Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
ekonomi@cumhuriyet.com.tr
14 MAYIS 2010 CUMA CUMHURİYET SAYFA
EKONOMİ 13
CMYB
C M Y B
PARA-META-PARA
MUSTAFA SÖNMEZ
Finans Kapitale Yasa
Güvencesi: Mali Kural…
Günün sorusu, “Mali kural nedir, ne
getirecek?”... Neoliberaller, IMF, “piyasa” pek
sevdi bu “mali kural” meselesini. Çok basit
haliyle, AKP iktidarı, ne kadar bütçe açığı
verileceğini, ne kadar borçlanma yapılacağını,
belli formüllere bağlıyor ve iktidarın iradesini
(kendisini ve sonraki iktidarları) bu
formülasyonun ipoteği altına alarak, neoliberal
hedefleri yasa haline getirmeye hazırlanıyor.
Esas adres ise “piyasalar”. Yani AKP’nin,
firmaların borçlandığı finans kapital. Onlara,
“Bizde Yunanistan türü kazalar olmayacak, bütçe
açığını kontrol altında tutacak, aşırı
borçlanmayacağız. Bunun için de kendimizi yasa
ile bağlayacağız”, güvencesi veriliyor… İlk elde
kulağa iyi bile gelen bu mali disiplin, kamudan iş
ve sosyal devlet himayesi bekleyen sınıflar için,
halkın iradesini temsil eden siyasiler için ne
anlama geliyor?
AKP iktidarı, IMF kontrolünde, 2003’ten
2008’e yürüttüğü ekonomik politikalarda, sıkı bir
mali disiplin uyguladı. Yani, bütçe açığını
düşürüp, faiz dışı fazlalar yaratarak IMF’nin
alacaklarını ödedi, kamunun borç stokunu bir
hayli törpüledi. Ama bunu nasıl yaptı? Kamu
çalışan sayısında, onların maaşlarında
sıkıyönetim uyguladı, kamu yatırımlarını pek
artırmadı, özelleştirmelerle sattı savdı, dolaylı
vergilere yüklendi, sağlık-eğitim harcamalarını,
tarıma desteği azalttı. Kısaca neoliberal bir
iktidarın yapabileceği bütün devleti küçültme
operasyonlarını yerine getirdi. 2002’de ulusal
gelirin yüzde 16’sına yaklaşan devlet
harcamaları, yılda ortalama yüzde 7 büyüyen
AKP iktidarının altıncı yılında, 2007’de yüzde
13’lere kadar düşürüldü. Bütçe açığı ve kamu
borç yükünü de azaltan bu anti-sosyal, devleti
küçültme operasyonunu, IMF de takdir etti.
2009’a, yani kriz yılına gelince kamu maliyesi
tavsadı. Ekonomi küçülünce vergi gelirleri düştü,
piyasaya gaz vermek için yapılan ÖTV-KDV
indirimleri, vergileri yine azalttı. Yüz binleri bulan
istihdam kaybı, hem vergi hem SSK prim
gelirlerini azalttı. Buna karşılık sağlıkta dönüşüm
adlı programdaki fiyasko, Sosyal Güvenlik
Kurumu’nda önemli bir açık yarattı. Yerel
seçimlerle AKP iktidarı harcamalarda eli sıkı
davranmadı. Sonuçta, 2009’da bütçe açığı 52
milyar TL ile ulusal gelirin yüzde 5.5’ine, kamu
borç stoku da 288.2 milyar dolar ile ulusal
gelirin yüzde 46.6’sına tırmandı.
2010 ve izleyen yıllar, hem AB’de, hem
Türkiye’de devletin mali krizinin öne çıktığı bir
dönem. Yunanistan bozgunundan sonra, borç
verenler açısından bütçe açıklarına ve borç
yüküne bakmak daha çok önem kazandı.
Türkiye’nin de büyüyen bütçe açığı ve artan kamu
borç yükü borçlanmasını zorlaştırıyor. İşte AKP
iktidarının, IMF’yi uzakta tutarak yaptığı Orta
Vadeli Plan’ın (2010-2012) icrasında, kreditörlere
bir mali kural güvencesi veriliyor.
Finans kapitale, “Bütçe açığı ve borçlanmayı
kurallı yapacağız” taahhüdünün bir yasa haline
getirilerek verilmek istenmesi, gelecek iktidarları
da bağlayıcı bir düzenleme. Bu tasarı yasalaşırsa,
AKP yerine gelecek bir iktidarın, kendi maliye
politikası, kendi ekonomi politikası olamayacak.
Neoliberal zihniyetin maliye politikalarının, birikim
modelinin baskısı altında kendini hissedecek.
Farklı bir politika izlemeye kalkarsa, borç
verenlere taahhüt edilmiş yasayı ihlal etmiş bir
iktidar görüntüsü verecek. Böylece, özerkleştirme
adı altında Merkez Bankası üstünde söz söyleme
hakları sınırlanan halkın seçilmiş temsilcileri,
sektörel düzeyde “denetleme-düzenleme
kurulları”na yetkilerini kaptırdıkları gibi, maliye
politikası belirleme iradelerini de “piyasa”nın
rüzgârına teslim etmiş olacaklardır.
mustafasnmz@cumhuriyet.com.tr
http://mustafasnmz.blogspot.com
TÜSİAD Başkanõ Boyner, Baykal’õn istifasõnda yaşananlarõ ‘çok önemli bir hukuk ihlali’ diye nitelendirdi
Korku toplumu haline geldik
Ekonomi Servisi - Türk Sanayicileri ve İşa-
damlarõ Derneği (TÜSİAD) Yönetim Kurulu Baş-
kanõ Ümit Boyner, Deniz Baykal’õn CHP Ge-
nel Başkanlõğõ’ndan istifasõna giden yolda ya-
şananlarõ “çok önemli bir hukuk ihlali” olarak
algõladõklarõnõ belirtti. Türkiye Kadõn Girişimciler
Derneği’nin (KAGİDER) Kadõn Gelişim Merkezi
- Biz’de düzenlediği mayõs toplantõsõnõn konuğu
Boyner, aslõnda uzun süredir temel hak ve öz-
gürlüklere aykõrõ dinleme ve görüntüleme yoluyla
özel hayat ihlallerinin yapõlmakta olduğunu be-
lirterek, “toplumun neredeyse bir korku top-
lumu haline getirildiğini” söyledi.
Boyner, “Bunu çok şiddetli şekilde kınıyo-
ruz. Hem Deniz Baykal’ın hem Nesrin Bay-
tok’un özel hayatları ihlal edilmiştir. Eşit şe-
kilde ikisi de mağdurdur. Bu olay yanlış bir
olaydır ve Türkiye siyasetinde ciddi bir leke
olarak kalacaktır” diye konuştu.
“Türkiye’de demokratikleşme sürecinde
kansız bir iç savaş yaşandığı” görüşüne ilişkin
değerlendirmesinin sorulmasõ üzerine Boyner,
şunlarõ söyledi:
“Türkiye’de sivilleşme ve demokratikleş-
meyle başlayan bir güç kavgası var. Ama bir
iç savaş diyebilir miyiz emin değilim. Çünkü
halk arasında bir savaş olduğunu, ciddi bir ku-
tuplaşma olduğunu ben görmüyorum. Siyasi
sistemimiz o kadar bu kutuplaşmaları besle-
yen bir noktada ki... Siyasi partiler içinde de-
mokrasi yok. Partiler halka kapalı kurumlar.
Bugün CHP’nin yaşadığı ‘kim lider olacak’ so-
runu bile Siyasi Partiler Yasası biraz daha de-
mokratik, halk biraz daha bu sürecin içinde
olsaydı bu kadar karmaşık ve gergin olmaz-
dı diye düşünüyorum.”
MÜSİAD’ın ziyareti
MÜSİAD Genel Başkanõ Ömer Cihat Vardan
başkanlõğõndaki bir heyet, dün TÜSİAD Yöne-
tim Kurulu’nu ziyaret etti. MÜSİAD’õn 20 yõl-
lõk tarihinde ilk kez yapõlan ve 45 dakika süren
ziyaretten sonra bir açõklama yapan Vardan, “De-
mokratikleşme, işsizlik, eğitim ve KOBİ’lerin
geliştirilmesini ele aldık. Hangi kollarda çalı-
şabileceğimizi görüştük. Umarım bundan
sonraki çalışmalarda da çok değişik plat-
formlarda bir araya gelerek ortak proje üret-
menin yollarını arayacağız” dedi.
Boyner, “Hem Deniz Baykal’õn hem Nesrin Baytok’un
özel hayatlarõ ihlal edilmiştir. Eşit şekilde ikisi de
mağdurdur. Bu olay yanlõş bir olaydõr ve Türkiye siyasetinde
ciddi bir leke olarak kalacaktõr. Bunu çok şiddetli şekilde
kõnõyoruz” diye konuştu.
Bosch ve Sanyo arasındaki işbirliği düzenlenen toplantıda duyuruldu.
Sanyo TV’ler Bosch
İşbirliğiyle Türkiye’de
Ekonomi Servisi - Sanyo’nun tel-
evizyon, video kamera, fotoğraf ma-
kinesi, hava temizleyici gibi ürünleri,
Türkiye çapõnda 1100 Bosch bayisin-
de satõşa sunulacak ve 245 satõş sonrasõ
elektronik servis hizmet noktasõ ile des-
teklenecek. Böylelikle Sanyo televiz-
yonlarõ ilk kez Türkiye pazarõna girmiş
olacak. Bosch ve Sanyo arasõndaki iş-
birliğinin duyurulduğu toplantõda ko-
nuşan Sanyo Electric Ortadoğu, Afri-
ka ve Avrupa Bölgesi’nden Sorumlu
Başkan Yardõmcõsõ ve Yönetim Kuru-
lu Üyesi Takashi Hirao, doğru paza-
ra ve müşteriye ulaşmanõn önemini vur-
gulayarak Türkiye’de başarõlõ olacak-
larõna inandõklarõnõ söyledi. BSH Ev
Aletleri Satõştan Sorumlu İcra Kurulu
Üyesi Ronald Grünberg ise Philips ile
yollarõnõ ayõrdõktan sonra yeni firma
arayõşõna girdiklerini, çevre duyarlõlõ-
ğõ ve enerjiyi ön plana çõkardõklarõ için
Sanyo ile işbirliğine gittiklerini anlat-
tõ. Grünberg, Sanyo ile işbirliğinin, pa-
zara ve Türkiye ekonomisine canlõlõk
katacağõ inancõnõ dile getirdi. Sanyo
ürünleri 24 Mayõs’tan itibaren Bosch
bayilerinde satõşa sunulacak.
Santralõ 2 kat maliyetle üretecek Rusya’ya 15 yõlda 51 milyar dolar ödeneceği hesaplandõ
ANKARA (Cumhuriyet Büro-
su) - Elektrik Mühendisleri Odasõ
(EMO), Rusya ile imzalanan nükleer
santral anlaşmasõna göre yatõrõm
maliyetinin kilovat başõna 4 bin 166
dolar olduğunu belirterek “Türki-
ye’de yapılacak yatırım maliyeti-
nin Rusya’nın aynı türde inşaatı-
na başladığı santrallara göre yüz-
de 72 ile yüzde 112 arasında daha
pahalı” olduğunu bildirdi.
Yüksek maliyetin elektrik fiyat-
larõna yansõyacağõnõ belirten EMO,
“Türkiye, Rusya’ya 15 yılda 415
milyar kilovatsaatlik elektrik kar-
şılığında 51 milyar dolar ödeye-
cektir” dedi. Hükümetin bu anlaş-
mayla nükleerde yargõnõn iptal etti-
ği ihaleyi bertaraf etmeye çalõştõğõ-
nõ ifade eden EMO, yapõlan anlaş-
manõn “örtülü ilişkilerin sonucu”
olduğunu belirterek, yine aynõ gün,
Başbakan Tayyip Erdoğan’õn da-
madõnõn genel müdürü olduğu Çalõk
Holding’in petrol hattõna petrol bu-
lunmasõna ilişkin de işbirliği anlaş-
masõ yapõldõğõna dikkat çekti.
EMO’nun, açõklamasõnda Rus-
ya’nõn, 4.800 megavatlõk nükleer
santral için 20 milyar dolarlõk bir ya-
tõrõm maliyeti açõkladõğõ belirtilerek
şu ifadelere yer verildi:
“Bu Rusya’nın aynı türde in-
şaatına başladığı santralların bi-
rim yatırım maliyetlerinin olduk-
ça üzerindedir. Rusya’nın Türki-
ye’de sahip olacağı nükleer sant-
ralın birim yatırım maliyeti (kw
başına) açıklamalara göre 4.166
dolardır. Nizhegorod’un birim
yatırım maliyeti 1.958 dolar, No-
vovoronezh 2’nin 2.083 dolar, Le-
ningrad 2’nin ise 2 bin 417 dolar-
dır. Türkiye’de yapılacak nükle-
er santral yatırımı Leningrad 2’ye
göre yüzde 72 daha pahalıdır.
Nizhegorod’a göre ise pahalılık dü-
zeyi 2 katı aşmaktadır.”
Elektrik fiyatı da yüksek
Yatõrõm maliyetinin yüksek tutul-
masõnõn, elektrik satõş fiyatõnõn da
yüksek belirlenmesine yol açtõğõ
belirtilen açõklamada “Nükleer sant-
raldan Türkiye 12.35 sent üze-
rinden elektrik satın almayı ga-
ranti etmiş durumdadır. Devletler
arası anlaşma yoluyla nükleer
santral üzerinden 15 yıl gibi uzun
vadeli olarak oldukça yüksek fiyat
düzeyinin garanti edilmesiyle Tür-
kiye, Rusya’ya 15 yılda satın ala-
cağı 415 milyar kilovatsaatlik
elektrik karşılığında 51 milyar
dolar ödeyecektir” denildi. Açõk-
lamada şu görüşlere yer verildi:
Pahalı enerji üretilecek: Yapõlan
anlaşma pek çok açõdan sorgulan-
maya muhtaçtõr. Öncelikle ucuz
enerji üretiminin söz konusu olma-
dõğõ açõktõr. Tersine yurttaşlarõn
elektrik faturalarõnda artõşa neden
olacak bir yatõrõmdõr. Böylece yurt-
taşlar hem nükleer santral nedeniy-
le ciddi bir riskle karşõ karşõya bõra-
kõlmakta.
Türkiye nükleer teknoloji mer-
kezi olmayacak: Yapõlacak nükle-
er santralda tamamen yetki, kontrol
Rusya’ya bõrakõlmõş olup Türki-
ye’nin iddia edildiği nükleer tekno-
loji merkezi olmasõ da söz konusu
değildir.
Rusya’ya bağımlılık artacak:
Nükleer santral, kaynak ve ülke çe-
şitlendirme gerekçesiyle savunul-
masõna rağmen, tam tersine Rusya’ya
ve dõş kaynağa Türkiye daha da
bağõmlõ olacak.
Karar, hükümetin örtülü ilişki-
lerinin sonucu: AKP hükümeti,
Rusya ile imzaladõğõ alõm garantili
nükleer santral anlaşmasõyla yerli ve
yenilenebilir kaynaklarõnõ teşvik et-
mek yerine Rusya’ya nükleer sant-
ral teşviki vermeyi tercih etmiştir. Bu
tercihin, ekonomik ve teknolojik
olarak açõklanabilir bir tarafõ bu-
lunmamaktadõr. Tamamen siyasal bir
tercihtir ve örtülü ilişkilerin sonu-
cudur.
Deri sektöründe
Erdal Matraş dönemi
Türkiye Deri Sanayicileri
Derneği’nde (TDSD) 25
yõllõk Turgut Koşar
döneminin ardõndan
yapõlan olağan genel
kurulda, Erdal Matraş
başkanlõğa seçildi.
Matraş, yaptõğõ teşekkür
konuşmasõnda, Türk deri
sektörünün son 12 ayda
yüzde 10’luk ihracat kaybõ
yaşadõğõnõ söyleyerek
“Rekabetçi global
piyasalarda hak
ettiğimiz noktaya ulaşabilmek için
sektörümüzü bağlayan yasal reformların bir
an önce hayata geçirilmesini istiyoruz” dedi.
Turgut Koşar’õn vefatõna kadar süren 23 yõllõk
kesintisiz başkanlõk döneminin ardõndan Osman
Güneş’in bu görevi 2 yõllõğõna vekâleten
üstlendiğini ifade eden Matraş, 25 yõl sonra ilk
kez bir genel kurulda yeni başkan seçildiğini
bildirdi.
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanõ Taner Yõldõz,
nükleer santral ve enerjiyi sadece elektrik üre-
timine indirgemenin doğru olmayacağõnõ, bura-
da kullanõlacak parçalarõn teknolojik aşamalarla
birlikte zamanla yerli teknolojinin kullanõldõğõ or-
tama doğru gideceğine işaret etti.
Bakan Yõldõz, Uluslararasõ Enerji ve Çevre
Fuarõ ve Konferansõ ICCI 2010’da yaptõğõ ko-
nuşmada, dün bazõ pürüzler çõksa da anlaşma-
yõ sonuçlandõrmakta kararlõ olduklarõnõ belirtti.
Nükleer santrallarõn, Türkiye’nin yerli ve yeni-
lenebilir enerji kaynaklarõyla ilgili hedeflere ulaş-
masõnda kolaylaştõrõcõ bir etkisinin olduğuna işa-
ret eden Yõldõz, bunlarõn birbirlerinin zõddõ gibi
görülmemesi gerektiğini ifade etti. Nükleer ener-
ji teknolojilerinin bir ülkeye girmesinin önemi-
ne işaret eden Yõldõz, “Olaya sadece elektrik edi-
nimi diye bakmak doğru değildir” dedi.
EMO: Nükleerin maliyeti fahiş
Elektrik Mühendisleri Odasõ (EMO) Rusya ile
imzalanan nükleer santral anlaşmasõna göre
yatõrõm maliyetinin kilovat başõna 4 bin 166 dolar
olduğunu belirterek “Türkiye’de yapõlacak yatõrõm
maliyetinin Rusya’nõn aynõ türde inşaatõna
başladõğõ santrallara göre yüzde 72 ile yüzde 112
arasõnda daha pahalõ” olduğunu bildirdi.
BAKAN YILDIZ: SADECE ELEKTRİK DEMEK DEĞİL
Ekonomi Servisi - Dõş Ekonomik İliş-
kiler Kurulu (DEİK) bünyesinde yer alan
Türk-Suriye İş Konseyi ile Suriye-Türk İş
Konseyi, ortak dizi ve film projesi geliş-
tirmek üzere anlaşma imzaladõ.
DEİK’ten yapõlan açõklamaya göre,
Suriye ile Türk dizi ve film yapõmcõlarõ-
nõn işbirliği yapmasõna ilişkin iyi niyet an-
laşmasõ Türk-Suriye İş Konseyi Başkanõ
Ruhsar Pekcan, Filma-Cass Yönetim
Kurulu Başkan Yardõmcõsõ Mine Vargı ile
Suriye-Türk İş Konseyi Başkanõ Abdül-
kadir Sabra tarafõndan imzalandõ. Pekcan,
haziranda Türkiye’den ünlü dizi oyuncu-
larõnõ ve yapõmcõlarõnõ Suriye’ye götüre-
ceklerini, kasõmda Bal filminin yönetme-
ni Semih Kaplanoğlu’nun yetkililer ta-
rafõndan Suriye’ye davet edileceğini,
Türk-Suriye İş Konseyi’nin haziranõn ilk
haftasõnda Suriye’de iş forumu düzenle-
yeceğini kaydetti.
Hafta sonu yapõlan Suriye ziyaretine
Türkiye’den 35 kadõn girişimci eşlik et-
ti. Lazkiye ve Halep’te Suriyeli girişim-
cilerle görüşen kadõn girişimciler, ticaret
ve sanayi odalarõyla da temas kurdu; in-
şaat, tekstil, turizm, ticaret, sigorta, teks-
til ve sanat alanlarõnda ortaklõk için gö-
rüşmeler yaptõ.
Proje çok
Suriye Devlet Başkanõ Beşşar Esad
Türkiye’ye gerçekleştirdiği ziyarette
yaklaşõk 2 milyar dolar gibi bir yatõrõm
hacminden söz etti. Suriye’de Türk işa-
damlarõnõ bekleyen yatõrõm imkânlarõ
şu şekilde: Kuzey-güney, doğu-batõ
otoyol inşaatõ, Lazkiye, Şam ve Ha-
lep havalimanõ işletmesi, marina
yapõmõ, hem devlet hem özel
sektörde real estate konusu,
alõşveriş merkezi inşaatõ,
yeni yapõlacak inşaatla-
rõn iç dekorasyonu, iç-
me suyu, sulama pro-
jeleri, otel inşaatõ, ener-
ji santrallarõ, okul in-
şaatlarõ, demiryollarõ
rehabilitasyonu. Su-
riye’nin önde gelen
70 işadamõnõn bir ara-
ya gelerek oluşturdu-
ğu Şam Holding çok
sayõda projeyi bünye-
sinde barõndõrõyor.
Suriye’de en çok sevilen Gümüş, Ihlamurlar
Altında ve Asi’nin yanı sıra kısa süre içinde
Aşk-ı Memnu’nun da gösterime girmesi plan-
lanıyor. Suriye’ye ilk etapta Kıvanç Tatlıtuğ,
Songül Öden, Bülent İnal, Tuba Büyüküstün
ve Murat Yıldırım davet edilecek.
35kadõnSuriye’yegitti,ortak
dizi anlaşmasõ yapõldõ
Kadõn girişimciler inşaat, tekstil,
turizm, ticaret, sigorta ve tekstil
alanlarõnda ikili görüşmeler yaptõ.
Suriye’de Türklerin yapabileceği 2
milyar dolarlõk iş hacmi bulunuyor.
Takashi
Hirao
Ronald
Grünberg
Gökhan
Hasan
Gökmen
İhsan Kara