Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
7MART2010/SAYM250
4-
PAZARİ
Diş sağ
değil estetik
kaygısı...
Ortodonti, diş İle çenedeki
sağftksız yapının teşhis ve
tedavisi üzerine çalışan bir
afan. Bu fonksiyon
r
ZUHAL AYTOLUN
G
ünümüzde estetik algısı çeşitli medya
araçlarıyla günbegün beynımize kazınıyor.
Daha güzel vücutlar, daha bakımlı
kadınlar, belirli hatlar, güzel saçlar, bembeyaz
dişler... Tüm bunlar estetik kaygının nasıl da
arttığını ve güzelliğin nasıl da tek tipleştirilmeye
çalışıldığının göstergesi. Hal böyle olunca da
estetik cerrahların kapısı her geçen gün daha çok
çalınıyor. Hem sadece estetik cerrahlar değil,
ortodontistler de bundan nasibini alıyor. Ama
aslında sağlık açısından işe de yaramıyor değil.
Ortodontıstlere estetik kaygılarla gelenler ağız
sağlık sorunlarını duyunca haliyle kaçamıyor. Bir
taşla iki kuş vuruluyor, bir yandan dişler
beyazlatılıp, çene yapısıyla ilgilenilirken çürük
tedavisine de başlanıyor. Marmara Üniversitesi Diş
Hekimliğı Fakültesi Ortodonti Anabılim Dalı
Başkanı ve öğretim üyesi Prof. Dr
Nazan Küçükkeleş, ortodontik
tedavıyle ilgili sorularımızı
yanıtladı.
Ortodontik tedavinin
yaygın olarak bilinen tanımı
dişlerdeki çapraşıklığın
tellerle düzeltilmesi. Ancak
hadise bu kadar da basit
değil. Ortodonti, sadece
dişlerdeki çapraşıklığa
değil, çenenin tümü ve
yüzle ilgili bir bilim dalı.
Çenelerin
konumunun
bozulması, hem
estetik hem de
fonksiyon
bozukluğuna yol
açıyor. Bu
çiğneme, konuşma
ve eklem
fonksiyonlarından biri
olabilir. Çene
bozukluğunun yüze
yansıması fark
edilebiliyor. Kimi zaman
genetik olarak düşünülse
de tedavisi mümkün.
Küçükkeleş, çene ve
yüz deformasyonlarının
da ortodontinin kapsamına girdigini dile
getiyor. "Hasta önce estetik cerraha gidiyordu.
Ancak günümüzde yavaş da olsa bu sorunun
yanıtının ortodontistte olduğu anlaşılmaya
başladı" diyor. Küçükkeleş özellikle çene
tedavisinin mümkün olduğunu vurguluyor.
Ortopedik ya da cerrahi yollarla düzelebiliyor.
Ancak çocuklar için erken yaşta teşhis önemli. O
yüzden kontrolü 7-8 yaşlarında hiçbir şey
farkedilmese bile öneriyor. Çapraşıklık tedavisi
içinse 12-13 yaş ideal. Yıllar ve yaş geçtiyse
dişlerdeki çapraşıklığa çare yok diye düşünmeyin.
Bu mümkün olduğu gibi eskiye göre çok daha
estetik bir şekilde yapılabiliyor. Üstelik yaş sınırı da
yok. Yetişkinlerin en çok tellerin görünmesinden
rahatsız olduğunu söyleyen Küçükkeleş, bu
sorunun da ortadan kalktığına dikkat çekıyor:
"Tellerin ve takılan malzemenin beyaz, diş
renginde olanları var. Günümüzde de artık dişlerın
arka yüzeyine takılabiliyor. Hiç görünmeden en
fazla 2 yıla kadar tedavisi yapılabiliyor."
Beyazlatmaysa günümüzde en çok tercih
edilen ve talep edilen uygulamalardan biri.
Küçükkeleş, bu konuda da bilgilendiriyor.
Beyazlatmak, ömür boyu kalıcı bir yöntem
değil. Tıpkı solaryum gibi. Her diş de aynı
tonda beyazlamıyor. Bu konuda
beklentileri abartmamak gerekeyor.
Küçükkeleş, beslenmenin de önemli bir
etken olarak karşımıza çıktığını dıle
getiriyor. Renkli gıdalar çok tüketiliyorsa
bu da diş rengının koyulaşmasına neden
oluyor. Beyazlatma amacıyla kullanılan
tedavisi ağtz sağitğı
açfsindan önemli. Ancak
yatnızca estetik nedenierie
başvuranlann sayısı da gün
geçtikçe artıyor.
aşındırıcı maddelerin gelişi güzel kullanımını da
önermiyor Küçükkeleş: "Pıyasada olanlar çok etkili
değil. Diş hekimi kontrolünde yaptırılması çok
daha uygun olur. Suiistimal edilmesi daha kötü
sonuçlara yol açabilir."
Estetik kaygılar, ortodontistlere talebi arttırmış
durumda. Ancak Küçükkeleş bu yolla ağız ve diş
sağlığı için tedavilehn de yapılabildiğini söylüyor:
"Insanlar önce estetik kaygılarla gelmiş olsa da
sonrasında farklı tedavilere de başlayabiliyoruz. Bu
anlamda olumlu katkısı olduğu söylenebilir. Ancak
ağız sağlığı konusunda bilinçlenmek için bıraz
daha zamana ıhtiyaç var belli ki." •
Diş sağlığında 3-3 prensibi
Nazan Küçükkeleş genel diş sağlığı konusunda da bilgilendiriyor. Yapılan
çalışmalarla beraber yüzyıllar öncesinin diş yapısının günümüzde
farklılaştığını, belki 100-200 yıl sonra yine bir dönüşüme uğrayacağını dile
getiriyor. Çünkü artık daha yumuşak besin nedeniyle ağız yapısı
küçülüyor, çene boyları kısalıyor. Daha az sayıda azı dişi ve daha fazla
çapraşıklık söz konusu.
Azami düzeyde dikkat edilmesi gerekenlerse basit anlamda macun ve
fırça. Yetişkin ve sağhklı bir yapıdan bahsediyorsak orta sertlikte, bütün
yüzeyi temizleyebilecek boyutta bir fırça yeterli. Günde 10 kez birer dakıka
fırçalanmasının ise bir anlamı olmadığını söylüyor Küçükkeleş. O yüzden de 3-3
prensibini öneriyor. Günde 3 kez üçer dakika. •
PAZAR YAZILARI
ADNAN BINYAZAR
Hukuktartışmaları
A ydınlanma, en başta hak
t \ hukuk eşitliğinı getirmiştir.
Berlin yakınlarında bulunan
Potsdam'da imparatora yazlık
saray yapılacaktır. Sarayın
kurulacagı arazide yel değirmeni
olan adam, planın
uygulanmasına karşı çıkar.
Yargıçlar, adamı haklı bulurlar.
"Berlin'de hâkimler vaı\" sözü,
tarihe bu hukuk olayının
armağanıdır. Turistler, bugün en
çok, sarayın hemen yanı
başındaki bu yel değirmenini
ziyaret ediyor.
internet, en işe yaramazından
en değerlisine olayların satışa
sürüldüğü sanal bir pazar!
Gizliliklerin açığa çıkarılıp etrafa
duyurulmasında nice olanaklar
sağlıyor.
Berlin'dekı hukuk olayını
çağrıştıran bir öykünün az çok
bir benzerine de internette
rastladım. Demek bizde de
hakların gasp edilmediği
durumlar oluyormuş...
Kimilerince ilgınç bulunan,
kimilerince de lanetlenen
öykücük şöyle...
Dünyada aklı evveller her
çağda akıllılardan çoktur;
adamın biri, kasaba camisinin
tam karşısına genelev açmak
için inşaata başlamış. Arazi onun
değil mi, saray da kondurur,
genelev de! Olay duyulunca
cemaat buna karşı çıkmış.
Adam, söylenenleri duymamış
bile. Bunun üzerine cemaat,
inşaatın başına bir bela gelsin
diye gece gündüz başlamış
bedduaya.
öykü değil mi; genelevin
açılışına birkaç gün kala, yıldırım
düşmüş, binayı yerie bir etmiş.
Bedduaları yerini bulun cemaat
sevincınden çıldırmış. Genelev
sahibi ise, yıldırım düşmesine
cemaatin bedduasının yol
açtığını ıleri sürerek onlar
hakkında dava açmış. imam da
cemaat da, olayın bedduaya
bağlanmasını saçma bulup
iddiaya karşı çıkmış...
Dava davadır; yalnızca iddiayla
olmuyor, süreç yürütülecektir.
Dava mahkemeye geldiğinde,
yargıç, dosyayı ayrıntısıyla
inceleyip taraflara, "Bunca
davaya baktım, böylesiyle ilk
karşılaşıyorum. Açıkçası nasıl bir
yargıda bulunacağımı
bilemiyorum," demiş...
öyle ya, bir yanda bedduanın
gücüne inanan genelev sahibi,
bir yanda onu kesinlikle
yadsıyan imamla cemaat; gel de
çık işin içinden...
öyküyü anlatan, olayı
günümüze uyarlayarak, şu
sonuca varıyor: "Kimi dindarlar
çıkarları söz konusuysa duaya
sığınıyorlar, işlerine gelmeyince,
kutsal yaydıkları duayı bile
yadsıyorlar!.."
Dünya yazınında, dindarların
dönekliğine ilişkin ilginç
olaylardan biri Moliere'in
Tartuffe'ünde geçer. Bizim
yazınımızda da Şinasi'nin Şair
Evlenmesi adlı oyununda böyle
bir döneklik öyküsü
canlandırılmıştır.
Oyunda görücü usulü
evlenme eleştirilerek, saf şair
Müştak Bey'in başından
geçenler anlatılır. Müştak Bey,
evin küçük kızı Kumru'ya âşıkttr.
Oysatöreye göre, büyük kız
dururken küçüğü evlendirmek
caiz sayılmaz. Rüşvet verilerek,
imamın, nikâhı, Kumru'nun yaşı
geçmiş ablası Sakine üzerine
kıyması sağlanır.
Müştak Bey gerdek odasında
Kumru yerine ablasını görüp
canına kıymaya kalkar. Müştak
Bey'in arkadaşı Hikmet Bey
araya gırer, kesenin ucunu
imama gösterince, imam bir
anda değişerek, "Nikâhını
kıydığım büyük kızı, boyca uzun
küçük kız sanmışım," diyerek
sorunu çözer. Böylece Müştak
Bey'le Kumru birbirine kavuşur.
Hukuk ayaga düşürülmemeli;
düşürüldü mü, en cin fikirli
yargıcı bile, en başta kendi cini
çarpar! •
blnyazar@gmail.com
——ç
Çocuklar barışı öğreniyor...
FİGEN
ATALAY
A
raştırmalara göre, çocukların savaşa ilişkin
somut fikirleri var. Ama barış hakkındaki fikirleri
genellikle biraz belirsiz ve barışı basit bir
şekilde savaşın zıttı olarak görüyorlar. Bu yüzden
çocuğun, kendi kişisel sorunlarının çözümünde
barışçıl yöntemleri benimsemesi için "Barış Eğitimi"
büyük önem taşıyor.
Bilfen Okullan'nda, Karakter Egitimi değeri olarak
ele alınan "Barış" konusu, Psikolojik Danışmanlık ve
Rehberlik Bölümü'nce hazırlanan çeşitli etkinliklerle
işlenıyor. Barış eğitiminin öncelikli amacı,
çocukları, "barış bireyin içinde başlar" fikriyle
tanıştırmak, çocukların kendileriyle ve toplumla
barışık bireyler olarak yetişmelerine yardımcı
olmak. Bilfen Okulları rehberlik uzmanları, barış
değerini seçme amaçlarını şöyle anlatıyorlar;
"Amacımız öğrencilerin, öfkeyle tepki
vermelerinden önce, düşünen ve karar
verebilen, kendilerini başkalarının yerine
koyabilen, farklılıklardan korkmak yerine
Bansla ilgili bazı olumlu kavramiar
empati kurabilen, 'öteki'nin görüş açısını anlamaya
çalışan bireyler olabilmelerine katkıda bulunabilmektir.
Böylece çocuklar, küçük anlaşmazlıkların daha büyük
sorunlara yol açmasını engelleyecek ve büyümeden
çözülmesini sağlayacak becerileri kazanma yolunda
gelişme
göstereceklerdir."
» Sevgi » Hoşgörü * Saygı • Empati I Adalet ) Sabır I Mantık
I Kurallara uygun davranmak • Şiddetten uzak durmak
- Çocuklann çatışmalan yapıcı bir
şekilde, şlddet içermeyen
yöntemlerie çözmeyi ögrenmelerl.
- Barışın savaşsızlıktan daha öte
bir kavram olduğunu anlamaları.
Tüm canlılara saygı gibi daha geniş
bir barış anlayışı gelıştirmeleri.
- öfkeleriyle yapıcı bir şekilde
başa çıkmayı ve duygusal anlamda
zoriayıcı durumlarda bile banşçıl
kalabilmenin yollannı ögrenmelerl.
- insan hakları, eşitlik ve sosyal
adalet kavranmalarını ögrenmeleri.
- Barış çerçevealnde oluşturulmuş
toplumsal düzenleri hayal
edebllmelerl.
- Değişik ortamlardakı şiddetin
varlığına, bunun etkilerine ve
şiddete alternatif sunan
davranışlara dair farkındalık
kazanmaları.
- öz saygı kazanacak, eleştlrel
düşünce, lletişim, empati ve etik
anlayış konulannda gelişmeleri.
Küçük ellerin
renkli dünyası
/-\ errahpaşa Tıp Fakültesi Çocuk Hematoloji
V-/ Onkoloji Servisi'nde kanser tedavisi gören
çocuklann yaptığı resimlerden oluşan "Küçük Ellerin
Renkli Dünyası" başlıklı sergi, Cerrahpaşa Tıp
Fakültesi Tıp Tarihi Müzesi Sergi Salonu'nda açıldı.
Kanserli Çocuklara Umut Vakfı (KAÇUV) tarafından
düzenlenen sergide satılan resimlerin geliri, maddi
durumu iyi olmayan çocukların kanser tedavisi için
kullanılacak. 3-17 yaş arası 21 çocuğun çizdiği bu
resımler, 31 Mart 2010 tarihine kadar görülebilir. •
• • • . »•