28 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B 25 HAZİRAN 2010 CUMA CUMHURİYET SAYFA HABERLER 7 DÜZ YAZI ORHAN BİRGİT Vicdani Ret! Zaman zaman “e posta”larıma, zorunlu askerliğin kaldırılmasını desteklememi isteyen iletiler gelir. O iletileri yanıtlarken ülkemizde zorunlu askerliğin yasa ile düzenlenmiş olduğunu anımsatırım. Her ülkenin vatandaşları, nasıl vergilerini vermek için, yasaların kendilerine yüklediği yükümlülüğü, kabul ya da reddetmek gibi bir lükse sahip değillerse; erkeklerinin belirli yaşa geldiği zaman askerlik görevi yapmak durumunda olduğunu da rahatlıkla içlerine sindireceklerdir. Bunun militaristlikle ya da savaşları sevmek, desteklemekle uzaktan yakından ilgisi yoktur. Dahası, askerliğin de vergi vermenin de yurttaşa belli bir mükellefiyet yüklediği tartışılmaz. Aynı yurttaşlara “belli yaşlara gelen çocuklarınıza ilköğretim yaptırtmak zorunludur” denildiği zaman, “Hayır. Benim çocuğum okumayacak. İnançlarım buna izin vermiyor” yanıtını verebilir misiniz? Yaşadığınız ülkenin ilerlemesi, çağdaşlıktan nasibini alması için yetişen kuşakların, en az ilköğrenim görmesi gibi, bir tür toplumsal sözleşmenin yasa ile güvence altına alınmış olduğunu biliyoruz. Kışkırtma olmuyor mu? Hukuk fakültesi öğrenimi görmüş, avukat olmuş bir parlamenterin, mikrofon başına geçerek, sırf terör örgütü yöneticilerinin hoşuna gitmek amacıyla, bu tür popülizme başvurması bu nedenle sadece yakışıksız değil, aynı zamanda kendisine inanacak olanlar varsa, onlar için de yeni badirelere neden olacak bir kışkırtmadır. BDP Batman Milletvekili Bengi Yıldız, dokunulmazlık sahibi olduğu için o tür badirelerden şimdilik uzaktır. Ama vicdani reddin bir hak olduğu görüşüne inanarak askerlik çağrısını kabul etmeyen bir hemşerisi, bu nedenle mahkeme kapılarından kurtulamayacaktır. Askerliğini aynı “tertip” içinde olanlardan uzun yapacaktır. Avrupa’da bazı ülkelerde vicdani ret hakkını kullanmak isteyenler, o ülkelerin hemen çoğunda askerliğin bir yükümlülük olmamasından yararlanmaktadır. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin Türkiye’den bu doğrultuda yapılan başvurular için vermiş olduğu söylenilen kararların, yürütme erkimiz için bağlayıcı olmasını sağlayacak ne tür bir yükümlülük olacaktır ki? Dağa çıkmayı önlesin Bengi Yıldız, şayet o önerisini sırf tahrik amacı ile yapmamış ise Mecburi Askerlik Yasası’nın değiştirilmesi için oturup kamuoyunu inandırıcı gerekçeleri olan, profesyonel orduyu besleyecek kaynakları gösteren dört dörtlük bir tasarı hazırlamalıdır. Ve her şeyden önce, terör örgütünün safında yer almak için dağa giden ya da gönderilen gençleri, bu “kirli savaş”ın tarafı olma sevdasından vazgeçmeleri için güç kullanmalıdır. Barış ve Demokrasi Partisi milletvekilleri de ikide bir kendilerini parlamentoya taşıyan seçmen sayısının 3 milyon 900 bin olduğu gibi, bence düşsel bir sayıdan söz etmekten vazgeçmelidir. Çünkü, her birisi bağımsız olarak ve yörelerindeki feodal yapının verdiği destekten de yararlanarak ayrı ayrı listelerle yarışı kazanmış, daha sonra önce bir grup çatısı altında, daha sonra da kurdukları yeni partilerinde birleşmişlerdir. O nedenle BDP’nin seçmen tabanındaki asıl ve gerçek gücü, ancak ilk genel seçimde ortaya çıkacaktır. Faks: 0 216 302 82 08 [email protected] ‘Sõnõr Gâvur Dağõ mõ olacak’ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -Muhalefet partileri Devlet Bakanõ Hayati Yazıcı’nõn “sınır taşımayı” tartõşmaya açmasõnõ, “çözümsüzlü- ğün itirafı” olarak nitelendirdi. CHP Grup Başkanvekili Akif Ham- zaçebi, artan terör olaylarõ karşõsõnda iktidarõn yaklaşõmõnõ eleştirirken “Te- rör ‘Mesut Abi’ yaklaşımıyla çö- zülmez” dedi. Devlet Bakanõ Haya- ti Yazıcı’nõn “Sınırı taşımayı ko- nuşalım” önerisiyle ilgili olarak da Hamzaçebi, “Mücadele konusun- da elde kala kala bu yöntem kalmış ise hükümetin mücadele alanında herhangi bir çözümü yok demektir. Bu çözümsüzlüğün itirafıdır” gö- rüşünü dile getirdi. Önerinin daha ön- ce CHP’liler tarafõndan da dile geti- rildiğinin anõmsatõlmasõ üzerine de Hamzaçebi, “Terörle mücadele ko- nusunda elinizde paket var ise ve bu, bu paketin unsurlarından biri ise tabii ki düşünülebilir. Ama sa- dece bunun sunulmuş olmasının yetersiz bir önlem olduğunu ifade etmek istedim. Güneydoğu sınırımız engebeli, korunması oldukça zor. Dolayısıyla bunu daha savunulabi- lir bir noktaya taşımak bir askeri önlem olarak düşünülebilir. Ama önlem olarak sadece bunu söyler- seniz yetersizliğin ifadesi olarak kabul ederim” açõklamasõnõ yaptõ. MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural da AKP’nin “sınırı kaydır- ma”yõ tartõşmaya açmasõnõn, “biz terör tehdidini önleyemiyoruz, o za- man sınırı değiştirelim” anlamõna geldiğini belirtti. Vural, “Ne yapacaksınız, kafa- nızdaki sınır, Sivas ve Gâvur Dağ- ları’nın ötesi mi? Herhalde sınırı oraya kadar çekmek istiyorlar. Türkiye’nin ihtiyacı olan sınır değişikliği değil, güvenlik kuşağı oluşturmaktır” diye konuştu. ‘Ver-kurtulcu zihniyet’ Yazõcõ’nõn ifadelerinin “ver kur- tulcu ve teslimiyetçi” zihniyetin ti- pik yansõmasõ olduğunu savunan Vural, şunlarõ söyledi: “Sınır ötesi operasyon yapılma- sını engellemek için ‘sõnõrlarõ değiş- tirelim, verelim kurtulalõm.’ Bu nasıl bir zihniyettir, Türkiye’de nasıl tartışılıyor? ‘Koruyamadõk, vere- lim.’ Nereyi vereceksin sen? Sen kim oluyorsun da bu ülkenin insanları- nın bulunduğu toprakları, ‘şuraya verelim, buraya verelim’ diye söyle- yebiliyorsun. Yapılması gereken iş bellidir. Sınırımızın ötesinde gü- venlik kuşağı oluşturulmalıdır ve Irak nezdinde bu saldırıları ya- panlara yönelik caydırıcı bir poli- tika uygulanmalıdır. Sayın Yazıcı Türkiye’nin güvenlik altında bu- lunabileceği bir sınıra çekilmesini öneriyor. Ricat borusu. Bu kabul edilemez. Bunu Doğu ve Güneydo- ğu’da, o sınırda bulunan insanla- rımız zaten hiç kabul etmez. Bu ifa- de AKP’nin terörle mücadeledeki acziyetinin bir yansımasıdır.” BDP Grup Başkanvekili Bengi Yıl- dız da Yazõcõ’nõn önerisine tepki gös- tererek “Ülkeyi taşısınlar, onu dü- şünse daha iyi olacak. Buradan ne- reye taşıyalım acaba, Kürtlerin ol- madığı, sorunların olmadığı bir ye- re taşıyalım. Kürtleri de taşısak çö- züm olabilir” dedi. AKP’nin çaresiz, bir uçtan bir uca savrulan politika izlediğini belirten Yõldõz, AKP’nin ekseninin “çözüm- süzlüğe” kaydõğõnõ söyledi. Yõldõz, sözlerini şöyle sürdürdü: “1930’lar- da, 1940’larda bölgedeki sınır boy- larında İran’la Türkiye arasında kaçakçılığı önleme adı altında 33 in- sanın katledildiği dönemde de sınır kaymaları gerçekleştirildi... Bakan Yazıcı’nın önerisi çok gayri ciddi bir yaklaşım. Kaldı ki sınırın öteki ta- rafında da bu tarafında da Kürtler var. Kürdistan Federe Devleti’ne sorsunlar bir de. Türkiye istedi di- ye bu değişikliğe razı gelecekler mi? Mesele Türkiye ile Irak ara- sındaki bir mesele değil, Kürtlerle Türkiye arasında bir meseledir.” Kavgalõ oturumda MHP, BDP’yi muhatap almayõp konuşmazken gensoru önergesi için de ret oyu kullandõ AKP ile BDP’nin ‘şerefsiz’ kavgası ANKARA (Cumhuriyet Büro- su) - TBMM Genel Kurulu’nda dün BDP’nin hükümet hakkõnda verdiği gensoru önergesi reddedi- lirken BDP’yi “muhatap” almayan MHP konuşmadõ, AKP ile BDP’li- ler arasõnda “şerefsizlik” kavgasõ ya- şandõ. Gensoru önergesinin oyla- masõnda CHP’liler çekimser kalõr- ken AKP’lilerle salonda bulunan az sayõda MHP’li ret oyu kullandõ. Önergenin gündeme alõnmasõ red- dedildi. BDP’li Hasip Kaplan kürsüye çõktõğõnda MHP sõralarõ boştu, grup başkanvekili Oktay Vural ile 8-10 milletvekili daha sonra salona girdi. AKP sõralarõnõn da boş olmasõ ve Kaplan’õn metinden okuduğu ko- nuşmasõnda gerilimi yükseltmeme- ye çalõşmasõ dikkati çekti. Görüş- melere uzun süredir Meclis’e gel- meyen CHP Ankara Milletvekili Nesrin Baytok da katõldõ. Kaplan “Açılım gaz bombalarıyla, kelep- çelerle resmen hançerlendi. Hü- kümeti Habur sendromu sardı. Kürt sorununu Kürtleri AKP’li- leştirerek çözmeyi hedeflediniz” dedi. Hükümete “Özal kadar cesur olacaktınız” diye seslenen Kap- lan, “Filistin sorununda da, Kürt sorununda da yanlış yönlendiril- diniz. Halk seçti diye Hamas’ı meşru görüyorsunuz, BDP’ye ta- hammül edemiyorsunuz. Kürt sorununu Kürt’süz çözmek isti- yorsunuz” dedi. “Ekseniniz kayı- yor, militerleşiyorsunuz. Karşı- mızda çift kişilikli bir Başbakan görüyoruz” sözleriyle Başbakan Erdoğan’õ hedef alan Kaplan “Ül- kenin sorunları Meclis’te görü- şülmelidir. Washington, Brüksel, Bağdat’ta çözüm aranmaya baş- lanmıştır. El attığınız her açılım el- de kaldı. Bu sorunu sınırda nöbet tutan 20 yaşındaki gençlerin sır- tına yüklemeyin” görüşünü dile ge- tirdi. CHP’li Şükrü Elekdağ, “Dışiş- leri Bakanı’nın ‘Mesut Abi’ diye seslendiği Barzani, TSK ile fiilen işbirliği yapmaya ikna edilmelidir. ABD, Türkiye’ye sadece ağrı ke- sici ilaçlar veriyor, öte yandan PKK’nin tasfiyesini önlüyor” de- di. AKP’li Ömer Çelik, BDP’nin kendilerini “inkâr siyasetiyle” suç- ladõğõna dikkat çekerken “Terör örgütü ve yandaşlarını inkâr edi- yoruz. İmralı-Kandil için imti- yaz isteyenleri inkâr ediyoruz” de- di. Çelik, seçilmiş siyasetçilerin KCK operasyonlarõnda hedef alõn- masõ ile ilgili eleştirilerle ilgili ola- rak “Seçilmiş siyasetçilerin KCK üyeleri önünde esas duruşta ifade vermesine ne diyeceğiz?” deyince, BDP sõralarõndan “Yalan konuşu- yorsun” diye itirazlar yükseldi. Çe- lik, “Washington’a, İmralı’ya, Kandil’e iradesini bağlamış olan- lar sizlersiniz” dedi. BDP’li Kaplan “KCK iddiana- mesi yeni çıktı. Daha arkadaşla- rımız yargılanmadı. Sen kim olu- yorsun da savcı, yargıç yerine karar veriyorsun? Siz çok şımar- dınız. Kendinizi yargıç, savcı, iş- kenceci, müteahhit gibi görüyor- sunuz. Eğer sizde namus, şeref, haysiyet olsaydı, sizin milletve- killeriniz ‘şerefsiz’ deyince o şe- refsizi sustururdunuz” deyince, ortalõk karõştõ. AKP’li Kürşad Tüzmen’in par- tilerine yönelik “şerefsiz” sözüne tepki gösteren Kaplan’õn konuşma- sõ AKP’lilerin protestolarõna neden oldu. TBMM Başkanvekili Gül- dal Mumcu, Kaplan’õ özür dile- meye çağõrdõ. Yeniden kürsüye çõ- kan Kaplan, “Sayın milletvekili dalgıç kıyafetiyle resimler çekti- rirken sınırda yoksul gençler ölü- yor, bize ‘şerefsiz’ diyor. Mec- lis’ten özür diliyorum ama de- zenformasyon yaparak bize ha- karet eden hiç kimseden özür di- lemiyorum” diye konuştu. AKP’li Çelik yeniden kürsüye çõkarken “Terör örgütünün yan or- ganizyonu gibi davrananların, te- rör örgütünü kınamaktan imtina edenlerin namus, şeref, haysiyet ölçüsüne vurulduklarında sonu- cun ne olacağını yüce milletin takdirine sunuyorum” dedi. CHP’li Algan Hacaloğlu da BDP’nin önergesine destek vererek “evet” oyu kullandõ. TERÖRLE MÜCADELE Irak ayağında değişiklik Özelharekâta‘tazekan’ Elazığ’daçatışma:2 askerşehit,1köylüöldü Özlükhaklarınıistediler BAHADIR SELİM DİLEK ANKARA - AKP hükümeti, te- rörle mücadelenin Irak ayağõnda sessiz sedasõz bir strateji değişikli- ğine gitti. Türkiye, bundan sonra PKK ile mücadele konusunda gi- rişimlerini, üçlü mekanizma üze- rinden yürütecek. Türkiye’nin iki- li zeminde Irak’a tepki vermeme- sinin bir nedeni olarak da iki ülke arasõnda işlemekte olan “Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği” me- kanizmasõ gösterildi. Türkiye’nin terörle mücadele politikasõndaki bu değişiklik, PKK’nin son saldõrõlarõnõn ardõn- dan, Türkiye’nin terör örgütünün topraklarõnda barõndõğõ Irak’a no- ta vermemesi ve bölgesel Kürt yö- netimine uyarõ yapõlmamasõyla or- taya çõktõ. Türkiye daha önce ya- põlan saldõrõlardan hemen sonra Irak’õ uyarma ve önlem alõnmasõ- nõ isteme yönünde bir yaklaşõm ser- giliyordu. PKK’nin özellikle 2007 yõlõnda yaptõğõ saldõrõlardan sonra Dõşişle- ri Bakanlõğõ Irak’a sert bir nota ve- rip gerekli önlemleri almasõnõ iste- miş, bölgesel Kürt yönetimi lideri Mesud Barzani’yi de sert bir dil- le uyarmõştõ. O tarihten bu yana oluşturulan üçlü mekanizma ve kurulan Erbil ofisi, terör örgütüne karşõ mücadelede istenilen sonucun ortaya çõkmasõnõ sağlamadõ. Buna karşõn diplomatik kaynaklar, “Irak’a ille nota vermemiz ge- rekmiyor. Barzani’yi de Türkiye ile işbirliği konusunda bir nok- taya getirdik. Şimdi sert bir uya- rı, Barzani’nin geldiği noktadan geri düşmesine neden olabilir” değerlendirmesini yaptõ. Öte yandan konuyla ilgili bilgi veren kaynaklar Türkiye’nin Irak’a nota vermesinin sadece Türkiye’nin tepkisini göstermesi açõsõndan de- ğil, uluslararasõ hukuka göre PKK’nin Irak topraklarõnda barõn- dõğõnõn resmi kayõtlara geçmesi açõsõndan da önemli olduğunu di- le getirdi. Bunun uluslararasõ hukuk açõsõndan olasõ bir sõnõr ötesi ope- rasyona da meşruiyet zemini sağ- layacağõna dikkati çeken diploma- tik kaynaklar, Türkiye’nin gerekli uyarõlarõ resmi notayla yapmama- sõ durumunda, PKK terörüne iliş- kin zõmnen zemin kaybõna uğra- yacağõna işaret etti. Ayrõca hükümetin, PKK konu- sunda verilecek bir nota ile iki ül- ke arasõndaki “Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği” mekanizmasõ- nõn zarar görmesinden de kaygõ duyduğu belirtildi. Gensoru önergesi görüşülürken BDP’lilerle AKP’liler arasında sert tartışmalar yaşandı. (AA) ‘Sõnõr değişikliği’ tartõşmasõna muhalefet sert tepki gösterirken CHP’li Hamzaçebi ‘Bu çözümsüzlüğün itirafõ’ dedi Yazıcı: Gafiller farklı algılıyor Devlet Bakanõ Hayati Yazõcõ, tartõşma yaratan sözlerine akşam saatlerinde açõklõk ge- tirdi. Yazõcõ, “Bunu, Türkiye’nin topraklarını vermek, hududu bu tarafa almak şeklinde algılayan gafiller de var. Yani böyle bir kastımız olamaz, böyle bir beya- nım olamaz... Dolayısıyla bu reel duruma uygun, terörle mücadele konusunda gerçekten hem Türkiye hem komşu ülkeyi rahatlatacak, benim çok kişisel bir öne- rim oldu” dedi. Hudut konusunun Irak’la oturup konuşulabileceğini söyleyen Yazõcõ, “Terörle mücadele noktasında böylesi bir belirleme bana göre fayda sağlar” dedi. GÜL, HARP AKADEMİLERİNDE KONUŞTU ‘Dostu düşmanõ anlamak zorlaştõ’ İstanbul Haber Servisi - Cumhurbaşkanõ Abdullah Gül, PKK’nin son saldõrõla- rõnõn panik içinde olan ve ne- reye gittiğini bilmeyen bir te- rör örgütünün davranõşlarõ olduğunu belirterek “Ken- disine alan kalmayacağını fark eden terör örgütü, böyle bir panik ve aceleci- likle son saldırılarını yap- maktadır” dedi. Cumhurbaşkanõ Gül, Mas- lak’taki Harp Akademileri Komutanlõğõ Atatürk Harp Oyunu ve Kültür Merkezi Çok Amaçlõ Salonu’nda ilk kez verdiği konferansta, son günlerde yaşanan terör olay- larõnda hayatõnõ kaybeden- lere Allah’tan rahmet diledi. Son yõllarda özellikle iki kutuplu dünya ve Soğuk Sa- vaş dönemi bittikten sonra ortaya artõk tahlili zor bir dünya çõktõğõnõ dile getiren Gül, “Kim dost, kim düş- man bunları ayırt etmek de gerçekten sıkıntılı bir hale gelmektedir. Eski dünyada kim dost, kim düşman analiz etmek ko- laydı. Bugünkü dünyada bazen komşunuzdan, ba- zen müttefikinizden, bazen en yakın kardeş bildiği- nizden, bazen de içine gir- mek için uğraştığınız bir- liklerden dostça, düşman- ca tavırlar farklı farklı ge- lebilmektedir. Bunları he- pimizin yeniden değerlen- dirilmesi ve çok dinamik bir sürece girdiğimizi kav- ramamız gerekmektedir” diye konuştu. GÖREVDEN ALINMASINI İSTEDİLER Terör mağdurlarõ danõşmana tepkili BARKIN ŞIK ANKARA - Türkiye Harp Malulü Gaziler, Şehit Dul ve Yetimleri Derneği’nin, ken- dilerinin sorunlarõ ile ilgi- lenmek üzere Çankaya Köş- kü’ne danõşman olarak ata- nan emekli Kurmay Albay Cemil Antalyalı’nõn görev- den alõnmasõ için Cumhur- başkanõ Abdullah Gül’e ya- zõlõ başvuruda bulunduğu ortaya çõktõ. Bu gelişme, Antalyalõ’nõn Gül’den ran- devu talebinde bulunan Der- nek Başkanõ Malül Gazi Üs- teğmen Taner Uran’a, “Si- zin muhatabınız İçişleri Bakanlığı” yanõtõ vermesi üzerine gerçekleşti. Uran’õn mektubu ile ilgi- li olarak Cumhuriyet’e ko- nuşan Antalyalõ ise görüş- meyi doğrulayarak şunlarõ söyledi: “Kendileri ile daha önce görüştük, yasal mev- zuatın değiştirilmesi ile il- gili taleplerini ilettiler. Da- ha sonra yeni randevu ta- lepleri oldu. Özel Kalem, Sayın Cumhurbaşkanı’nın programının yoğunluğu nedeniyle randevu vere- medi. Kendisiyle görüştü- ğümde aynı konuları ilet- mek üzere randevu talep ettiğini söyledi. Onların muhatabı İçişleri Bakanlı- ğı, orada bir yanlışlık yok. Cumhurbaşkanlığı icra makamı değil. Cumhur- başkanlığı makamının mis- yonu bellidir. İçişleri Ba- kanlığı’nda onların talep- leri ile ilgili birimler var.” ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Terörle mücadelede alõnacak ek önlemler kapsamõnda Güneydoğu’daki özel harekât polislerinin sayõ- sõnda arttõrõma gidilmesinin tartõşõldõğõ bir dö- nemde Emniyet Genel Müdürlüğü önemli bir genelge yayõmladõ. Özel Harekât Birimi’ne takviye amacõyla yeni kursiyerler alõnacağõ bil- dirildi. Buna göre, rütbeli personel için komi- ser sõnõfõndan yaşõ 32’den büyük olmayanlar özel harekât kursuna katõlabilecek. Polis me- murlarõ 28 yaşõndan büyük olmayacak. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Emekli Muvazzaf Uzmanlar Derneği (EMUD) üyeleri, te- rör saldõrõlarõnõ ve “özlük haklarõnõn iyileştirilme- mesini” protesto etti. Abdi İpekçi Parkõ’nda topla- nan gruptakiler adõna konuşan EMUD Başkanõ Adnan Oğuz, 19 bin uzman jandarmanõn fakülte ve yüksekokul mezunu olmasõna karşõn, “ortaokul mezunu seviyesinde” emekli edildiğini kaydetti. Haber Merkezi - Elazõğ’õn Karakoçan ilçesi kõrsalõnda güvenlik güçleriyle teröristler arasõnda çõkan çatõşmada 2 asker şehit oldu, 1 yurttaş öldü, 1’i asker 5 kişi yaralandõ. Hakkâri’de düzenlenen mayõnlõ saldõrõda ise 2 asker yaralandõ. Elazõğ Karakoçan’a bağlõ Yoğunağaç köyü kõr- salõnda arama tarama faaliyeti yürüten güvenlik güçleri bir grup teröristle karşõlaştõ. Güvenlik güçlerinin ‘dur’ ihtarõna ateşle karşõlõk verilmesi üzerine çatõşma çõktõ. Bölgeden geçen bir grup köylü, çatõşmanõn ortasõnda kaldõ. Bir süre devam eden çatõşmada 2 asker şehit oldu, çatõşmanõn or- tasõnda kalan köylülerden biri olay yerine yaşa- mõnõ yitirirken, 1’i asker 5 kişi yaralandõ.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle