23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B 12 ŞUBAT 2010 CUMA CUMHURİYET SAYFA HABERLER 9 ‘Protokollerde değişme olmaz’ FARUK KESKİN ANTALYA - İsrail’in yõllar önce talip olduğu ancak daha sonra vazgeçtiği Manavgat suyunu şimdi de Libya istiyor. Kamuoyunda “Barış Su- yu” olarak bilinen Manavgat Su Temin Tesisi’nde hazõrlõk çalõşmalarõ başlatõldõ. Başta İsrail olmak üzere Ortadoğu’daki bazõ ülke- lere su satmak amacõyla hazõrlanan ve toplam 140 milyon dolara mal olan proje, tamamlandõğõ 1999 yõ- lõndan bu yana pazar bulunamadõğõ için atõl vaziyette bekletiliyor. Manavgat suyuna önceki yõllarda talip olan İsrail, yok pahasõna bir ücret önermenin yanõ sõ- ra bölgede kendi güvenlik sistemini oluşturma yö- nünde ki õsrarõ üzerine bu ülke ile yapõlan anlaşmanõn daha başlamadan bitmesine neden olmuştu. Manav- gat Su Temin Projesi, önceki dönem bakanlar kurulu kararõyla Antalya Su ve Atõksu İdaresi Genel Müdür- lüğü’ne (ASAT) tahsis edilmişti. Ancak bu konuda yapõlan protokol, üçüncü şahõslara su satõşõnõ öngör- mediğinden, ASAT işletme hakkõnõ da almak için ye- ni bir girişimde bulundu. Talip olan ülkelerden biri de Libya. Günlük üretim kapasitesi 250 bin, arõtõlan toplam 500 bin ton metreküp kapasiteye sahip olan tesisin kara ve deniz yapõlarõ yeniden bakõma alõna- rak, hazõrlõk çalõşmasõ başlatõldõ. Son anda bir deği- şiklik olmamasõ halinde bu yõl Libya’ya tanker gemi- lerle su taşõnmasõna başlanõlacağõ belirtildi. İsrail’e niyet, Libya’ya kısmet MANAVGAT SUYUNA TALİP İDDİALARIN ARKASI KESİLMİYOR Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, konakladığı Tac Mahal Otel’de, Hindistan ziyaretini izleyen Türk ga- zetecilerle sohbet toplantısı yaptı. Gazetecilerin Er- menistan ile imzalanan protokolle ilgili Ermenistan Anayasa Mahkemesi kararını anımsatmaları üzerine Gül, “Protokoldeki konulardan herhangi birinin de- ğiştirilmesi, protokolün yeniden yazılıyor gibi bir du- rum olması bizim için kabul edilebilir değil” dedi. Gül, Hindistan’ın Türkiye’nin BM Güvenlik Konseyi üyeliğine destek verdiğini, Türkiye’nin de 2011-2012 dönemi için Hindistan’ın üyeliğini destekleyeceğini bildirdi. Hindistan’da üç başkonsolosluk daha açıla- cağını söyleyen Gül, THY’nin Haydarabap, Kalküta ve Madras’a sefer başlatmasının öngörüldüğünü ifa- de etti. Gül, geçen günlerde İstanbul’da yapılan “As- ya’nın Kalbi’nde Dostluk ve İşbirliği için İstanbul Zirvesi”ne davet edilmeyen Hindistan’ın Afganistan ile ilgili İstanbul’da yapılacak ekonomik ve sosyal iş- birliği toplantısına davet ettiklerini açıkladı. AB ülkelerinin büyükelçilerine yemek veren Başbakan, Türkiye raporunu onaylayan AP’ye sert çõktõ Erdoğan: Gözünüz kör mü? Vizenin kalkmasõyla Suriye ile Türkiye arasõnda komşuluk ilişkilerinin yanõ sõra ekonomi de gelişti Hem ziyaret hem ticaret BEKİR ŞAHİN / ABİDİN YAĞMUR/ AKIN BODUR GAZİANTEP / MERSİN/ İSKENDERUN - Suriye ile Türkiye arasõnda vizenin kal- dõrõlmasõyla birlikte iki ülke arasõndaki komşuluk ilişkileri- nin yanõ sõra ekonomik ilişki- ler de gelişti. Başta Gazian- tep olmak üzere Suriye’ye sõ- nõrõ bulunan kentler ve Mersin gibi deniz kõyõsõndaki şehirler Suriyelilerin akõnõna uğradõ. Arap yatõ- rõmcõlar Tür- kiye’de yatõ- rõm olanak- larõ ararken birçok Suriyeli de alõşveriş yapmak için artõk Türk kentlerini tercih etmeye başladõ. Türkiye-Suriye Parla- mentolararasõ Dostluk Grubu Başkanõ ve MHP TBMM Grup Başkanvekili Mehmet Şandır, vizenin kalkmasõyla Türki- ye’den komşu ülkeye yapõlan ihracatõn 2 milyar dolardan 5 milyar dolara çõkmasõnõn he- deflendiğini söyledi. Hatay’da da Suriyeli turist sayõsõ 2008’e oranla 2009’da 90 bin kişi arttõ. Hatay Va- lisi M. Celalettin Lekesiz, yörenin turizm bakõmõndan gelişmesinde yeni müzenin ve altyapõlarõn bü- yük etken olacağõnõ, bö- lünmüş yollarõn ta- mamlanmasõnõn da cazibeyi arttõracağõ- nõ ifade etti. Turist sayõsõndaki artõş ih- racata yansõmadõ. İskenderun Tica- ret ve Sanayi Odasõ (İTSO) Başkanõ ve İzmir Demirçelik Yö- netim Kurulu Başkanõ Halil Şahin, Hataylõlarla Su- riyeliler arasõnda 500 yõllõk ortak kültür ve akrabalõk bağõ bulunduğunu anõm- satarak “Lübnan ve Ürdün’le de vizenin karşılıklı kaldırılması bölgenin konumu- nu güçlendirirken ikili alandaki her tür- lü ilişkiyi de geliştirecektir” dedi. Vizenin kalkmasõyla birlikte demir- çelik ve çimento gibi sektörlerin öne çõkacağõ öngörüsünde bulunan Şahin şöyle ko- nuştu: “Çünkü, hem Su- riye’nin demirçelik ve çimentoya ihti- yacı var, hem de bu ürünlerin Irak’ın güney böl- gesi ile Lübnan’a ihracatı daha kolay olacak ve daha ciddi miktarlarda sevkıyat yapılabilecektir. Irak’ın kuzeyde olmayan tüm kesim- lerine Suriye üzerinden daha çok ürün gönderilebilecektir. Ticaret bu açıdan da iki ülke arasında güçlenerek gelişecektir.” Türkiye ile Suriye arasõndaki vize uygulamasõnõn kaldõrõlmasõ, Mer- sin’deki iş çevrelerinin de dikkatini bu ülkeye çekti. 2008’de Mersin’den Suriye’ye 53 milyon 791 bin dolar olan ihracat rakamõ 2009’da 102 milyon 980 bin dolara ulaştõ. Ticaret hacminin artmasõyla Mer- sinli işadamlarõ girişimlerini de sõk- laştõrdõ. İşadamlarõ, Şam’da 22-26 Şubat tarihleri arasõnda düzenlenecek “Mersin Günleri”nde komşu işa- damlarõyla ikili görüşmeler yapacak. Amaçlarõnõn Mersin ile Suriye ara- sõndaki ticaret ve turizm ilişkilerini arttõrmak olduğunu belirten Mersin Ticaret ve Sanayi Odasõ Başkanõ Şerafettin Aşut, şöyle konuştu: “Bu- güne kadar bu ülkelerdeki büyük işleri başka ülkeler aldı, bizim işa- damlarımız taşeron oldu. Bu kez iş- leri biz almalıyız. Bu güce sahibiz. Mersin olarak artık öngörülerle hareket ediyoruz. Suriye’de kısa sürede hızlı tren, yeraltı treni, ha- vaalanı, limanlar, rafineriler, arıt- ma tesisleri ile ilgili altyapı adım- ları atılacağını biliyoruz. Mersin bunlardan daha çok pay alabilmek için planlamalar yapıyor.” İki ayda 80 bin turist Mersin Turizm Platformu Başka- nõ Numan Olcar ise vize uygula- masõnõn kaldõrõlmasõnõn ardõndan, 2 ay içinde 80 bin Suriyelinin Mersin’i ziyaret ettiğine, bu rakama, vizeli dö- nemde 1.5 yõlda ulaşõlabildiğine dik- kat çekti. Mersin’in, Suriye ile kül- türel bağlarõnõn yanõ sõra büyük alõş- veriş merkezlerine sahip olmasõnõn da Suriyeli turistlere cazip geldiğinin altõnõ çizen Olcar şunlarõ söyledi: “Suriyeliler genellikle kısa süreli konaklıyor, daha çok alışveriş için Mersin’i tercih ediyor. Daha önce uçağa atlayıp Avrupa’ya giden tüketim gücü yüksek Suriyeliler de Mersin’e gelmeye başladı.” Olcar, Halep-Gaziantep tren seferinin Mer- sin’i de kapsayacak şekilde gelişti- rilmesini, Lazkiye-Mersin feribot seferlerinin de başlamasõnõ istedi. Gaziantep’e 3 yõl önce Suriye Konsoloslu- ğu’nun açõlmasõnõn ardõndan, yaklaşõk 2 ay ön- ce de vizenin kaldõrõlmasõ bölge ekonomisini de hareketlendirdi. İki ay önce vizenin kalkmasõyla aynõ dönemde Gaziantep ile Halep arasõnda yol- cu tren seferleri de başladõ. Vizesiz geçiş en çok alõşveriş merkezlerin- de etkisini gösterdi. Suriyelilerin resmi tatili olan cuma ve cumartesi günleri sabahõn erken saatlerinde alõşveriş merkezlerine akõn eden Arap kafileleri, uzun kuyruklar oluşturuyor. Özellikle Gaziantep’teki SankoPark’õ tercih eden Araplar, Arapça ve İngilizce yapõlan anonslarla karşõlandõklarõnõ, kendilerini bura- da özel hissettiklerini ve oldukça memnun kal- dõklarõnõ dile getirdiler. SankoPark’ta Suriyeli ziyaretçi sayõsõ aylõk 3 binden 50 bine çõkarken Alõşveriş Merkezi Müdürü Emre Şen, “Biz Doğu, Güneydoğu Anadolu ve Ortadoğu’ya da hitap eden ve müşterilerimize mutlu, huzurlu ve güvenli bir ortamda ağırlayan bölgenin vitriniyiz” dedi. Sağlık ve eğitim için geliyorlar Gaziantep Ticaret Odasõ (GTO) Başkanõ Mehmet Aslan da vizenin kaldõrõlmasõyla iki ül- ke arasõnda gidip gelenlerin sayõsõnõn ikiye kat- landõğõnõ vurguladõ. Özellikle sağlõk hizmetin- den yararlanmak isteyen birçok Arap’õn Gazi- antep’i tercih ettiğini belirten Aslan, hastanelerde çok sayõda Suriyeli olduğunu söyledi. Eğitim anlamõnda da Gaziantep’i tercih eden- lerin sayõsõnõn arttõğõnõ ifade eden Aslan, “Özel- likle hafta sonları Gaziantep’te Suriye pla- kalı araçları fazlası ile görebiliriz” dedi. Gaziantep’in yerleşik firmalarõndan Öz- maksan Isõ Sanayi’nin Yönetim Kurulu Baş- kanõ Ahmet Yağcı da Suriye devletinin açmõş olduğu fabrikalarõnõn modernizasyonu ihalesini kazanarak 1.2 milyon Avro’luk iş yaptõklarõ- nõ anõmsatarak şunlarõ söyledi: “Gümrükte ge- çişler daha süratli yapılmalı. Pasaportsuz ge- çiş olursa çok daha güzel olur. Tıpkı Kıbrıs’a gidip gelindiği gibi.” Araplardan AVM’ye akõn GAZİANTEP BÖLGENİN VİTRİNİ İHRACAT İKİYE KATLANDI Turist arttõ, ihracat yerinde kaldõ Avrupa yerine Mersin’e geliyorlar ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Başbakan Tayyip Erdoğan, AB ülkele- rinin büyükelçilerine, Kõbrõs’ta yapõlan re- ferandumda Annan Planõ’na yüzde 65 oranõnda “evet” diyen Kõbrõslõ Türklerin buna rağmen “suçlu hale getirildikleri- ni” belirterek “Bu Avrupa Parlamento- su’nun gözü kör müdür allahaşkına? Bi- raz gözlerini açsınlar. Kulaklarını doğ- ruya, hakikate açsınlar. Ve bu dilleri doğruyu, gerçekleri konuşsun” dedi. Erdoğan dün Başbakanlõk Konutu’nda AB ülkelerinin büyükelçileriyle öğlen ye- meğinde bir araya geldi. Büyükelçilere hi- tap eden Erdoğan, AB’nin genişleme yor- gunluğu yerine yeni genişleme dalgalarõ- nõ konuşmasõnõn daha anlamlõ bir yaklaşõm olacağõnõ söyledi. Erdoğan, şöyle devam etti: “Ancak üzülerek ifade etmeliyim ki AB’nin bu tartışmalar çerçevesinde bir içe kapanma eğilimi göstermesi ve ve- rilen sözlerin, atılan imzaları tekrar tartışmaya açması, kamuoylarımız açı- sından son derece motivasyon kırıcı bir maliyet taşıyor. Türkiye’nin AB ile üye- lik müzakerelerini başlatan kararın al- tında bütün AB ülkelerinin imzaları bulunuyor. Buna rağmen halen Türki- ye’nin AB üyeliğinin, bu bağlamda Tür- kiye’nin Avrupalılığının tartışılıyor ol- ması, ne hakkaniyetle ne ahde vefa ile ne de tarihi gerçeklerle bağdaşıyor.” Erdoğan Türkiye’nin, “Avrupalılığını da AB üyeliğini de tartışmanın zama- nının çoktan geçtiğini” söyledi. Avrupa Parlamentosu’nun raporuna sert tepki gösteren Erdoğan “Bu raporda esas itibarıyla tek taraflı, gerçeklerle bağdaşmayan ve tarafımızdan kabulü mümkün olmayan unsurlara yer veril- diği ve katılım sürecine olumsuz tesir edebilecek bir üslubun burada benim- sendiği görülmektedir” diye konuştu. ‘Gözlerini kulaklarını açsınlar’ Erdoğan, tepkisini şu sözlerle dile ge- tirdi: “Her zaman söylüyoruz, yine söy- leyeceğiz, ne olmuştur referandumda? Kuzey Kıbrıs’ta Annan Planı’na yüzde 65 ‘evet’ çıkarken Güney Kıbrıs’ta yüzde 75 ‘hayõr’ çıkmıştır. Nasıl oluyor da hâlâ burada Türkiye ve Kıbrıslı Türkler suçlu hale getiriliyor? Bu Av- rupa Parlamentosu’nun gözü kör mü- dür allahaşkına? Bunu söylemeyeceğiz de neyi söyleyeceğiz? Biraz gözleri aç- sınlar. Kulaklarını doğruya, hakikate açsınlar. Ve bu dilleri doğruyu, ger- çekleri konuşsun. Eğer bu adaleti bun- lar görmezden gelirlerse bu adalet bir gün onlara da muhakkak lazım olacak. Bugün bunu burada dile getirmemeyi kendime hakaret, saygısızlık olarak görüyorum. Onun için sizlerin huzu- runda bunu söylemek durumundayım. Her türlü adalet duygusundan uzak olan bu yaklaşım, en hafif tabiriyle büyük bir hayal kırıklığı yaratmıştır. Avrupa Par- lamentosu’nun işlevinin, Kıbrıs Rum ta- rafının sözcüsü gibi davranmak ve tüm mesnetsiz iddia ve taleplerini karşılamak olmaması gerekir. Avrupa Parlamen- tosu’nun yeni yasama dönemindeki Türkiye ile ilgili bu ilk sınavında iç po- litika saiklerine rehin düştüğünü gör- mekten üzüntü duyuyoruz.” Bu sert sözler üzerine Başmüzakereci Egemen Bağış’õn şaşkõn bir ifadeyle Er- doğan’a baktõğõ gözlendi. ANKARA (Cumhuri- yet Bürosu) - Dõşişleri Bakanlõğõ, Avrupa Parla- mentosu (AP) üyesi ra- portör Ria Oomen-Ruij- ten tarafõndan hazõrlanan ve Türkiye’nin katõlõm sü- recinde 2009 yõlõnda kay- dettiği ilerlemeye ilişkin tespitler içeren raporun Kõbrõs bölümüne sert tep- ki gösterdi. Bakanlõktan yapõlan açõklamada, “AB kurumlarının aday ül- keler hakkındaki değer- lendirmelerinin, bir yan- dan katılım sürecinde ta- mamlanması beklenen eksikliklere dikkat çe- kerken, diğer yandan ob- jektif, süreci ilerletmeye matuf ve aday ülkeyi teş- vik eden bir yaklaşımla kaleme alınması gerekir” tespitine yer verildi. Resmi metnin henüz ya- yõmlanmamõş olduğuna dikkat çekilen açõklamada şöyle denildi: “Raporda, esas itibarıyla, tek ta- raflı, gerçeklerle bağ- daşmayan ve tarafımız- dan kabulü mümkün ol- mayan unsurlara yer ve- rildiği ve katılım süreci- ne olumsuz tesir edebi- lecek bir üslup benim- sendiği görülmektedir. Raporda Türkiye’den beklenenler sıralanırken AB’nin Türkiye’ye kar- şı yerine getirmediği ta- ahhütlere değinilmemiş olması ayrıca düşündü- rücüdür.” “Kıbrıs sorununun or- taya çıkmasında sorum- luluğu olanlarla ilgili gerçekler görmezden ge- linmiştir. Her türlü ada- let duygusundan uzak olan bu yaklaşım, en ha- fif tabiriyle, büyük hayal kırıklığı yaratmıştır” de- nilen açõklamada şu gö- rüşlere de yer verildi: AP’nin işlevinin, Kıbrıs Rum tarafının sözcüsü gibi davranmak ve tüm mesnetsiz iddia ve ta- leplerini karşılamak ol- maması gerekir.” DIŞİŞLERİ BAKANLIĞI’NDAN TEPKİ Vizesiz geçişten faydalanan Suriyeliler alışveriş merkezlerine akın ediyor. Erdoğan, büyükelçilerle Başbakanlık Konutu’nda öğlen yemeğinde bir araya geldi. (AA) İstanbul Haber Servisi - Albay Dursun Çiçek ile ilgili karara “İmza Çiçek’in eli ürünü, kabul edil- mesi gerekir” şeklinde imza atan Eyüp Kandemir, Gürol Berber ve Bülent Özata’ya, Adli Tõp Kuru- mu (ATK) Fizik İhtisas Dairesi ses ve görüntü ince- leme bölümünde çalõşõrken adli belge inceleme bölü- münde ikinci görev verilerek, oy çoğunluğu sağlan- dõğõ ortaya çõktõ. Haziran ayõnda ilk fotokopi belge ortaya çõktõktan sonra Fizik İhtisas Dairesi Başka- nõ’nõn değiştirilmesi, bölümde 5 yõldõr görev yapan 2 kişiden 1’i görevlendirme, 1’i de başkan yardõmcõsõ yapõlma şeklinde görev yeri değiştirilerek kurumun adeta kimyasõ değiştirildi. Ergenekon davasõnda iler- leyen süreçte ses ve görüntü şeklindeki belgelerin ATK’nin bu bölümünde söz konusu üç uzman tara- fõndan incelenecek olmasõ kuşkularõ arttõrõyor. 12 Haziran 2009’daki Taraf gazetesinde yayõmla- nan haberden sonra ATK’nin yapõsõnda değişiklikler yapõlmaya başlandõ. Çiçek’in imzasõ için son raporda Tuncay Çınar, Kaan Gürpınar, Uğur Günaydın, Hasan Karasu “tespit yapılamaz” kararõ verdi. ‘Dosya biriktirdin’ sürgünü Aynõ birimde çalõşanlardan Veli Özdemir, “Elin- de çok dosya biriktirdiği, az çalıştığı” gibi gerek- çeyle 3 ay için Hakkâri’ye sürgün edildi. Işıl Çiftçi ise başka bir birime gönderilerek görev yeri boşaltõl- dõ. Ayrõca Hacı Mehmet Akın da Nevşehir Adli Tõp Kurumu Şube Müdürlüğü’nde uzman doktor olarak görev yaparken ATK Başkanõ Doç. Dr. Haluk İnce tarafõndan önce Ankara Grup Başkanlõğõ’na atandõ. Akõn daha sonra, Fizik İhtisas Dairesi’nde uzman olarak görevlendirildi. Böylece kararda “Çiçek’in eli ürünü kabul edilmesi gerekir” şeklinde fikir belir- ten Kandemir, Berber ve Özata, kurumun Fizik İhti- sas Dairesi’nde Ses ve Görüntü İnceleme Şubesi’nde çalõşmaktayken aynõ zamanda adli belge inceleme bölümünde görevlendirilerek imza yetkisi verildi. Adli Tıp’ta kuşkulu atamalar ‘Avrupa Parlamentosu Rum sözcüsü gibi’
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle