25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK Baştarafı 1. Sayfada karar, elbette Türkiye’de olağanüstü yankılar uyandıracak, ABD yönetimi de Ankara’daki sıcak tepkileri soğutmak için komisyonda kabul edilen tasarının Temsilciler Meclisi gündemine girmesini engelleyeceğini açıklayacaktı. Olay beklendiği gibi gelişiyor. Ancak süreç yeni bir başlangıç! RTE hükümetinin ve Çankaya’daki AKP’linin sert açıklamalarına karşın ABD’ye ne türden bir yaptırım uygulayabilir sorusu hâlâ yanıtsız ve giderek yanıtsız kalacağa benziyor. Hükümet ve Çankaya, kararı siyasal ve komisyondaki görüşmeleri komik diye değerlendiriyor ama… Washington Büyükelçisi Namık Tan’ın “istişarelerde bulunmak” gerekçesiyle çağrılmasının dışında olası bir yaptırımdan ima yoluyla da olsa söz etmiyor. Ermenistan ile imzalanan protokoller Türkiye yararlarına aykırı. Karabağ sorunu ve soykırım konularından yoksun protokolleri hükümet; -muhalefetin öne sürdüğü gibi- geri çekebilir mi? Hayal kurmayalım! Karar, Parlamento Komisyonu’ndan geçiyor, elbette siyasal. Komik! Neden? Zira yasa lehine oy çıkması için komisyon başkanı sürekli çabalamış. Bu ülkeyi idare eden partinin başkanı ve başbakan; her konuşmasında muhalefetin davranışlarını eleştirirken, TBMM’de milletin vekillerinin millet adına görev yaptığını yineler, alınan kararları, yasaları kabul etmelerini ister. ABD Temsilciler Meclisi’ndeki temsilciler de -RTE mantığıyla düşünürsek- ABD milleti adına görev yapıyor ve son karara imza atarken ABD milleti adına yetkilerini kullanmış olmuyorlar mı? Çankaya’daki AKP’linin kamuoyuna kimi açıklamalar yapması gerekiyor. Gazetelere yansıtıldığına göre; Çankaya’daki AKP’li ABD Komisyonu toplanmadan önce Başkan Obama’yı aradı. Soykırımı kabul edecek tasarının komisyondan geçmesinin engellenmesi için yönetimin ağırlığını koymasını istedi. Çankaya’nın bu istemine Başkan Obama’nın yanıtı -tabii- kamuoyuna yansıtılmadı. Bu, bir. İki: Komisyondaki oylamadan bir gün önce “Beyaz Saray’dan hayal kırıklığı yaratan bir açıklama geldi. Obama’nın basın sözcüsü Mike Hammer, ‘ABD Başkanı’nın 1915 olayları konusunda görüşü değişmemiştir. Gerçeklerin dürüst ve adilce kabulünden yanayız’ diyordu. (3 Mart 2010-Vatan)” Fazla önemsenmemiş olacak ki bu haber, Vatan dışında diğer gazetelerde ve TV haberlerinde yer almadı. Oysa haber, perşembenin gelişini çarşambadan haber veriyordu. Beyaz Saray açıklamasından sonra, komisyonda görüşmeler ha başladı başlayacak noktasındayken, üstelik karardan önce; bu kez Obama, Çankaya’daki AKP’liyi aradı ve basına yansıtıldığına göre, “…ABD Başkanı… Ermenistan ile imzalanan protokollerin bir an önce TBMM’nin onayından geçirilmesini…” istedi. Komisyonda türlü kulis oyunları tezgâhlanır, oy dengesi bir ‘Hayır’a bir ‘Evet’e dönerken… Beyaz Saray ola ki kerhen tasarının onaylanmamasını isteyen bir açıklama yaptı ve fakat bu açıklama Batı basınında bile; “Obama tasarıya ‘kararlı biçimde’ karşı çıkmadı” diye yorumlandı. Bu da üç! Bu görüşmelerin içeriği şu anda karanlıkta. Ne dedik Obama’ya, karardan önce Obama kükreyen aslanlarımıza ne dedi? Çankaya’daki ile RTE’den başka bileni yok. Şeffaflık mı? AKP iktidarının insafına kalmış. Sonuç ABD’de iki partinin Türkiye’ye bakışını özetliyor. Oysa daha önceki dönemlerde benzeri tasarı komisyona geldiğinde Cumhuriyetçi Bush yönetimi çok sert tepki gösterdi, kabulünü engelledi. Oysa bu kez tasarıya Cumhuriyetçi Parti üyeleri ret, Demokrat Parti üyeleri kabul oyu kullandılar. Şimdi ABD yönetimi teselli bahşeder gibi tasarıyı Temsilciler Meclisi gündemine aldırmayacağını açıklıyor. Yönetimin bu çabalarına hak verecek gelişmeler olabilir ama… Obama yönetimi yeni süreçte protokollerin parlamentoda onaylanmasını isteyecek… ...Tasarıyı bir şantaj aracı olarak kullanacaktır. AKP hükümetinden ABD baskılarına, şantaj içerikli dayatmalarına karşı çıkmasını… ABD ulusal yararlarını sarsacak kimi yaptırımlar yapmasını beklemek... abestir. Zira AKP’nin doğasına aykırıdır. Bu nedenle iki muhalefet partisinin karara karşı hükümete önerdikleri yaptırımlar boşuna gayret. Hükümet ABD’ye ses getirecek tek bir yaptırım ya-pa-maz! AKP iktidarı konu ABD oldu mu; eser gürler… İşte o kadar! SAYFA 7 MART 2010 PAZARCUMHURİYET 8 HABERLERİN DEVAMI TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 7 Mart Değerli okurlarım siz bu yazıyı okurken Cumhuriyet gazetesinin Ankara Temsilcisi Mustafa Balbay, boş olan köşesinde de belirtildiği gibi, hapisteki 367’nci gününü doldurmuş olacak. Silivri’deki davada, terör örgütü üyesi ve darbeci olmakla suçlanıyor. Davası, tutuklu olarak görülüyor. Aynı davada yargılanan pek çok kişi “kaçma ve delilleri karartma olasılığı olmadığı” gerekçesiyle tutuklanmadığı ya da tutukluyken tahliye edildiği için, mahkeme heyetinin Balbay’ın kaçma veya delilleri karartma olasılığı olduğuna inandığı belli. Oysa daha önce sorgulanmış ve tutuklanmamıştı. Tutuklanana kadar da kaçmadığı veya kaçma girişiminde bulunmadığı onaylanmış bir gerçektir. Balbay bir gazeteci. Kaleminden başka silahı yok. İçerde. Tutuklu yargılanıyor. Aynen Başkent Üniversitesi Rektörü Prof. Mehmet Haberal gibi. Ya da Malatya İnönü Üniversitesi eski Rektörü Prof. Fatih Hilmioğlu ve daha başkaları gibi. Haberal ile Hilmioğlu’nun hasta olduklarını biliyoruz. Mustafa Balbay’ın fiziksel sağlığı şimdilik iyi. Ruh sağlığını bilmek ise olanaklı değil. Balbay 367 gün içinde yaklaşık 10.000.000 (on milyon) kez hapishane havası solumuştur. Yüreği yaklaşık 37.000.000 (otuz yedi milyon) kez hapishanede çarpmıştır. Bu sayıların ne anlama geldiğine tarih karar verecek. Hiç kuşkunuz olmasın, Yirmibirinci Yüzyıl’ın Türkiye’deki ilk on yılı, Haberal’ın, Hilmioğlu’nun, Balbay’ın isimleriyle de anılacak. Kim ne yaparsa yapsın, hangi değişme ve gelişmeler olursa olsun, onlar tarihe geçti. Ne yazık ki insanlar her zaman kahramanlıkları ve katkılarıyla değil, bazen kendilerine yapılanlar dolayısıyla da tarihe geçiyor. Ama eminim ki, yargılandıkları davadaki karar ne olursa olsun, bu isimler, bu davadan bağımsız olarak, yazdıkları, çizdikleri, hizmetleri, topluma yaptıkları katkılar dolayısıyla da tarihe zaten geçmişlerdi. Tabii tarih, bu dönem içinde Türkiye’yi yönetenleri de unutmayacak. Onlar da, isteseler de istemeseler de, Balbay, Haberal, Hilmioğlu gibi isimlerle yan yana anılacak. Türkiye’de olup bitenler herkesin gözü önünde cereyan ediyor. Kamuoyu, en azından şimdilik, genel hatlarıyla da olsa olayları izleyebiliyor, kendi yargılarını verebiliyor. Olaylar o denli hızlı gelişiyor ve toplum o denli sarsıcı olaylara tanık oluyor ki, yarının kimler için ne sürprizler taşıdığını kestirmek olanağı yok. Belki bu olayların kamuoyunu nasıl etkilediği önümüzdeki seçimlerde ortaya çıkar diye düşünüyorum. Tabii seçimler, dürüst, şeffaf, dışardan müdahale dedikodularına fırsat vermeyen yöntemlerle yapılırsa. Balbay bir yazardır, bir gazetecidir. İçerdeki zamanını da, kendini ve mesleğini geliştirmek için kullandığına eminim. Ama o aynı zamanda bir insandır. Bir eştir. Bir babadır. Bir yıldır sevdiklerinden uzaktadır. Bu tutukluluk hali, yargı süreci için geçici bir “önlem” midir, yoksa bizatihi kendisi bir “cezaya” mı dönüşmüştür, insan merak ediyor doğrusu! ekongar@cumhuriyet.com.tr www.kongar.org Halka Doğru, 1913-14 yõllarõnda çõkan Türk dü- şün yayõn organõdõr. Bir kere adõ bile bugün için de anlamlõdõr. Derginin hedef kitlesi aşağõ sõnõflar ya- ni emekçi kitlelerdir. Halka Doğru’da halkõn sorunlarõ dile getirilmiş, ekonomiye önem verilmiş, ulusal eko- nomi politikasõ yaratõlmasõ savunulmuştur. Acaba, günümüz sosyal demokratlarõ yüzyõl ön- cesinin Halka Doğru dergisi çizgisinin neresindeler? Arkasõnda kalmõş olmasõnlar? O savaş yõllarõ orta- sõnda, halkõn bilgi düzeyini düşününüz. 2007 milletvekili, 2009 yerel yönetim seçimlerinde görüldü. Tayyip Bey’in gittiği il sayõsõ, Baykal ile Bahçeli’nin toplamõnõn önünde. Olacak iş mi? Na- sõl açõklanõr? Hangi nedene bağlanõr bu yavaş gidiş? Bir de aldõklarõ oy oranõna bakõnõz. Halka ne kadar gidilirse karşõlõğõnda o kadar oy alõnõyor. Seçime ne kadar zaman var? Bir yõl. Devlet memuru gibi ev ile parti merkezi arasõnda gidip gelme ile iş bitmiyor. Geç kalõyorsunuz, geç!.. Merak, değişimin tohumlarõnõ taşõdõğõ için devrimci bir duygudur. Geç kalanlarda merak duygusu eksik mi dersiniz? AYDINLANMA EMRE KONGAR Mustafa Balbay’ın 367’nci Günü Geç Kalõyorsunuz... Nusret ERTÜRK Baştarafı 2. Sayfada AYKUT KÜÇÜKKAYA İsmailağa cemaatinin lideri Mahmut Ustaosmanoğlu’nun yeğeni ve cemaatin sözcüsü Saa- dettin Ustaosmanoğlu’nun, “AKP bizi korumak zorunda” itirafõ Erzincan’daki cemaat so- ruşturmasõnda adõ şüpheliler ara- sõnda geçen AKP iktidarõnõn des- tekçisi Yeni Şafak’õn patronu Ahmet Albayrak’õ gündeme ge- tirdi. Kamuoyuna yansõyan önemli soruşturmalarda kendisi- nin ve şirketinin ismi geçen Al- bayraklar’a dokunulamõyor. İSMAİLAĞA’DAKİ YENİ ŞAFAK Albayrak’õn ismi Erzincan’daki İsmailağa soruşturmasõnda şüp- heliler arasõnda geçiyordu. Dos- yayõ Erzurum’a aldõran dönemin özel yetkili savcõsõ Osman Şanal, Haziran 2009 tarihinde Ahmet Albayrak hakkõnda “ek kovuş- turmaya yer olmadığına” hük- mederek bu ismi şüpheliler ara- sõndan çõkardõ. Cemaat soruş- turmasõnõ başlatan Erzincan Baş- savcõsõ İlhan Cihaner ise “Er- genekon terör örgütüne üye olduğu” iddiasõyla tutuklandõ. Cihaner, cemaat soruşturmasõnõ Erzurum’a devrettiği yazõda Ye- ni Şafak’õn patronu Ahmet Albayrak için bir dizi suç şüp- hesini kayda geçirdi. Yazõda Albay- rak’õn telefon dinlemesine takõlan ko- nuşmalarõna dayanarak dile getirilen suç şüphele- ri, “sahte s e ç m e n kaydı yap- ma, ihaleye fesat karış- tırma, ta- şınmazla- rıyla ilgili İmar Kanunu’na aykırı uygu- lamalara yönelme, Basın İlan Kurumu Genel Kurulu’na ka- tılacak temsilcilerin kendi med- ya kuruluşlarına avantaj sağ- layacak şekilde belirlenmesi için baskı kurma, Danış- tay’daki davasına etki etmek amacıyla temaslar kurma, ba- zı belediye başkan adayları aleyhine dosyalar hazırlama, yakınlarına sahte diplomalar hazırlatma, cemaat lideri Mah- mut Ustaosmanoğlu’nun ye- rel seçimlerde aday gös- terilmesi için talimat verdiği isimleri siyasi parti yetkililerine iletme” biçiminde sõralanõyor. DENİZ FENERİ’NDEKİ YENİ ŞAFAK Almanya’daki De- niz Feneri e.V dava- sõnda da Yeni Şa- fak’õn ve Albayrak’õn ismi geçti. ‘Yeni Şa- fak Europa GmbH’ isimli şirket de Kanal 7’nin Avrupa ayağõnõ ve Deniz Feneri e.V’yi yöneten isimler tarafõn- dan kuruldu. Şirketin or- taklarõ arasõnda Albay- raklar da yer aldõ. Alman sav- cõlõğõ, Yeni Şafak gazetesini basmak için kurulan bu şirkete en az 100 bin Avro aktarõldõğõ- nõ tespit etti. Bu ko- nuyla ilgili en önemli ifadeyi de kurulan gazetenin üst düzey yöneti- cisi olan Deniz Feneri e.V tutuklu- su Mehmet Gürhan verdi. Halen Frankfurt’ta tutuklu bu- lunan Gürhan, emniyetteki sor- gusunda, “Yeni Şafak Europa GmbH şirketinin, Kanal 7’nin sahibi Zekeriya Karaman’ın bil- gisi dahilinde kurulduğunu” açõkladõ. Geçen günlerde Deniz Feneri soruşturmasõnõ yürüten Ankara Cumhuriyet Savcõsõ Na- di Türkaslan’a ifade veren De- niz Feneri e.V davasõndan hapis yatan Firdevsi Ermiş, Yeni Şa- fak macerasõnõ şöyle anlatacak- tõ: “European Consulting şir- keti kurulduktan sonra adını Yeni Şafak yaptılar. Yeni Şa- fak gazetesinin Almanya’da çıkartılabilmesi için kurulan bir şirketti bu. Gazete basıldı ve dağıtıldı. Bir yıl kadar son- ra gazete basımına son verildi.” Deniz Feneri e.V bağlantõlõ soruşturma hâlâ Ankara Baş- savcõlõğõ tarafõndan sürdürülürken bu şirket ve isim soruşturma dõ- şõnda tutuluyor. Bu süreçte de Deniz Feneri soruşturmasõnõ yü- rüten Savcõ Türkaslan’õn tele- fonlarõnõn dinlendiğinin ortaya çõkmasõ; muhalefetin Deniz Fe- neri soruşturmasõnõ yürüten sav- cõlar üzerinde iktidarõn baskõ oluşturduğunu sõklõkla vurgula- masõ dikkat çekiyor. Dokunulamayan patron Erzincan’daki cemaat soruşturmasõnda ismi şüpheliler arasõnda geçen AKP iktidarõnõn destekçisi Yeni Şafak’õn patronu Ahmet Albayrak’a dokunulmuyor İstanbul Haber Servisi - 3. Ordu Komutanõ Orgeneral Saldıray Berk hakkõnda hazõrlanan iddianamede, Berk’in suç hanesinde “Alevi köylerine okul yaptırdığı, hizmet götürdü- ğü” ifadelerinin yer almasõna Alevi kurumlarõ- nõn tepkisi sürüyor. Alevilerin devlet kademe- lerinden tasfiye edilmek istendiğine ve son dö- nemde Alevilerin “darbeci” olarak gösteril- mek istendiğine dikkat çekildi. Alevi Vakõflarõ Federasyonu (AVF) Başkanõ Doğan Bermek, Hâkimler ve Savcõlar Yüksek Kurulu’nun (HSYK) kararlarõ ardõndan yaşa- nan süreçte ortaya atõlan “Yargı Alevilerin elinde” tartõşmalarõnõ anõmsatarak, “Bir yan- dan yargı Alevilerin elinde, bunlar darbeci deniliyor. Diğer taraftan ise yargı Alevi köy- lerine okul yaptırın diyen bir generali suçlu gösteriyor. Kim Alevi, kim darbeci belli de- ğil. Bu iddialar ilkel ve rahatsız edici” dedi. ‘Siyasi iktidar köyleri dışlıyor’ Anadolu’daki Alevi köylerinin siyasi iktida- ra oy çõkmaz düşüncesiyle dõşlandõğõnõ da vur- gulayan Bermek, “Son dönemde Alevilikle darbecilik bağdaştırılmak isteniyor. Alevi- ler bugüne dek en ağır tahriklere mağruz kalmalarına karşın ne darbeye ne de silaha sarılmışlardır. Bu iddiaları ortaya atan in- sanlar Alevilerin tutumunu hukuk dışına çı- kararak, Alevileri yok etmek istiyorlar” gö- rüşünü dile getirdi. AVF Genel Sekreteri Mu- hittin Çalağan ise, “Aleviler bu ülkenin asıl unsurlarıdır. Bu ülkenin çocukları en zor koşullarda yaşarken eğitimleri için okul yaptırılmasını takdirle karşılıyorum. Eğer bu suçsa, biz de Alevi köylerine okul yaptı- rarak ve bu mücadeleyi vererek suç işleme- ye devam edeceğiz” dedi. Devlet kademelerinden tasfiye Alevi Bektaşi Federasyonu (ABF) Genel Başkan Yardõmcõsõ avukat İsmail Metin, Tür- kiye’de Alevilerin devlet kademesinden tasfiye edilmek istendiğini belirterek “Özellikle ordu ve yargı içindeki Aleviler devlet kurumla- rındaki görevlerinden alınmak isteniyor. Bu nedenle bu tarz iddialar gündeme getirili- yor” dedi. Metin, Alevi köylerine cami yapõl- dõğõ zaman bunun suç olmadõğõnõ, okul yaptõ- rõldõğõnda suç sayõlmasõnõ eleştirdi. Hubyar Sultan Alevi Kültür Derneği Başka- nõ Ali Kenanoğlu, Alevilerin toplumda geri bõrakõlmasõ gereken, bürokrasi ve devlet yöne- timinde görev almamasõ gereken gruplar ola- rak görüldüğünü belirterek, “Aleviler, top- lumda potansiyel suçlu, Alevi köylerine okul yaptırarak, insanların gelişmesini sağlamak da suç unsuru olarak gösteriliyor” dedi. Kartal Cemevi Vakfõ Genel Sekreteri İsmail Saçlı, “Çok büyük bir ayıp. Hizmetin Alevi- si Sünnisi mi olur? Burada kesinlikle art ni- yet var” görüşünü dile getirerek, AKP iktida- nõnõn bir yandan Alevi Açõlõmõ’nõ gündeme ge- tirirken bir yandan da bu tür olaylarda artõş ya- şandõğõna dikkat çekti. Alevileri yok etmek istiyorlar AVF BAŞKANI DOĞAN BERMEK: Mahmut Ustaosmanoğlu AhmetAlbayrak Haber Merkezi - İrtica ile Mücadele belgesinde “ıs- lak imzası” bulunduğu ileri sürülen Kurmay Albay Dursun Çiçek, avukatõ İrem Çiçek, aracõlõğõyla ga- zeteci Necati Doğru’ya gönderdiği mektupta, hak- kõndaki iddialarõn “iftira, karalama, vicdansızlık ve adaletsizlik” olduğunu bildirdi. Çiçek’in avukatõ aracõlõğõyla gönderdiği mek- tupta yer alan görüşleri şöyle: “Üzerinde hiç- bir tarih olmayan ve askeri yazışma usulle- rine uymayan planın Nisan 2009 ayı içinde Genelkurmay Karargâhı’nda hazırlandığı- na kim karar verdi? Aradan geçen dört ay sonra bir ihbarcı tarafından müvekkilimin (Dursun Çiçek’in) odasındaki çift kilitli dolap- tan, haberi olmadan imhadan kurtarıldığı iddiası ile bir zarfa konularak İstanbul’daki Cumhuriyet Savcısı’na nasıl ulaştırıldı? Defalarca talep edil- mesine rağmen; plan üzerinde, parmak izi, kâğıt, mürekkep, bilgisayar ve yazıcı, ihbarcının gön- derdiği zarfta ve planda aynı şekilde parmak izi, tü- kürük, hangi postaneden gönderildiği, yazıların ve kâğıdın kullanılma tarihi gibi diğer incelemeler ne- den yapılmıyor? Sadece imza analizleri yapılıyor. Çünkü müvekkilimin (Dursun Çiçek’in) imzası, tek- nik imkânları ve yetkileri fazla olan birileri tara- fından o kâğıt parçasına imza taklit makinesi kul- lanılarak itina ile kopyalandı. O yüzden o ıslak im- zalı sahte planda tek gerçeğe yakın olan şey, çok iyi takit edilmiş olan imzadır. Jandarma Kriminal ra- porunda imza ile ilgili alt başlıklarda her şey mü- vekkilimin (Dursun Çiçek’in) imzasına benziyor di- ye değerlendirilirken neden sonuçta da imza mü- vekkilimin imzasına benziyor denmiyor da eli ürünü olduğu kanaati yazılıyor? Kamuoyunun ger- çekleri öğrenmesi adına bahse konu raporların ta- mamının açıklanmasını istiyoruz...” ALBAY DURSUN ÇİÇEK İDDİALARI MEKTUPLA REDDETTİİLHAN TAŞCI ANKARA - PKK’nin Tokat’õn Reşadiye ilçesinde gerçekleştirdiği eylem ile Reşadiye doğumlu Al- bay Dursun Çiçek arasõnda bağ- lantõ kuran haber nedeniyle TRT Haber Dairesi Başkanõ Erol Yüksel hakkõnda “hakaret” davasõ açõldõ. Yüksel 3 ay- dan 2 yõla kadar hapis cezasõ istemiyle yargõlanacak. TRT 2 televizyonunda 10 Aralõk 2009 tarihinde, “Gün Biterken” adlõ programda, terör saldõrõsõnõn yapõldõğõ ilçe ile Çiçek arasõnda bağ kurulmuş- tu. Bunun üzerine Dursun Çiçek, programõn sorumluluğunu taşõyan Yüksel hakkõnda şikâyetçi oldu. Kurumun Haber Dairesi Başkanõ Erol Yüksel hakkõnda ‘hakaret’ davasõ açõldõ Albay Çiçek için TRT’ye dava PKK yandaşlarından saldırı Dış Haberler Servisi - Brüksel’de Roj TV’ye yapõlan operasyonu protesto eden 3 bini aşkõn ki- şi ellerinde PKK lideri Abdullah Öcalan’õn pos- terleriyle yürüyüş düzenledi. Roj TV çalõşanlarõ- nõn da katõldõğõ yürüyüş sõrasõnda, kalabalõk için- de arbede çõkarken bir Türk restoranõna büyük zarar verildi. Saldõrõda restoranõn tüm camlarõnõn kõrõldõğõ ve işyerinin büyük hasara uğradõğõ be- lirtilirken eskort ve az sayõda sivil polisin dõşõnda görevli polislerin olmamasõ dikkat çekti. Oslo PB 3 Helsinki PB -6 StockholmPB -1 Londra PB 5 AmsterdamPB 4 Brüksel PB 2 Paris B 4 Bonn B 0 Münih PB -1 Berlin B 4 Budapeşte B 5 Madrid PB 9 Viyana K 2 Belgrad B 4 Sofya PB 4 Roma PB 14 Atina PB 14 Zürih B 3 Moskova PB -2 Aşkabat PB 20 Taşkent B 22 Bakû B 11 Bişkek B 18 Tiflis K 12 Kahire PB 28 Şam PB 22 İstanbul B 11 Edirne B 7 Kocaeli B 9 Çanakkale B 10 İzmir PB 15 Manisa PB 14 Denizli PB 18 Zonguldak Y 9 Sinop B 8 Samsun Y 8 Trabzon Y 10 Giresun Y 8 Ankara B 11 Eskişehir Y 10 Konya B 14 Sıvas Y 10 Antalya Y 20 Adana Y 20 Mersin B 20 Diyarbakır Y 14 Şanlıurfa Y 16 Mardin Y 12 Siirt Y 15 Hakkâri K 6 Van Y 8 Kars K 8 Türkiye’de yağışlar ke- silmiyor, art arda gel- meye devam edecek. Bugün de birçok yerde kar var, soğuk hava Marmara ve Karade- niz’de daha uzun süre kalacak. İstanbul’da ha- fif yağmur olacak. An- kara’da kar aralıklarla yağacak. Bursa’da da kar var. İzmir çok soğuk ve bulutlu. Adana üç gün sağanak yağmurlu. Marmara soğuklardan en fazla etkilenen bölge. Bugün Tekirdağ, Balı- kesir, Bilecik ve Bur- sa’da yağış çok zayıf.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle