28 Kasım 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
PAZAR 7MART2010/SAYM250 Türkiye'de her yıl üç bin kişi silahla öldürülDyor. Bunların 700'ünün ölüm nedeni "maganda kurşunları". Meclis'teki Silah Kanunu Tasarısı kabul edilirse, rakamlar daha da büyüyecek. Tasarıyı, bireysel silahlanmada gelinen noktayı ve dahasını Umut Vakfı Başkanı Nazire Dedeman anlatıyor. Umut Vakfı'nın fotoğraf yanşmasında ödül alan Edip Kuzey Aktan'ın fotoârafı (sağda). \ \ \ V; KORKU KÜLTÜRÜ SİLAHLANDIRIYOR - Silahsızlanma üzertne medya eğltimleri de veriyorsunuz. Şiddeti çogaltmada, körütdemede medyanın rolünü nasıl görüyorsunuz? -Türkiye'de şiddet ve bireysel silahsızlanma konusunda Türkiye'nin çeşitli bölgelerınde yerel medya seminerleri düzenliyoruz. Medyanın söyleminin oldukça önemli olduğunun farkındayız. Uzmanlar suç korkusunun oluşmasında ya da artmasında medyanın etkili oldugunu belirtiyor. Bu konuda, dünyada yapılmış çalışmalardan akla yakın olanlardan bazıları, medyanın, özellikle de televizyonun ınsanlara, şiddeti, "normal" bır sorun çözme yöntemi olarak gösterdiğıni söylüyor. Ayrıca, bize şıddetin her yerde oldugunu ve bu şiddetten "korkmamız" gerektiğini söylüyor. Bu tür bir "korku" ve "güvensızlik" söylemı de, muhtemelen, insanların daha fazla silahlanmasında etkili oluyor. • Her kurşun bir hayat alırESRA AÇIKGÖZ •" *. zerinden 17 yıl geçti ama onun acısı hâlâ taze. I I Oglu Umut, 1993'te, 17 yaşındayken V««y vuruldugunda, uzun bir adalet arayışına girişti Nazire Dedeman. Tetigi çeken, Kürt Ahmet lakaplı Ahmet Turgut'un oğlu, Umut'un yakın arkadaşı Melih Turgut'tu. Kazayla oldugunu iddia etti. Dedeman cinayet olduğuna emin de. Mahkeme Turgut'a, ikı yıl ceza verdi, onu da para cezasına çevirdi... Yaşadıgı bu büyük acıdan sonra, barış kültürü, çocuk ve insan hakları konusunda yaptıgı çalışmalara, silahsızlanmayı daekledi Dedeman. 1995'te bu konuda ilk akla gelen sivil toplum kuruluşunu, Umut Vakfı'nı kurdu. insanın en önemli hakkı, yaşam hakkı kimse tarafından gasp edilmesin diye uğraştı, uğraşıyor. Hiç kolay bir mücadele değil bu. Hele de şu günlerde TBMM'de bekleyen Sılah Kanunu Tasarısı düşünülürse. Eğer bu tasarı kabul edilirse, silah edinme yaşı; av tüfeklerinde 18 olacak. Silah izni için "tek hekim raporu" yeterli görülecek. Silah bir "armagan" olabilecek. Ruhsat edininceye kadar "geçici ruhsat" adı altında silah edinme hakkı verilecek... Kısacası, bundan sonra daha çok eli silahlı insan görecegiz. Bu daha çok ölüm demek. Eski yasayla bile Türkiye'de yılda üç bin kişi silahla, bunların 700'ü de "maganda, serseri kurşunu"yla veya dikkatsizlik sonucu öldürülüyor. Fazla söze gerek yok, gerisini Umut Vakfı Başkanı Nazire Dedeman anlatıyor... - Silah Kanunu Tasansı TBMM'de bekllyor. Tasandaki en tehlikeli maddeler neler slzce? -Tasarıyla ilgili ilk şunu belirtmeliyim: Silah Kanunu Tasarısı'nın, suçun ışlenmeden önce önlenmesini degil, suçun tespıt edılmesıni esas alan bir anlayışla düzenlendigini düşünuyoruz. Bu yaklaşım bireysel silahsızlanmayı değil; bireysel silahlanmayı kolaylaştırıyor. Silah kullanma yaş sınırının yukarı çekilmesi, herkese yalnızca bir silah ruhsatı verilmesi, geçici silah edınmeye izin uygulamasının kaldırılması, doğrudan öldürücü bir araç olan silahlara ilişkin aleni ve gizli reklam ve tanıtımın engellenmesi, bir yıldan fazla cezaya mahkûm olmuş kişilere silah edinme izninin verilmemesi, kına, nişan, düğün, sünnet gibi açık havada yapılan kutlamalarda ateşli silahların bulundurulmasının engellenmesi gibi konular çok önemli. Esas olarak, yasanın bireysel silahsızlanma anlayışıyla düzenlenmesi bu sorunun çözümünde önemli bir adım olur. - Bu tasan geçerse, slzln önemle üzerinde durduğunuz, 21 'I yeterli bulmayıp 25'e çıkanlmasını Istedlglniz yaş sının 18'edüşecek. - Yasada silah edinme yaşıyla ilgili iki ayn düzenleme bulunuyor. Yasa tasarısı, 18 yaşından büyüklerin tüfek edinmesine izin veriyor. Tabanca ruhsatı almak için yaş sının ıse 21. Biz Umut Vakfı olarak tüfek, kurusıkı silah ve biber gazı için yaş sınırının 21 olmasını, tabanca ruhsatı Yaşama hakkı için silahsızlanın - 1993ten beri Umut Vakfı'nda yoğun çalışmalarda bulunuyorsunuz, ne güç vertyor size? - llkemiz, insan menfaatidir. insan hakları kapsamında bir şeylerin olumlu değiştiğini görmek gücümü arttırıyor. Yaşama hakkı ve yaşama hakkının en önemli kavramı olan bireysel silahsızlanma hakkında kamuoyu oluşturmak, bu konuda toplumumuzda bilinç sağlamış olmak, zaman zaman olumsuzlukları gördükçe yılgınlığa uğrasam da, çogunlukla güç katıyor. Tekraryılmadan çalışmalara devam ediyorum. - Bir yandan da Iş hayatınıza devam edlyorsunuz... - Çalışmak en büyük ibadettir. Hem iş hayatımı hem vakıf çalışmalarımı profesyonel, işlerinde uzman ekipler götürdüğünden bana sadece bayragı taşımak kalıyor. Bunun verdiği hazla da işlerimi ve vakfımın çalışmalarını en verimli şekilde idame ettirebiliyorum. Sevilerek yapılan her iş sizi yormaz ancak güç katar. Olumlu sonuçlar aldıkça da çalışma azmim daha çok artıyor. - Peki vakfın ilk kurulduğu zamandan bugüne ne kadar yol alablldlk silahsızlanma adına? - Bugün Türkiye'de "bireysel silahlanma" bır sorun olarak açıkça tanımlandı. Ayrıca "bireysel silahsızlanma" da bır alma yaşının ise 25 olarak belirlenmesini öneriyoruz. Çünkü; Türkiye'de özellikle 15-25 yaş arası ölümle sonuçlanan ateşli sılahlarla ıntihar oranı oldukça yüksek. Risk 35 yaşa kadar devam ediyor. 25-30 yaş arasında ıse ateşli silahlarla ölümler en yüksek düzeye ulaşıyor. Türkıye'deki, kriminolojik açıdan suç işleme oranının yüksekligi ve ateşli silahlarla ölüm ve yaralamalara ilişkin istatistiki verilere dayanılarak ruhsat alma yaş sının 25 olmalı. RUHSAT İÇİN YAŞ SINIRI 25 OLMALI - Söz konusu istatistlkler gerçekten ürkütücü. Yılda üç bin kişi silahla öldürülüyor. Bunların yaklaşık 700'ü "maganda, serseri kurşunu'yla veya dikkatsizlik sonucu ölümler. Yılda 10 bine yakın da yaralanma yaşanıyor... - İstatistikler, sorunun cıddıyetıni somut olarak göstermesi bakımından önemli. Bugün ülkemizde, 2,5 milyon ruhsatlı olmak üzere, bu rakamın en az üç katı ruhsatsız silah mevcut. Toplamda, sivillerin kullanımında bulunan ortalama 10 milyon civarında ateşli silah oldugunu tahmin ediyoruz. Türkiye'deki cinayetlerin yüzde 60'ında ateşli silah kullanılıyor ve her 10 kişiden birinde, her üç evden birinde ateşli silah bulunuyor. özellikle, silaha kolay ulaşılabilir olması cinayet, intihar gibi olayların her an meydana Umut Vakfı her yıl 28 Eylül'de bireysel silahsızlanmayı vurgulamak için "Sessiz Ayakkabılar Yürüyüşü" yapıyor. gereklilik olarak tespit ediliyor. 16 yıl önce Umut Vakfı'nı kurduğumuzda, Türkiye'de böyle bir sorundan söz edilmiyordu. Bugün bireysel silahlanmaya karşı olan yurttaşların oranı yüzde 30'dan fazla. Bunun yanı sıra Silah Kanunu Tasarısı ve kuru sıkı silahlara ilişkin 2008'de yapılan yasal düzenlemeler sırasında olduğu gibi, biz yurttaşların yaşama hakkını ilgilendiren bu konulara ilişkin bir kamuoyu oluşmuş durumda. Bunlar önemli adımlar. - Oglunuzun öldürülmeslnden önce de sllahlansızlanma üzerine çalışmalar yapıyor muydunuz? - Evet, oğlum 1993'de bir cınayete kurban gitti. Yaşama hakkı elinden alındı. Bu olaydan önce de çocuk hakları konusunda, hem Çocuk Zirvesi kurucusu olarak hem de bilfiil çocuklarla insan hakları üzerine çalışmalar yapıyordum. Ayrıca barış kültürü konusunda da faaliyetlerde bulunuyordum. 1993'den sonra bireysel silahlanmanın şiddetin en uç noktası oldugunu ve bir toplumsal sorun oldugunu tespit ederek, bu konuda da çalışmaya başladık. Vakfımızın amacı da, gelecegimizin teminatı gençlerimizin hukukun üstünlüğüne inanan, adalete güvenen, anlaşmazlıklarını uzlaşmayla ve barışçıl yollarla çözümleyen, yurttaş olma bilincini ve sorumluluğunu taşıyan bireyler olarak yetişmelerine katkıda bulunmak. # gelmesinin en önemli nedeni. Yapılan araştırmalar, evde silah bulunmasının ev halkından birinin cinayet, intihar, kaza gibi nedenlerle ölmesi riskini yüzde 41 arttırdıgını gösteriyor. Bir mekânda silahın yalnızca bulunması bile sonu ölüm, yaralamayla biten bir olayın oluşması riskini önemli ölçüde arttırıyor. - Silah tüccarlannın bu konuda savunusu, "Ruhsatlı silahla değil, ruhsatsız silahla suç Işlendlgi, bu nedenle de silah edlnmenin kolaylaştmlması gerektlği" yönünde... - Uzmanlarımız, yaptıkları araştırma ve gözlemlerin neticesinde ruhsatlı silahlarla da işlenen suçlarda artış olduğunu söylüyor. Ayrıca böyle bir mantık, silahlanmanın artmasını sorun olarak görmemekte, suç meydana geldiginde kolaylıkla tespit edilecegi ve dolaylı olarak kimsenin suç işlemeye yeltenmeyeceği varsayımından hareket ediyor. Oysa, ruhsatsız silahlar bir defaya mahsus olmak uzere ruhsatlandırılınca, yalnızca toplumdaki silah sayısının legal olarak görünür olacagını, suç işleyecek kişilerin de ayrıca ruhsatsız silahlanmaya devam edeceklerini tahmin etmek güç degıl. Yanı silahlanma azalmayacagı gibi, suç da azalmayacaktır. Bu noktada önemli olan kolluk güçlerinin yurttaşların güvenligini saglamasını, "yaşama hakkını" güvenceye alacak şekilde çalışmasını düzenlemek. "Ben yurttaşımın güvenligıni sağlayamıyorum, silahlanmasına müsaade edeyim, kendi güvenligini saglasın. Ruhsatlı silahla suç kolay tespit edilecegi için zaten suç da ışlemez" mantığı geçersizdır. - Raporlannızda 1989'daki sivil halktaki silah sayısıyla şu anda sMI halktaki silah sayısının neredeyse on kat arttığını belirtiyorsunuz. Sizce bu artışın nedeni ne? Ne körüMüyor slfahlanmayı? - Sılahlanmayla ilgili mevzuatın kolaylaştırılması insanlardaki silah sayısının artmasının en önemli nedeni. 1989'da ruhsatlandırma kolaylaştırıldıktan sonra silaha talep arttı. Böylece 21 yaşında olan her Türk vatandaşı silah alabiliyor. - Llnç girişimlerinin, clnnet getlrmelerin, ekonomik sıkışmışlığın yoğun olduğu bir ülke Türkiye. Bu tasan kabul olursa nasıl blrtablo bizl bekliyor? - Bireysel silahlanmayı kolaylaştıran bır yasanın ortaya çıkması, sivil yurttaşların sahipligindeki silah sayısının ve doğal olarak toplumdaki suç oranının da artacağı sonucunu beraberinde getirecek. Ekonomik kriz, sosyolojik açıdan görünür olan toplumsal gerginlikler öfke düzeyinin artmakta oldugunu ve öfke denetimsizliğinin yaygın silahlanmayla birleşince oldukça tehlikeli bir ortamın oluşacağını ışaret ediyor. Bu açıdan durumun endişe verici olduğunu düşünuyoruz. - Silahlı ölümlerin durdurulması İçin kuşkusuz yasalann sıkılaştınlması gerekll ancak bu da tek çözüm olmayacaktır. "At, avrat, silah" gibi söylemlerle şiddetin yüceltlldigi bir toplumuz. Bu zlhnlyeti yıkmak pek kolay olmayacak. - Bu kultürel yapının degişmesi ıle mumkun. Ancak kültürel yapının kısa zamanda değışmesıni beklemek gerçekçi degıl. En azından bireysel silahlanmanın bır sorun olarak zihinlerde yerleşmesi, ateşli silahlarla kazalar veya cinayetler sonucunda meydana gelen ölüm ve yaralamaların toplumda görünür olması, eğlencelerde silahla kutlama yapmanın hıç de takdir edilir ve normal bir davranış olmadığını vurgulamak ve yurttaşların da algısının bu şekilde degişmesi, en azından soru işaretlerinin belirmesi küçük ama önemli adımlar. • esraacikgoz@cumhuriyet.com.tr
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle