Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CMYB
C M Y B
12 ŞUBAT 2010 CUMA CUMHURİYET SAYFA
HABERLER 9
‘Protokollerde
değişme olmaz’
FARUK KESKİN
ANTALYA - İsrail’in yõllar önce talip olduğu
ancak daha sonra vazgeçtiği Manavgat suyunu
şimdi de Libya istiyor. Kamuoyunda “Barış Su-
yu” olarak bilinen Manavgat Su Temin Tesisi’nde
hazõrlõk çalõşmalarõ başlatõldõ.
Başta İsrail olmak üzere Ortadoğu’daki bazõ ülke-
lere su satmak amacõyla hazõrlanan ve toplam 140
milyon dolara mal olan proje, tamamlandõğõ 1999 yõ-
lõndan bu yana pazar bulunamadõğõ için atõl vaziyette
bekletiliyor. Manavgat suyuna önceki yõllarda talip
olan İsrail, yok pahasõna bir ücret önermenin yanõ sõ-
ra bölgede kendi güvenlik sistemini oluşturma yö-
nünde ki õsrarõ üzerine bu ülke ile yapõlan anlaşmanõn
daha başlamadan bitmesine neden olmuştu. Manav-
gat Su Temin Projesi, önceki dönem bakanlar kurulu
kararõyla Antalya Su ve Atõksu İdaresi Genel Müdür-
lüğü’ne (ASAT) tahsis edilmişti. Ancak bu konuda
yapõlan protokol, üçüncü şahõslara su satõşõnõ öngör-
mediğinden, ASAT işletme hakkõnõ da almak için ye-
ni bir girişimde bulundu. Talip olan ülkelerden biri
de Libya. Günlük üretim kapasitesi 250 bin, arõtõlan
toplam 500 bin ton metreküp kapasiteye sahip olan
tesisin kara ve deniz yapõlarõ yeniden bakõma alõna-
rak, hazõrlõk çalõşmasõ başlatõldõ. Son anda bir deği-
şiklik olmamasõ halinde bu yõl Libya’ya tanker gemi-
lerle su taşõnmasõna başlanõlacağõ belirtildi.
İsrail’e niyet,
Libya’ya kısmet
MANAVGAT SUYUNA TALİP
İDDİALARIN ARKASI KESİLMİYOR
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, konakladığı Tac
Mahal Otel’de, Hindistan ziyaretini izleyen Türk ga-
zetecilerle sohbet toplantısı yaptı. Gazetecilerin Er-
menistan ile imzalanan protokolle ilgili Ermenistan
Anayasa Mahkemesi kararını anımsatmaları üzerine
Gül, “Protokoldeki konulardan herhangi birinin de-
ğiştirilmesi, protokolün yeniden yazılıyor gibi bir du-
rum olması bizim için kabul edilebilir değil” dedi.
Gül, Hindistan’ın Türkiye’nin BM Güvenlik Konseyi
üyeliğine destek verdiğini, Türkiye’nin de 2011-2012
dönemi için Hindistan’ın üyeliğini destekleyeceğini
bildirdi. Hindistan’da üç başkonsolosluk daha açıla-
cağını söyleyen Gül, THY’nin Haydarabap, Kalküta
ve Madras’a sefer başlatmasının öngörüldüğünü ifa-
de etti. Gül, geçen günlerde İstanbul’da yapılan “As-
ya’nın Kalbi’nde Dostluk ve İşbirliği için İstanbul
Zirvesi”ne davet edilmeyen Hindistan’ın Afganistan
ile ilgili İstanbul’da yapılacak ekonomik ve sosyal iş-
birliği toplantısına davet ettiklerini açıkladı.
AB ülkelerinin büyükelçilerine yemek veren Başbakan, Türkiye raporunu onaylayan AP’ye sert çõktõ
Erdoğan: Gözünüz kör mü?
Vizenin kalkmasõyla Suriye ile Türkiye arasõnda komşuluk ilişkilerinin yanõ sõra ekonomi de gelişti
Hem ziyaret hem ticaret
BEKİR ŞAHİN / ABİDİN
YAĞMUR/ AKIN BODUR
GAZİANTEP / MERSİN/
İSKENDERUN - Suriye ile
Türkiye arasõnda vizenin kal-
dõrõlmasõyla birlikte iki ülke
arasõndaki komşuluk ilişkileri-
nin yanõ sõra
ekonomik ilişki-
ler de gelişti.
Başta Gazian-
tep olmak üzere Suriye’ye sõ-
nõrõ bulunan kentler ve Mersin
gibi deniz kõyõsõndaki şehirler
Suriyelilerin akõnõna uğradõ.
Arap yatõ-
rõmcõlar Tür-
kiye’de yatõ-
rõm olanak-
larõ ararken birçok Suriyeli de
alõşveriş yapmak için artõk
Türk kentlerini tercih etmeye
başladõ. Türkiye-Suriye Parla-
mentolararasõ Dostluk Grubu
Başkanõ ve MHP TBMM Grup
Başkanvekili Mehmet Şandır,
vizenin kalkmasõyla Türki-
ye’den komşu ülkeye yapõlan
ihracatõn 2 milyar dolardan 5
milyar dolara çõkmasõnõn he-
deflendiğini söyledi.
Hatay’da da Suriyeli turist sayõsõ 2008’e
oranla 2009’da 90 bin kişi arttõ. Hatay Va-
lisi M. Celalettin Lekesiz, yörenin turizm
bakõmõndan gelişmesinde yeni
müzenin ve altyapõlarõn bü-
yük etken olacağõnõ, bö-
lünmüş yollarõn ta-
mamlanmasõnõn da
cazibeyi arttõracağõ-
nõ ifade etti. Turist
sayõsõndaki artõş ih-
racata yansõmadõ.
İskenderun Tica-
ret ve Sanayi Odasõ
(İTSO) Başkanõ ve
İzmir Demirçelik Yö-
netim Kurulu Başkanõ
Halil Şahin, Hataylõlarla Su-
riyeliler arasõnda 500 yõllõk ortak
kültür ve akrabalõk bağõ bulunduğunu anõm-
satarak “Lübnan ve Ürdün’le de vizenin
karşılıklı kaldırılması bölgenin konumu-
nu güçlendirirken ikili alandaki her tür-
lü ilişkiyi de geliştirecektir” dedi.
Vizenin kalkmasõyla birlikte demir-
çelik ve çimento gibi sektörlerin
öne çõkacağõ öngörüsünde
bulunan Şahin şöyle ko-
nuştu:
“Çünkü, hem Su-
riye’nin demirçelik
ve çimentoya ihti-
yacı var, hem de
bu ürünlerin
Irak’ın güney böl-
gesi ile Lübnan’a
ihracatı daha kolay
olacak ve daha ciddi
miktarlarda sevkıyat
yapılabilecektir. Irak’ın
kuzeyde olmayan tüm kesim-
lerine Suriye üzerinden daha çok ürün
gönderilebilecektir. Ticaret bu açıdan da
iki ülke arasında güçlenerek gelişecektir.”
Türkiye ile Suriye arasõndaki vize
uygulamasõnõn kaldõrõlmasõ, Mer-
sin’deki iş çevrelerinin de dikkatini
bu ülkeye çekti. 2008’de Mersin’den
Suriye’ye 53 milyon 791 bin dolar
olan ihracat rakamõ 2009’da 102
milyon 980 bin dolara ulaştõ.
Ticaret hacminin artmasõyla Mer-
sinli işadamlarõ girişimlerini de sõk-
laştõrdõ. İşadamlarõ, Şam’da 22-26
Şubat tarihleri arasõnda düzenlenecek
“Mersin Günleri”nde komşu işa-
damlarõyla ikili görüşmeler yapacak.
Amaçlarõnõn Mersin ile Suriye ara-
sõndaki ticaret ve turizm ilişkilerini
arttõrmak olduğunu belirten Mersin
Ticaret ve Sanayi Odasõ Başkanõ
Şerafettin Aşut, şöyle konuştu: “Bu-
güne kadar bu ülkelerdeki büyük
işleri başka ülkeler aldı, bizim işa-
damlarımız taşeron oldu. Bu kez iş-
leri biz almalıyız. Bu güce sahibiz.
Mersin olarak artık öngörülerle
hareket ediyoruz. Suriye’de kısa
sürede hızlı tren, yeraltı treni, ha-
vaalanı, limanlar, rafineriler, arıt-
ma tesisleri ile ilgili altyapı adım-
ları atılacağını biliyoruz. Mersin
bunlardan daha çok pay alabilmek
için planlamalar yapıyor.”
İki ayda 80 bin turist
Mersin Turizm Platformu Başka-
nõ Numan Olcar ise vize uygula-
masõnõn kaldõrõlmasõnõn ardõndan, 2
ay içinde 80 bin Suriyelinin Mersin’i
ziyaret ettiğine, bu rakama, vizeli dö-
nemde 1.5 yõlda ulaşõlabildiğine dik-
kat çekti. Mersin’in, Suriye ile kül-
türel bağlarõnõn yanõ sõra büyük alõş-
veriş merkezlerine sahip olmasõnõn
da Suriyeli turistlere cazip geldiğinin
altõnõ çizen Olcar şunlarõ söyledi:
“Suriyeliler genellikle kısa süreli
konaklıyor, daha çok alışveriş için
Mersin’i tercih ediyor. Daha önce
uçağa atlayıp Avrupa’ya giden
tüketim gücü yüksek Suriyeliler de
Mersin’e gelmeye başladı.” Olcar,
Halep-Gaziantep tren seferinin Mer-
sin’i de kapsayacak şekilde gelişti-
rilmesini, Lazkiye-Mersin feribot
seferlerinin de başlamasõnõ istedi.
Gaziantep’e 3 yõl önce Suriye Konsoloslu-
ğu’nun açõlmasõnõn ardõndan, yaklaşõk 2 ay ön-
ce de vizenin kaldõrõlmasõ bölge ekonomisini de
hareketlendirdi. İki ay önce vizenin kalkmasõyla
aynõ dönemde Gaziantep ile Halep arasõnda yol-
cu tren seferleri de başladõ.
Vizesiz geçiş en çok alõşveriş merkezlerin-
de etkisini gösterdi. Suriyelilerin resmi tatili
olan cuma ve cumartesi günleri sabahõn erken
saatlerinde alõşveriş merkezlerine akõn eden
Arap kafileleri, uzun kuyruklar oluşturuyor.
Özellikle Gaziantep’teki SankoPark’õ tercih
eden Araplar, Arapça ve İngilizce yapõlan
anonslarla karşõlandõklarõnõ, kendilerini bura-
da özel hissettiklerini ve oldukça memnun kal-
dõklarõnõ dile getirdiler.
SankoPark’ta Suriyeli ziyaretçi sayõsõ aylõk 3
binden 50 bine çõkarken Alõşveriş Merkezi
Müdürü Emre Şen, “Biz Doğu, Güneydoğu
Anadolu ve Ortadoğu’ya da hitap eden ve
müşterilerimize mutlu, huzurlu ve güvenli bir
ortamda ağırlayan bölgenin vitriniyiz” dedi.
Sağlık ve eğitim için geliyorlar
Gaziantep Ticaret Odasõ (GTO) Başkanõ
Mehmet Aslan da vizenin kaldõrõlmasõyla iki ül-
ke arasõnda gidip gelenlerin sayõsõnõn ikiye kat-
landõğõnõ vurguladõ. Özellikle sağlõk hizmetin-
den yararlanmak isteyen birçok Arap’õn Gazi-
antep’i tercih ettiğini belirten Aslan, hastanelerde
çok sayõda Suriyeli olduğunu söyledi.
Eğitim anlamõnda da Gaziantep’i tercih eden-
lerin sayõsõnõn arttõğõnõ ifade eden Aslan, “Özel-
likle hafta sonları Gaziantep’te Suriye pla-
kalı araçları fazlası ile görebiliriz” dedi.
Gaziantep’in yerleşik firmalarõndan Öz-
maksan Isõ Sanayi’nin Yönetim Kurulu Baş-
kanõ Ahmet Yağcı da Suriye devletinin açmõş
olduğu fabrikalarõnõn modernizasyonu ihalesini
kazanarak 1.2 milyon Avro’luk iş yaptõklarõ-
nõ anõmsatarak şunlarõ söyledi: “Gümrükte ge-
çişler daha süratli yapılmalı. Pasaportsuz ge-
çiş olursa çok daha güzel olur. Tıpkı Kıbrıs’a
gidip gelindiği gibi.”
Araplardan
AVM’ye akõn
GAZİANTEP BÖLGENİN VİTRİNİ
İHRACAT İKİYE KATLANDI
Turist arttõ, ihracat yerinde kaldõ
Avrupa yerine
Mersin’e
geliyorlar
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
Başbakan Tayyip Erdoğan, AB ülkele-
rinin büyükelçilerine, Kõbrõs’ta yapõlan re-
ferandumda Annan Planõ’na yüzde 65
oranõnda “evet” diyen Kõbrõslõ Türklerin
buna rağmen “suçlu hale getirildikleri-
ni” belirterek “Bu Avrupa Parlamento-
su’nun gözü kör müdür allahaşkına? Bi-
raz gözlerini açsınlar. Kulaklarını doğ-
ruya, hakikate açsınlar. Ve bu dilleri
doğruyu, gerçekleri konuşsun” dedi.
Erdoğan dün Başbakanlõk Konutu’nda
AB ülkelerinin büyükelçileriyle öğlen ye-
meğinde bir araya geldi. Büyükelçilere hi-
tap eden Erdoğan, AB’nin genişleme yor-
gunluğu yerine yeni genişleme dalgalarõ-
nõ konuşmasõnõn daha anlamlõ bir yaklaşõm
olacağõnõ söyledi. Erdoğan, şöyle devam
etti: “Ancak üzülerek ifade etmeliyim ki
AB’nin bu tartışmalar çerçevesinde bir
içe kapanma eğilimi göstermesi ve ve-
rilen sözlerin, atılan imzaları tekrar
tartışmaya açması, kamuoylarımız açı-
sından son derece motivasyon kırıcı bir
maliyet taşıyor. Türkiye’nin AB ile üye-
lik müzakerelerini başlatan kararın al-
tında bütün AB ülkelerinin imzaları
bulunuyor. Buna rağmen halen Türki-
ye’nin AB üyeliğinin, bu bağlamda Tür-
kiye’nin Avrupalılığının tartışılıyor ol-
ması, ne hakkaniyetle ne ahde vefa ile ne
de tarihi gerçeklerle bağdaşıyor.”
Erdoğan Türkiye’nin, “Avrupalılığını
da AB üyeliğini de tartışmanın zama-
nının çoktan geçtiğini” söyledi.
Avrupa Parlamentosu’nun raporuna sert
tepki gösteren Erdoğan “Bu raporda
esas itibarıyla tek taraflı, gerçeklerle
bağdaşmayan ve tarafımızdan kabulü
mümkün olmayan unsurlara yer veril-
diği ve katılım sürecine olumsuz tesir
edebilecek bir üslubun burada benim-
sendiği görülmektedir” diye konuştu.
‘Gözlerini kulaklarını açsınlar’
Erdoğan, tepkisini şu sözlerle dile ge-
tirdi: “Her zaman söylüyoruz, yine söy-
leyeceğiz, ne olmuştur referandumda?
Kuzey Kıbrıs’ta Annan Planı’na yüzde
65 ‘evet’ çıkarken Güney Kıbrıs’ta
yüzde 75 ‘hayõr’ çıkmıştır. Nasıl oluyor
da hâlâ burada Türkiye ve Kıbrıslı
Türkler suçlu hale getiriliyor? Bu Av-
rupa Parlamentosu’nun gözü kör mü-
dür allahaşkına? Bunu söylemeyeceğiz
de neyi söyleyeceğiz? Biraz gözleri aç-
sınlar. Kulaklarını doğruya, hakikate
açsınlar. Ve bu dilleri doğruyu, ger-
çekleri konuşsun. Eğer bu adaleti bun-
lar görmezden gelirlerse bu adalet bir
gün onlara da muhakkak lazım olacak.
Bugün bunu burada dile getirmemeyi
kendime hakaret, saygısızlık olarak
görüyorum. Onun için sizlerin huzu-
runda bunu söylemek durumundayım.
Her türlü adalet duygusundan uzak olan
bu yaklaşım, en hafif tabiriyle büyük bir
hayal kırıklığı yaratmıştır. Avrupa Par-
lamentosu’nun işlevinin, Kıbrıs Rum ta-
rafının sözcüsü gibi davranmak ve tüm
mesnetsiz iddia ve taleplerini karşılamak
olmaması gerekir. Avrupa Parlamen-
tosu’nun yeni yasama dönemindeki
Türkiye ile ilgili bu ilk sınavında iç po-
litika saiklerine rehin düştüğünü gör-
mekten üzüntü duyuyoruz.”
Bu sert sözler üzerine Başmüzakereci
Egemen Bağış’õn şaşkõn bir ifadeyle Er-
doğan’a baktõğõ gözlendi.
ANKARA (Cumhuri-
yet Bürosu) - Dõşişleri
Bakanlõğõ, Avrupa Parla-
mentosu (AP) üyesi ra-
portör Ria Oomen-Ruij-
ten tarafõndan hazõrlanan
ve Türkiye’nin katõlõm sü-
recinde 2009 yõlõnda kay-
dettiği ilerlemeye ilişkin
tespitler içeren raporun
Kõbrõs bölümüne sert tep-
ki gösterdi. Bakanlõktan
yapõlan açõklamada, “AB
kurumlarının aday ül-
keler hakkındaki değer-
lendirmelerinin, bir yan-
dan katılım sürecinde ta-
mamlanması beklenen
eksikliklere dikkat çe-
kerken, diğer yandan ob-
jektif, süreci ilerletmeye
matuf ve aday ülkeyi teş-
vik eden bir yaklaşımla
kaleme alınması gerekir”
tespitine yer verildi.
Resmi metnin henüz ya-
yõmlanmamõş olduğuna
dikkat çekilen açõklamada
şöyle denildi: “Raporda,
esas itibarıyla, tek ta-
raflı, gerçeklerle bağ-
daşmayan ve tarafımız-
dan kabulü mümkün ol-
mayan unsurlara yer ve-
rildiği ve katılım süreci-
ne olumsuz tesir edebi-
lecek bir üslup benim-
sendiği görülmektedir.
Raporda Türkiye’den
beklenenler sıralanırken
AB’nin Türkiye’ye kar-
şı yerine getirmediği ta-
ahhütlere değinilmemiş
olması ayrıca düşündü-
rücüdür.”
“Kıbrıs sorununun or-
taya çıkmasında sorum-
luluğu olanlarla ilgili
gerçekler görmezden ge-
linmiştir. Her türlü ada-
let duygusundan uzak
olan bu yaklaşım, en ha-
fif tabiriyle, büyük hayal
kırıklığı yaratmıştır” de-
nilen açõklamada şu gö-
rüşlere de yer verildi:
AP’nin işlevinin, Kıbrıs
Rum tarafının sözcüsü
gibi davranmak ve tüm
mesnetsiz iddia ve ta-
leplerini karşılamak ol-
maması gerekir.”
DIŞİŞLERİ BAKANLIĞI’NDAN TEPKİ
Vizesiz geçişten faydalanan Suriyeliler alışveriş merkezlerine akın ediyor.
Erdoğan, büyükelçilerle Başbakanlık Konutu’nda öğlen yemeğinde bir araya geldi. (AA)
İstanbul Haber Servisi - Albay Dursun Çiçek ile
ilgili karara “İmza Çiçek’in eli ürünü, kabul edil-
mesi gerekir” şeklinde imza atan Eyüp Kandemir,
Gürol Berber ve Bülent Özata’ya, Adli Tõp Kuru-
mu (ATK) Fizik İhtisas Dairesi ses ve görüntü ince-
leme bölümünde çalõşõrken adli belge inceleme bölü-
münde ikinci görev verilerek, oy çoğunluğu sağlan-
dõğõ ortaya çõktõ. Haziran ayõnda ilk fotokopi belge
ortaya çõktõktan sonra Fizik İhtisas Dairesi Başka-
nõ’nõn değiştirilmesi, bölümde 5 yõldõr görev yapan 2
kişiden 1’i görevlendirme, 1’i de başkan yardõmcõsõ
yapõlma şeklinde görev yeri değiştirilerek kurumun
adeta kimyasõ değiştirildi. Ergenekon davasõnda iler-
leyen süreçte ses ve görüntü şeklindeki belgelerin
ATK’nin bu bölümünde söz konusu üç uzman tara-
fõndan incelenecek olmasõ kuşkularõ arttõrõyor.
12 Haziran 2009’daki Taraf gazetesinde yayõmla-
nan haberden sonra ATK’nin yapõsõnda değişiklikler
yapõlmaya başlandõ. Çiçek’in imzasõ için son raporda
Tuncay Çınar, Kaan Gürpınar, Uğur Günaydın,
Hasan Karasu “tespit yapılamaz” kararõ verdi.
‘Dosya biriktirdin’ sürgünü
Aynõ birimde çalõşanlardan Veli Özdemir, “Elin-
de çok dosya biriktirdiği, az çalıştığı” gibi gerek-
çeyle 3 ay için Hakkâri’ye sürgün edildi. Işıl Çiftçi
ise başka bir birime gönderilerek görev yeri boşaltõl-
dõ. Ayrõca Hacı Mehmet Akın da Nevşehir Adli Tõp
Kurumu Şube Müdürlüğü’nde uzman doktor olarak
görev yaparken ATK Başkanõ Doç. Dr. Haluk İnce
tarafõndan önce Ankara Grup Başkanlõğõ’na atandõ.
Akõn daha sonra, Fizik İhtisas Dairesi’nde uzman
olarak görevlendirildi. Böylece kararda “Çiçek’in eli
ürünü kabul edilmesi gerekir” şeklinde fikir belir-
ten Kandemir, Berber ve Özata, kurumun Fizik İhti-
sas Dairesi’nde Ses ve Görüntü İnceleme Şubesi’nde
çalõşmaktayken aynõ zamanda adli belge inceleme
bölümünde görevlendirilerek imza yetkisi verildi.
Adli Tıp’ta
kuşkulu
atamalar
‘Avrupa Parlamentosu
Rum sözcüsü gibi’