Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CMYB
C M Y B
GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK
Baştarafı 1. Sayfada
karar, elbette Türkiye’de olağanüstü yankılar
uyandıracak, ABD yönetimi de Ankara’daki sıcak
tepkileri soğutmak için komisyonda kabul edilen
tasarının Temsilciler Meclisi gündemine girmesini
engelleyeceğini açıklayacaktı.
Olay beklendiği gibi gelişiyor. Ancak süreç yeni
bir başlangıç!
RTE hükümetinin ve Çankaya’daki AKP’linin
sert açıklamalarına karşın ABD’ye ne türden bir
yaptırım uygulayabilir sorusu hâlâ yanıtsız ve
giderek yanıtsız kalacağa benziyor.
Hükümet ve Çankaya, kararı siyasal ve
komisyondaki görüşmeleri komik diye
değerlendiriyor ama… Washington Büyükelçisi
Namık Tan’ın “istişarelerde bulunmak”
gerekçesiyle çağrılmasının dışında olası bir
yaptırımdan ima yoluyla da olsa söz etmiyor.
Ermenistan ile imzalanan protokoller Türkiye
yararlarına aykırı.
Karabağ sorunu ve soykırım konularından
yoksun protokolleri hükümet; -muhalefetin öne
sürdüğü gibi- geri çekebilir mi? Hayal kurmayalım!
Karar, Parlamento Komisyonu’ndan geçiyor,
elbette siyasal. Komik! Neden? Zira yasa lehine oy
çıkması için komisyon başkanı sürekli çabalamış.
Bu ülkeyi idare eden partinin başkanı ve
başbakan; her konuşmasında muhalefetin
davranışlarını eleştirirken, TBMM’de milletin
vekillerinin millet adına görev yaptığını yineler,
alınan kararları, yasaları kabul etmelerini ister.
ABD Temsilciler Meclisi’ndeki temsilciler de
-RTE mantığıyla düşünürsek- ABD milleti adına
görev yapıyor ve son karara imza atarken ABD
milleti adına yetkilerini kullanmış olmuyorlar mı?
Çankaya’daki AKP’linin kamuoyuna kimi
açıklamalar yapması gerekiyor.
Gazetelere yansıtıldığına göre; Çankaya’daki
AKP’li ABD Komisyonu toplanmadan önce
Başkan Obama’yı aradı.
Soykırımı kabul edecek tasarının komisyondan
geçmesinin engellenmesi için yönetimin ağırlığını
koymasını istedi.
Çankaya’nın bu istemine Başkan Obama’nın
yanıtı -tabii- kamuoyuna yansıtılmadı. Bu, bir.
İki: Komisyondaki oylamadan bir gün önce
“Beyaz Saray’dan hayal kırıklığı yaratan bir
açıklama geldi. Obama’nın basın sözcüsü Mike
Hammer, ‘ABD Başkanı’nın 1915 olayları
konusunda görüşü değişmemiştir. Gerçeklerin
dürüst ve adilce kabulünden yanayız’ diyordu. (3
Mart 2010-Vatan)”
Fazla önemsenmemiş olacak ki bu haber, Vatan
dışında diğer gazetelerde ve TV haberlerinde yer
almadı.
Oysa haber, perşembenin gelişini çarşambadan
haber veriyordu.
Beyaz Saray açıklamasından sonra, komisyonda
görüşmeler ha başladı başlayacak
noktasındayken, üstelik karardan önce; bu kez
Obama, Çankaya’daki AKP’liyi aradı ve basına
yansıtıldığına göre, “…ABD Başkanı… Ermenistan
ile imzalanan protokollerin bir an önce TBMM’nin
onayından geçirilmesini…” istedi.
Komisyonda türlü kulis oyunları tezgâhlanır, oy
dengesi bir ‘Hayır’a bir ‘Evet’e dönerken… Beyaz
Saray ola ki kerhen tasarının onaylanmamasını
isteyen bir açıklama yaptı ve fakat bu açıklama
Batı basınında bile; “Obama tasarıya ‘kararlı
biçimde’ karşı çıkmadı” diye yorumlandı. Bu da üç!
Bu görüşmelerin içeriği şu anda karanlıkta. Ne
dedik Obama’ya, karardan önce Obama kükreyen
aslanlarımıza ne dedi?
Çankaya’daki ile RTE’den başka bileni yok.
Şeffaflık mı? AKP iktidarının insafına kalmış.
Sonuç ABD’de iki partinin Türkiye’ye bakışını
özetliyor.
Oysa daha önceki dönemlerde benzeri tasarı
komisyona geldiğinde Cumhuriyetçi Bush
yönetimi çok sert tepki gösterdi, kabulünü
engelledi.
Oysa bu kez tasarıya Cumhuriyetçi Parti üyeleri
ret, Demokrat Parti üyeleri kabul oyu kullandılar.
Şimdi ABD yönetimi teselli bahşeder gibi tasarıyı
Temsilciler Meclisi gündemine aldırmayacağını
açıklıyor.
Yönetimin bu çabalarına hak verecek gelişmeler
olabilir ama… Obama yönetimi yeni süreçte
protokollerin parlamentoda onaylanmasını
isteyecek…
...Tasarıyı bir şantaj aracı olarak kullanacaktır.
AKP hükümetinden ABD baskılarına, şantaj
içerikli dayatmalarına karşı çıkmasını… ABD ulusal
yararlarını sarsacak kimi yaptırımlar yapmasını
beklemek... abestir. Zira AKP’nin doğasına
aykırıdır.
Bu nedenle iki muhalefet partisinin karara karşı
hükümete önerdikleri yaptırımlar boşuna gayret.
Hükümet ABD’ye ses getirecek tek bir yaptırım
ya-pa-maz!
AKP iktidarı konu ABD oldu mu; eser gürler…
İşte o kadar!
SAYFA 7 MART 2010 PAZARCUMHURİYET
8 HABERLERİN DEVAMI
TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 7 Mart
Değerli okurlarım siz bu yazıyı
okurken Cumhuriyet gazetesinin
Ankara Temsilcisi Mustafa
Balbay, boş olan köşesinde de
belirtildiği gibi, hapisteki 367’nci
gününü doldurmuş olacak.
Silivri’deki davada, terör
örgütü üyesi ve darbeci olmakla
suçlanıyor.
Davası, tutuklu olarak
görülüyor.
Aynı davada yargılanan pek
çok kişi “kaçma ve delilleri
karartma olasılığı olmadığı”
gerekçesiyle tutuklanmadığı ya
da tutukluyken tahliye edildiği
için, mahkeme heyetinin
Balbay’ın kaçma veya delilleri
karartma olasılığı olduğuna
inandığı belli.
Oysa daha önce sorgulanmış
ve tutuklanmamıştı.
Tutuklanana kadar da
kaçmadığı veya kaçma
girişiminde bulunmadığı
onaylanmış bir gerçektir.
Balbay bir gazeteci.
Kaleminden başka silahı yok.
İçerde.
Tutuklu yargılanıyor.
Aynen Başkent Üniversitesi
Rektörü Prof. Mehmet Haberal
gibi.
Ya da Malatya İnönü
Üniversitesi eski Rektörü Prof.
Fatih Hilmioğlu ve daha
başkaları gibi.
Haberal ile Hilmioğlu’nun
hasta olduklarını biliyoruz.
Mustafa Balbay’ın fiziksel
sağlığı şimdilik iyi.
Ruh sağlığını bilmek ise
olanaklı değil.
Balbay 367 gün içinde
yaklaşık 10.000.000 (on milyon)
kez hapishane havası
solumuştur.
Yüreği yaklaşık 37.000.000
(otuz yedi milyon) kez
hapishanede çarpmıştır.
Bu sayıların ne anlama
geldiğine tarih karar verecek.
Hiç kuşkunuz olmasın,
Yirmibirinci Yüzyıl’ın Türkiye’deki
ilk on yılı, Haberal’ın,
Hilmioğlu’nun, Balbay’ın
isimleriyle de anılacak.
Kim ne yaparsa yapsın, hangi
değişme ve gelişmeler olursa
olsun, onlar tarihe geçti.
Ne yazık ki insanlar her zaman
kahramanlıkları ve katkılarıyla
değil, bazen kendilerine
yapılanlar dolayısıyla da tarihe
geçiyor.
Ama eminim ki, yargılandıkları
davadaki karar ne olursa olsun,
bu isimler, bu davadan bağımsız
olarak, yazdıkları, çizdikleri,
hizmetleri, topluma yaptıkları
katkılar dolayısıyla da tarihe
zaten geçmişlerdi.
Tabii tarih, bu dönem içinde
Türkiye’yi yönetenleri de
unutmayacak.
Onlar da, isteseler de
istemeseler de, Balbay,
Haberal, Hilmioğlu gibi isimlerle
yan yana anılacak.
Türkiye’de olup bitenler
herkesin gözü önünde cereyan
ediyor.
Kamuoyu, en azından şimdilik,
genel hatlarıyla da olsa olayları
izleyebiliyor, kendi yargılarını
verebiliyor.
Olaylar o denli hızlı gelişiyor ve
toplum o denli sarsıcı olaylara
tanık oluyor ki, yarının kimler için
ne sürprizler taşıdığını kestirmek
olanağı yok.
Belki bu olayların kamuoyunu
nasıl etkilediği önümüzdeki
seçimlerde ortaya çıkar diye
düşünüyorum.
Tabii seçimler, dürüst, şeffaf,
dışardan müdahale
dedikodularına fırsat vermeyen
yöntemlerle yapılırsa.
Balbay bir yazardır, bir
gazetecidir.
İçerdeki zamanını da, kendini
ve mesleğini geliştirmek için
kullandığına eminim.
Ama o aynı zamanda bir
insandır.
Bir eştir.
Bir babadır.
Bir yıldır sevdiklerinden
uzaktadır.
Bu tutukluluk hali, yargı süreci
için geçici bir “önlem” midir,
yoksa bizatihi kendisi bir
“cezaya” mı dönüşmüştür, insan
merak ediyor doğrusu!
ekongar@cumhuriyet.com.tr
www.kongar.org
Halka Doğru, 1913-14 yõllarõnda çõkan Türk dü-
şün yayõn organõdõr. Bir kere adõ bile bugün için de
anlamlõdõr. Derginin hedef kitlesi aşağõ sõnõflar ya-
ni emekçi kitlelerdir. Halka Doğru’da halkõn sorunlarõ
dile getirilmiş, ekonomiye önem verilmiş, ulusal eko-
nomi politikasõ yaratõlmasõ savunulmuştur.
Acaba, günümüz sosyal demokratlarõ yüzyõl ön-
cesinin Halka Doğru dergisi çizgisinin neresindeler?
Arkasõnda kalmõş olmasõnlar? O savaş yõllarõ orta-
sõnda, halkõn bilgi düzeyini düşününüz.
2007 milletvekili, 2009 yerel yönetim seçimlerinde
görüldü. Tayyip Bey’in gittiği il sayõsõ, Baykal ile
Bahçeli’nin toplamõnõn önünde. Olacak iş mi? Na-
sõl açõklanõr? Hangi nedene bağlanõr bu yavaş gidiş?
Bir de aldõklarõ oy oranõna bakõnõz. Halka ne kadar
gidilirse karşõlõğõnda o kadar oy alõnõyor. Seçime ne
kadar zaman var? Bir yõl. Devlet memuru gibi ev ile
parti merkezi arasõnda gidip gelme ile iş bitmiyor.
Geç kalõyorsunuz, geç!..
Merak, değişimin tohumlarõnõ taşõdõğõ için devrimci
bir duygudur. Geç kalanlarda merak duygusu eksik
mi dersiniz?
AYDINLANMA
EMRE KONGAR
Mustafa Balbay’ın 367’nci Günü
Geç Kalõyorsunuz...
Nusret ERTÜRK
Baştarafı 2. Sayfada
AYKUT KÜÇÜKKAYA
İsmailağa cemaatinin lideri
Mahmut Ustaosmanoğlu’nun
yeğeni ve cemaatin sözcüsü Saa-
dettin Ustaosmanoğlu’nun,
“AKP bizi korumak zorunda”
itirafõ Erzincan’daki cemaat so-
ruşturmasõnda adõ şüpheliler ara-
sõnda geçen AKP iktidarõnõn des-
tekçisi Yeni Şafak’õn patronu
Ahmet Albayrak’õ gündeme ge-
tirdi. Kamuoyuna yansõyan
önemli soruşturmalarda kendisi-
nin ve şirketinin ismi geçen Al-
bayraklar’a dokunulamõyor.
İSMAİLAĞA’DAKİ
YENİ ŞAFAK
Albayrak’õn ismi Erzincan’daki
İsmailağa soruşturmasõnda şüp-
heliler arasõnda geçiyordu. Dos-
yayõ Erzurum’a aldõran dönemin
özel yetkili savcõsõ Osman Şanal,
Haziran 2009 tarihinde Ahmet
Albayrak hakkõnda “ek kovuş-
turmaya yer olmadığına” hük-
mederek bu ismi şüpheliler ara-
sõndan çõkardõ. Cemaat soruş-
turmasõnõ başlatan Erzincan Baş-
savcõsõ İlhan Cihaner ise “Er-
genekon terör örgütüne üye
olduğu” iddiasõyla tutuklandõ.
Cihaner, cemaat soruşturmasõnõ
Erzurum’a devrettiği yazõda Ye-
ni Şafak’õn patronu
Ahmet Albayrak
için bir dizi suç şüp-
hesini kayda geçirdi.
Yazõda Albay-
rak’õn telefon
dinlemesine
takõlan ko-
nuşmalarõna
dayanarak
dile getirilen
suç şüphele-
ri, “sahte
s e ç m e n
kaydı yap-
ma, ihaleye
fesat karış-
tırma, ta-
şınmazla-
rıyla ilgili
İmar Kanunu’na aykırı uygu-
lamalara yönelme, Basın İlan
Kurumu Genel Kurulu’na ka-
tılacak temsilcilerin kendi med-
ya kuruluşlarına avantaj sağ-
layacak şekilde belirlenmesi
için baskı kurma, Danış-
tay’daki davasına etki etmek
amacıyla temaslar kurma, ba-
zı belediye başkan adayları
aleyhine dosyalar hazırlama,
yakınlarına sahte diplomalar
hazırlatma, cemaat lideri Mah-
mut Ustaosmanoğlu’nun ye-
rel seçimlerde aday gös-
terilmesi için talimat
verdiği isimleri siyasi parti
yetkililerine iletme” biçiminde
sõralanõyor.
DENİZ
FENERİ’NDEKİ
YENİ ŞAFAK
Almanya’daki De-
niz Feneri e.V dava-
sõnda da Yeni Şa-
fak’õn ve Albayrak’õn
ismi geçti. ‘Yeni Şa-
fak Europa GmbH’
isimli şirket de Kanal
7’nin Avrupa ayağõnõ
ve Deniz Feneri e.V’yi
yöneten isimler tarafõn-
dan kuruldu. Şirketin or-
taklarõ arasõnda Albay-
raklar da yer aldõ. Alman sav-
cõlõğõ, Yeni Şafak gazetesini
basmak için kurulan bu şirkete
en az 100 bin Avro aktarõldõğõ-
nõ tespit etti. Bu ko-
nuyla ilgili
en önemli
ifadeyi de
kurulan
gazetenin
üst düzey
yöneti-
cisi
olan Deniz Feneri e.V tutuklu-
su Mehmet Gürhan verdi.
Halen Frankfurt’ta tutuklu bu-
lunan Gürhan, emniyetteki sor-
gusunda, “Yeni Şafak Europa
GmbH şirketinin, Kanal 7’nin
sahibi Zekeriya Karaman’ın bil-
gisi dahilinde kurulduğunu”
açõkladõ. Geçen günlerde Deniz
Feneri soruşturmasõnõ yürüten
Ankara Cumhuriyet Savcõsõ Na-
di Türkaslan’a ifade veren De-
niz Feneri e.V davasõndan hapis
yatan Firdevsi Ermiş, Yeni Şa-
fak macerasõnõ şöyle anlatacak-
tõ: “European Consulting şir-
keti kurulduktan sonra adını
Yeni Şafak yaptılar. Yeni Şa-
fak gazetesinin Almanya’da
çıkartılabilmesi için kurulan
bir şirketti bu. Gazete basıldı
ve dağıtıldı. Bir yıl kadar son-
ra gazete basımına son verildi.”
Deniz Feneri e.V bağlantõlõ
soruşturma hâlâ Ankara Baş-
savcõlõğõ tarafõndan sürdürülürken
bu şirket ve isim soruşturma dõ-
şõnda tutuluyor. Bu süreçte de
Deniz Feneri soruşturmasõnõ yü-
rüten Savcõ Türkaslan’õn tele-
fonlarõnõn dinlendiğinin ortaya
çõkmasõ; muhalefetin Deniz Fe-
neri soruşturmasõnõ yürüten sav-
cõlar üzerinde iktidarõn baskõ
oluşturduğunu sõklõkla vurgula-
masõ dikkat çekiyor.
Dokunulamayan patron
Erzincan’daki cemaat soruşturmasõnda ismi şüpheliler arasõnda geçen AKP
iktidarõnõn destekçisi Yeni Şafak’õn patronu Ahmet Albayrak’a dokunulmuyor
İstanbul Haber Servisi - 3. Ordu Komutanõ
Orgeneral Saldıray Berk hakkõnda hazõrlanan
iddianamede, Berk’in suç hanesinde “Alevi
köylerine okul yaptırdığı, hizmet götürdü-
ğü” ifadelerinin yer almasõna Alevi kurumlarõ-
nõn tepkisi sürüyor. Alevilerin devlet kademe-
lerinden tasfiye edilmek istendiğine ve son dö-
nemde Alevilerin “darbeci” olarak gösteril-
mek istendiğine dikkat çekildi.
Alevi Vakõflarõ Federasyonu (AVF) Başkanõ
Doğan Bermek, Hâkimler ve Savcõlar Yüksek
Kurulu’nun (HSYK) kararlarõ ardõndan yaşa-
nan süreçte ortaya atõlan “Yargı Alevilerin
elinde” tartõşmalarõnõ anõmsatarak, “Bir yan-
dan yargı Alevilerin elinde, bunlar darbeci
deniliyor. Diğer taraftan ise yargı Alevi köy-
lerine okul yaptırın diyen bir generali suçlu
gösteriyor. Kim Alevi, kim darbeci belli de-
ğil. Bu iddialar ilkel ve rahatsız edici” dedi.
‘Siyasi iktidar köyleri dışlıyor’
Anadolu’daki Alevi köylerinin siyasi iktida-
ra oy çõkmaz düşüncesiyle dõşlandõğõnõ da vur-
gulayan Bermek, “Son dönemde Alevilikle
darbecilik bağdaştırılmak isteniyor. Alevi-
ler bugüne dek en ağır tahriklere mağruz
kalmalarına karşın ne darbeye ne de silaha
sarılmışlardır. Bu iddiaları ortaya atan in-
sanlar Alevilerin tutumunu hukuk dışına çı-
kararak, Alevileri yok etmek istiyorlar” gö-
rüşünü dile getirdi. AVF Genel Sekreteri Mu-
hittin Çalağan ise, “Aleviler bu ülkenin asıl
unsurlarıdır. Bu ülkenin çocukları en zor
koşullarda yaşarken eğitimleri için okul
yaptırılmasını takdirle karşılıyorum. Eğer
bu suçsa, biz de Alevi köylerine okul yaptı-
rarak ve bu mücadeleyi vererek suç işleme-
ye devam edeceğiz” dedi.
Devlet kademelerinden tasfiye
Alevi Bektaşi Federasyonu (ABF) Genel
Başkan Yardõmcõsõ avukat İsmail Metin, Tür-
kiye’de Alevilerin devlet kademesinden tasfiye
edilmek istendiğini belirterek “Özellikle ordu
ve yargı içindeki Aleviler devlet kurumla-
rındaki görevlerinden alınmak isteniyor. Bu
nedenle bu tarz iddialar gündeme getirili-
yor” dedi. Metin, Alevi köylerine cami yapõl-
dõğõ zaman bunun suç olmadõğõnõ, okul yaptõ-
rõldõğõnda suç sayõlmasõnõ eleştirdi.
Hubyar Sultan Alevi Kültür Derneği Başka-
nõ Ali Kenanoğlu, Alevilerin toplumda geri
bõrakõlmasõ gereken, bürokrasi ve devlet yöne-
timinde görev almamasõ gereken gruplar ola-
rak görüldüğünü belirterek, “Aleviler, top-
lumda potansiyel suçlu, Alevi köylerine okul
yaptırarak, insanların gelişmesini sağlamak
da suç unsuru olarak gösteriliyor” dedi.
Kartal Cemevi Vakfõ Genel Sekreteri İsmail
Saçlı, “Çok büyük bir ayıp. Hizmetin Alevi-
si Sünnisi mi olur? Burada kesinlikle art ni-
yet var” görüşünü dile getirerek, AKP iktida-
nõnõn bir yandan Alevi Açõlõmõ’nõ gündeme ge-
tirirken bir yandan da bu tür olaylarda artõş ya-
şandõğõna dikkat çekti.
Alevileri
yok etmek
istiyorlar
AVF BAŞKANI DOĞAN BERMEK:
Mahmut
Ustaosmanoğlu
AhmetAlbayrak
Haber Merkezi - İrtica ile Mücadele belgesinde “ıs-
lak imzası” bulunduğu ileri sürülen Kurmay Albay
Dursun Çiçek, avukatõ İrem Çiçek, aracõlõğõyla ga-
zeteci Necati Doğru’ya gönderdiği mektupta, hak-
kõndaki iddialarõn “iftira, karalama, vicdansızlık
ve adaletsizlik” olduğunu bildirdi.
Çiçek’in avukatõ aracõlõğõyla gönderdiği mek-
tupta yer alan görüşleri şöyle: “Üzerinde hiç-
bir tarih olmayan ve askeri yazışma usulle-
rine uymayan planın Nisan 2009 ayı içinde
Genelkurmay Karargâhı’nda hazırlandığı-
na kim karar verdi? Aradan geçen dört ay
sonra bir ihbarcı tarafından müvekkilimin
(Dursun Çiçek’in) odasındaki çift kilitli dolap-
tan, haberi olmadan imhadan kurtarıldığı iddiası
ile bir zarfa konularak İstanbul’daki Cumhuriyet
Savcısı’na nasıl ulaştırıldı? Defalarca talep edil-
mesine rağmen; plan üzerinde, parmak izi, kâğıt,
mürekkep, bilgisayar ve yazıcı, ihbarcının gön-
derdiği zarfta ve planda aynı şekilde parmak izi, tü-
kürük, hangi postaneden gönderildiği, yazıların ve
kâğıdın kullanılma tarihi gibi diğer incelemeler ne-
den yapılmıyor? Sadece imza analizleri yapılıyor.
Çünkü müvekkilimin (Dursun Çiçek’in) imzası, tek-
nik imkânları ve yetkileri fazla olan birileri tara-
fından o kâğıt parçasına imza taklit makinesi kul-
lanılarak itina ile kopyalandı. O yüzden o ıslak im-
zalı sahte planda tek gerçeğe yakın olan şey, çok iyi
takit edilmiş olan imzadır. Jandarma Kriminal ra-
porunda imza ile ilgili alt başlıklarda her şey mü-
vekkilimin (Dursun Çiçek’in) imzasına benziyor di-
ye değerlendirilirken neden sonuçta da imza mü-
vekkilimin imzasına benziyor denmiyor da eli
ürünü olduğu kanaati yazılıyor? Kamuoyunun ger-
çekleri öğrenmesi adına bahse konu raporların ta-
mamının açıklanmasını istiyoruz...”
ALBAY DURSUN ÇİÇEK İDDİALARI MEKTUPLA REDDETTİİLHAN TAŞCI
ANKARA - PKK’nin Tokat’õn
Reşadiye ilçesinde gerçekleştirdiği
eylem ile Reşadiye doğumlu Al-
bay Dursun Çiçek arasõnda bağ-
lantõ kuran haber nedeniyle TRT
Haber Dairesi Başkanõ Erol
Yüksel hakkõnda “hakaret”
davasõ açõldõ. Yüksel 3 ay-
dan 2 yõla kadar hapis cezasõ
istemiyle yargõlanacak.
TRT 2 televizyonunda 10
Aralõk 2009 tarihinde, “Gün
Biterken” adlõ programda,
terör saldõrõsõnõn yapõldõğõ ilçe
ile Çiçek arasõnda bağ kurulmuş-
tu. Bunun üzerine Dursun Çiçek,
programõn sorumluluğunu taşõyan
Yüksel hakkõnda şikâyetçi oldu.
Kurumun Haber Dairesi Başkanõ Erol Yüksel hakkõnda ‘hakaret’ davasõ açõldõ
Albay Çiçek için TRT’ye dava
PKK yandaşlarından saldırı
Dış Haberler Servisi - Brüksel’de Roj TV’ye
yapõlan operasyonu protesto eden 3 bini aşkõn ki-
şi ellerinde PKK lideri Abdullah Öcalan’õn pos-
terleriyle yürüyüş düzenledi. Roj TV çalõşanlarõ-
nõn da katõldõğõ yürüyüş sõrasõnda, kalabalõk için-
de arbede çõkarken bir Türk restoranõna büyük
zarar verildi. Saldõrõda restoranõn tüm camlarõnõn
kõrõldõğõ ve işyerinin büyük hasara uğradõğõ be-
lirtilirken eskort ve az sayõda sivil polisin dõşõnda
görevli polislerin olmamasõ dikkat çekti.
Oslo PB 3
Helsinki PB -6
StockholmPB -1
Londra PB 5
AmsterdamPB 4
Brüksel PB 2
Paris B 4
Bonn B 0
Münih PB -1
Berlin B 4
Budapeşte B 5
Madrid PB 9
Viyana K 2
Belgrad B 4
Sofya PB 4
Roma PB 14
Atina PB 14
Zürih B 3
Moskova PB -2
Aşkabat PB 20
Taşkent B 22
Bakû B 11
Bişkek B 18
Tiflis K 12
Kahire PB 28
Şam PB 22
İstanbul B 11
Edirne B 7
Kocaeli B 9
Çanakkale B 10
İzmir PB 15
Manisa PB 14
Denizli PB 18
Zonguldak Y 9
Sinop B 8
Samsun Y 8
Trabzon Y 10
Giresun Y 8
Ankara B 11
Eskişehir Y 10
Konya B 14
Sıvas Y 10
Antalya Y 20
Adana Y 20
Mersin B 20
Diyarbakır Y 14
Şanlıurfa Y 16
Mardin Y 12
Siirt Y 15
Hakkâri K 6
Van Y 8
Kars K 8
Türkiye’de yağışlar ke-
silmiyor, art arda gel-
meye devam edecek.
Bugün de birçok yerde
kar var, soğuk hava
Marmara ve Karade-
niz’de daha uzun süre
kalacak. İstanbul’da ha-
fif yağmur olacak. An-
kara’da kar aralıklarla
yağacak. Bursa’da da
kar var. İzmir çok soğuk
ve bulutlu. Adana üç
gün sağanak yağmurlu.
Marmara soğuklardan
en fazla etkilenen bölge.
Bugün Tekirdağ, Balı-
kesir, Bilecik ve Bur-
sa’da yağış çok zayıf.