Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
- İlhan Abi’nin sağlığı nasıl?
Özellikle şubat ayından bu yana gelen her haber
bir öncekini aratıyordu.
Kaderin cilvesi mi demeli, ne demeli, en uzun
gün 21 Haziran Pazartesi saat 13.30 sıralarında
tüm gazeteleri okuduktan sonra yeniden
Cumhuriyet’i alıp ikinci sayfasını çevirdim,
televizyonda “son dakika” haberi belirdi:
“İlhan Selçuk vefat etti.”
Birden başımın iki tarafına, enseme çok ağır
gülleler konduğunu hissettim. Ardından başladı film
şeritleri: İlhan Abili yıllar geçti gözlerimin önünden.
Bendeki son hatırası, tutukluluğun 15. gününde
gönderdiği not:
“Balbay, yaşamasını bilen her yerde yaşar.
Oradan daha güçlü çıkacaksın. Gözlerinden
öperim.”
Montaigne şöyle diyor:
“Bir kişinin son gününü görmeden nasıl bir
yaşam sürdüğünü söyleyemezsiniz.”
Yurttaş İlhan Selçuk, yaşamının son aylarını
sağlık sorunlarının pençesinde geçirdi.
Cumhuriyet’in başyazarı, aydınlanmacı İlhan
Selçuk ayakta öldü. Yaşamı boyunca hiç eğilmedi,
bükülmedi, pes etmedi ve ayakta öldü.
İlhan Abi’nin 1990’ların ortasından itibaren sık
yaptığı değerlendirmelerden biri şuydu:
“Yıllarca mahkemelerde süründük. Devletin canı
sağ olsun. Sovyetler çöktü. Komünizm tehlikesi
bitti. Bizimle ilgili davalar, soruşturmalar da bitti.
Devletle barıştık artık. Bizim kaygılarımız devletin de
kaygıları oldu...”
İlhan Abi’nin bu bakışının üzerine bir gün sabaha
karşı 04.00’te Ergenekon dalgası gelince her şey
değişti. Bu dalgaları en iyi yorumlayan o oldu. Daha
serbest bırakılışının ikinci gününde, şu saptamayı
yaptı:
“Hedefte ordu ve yargı var.”
Zaman, İlhan Abi’nin Mart 2008’de yaptığı bu
saptamayı doğruladı.
Türkiye’nin bütünlüğüne, ortak değerlerine,
Atatürk devrimlerine bir zarar gelse, bedenine
soğuk bir demir değmiş gibi hisseden İlhan Selçuk,
devleti, hükümeti yıkmak, Türkiye’yi kaosa
sürüklemek amacıyla terör örgütü kurmak ve
yönetmekle suçlanıyordu.
Kabul edilebilir bir şey değildi.
Zaten İlhan Selçuk bunların tümünü reddetti.
Üstüne de kondurmadı.
Ve susmadı.
Kimileri böyle bir dalga saldırısının ardından
susup kenara çekilmeyi yeğlerken İlhan Selçuk’un
dalgalarla ilgili yazdığı yazılar bir araya getirildi,
kitap oldu. “Ergenekon Mergenekon” başlığıyla
Cumhuriyet Kitapları’ndan çıktı.
Kimi insanların hem yaşamı hem ölümü büyük
bir eserdir. Ayakta ölen İlhan Selçuk bu
insanlardan.
İlhan Selçuk yaşamını iki Cumhuriyete adadı:
Türkiye Cumhuriyeti ve Cumhuriyet gazetesi...
Cumhuriyet gazetesini Yunus Nadi kurdu, Nadir
Nadi kurumlaştırdı, İlhan Selçuk 21. yüzyıla taşıdı.
İnsanın yaşamını insanlığın yaşamıyla
harmanlayabilmiş kişilere ölüm ilişemez. İlhan
Selçuk bu anlamda yaşarken ölümsüzlüğü
yakaladı.
Onun penceresi bizim akıl penceremiz, gönül
penceremiz...
Böylesi pencereler kapanmaz, kapanamaz.
Cumhuriyet kuşaklarının gözü, gönlü hep İlhan
Abi’de olacak...
İlhan “Abide”... CMYB
C M Y B
GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK
Baştarafı 1. Sayfada
Sonuçta yaşama geçmeyen, terör azgınlığına gem
vuramayan bir yığın laf, bir yığın senaryo…
PKK toplumda büyük bir sarsıntı yaratacak
eylemler gerçekleştirince, terör konusundaki
başarısızlığını örtemeyen Bay RTE, sinirinden, ilk
önce görevi olayları yansıtmak olan, fakat ne yapsa
ne etse bir türlü susturamadığı medyaya saldırdı.
“Ciddi anlamda söylüyorum” diyor, “Medya terör
örgütüne yandaşlık yapıyor!”
Terör örgütünü susturamayınca medyanın terör
olaylarını ve terör kurbanlarının ailelerinin kederini
yansıtmasını, PKK’ye yandaşlık kanıtı diye
gösteriyor.
Oysa bu saldırıların bir nedeni var:
Sekiz yıldır bir türlü hızını kesemediği terör
karşısında hükümetin aczini saklamak...
kamuoyunun dikkatini başka taraflara çekerek
güncel terör olaylarını gözlerden uzak tutmak için
saldırgan doğası hemen harekete geçiyor.
Terörün birden ivme kazanmasını açılımın
başarıyla yürümesine ve yürüyeceğine bağlıyorlar.
Başta RTE, tabii arkasından İçişleri Bakanı Beşir
Atalay, bir namazlık ömrü kalmış şu açılım denilen
ne idüğü hâlâ bilinmeyen müthiş girişimin bundan
böyle hangi önlemlerle yoluna devam edeceğini bir
türlü açıklayamıyorlar. Türkiye ne zaman güçlenirse
terör birden hızlanıyor diyor RTE.
Son olaylara ve genelde teröre kendi dışında bir
sorumlu bulacak ya, muhalefet partilerine sizin
döneminizde terör olayları daha çoktu gibi ilk
söylediği ile ters düşen açıklamalar yapıyor.
Ters düşüyor çünkü: Bay Başbakan böylece
sürekli karaladığı geçmiş hükümetler dönemindeki
Türkiye’nin güçlendiğini kabul ediyor demektir.
Bu ne perhiz ne lahana turşusu Bay RTE!
Yabancılara konuşmasında “Teröre karşı ortak bir
platform oluşturmak zorundayız” diyor RTE.
Bu sözleri dinleyenler Avrupa’dan önce neden
öncelikle Türkiye’de “teröre ortak bir platform
oluşturmuyorsun veya önerdiğin daha kapsamlı
işbirliğini kendi ülkende neden yaşama
geçiremiyorsun” diye sormazlar mı adama.
Üstelik ana muhalefet de Batı’dan önce içimizde
“ortak bir platform” oluşturmaya sıcak bakan
demeçler veriyor.
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu bir iki gün önce
Fikret Bila’ya: “Terör, Türkiye’nin ulusal bir
sorunudur. Bu soruna ulusal düzeyde yaklaşmak
gerekir. Terörle mücadele için (RTE gibi ortak
platform demedi de) ortak bir proje geliştirmemiz
lazım” demedi mi?
Murat Yetkin’e konuşan CHP Genel Başkanı dün
Radikal’e, “Terörle mücadelede devlet kurumları
arasında ortak akıl gerekli” diye demeç vermedi mi?
Üstelik Kılıçdaroğlu Bila’ya, “Hükümeti suçlamak
istemiyorum” da diyor.
Ana muhalefet son terör olaylarında hükümeti
suçlamadığı gibi, çözüm yolları, hatta bir bakıma
birliktelik öneriyor. Daha ne istiyorsun RTE?
Daha neler söylüyor Kılıçdaroğlu: “Bu tür olaylar
üzerinden siyaset yapılmasını veya siyasi kazanç
beklenmesini doğru bulmuyorum” diyor.
RTE durmadan terör olaylarını muhalefetin siyasal
rant elde etmek için istismar etmeye çalıştığını
söylemiyor mu? Ulusal sorunun çözümünde birlik ve
beraberlik çağrısında bulunmuyor mu?
İki ayrı kanattan gelen bu açıklamalar ayrı telden
çalar görünen, ne ki anlam itibarıyla aynı kapıya
çıkan açıklamalar.
Kılıçdaroğlu açıklamalarıyla bir yerde CHP’nin
terör konusunda daha önce izlediği politikaları terk
ettiğini gösteriyor ve…
…tabii terör gibi çok yönlü bir sorunda RTE ile
olası birlikte hareket etmenin CHP’ye bir faturası
olacağını da herhalde hesap ediyor olmalı.
ankcum@cumhuriyet.com.tr
SAYFA 25 HAZİRAN 2010 CUMA
8 HABERLERİN DEVAMI
TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 25 Haziran
CHP Genel Başkanı Kemal Kı-
lıçdaroğlu dün bir araya geldiği Av-
rupa Birliği ülkelerinin Ankara’da-
ki büyükelçilerine kendi yöneti-
mindeki CHP’nin iç ve dış politika
konularına bakışını detaylı biçimde
anlattı. CHP’nin AB’ye karşı ol-
madığını, savunduğu ilkeler ve iz-
lediği politikaların AB değerleri ile
aynı olduğunu vurgulayan Kılıçda-
roğlu, Avrupa ülkelerinden de te-
rörle mücadele konusunda Türki-
ye’ye daha fazla destek istedi.
Avrupalı diplomatların buluşma
sonrasında “samimi” bulduklarını
ifade ettikleri Kılıçdaroğlu’nun Tür-
kiye gündemindeki konulara ilişkin
önemli mesajları şunlardı:
CHP ilkeleri AB değerleridir:
AB çevrelerinde “CHP’nin AB’ye
karşı olduğu” yönündeki izlenimin
yanlış olduğunu vurgulayan Kılıç-
daroğlu, “Avrupa’nın temel siya-
si ve sosyal değerlerini CHP ay-
nen paylaşmaktadır. Hukuk dev-
leti, bireyin hak ve özgürlükleri,
insan hakları, kadın-erkek eşit-
liği ve diğer birçok konuda CHP
çağdaş AB değerleriyle aynı dü-
şüncededir. Avrupa açısından
son derece önemli olan hükü-
metin hesap verebilirliği, kamu
alımlarında şeffaflık ve rekabet
kurallarına uyum gibi konuların
asıl savunucusu biziz” mesajı
iletti. Görüşlerini kamu denetçiliği
(ombudsman) kurumu konusunda
verdiği örnekle destekleyen Kılıç-
daroğlu, “O yasanın iptalinin so-
rumlusu biz değiliz. AKP hükü-
meti öyle bir yasa getirdi ki için-
dekiler Avrupa normlarına aykı-
rıydı. Biz Avrupa standartlarında
bir ombudsmanlık kurulmasına
karşı değiliz” dedi.
2014’te üyelik mesajı: Türki-
ye’nin temel dış politika hedefinin
AB üyeliği olduğunu vurgulayan
CHP lideri, Birinci Dünya Savaşı’nın
başlangıcının yüzüncü yıldönümü
olan 2014’ü işaret ederek, “2014’te
Avrupa bir demokrasi ve barış
birliği olmalı, Türkiye de diğer
Balkan ülkeleri ile birlikte bu
birlik içinde hak ettiği yeri al-
malıdır” dedi. “AB Türkiye’ye
samimi davranmalı” diyen Kılıç-
daroğlu, birliğin Türkiye’ye diğer
adaylara uyguladığı koşullardan
farklı kıstaslar getirmemesi gerek-
tiğinin altını çizdi.
Bu maddeleri siz de kabul et-
mezsiniz: Anayasa değişiklik pa-
ketinde “kuvvetler ayrılığı” ilkesini
ortadan kaldıran maddelere karşı
olduklarını belirten Kılıçdaroğlu,
“Eğer bunlar kabul edilirse de-
mokrasi gider. Bizim sorunları-
mız sizlerin de sorunlarıdır. Ken-
di ülkelerinizde kabul etmeye-
ceğiniz değişikliğin Türkiye’de
uygulanmasına destek vermeyin.
AKP Türkiye’nin yüzünü Batı’ya
çeviren değil, tek kişiye bağlama
yönünde bir değişiklik istiyor” di-
ye konuştu. Kılıçdaroğlu, laikliğin
Avrupa için de önemli bir değer ol-
duğunun da altını çizdi.
İdeolojik dış politikaya ‘hayır’:
AKP hükümetinin dış politikalarını
da dolaylı biçimde eleştiren Kılıç-
daroğlu, isim-inanç temelli dış po-
litikaya karşı olduğunu, “İdeolojik
ve bir partinin görüşünü yansıtan
dış politikaya karşıyız. Türkiye
dış politikada ulusal çıkarlara da-
yalı bir denge politikası izleme-
lidir” dedi.
HAMAS eleştirisi: AKP’nin Or-
tadoğu’da HAMAS yanlısı politi-
kalarını da isim vermeden eleştiren
Kılıçdaroğlu, “Başka ülkelerin
içişlerine müdahale eden bir
dış politika çizgisine karşıyız.
CHP iktidarında macera odaklı
dış politika izlenmeyecektir” di-
ye konuştu.
Mayınlar nereden geliyor?:
PKK silah bırakmadan Türkiye’de
özgür ve rahat tartışma ortamına
ulaşılamayacağını kaydeden CHP
lideri, Avrupa’dan da Türkiye’nin te-
rörle mücadelesine destek istedi.
PKK’nin finans imkânlarının kuru-
tulmasının önemine işaret eden Kı-
lıçdaroğlu, “Temel finans kay-
nağı uyuşturucu. Bu uyuşturucu
sadece bizi değil sizin ülkeleri-
nizi de vuruyor. O nedenle bu
mücadeleye siz de destek ver-
melisiniz” dedi. PKK’nin kullandı-
ğı silahların da yurtdışından temin
edildiğini anımsatan CHP lideri,
“Kullandıkları mayınlar nereden
geliyor? Artık söylemin ötesine
geçerek teröre karşı birlikte so-
mut önlemler almanız gerekir”
mesajı verdi.
Kimliğe saygılı, ayrışmaya kar-
şıyız: Partisinin Kürt sorununa ba-
kışını da Avrupalı elçilere anlatan Kı-
lıçdaroğlu, “Güneydoğu dil ile
din politikaları arasına sıkışmış
durumda. Biz insan temelli poli-
tikalar yürüteceğiz. Etnik ve di-
ni kimliklere saygılı olmakla bir-
likte ayrışma getiren adımlardan
kaçınacağız” dedi. CHP lideri
Güneydoğu’nun sosyoekonomik
koşullarının düzeltilmesi için “sıfır
faizli” teşvik vereceklerini ve ge-
rekirse yarı yarıya ya da tamamen
devlet destekli yatırımlar yapa-
caklarını anlattı.
ANALİZ
UTKU ÇAKIRÖZER
Kılıçdaroğlu’ndan AB büyükelçilerine:
‘Bu mayınlar nereden geliyor?’
utku.cakirozer@cumhuriyet.com.tr
GÜNDEM MUSTAFA BALBAY
Baştarafı 1. Sayfada
MAHMUT LICALI
ANKARA - Atatürkçü Dü-
şünce Derneği (ADD) Genel Baş-
kanlõğõ’na seçilen Tansel Çöla-
şan, AKP’nin artõk halkõ kandõ-
ramadõğõnõ belirterek, “Türki-
ye’nin konjonktürü değişti.
2002’de gelen yönetimin çevre-
sinde kimse kalmadı. AKP’nin
artık kandırabileceği kimse kal-
madı. Halk da AKP’nin gerçek
yüzünü gördü” dedi. Çölaşan, şe-
hirlerde varoşlara, Türkiye’de ise
Doğu Anadolu’ya giderek Ata-
türk’ü anlatacaklarõnõ belirtti.
Çölaşan’a gündemdeki konular,
ADD’nin yeni dönemdeki he-
deflerine ilişkin yönelttiğimiz so-
rular ve yanõtlarõ şöyle:
? Son günlerde artan terör
olayları ve AKP iktidarının
‘demokratik açõlõm’ adı altında
yürüttüğü süreci nasıl değer-
lendiriyorsunuz?
TANSEL ÇÖLAŞAN: Terör
sona ermeden demokratikleşme
olmaz. Terörün arkasõndaki güç-
ler, terör bitmedikçe demokratik
sürecin işleyeceğini sanmasõn-
lar. Hiçbir ülkede terör devam
ederken demokratikleşme olmaz.
Taraflar samimiyse, açõlõm yap-
mak isteyenler ve açõlõmdan ya-
rarlanmak isteyenler önce terörü
bitirirler. Önce terör biter, sonra
Kürt sorunu olarak değil, Doğu
Anadolu sorunu, azgelişmişlik
sorunu, kişilerin işsizlik sorunu di-
ye bakõlarak halledilir. AKP’nin
Kürt açõlõmõ çok yanlõş olmuştur.
? Anayasa değişikliğiyle Hâ-
kimler ve Savcılar Yüksek Ku-
rulu (HSYK) ve Anayasa Mah-
kemesi’nin yapısının değişti-
rilmesi gündemde. Bir hukuk-
çu olarak bu düzenlemeyi nasıl
buluyorsunuz?
- AKP’nin asõl amacõ laiklik yö-
nünden anayasa değiştirmek, la-
ikliğin tanõmõnõ yeniden yapmak
ve bütün bu değişiklik sõrasõnda
önlerinde engel olarak gördükle-
ri yargõyõ biçimlendirmektir. Son
ekonomik krizden sonra AKP,
gerçek yüzlerinin ortaya çõkmasõ
ve iktidarõnõn çok sürekli olama-
yacağõnõ anladõklarõ için bu süre-
ce hõz kazandõrdõ. Son anayasa de-
ğişikliği ile artõk yargõyõ kendi
emirlerine alõp gelecekte başlarõ-
na gelecek tehlikeyi engelleme
yoluna gittiler. Tüm yargõ
HSYK’nin yeni yapõlanmasõyla
iktidarõn eline geçmiş olacak.
? Anayasa değişikliğinin re-
feranduma sunulması konu-
sunda ADD’nin yürüteceği bir
kampanya var mı?
- Ben yeni bir ekiple yola baş-
ladõm. Ama ADD’nin bölgeler
olarak oturmuş bir yapõsõ ve teş-
kilatõ var. ADD’nin arkasõnda
bir sermaye yok. Gönüllülerin
katkõlarõyla, emekle ADD ayak-
ta duruyor. Topluma Atatürkçü
düşüncenin aslõnda ne olduğunu
ve toplumun kendi özgürlükleri
için anayasa değişikliğine hayõr
demeleri gerektiğini mitinglerle,
toplantõlarla anlatacağõz.
? Ergenekon soruşturmaları
kapsamında eski ADD Genel
Başkanı Şener Eruygur gözaltı-
na alınmış ve dernek polisler ta-
rafından aranmıştı. ADD Er-
genekon soruşturmalarından
nasıl etkilendi?
- Üye kayõtlarõnda azalmalar ol-
muş, dernek de bu şokun altõnda
ne yapacağõnõ bilememiş bir sü-
re. Ergenekon’dan önce 150 bin
iken üye sayõsõnõn 110 bine düş-
tüğü anlaşõlõyor, ama son dö-
nemde çok büyük bir artõş var.
ADD’nin üye sayõsõ tekrar 150 bi-
ni bulmak üzere.
? ADD’nin yeni dönemdeki
hedefleri nelerdir?
- Türkiye’nin konjonktürü de-
ğişti. AKP’nin artõk kandõrabile-
ceği kimse kalmadõ. Halk da
AKP’nin gerçek yüzünü gördü.
Halk artõk kendi açlõğõnõn, işsiz-
liğinin nedenlerinin AKP oldu-
ğunu görebiliyor. Biz halka çağ-
daş toplumda devletin görevinin
halkõn mutluluğu olduğunu anla-
tacağõz, Atatürkçü düşüncenin
de çağdaş toplum olduğunu an-
latacağõz. Şimdi hep beraber es-
ki günlerdeki gibi mitinglere,
coşkulu Cumhuriyet Mitingle-
ri’ne dönme yolundayõz. Şehir-
lerde varoşlara, Türkiye’de ise do-
ğuya daha fazla gideceğiz. Siliv-
ri’de miting talebimiz oldu, vali-
lik kabul etmedi. Kapalõ yer top-
lantõsõ yapmak istiyoruz.
ADD Genel Başkanõ Çölaşan, AKP’nin Kürt açõlõmõnõn yanlõş olduğunu söyledi
Oslo Y 20
Helsinki Y 15
StockholmPB 24
Londra PB 23
AmsterdamPB 21
Brüksel PB 24
Paris B 26
Bonn B 26
Münih PB 26
Berlin B 34
Budapeşte Y 21
Madrid Y 23
Viyana Y 23
Belgrad PB 21
Sofya Y 17
Roma B 22
Atina Y 24
Zürih B 24
Moskova B 31
Aşkabat PB 30
Taşkent A 30
Bakû A 30
Bişkek PB 22
Tiflis PB 32
Kahire PB 32
Şam Y 29
İstanbul Y 23
Edirne B 25
Kocaeli Y 23
Çanakkale B 25
İzmir Y 27
Manisa Y 25
Denizli Y 26
Zonguldak Y 20
Sinop Y 24
Samsun Y 22
Trabzon Y 24
Giresun Y 23
Ankara Y 23
Eskişehir Y 22
Konya Y 27
Sıvas Y 20
Antalya Y 28
Adana Y 31
Mersin Y 30
Diyarbakır PB 33
Şanlıurfa PB 34
Mardin B 31
Siirt B 30
Hakkâri PB 23
Van PB 22
Kars Y 23
Marmara’nın gü-
ney ve doğusu, Ege,
Akdeniz, İç Anadolu,
Karadeniz ile Doğu
Anadolu’nun kuzeyi
sağanak ve gök gü-
rültülü sağanak ya-
ğışlı, diğer bölgeleri-
miz az bulutlu ge-
çecek. Yağışların
Düzce, Zonguldak,
Bartın, Sinop, Sam-
sun, Uşak, Afyonka-
rahisar, Denizli, Is-
parta ve Burdur çev-
relerinde kuvvetli ol-
ması bekleniyor.
O koltukta ne işin var?Haber Merkezi - BDP Genel Başkanõ Sela-
hattin Demirtaş, son günlerde yaşanan çatõşma-
lardan Başbakan Tayyip Erdoğan’õn sorumlu ol-
duğu belirterek, “Eğer sen barışı getirmeye-
ceksen, o koltukta ne işin var?” dedi.
Demirtaş, Kandil ve Mahmur kamplarõndan 19
Ekim 2009 günü gelen 34 kişi arasõnda yer alan
13 kişinin Diyarbakõr’daki duruşmasõndan son-
ra belediye binasõnõn önünde toplanan gruba ses-
lendi. Erdoğan’õn ülkenin içine düştüğü durumun
birinci derecede sorumlusu olduğunu unuttur-
maya çalõştõğõnõ savunan Demirtaş, “Hükü-
met olarak barış adına tek bir çözüm yolu gös-
termiyorsan, kim barışı getirecek? Eğer sen
barışı getirmeyeceksen, o koltukta ne işin var?
O koltuk şikâyet etme makamı değildir. Bü-
tün ölümlerden siyasi sorumluluk sizde ise, bu
ölümleri durduracak çözümü üretme meka-
nizmasını da siz bulmak zorundasınız. Ya
AKP gidecek barış gelecek, ya AKP düzele-
cek barış gelecek. Ama barış gelecek. Baş-
bakan’ın artık bunu kafasına sokması lazım.
Barış AKP’den değerlidir” dedi.
Halkõn barõş istediğini, kendilerinin de bunu ifa-
de etmeye çalõştõğõnõ belirten Demirtaş, şunlarõ söy-
ledi: “Bir tek insanın burnu kanamadan, Tür-
kiye bölünmeden, parçalanmadan, ülkemizin
birlik ve bütünlüğünü koruyarak, özgürlük ve
demokrasiyi geliştirerek, bu iş çözülebilir di-
ye yol gösteriyoruz.”
‘Önce terör bitirilmeli’
PKK kamplarından gelerek 19 Ekim 2009’da Habur sınır ka-
pısından Türkiye’ye giren 4’ü çocuk 34 kişiden 13’ünün yar-
gılanmasına dün Diyarbakır’da başlandı. Duruşmaya sanıklardan sadece bir başka suçtan tutuklu
bulunan Mehmet Şerif Gençdal katıldı. Mahkeme heyeti, duruşmaya katılmayan 9 kişi hakkında
“zorla getirilme”, tebligat gönderilmeyen 3 kişiye ise tebligat gönderilmesine karar verdi.
ZORLA GETİRME KARARI
BDP Genel Başkanı Demirtaş, Erdoğan ve hükümete sert çıktı:
Haber Merkezi - Halkalõ’da askeri servis otobü-
süne bombalõ saldõrõda şehit düşen askerlerden
jandarma Uzman Çavuş Mehmet Çağlar Bö-
lük’ün saldõrõnõn hemen ardõndan eşini telefonla
aradõğõ ancak konuşamadõğõ öğrenildi. Bö-
lük’ün eşi Elif Bölük, “Eşimi haince vurdu-
lar. Bunun öcünü alacak devletim” dedi.
Çağdaş Yaşamõ Destekleme Derneği’nin ver-
diği Kardelen bursuyla eğitimini tamamlayan
Elif Bölük, İzmir’in Tire ilçesindeki kayõnpede-
rinin evinde taziyeleri kabul etti. Elif Bölük
duygularõnõ şöyle anlattõ: “Eşim şehit olduğu
için çok mutluyum. Onlar perişanca mağa-
ralarda ölüyorlar. Acıyorum onlara. Bu bay-
rak Doğu’da da Batı’da inmeyecek. Ben de
Kürt’üm. Muş’ta doğdum. Orada da Ata-
türk, Türk bayrağı vardı. Hiç kimse bu in-
sanların hakkını savunuyorum demesin. Bü-
tün Kürtler teröristmiş gibi konuşmasınlar.
O kadar yüreklilerse gitsin savaşsınlar. Eşi-
min alyansının üzerinde kanı var. Onu da
gururla boynumda taşıyorum. Oğlum yok
ama kızım var. Onu da bu vatan uğruna as-
ker yapacağım. Bu saldırıyı Kürtler yapma-
dı. Hainler, şerefsizler yaptı. Onlar Kürtleri
değil, PKK’yi savunuyorlar. Benim adımı,
Kürtlerin adını ağızlarına almasınlar.”
‘Kızımı da
asker yapacağım’
KARDELEN ELİF’TEN AÇIKLAMA
İstanbul Haber Servisi - İstanbul Valisi Hüseyin
Avni Mutlu, 8 Haziran’da polis aracõna düzen-
lenen saldõrõ ile Halkalõ’daki saldõrõnõn birbiri
ile bağlantõlõ olduğunu ve her iki eylemin de
“bölücü örgüt” tarafõndan üstlenildiğini açõkla-
dõ. Uzaktan kumandalõ bombayõ patlatan kişinin
kimliğinin belirlendiğini ve arandõğõnõ söyleyen
Mutlu, “Gözaltına alınan 19 şüpheli ikinci ey-
lemin de hazırlık safhasında yer aldıkları yö-
nünde elde edilen maddi delilleriyle birlikte
adli makamlarımıza sevk edilmişlerdir” dedi.
Halkalõ’daki saldõrõya ilişkin gözaltõna alõ-
nan 19 şüpheli İstanbul Adliyesi’ne sevk edil-
di. Şüphelilerin adliyeye girdiği sõrada yakõn-
larõnõn alkõşlamasõ tepki çekti. Bu sõrada bir
kadõn avukatõn, “Çocuklar ölüyor siz alkışlı-
yorsunuz” demesi üzerine grupla avukat ara-
sõnda tartõşma çõktõ. Savcõlõktaki sorgulamanõn
ardõnndan 9 kişi tutuklanmalarõ talebiyle mah-
kemeye sevkedilirken 10 kişi serbest bõrakõldõ.
Mahkeme, Seyithan Ö, Mehmet Kazım S.
ve Okan A’yõ tutuklarken 6 kişi tutuksuz
yargõlanmak üzere serbest bõrakõldõ.
Bir açõklama yapan BDP İstanbul İl Eşbaşka-
nõ Mustafa Avcı ise Halkalõ’daki saldõrõnõn
BDP üyeleriyle bir ilgisinin olmadõğõnõ belirtti.
Avcõ, son günlerde yaşananlarõn faturasõnõn
BDP ile parti çalõşanlarõna biçilmeye çalõşõlma-
sõnõn kabul edilemez olduğunu vurguladõ.
Bombacının
kimliği belirlendi
HALKALI SALDIRISINDA 3 TUTUKLAMA