23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
- İlhan Abi’nin sağlığı nasıl? Özellikle şubat ayından bu yana gelen her haber bir öncekini aratıyordu. Kaderin cilvesi mi demeli, ne demeli, en uzun gün 21 Haziran Pazartesi saat 13.30 sıralarında tüm gazeteleri okuduktan sonra yeniden Cumhuriyet’i alıp ikinci sayfasını çevirdim, televizyonda “son dakika” haberi belirdi: “İlhan Selçuk vefat etti.” Birden başımın iki tarafına, enseme çok ağır gülleler konduğunu hissettim. Ardından başladı film şeritleri: İlhan Abili yıllar geçti gözlerimin önünden. Bendeki son hatırası, tutukluluğun 15. gününde gönderdiği not: “Balbay, yaşamasını bilen her yerde yaşar. Oradan daha güçlü çıkacaksın. Gözlerinden öperim.” Montaigne şöyle diyor: “Bir kişinin son gününü görmeden nasıl bir yaşam sürdüğünü söyleyemezsiniz.” Yurttaş İlhan Selçuk, yaşamının son aylarını sağlık sorunlarının pençesinde geçirdi. Cumhuriyet’in başyazarı, aydınlanmacı İlhan Selçuk ayakta öldü. Yaşamı boyunca hiç eğilmedi, bükülmedi, pes etmedi ve ayakta öldü. İlhan Abi’nin 1990’ların ortasından itibaren sık yaptığı değerlendirmelerden biri şuydu: “Yıllarca mahkemelerde süründük. Devletin canı sağ olsun. Sovyetler çöktü. Komünizm tehlikesi bitti. Bizimle ilgili davalar, soruşturmalar da bitti. Devletle barıştık artık. Bizim kaygılarımız devletin de kaygıları oldu...” İlhan Abi’nin bu bakışının üzerine bir gün sabaha karşı 04.00’te Ergenekon dalgası gelince her şey değişti. Bu dalgaları en iyi yorumlayan o oldu. Daha serbest bırakılışının ikinci gününde, şu saptamayı yaptı: “Hedefte ordu ve yargı var.” Zaman, İlhan Abi’nin Mart 2008’de yaptığı bu saptamayı doğruladı. Türkiye’nin bütünlüğüne, ortak değerlerine, Atatürk devrimlerine bir zarar gelse, bedenine soğuk bir demir değmiş gibi hisseden İlhan Selçuk, devleti, hükümeti yıkmak, Türkiye’yi kaosa sürüklemek amacıyla terör örgütü kurmak ve yönetmekle suçlanıyordu. Kabul edilebilir bir şey değildi. Zaten İlhan Selçuk bunların tümünü reddetti. Üstüne de kondurmadı. Ve susmadı. Kimileri böyle bir dalga saldırısının ardından susup kenara çekilmeyi yeğlerken İlhan Selçuk’un dalgalarla ilgili yazdığı yazılar bir araya getirildi, kitap oldu. “Ergenekon Mergenekon” başlığıyla Cumhuriyet Kitapları’ndan çıktı. Kimi insanların hem yaşamı hem ölümü büyük bir eserdir. Ayakta ölen İlhan Selçuk bu insanlardan. İlhan Selçuk yaşamını iki Cumhuriyete adadı: Türkiye Cumhuriyeti ve Cumhuriyet gazetesi... Cumhuriyet gazetesini Yunus Nadi kurdu, Nadir Nadi kurumlaştırdı, İlhan Selçuk 21. yüzyıla taşıdı. İnsanın yaşamını insanlığın yaşamıyla harmanlayabilmiş kişilere ölüm ilişemez. İlhan Selçuk bu anlamda yaşarken ölümsüzlüğü yakaladı. Onun penceresi bizim akıl penceremiz, gönül penceremiz... Böylesi pencereler kapanmaz, kapanamaz. Cumhuriyet kuşaklarının gözü, gönlü hep İlhan Abi’de olacak... İlhan “Abide”... CMYB C M Y B GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK Baştarafı 1. Sayfada Sonuçta yaşama geçmeyen, terör azgınlığına gem vuramayan bir yığın laf, bir yığın senaryo… PKK toplumda büyük bir sarsıntı yaratacak eylemler gerçekleştirince, terör konusundaki başarısızlığını örtemeyen Bay RTE, sinirinden, ilk önce görevi olayları yansıtmak olan, fakat ne yapsa ne etse bir türlü susturamadığı medyaya saldırdı. “Ciddi anlamda söylüyorum” diyor, “Medya terör örgütüne yandaşlık yapıyor!” Terör örgütünü susturamayınca medyanın terör olaylarını ve terör kurbanlarının ailelerinin kederini yansıtmasını, PKK’ye yandaşlık kanıtı diye gösteriyor. Oysa bu saldırıların bir nedeni var: Sekiz yıldır bir türlü hızını kesemediği terör karşısında hükümetin aczini saklamak... kamuoyunun dikkatini başka taraflara çekerek güncel terör olaylarını gözlerden uzak tutmak için saldırgan doğası hemen harekete geçiyor. Terörün birden ivme kazanmasını açılımın başarıyla yürümesine ve yürüyeceğine bağlıyorlar. Başta RTE, tabii arkasından İçişleri Bakanı Beşir Atalay, bir namazlık ömrü kalmış şu açılım denilen ne idüğü hâlâ bilinmeyen müthiş girişimin bundan böyle hangi önlemlerle yoluna devam edeceğini bir türlü açıklayamıyorlar. Türkiye ne zaman güçlenirse terör birden hızlanıyor diyor RTE. Son olaylara ve genelde teröre kendi dışında bir sorumlu bulacak ya, muhalefet partilerine sizin döneminizde terör olayları daha çoktu gibi ilk söylediği ile ters düşen açıklamalar yapıyor. Ters düşüyor çünkü: Bay Başbakan böylece sürekli karaladığı geçmiş hükümetler dönemindeki Türkiye’nin güçlendiğini kabul ediyor demektir. Bu ne perhiz ne lahana turşusu Bay RTE! Yabancılara konuşmasında “Teröre karşı ortak bir platform oluşturmak zorundayız” diyor RTE. Bu sözleri dinleyenler Avrupa’dan önce neden öncelikle Türkiye’de “teröre ortak bir platform oluşturmuyorsun veya önerdiğin daha kapsamlı işbirliğini kendi ülkende neden yaşama geçiremiyorsun” diye sormazlar mı adama. Üstelik ana muhalefet de Batı’dan önce içimizde “ortak bir platform” oluşturmaya sıcak bakan demeçler veriyor. CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu bir iki gün önce Fikret Bila’ya: “Terör, Türkiye’nin ulusal bir sorunudur. Bu soruna ulusal düzeyde yaklaşmak gerekir. Terörle mücadele için (RTE gibi ortak platform demedi de) ortak bir proje geliştirmemiz lazım” demedi mi? Murat Yetkin’e konuşan CHP Genel Başkanı dün Radikal’e, “Terörle mücadelede devlet kurumları arasında ortak akıl gerekli” diye demeç vermedi mi? Üstelik Kılıçdaroğlu Bila’ya, “Hükümeti suçlamak istemiyorum” da diyor. Ana muhalefet son terör olaylarında hükümeti suçlamadığı gibi, çözüm yolları, hatta bir bakıma birliktelik öneriyor. Daha ne istiyorsun RTE? Daha neler söylüyor Kılıçdaroğlu: “Bu tür olaylar üzerinden siyaset yapılmasını veya siyasi kazanç beklenmesini doğru bulmuyorum” diyor. RTE durmadan terör olaylarını muhalefetin siyasal rant elde etmek için istismar etmeye çalıştığını söylemiyor mu? Ulusal sorunun çözümünde birlik ve beraberlik çağrısında bulunmuyor mu? İki ayrı kanattan gelen bu açıklamalar ayrı telden çalar görünen, ne ki anlam itibarıyla aynı kapıya çıkan açıklamalar. Kılıçdaroğlu açıklamalarıyla bir yerde CHP’nin terör konusunda daha önce izlediği politikaları terk ettiğini gösteriyor ve… …tabii terör gibi çok yönlü bir sorunda RTE ile olası birlikte hareket etmenin CHP’ye bir faturası olacağını da herhalde hesap ediyor olmalı. ankcum@cumhuriyet.com.tr SAYFA 25 HAZİRAN 2010 CUMA 8 HABERLERİN DEVAMI TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 25 Haziran CHP Genel Başkanı Kemal Kı- lıçdaroğlu dün bir araya geldiği Av- rupa Birliği ülkelerinin Ankara’da- ki büyükelçilerine kendi yöneti- mindeki CHP’nin iç ve dış politika konularına bakışını detaylı biçimde anlattı. CHP’nin AB’ye karşı ol- madığını, savunduğu ilkeler ve iz- lediği politikaların AB değerleri ile aynı olduğunu vurgulayan Kılıçda- roğlu, Avrupa ülkelerinden de te- rörle mücadele konusunda Türki- ye’ye daha fazla destek istedi. Avrupalı diplomatların buluşma sonrasında “samimi” bulduklarını ifade ettikleri Kılıçdaroğlu’nun Tür- kiye gündemindeki konulara ilişkin önemli mesajları şunlardı: CHP ilkeleri AB değerleridir: AB çevrelerinde “CHP’nin AB’ye karşı olduğu” yönündeki izlenimin yanlış olduğunu vurgulayan Kılıç- daroğlu, “Avrupa’nın temel siya- si ve sosyal değerlerini CHP ay- nen paylaşmaktadır. Hukuk dev- leti, bireyin hak ve özgürlükleri, insan hakları, kadın-erkek eşit- liği ve diğer birçok konuda CHP çağdaş AB değerleriyle aynı dü- şüncededir. Avrupa açısından son derece önemli olan hükü- metin hesap verebilirliği, kamu alımlarında şeffaflık ve rekabet kurallarına uyum gibi konuların asıl savunucusu biziz” mesajı iletti. Görüşlerini kamu denetçiliği (ombudsman) kurumu konusunda verdiği örnekle destekleyen Kılıç- daroğlu, “O yasanın iptalinin so- rumlusu biz değiliz. AKP hükü- meti öyle bir yasa getirdi ki için- dekiler Avrupa normlarına aykı- rıydı. Biz Avrupa standartlarında bir ombudsmanlık kurulmasına karşı değiliz” dedi. 2014’te üyelik mesajı: Türki- ye’nin temel dış politika hedefinin AB üyeliği olduğunu vurgulayan CHP lideri, Birinci Dünya Savaşı’nın başlangıcının yüzüncü yıldönümü olan 2014’ü işaret ederek, “2014’te Avrupa bir demokrasi ve barış birliği olmalı, Türkiye de diğer Balkan ülkeleri ile birlikte bu birlik içinde hak ettiği yeri al- malıdır” dedi. “AB Türkiye’ye samimi davranmalı” diyen Kılıç- daroğlu, birliğin Türkiye’ye diğer adaylara uyguladığı koşullardan farklı kıstaslar getirmemesi gerek- tiğinin altını çizdi. Bu maddeleri siz de kabul et- mezsiniz: Anayasa değişiklik pa- ketinde “kuvvetler ayrılığı” ilkesini ortadan kaldıran maddelere karşı olduklarını belirten Kılıçdaroğlu, “Eğer bunlar kabul edilirse de- mokrasi gider. Bizim sorunları- mız sizlerin de sorunlarıdır. Ken- di ülkelerinizde kabul etmeye- ceğiniz değişikliğin Türkiye’de uygulanmasına destek vermeyin. AKP Türkiye’nin yüzünü Batı’ya çeviren değil, tek kişiye bağlama yönünde bir değişiklik istiyor” di- ye konuştu. Kılıçdaroğlu, laikliğin Avrupa için de önemli bir değer ol- duğunun da altını çizdi. İdeolojik dış politikaya ‘hayır’: AKP hükümetinin dış politikalarını da dolaylı biçimde eleştiren Kılıç- daroğlu, isim-inanç temelli dış po- litikaya karşı olduğunu, “İdeolojik ve bir partinin görüşünü yansıtan dış politikaya karşıyız. Türkiye dış politikada ulusal çıkarlara da- yalı bir denge politikası izleme- lidir” dedi. HAMAS eleştirisi: AKP’nin Or- tadoğu’da HAMAS yanlısı politi- kalarını da isim vermeden eleştiren Kılıçdaroğlu, “Başka ülkelerin içişlerine müdahale eden bir dış politika çizgisine karşıyız. CHP iktidarında macera odaklı dış politika izlenmeyecektir” di- ye konuştu. Mayınlar nereden geliyor?: PKK silah bırakmadan Türkiye’de özgür ve rahat tartışma ortamına ulaşılamayacağını kaydeden CHP lideri, Avrupa’dan da Türkiye’nin te- rörle mücadelesine destek istedi. PKK’nin finans imkânlarının kuru- tulmasının önemine işaret eden Kı- lıçdaroğlu, “Temel finans kay- nağı uyuşturucu. Bu uyuşturucu sadece bizi değil sizin ülkeleri- nizi de vuruyor. O nedenle bu mücadeleye siz de destek ver- melisiniz” dedi. PKK’nin kullandı- ğı silahların da yurtdışından temin edildiğini anımsatan CHP lideri, “Kullandıkları mayınlar nereden geliyor? Artık söylemin ötesine geçerek teröre karşı birlikte so- mut önlemler almanız gerekir” mesajı verdi. Kimliğe saygılı, ayrışmaya kar- şıyız: Partisinin Kürt sorununa ba- kışını da Avrupalı elçilere anlatan Kı- lıçdaroğlu, “Güneydoğu dil ile din politikaları arasına sıkışmış durumda. Biz insan temelli poli- tikalar yürüteceğiz. Etnik ve di- ni kimliklere saygılı olmakla bir- likte ayrışma getiren adımlardan kaçınacağız” dedi. CHP lideri Güneydoğu’nun sosyoekonomik koşullarının düzeltilmesi için “sıfır faizli” teşvik vereceklerini ve ge- rekirse yarı yarıya ya da tamamen devlet destekli yatırımlar yapa- caklarını anlattı. ANALİZ UTKU ÇAKIRÖZER Kılıçdaroğlu’ndan AB büyükelçilerine: ‘Bu mayınlar nereden geliyor?’ utku.cakirozer@cumhuriyet.com.tr GÜNDEM MUSTAFA BALBAY Baştarafı 1. Sayfada MAHMUT LICALI ANKARA - Atatürkçü Dü- şünce Derneği (ADD) Genel Baş- kanlõğõ’na seçilen Tansel Çöla- şan, AKP’nin artõk halkõ kandõ- ramadõğõnõ belirterek, “Türki- ye’nin konjonktürü değişti. 2002’de gelen yönetimin çevre- sinde kimse kalmadı. AKP’nin artık kandırabileceği kimse kal- madı. Halk da AKP’nin gerçek yüzünü gördü” dedi. Çölaşan, şe- hirlerde varoşlara, Türkiye’de ise Doğu Anadolu’ya giderek Ata- türk’ü anlatacaklarõnõ belirtti. Çölaşan’a gündemdeki konular, ADD’nin yeni dönemdeki he- deflerine ilişkin yönelttiğimiz so- rular ve yanõtlarõ şöyle: ? Son günlerde artan terör olayları ve AKP iktidarının ‘demokratik açõlõm’ adı altında yürüttüğü süreci nasıl değer- lendiriyorsunuz? TANSEL ÇÖLAŞAN: Terör sona ermeden demokratikleşme olmaz. Terörün arkasõndaki güç- ler, terör bitmedikçe demokratik sürecin işleyeceğini sanmasõn- lar. Hiçbir ülkede terör devam ederken demokratikleşme olmaz. Taraflar samimiyse, açõlõm yap- mak isteyenler ve açõlõmdan ya- rarlanmak isteyenler önce terörü bitirirler. Önce terör biter, sonra Kürt sorunu olarak değil, Doğu Anadolu sorunu, azgelişmişlik sorunu, kişilerin işsizlik sorunu di- ye bakõlarak halledilir. AKP’nin Kürt açõlõmõ çok yanlõş olmuştur. ? Anayasa değişikliğiyle Hâ- kimler ve Savcılar Yüksek Ku- rulu (HSYK) ve Anayasa Mah- kemesi’nin yapısının değişti- rilmesi gündemde. Bir hukuk- çu olarak bu düzenlemeyi nasıl buluyorsunuz? - AKP’nin asõl amacõ laiklik yö- nünden anayasa değiştirmek, la- ikliğin tanõmõnõ yeniden yapmak ve bütün bu değişiklik sõrasõnda önlerinde engel olarak gördükle- ri yargõyõ biçimlendirmektir. Son ekonomik krizden sonra AKP, gerçek yüzlerinin ortaya çõkmasõ ve iktidarõnõn çok sürekli olama- yacağõnõ anladõklarõ için bu süre- ce hõz kazandõrdõ. Son anayasa de- ğişikliği ile artõk yargõyõ kendi emirlerine alõp gelecekte başlarõ- na gelecek tehlikeyi engelleme yoluna gittiler. Tüm yargõ HSYK’nin yeni yapõlanmasõyla iktidarõn eline geçmiş olacak. ? Anayasa değişikliğinin re- feranduma sunulması konu- sunda ADD’nin yürüteceği bir kampanya var mı? - Ben yeni bir ekiple yola baş- ladõm. Ama ADD’nin bölgeler olarak oturmuş bir yapõsõ ve teş- kilatõ var. ADD’nin arkasõnda bir sermaye yok. Gönüllülerin katkõlarõyla, emekle ADD ayak- ta duruyor. Topluma Atatürkçü düşüncenin aslõnda ne olduğunu ve toplumun kendi özgürlükleri için anayasa değişikliğine hayõr demeleri gerektiğini mitinglerle, toplantõlarla anlatacağõz. ? Ergenekon soruşturmaları kapsamında eski ADD Genel Başkanı Şener Eruygur gözaltı- na alınmış ve dernek polisler ta- rafından aranmıştı. ADD Er- genekon soruşturmalarından nasıl etkilendi? - Üye kayõtlarõnda azalmalar ol- muş, dernek de bu şokun altõnda ne yapacağõnõ bilememiş bir sü- re. Ergenekon’dan önce 150 bin iken üye sayõsõnõn 110 bine düş- tüğü anlaşõlõyor, ama son dö- nemde çok büyük bir artõş var. ADD’nin üye sayõsõ tekrar 150 bi- ni bulmak üzere. ? ADD’nin yeni dönemdeki hedefleri nelerdir? - Türkiye’nin konjonktürü de- ğişti. AKP’nin artõk kandõrabile- ceği kimse kalmadõ. Halk da AKP’nin gerçek yüzünü gördü. Halk artõk kendi açlõğõnõn, işsiz- liğinin nedenlerinin AKP oldu- ğunu görebiliyor. Biz halka çağ- daş toplumda devletin görevinin halkõn mutluluğu olduğunu anla- tacağõz, Atatürkçü düşüncenin de çağdaş toplum olduğunu an- latacağõz. Şimdi hep beraber es- ki günlerdeki gibi mitinglere, coşkulu Cumhuriyet Mitingle- ri’ne dönme yolundayõz. Şehir- lerde varoşlara, Türkiye’de ise do- ğuya daha fazla gideceğiz. Siliv- ri’de miting talebimiz oldu, vali- lik kabul etmedi. Kapalõ yer top- lantõsõ yapmak istiyoruz. ADD Genel Başkanõ Çölaşan, AKP’nin Kürt açõlõmõnõn yanlõş olduğunu söyledi Oslo Y 20 Helsinki Y 15 StockholmPB 24 Londra PB 23 AmsterdamPB 21 Brüksel PB 24 Paris B 26 Bonn B 26 Münih PB 26 Berlin B 34 Budapeşte Y 21 Madrid Y 23 Viyana Y 23 Belgrad PB 21 Sofya Y 17 Roma B 22 Atina Y 24 Zürih B 24 Moskova B 31 Aşkabat PB 30 Taşkent A 30 Bakû A 30 Bişkek PB 22 Tiflis PB 32 Kahire PB 32 Şam Y 29 İstanbul Y 23 Edirne B 25 Kocaeli Y 23 Çanakkale B 25 İzmir Y 27 Manisa Y 25 Denizli Y 26 Zonguldak Y 20 Sinop Y 24 Samsun Y 22 Trabzon Y 24 Giresun Y 23 Ankara Y 23 Eskişehir Y 22 Konya Y 27 Sıvas Y 20 Antalya Y 28 Adana Y 31 Mersin Y 30 Diyarbakır PB 33 Şanlıurfa PB 34 Mardin B 31 Siirt B 30 Hakkâri PB 23 Van PB 22 Kars Y 23 Marmara’nın gü- ney ve doğusu, Ege, Akdeniz, İç Anadolu, Karadeniz ile Doğu Anadolu’nun kuzeyi sağanak ve gök gü- rültülü sağanak ya- ğışlı, diğer bölgeleri- miz az bulutlu ge- çecek. Yağışların Düzce, Zonguldak, Bartın, Sinop, Sam- sun, Uşak, Afyonka- rahisar, Denizli, Is- parta ve Burdur çev- relerinde kuvvetli ol- ması bekleniyor. O koltukta ne işin var?Haber Merkezi - BDP Genel Başkanõ Sela- hattin Demirtaş, son günlerde yaşanan çatõşma- lardan Başbakan Tayyip Erdoğan’õn sorumlu ol- duğu belirterek, “Eğer sen barışı getirmeye- ceksen, o koltukta ne işin var?” dedi. Demirtaş, Kandil ve Mahmur kamplarõndan 19 Ekim 2009 günü gelen 34 kişi arasõnda yer alan 13 kişinin Diyarbakõr’daki duruşmasõndan son- ra belediye binasõnõn önünde toplanan gruba ses- lendi. Erdoğan’õn ülkenin içine düştüğü durumun birinci derecede sorumlusu olduğunu unuttur- maya çalõştõğõnõ savunan Demirtaş, “Hükü- met olarak barış adına tek bir çözüm yolu gös- termiyorsan, kim barışı getirecek? Eğer sen barışı getirmeyeceksen, o koltukta ne işin var? O koltuk şikâyet etme makamı değildir. Bü- tün ölümlerden siyasi sorumluluk sizde ise, bu ölümleri durduracak çözümü üretme meka- nizmasını da siz bulmak zorundasınız. Ya AKP gidecek barış gelecek, ya AKP düzele- cek barış gelecek. Ama barış gelecek. Baş- bakan’ın artık bunu kafasına sokması lazım. Barış AKP’den değerlidir” dedi. Halkõn barõş istediğini, kendilerinin de bunu ifa- de etmeye çalõştõğõnõ belirten Demirtaş, şunlarõ söy- ledi: “Bir tek insanın burnu kanamadan, Tür- kiye bölünmeden, parçalanmadan, ülkemizin birlik ve bütünlüğünü koruyarak, özgürlük ve demokrasiyi geliştirerek, bu iş çözülebilir di- ye yol gösteriyoruz.” ‘Önce terör bitirilmeli’ PKK kamplarından gelerek 19 Ekim 2009’da Habur sınır ka- pısından Türkiye’ye giren 4’ü çocuk 34 kişiden 13’ünün yar- gılanmasına dün Diyarbakır’da başlandı. Duruşmaya sanıklardan sadece bir başka suçtan tutuklu bulunan Mehmet Şerif Gençdal katıldı. Mahkeme heyeti, duruşmaya katılmayan 9 kişi hakkında “zorla getirilme”, tebligat gönderilmeyen 3 kişiye ise tebligat gönderilmesine karar verdi. ZORLA GETİRME KARARI BDP Genel Başkanı Demirtaş, Erdoğan ve hükümete sert çıktı: Haber Merkezi - Halkalõ’da askeri servis otobü- süne bombalõ saldõrõda şehit düşen askerlerden jandarma Uzman Çavuş Mehmet Çağlar Bö- lük’ün saldõrõnõn hemen ardõndan eşini telefonla aradõğõ ancak konuşamadõğõ öğrenildi. Bö- lük’ün eşi Elif Bölük, “Eşimi haince vurdu- lar. Bunun öcünü alacak devletim” dedi. Çağdaş Yaşamõ Destekleme Derneği’nin ver- diği Kardelen bursuyla eğitimini tamamlayan Elif Bölük, İzmir’in Tire ilçesindeki kayõnpede- rinin evinde taziyeleri kabul etti. Elif Bölük duygularõnõ şöyle anlattõ: “Eşim şehit olduğu için çok mutluyum. Onlar perişanca mağa- ralarda ölüyorlar. Acıyorum onlara. Bu bay- rak Doğu’da da Batı’da inmeyecek. Ben de Kürt’üm. Muş’ta doğdum. Orada da Ata- türk, Türk bayrağı vardı. Hiç kimse bu in- sanların hakkını savunuyorum demesin. Bü- tün Kürtler teröristmiş gibi konuşmasınlar. O kadar yüreklilerse gitsin savaşsınlar. Eşi- min alyansının üzerinde kanı var. Onu da gururla boynumda taşıyorum. Oğlum yok ama kızım var. Onu da bu vatan uğruna as- ker yapacağım. Bu saldırıyı Kürtler yapma- dı. Hainler, şerefsizler yaptı. Onlar Kürtleri değil, PKK’yi savunuyorlar. Benim adımı, Kürtlerin adını ağızlarına almasınlar.” ‘Kızımı da asker yapacağım’ KARDELEN ELİF’TEN AÇIKLAMA İstanbul Haber Servisi - İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu, 8 Haziran’da polis aracõna düzen- lenen saldõrõ ile Halkalõ’daki saldõrõnõn birbiri ile bağlantõlõ olduğunu ve her iki eylemin de “bölücü örgüt” tarafõndan üstlenildiğini açõkla- dõ. Uzaktan kumandalõ bombayõ patlatan kişinin kimliğinin belirlendiğini ve arandõğõnõ söyleyen Mutlu, “Gözaltına alınan 19 şüpheli ikinci ey- lemin de hazırlık safhasında yer aldıkları yö- nünde elde edilen maddi delilleriyle birlikte adli makamlarımıza sevk edilmişlerdir” dedi. Halkalõ’daki saldõrõya ilişkin gözaltõna alõ- nan 19 şüpheli İstanbul Adliyesi’ne sevk edil- di. Şüphelilerin adliyeye girdiği sõrada yakõn- larõnõn alkõşlamasõ tepki çekti. Bu sõrada bir kadõn avukatõn, “Çocuklar ölüyor siz alkışlı- yorsunuz” demesi üzerine grupla avukat ara- sõnda tartõşma çõktõ. Savcõlõktaki sorgulamanõn ardõnndan 9 kişi tutuklanmalarõ talebiyle mah- kemeye sevkedilirken 10 kişi serbest bõrakõldõ. Mahkeme, Seyithan Ö, Mehmet Kazım S. ve Okan A’yõ tutuklarken 6 kişi tutuksuz yargõlanmak üzere serbest bõrakõldõ. Bir açõklama yapan BDP İstanbul İl Eşbaşka- nõ Mustafa Avcı ise Halkalõ’daki saldõrõnõn BDP üyeleriyle bir ilgisinin olmadõğõnõ belirtti. Avcõ, son günlerde yaşananlarõn faturasõnõn BDP ile parti çalõşanlarõna biçilmeye çalõşõlma- sõnõn kabul edilemez olduğunu vurguladõ. Bombacının kimliği belirlendi HALKALI SALDIRISINDA 3 TUTUKLAMA
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle