25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 25 HAZİRAN 2010 CUMA 18 DİZİ B ir sessizlik ortamõ. Üç beş sa- niye. Tam zamanõydõ. Birden pat diye sordum Evren’e: “Peki ne yapacağız Paşam?” Sustu önce. O susunca soruyu başka bi- çimde yineledim: “Bu kaosun sonunda ‘müdahale’ ge- lecek deniliyor” dedim. Evren susmadõ bu kez. Yanõtladõ: “Şimdilik yok böyle bir şey, böyle bir şey söylemedik” dedi. Ama “Hayır, müdahale etmeyeceğiz” de demiyordu. Genelkurmay Başka- nõ,“Şimdilik yok” diyor, olacağõ ustaca böyle duyumsatõyordu. “Şimdilik” sözcüğünün altõnõ çizerek! Bu kõsa yanõt; “zamanı gelince, ko- şullar böyle devam ederse” -ki devam edeceğine inanõyordu- “müdahale ede- riz” demenin bir başka biçimde, daha yu- muşak bir üslupla ifadesi değil miydi? Kıbrıs sorunu Yakõnmalara devam etti. Belediyelerin elinde imkân yoktu. Para yoktu. Sağcõ be- lediyeler sağcõ militanlarla, solcu bele- diyeler solcu militanlarla dolduruyorlar- dõ belediyeleri... Kõbrõs sorununa değindi. Türkiye ile Yunanistan anlaşmadõkça Kõbrõs sorunu çözümlenemezdi. “MSP’li Recai Kutan geldi bana. Siz dedim bu ağır sanayi palavrasına ina- nıyor musunuz? Çıkmış ortaya ‘Batõ kulübü’ diyor. Kendi silahını yapmak on, on beş yıl ister. Tabii silahımı dı- şardan alacağım. Ya Batı’dan ya Ku- zey’den. Dedim ki; ‘Ben Batõ kulüpçü- yüm. (Erbakan) Sakõn gelip elimi sõk- masõn’. Basın da arka çıkıyor bu ada- ma.” ‘Ecevitçi dediler’ “İki parti bir araya gelse?” dedim. “Gelecek de ne olacak?” diyordu. Kulislerdeki kimi söylentiler kulağõna gelmişti elbet. “Yukarıya” çõkmak isti- yor gibi söylentiler... Canõnõ sõkmõştõ bu söylentiler. Ayrõl- madan önce: “Benim için çok şey söylediler. CHP iktidarı zamanında Ecevitçi dediler. AP’nin beni Cumhurbaşkanı adayı göstereceğini söylediler. Çok ama çok canım sıkıldı... Benim hiçbir ihtirasım yok!” dedi. Nisan 1980’deydik. Eylüle dört ay vardõ. 12 Eylül 1980’de müdahale gerçek- leştikten sonra Evren komutasõnda as- kersel rejimin uygulamalarõnõ gördükçe... Genelkurmay Başkanõ ile Nisan 1980’de yaptõğõmõz gö- rüşmeyi ve içeriğini anõm- sadõm. Genelkurmay Başkanõ Ev- ren, müdahaleden dört ay önce bana yapmayõ tasarladõklarõnõ anlatmõş- tõ. Yeni bir anayasa... MHP ve MSP gi- bi partilerin parlamentoya girmelerini en- gelleyecek bir seçim yasasõ ve siyasal par- tiler yasasõ ve yeni partiler... 12 Eylül’e aylarca önceden hazõrlan- mõşlardõ... 24 Nisan’da benimle konuştuklarõ, yapmayõ planladõklarõnõn özetiydi. Duyumsatma Genelkurmay Başkanõ’nõn sözleri o günlerde çokça söylenen ama sağlam kay- naklara dayanmayan değerlendirmeleri doğruluyordu. Evren öyle şeyler söyle- miş, temel konulardan söz etmiş, parti- lerin bir araya gelerek dağ gibi sorunla- rõ çözümleyemeyeceğine o denli inanõ- yordu ki.. Bu kanõsõnõ saklamõyor, sõk sõk söylüyordu. Geriye sorunlarõ çözecek tek bir güç ka- lõyordu; o da yönetime “şimdilik” mü- dahale etmeyi düşünmüyordu. Ama, şimdilik! CHP lideri ile Meclis’te buluştuk. Askerlerin bir anayasa õsmarlamadõğõnõ söyledim. Sevindi! Yalnõz askerler, ki- mi yasalar var ki bunlarõn çõkarõlma- sõnõ istiyorlar. İki partinin bir araya ge- leceğinden de umutlu değil- ler, dedim. Ecevit, “Ben de inanmı- yorum” dedi. “Şimdilik” konusunu pek önemse- medi. Demirel’e de Ecevit’e yaptõğõm gibi- görüşmeyi özetledim: “Şimdi- lik” üze- rinde bir yorum yapmadõ. Askerlerle her gün görüşüyordu ve daha ön- ce kuşkularõnõ söylemişti. Cumhurbaşkanlõğõ’nõn vekâleten yö- netildiği dönem birçok sorunun, konunun tartõşõldõğõ ve ne yazõk ki bir sonuç alõ- namadõğõ, ama çetin tartõşmalarõn yapõl- dõğõ bir süreç. Belli başlõ konular. Başta terör ve anar- şi olaylarõnõn önlenememesi. Bu konuda alõnacak önlemler üzerinde gerek ya- sal gerekse uygulama açõsõndan so- nuçsuz tartõşmalarõn yaşandõğõ beş ay- lõk bir dönem. Parlamentoda da 12 Eylül’e kadar sü- ren nafile turlar dönemi. Asker-sivil ilişkilerinde açõğa vurul- mayan güvensizlik. Beş ay boyunca kimi zaman sesli, ki- mi zaman sessiz sürekli konuşulan, tar- tışılan müdahale! EVREN’LE GÖRÜŞME 24.04.1980 EVREN’LE GÖRÜŞME 24.04.1980 GenelkurmayBaşkanõ,devamedenCumhurbaşkanõseçimturlarõiçinortakbirçözümbulunmasõnõönesürüyordu Evren sesini yükseltiyor T BMM’de nafile turlar sürerken Brüksel’deki NATO toplantõsõndan dönen Genelkurmay Başkanõ ha- vaalanõnda “Toplantıya katılan Batılı Genelkurmay başkanla- rının kendisine cumhurbaşka- nının ne zaman seçileceğini” sorduklarõnõ söyledi ve yabancõ- larõn soru dolu sözlerini yanõtlar- ken “herhalde içlerinden birini cumhurbaşkanlığına layık gör- müyorlar ya da o kadar çok aday var ki bir türlü seçemi- yorlar” dediğini açõkladõ. Genelkurmay Başkanõ, “ortak bir çözüm bulunmasını” öne sürüyordu ve nafile turlar devam ediyordu. AP lideri ve Başbakan bu de- mece fena halde öfkelendi.. “Ne olmuş yani” diye soru- yordu. “O mu tayin edecek. Gelsin bari cumhurbaşkanı oluversin” diye Evren’i eleştiri- yordu. Ya gelirler ya da geride dururlar Fakat sükûnet bulunca, “Ge- nelkurmay Başkanı’nın böyle konuşmasının herhalde iyi ol- madığını” söylüyor, “Evet iyi oldu demiyorum. Gelsin ordu otursun bari. Ya gelirler ya da geride dururlar. Bunun orta yeri yoktur” diye değerlendir- meler yapõyordu. Ecevit’in bu demece ne diyece- ğini merak ediyordu. CHP lideri bir şey söylemedi. Fakat Başba- kan sözlerinin başka anlamlara çekilmesinin önüne geçmek için bir açõklama yaptõ, “Genelkur- may Başkanı’nın beyanatını yanlış istikametlere çekerek parlamento üzerinde birtakım spekülasyonlar götürmek fev- kalade hatalıdır” dedi... Bir perşembe günüydü. Genel- kurmay Başkanõ Cumhurbaşkanõ Vekili’ne mutat ziyaretini yaptõ. Çağlayangil’e sordum. Soruyu: “Hayır Cumhurbaşkanı seçi- mine değinmedi. Bana NATO gezisiyle ilgili bilgi verdi” diye yanõtladõ. Sonra Genelkurmay Başkanõ ile aralarõnda geçen kõsa bir ko- nuşmayõ anlattõ: “Sayın Evren gidiyordu. Ayaktaydık. Sordum: Paşam son demecinizi okudum. Böyle bir demeç vermenize neden olan bir sıkıntınız mı var? Genelkurmay Başkanı ‘Ha- yõr, yok’ dedi. ‘Bir demeçle Brüksel’deki durumu söyledim.’ Ben üsteledim: ‘Bir sõkõntõnõz yok ya?’ Evren, ‘Hayõr, yok’ dedi ve ayrıldık.” 3 Haziran günü Demirel, “Askerler tedirgin” dedi ama hemen ekledi: “Bu tedirginliğin cumhurbaşkanı seçi- miyle ilgisi yok.” Sonra sõkõntõlarõ sõraladõ. “İki yıldır uğraşıyorlar. Sıkıyönetimler başarı sağlanamıyor. İstedikleri yetkileri alınmadan kesin sonuç sürecine girilemeye- ceğini ve gereken girişimleri yapamıyor- lar.” “Ne yapmayı düşünüyorlar ne istiyor- lar?” “Meclisi aşmak istiyorlar” Bu doğrudan müdahale anlamõna gelirdi. Alarm zilleri çalmaya başlamõştõ. 17 Haziran’da toplanan MGK’nin çõkardõğõ “devletin bütünlüğünden ve bölünmezliğin- den” diye başlayan kõsa bildiri artõk hiç kimseyi ilgilendirmiyordu. Zaten artõk hiçbir gazete ve gazeteci resmi bildirilerle ilgilenmi- yordu. Resmi bildiri ve beyanatlarõn ar- kasõnda yatan gerçekler araştõrõlõyordu. Müdahale olacağõ kamuoyuna artõk o ka- dar yerleşmişti ki… Ne zaman, nasõl gibi sorulara yanõt aranõyordu. Zaten diğer sorunlarõn yanõ sõra siya- setteki kargaşa, partilerin uzlaşmaktan uzak davranõşlarõ müdahaleyi olasõ ol- maktan çoktan çõkarmõştõ. Hükümet başkanõ her alandaki sorunla bo- ğuşuyor; bir yandan beş sent’e muhtaç ülke ol- maktan çõkarmaya çalõşõyor. Terör ve anarşiyi çözmek için elinde yegâne güç Silahlõ Kuv- vetler’in kimi isteklerini yasalaştõrmaya çalõşõ- yor. Bir yandan da giderek kangrene dönüşen Cumhurbaşkanlõğõ seçimini çözümleyememe- nin sõkõntõsõnõ çekiyordu. Hükümeti bõraksõn diyenlere yanõtõ elbette olumluydu ama, hükümet istifa etse o günün ko- şullarõnda yaşanacak bir hükümet bunalõmõ zaten bunalõmlar içindeki ülkeye yeni bir dar- be olacaktõ. Serinkanlõ, dõşarõya renk vermeyen tek kurum TSK idi. Zira ne yapacağõnõ biliyordu, kararlõydõ, kararlaştõrmõştõ. Ve armudun dalõnda daha olgunlaşmasõnõ; hal- kõn sivillerin başta cumhurbaşkanõ seçimi hiç- bir konuyu çözemediğini çözemeyeceğini gör- mesi ve inanmasõnõ bekliyordu. Ortam öylesine gergin. 24 Haziran 1980 günü Millet Meclisi’nde Ece- vit ve üç arkadaşõnõn hükümete yönelik gensoru önergesi okundu. Önerge “Bu hükümet döneminde can gü- venliği, iç güvenlik giderek yok olmaktadır” diyor; hükümetin kimi vaatlerini gündeme ge- tiriyordu: Örneğin bu hükümet şiddete, bölücülüğe, boz- gunculuğa karşõ devlet etkinliğini arttõracaktõ. Enflasyon hõzõ kesilecekti. Yokluklar sona ere- cekti. Yatõrõmlar hõzlanacak, üretim arttõrõlacaktõ. Değil sokaklar, yer yer kentler “kurtarıl- mış bölgelere” dönüştürüldü vs. Şayet gensoru kabul edilirse…. -CHP’nin beklentisine göre- AP azõnlõk hükümetini dõşarõdan “kerhen” desteklediğini açõkla- yan MSP’nin de oylarõyla hükümet düşü- rülecekti. Fakat MSP, CHP’nin beklediği gibi davranmadõ. Az farkla da olsa Demi- rel hükümetinin güvenoyu almasõnõ sağla- dõ. Sağladõ ama MSP’nin başka hesaplarõ vardõ. D emirel’in bana “Cum- hurbaşkanı seçiminin başka bahara kaldığı- nı” söylediği gün, CHP lideri Çan- kaya’ya çõktõ. Çorum’daki kanlõ olaylarõ Cum- hurbaşkanõ Vekili ile görüştü: “Halkı birbirine kırdırmak için şimdiye kadar değişik yer- lerde başvurulan kışkırtmalar belli ki Çorum olaylarının başlı- ca nedenleridir” diyordu. Demirel ise “Türkiye’nin çök- mesini isteyen birtakım mihrak- lardan” söz ediyordu. 15 Temmuz’da Çağlayangil’in başkanlõğõnda Çankaya’da asker- lerle siviller bir araya geldi. MGK toplantõsõndan sonra yayõnlanan bildiri ilgi çekmedi. Fakat kurulda yapõlan konuşma- lar… ‘Sovyetler’in parmağı var’ Devlet dilinde “ekspoze” diye anõlan istihbarat örgütlerinin sunu- şundan sonra Kara Kuvvetleri Ko- mutanõ Orgeneral Nurettin Ersin söz istedi. Ağõr ağõr çõkardõğõ bir kâ- ğõttan okumaya başladõ: “….Olup biten bütün bu olay- larda Sovyetler’in parmağı var- dır” dedi. “Ruslar”, diyordu General Ersin, “eski emellerini gerçekleştirmek için etnik bölücülük, ideolojik bölücülük, mezhep bölücülüğü ile bu ülkeyi parçalamaya çalışı- yorlar.” Bu temel görüşler etrafõnda kimi değerlendirmeler yapõyordu. Başarabilmek için taleplerinin mutlaka gerçekleşmesi gerektiğini söyledi. Deniz Kuvvetleri Komutanõ Ulu- su, “Durum iç savaşa gidiyor” de- di. Evren ise “Sıkıyönetim var, ça- reyi komutan düşünsün zihni- yeti bizi üzüyor” diye konuştu. Genelkurmay Başkanõ ilginç öne- riler getirdi: “Biz hükümeti tenkit etmiyo- ruz” diye başladõ: “Toplanalım. Diğer parti baş- kanlarını, anayasa kuruluşlarını, hepsini çağıralım. Bu kuruluş- lardan istediğimizi çağırmaya yetkimiz vardır. Biz burada bir- birimize aynı şeyleri söylüyoruz. Eğer tensip edilirse basına veri- lecek bildiri, bizim hazırladığımız metne uyacak tarzda hazırlana- bilir. Ben bu hususların bildiriye ilavesini zaruri görüyorum.” Şöyle bağladõ sözlerini: “Ben özetle diğer anayasal kuruluşla- rın hepsini, Danıştay, üniversite- ler, yargıçlar, hepsini davet ede- lim. Burada açık açık konuşalım. Belki intibaha gelirler.” ‘Her an bırakabilirim’ Uyarõ mektubunu yaşama geçir- mek gibiydi bu öneriler. Uyarõ mektubunun bütün anayasal kuru- luşlarõ kapsadõğõnõ söylemiyorlar mõydõ? Gensoru henüz oylanmamõştõ. Bunaltõcõ sõcak. Hükümet düşerse? Demirel, “Umurumda bile değil” diyor- du. “Her an bırakabilirim. Gelsin, yapsınlar” 24 Temmuz 1980 Perşembe. Ça- re arayõşlarda bir başka gün. Çağlayangil’in daveti üzerine AP lideri ile CHP lideri akşam ye- meğinde Çankaya’da buluşacak- lardõ. Ne umutluyduk ne umutsuz! Sağ- lõklõ, işe yarar hiçbir uzlaşma an- laşma çõkmadõ. Devran yine o devrandõ. Beş ay boyunca kimi zaman sesli, kimi zaman sessiz sürekli konuşulan, tartõşõlan müdahale! ‘Şimdilik müdahale yok’ ‘Biz hükümeti tenkit etmiyoruz’ S Ü R E C E K ‘Askerler tedirgin’ Kütahya Şeker’de 1 milyar TL’lik rant yaratılacak MURAT KIŞLALI ANKARA - AKP Bitlis Milletvekili Vahit Ki- ler’in ortağõnõn 2004 yõlõnda yaklaşõk 26 trilyon liraya aldõğõ Kütahya Şeker, Kiler ortak olduktan sonra rant merkezi haline geldi. Özelleştirildiği dönemde yargõnõn atadõğõ bilirkişilerce değeri 266 trilyon lira olarak belirlenen şirketin, yapõla- cak imar değişiklikleriyle, 1 milyar TL’lik bir rant yaratmasõ hedefleniyor. MHP Kütahya Milletvekili Alim Işık, Kütahya Şeker’in, AKP’li Kiler ve ortağõ Torunlar Gõda için sağlayacağõ rantõ şöyle hesapladõ: Kütahya Şeker onda birine gitti: Kü- tahya Şeker’in yüzde 56’sõ için 2004 yõlõnda yak- laşõk 26 milyon lira ödedi. Buna karşõn Kütahya Sulh Mahkemesi’nin 2003/89 sayõlõ dosyasõna göre Haziran 2003 itibarõyla Baha Tekand Kü- tahya Şeker Fabrikasõ’nõn değeri, eski parayla, 266 trilyon 29 milyar TL olarak tespit edildi. Ya- ratõlan rant yaklaşõk 240 milyon TL oldu. İmarı değiştirilen arazi: İçişleri Bakanõ Beşir Atalay, önceden Kütahya Şeker’e ait olup sonra Kiler’in ortağõ olduğu Şeker Gõda şirketine 4 milyon liraya satõlan 252 dönüm arazinin, ima- rõnõn değiştirilerek rant yaratõldõğõ gerekçesiyle Kütahya’nõn AKP’li Belediye Başkanõ Mustafa İça ve bazõ imar komisyonu üyeleri hakkõnda so- ruşturma açõlmasõ talimatõ verdi. Söz konusu ara- zinin 200 milyon TL’ye İstanbul merkezli büyük bir gruba yapõlacak satõşõ da yeni imar planõnõn yargõda iptal edilmesi nedeniyle gerçekleşmedi. Ancak MHP’li Işõk, imarõn AKP’nin Meclis’ten geçirdiği kentsel dönüşüm düzenlemelerinin ar- dõndan yeniden alõnabileceğini belirtiyor. Buna göre 4 milyon liralõk arazi 200 milyona ulaşõnca, ortaya çõkan rant 196 milyon lira oldu. Kütahya Şeker’in diğer arazileri: MHP’li Işõk, 252 dönümlük arazinin kentin giri- şinde olduğunu, buna karşõn fabrikanõn kent mer- kezinde yaklaşõk 700 dönüm arazisi daha bulun- duğunu belirterek “Kalan arazilerin de aynı rantı sağlayacağını hesap edersek buradan or- taya çıkacak rant 600 milyon liraya yaklaşa- caktır. Üstelik bu sadece arazi fiyatıdır” dedi. Youtube Türkiye’ye savaş açtı ANKARA (Cumhu- riyet Bürosu) - Ulaştõrma Bakanõ Binali Yıldırım in- ternet paylaşõm sitesi Youtu- be’u, arama motoru “Google” ile işbirliği yapõp “Türkiye Cumhuriyeti” ile mücadeleye girişmekle suçladõ. TBMM Genel Kurulu’nda gündem dõşõ söz alan CHP Ankara Milletvekili Emrehan Halı- cı’nõn, Türkiye’de internet erişimiyle ilgili özgür- lüklerin engellendiği eleştirisini yöneltti. Halõ- cõ’nõn “Youtube” dahil, kimi internet sitelerine erişimin yasaklandõğõ, bunun sansürü de berabe- rinde getirdiği yönündeki eleştirileri üzerine söz alan Yõldõrõm, internetin “ilaç” gibi yararõ oldu- ğu kadar zararlarõ da bulunduğunu söyledi. Ken- dilerinin bu nedenle “temiz” internet kullanõmõnõ sağlamaya çalõştõklarõnõ ileri süren Yõldõrõm, in- ternette suç ve suça yönlendirici yayõnlarõn yüzde 98’inin dõş kaynaklõ olduğunu, bazõ önlemlerin alõnmasõ gerektiğini savundu. Youtube’un birçok ülkede “yerli sürüm” yap- masõna karşõn Türkiye’de yapmadõğõnõ belirten Yõldõrõm, aynõ sitenin dünyanõn birçok ülkesinde adli makamlarla işbirliği yaptõğõnõ, ancak Türki- ye’de buna yanaşmadõğõnõ belirtti. Yõldõrõm, eski CHP Genel Başkanõ Deniz Baykal’õ kastederek “Bir siyasi partinin genel başkanı ile ilgili ya- yımlanan videonun yayından kaldırılması için arkadaşlarımız girişimde bulundu, telefonlara bile çıkmadılar. Bu kadar hukuk tanımaz site- yi hararetle savunanlar var. Bunu kınıyorum” diye konuştu. Yõldõrõm, söz konusu sitenin, IP gi- riş numaralarõ aracõlõğõyla Google’a girişleri de yavaşlatmaya, bu yolla tepkileri arttõrõp Türki- ye’yi dize getirmeye çalõştõğõnõ savundu. AKP’Lİ KİLER ORTAK ULAŞTIRMA BAKANI YILDIRIM: ‘Hahamlara suikast yapacaktı’ iddiası EMNİYETE İHBAR MEKTUBU İstanbul Haber Servisi - İstanbul’da hahamla- ra suikast hazõrlõğõ yaptõğõ öne sürülen İsmet R, gözaltõna alõndõ. Kars’ta marangozluk yapan İs- met R’nin ifadesinde, “Yahudilerden nefret ediyorum. Ancak eylem yapmak gibi bir niye- tim yoktu” dediği öğrenildi. İstanbul polisi, kõsa bir süre önce gönderilen ihbar mektubu üzerine harekete geçti. Kars’ta marangozluk yapan İsmet R’nin hahamlara yöne- lik suikast gerçekleştirmek için İstanbul’a geldiği ihbar edildi. Polis, İsmet R’yi teknik ve fiziki ta- kibe aldõ. Takip sõrasõnda şüphelinin sinagoglarõ ankesörlü telefondan arayarak çalõşmak istediğini söylediği öğrenildi. Organize ekipleri, önceki gün düzenledikleri operasyonda İsmet R’yi Kü- çükçekmece’de dayõsõnõn evinde gözaltõna aldõ. İsmet R, suikast iddialarõnõ kabul etmedi. İsmet R’nin üzerinde ve kaldõğõ evde suç aletine rast- lanmadõ. İstanbul Cumhuriyet Savcõlõğõ’na sevk edilen zanlõ tutuklanarak cezaevine gönderildi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle