28 Kasım 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
ekonomi@cumhuriyet.com.tr 14 MAYIS 2010 CUMA CUMHURİYET SAYFA EKONOMİ 13 CMYB C M Y B PARA-META-PARA MUSTAFA SÖNMEZ Finans Kapitale Yasa Güvencesi: Mali Kural… Günün sorusu, “Mali kural nedir, ne getirecek?”... Neoliberaller, IMF, “piyasa” pek sevdi bu “mali kural” meselesini. Çok basit haliyle, AKP iktidarı, ne kadar bütçe açığı verileceğini, ne kadar borçlanma yapılacağını, belli formüllere bağlıyor ve iktidarın iradesini (kendisini ve sonraki iktidarları) bu formülasyonun ipoteği altına alarak, neoliberal hedefleri yasa haline getirmeye hazırlanıyor. Esas adres ise “piyasalar”. Yani AKP’nin, firmaların borçlandığı finans kapital. Onlara, “Bizde Yunanistan türü kazalar olmayacak, bütçe açığını kontrol altında tutacak, aşırı borçlanmayacağız. Bunun için de kendimizi yasa ile bağlayacağız”, güvencesi veriliyor… İlk elde kulağa iyi bile gelen bu mali disiplin, kamudan iş ve sosyal devlet himayesi bekleyen sınıflar için, halkın iradesini temsil eden siyasiler için ne anlama geliyor? AKP iktidarı, IMF kontrolünde, 2003’ten 2008’e yürüttüğü ekonomik politikalarda, sıkı bir mali disiplin uyguladı. Yani, bütçe açığını düşürüp, faiz dışı fazlalar yaratarak IMF’nin alacaklarını ödedi, kamunun borç stokunu bir hayli törpüledi. Ama bunu nasıl yaptı? Kamu çalışan sayısında, onların maaşlarında sıkıyönetim uyguladı, kamu yatırımlarını pek artırmadı, özelleştirmelerle sattı savdı, dolaylı vergilere yüklendi, sağlık-eğitim harcamalarını, tarıma desteği azalttı. Kısaca neoliberal bir iktidarın yapabileceği bütün devleti küçültme operasyonlarını yerine getirdi. 2002’de ulusal gelirin yüzde 16’sına yaklaşan devlet harcamaları, yılda ortalama yüzde 7 büyüyen AKP iktidarının altıncı yılında, 2007’de yüzde 13’lere kadar düşürüldü. Bütçe açığı ve kamu borç yükünü de azaltan bu anti-sosyal, devleti küçültme operasyonunu, IMF de takdir etti. 2009’a, yani kriz yılına gelince kamu maliyesi tavsadı. Ekonomi küçülünce vergi gelirleri düştü, piyasaya gaz vermek için yapılan ÖTV-KDV indirimleri, vergileri yine azalttı. Yüz binleri bulan istihdam kaybı, hem vergi hem SSK prim gelirlerini azalttı. Buna karşılık sağlıkta dönüşüm adlı programdaki fiyasko, Sosyal Güvenlik Kurumu’nda önemli bir açık yarattı. Yerel seçimlerle AKP iktidarı harcamalarda eli sıkı davranmadı. Sonuçta, 2009’da bütçe açığı 52 milyar TL ile ulusal gelirin yüzde 5.5’ine, kamu borç stoku da 288.2 milyar dolar ile ulusal gelirin yüzde 46.6’sına tırmandı. 2010 ve izleyen yıllar, hem AB’de, hem Türkiye’de devletin mali krizinin öne çıktığı bir dönem. Yunanistan bozgunundan sonra, borç verenler açısından bütçe açıklarına ve borç yüküne bakmak daha çok önem kazandı. Türkiye’nin de büyüyen bütçe açığı ve artan kamu borç yükü borçlanmasını zorlaştırıyor. İşte AKP iktidarının, IMF’yi uzakta tutarak yaptığı Orta Vadeli Plan’ın (2010-2012) icrasında, kreditörlere bir mali kural güvencesi veriliyor. Finans kapitale, “Bütçe açığı ve borçlanmayı kurallı yapacağız” taahhüdünün bir yasa haline getirilerek verilmek istenmesi, gelecek iktidarları da bağlayıcı bir düzenleme. Bu tasarı yasalaşırsa, AKP yerine gelecek bir iktidarın, kendi maliye politikası, kendi ekonomi politikası olamayacak. Neoliberal zihniyetin maliye politikalarının, birikim modelinin baskısı altında kendini hissedecek. Farklı bir politika izlemeye kalkarsa, borç verenlere taahhüt edilmiş yasayı ihlal etmiş bir iktidar görüntüsü verecek. Böylece, özerkleştirme adı altında Merkez Bankası üstünde söz söyleme hakları sınırlanan halkın seçilmiş temsilcileri, sektörel düzeyde “denetleme-düzenleme kurulları”na yetkilerini kaptırdıkları gibi, maliye politikası belirleme iradelerini de “piyasa”nın rüzgârına teslim etmiş olacaklardır. mustafasnmz@cumhuriyet.com.tr http://mustafasnmz.blogspot.com TÜSİAD Başkanõ Boyner, Baykal’õn istifasõnda yaşananlarõ ‘çok önemli bir hukuk ihlali’ diye nitelendirdi Korku toplumu haline geldik Ekonomi Servisi - Türk Sanayicileri ve İşa- damlarõ Derneği (TÜSİAD) Yönetim Kurulu Baş- kanõ Ümit Boyner, Deniz Baykal’õn CHP Ge- nel Başkanlõğõ’ndan istifasõna giden yolda ya- şananlarõ “çok önemli bir hukuk ihlali” olarak algõladõklarõnõ belirtti. Türkiye Kadõn Girişimciler Derneği’nin (KAGİDER) Kadõn Gelişim Merkezi - Biz’de düzenlediği mayõs toplantõsõnõn konuğu Boyner, aslõnda uzun süredir temel hak ve öz- gürlüklere aykõrõ dinleme ve görüntüleme yoluyla özel hayat ihlallerinin yapõlmakta olduğunu be- lirterek, “toplumun neredeyse bir korku top- lumu haline getirildiğini” söyledi. Boyner, “Bunu çok şiddetli şekilde kınıyo- ruz. Hem Deniz Baykal’ın hem Nesrin Bay- tok’un özel hayatları ihlal edilmiştir. Eşit şe- kilde ikisi de mağdurdur. Bu olay yanlış bir olaydır ve Türkiye siyasetinde ciddi bir leke olarak kalacaktır” diye konuştu. “Türkiye’de demokratikleşme sürecinde kansız bir iç savaş yaşandığı” görüşüne ilişkin değerlendirmesinin sorulmasõ üzerine Boyner, şunlarõ söyledi: “Türkiye’de sivilleşme ve demokratikleş- meyle başlayan bir güç kavgası var. Ama bir iç savaş diyebilir miyiz emin değilim. Çünkü halk arasında bir savaş olduğunu, ciddi bir ku- tuplaşma olduğunu ben görmüyorum. Siyasi sistemimiz o kadar bu kutuplaşmaları besle- yen bir noktada ki... Siyasi partiler içinde de- mokrasi yok. Partiler halka kapalı kurumlar. Bugün CHP’nin yaşadığı ‘kim lider olacak’ so- runu bile Siyasi Partiler Yasası biraz daha de- mokratik, halk biraz daha bu sürecin içinde olsaydı bu kadar karmaşık ve gergin olmaz- dı diye düşünüyorum.” MÜSİAD’ın ziyareti MÜSİAD Genel Başkanõ Ömer Cihat Vardan başkanlõğõndaki bir heyet, dün TÜSİAD Yöne- tim Kurulu’nu ziyaret etti. MÜSİAD’õn 20 yõl- lõk tarihinde ilk kez yapõlan ve 45 dakika süren ziyaretten sonra bir açõklama yapan Vardan, “De- mokratikleşme, işsizlik, eğitim ve KOBİ’lerin geliştirilmesini ele aldık. Hangi kollarda çalı- şabileceğimizi görüştük. Umarım bundan sonraki çalışmalarda da çok değişik plat- formlarda bir araya gelerek ortak proje üret- menin yollarını arayacağız” dedi. Boyner, “Hem Deniz Baykal’õn hem Nesrin Baytok’un özel hayatlarõ ihlal edilmiştir. Eşit şekilde ikisi de mağdurdur. Bu olay yanlõş bir olaydõr ve Türkiye siyasetinde ciddi bir leke olarak kalacaktõr. Bunu çok şiddetli şekilde kõnõyoruz” diye konuştu. Bosch ve Sanyo arasındaki işbirliği düzenlenen toplantıda duyuruldu. Sanyo TV’ler Bosch İşbirliğiyle Türkiye’de Ekonomi Servisi - Sanyo’nun tel- evizyon, video kamera, fotoğraf ma- kinesi, hava temizleyici gibi ürünleri, Türkiye çapõnda 1100 Bosch bayisin- de satõşa sunulacak ve 245 satõş sonrasõ elektronik servis hizmet noktasõ ile des- teklenecek. Böylelikle Sanyo televiz- yonlarõ ilk kez Türkiye pazarõna girmiş olacak. Bosch ve Sanyo arasõndaki iş- birliğinin duyurulduğu toplantõda ko- nuşan Sanyo Electric Ortadoğu, Afri- ka ve Avrupa Bölgesi’nden Sorumlu Başkan Yardõmcõsõ ve Yönetim Kuru- lu Üyesi Takashi Hirao, doğru paza- ra ve müşteriye ulaşmanõn önemini vur- gulayarak Türkiye’de başarõlõ olacak- larõna inandõklarõnõ söyledi. BSH Ev Aletleri Satõştan Sorumlu İcra Kurulu Üyesi Ronald Grünberg ise Philips ile yollarõnõ ayõrdõktan sonra yeni firma arayõşõna girdiklerini, çevre duyarlõlõ- ğõ ve enerjiyi ön plana çõkardõklarõ için Sanyo ile işbirliğine gittiklerini anlat- tõ. Grünberg, Sanyo ile işbirliğinin, pa- zara ve Türkiye ekonomisine canlõlõk katacağõ inancõnõ dile getirdi. Sanyo ürünleri 24 Mayõs’tan itibaren Bosch bayilerinde satõşa sunulacak. Santralõ 2 kat maliyetle üretecek Rusya’ya 15 yõlda 51 milyar dolar ödeneceği hesaplandõ ANKARA (Cumhuriyet Büro- su) - Elektrik Mühendisleri Odasõ (EMO), Rusya ile imzalanan nükleer santral anlaşmasõna göre yatõrõm maliyetinin kilovat başõna 4 bin 166 dolar olduğunu belirterek “Türki- ye’de yapılacak yatırım maliyeti- nin Rusya’nın aynı türde inşaatı- na başladığı santrallara göre yüz- de 72 ile yüzde 112 arasında daha pahalı” olduğunu bildirdi. Yüksek maliyetin elektrik fiyat- larõna yansõyacağõnõ belirten EMO, “Türkiye, Rusya’ya 15 yılda 415 milyar kilovatsaatlik elektrik kar- şılığında 51 milyar dolar ödeye- cektir” dedi. Hükümetin bu anlaş- mayla nükleerde yargõnõn iptal etti- ği ihaleyi bertaraf etmeye çalõştõğõ- nõ ifade eden EMO, yapõlan anlaş- manõn “örtülü ilişkilerin sonucu” olduğunu belirterek, yine aynõ gün, Başbakan Tayyip Erdoğan’õn da- madõnõn genel müdürü olduğu Çalõk Holding’in petrol hattõna petrol bu- lunmasõna ilişkin de işbirliği anlaş- masõ yapõldõğõna dikkat çekti. EMO’nun, açõklamasõnda Rus- ya’nõn, 4.800 megavatlõk nükleer santral için 20 milyar dolarlõk bir ya- tõrõm maliyeti açõkladõğõ belirtilerek şu ifadelere yer verildi: “Bu Rusya’nın aynı türde in- şaatına başladığı santralların bi- rim yatırım maliyetlerinin olduk- ça üzerindedir. Rusya’nın Türki- ye’de sahip olacağı nükleer sant- ralın birim yatırım maliyeti (kw başına) açıklamalara göre 4.166 dolardır. Nizhegorod’un birim yatırım maliyeti 1.958 dolar, No- vovoronezh 2’nin 2.083 dolar, Le- ningrad 2’nin ise 2 bin 417 dolar- dır. Türkiye’de yapılacak nükle- er santral yatırımı Leningrad 2’ye göre yüzde 72 daha pahalıdır. Nizhegorod’a göre ise pahalılık dü- zeyi 2 katı aşmaktadır.” Elektrik fiyatı da yüksek Yatõrõm maliyetinin yüksek tutul- masõnõn, elektrik satõş fiyatõnõn da yüksek belirlenmesine yol açtõğõ belirtilen açõklamada “Nükleer sant- raldan Türkiye 12.35 sent üze- rinden elektrik satın almayı ga- ranti etmiş durumdadır. Devletler arası anlaşma yoluyla nükleer santral üzerinden 15 yıl gibi uzun vadeli olarak oldukça yüksek fiyat düzeyinin garanti edilmesiyle Tür- kiye, Rusya’ya 15 yılda satın ala- cağı 415 milyar kilovatsaatlik elektrik karşılığında 51 milyar dolar ödeyecektir” denildi. Açõk- lamada şu görüşlere yer verildi: Pahalı enerji üretilecek: Yapõlan anlaşma pek çok açõdan sorgulan- maya muhtaçtõr. Öncelikle ucuz enerji üretiminin söz konusu olma- dõğõ açõktõr. Tersine yurttaşlarõn elektrik faturalarõnda artõşa neden olacak bir yatõrõmdõr. Böylece yurt- taşlar hem nükleer santral nedeniy- le ciddi bir riskle karşõ karşõya bõra- kõlmakta. Türkiye nükleer teknoloji mer- kezi olmayacak: Yapõlacak nükle- er santralda tamamen yetki, kontrol Rusya’ya bõrakõlmõş olup Türki- ye’nin iddia edildiği nükleer tekno- loji merkezi olmasõ da söz konusu değildir. Rusya’ya bağımlılık artacak: Nükleer santral, kaynak ve ülke çe- şitlendirme gerekçesiyle savunul- masõna rağmen, tam tersine Rusya’ya ve dõş kaynağa Türkiye daha da bağõmlõ olacak. Karar, hükümetin örtülü ilişki- lerinin sonucu: AKP hükümeti, Rusya ile imzaladõğõ alõm garantili nükleer santral anlaşmasõyla yerli ve yenilenebilir kaynaklarõnõ teşvik et- mek yerine Rusya’ya nükleer sant- ral teşviki vermeyi tercih etmiştir. Bu tercihin, ekonomik ve teknolojik olarak açõklanabilir bir tarafõ bu- lunmamaktadõr. Tamamen siyasal bir tercihtir ve örtülü ilişkilerin sonu- cudur. Deri sektöründe Erdal Matraş dönemi Türkiye Deri Sanayicileri Derneği’nde (TDSD) 25 yõllõk Turgut Koşar döneminin ardõndan yapõlan olağan genel kurulda, Erdal Matraş başkanlõğa seçildi. Matraş, yaptõğõ teşekkür konuşmasõnda, Türk deri sektörünün son 12 ayda yüzde 10’luk ihracat kaybõ yaşadõğõnõ söyleyerek “Rekabetçi global piyasalarda hak ettiğimiz noktaya ulaşabilmek için sektörümüzü bağlayan yasal reformların bir an önce hayata geçirilmesini istiyoruz” dedi. Turgut Koşar’õn vefatõna kadar süren 23 yõllõk kesintisiz başkanlõk döneminin ardõndan Osman Güneş’in bu görevi 2 yõllõğõna vekâleten üstlendiğini ifade eden Matraş, 25 yõl sonra ilk kez bir genel kurulda yeni başkan seçildiğini bildirdi. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanõ Taner Yõldõz, nükleer santral ve enerjiyi sadece elektrik üre- timine indirgemenin doğru olmayacağõnõ, bura- da kullanõlacak parçalarõn teknolojik aşamalarla birlikte zamanla yerli teknolojinin kullanõldõğõ or- tama doğru gideceğine işaret etti. Bakan Yõldõz, Uluslararasõ Enerji ve Çevre Fuarõ ve Konferansõ ICCI 2010’da yaptõğõ ko- nuşmada, dün bazõ pürüzler çõksa da anlaşma- yõ sonuçlandõrmakta kararlõ olduklarõnõ belirtti. Nükleer santrallarõn, Türkiye’nin yerli ve yeni- lenebilir enerji kaynaklarõyla ilgili hedeflere ulaş- masõnda kolaylaştõrõcõ bir etkisinin olduğuna işa- ret eden Yõldõz, bunlarõn birbirlerinin zõddõ gibi görülmemesi gerektiğini ifade etti. Nükleer ener- ji teknolojilerinin bir ülkeye girmesinin önemi- ne işaret eden Yõldõz, “Olaya sadece elektrik edi- nimi diye bakmak doğru değildir” dedi. EMO: Nükleerin maliyeti fahiş Elektrik Mühendisleri Odasõ (EMO) Rusya ile imzalanan nükleer santral anlaşmasõna göre yatõrõm maliyetinin kilovat başõna 4 bin 166 dolar olduğunu belirterek “Türkiye’de yapõlacak yatõrõm maliyetinin Rusya’nõn aynõ türde inşaatõna başladõğõ santrallara göre yüzde 72 ile yüzde 112 arasõnda daha pahalõ” olduğunu bildirdi. BAKAN YILDIZ: SADECE ELEKTRİK DEMEK DEĞİL Ekonomi Servisi - Dõş Ekonomik İliş- kiler Kurulu (DEİK) bünyesinde yer alan Türk-Suriye İş Konseyi ile Suriye-Türk İş Konseyi, ortak dizi ve film projesi geliş- tirmek üzere anlaşma imzaladõ. DEİK’ten yapõlan açõklamaya göre, Suriye ile Türk dizi ve film yapõmcõlarõ- nõn işbirliği yapmasõna ilişkin iyi niyet an- laşmasõ Türk-Suriye İş Konseyi Başkanõ Ruhsar Pekcan, Filma-Cass Yönetim Kurulu Başkan Yardõmcõsõ Mine Vargı ile Suriye-Türk İş Konseyi Başkanõ Abdül- kadir Sabra tarafõndan imzalandõ. Pekcan, haziranda Türkiye’den ünlü dizi oyuncu- larõnõ ve yapõmcõlarõnõ Suriye’ye götüre- ceklerini, kasõmda Bal filminin yönetme- ni Semih Kaplanoğlu’nun yetkililer ta- rafõndan Suriye’ye davet edileceğini, Türk-Suriye İş Konseyi’nin haziranõn ilk haftasõnda Suriye’de iş forumu düzenle- yeceğini kaydetti. Hafta sonu yapõlan Suriye ziyaretine Türkiye’den 35 kadõn girişimci eşlik et- ti. Lazkiye ve Halep’te Suriyeli girişim- cilerle görüşen kadõn girişimciler, ticaret ve sanayi odalarõyla da temas kurdu; in- şaat, tekstil, turizm, ticaret, sigorta, teks- til ve sanat alanlarõnda ortaklõk için gö- rüşmeler yaptõ. Proje çok Suriye Devlet Başkanõ Beşşar Esad Türkiye’ye gerçekleştirdiği ziyarette yaklaşõk 2 milyar dolar gibi bir yatõrõm hacminden söz etti. Suriye’de Türk işa- damlarõnõ bekleyen yatõrõm imkânlarõ şu şekilde: Kuzey-güney, doğu-batõ otoyol inşaatõ, Lazkiye, Şam ve Ha- lep havalimanõ işletmesi, marina yapõmõ, hem devlet hem özel sektörde real estate konusu, alõşveriş merkezi inşaatõ, yeni yapõlacak inşaatla- rõn iç dekorasyonu, iç- me suyu, sulama pro- jeleri, otel inşaatõ, ener- ji santrallarõ, okul in- şaatlarõ, demiryollarõ rehabilitasyonu. Su- riye’nin önde gelen 70 işadamõnõn bir ara- ya gelerek oluşturdu- ğu Şam Holding çok sayõda projeyi bünye- sinde barõndõrõyor. Suriye’de en çok sevilen Gümüş, Ihlamurlar Altında ve Asi’nin yanı sıra kısa süre içinde Aşk-ı Memnu’nun da gösterime girmesi plan- lanıyor. Suriye’ye ilk etapta Kıvanç Tatlıtuğ, Songül Öden, Bülent İnal, Tuba Büyüküstün ve Murat Yıldırım davet edilecek. 35kadõnSuriye’yegitti,ortak dizi anlaşmasõ yapõldõ Kadõn girişimciler inşaat, tekstil, turizm, ticaret, sigorta ve tekstil alanlarõnda ikili görüşmeler yaptõ. Suriye’de Türklerin yapabileceği 2 milyar dolarlõk iş hacmi bulunuyor. Takashi Hirao Ronald Grünberg Gökhan Hasan Gökmen İhsan Kara
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle