25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
7MART2010/SAYI1250 PAZARI Korkularımı öldürüyorum Daha çok ideal damat ya da ideal sevgili rolleriyle çıkmıştı karşımıza Mehmet Günsür. Bu kez bir psikolojik gerilimde, karanlık taraflan olan bir adam rolünde. "Benim de korkularım vardır herhalde" diyor ama öyle ölümden falan bahsetmiyor. Paylaşamamak, kendini ifade edememek korkunç onun için. Kötü huylarını da korkularım da zaman içinde öldürmeye çalıştığını söylüyor. ZUHAL AYTOLUN M ehmet Günsür, kadın erkek herkesin büyük bir hayranlıkla izlediği bir isim. Kimisi gerçekten yaptığı işleri takip ederken, kimisi deyakışıklılığına hayranlık duyuyor. Yalan değil, yakışıklı. Ama tek başına bundan bahsetmek de haksızhk olur elbette. Günsür, yakışıklı ya da seksi olmayı çok da önemsemediğini söylüyor. Hep bu yönünün konuşulmasını da çok dert etmiyor. Onun derdi, ileride geriye dönüp baktığında utanmadığı işlere imza atabilmek. Oyunculuk konusunda heyecanlı, içinden çıkan farklı karakterlere de duyarlı. Yaşama umutla bakıyor. Eşi Katerina'yla ortaklıklarından biri de bu zaten. Q da umudun peşine düşen bir belgeselci. Çocuklarından Ali 3.5 yaşında, Maya ise 5.5 aylık. Günsür ailesirtin hayali de ailecek dünya seyahatine çıkarak bunu belgeselleştirebilmek. iki çocuklu bir ailenin dünya seyahatinde başlarına gelen komik olayları aktarmak istiyorlar. Günsür, şimdilerde son fihmi Ses ile gündemde. - Ses filmindeki karakter bugüne kadar canlandırdığınız rollerden çok farklı. Nedir sizdeki yeri? - Film benim için çok özel bir yerde. Çünkü böylesi ayrıcalıklı bir ekiple daha önce hiç çalışmadım. Prodüktöründen servis şoförüne dek herkesin aynı dill konuştuğu, sadece yönetmen ve oyuncunun anlaşması değil, teknik ekip ve yapımcılarla da bu ortaklığın kurulduğu özel bir setti. Hayatımda daha önce böylesi olmamıştı. Diğeryandan son dönemde oynadıgım karakterlere göre daha farklı biryapısıvardı bu rolün. ideal âşık, seven adam, ideal damat gibi rollerdeydim. Bu filmde ise karanlık taraflarım var. - Nasıl bir yüzleşme oldu peki bu karanlık tarafınızla? Korkulannız var mıdır mesela? - Vardır herhalde. Yok demektense bilmiyorum demeyi tercih ediyorum. Ölümden de korkmuyorum, yalnız kalmaktan da. Belki paylaşamamak, belki kendini ifade edememek korkunç olabilir. Ama sanırım korkularımı öldürdüm, öldürmeye de devam ediyorum. AİLEMİ KORUMAKİSTİYORUM - Peki yüzleştiğiniz kimi durumlarla nasıl başa çıkarsınız? - içime kapanamam. Ölümü bile bir şeyin sonu olarak görmüyorum. O yüzden korkmuyorum belki. Dışarıya bakmaya devam ederim zaten. Bir şeyin üstesinden gelebilmek için bir enerji alışverişi gerekiyor. Dünyaya geri dönebilmek lazım. Çünkü hayat devam ediyor. - Yaşamınızda hep istediğiniz şeyler mi oldu yoksa retlerle de karşılaştınız mı? - Çok şanslıyım ki istediklerim hep oldu. Hem de onları gerçekten çok iyi bir niyetle istedim; kafayı takmadan. Tembellik de yapmadım sonra. Çaba harcadım. Belki o yüzden oldu. - Diğer yandan hep hakkınızda uzun uzadıya yakışıklı adam, seksi erkek diye konuşuluyor. Elbette beğenilmek güzel şey ama sıkıldığınız da oluyor mu? "Tamam ama başka anlatacaklanm da var" diyesiniz gelmiyor mu? - Tabii ki geliyor. Ama başka söyleyeceğim şeyleri de bir şekilde aktarmaya çalışıyorum. Her zaman olmuyor gerçi. Hani, çok da önemli değil bu seksi erkek durumu. Hayatımda çok yeri olan bir şey de değil. insanlar önce fiziğe bakıyor, anlıyorum. Tanıyan da zaten fanıyor. Çok da "ahali bakın bu da benim" deme halim yok, - Bir aldlyet sorunu yaşıyor musunuz? - Bir aidiyet durumu yok ki. Ben istanbul'a âşığım. Ama bir aidiyet yaşamıyorum. italya'ya da öyle. Dünyanın hiçbir yerine ait değilim. Belki bir yeri iyi anlamak diyebiliriz. istanbul'u çok iyi anlıyorum. Ben istanbul'um aynı zamanda. Nereye gitsem o da benimle geliyor. Parçam gibi hissediyorum. - Dönme glbl bir fiklr de yok hallyle. - Kesin hedefler yok. Gerçi iki çocuk olunca ister istemez strateji koyulmak zorunda. Ama şimdilerde sınırlarımız yok. Herkes o konuda rahat. Biz çok Çingene ruhluyuz. - Peki yazar mısınız, çlzer mlslnlz? - Bazı hikâyeler var yazdığım. Kimisi senaryo olabilecek nitelikte. Yıllarca yönetildikten sonra bir gün yönetmek isteyeceğim. Şu anda bu hedefe dogru çok koşmuyorum ama her oyuncunun olduğu gibi benim de kafamda yönetmenlik var. - Nedlr hayallniz? - Aslında hayalim çok çalışıp mesleğimi iyi icra edebilmek, işimde hep daha iyi olarak devam edebilmek. Sonuçta ileride geriye dönüp baktığımda iyi şeyler yaptıgımı görebilmek istiyorum. • - Aile fotografınız yok, eşinizin görüntüsü yok. Türkiye'de de yaşamıyorsunuz, rahatsız edilme derdi yok aslında. Neden bu kadar özele saklıyorsunuz, görüntü vermiyorsunuz? - Çünkü burada biraz işin suyu çıkıyor. Çok sevmiyorum böylesini. Onları bir şekilde korumak istiyorum. O yüzden bir görüntü vermemeyi tercih ediyorum. - Eşiniz belgeselci. Beraber yapmak istediğiniz bir proje var mı, ya da bir ortak paylaşımla belgesellerini Türkiye'de gösterme gibi bir niyetiniz? - Düşündüğümüz şeyler var. Belki sonra olabilir. Katerina'nın belgeselleri umudun pek kalmadığı yerlerde umudu göstermeye yönelik. Belki Rio'da çektiği belgeseli ömekleyebilirim. Favela'da bir müzik grubu uyuşturucunun ağına düşmeden çocukları kendi bünyesine alıp onlara müzik öğretiyor, sonra da beraber konserler veriyorlar. Bunları izledi. Kalaşnikoflu adamlar etrafındaydı çekim yaparken. Dans eden yaşlıları çekerken silahlar pathyordu. Ama onun derdi gülen insanları yansıtabilmek. Umudun olmadığı düşünülen yerlerdeki umudu ve heyecanı anlatıyor. Genelde sosyal belgeseller yapmayı tercih ediyor. -PekiyaTürkiye? - Türkiye'yle ilgili güzel her şeyi aktarmak istiyorum. Çünkü çok malzeme var. Belki iş değil ama pek çok şey yaptık Türkiye'de. Antakya'da çingene düğününe bile gittik. Onun son zamanlarda ilgisini istanbul'un çöpçüleri çekiyor. Koca arabalarını taşıyan çöpçülerin hikâyelerini Fazla seçiciliğim küstürüyor... - Ünlversitede reklamcılık okudunuz. Peki oyunculuk anlamında yurtdışında nasıl çalışmalar yaptınız? - italya'da 25 yaşındayken başladım vvorkshoplara. Zaten 22 yaşından sonra dört yıl boyunca birtiyatro oyunuyla turne yaptık. O da bir okuldu benim için. ilk defa Italyanca bir oyunla sahnedeydim, temposu da oldukça kuvvetli. Çok önemliydi benim için. Metot çalışmaları da yaptık. Sevdigim hocalardan biriyle 2003 yılında Actor Center adıyla bir oluşum kurduk. Yazarlarla, oyuncularla çalışılan, sahnesinin ve seyircisinin olduğu bir yer. Onun kurucu üyesiyim. - Tiyatrodan sonra? - Şansım yaver gitti. 2000 yılında Roma'ya taşındım. Çalışmaya başladıgım menajerimin yönlendirdigi deneme çekimlerinden ilkiyle bir reklam filmi, ikincisiyle de Amerikalılarla birdizi çekiminde buldum kendimi. Onda da dört ay boyunca Fas'ta çekim yaptık. isa'nın havarilerinden biriydim. Bu süreç de öylece başlamış oldu. - Yurtdışındaki çalışmalar hangl boyutta? - Son dönemde İtalya'da çektigimiz romantik komedi türünde bir film var. Mayıs ayında gösterime girecek orada. Başrol değilim ama film benimle açılıp benimle kapanıyor. Burada da yine mayıs ayında Ömer Faruk Sorak'ın çekecegi bir aşk hikâyesinde yer alacağım. - Içinizden başka Mehmetler de çıkıyor mu oyunculuk sayesinde? - En sevdigim yanı da o zaten. öyle karakterler çıksın ki benden farklı olarak beni de şaşırtsın. Kendimi zorlamayı seviyorum. Bir senaryo okuduğum zaman şaşırıp, bunu nasıl oynayacagım korkusunu yaşamayı seviyorum. Ne kadar korkutursa o kadar hoşuma gidiyor. - Seçlcillk de var sanınm. - Fazla hem de. O yüzden çok kişiyi de küstürüyorum. Ama bazen bir senaryoyu okudugumda neden begenip neden beğenmediğimi bilmiyorum. Bu hayvansı bir şey. Bir nefeste okuyup hikâyeyi bitirdiğimde, bir şey ya oluyor ya da olmuyor. - O hissln yanılttıgı olmadı mı hlç? - Olmadı galiba. Sonradan kötü bulduğum işler yaptıysam da başka nedenlerle giriştiğim ve içimdeki sesi dinlemedigim işler oldugunu hep sonradan gördüm. • çok merak ediyor mesela. Yapmayı istediğimiz çok şey var. Maya da biraz büyüse tabii. Gerçi en son veletlerle dünyayı gezmenin nasıl olacağını konuştuk. 2 çocuklu bir ailenin dünyayı gezerken karşılaştığı şeyleri görmek ve aktarmak komik olabilir. - Sizin de eşinizin de hareketli bir hayatı var. Beraber mi hareket edersiniz her zaman? - Elbette. Ama iş konusunda yalnız olma taraftarıyım. Bir işe başlarken yalnız olmak istediğimi o da biliyor zaten. Sonra geliyor yanıma. Hiç uzun zaman birbirimizi görmediğimiz olmadı. - Kıskanç mısınız? - Değilim aslında. Kimi zaman karşı tarafı rahatsız edebiliyor bu halim. Ama bence kıskançlık küçük birespri sadece. Daha ötesine de geçmeye hiç gerek yok. - "Kendi bildiğim doğrudur" diyenlerden misiniz? - Boğa burcuyum. inatçı derler. Ama çok inatçı olmadıgımı düşünüyorum. Uyumluyumdur, iyiyi kötüyü, keyif aldıgım şeyleri bilirim. Kimseyi bir konuda zorlamadan çözmeyi tercih ederim. "Bakın bir de böyle bir yolu var" diye yaklaşırım. - Bir başkaldırı şeklinde değil yani. - Okul zamanında başkaldırım vardı. Her çarşamba disiplin kuruluna giderdim saç ve kıyafetten. Üniformayı giymez, saçları kısa kesmezdim. Oradan mezun oluncaya kadar inat ettim. Ama sevimliydim, derslerim kötü değildi, hocalar seviyordu. Asla küstahça bir başkaldırım da olmadı. Tamam deyip, kendi bildiğimi yaptım sonuçta. - Sonra da böyle mi devam etti? Evet, ediyor. Kötü huylarım da vardı belki zaman içinde yok etmeye çalıştım. Ama bu kötü huy değil. Bu işin yarama'zlığı. içindeki küçük çocukla bağlantılı bir hikâye belki. • zuhalay@yahoo.com
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle