19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
CMYB C M Y B 12 AĞUSTOS 2010 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA EKONOMİ [email protected] İŞÇİNİN EVRENİNDEN ŞÜKRAN SONER ‘Hayır’ Asıl Şimdi Görsel medyamızın ana haberlere bile taşımaya değer bulmadığı Ergenekon davasında yıllardır tutukluluk gerekçelerini öğrenemeden tutuklu kalan gazeteci arkadaşlarımızın isyanını yansıtan gelişmelere ilişkin haberleri okurken kara kara düşündüm. Meslektaşlarının insan hakları ihlallerine bile bu kadar ağır duyarsız kalınabilen bir algılama çarpıklığı nasıl bu denli yaygınlaşabilir, genelleşebilir? Sahi evrensel hukukun, yargılamanın olmazsa olmazlarının başında gelen, yargılamanın sansürsüz olması değil midir? 12 Eylül’ün en ağır terörünün estirildiği ilk aylarında, DİSK yöneticilerinin bir yandan ağır işkenceler gördükleri günlerde, 12 Eylül öncesi açılmış bir sivil kapatma davası nedeniyle sivil mahkemeye getirilmeleri söz konusu olmuştu. Bakırköy adliyesi jandarmaya kuşattırılmış, duruşma salonuna aileler ve gazeteciler sokulmak istenmemişti. Görevli jandarma komutanının arkasından mahkeme salonuna sesimi duyurmaya yönelik mübaşire bağırıyordum, “Duruşma alenidir, gazetecinin izlemesi engellenemez” diye. Yargıç sesimi duymuş, mübaşiri yollamış, itirazımı iletebilmiştim. Yargıç salona davet etme gereğini duymuş, duruşmayı izlemiş, haberini de yapabilmiştim. Sözde sivil iktidar döneminde, sivil mahkemede yargılama söz konusu.. Tamam duruşmaları izleyebiliyoruz, ancak günümüz teknolojisinde duruşmanın aleniyeti çerçevesine görüntü ve ses almak girmiyor mu? Ergenekon davaları yargılamasında neden görüntü, ses kaydı almak yasak, canlı, naklen yayın yapılamıyor? Mustafa Balbay, Tuncay Özkan, askeri darbe ile ilişkileri delilendirilmemiş, yılları bulan önceden ceza niteliğindeki tutuklulukları sürecinde, ağır tecrit koşullarından, gazeteciye bilgisayar, daktilo verilmemesi hallerinden sayısız örnekler de verdiler. Cumhuriyet okurlarının ancak gazetemizde yer alan ayrıntılı haberlerden söylemlerini, savunmalarını okuduklarını gözeterek sivil iktidar sorumluluğunda yaşatılan haksızlık, hukuksuzluk, insan hakları ihlallerine ilişkin yaşadıklarının daha fazlasını yineleyecek değilim.. Bir tek Ergenekon davası kapsamında bile yaşananların, yaşatılanların, yargı üzerindeki gücünü arttırmak için anayasa değişikliği yoluna gitmiş, makyaj değişikliklerle, yalanlarla referandumdan “evet” oyu çıkması için çalışan cepheye karşı “hayır” oylarının ne kadar değerli olduğunu ortaya koymaya yettiğini anlatmaya çalışıyorum.. Erdoğan hükümetinin gözümüzün içine baka baka yaşattıkları YAŞ krizi, bu anlamda tek başına çok çarpıcı, ürkütücü ders verici bir örnek.. Medya gücü kullanılarak çok etkin yürütülen kampanyada, kutsal ittifak cephesi 12 Eylül’den daha demokratik bir anayasa değişikliğinin pazarlanması cambazlığında ne kadar ustalıklı çoksesli bir koroyu oluşturmuş olsalar da.. Referandum öncesi, referandum oylarını katlamaya yönelik güç gösterisinde, TSK operasyonunda, istenmeyen komutanları tasfiye etmede doymaz hırsları ile seçtikleri yöntemlerle, önemli bir stratejik yanlışın içine düştüler.. Ergenekon yargı çarklarını işletiverdiler, sonu gelmeyeceği izlenimini veren meçhul tanıklı, ufukta henüz bir tanesinin bile yargılama sonucuna varacağı, hakkın-adaletin yerine geleceği umudu görülemeyen, sayısız dava, sayısız iddianame, sayısız dosya, sayısız sanıklı, çok ağır insan hakları ihlalleri, yagısız infazları söz konusu.. özel mahkemelerin özel yargılamaları projelerine yenilerini ekleyiverdiler.. YAŞ kararlarına gün kala, işleme giren iddianamelerle, yeni görevlendirme, terfileri söz konusu yüzlerle komutan, onlarla bağlantılı en az bir o kadarı için geçerli hak gaspı koşulları yaratıldı. Siyasi irade, Erdoğan hükümetleri sözde işin içinde değillerdi; iddianameler bağımsız yargının rastlantısal işlemleriydi. Ancak yasal anlamda, hukuk boyutunda, yargısız infaz tablosunun, geri dönüşü olmayan hak gasplarının yaşanmaması için, sayısız çözüm yolu söz konusu iken, baştan yargının icraatları ile ilişkisi olmadığını söyleyen hükümet, çok güçlü yandaş medya korosu eşliğinde, yargı üzerinden işletilen siyasetle, yargı işlemleri gerekçe yapılarak “sivil iktidarın tabii ki tartışılamayacak gücü, son sözü söyleme hakkı” kullanıldı. Gözümüzün içine bakıla bakıla, toptan aptal yerine konularak, kararlara gün kala ortaya çıkarılan iddianameler senaryoları gerçek suç ve mahkûmiyet sonuçlarıymışçasına kullanılarak, tümü ile olmasa da önemli ağırlıklarla istenilen operasyonlar sağlandı.. Yargı kararlarının, itirazlar, incelemeler, yakalama emirlerinin verilmesi, kaldırılması süreçlerinin, YAŞ’ta istenilen kararların alınabilmesi paralelinde, saat saat uyumlu olarak her aşamada kullanıldığına birlikte tanıklık ettik.. İktidarın referandumla asıl amacı, üst yargıyı, genel olarak atamalarla tüm yargıyı ele geçirme operasyonları henüz gündemde değilken, özel yargı ile bu yapılabilenler yeterince ürkütücü değil mi? Dünün gelişmeleriyle Balyoz’da tutuklu sanık kalmaması işin tuzu biberi. HSYK’deki atamalara iktidarın son atağına hiç girmeyelim... [email protected] Sanayi Bakanı Ergün, Mali Kural’õn neden ertelendiğini açõkladõ: Biz zaten bütçe disiplinine uyuyoruz. Mali Kural çõksaydõ çift dikiş olacaktõ. Hükümet kendisini bağlayan bir kanun çõkarõyordu. Yatõrõmcõ bakanlõklar biraz daha düşünelim dedi. Vazgeçmedik. 2012’ye yetişir. Misal vereyim; Bu formül bize İstanbul Boğazõ’ndaki ikinci tüp geçitle alakalõ yurtdõşõ borçlanmamõza ne kadar izin verecek? Bununla alakalõ borçlanma limitimiz bu formülde nasõl yer bulacak? Bulamayacaksa bu işi yapamayacak mõyõz? Erteledik, bunun üzerinde çalõşõyoruz. Ekonomi Servisi - Sanayi ve Ticaret Bakanõ Nihat Ergün, Mali Kural ko- nusundaki yasa tasarõsõnõn “Parla- mentoya gelme sürecinin biraz ani olduğunu” ve “Bakanlar Kuru- lu’nda Mali Kural formülünün bi- raz daha tartışılmasının daha doğ- ru olacağı konusunda bir görüşün ortaya çıktığını” söyledi. “İtirazın yatırımcı bakanlıklardan geldiğini” belirten Ergün, konunun Devlet Bakanõ ve Başbakan Yardõm- cõsõ Ali Babacan tarafõndan kamuo- yuna açõklandõğõ ve IMF ile ilişkiler düzenlenirken global finans çevrele- rine bir vaatte bulunulduğunun hatõr- latõlmasõ üzerine, “Mali Kural’dan vazgeçilmediğini” söyledi. Ekonomi servislerinin yöneticileriyle buluşan Ergün, bütçe disiplininin, “şu anda yazılı olmayan bir Mali Kural olarak uyguladığını” ileri sürdü. Er- gün, toplantõda özetle şunlarõ söyledi:  Biz, mümkün olduğunca bütçe di- siplinine uyan bir iktidarõz. Sadece ekonomik kriz zamanõnda bütçe açõk- larõ ve vergi tahsilatõ açõsõndan nega- tif bir sapmadan söz edilebilir. Buna karşõlõk genel bütçe performansõnda 7- 8 yõl boyunca pozitif sapmalar oldu.  Mali Kural çift dikiş olacaktõ. Bu zaten esnek bir taahhüt. Yani büyüme rakamlarõmõz yüzde 5’in üzerinde olursa tavrõnõz farklõ oluyor, altõnda ka- lõrsa farklõ. Ona göre harcamalarõnõzõ, açõklarõnõzõ ayarlayabiliyorsunuz.  Mali Kural’õn TBMM’ye haziran ayõ sonuna kadar gelme konusu biraz aniden ortaya çıktı. Bakanlar Kuru- lu’na geldiğinde, “Evet bu önemli, bir taahhütte bulunuyoruz. Hükümet kendisini bağlayan bir kanun çı- kartıyor. Dolayısıyla biraz daha tartışalım ve ondan sonra adımımızı atalım” görüşü hâkim oldu. Yoksa vazgeçme noktasõnda değiliz.  Bakanlar Kurulu’ndaki sunuşta formülün yeterli esnekliğe sahip olup olmadõğõ konusunda yatõrõmcõ bakan- lõklar özellikle biraz daha farklõ de- ğerlendirme yaptõlar. Misal; bu formül bize İstanbul Boğa- zı’ndaki ikinci tüp geçitle alakalı yurtdışı borçlanma- mıza ne kadar izin vere- cek? Bulamayacaksa bu işi yapamayacak mı- yız? Bunun üzerinde çalışıyoruz.  2011 yõlõ için Mali Kural söz konusu ola- mayacak. 2012 yõlõ büt- çesi uygulamalarõ buna göre oluşacak. Rating kuruluşlarõna göre hükümet, harcamalarõnõ kõsmakta giderek daha az istekli Yabancılar tedirgin Ekonomi Servisi - Sanayi ve Ti- caret Bakanõ Nihat Ergün, Merkez Bankasõ’nõn, fiyat istikrarõnõ sağlamak ve enflasyonu aşağõya çekmek gibi bir politika izlemesi gerektiğini belirtti. Ergün, ekonomi gazetecileriyle bir araya geldiği toplantõda, Türkiye’nin rekabeti sadece döviz kurunda ara- masõnõn doğru bir yaklaşõm olama- yacağõnõ belirtti. Ergün’ün dikkat çektiği diğer noktalar şöyle;  KOSGEB’i 81 ilde örgütlenen bir yapõya dönüştürdük.  KOBİ’lerin de bu piyasadan ya- rarlanmalarõnõ istiyoruz.  İSO yeni ilk 500 açõklamasõ yaptõ. Sanayici açõsõndan baktõğõmõz- da, çalõşanlar, işçiler... İşsizlik.Yani batmõş bizim sanayimiz, ne üretim var ne ihracat var... Böyle bir tablo yok. Kapasite kullanõm oranõ ile sanayi üretimi arasõnda bazen bağlar kopuk oluyor. Artõk irtibat yeniden kuruldu.  EPDK’nin fiyat istikrarõnõn sağ- lanmasõ konusunda biraz daha titiz davranmasõna ihtiyaç var.  Anayasa değişikliği ekonomiy- le direkt ilgili. Ekonomi çevreleri- ne diyorum ki: ‘bu anayasa paketi değişikliğinde en çok sesi çõkmasõ gereken sizlersiniz.’ Ama hiç sesle- ri çõkmõyor. ANKARA (AA) - Tütün, Tütün Ma- mulleri, Tuz ve Alkol İşletmeleri AŞ’ye (TEKEL/TTA) ait İzmir ve Sinop’taki taşõnmazlarõn satõşõnõn onayõna ilişkin Özelleştirme Yüksek Kurulu Kararlarõ, Resmi Gazete’de yayõmlandõ. Buna göre, TTA’ya ait Sinop’taki 11 bin 733 metrekare yüzölçümlü taşõnmaz bir bütün halinde 1 milyon 570 bin li- ra bedelle en yüksek teklifi veren Onur Giyim Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti’ne iha- le şartnamesi çerçevesinde satõlacak. İz- mir’deki 1012 ada, 3 parsel numarasõnda kayõtlõ 463 metrekare yüzölçümlü ta- şõnmaz da Nail Özkardeş’e 6 milyon 290 bin lira bedelle verilecek. Peşinatõn ödenmemesi ve/veya İdare tarafõndan verilecek süre içerisinde sa- tõş sözleşmesini imzalamaktan imtina gi- bi nedenle ihale iptal edilebilecek. Cari açõk 6 ayda yüzde 180 arttõ Fitch, Moody’s ve S&P, ertelemenin mali politikalarõn gevşemesi için baskõ olduğu endişesi yarattõğõna dikkat çekti. Açõklamalarõn ardõndan borsada sert düşüşler yaşandõ. TAV yeni yatırımlarla yüzde 20 büyüyecek Ekonomi Servisi - Türkiye’nin 2011 yõlõ bütçesinin Mali Kural’a göre oluş- mayacağõnõn açõklanmasõnõn ardõndan, kredi derecelendirme kuruluşlarõ Fitch, Moody’s ve Standart&Poor’s (S&P) uy- gulamanõn gecikmesinin mali kredibili- teye zarar verdiğinin altõnõ çizerek bunun bir endişe kaynağõ olduğunu belirttiler. S&P Mali Kural’õn gecikmesinin 2011’de mali politikanõn gevşemesi için baskõ yarattõğõ endişesine neden olduğu- nu söylerken, Fitch Mali Kural’õn erte- lenmesinin hükümetin kredibilitesine za- rar verebileceğini açõkladõ. Fitch, “Hükümetin politika çıpası olarak bir Mali Kural yaratarak beklentileri yükselttikten sonra onay- lamayı veya uygulamayı geciktirerek mali kredibilitesine zarar verdiğini söyleyebiliriz” dedi. Borsa çakıldı, dolar yükseldi S&P ise cari açõğõ hõzla yükselen Tür- kiye’nin dõş finansman ihtiyacõnõn arttõ- ğõna dikkat çekerek “Önemli olan, Tür- kiye’nin giderek artan dış dengesiz- likleriyle gevşek bir mali duruş ara- sında bir bağlantı olduğudur. Ki, bu bir kaygı kaynağıdır” açõklamasõnda bu- lundu. Ertelemenin hükümet harcama- larõnõ kõsmak konusunda bir isteksizlik or- taya koyabileceğini ifade etti. Son açõklamayõ yapan Moody’s de Mali Kural’daki gecikmenin Türkiye’yi önemli bir çõpadan yoksun bõraktõğõnõ, bu- nun da seçimler öncesinde hükümetin ma- liye politikasõnõ gevşetmesini kolaylaş- tõrabileceğini bildirdi. Mali Kural’õn ertelenmesi ve yurtdõşõ kayõplarla endeks üç haftanõn en düşü- ğüne geriledi. İMKB yüzde 1.72 düşüş- le 58 bin 155 puandan kapandõ. Dolar/TL 1.5150 ile 26 Temmuz’dan bu yana en yüksek seviyesine yükseldi. TEKEL’in taşınmazlarının satışına onay Mali Kural harcamalarõ kõsõtlar diye seçim sonrasõna ötelenmiş Ekonomi Servisi - Cari açõk, haziran ayõnda geçen yõlõn aynõ ayõna göre yüzde 51.5 artõş- la 3.337 milyar dolar olurken yõ- lõn ilkyarõsõnda ise geçen yõlõn ay- nõ dönemine göre yaklaşõk yüzde 180 artarak 20.743 milyar dolar olarak gerçekleşti. TCMB açõklamasõnda, “Bu artışta, dış ticaret açığının bir önceki yılın haziran ayı- na göre yüzde 49.2 artarak 4.336 milyar dolara ulaşma- sı etkili olmuştur” denildi. Merkez Bankasõ verileri- ne göre Haziran 2009’da 2.202 milyar dolar olan cari açõk, Ocak- Haziran 2009’da 7.383 milyar do- lar olmuştu. Haziran ayõnda cari açõğõn 3.6 milyar dolar olmasõ bekleniyordu. TCMB verilerine göre, finans hesaplarõnda bir önceki yõlõn ocak-haziran döneminde 671 mil- yon dolar, bu yõlõn aynõ döne- minde ise 21.585 milyar dolar tu- tarõnda net sermaye girişi oldu. Öte yandan 2009’un Ocak- Haziran döneminde 4.27 milyar dolar olarak gerçekleşen yurtdõ- şõnda yerleşik kişilerin yurtiçin- de yaptõklarõ net yatõrõmlar (FDI), 2010 yõlõnõn aynõ döneminde yüzde 24.5 azalõşla 3.22 milyar dolar oldu. Geçen yõlõn ilkyarõsõnda 404 milyon dolar net sermaye çõkõşõ olan portföy yatõrõmlarõnda, 2010’un aynõ döneminde 6.765 milyar dolar net giriş gerçekleş- ti. TCMB verilerine göre, yurt- dõşõnda yerleşik kişiler, hisse se- nedi piyasasõnda haziran ayõnda 537 milyon dolar tutarõnda net alõm gerçekleştirerek ocak-hazi- ran döneminde toplam 751 mil- yon dolar net alõm yaptõ. Devlet iç borçlanma senetleri piyasasõnda bu yõlõn haziran ayõn- da yapõlan 453 milyon dolar tu- tarõndaki net satõmla birlikte Ocak-Haziran 2010 döneminde yurtdõşõ yerleşik kişilerce top- lam 4.538 milyar dolar tutarõnda net alõm gerçekleştirildi. Cari işlemler açõğõ, ocak-haziran döneminde, yüzde 180 artõş gösterdi ve 20.7 milyar dolar oldu. Merkez Bankasõ, bu artõşta dõş ticaret açõğõnõn bir önceki yõlõn haziran ayõna göre yüzde 49 artarak 4.3 milyar dolara ulaşmasõnõn etkili olduğunu açõkladõ. Ekonomi Servisi - TAV Havalimanlarõ Holding Üst Yöneticisi (CEO) Sani Şener, “Atatürk Ha- valimanı’nın yanındaki 800 dönümlük askeri böl- genin kullanılması amacıyla Hava Kuvvetleri ile görüşmeler sürüyor. Bölgenin kullanımıyla Ata- türk Havalimanı’nın kapasitesi 50 milyondan 75 milyona çıkabilir” dedi. TAV’õn ilk yarõ yõl sonuç- larõna ilişkin düzenlenen top- lantõda konuşan Şener, cirola- rõnõn bu yõl organik ve inor- ganik büyümenin etkisiyle yüzde 20 civarõ büyüyeceğini, yolcu sayõsõnda ise daha önce açõkladõklarõ yüzde 10’luk bü- yüme hedefini koruduklarõnõ söyledi. Şener’in verdiği bilgiye göre, TAV’õn 2009 yõlõ ge- lirleri 1.84 milyar lira olurken, net kârõ 108.7 mil- yon lira olarak gerçekleşti. Şirketin ilkyarõ satõş ge- lirleri ise bir önceki yõlõn aynõ dönemine göre yüz- de 31.8 azalõşla 664 milyon liraya geriledi. Şener’in konuşmasõndan çõkan ana başlõklar şöyle: Air Baltic ile Riga’da yapacağõmõz terminal için öncelikle bir dizayn yarõşmasõ düzenleyeceğiz. Pro- jeyi ve sonra inşaatõ ihale edeceğiz. 90 milyon Av- ro’luk bir proje. Güneyde de İs- tanbul’la bir merkez yaratõlõyor. Biz ikisinde de olacağõz. Suudi Arabistan’da Me- dine Havalimanõ ihalesi için ça- lõşmalarõmõz sürüyor. İhalenin 1 yõl içinde sonuçlanmasõnõ bekliyoruz. Gazipaşa Havalimanõ pist uzatõldõktan sonra gelecek yõl orta boy uçakla- rõn kullanõmõna hazõr olacak. Türkiye havacõlõk sektöründe bu yõl 90 milyon, gelecek sene 100 milyon yolcu bekleniyor. Yurtdõşõ projeleriyle büyümeyi sürdüren TAV, Atatürk Havalimanõ’nõn kapasitesini arttõrmak için Hava Kuvvetleri ile görüşüyor. TAVHavalimanları’nın2009cirosu890milyondolaroldu.HoldingsonbiryıldaTürkiye’de5bin800kişiyiişealdı. Nihat Ergün’den MB’ye kur desteği Ekimde yasalaşsın Ekonomi Servisi - Türk Sanayici- leri ve İşadamlarõ Derneği (TÜSİ- AD) seçim dönemine girilecek 2011 yõlõ ve sonrasõ için, orta vadeli mali gö- rünüm ve yatõrõm ortamõnõn güvenli- ği açõsõndan mali kuralõn önemli bir gö- rev göreceğini belirtti ve ekim ayõnda yasalaşmasõnõ istedi. “Mali Kural’ın uygulamasının ertelenmesi, kural tabanlı politika anlayışından önemli bir sapma ni- teliği taşır” denilen TÜSİAD açõkla- masõnda şu değerlendirmeler yer aldõ:  Mali Kural uygulamasõ, büyüme sürecinde ortaya çõkabilecek bek- lenmedik gelişmeler karşõsõnda ma- liye politikasõnõn emniyetli bir bant içinde kalmasõnõ sağlayan ve bu yönüyle ekonomik birimlerin karar süreçlerine son derece olumlu kat- kõ sağlayabilecek bir uygulamadõr. Bu çerçevede Mali Kural, Orta Vadeli Program’õn önemli bir tamamlayõcõsõ niteliğindedir.  Mali Kural uygulamasõnõn, ne- redeyse süresiz ertelendiğine dair gün- deme gelen haberler, doğru olmasõ du- rumunda, idarenin içsel tutarlõlõğõ ve kural tabanlõ politika anlayõşõ açõsõn- dan bir sapma niteliği taşõyacaktõr.  İş dünyasõ olarak kritik önem at- fettiğimiz ve 2010 yõlõ TBMM gün- deminin sõkõşõklõğõna bağlõ olarak er- telendiğini düşündüğümüz Mali Ku- ral uygulamasõnõn, ekimde çalõşmaya başlayacak TBMM’de süratle ele alõn- masõ ve kanunlaşmasõ büyük önem ta- şõmaktadõr. Mali Kural’õn hayata geç- mesi, özelikle seçim dönemine gire- ceğimiz 2011 yõlõ ve sonrasõ için, or- ta vadeli mali görünüm ve iş ve yatõ- rõm ortamõnõn güvenliği açõsõndan önemli bir görev görecektir. T Ü S İ A D :
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle