15 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B PANO DENİZ KAVUKÇUOĞLU Haftanın İçinden Notlar Hafta içinde dünya, yalnızca Türkiye’de görülebilecek bir olaya tanık oldu. Bir terör suçu sanığı, komutası altındaki 30 bin askerle bir tatbikat yönetti. Dünya basını Üçüncü Ordu Komutanı Orgeneral Saldıray Berk’e geniş yer ayırdı haberlerinde. Orgeneral, Erzurum Cumhuriyet Savcılığı’na ‘ifade vermeye gideceği yerde’ ağır kış koşullarında ordusuna komuta ediyordu. Gerçekten de tuhaf/olağandışı bir durumdu. Bir terör suçu sanığına tanklı, toplu, tüfekli koskoca bir ordunun emanet edildiği görülmüş ve hiçbir zaman da görülebilecek bir olay değildi. Akıllara takılan bir soru da şuydu: O orgeneral, ‘o orgeneral’ olmasaydı da kendisini ifadeye çağıran başsavcının makamına, -Allah göstermesin- ordusunu da peşine takıp gitmeye kalksa acaba ne olurdu? Ortaya nasıl bir görüntü çıkardı? İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) uzunca bir zamandan beri Türkiye Kas Hastalıkları Derneği’ni yerinden yurdundan etmek için büyük bir çaba harcıyor. Sudan nedenlerle dernek, 18 yıldır çalışmalarını sürdürdüğü mekândan çıkartılmak isteniyor. İBB’den derneğe gönderilen yazıda, tahliye kararının ‘kamu menfaatına’ alındığı ileri sürülüyor. Oysa 32 yıl önce Prof. Dr. Coşkun Özdemir’in öncülüğünde kurulmuş olan ve ülkemizde sayıları 100 bine varan kas hastaları için yaptığı çalışmalar dünya tıp kamuoyunca övgü gören dernek 08.06.1992 tarih ve 3137 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile Kamu Yararına Çalışan Dernek statüsüne alınmış. Şimdiyse dernek, ‘tahsis amacına uygun davranmadığı’ gerekçesiyle İBB tarafından sokağa atılıyor. İnsan bu durumda İBB’nin ev sahibi olduğu bu mekâna ilişkin olarak Türkiye Kas Hastalıkları Derneği’ninkinden daha yararlı hangi ‘kamusal’ çalışmaları öngördüğünü merak ediyor. İBB’nin Sayın Başkanı Kadir Topbaş dileriz bunu kamuoyuna açıklar. Bizler de hem meraktan hem de bir ‘kültür başkenti’ yönetiminin neden olduğu utançtan kurtuluruz. TÜYAP ve Türkiye Yayıncılar Birliği tarafından düzenlenen ve dokuz gündür süren 8. Bursa Kitap Fuarı bu akşam yeni bir ziyaretçi rekoruyla kapanıyor. Dokuz gün boyunca 200 binin üzerinde kitapsevere ev sahipliği yapan fuarda 220 yayınevi kitaplarını sergiledi. Düzenlenen 88 kültür ve edebiyat etkinliği ile 396 imza gününde yüzlerce yazar, şair, sanatçı, bilim adamı Bursalı kitapseverlerle buluştu. Fuarın açılışında yaptığı konuşmasında, “Ben artık bir kenti o kentte yaşayanların kitaplarla olan ilgisine bakarak değerlendiriyorum’’ diyen TÜYAP Kültür Fuarları Danışma Kurulu Başkanı sevgili Doğan Hızlan’a hak veriyorum. Kentler gerçekten de kitaplarla, o kitapları okuyan insanlarla aydınlanıp güzelleşiyor. TÜYAP nisan ayında 15. kez İzmirli/Egeli, mayıs ayında da ilk kez Diyarbakırlı/Güneydoğulu kitapseverlere açacak kapılarını. Sosyal sorumluluklar üstlenen kurum ve kuruluşların topluma verdiği hizmetlerin bir yerde karşılığını görmesi hoş bir şey. TÜYAP, Kitap Fuarları ve Sanat Fuarı ile ülkemize ve toplumumuza kattıklarını değerlendiren Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi’nin verdiği bu yılki üç Akademi Ödülü’nden birine layık görüldü. Düzenlenen törende Üniversite Rektörü, heykeltıraş Sayın Prof. Dr. Rahmi Aksungur’un el emeği olan heykeli TÜYAP adına alan Yönetim Kurulu Başkanı sevgili Bülent Ünal’ı o çorbada tuzu bulunan Tüyaplılardan biri olarak yürekten kutluyorum. Doğal ki öbür ödüllerin sahipleri Pera Müzesi’ni ve İş Bankası’nı da. [email protected] www.denizkavukcuogluyazilari.blogspot.com ÇED KÖŞESİ OKTAY EKİNCİ ‘Normalleşen’ Belediye Tõp dünyamõzõn yurtsever aydõnlarõndan, Cumhuriyet ga- zetesi sağlõk yazarõ Prof. Dr. Coşkun Özdemir, Tarihi Kent- ler Birliği’nin (TKB) Anadolu buluşmalarõnõ kaçõrmaz; çünkü yerel yönetimlerin kültürel mi- rasa sahip çõkmalarõnõ amaçla- yan TKB’nin özellikle “parti- ler üstü” anlayõşõna hayrandõr. Farklõ siyasetlerden beledi- yecilerin “ulusal değerler”imiz etrafõnda bütünleşmesini, ül- kenin özlemi “siyasi olgunlu- ğa” örnek gösterir... hele gün- demdeki kent Şanlıurfa’ysa, gözlerinin içi gülerek “mem- leket havaları”nõ ondan güzel kim okuyabilir?... ‘Kamu’ adına darbe Geçen yõl 80. yaş gününü “Urfalıyım ezelden, gönlüm geçmez güzelden...”le kutla- dõğõmõz Coşkun Hoca’nõn bir süredir yüzünden düşen bin parça... Yõllarõnõ verdiği eşsiz “kamu hizmeti”ne sözde “ka- mu yararı” için akõl almaz bir “vefasız”lõk gösteriliyor; üstelik o çok değer verdiği TKB’nin de üyesi olan “İs- tanbul Büyükşehir Belediye- si”nden... 1978’de kurduğu, 92’de Ba- kanlar Kurulu’nca “Kamu Ya- rarına Çalışan Dernek” sa- yõlan “Türkiye Kas Hasta- lıkları Derneği”nin, 18 yõldõr hizmet verdiği binasõnda “kira süresinin dolduğu”nu bildiren belediye diyor ki: “Kamu menfaatına tahliye edin!” Tedavisi olanaksõz kas has- talarõnõn ve engellilerin top- lumla bütünleşmesini sağla- manõn; bundan ötürü de ulusal ve uluslararasõ ödüller alan “insanlık” görevlerinin “kamu menfaatına(!) sonlandır”õl- mak istenmesi acaba hangi “yasal gerekçe”ye dayandõrõ- lõyor? Yanõtõ belediyenin 25 Şu- bat’taki açõklamasõnda şöyle verilmiş: “Dernek, tahsis ama- cına uygun faaliyet göster- memiştir!” İşte buna artõk dayanama- yan Prof. Özdemir, sonunda o zarif suskunluğunu bozarak di- yor ki: “Üyelerimizin çoğu kas hastaları. İngiltere’deki uluslararası dernek, Londra Üniversitesi’yle birlikte pro- jelerimizi desteklemekte… Aynı kurumlar, evde bakım hizmeti verebilmemiz için derneğimizde kurslar dü- zenliyorlar. Tahsis amacına bundan daha uygun faali- yetler ne olabilir?” O kadar ki söz konusu kurs- lara 2009 yõlõnda İBB’den de hemşireler katõlmõş... “Çıkın” diyenler ise belli ki arkadaşla- rõna bile “dernekte ne yaptı- nız” diye sormamõşlar!.. ‘Yargı’ da olmasa! Yaklaşõk 200 türü olan kas hastalarõnõn ülkemizdeki sayõ- sõ 100 bin kadar… Buna rağ- men aynõ hastalõğa “tek” başõ- na hizmet veren sivil toplum kurumumuzu “kira gelirlerini arttırma” adõna böylesine dõş- layanlar, kent halkõnõ ve “ka- mu”yu nasõl temsil edebilirler? Nitekim yürek burkan “tah- liye” işlemleri idare mahke- mesince durduruldu; iktidarõn, “reform gerekiyor” dediği yüksek yargõ, derneğin “tah- sis amacına uygun ve kamu yararına çalıştığı”nõ kararlaş- tõrdõ. Bu kararla “eşzamanlı” gerçekleşen basõn toplantõsõnda ise Başkan Kadir Topbaş ga- zetecilere diyordu ki: “Bugün süreleri dolmasına rağmen tahliye işlemini durdurduk; arkadaşlarımdan bir başka yer bulunmadan çıkartma- malarını istedim.” (01 Mart 2010-Basõn Bülteni) Başkanõn açõklamasõ atalarõ- mõzõn “özrü kabahatinden büyük” sözünü anõmsatmõyor mu?.. Yeşilköy’deki hizmet me- kânõ, büyük özverilerle “top- lumsal hizmet olanakları”na kavuşturulan bir “sosyal tıp merkezi”ne dönüşmüş du- rumda. Bu emeğin karşõlõğõ “artık başka yere gidin” de- mek yerine, derneğe ve emek- tarlarõna “teşekkür ederek” daha da destek olmak değil midir? Çocukluğumuzda “bana bak” diyene “sana belediye baksın” diyerek şakalaşõrdõk; çünkü belediye “çaresizlerin koruyucusu” sayõlõrdõ... Şim- di ise en çaresiz hastalara ya- şama sevinci verenleri “kov- ma”ya kalkõşan bir belediye an- layõşõ var. Söyler misiniz, bu değişimin adõ “normalleşme” ya da “ileri demokrasi” falan olabilir mi? 7 MART 2010 PAZAR CUMHURİYET SAYFA 19 Trajedi Necati Cebe: “Ermeni tasarısının kabulü komedi ise AKP’lilerin hali de trajediydi!” Hurma Muzaffer Tanrıkul: “Davos’ta yediğin hurmalar, Washington’da mideni tırmalar!” Kontrolsüz Ali Cihan; “Yandaş yazarlar ‘kontrolsüz’müş. Bağımsız olmadıklarını kendileri de biliyor demek ki!” Kamış Ülkü Çetinkanat: “Sarıkamış’taki kış tatbikatını birkaç güne kadar Taraf’ta ‘Kamış Darbe Planı’ olarak okuyabiliriz!” Türkiye hangi bölgesini satacak! BORÇ kriziyle sarsılan AB üyesi Yunanistan’a, AB üyesi Almanya “Adalarını sat borcunu öde” deyince Mustafa Saraç da şöyle dedi: “Aynı birliğe üye ve kâğıt üzerinde eşit oldukları varsayılan iki ortak ülkeden birinin diğerinin topraklarına iştahlı biçimde göz koyabilmesi ve bu iştahını basın yoluyla resmen ilan edebilmesi, AB’nin bir dayanışma platformundan ziyade, cüretkâr ve açgözlü bir neo-kolonyal teşkilat olduğunu düşündürmektedir. Alman hükümeti, açıkça, ‘parayı veririz, ama toprağınızı da rehin alırız’ demekte, zor günler geçiren bir egemen ülkenin doğal güzelliklerini -fırsat bu fırsat diyerek, bir akbaba misali- ucuza kapatmaya çalışmaktadır. Ya adanı, ya canını tehdidi, AB üyeliğini bir sosyo- ekonomik kurtuluş hamlesi olarak gören, Avrupa kültürüne tutku düzeyinde hayranlık duyan yerli liberallerimiz için yeterince uyarıcı ve de utandırıcı bir resimdir. Türkiye, önce AB’ye, ardından da herhangi bir nedenle krize girdiği taktirde, ada sayımız fazla olmadığına göre, hangi toprakları, Trakya’yı mı, GAP’ı mı, yoksa Ege sahillerini mi satmaya zorlanacağız? Oldubittiye gelmemesi ve Alman emlakçilere fırsat kalmaması açısından, her toprak parçası için fiyatlandırmanın şimdiden yapılmasında yarar var!” Nazi Almanyası’nda papaz Martin Niemöller’in günlüğünden: “Önce sosyalistleri topladılar, sesimi çıkarmadım; çünkü ben sosyalist değildim. Sonra sendikacıları topladılar, sesimi çıkarmadım; çünkü sendikacı değildim. Sonra Yahudileri topladılar, sesimi çıkarmadım; çünkü Yahudi değildim. Sonra beni almaya geldiler; benim için sesini çıkaracak kimse kalmamıştı.” TÜRKİYE’YE dışarıdan bakanlar “ordu”nun taktik olarak geri çekildiği yorumunu yaparken Ankara’daki dostumuz Mustafa Yıldırım “Generallerin işi zor” diyor: “NATO’nun tüm genişleme programlarına bağlı kalacaksın. NATO’dan bezen subayları hizaya getireceksin. ABD-Türkiye-AB-İsrail ittifakına sadık kalacaksın. ABD’nin ve NATO’nun Kafkasya’ya demokrasi yerleştirme planlarının önde gelen gücü olacak ve Gürcistan’da subay eğiteceksin. Azerbaycan’a kardeş diyeceksin; ama başkanlık seçimine bir gün kala Azerbaycan’a demokrasi gelsin, diyeceksin. Pentagon önerilerine uygun olarak ‘Kürdistan’ sorununu siyasal ortamda çözeceksin. PKK’yi tasfiye etme bahanesiyle Kürdistan Güney Devleti’ni kabulleneceksin. Çuvala gireceksin; Kerkük’te Türkler terörle katledilince arkanı döneceksin. Bir ayağın Amerika’dan eksilmeyecek; Asya’daki Türk devletlerine NATO’nun kumandası gerektirdikçe gideceksin. Sınırdan üniformalarıyla giren PKK’ye açılım çiçekleri sunacaksın. Amerika’nın demokrasi projesini yaşama geçirmek için TSK’ye yönelik raporlar hazırlayan TESEV’e kızacaksın. TESEV’in bir numaralı uzmanlarını, USIP projecilerini askeri konferanslarında konuşturacaksın. Avrupa Birliği Atatürk’ün gösterdiği yoldur diyeceksin. AB Türkiye’de etnik kışkırtıcılık yaptıkça yutkunacaksın. Kıbrıs’ta oylamaya bir gece kala Kofi Annan planı kabul edilsin diye televizyonda konuşacaksın. Limanlarını güvenlik gerekçesiyle ABD güvenlikçilerine, savaş gemilerine açacaksın. Amerikan İslamcılığıyla uzlaşı içinde Ortadoğu’nun işgaline yardımcı olacaksın. Menemen’de nutuk atacaksın. Fethullah Gülen’e karşı çıkacaksın; ama onun gibi Amerika ile entegrasyonu savunacaksın. Sınır güvenliğimizi Amerika’nın anlık istihbaratına emanet edeceksin. ‘Amerika ile işbirliğimiz tarihidir’ diyerek işi bağlayacaksın. Harp Okulu’nda Atatürk’ü anlatacaksın, 30 Ağustos kutlayacaksın. Sonra da tezkere geçmedi diye dövüneceksin. Teğmenleri ‘İçimizde’ diye bağırtacaksın. Teğmenler içlerindekini dışa vuracak! ‘Hukuka inanmayan içimizde barınamaz’ diyeceksin. MGK’de ‘Açılıma devam’ diyeceksin; adını koyamayacaksın. Müttefik çok dinli, çok kültürlü, çok etnikli Anadolu federasyonu diyecek. Sen susacaksın! Adalet ikiye ayrılacak. Amerikan- İran İslami yolunda ilerlenecek. Teğmen hâlâ ‘İçimizde’ diye haykıracak. General, ‘Yahu’ diyecek! Zor; generalin işi gerçekten zor! Zor SESSİZ SEDASIZ (!) Ermeni tasarısı ne oldu? Van münit oldu! YağmurDeniz KİM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK [email protected] ÇİZGİLİK KÂMİL MASARACI [email protected] HARBİ SEMİH POROY HAYVANLAR İSMAİL GÜLGEÇ UYDUDAN NAKLEN HAKAN ÇELİK [email protected] [email protected] Prof. Özdemir, “Derneği- me Dokunma...” mitingin- de hastalarıyla... BULMACA SEDAT YAŞAYAN SOLDAN SAĞA: 1/ Sarõ taneli bir üzüm cinsi. 2/ Belirteç ola- rak kullanõlan eylem soylu sözcük... Ele- me işleminde kullanõlan araç. 3/ Kaynağõ an- tikçağlara da- yanan kirişli bir çalgõ... Bir gezegenin Gü- neş’ten en uzak ol- duğu nokta. 4/ Öz- bekistan’õn plaka imi... Gümüşbalõğõ- nõn küçüğü. 5/ İran’õn eski adõ... Bir satõş yerinde satõşa hazõr bulundurulan malla- rõn tümü. 6/ Kamu... Bir nota. 7/ Ayõ yav- rusu... Sevinçli, ne- şeli. 8/ Borsada kesin vadeli değerlerin kuru ile primli değerlerin kuru arasõndaki fark... Asya’da bir ülke. 9/ Yurdumuzda yetişen ve şarap yapõmõnda kullanõlan bir üzüm cinsi. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Atõlmõş ve eğrilmeye hazõrlanmõş, top biçiminde yün ya da pamuk... Avcõ kulübesi. 2/ Alçak en- lemlerde esen düzenli rüzgâr... Kimi Türk lehçe- lerinde “ağa” yerine kullanõlan sözcük. 3/ Sõcak- lõk, yakõcõlõk... Radyo dalgalarõnõn yankõsõnõ ala- rak cisimlerin yerini ve uzaklõğõnõ saptayan aygõt. 4/ Yiyecek bulamayan, yoksul kimse... Eritre’nin başkenti. 5/ Bağõşlama... Tõpta en gelişmiş gö- rüntüleme tekniğinin kõsa yazõlõşõ. 6/ Çok beğenilen, çok hoşa giden... Bir nota. 7/ Tanrõ’nõn insan ruh- larõnõ yarattõğõ zaman... Satrançta temel taş. 8/ Ucu sivri kürek... Eski Yunan mimarlõğõnda müzik ve tiyatro gösterilerinin sunulduğu yapõ. 9/ Bir sayõ... Kuşlarõn, “taşlık” da denilen midesi. 1 2 3 4 5 6 7 8 9 1 2 3 4 5 6 7 8 9 I T I R Ş A H İ S E R A K A M A P R S P İ R A L A M E T İ S T P T A Ş M A P İ U L A K A M O N L İ R İ K A L İ A Z L İ G İ Z M E T R O N O M 1 2 3 4 5 6 7 8 9 1 2 3 4 5 6 7 8 9
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle