esnekliğe sahip olup
olmadõğõ konusunda yatõrõmcõ bakan-
lõklar özellikle biraz daha farklõ de-
ğerlendirme yaptõlar. Misal; bu
formül bize İstanbul Boğa-
zı’ndaki ikinci tüp geçitle
alakalı yurtdışı borçlanma-
mıza ne kadar izin vere-
cek? Bulamayacaksa bu
işi yapamayacak mı-
yız? Bunun üzerinde
çalışıyoruz.
2011 yõlõ için Mali
Kural söz konusu ola-
mayacak. 2012 yõlõ büt-
çesi uygulamalarõ buna
göre oluşacak.
Rating kuruluşlarõna göre hükümet, harcamalarõnõ kõsmakta giderek daha az istekli
Yabancılar tedirgin
Ekonomi Servisi - Sanayi ve Ti-
caret Bakanõ Nihat Ergün, Merkez
Bankasõ’nõn, fiyat istikrarõnõ sağlamak
ve enflasyonu aşağõya çekmek gibi bir
politika izlemesi gerektiğini belirtti.
Ergün, ekonomi gazetecileriyle bir
araya geldiği toplantõda, Türkiye’nin
rekabeti sadece döviz kurunda ara-
masõnõn doğru bir yaklaşõm olama-
yacağõnõ belirtti. Ergün’ün dikkat
çektiği diğer noktalar şöyle;
KOSGEB’i 81 ilde örgütlenen
bir yapõya dönüştürdük.
KOBİ’lerin de bu piyasadan ya-
rarlanmalarõnõ istiyoruz.
İSO yeni ilk 500 açõklamasõ
yaptõ. Sanayici açõsõndan baktõğõmõz-
da, çalõşanlar, işçiler... İşsizlik.Yani
batmõş bizim sanayimiz, ne üretim var
ne ihracat var... Böyle bir tablo yok.
Kapasite kullanõm oranõ ile sanayi
üretimi arasõnda bazen bağlar kopuk
oluyor. Artõk irtibat yeniden kuruldu.
EPDK’nin fiyat istikrarõnõn sağ-
lanmasõ konusunda biraz daha titiz
davranmasõna ihtiyaç var.
Anayasa değişikliği ekonomiy-
le direkt ilgili. Ekonomi çevreleri-
ne diyorum ki: ‘bu anayasa paketi
değişikliğinde en çok sesi çõkmasõ
gereken sizlersiniz.’ Ama hiç sesle-
ri çõkmõyor.
ANKARA (AA) - Tütün, Tütün Ma-
mulleri, Tuz ve Alkol İşletmeleri AŞ’ye
(TEKEL/TTA) ait İzmir ve Sinop’taki
taşõnmazlarõn satõşõnõn onayõna ilişkin
Özelleştirme Yüksek Kurulu Kararlarõ,
Resmi Gazete’de yayõmlandõ.
Buna göre, TTA’ya ait Sinop’taki 11
bin 733 metrekare yüzölçümlü taşõnmaz
bir bütün halinde 1 milyon 570 bin li-
ra bedelle en yüksek teklifi veren Onur
Giyim Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti’ne iha-
le şartnamesi çerçevesinde satõlacak. İz-
mir’deki 1012 ada, 3 parsel numarasõnda
kayõtlõ 463 metrekare yüzölçümlü ta-
şõnmaz da Nail Özkardeş’e 6 milyon
290 bin lira bedelle verilecek.
Peşinatõn ödenmemesi ve/veya İdare
tarafõndan verilecek süre içerisinde sa-
tõş sözleşmesini imzalamaktan imtina gi-
bi nedenle ihale iptal edilebilecek.
Cari açõk 6 ayda yüzde 180 arttõ
Fitch, Moody’s ve S&P,
ertelemenin mali politikalarõn
gevşemesi için baskõ olduğu
endişesi yarattõğõna dikkat çekti.
Açõklamalarõn ardõndan borsada
sert düşüşler yaşandõ.
TAV yeni yatırımlarla yüzde 20 büyüyecek
Ekonomi Servisi - Türkiye’nin 2011
yõlõ bütçesinin Mali Kural’a göre oluş-
mayacağõnõn açõklanmasõnõn ardõndan,
kredi derecelendirme kuruluşlarõ Fitch,
Moody’s ve Standart&Poor’s (S&P) uy-
gulamanõn gecikmesinin mali kredibili-
teye zarar verdiğinin altõnõ çizerek bunun
bir endişe kaynağõ olduğunu belirttiler.
S&P Mali Kural’õn gecikmesinin
2011’de mali politikanõn gevşemesi için
baskõ yarattõğõ endişesine neden olduğu-
nu söylerken, Fitch Mali Kural’õn erte-
lenmesinin hükümetin kredibilitesine za-
rar verebileceğini açõkladõ.
Fitch, “Hükümetin politika çıpası
olarak bir Mali Kural yaratarak
beklentileri yükselttikten sonra onay-
lamayı veya uygulamayı geciktirerek
mali kredibilitesine zarar verdiğini
söyleyebiliriz” dedi.
Borsa çakıldı, dolar yükseldi
S&P ise cari açõğõ hõzla yükselen Tür-
kiye’nin dõş finansman ihtiyacõnõn arttõ-
ğõna dikkat çekerek “Önemli olan, Tür-
kiye’nin giderek artan dış dengesiz-
likleriyle gevşek bir mali duruş ara-
sında bir bağlantı olduğudur. Ki, bu bir
kaygı kaynağıdır” açõklamasõnda bu-
lundu. Ertelemenin hükümet harcama-
larõnõ kõsmak konusunda bir isteksizlik or-
taya koyabileceğini ifade etti.
Son açõklamayõ yapan Moody’s de
Mali Kural’daki gecikmenin Türkiye’yi
önemli bir çõpadan yoksun bõraktõğõnõ, bu-
nun da seçimler öncesinde hükümetin ma-
liye politikasõnõ gevşetmesini kolaylaş-
tõrabileceğini bildirdi.
Mali Kural’õn ertelenmesi ve yurtdõşõ
kayõplarla endeks üç haftanõn en düşü-
ğüne geriledi. İMKB yüzde 1.72 düşüş-
le 58 bin 155 puandan kapandõ. Dolar/TL
1.5150 ile 26 Temmuz’dan bu yana en
yüksek seviyesine yükseldi.
TEKEL’in taşınmazlarının
satışına onay
Mali Kural harcamalarõ kõsõtlar
diye seçim sonrasõna ötelenmiş
Ekonomi
Servisi - Cari
açõk, haziran
ayõnda geçen
yõlõn aynõ ayõna
göre yüzde 51.5 artõş-
la 3.337 milyar dolar olurken yõ-
lõn ilkyarõsõnda ise geçen yõlõn ay-
nõ dönemine göre yaklaşõk yüzde
180 artarak 20.743 milyar dolar
olarak gerçekleşti.
TCMB açõklamasõnda, “Bu
artışta, dış ticaret açığının
bir önceki yılın haziran ayı-
na göre yüzde 49.2 artarak
4.336 milyar dolara ulaşma-
sı etkili olmuştur” denildi.
Merkez Bankasõ verileri-
ne göre Haziran 2009’da 2.202
milyar dolar olan cari açõk, Ocak-
Haziran 2009’da 7.383 milyar do-
lar olmuştu. Haziran ayõnda cari
açõğõn 3.6 milyar dolar olmasõ
bekleniyordu.
TCMB verilerine göre, finans
hesaplarõnda bir önceki yõlõn
ocak-haziran döneminde 671 mil-
yon dolar, bu yõlõn aynõ döne-
minde ise 21.585 milyar dolar tu-
tarõnda net sermaye girişi oldu.
Öte yandan 2009’un Ocak-
Haziran döneminde 4.27 milyar
dolar olarak gerçekleşen yurtdõ-
şõnda yerleşik kişilerin yurtiçin-
de yaptõklarõ net yatõrõmlar (FDI),
2010 yõlõnõn aynõ döneminde
yüzde 24.5 azalõşla 3.22 milyar
dolar oldu.
Geçen yõlõn ilkyarõsõnda 404
milyon dolar net sermaye çõkõşõ
olan portföy yatõrõmlarõnda,
2010’un aynõ döneminde 6.765
milyar dolar net giriş gerçekleş-
ti. TCMB verilerine göre, yurt-
dõşõnda yerleşik kişiler, hisse se-
nedi piyasasõnda haziran ayõnda
537 milyon dolar tutarõnda net
alõm gerçekleştirerek ocak-hazi-
ran döneminde toplam 751 mil-
yon dolar net alõm yaptõ.
Devlet iç borçlanma senetleri
piyasasõnda bu yõlõn haziran ayõn-
da yapõlan 453 milyon dolar tu-
tarõndaki net satõmla birlikte
Ocak-Haziran 2010 döneminde
yurtdõşõ yerleşik kişilerce top-
lam 4.538 milyar dolar tutarõnda
net alõm gerçekleştirildi.
Cari işlemler açõğõ, ocak-haziran döneminde, yüzde
180 artõş gösterdi ve 20.7 milyar dolar oldu. Merkez
Bankasõ, bu artõşta dõş ticaret açõğõnõn bir önceki yõlõn
haziran ayõna göre yüzde 49 artarak 4.3 milyar dolara
ulaşmasõnõn etkili olduğunu açõkladõ.
Ekonomi Servisi - TAV Havalimanlarõ Holding
Üst Yöneticisi (CEO) Sani Şener, “Atatürk Ha-
valimanı’nın yanındaki 800 dönümlük askeri böl-
genin kullanılması amacıyla Hava Kuvvetleri ile
görüşmeler sürüyor. Bölgenin kullanımıyla Ata-
türk Havalimanı’nın kapasitesi 50 milyondan 75
milyona çıkabilir” dedi.
TAV’õn ilk yarõ yõl sonuç-
larõna ilişkin düzenlenen top-
lantõda konuşan Şener, cirola-
rõnõn bu yõl organik ve inor-
ganik büyümenin etkisiyle
yüzde 20 civarõ büyüyeceğini,
yolcu sayõsõnda ise daha önce
açõkladõklarõ yüzde 10’luk bü-
yüme hedefini koruduklarõnõ söyledi.
Şener’in verdiği bilgiye göre, TAV’õn 2009 yõlõ ge-
lirleri 1.84 milyar lira olurken, net kârõ 108.7 mil-
yon lira olarak gerçekleşti. Şirketin ilkyarõ satõş ge-
lirleri ise bir önceki yõlõn aynõ dönemine göre yüz-
de 31.8 azalõşla 664 milyon liraya geriledi. Şener’in
konuşmasõndan çõkan ana başlõklar şöyle:
Air Baltic ile Riga’da yapacağõmõz terminal için
öncelikle bir dizayn yarõşmasõ düzenleyeceğiz. Pro-
jeyi ve sonra inşaatõ ihale edeceğiz. 90 milyon Av-
ro’luk bir proje. Güneyde de İs-
tanbul’la bir merkez yaratõlõyor.
Biz ikisinde de olacağõz.
Suudi Arabistan’da Me-
dine Havalimanõ ihalesi için ça-
lõşmalarõmõz sürüyor. İhalenin
1 yõl içinde sonuçlanmasõnõ
bekliyoruz.
Gazipaşa Havalimanõ
pist uzatõldõktan sonra gelecek yõl orta boy uçakla-
rõn kullanõmõna hazõr olacak.
Türkiye havacõlõk sektöründe bu yõl 90 milyon,
gelecek sene 100 milyon yolcu bekleniyor.
Yurtdõşõ projeleriyle
büyümeyi sürdüren TAV,
Atatürk Havalimanõ’nõn
kapasitesini arttõrmak için Hava
Kuvvetleri ile görüşüyor.
TAVHavalimanları’nın2009cirosu890milyondolaroldu.HoldingsonbiryıldaTürkiye’de5bin800kişiyiişealdı.
Nihat Ergün’den
MB’ye kur desteği
Ekimde
yasalaşsın
Ekonomi Servisi - Türk Sanayici-
leri ve İşadamlarõ Derneği (TÜSİ-
AD) seçim dönemine girilecek 2011
yõlõ ve sonrasõ için, orta vadeli mali gö-
rünüm ve yatõrõm ortamõnõn güvenli-
ği açõsõndan mali kuralõn önemli bir gö-
rev göreceğini belirtti ve ekim ayõnda
yasalaşmasõnõ istedi.
“Mali Kural’ın uygulamasının
ertelenmesi, kural tabanlı politika
anlayışından önemli bir sapma ni-
teliği taşır” denilen TÜSİAD açõkla-
masõnda şu değerlendirmeler yer aldõ:
Mali Kural uygulamasõ, büyüme
sürecinde ortaya çõkabilecek bek-
lenmedik gelişmeler karşõsõnda ma-
liye politikasõnõn emniyetli bir bant
içinde kalmasõnõ sağlayan ve bu
yönüyle ekonomik birimlerin karar
süreçlerine son derece olumlu kat-
kõ sağlayabilecek bir uygulamadõr.
Bu çerçevede Mali Kural, Orta Vadeli
Program’õn önemli bir tamamlayõcõsõ
niteliğindedir.
Mali Kural uygulamasõnõn, ne-
redeyse süresiz ertelendiğine dair gün-
deme gelen haberler, doğru olmasõ du-
rumunda, idarenin içsel tutarlõlõğõ ve
kural tabanlõ politika anlayõşõ açõsõn-
dan bir sapma niteliği taşõyacaktõr.
İş dünyasõ olarak kritik önem at-
fettiğimiz ve 2010 yõlõ TBMM gün-
deminin sõkõşõklõğõna bağlõ olarak er-
telendiğini düşündüğümüz Mali Ku-
ral uygulamasõnõn, ekimde çalõşmaya
başlayacak TBMM’de süratle ele alõn-
masõ ve kanunlaşmasõ büyük önem ta-
şõmaktadõr. Mali Kural’õn hayata geç-
mesi, özelikle seçim dönemine gire-
ceğimiz 2011 yõlõ ve sonrasõ için, or-
ta vadeli mali görünüm ve iş ve yatõ-
rõm ortamõnõn güvenliği açõsõndan
önemli bir görev görecektir.
T Ü S İ A D :