19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 25 HAZİRAN 2010 CUMA 2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER SINIRDAKİ son olayın ardından Güneydoğu sorunu üzerine hep birlikte düşünürken tam bir yol ağzına gelindiğini kabul etmek gerekir. Ana muhalefet partisi içindeki bir kanat da dahil olmak üzere, siyasal yelpaze içinde ve medya dünyasında “ilerici” geçinenlerin düşünceleri özetle şöyle: “Sorun, teröre asker şiddetiyle karşılık vererek çözülmez; hükümetin, büyük ölçüde dıştan gelen telkinlerin de etkisiyle giriştiği birtakım açılımlar, özde doğru oldukları halde iyi düşünülmedikleri ve eksik uygulandıkları için başarılı olmadı; aynı esaslar üzerinde yeniden açılımlara girişip bu sefer daha iyi düşünülmüş ve doğru yürütülmüş bir program uygulanmalıdır.” İktidara yakın çevreler de önceki tutumlarına ters düşmemek endişesiyle aynı görüşü paylaşıyor sayılırlar. Oysa, bu tarz yaklaşım iki büyük kusuru birden içinde taşımakta. Birincisi, sorunun güvenlik ve askeri çözüm yanını ikinci plana itip sivil çabalara öncelik ve ağırlık tanıyan bir görüntü vermenin iç ve dış çevrelerde tam bir zayıflık izlenimi yaratmasıdır. Yalnız bölgede güvenlikli çalışma ortamı yaratma açısından değil, daha da önemli olarak devlet ciddiyeti ve güvenilirliği açısından da konunun güvenlik ve askeri çözüm yanı asla ihmal edilmemeli, bu vurgu Irak içlerine inen bir korunma hattı kurup kalıcılaştırma hedefine yönelik olarak Silahlı Kuvvetler’in olanca gücüyle sonuna kadar sürdürülmelidir. “Aynıyla devam” yaklaşımının asıl önemli olan ikinci kusuru, soruna çözüm arayışta Cumhuriyetin temel ilkelerinden gitgide uzaklaşma tehlikesidir. En başta, insanlığın belki de en değerli buluşu sayılması gereken “ulus-devlet” anlayışından ve temelindeki “ulus” kavramından uzaklaşma olasılığı. Çok çeşitli etnik kökenlerin, dil, din ve mezhep farklılıklarının, geçmiş travma izlerinin yan yana ve iç içe yaşadığı bir Anadolu ve Doğu Trakya coğrafyasında ortak bir ulus yaratma hedefinden uzaklaştırıcı açılımlar peşinde koşmak kadar büyük yanlış olamaz. Bu çabayla hiçbir olumlu sonuca varılamayacağı gibi, çözülür gözükebilecek sorulardan çok daha fazla yeni sorunlar yaratılacağı da kesindir. Ulus kavramını yeniden gündeme getiren ve söylenmesi kolay görünen böyle bir uyarı, evrensel ilkelere ters düşmeden uygulanması titizlik isteyen yapıcı önerilerle desteklenmedikçe inandırıcı olamaz elbet. Böyle olduğu içindir ki, öyle önerilerin tartışılmasını bir başka yazıya bırakmak galiba daha doğru olabilir. [email protected] AÇI MÜMTAZ SOYSAL Kusurlu Yaklaşımlar “Cumhuriyet” gaze- tesi, Kemalist devrimin aydõnlanma meşalesidir. Akõl ve bilimi rehber edinen; çağcõl, ilerici ve toplumcu felsefe, Cum- huriyet’in var oluş ne- denidir. Ulusal kimlikli, ama evrensel derinlikli bir yayõm politikasõ da ga- zetenin özgün ufuklu ka- rakterini belirler. Böyle- sine kurumsal bir ağõrlõ- ğõn yer etmesinde, kuş- kusuz düşünsel emeği geçenlerin çabalarõ önde gelmiştir. Bu çabanõn üst noktasõnda ise İlhan Sel- çuk’un ayrõcalõklõ etkisi, kamuoyunca önemle saptanmõştõr. Cumhuriyet gazete- sinde epeyi yazõm ya- yõmlandõ. Kamuoyuna, saygõn ve tutarlõ bir dü- şünce kurumundan ses- lenmek bana kõvanç ver- miştir. Babamõn da aynõ gazetede yõllar önce ya- yõmlanmõş makalelerine bakarken duyduğum mutluluğu tanõmlaya- mam. Benim yazõlarõm, birikerek belli bir ölçüte ulaşmõş olacak ki; “Ke- malist Devrim Yolun- da” adlõ kitabõmõn basõ- mõ gerçekleşti. Önsözü İlhan Selçuk kaleme al- dõ. Yapõtõmõ; “Atatürk- çülüğün evrensel tu- tarlılığından kaynak- lanan bir mantığın ürü- nü” şeklindeki değer- lendirmesi, kendisinin “miyarıdır”. İlhan Sel- çuk: “Sözüyle eylemiy- le Atatürkçülüğün bir daha geri dönülmeye- cek şekilde kökleşmesi yoluna baş koyan” ni- telemesiyle önsözde ben- den konu açmasõ, kuş- kusuz yaşamsal bir onu- rumdur. İlhan Selçuk, düşünsel bir kişilik olarak yaşadõ. Onun düşünsel kişiliği; dünyaya akõl ve bilim penceresinden bakmak- la değer kazanmõştõr. Bi- liriz ki alacakaranlõklar- da gerçekleştirilen göz- altõlar, “Ziverbey Köş- kü” işkenceleri İlhan Selçuk”un; Kemalist tav- rõnõ, mücadele ve azim yönünden arttõrmõştõr. O azimde; demokrasi, hu- kuk ve insan saygõnlõğõ ne denli varsa, emper- yalizmin her türlüsüne karşõtlõk da o denli var- dõr. Saygõyla anacak ve ya- şatacağõz. Aydõnlanma Anõtõ Ertuğrul KAZANCI Eğitimci/Hukukçu PENCERE
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle