Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CMYB
C M Y B
SAYFA CUMHURİYET 12 ŞUBAT 2010 CUMA
4 HABERLER
DÜNYADA BUGÜN
ALİ SİRMEN
Kendini Hukuk Sanmak
Yıllar önce, Caddebostan Kültür Merkezi’nin
villalar ile apartmanlar arasına sıkışmış arazisini
kırık dökük kale direkleri olan futbol sahası olarak
kullandığımız dönemdeydi.
Bir gün, maç sonrasının keyfiyle, bir yandan
giyiniyor, bir yandan sohbet ediyorduk.
Bir ara, yakın dostum bana döndü, bir konuda
ne düşündüğümü sordu. Yanıtım hoşuna gitmedi,
hemen yapıştırdı:
-Yine herkesin düşündüğünün tersini
söylüyorsun.
Oysa herkesin üzerinde birleştiği bazı şeyler
söylemiştim.
Yanıtı üzerine, arkadaşlara teker teker
görüşlerini sormaya başladım. Tamamına yakını
benimle aynı fikirdeydi. Bunun üzerine ona
dönüp,
-Görüyorsun, dedim, hemen herkes benimle
aynı fikirde...
Sonra gülümseyerek ekledim:
- Ben herkesin söylediğinin tersini
söylemiyorum, ama sen kendini herkes
sanıyorsun.
AKP’nin Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu
katsayı kararı üzerine fetvayı vermiş:
-Danıştay’ın katsayı ile ilgili kararı hukuka aykırı.
Evvela yıllar öncesine gittim, güldüm, sonra da
elimde olmadan mırıldandım:
- Bakan’ınki tipik AKP davranışı, partisiyle
yandaşlarının edimlerini hukuk sanıyor.
Bu tavır salt AKP’nin değil, ama ne yazık ki, “En
çok oyu alan düdüğü çalar! Her istediğini yapar
demokrasisinin” ezeli hastalığıdır.
Son zamanlarda bu maluliyetin, hukuku oya
duçar eden, zıpır ve cahil ama çok canlı
teorisyenleri de belirtti.
Bu çok tehlikeli zihniyette hukukun yeri, en çok
oyu alanın iradesiyle belirlenir, ona uygun olduğu
sürece makbuldür, yoksa değildir.
Melih Aşık dostum, dün telefonla konuşurken
beni uyardı:
- Cumhuriyet’in 6. sayfasındaki haberi oku,
diğer gazeteler yeterince uyanmamışlar...
Haber, bir ara başkanının “Hukukun arkasından
dolanıveririz” diyecek kadar pervasızlaştığı
YÖK’ün, son yürütmeyi durdurma kararını
yorumlayan açıklamasıydı.
Karara itiraz edileceğinin belirtildiği açıklamada,
neyse ki, kimi üyelerin ısrarlı uyarıları üzerine,
yargı kararının uygulanmaması gibi bir görüşe yer
verilmiş değil.
Ama gelin görün ki, metinde nelerin anlatılmak
istendiğinin anlaşılmasının yine de mümkün
olmadığını belirtmek gerek.
Örneğin açıklamanın bir yerinde, “Danıştay’ın
ret kararları kesin bir hüküm oluşturmadığı gibi,
Danıştay’ın ret kararları ile oluşturulmuş
kazanılmış hak da yoktur” deniliyor ki, bunun
anlamını kavramak gerçekten güç.
Her şeyden önce, söz konusu nihai bir karar
değil, karar alınana kadar geçecek süre içinde
telafisi güç hasara ve zarara yol açılmaması için
verilmiş olan bir yürütmeyi durdurma kararıdır.
Evet, yürütmeyi durdurma kararları nihai ve
kesin olmayıp, birer tedbirdirler. Danıştay daha
sonra, yürütmesini durdurduğu karar lehine bir
görüş bildirebilir.
Ancak, bu yürütmeyi durdurma kararlarının
kesin olmadıkları için uyulmaları zorunluluğu
bulunmadığı anlamına da gelmez.
Bu kararların kazanılmış hak doğurup
doğurmadıkları hususunun ise, olayımızda konu
ile bir ilgisi yoktur.
Bu durumda YÖK Başkanvekili Yekta Saraç’ın
sınav tarihinde şu andaki koşullar itibarıyla
herhangi bir değişiklik olmadığı yolundaki
açıklamasını anlamak güçtür.
Danıştay sınav tarihinde bir değişiklik yapılsın
demiyor. Ama yürütmeyi durdurma kararına göre,
kararlaştırılmış tarihte, kararlaştırılmış katsayı
uygulamasıyla sınav yapılamayacağı da
ortadadır.
Bu durumda, hangi koşullarda sınav yapılacağı
belli olmadığına göre, öğrenciye hangi konuda,
neye dayanarak güvence verilmektedir?
Yoksa amaç, Danıştay kararına rağmen
bildiğini okumakta direnmek mi?
Öylesi bir davranış da anayasal suç oluşturur.
Böyle bir suçun şu anda müeyyidesi yoktur gibi
görünebilir, ama yarın ne olacağı hiç bilinmez.
Görülüyor ki, ne zaman hukuk söz konusu olsa,
AKP ile yandaşı olarak nitelendirilen kuruluşlar,
hep çuvallıyorlar; bu olgunun nedeni de hukuku
kendilerine göre yorumlamakta direnmeleridir.
DUYURU: Hukuk ve demokrasi konularını
bugün saat 21- 23 arasında, “Cem TV”de Prof.
Süheyl Batum ile birlikte yaptığımız “Ayıptır
Söylemesi” programında, konuğumuz Yargıtay
Cumhuriyet Onursal Savcısı Sabih Kanadoğlu ile
tartışacağız.
asirmen@cumhuriyet.com.tr
İĞNELİ FIRÇA ZAFER TEMOÇİN
namikzafer@yahoo.com
Faili meçhul cinayetlerle katledilen aydõnlarõn yakõnlarõ, Meclis’te MHP dõşõndaki siyasi partilerle görüştü
‘Cinayetleri TBMM araştõrsõn’
Katledilen aydınlar Sabahattin Ali, Orhan Yavuz, Doğan
Öz, Necdet Bulut, Abdi İpekçi, Akın Özdemir, Cevat
Yurdakul, Cavit Orhan Tütengil, Ümit Kaftancıoğlu, Se-
vinç Özgüner, Kemal Türkler, İlhan Erdost, Çetin Emeç,
Turan Dursun, Muammer Aksoy, Musa Anter, Uğur
Mumcu, Nesimi Çimen, Metin Altıok, Behçet Aysan, Has-
ret Gültekin, Onat Kutlar, Yasemin Cebenoyan, Hasan
Ocak, Metin Göktepe, Necip Hablemitoğlu ve Hrant
Dink’in yakınları, dün TBMM’ye gelerek AKP, CHP ve BDP
grup başkanvekilleri, TBMM İnsan Haklarını İnceleme Ko-
misyonu Başkanı Zafer Üskül ve TBMM Başkanı Mehmet
Ali Şahin ile görüştüler. (Fotoğraflar: NECATİ SAVAŞ)
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)
- Faili meçhul cinayetlerde katledilen
aydõnlarõn yakõnlarõ, TBMM’de ziyaret
ettikleri siyasi parti yöneticileri ve
TBMM Başkanõ Mehmet Ali Şahin
ile görüştü. MHP ise ailelere randevu
vermedi. Aileler, cinayetlerin ortaya
çõkarõlmasõ için TBMM’de bir araş-
tõrma komisyonu kurulmasõ, siyasi
cinayetlerde zamanaşõmõnõn kaldõrõl-
masõnõ istediler.
Katledilen aydõnlar Sabahattin Ali,
Orhan Yavuz, Doğan Öz, Necdet
Bulut, Abdi İpekçi, Akın Özdemir,
Cevat Yurdakul, Cavit Orhan Tü-
tengil, Ümit Kaftancıoğlu, Sevinç
Özgüner, Kemal Türkler, İlhan
Erdost, Çetin Emeç, Turan Dursun,
Muammer Aksoy, Musa Anter,
Uğur Mumcu, Nesimi Çimen, Me-
tin Altıok, Behçet Aysan, Hasret
Gültekin, Onat Kutlar, Yasemin
Cebenoyan, Hasan Ocak, Metin
Göktepe, Necip Hablemitoğlu ve
Hrant Dink’in yakõnlarõ, TBMM’ye
gelerek AKP, CHP ve BDP grup baş-
kanvekilleri, DSP milletvekilleri,
TBMM İnsan Haklarõnõ İnceleme
Komisyonu Başkanõ Zafer Üskül ve
TBMM Başkanõ Şahin ile görüştüler.
MHP randevu vermedi
MHP ise randevu talebine Grup
Başkanvekili Oktay Vural’õn An-
kara dõşõnda olmasõ ve program yo-
ğunluğunu gerekçe göstererek olum-
suz yanõt verdi. Kulislerde, MHP’nin
birçoğu ülkücüler tarafõndan katledi-
len ailelerle görüşmede “tatsızlık ya-
şanacağı” endişesiyle görüşme tale-
bini geri çevirdiği dile getirildi.
Aileler, “Kamuoyuna” başlõğõyla
hazõrladõklarõ dilekçeyi de görüştük-
leri siyasilere sundular. Dilekçede,
“Cinayetlerin ardındaki örgütlen-
meler ortaya çıkarılmadıkça, bu
tür suçların tekrar tekrar işlendiğini
edindiğimiz tecrübelerden biliyoruz.
Artık fotoğrafı çok net görünmeye
başlayan bu hukuk dışılığın sona er-
dirilmesi talebimizle geldik. Emir
komuta zincirine ulaşılmadıkça,
geride kalan, kaçan, kaçırılan, ko-
runan, gizlenen tüm suçlulara ula-
şılmadıkça bu cinayet dosyaları ka-
panmış sayılmasın. Bu aydınlatma
yolunda sorumlulukla yürüdüğü
için 32 yıl önce katledilen savcı Do-
ğan Öz’ün raporundaki son sözle-
ri yineleyerek ‘durumu bütün açõklõ-
ğõ ve acõlõğõ ile sunmak’ için bura-
dayız” görüşü dile getirildi.
Aileler, ilk önce AKP Grup Baş-
kanvekilleri Bekir Bozdağ ve Ayşe-
nur Bahçekapılı ile görüştü. Basõna
kapalõ olarak gerçekleştirilen görüş-
mede aileler, TBMM’de faili meçhul
cinayetlerle ilgili araştõrma kurulma-
sõ, cinayetlerin aydõnlatõlabilmesi için
siyasi cinayetlerde zamanaşõmõnõn
kaldõrõlmasõnõ talep ettiler. BM’nin in-
sanlõğa karşõ suçlarla ilgili düzenle-
mesinin Türkiye tarafõndan kabul
edilmediğini, bunun kabul edilmesi ha-
linde siyasi cinayetlerde zamanaşõ-
mõnõn işlemeyeceğine dikkat çeken ai-
leler, TBMM’nin konuya sahip çõk-
masõnõn önemini vurguladõlar.
Aileler daha sonra Üskül ile görüş-
tü. Basõna kapalõ görüşmenin ardõn-
dan açõklama yapan Üskül, ziyaretin
“duygusal bir karşılaşma” olduğu-
nu belirterek şunlarõ söyledi: “Devlet
bir yandan, devlet olarak yaşam
hakkını ihlal etmeyecek, bir yandan
da üçüncü kişilerin yaşam hakkını
ihlal etmelerini önleyecek önlemle-
ri alacak. Bugün komisyonumuza
gelen kişilerin yakınlarından han-
gilerinin yaşam hakkının devlet ta-
rafından ihlal edildiğini, hangileri-
nin yaşam hakkının devlet tarafın-
dan koruma altına alınmadığını
söylemek çok kolay değil. Çünkü bu
cinayetler aydınlatılamadı.”
Üskül, bütün bu cinayetler içinde,
Hrant Dink cinayetinin tam olarak
Yakõnlarõnõ faili meçhul cinayetlerde kaybedenler tarafõndan sunulan dilekçede, “Cinayetlerin
ardõndaki örgütlenmeler ortaya çõkarõlmadõkça, bu tür suçlarõn tekrar tekrar işlendiğini edindiğimiz
tecrübelerden biliyoruz. Artõk fotoğrafõ çok net görünmeye başlayan bu hukuk dõşõlõğõn sona
erdirilmesi talebimizle geldik. Emir komuta zincirine ulaşõlmadõkça, geride kalan, kaçan, kaçõrõlan,
korunan, gizlenen tüm suçlulara ulaşõlmadõkça bu cinayet dosyalarõ kapanmõş sayõlmasõn” denildi.
aydõnlõğa kavuşturul-
masõnõn, diğer cinayet-
lerin mağdurlarõnõ da
bir ölçüde rahatlatabile-
ceğini ifade etti.
Aileler daha sonra CHP
Grup Başkanvekili Ke-
mal Anadol ile görüştü.
Anadol, “Faili meçhul
cinayet varsa o cinayet-
lerin faili bizatihi dev-
lettir. Cinayeti azmet-
tirenler, odak noktaları,
üzerine flu renkler çe-
kilen devletin içinde gö-
revli grupların, kişile-
rin delilleri karartma
yöntemleri, davaları çık-
maza sokma çabaları...
Bunları yıllardır izliyo-
ruz” dedi. Anadol, konu-
nun güncelleştirilerek
günlük politikaya alet
edilmemesi gerektiğini
söyledi. Parlamento ko-
misyonlarõ çalõşmalarõn-
dan, yargõya yardõmcõ ola-
cak kanõtlar elde edildiğini
vurgulayan Anadol, “O
nedenle parlamentonun
tamamı bu olaylara sa-
hip çıkarak bir komis-
yon kurmalı” dedi.
Görüşme öncesinde ai-
leler ile Anadol arasõnda
küçük bir tartõşma ya-
şandõ. Abdi İpekçi’nin
kõzõ Nükhet İpekçi, diğer
ziyaretlerde basõnõn yer
almadõğõna işaret ederek
eşitlik ilkesine aykõrõ dav-
ranõldõğõnõ söyledi. Bu-
nun üzerine Anadol, ko-
nuşmasõna başlamadan
önce grup sözcüsüne
açõklama yapõp yapama-
yacağõnõ sorduktan sonra
söz aldõğõnõ kaydetti.
‘Komisyon
sonuç vermez’
Aileler daha sonra
TBMM Başkanõ Şahin’i
ziyaret etti. Görüşmede
Şahin, yakõnlarõnõ faili
meçhul cinayetlere kurban
veren ailelerin acõlarõnõ
paylaştõğõnõ belirterek
araştõrma komisyonu öne-
risini içeren dilekçeleri
siyasi parti gruplarõna
göndereceklerini bildir-
di. Şahin, mevcut içtü-
züğe göre oluşturulacak
araştõrma komisyonunun
bir sonuç vermeyeceğine
dikkat çekerek, içtüzük
değişikliğinin gündemde
olduğunu ifade etti. BDP
Grup Başkanvekili Bengi
Yıldız da aileleri kabulde
yaptõğõ açõklamada, faili
meçhul cinayetlerin sa-
yõsõnõn binlerle ifade edil-
diğini, Türkiye’nin de-
mokratikleşmesi için geç-
mişiyle hesaplaşmasõ ge-
rektiğini söyledi.
‘Utanç Müzesi’ne Sıvas çekincesi
Bakan Faruk Çelik, Madõmak Oteli’nde katledilenlerin ailelerinin
taleplerine ‘Önce psikolojik engellerin aşõlmasõ gerekiyor’ yanõtõnõ verdi
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Devlet Bakanõ
Faruk Çelik, Madõmak Oteli’nde yaşamõnõ
yitirenlerin aileleriyle Pir Sultan Abdal Kültür
Merkezi’nde bir araya geldi. Görüşmenin ardõndan
gazetecilerin sorularõnõ yanõtlayan Çelik, ailelerin
taleplerini aldõklarõnõ, yeni bir huzursuzluğa fõrsat
vermeyecek şekilde çözümü sağlamak konusunda
irade oluştuğunu kaydetti. Bakan Çelik, “Aileler
Madımak’ın müze olması konusunda görüş beyan
etti. Biz de onları saygıyla dinledik. Kendi
yaptığımız çalışmaları onlarla paylaştık” diye
konuştu. Cumhuriyet’in edindiği bilgilere göre
görüşmede ailelerin taleplerini dinleyen Çelik, otelin
müzeye dönüştürülmesi yönündeki talepleri anlayõşla
karşõladõklarõnõ, ancak bunun için bazõ psikolojik
önyargõlarõn aşõlmasõ gerektiğini söyledi. Sõvas’ta
otelin müzeye dönüştürülmesine karşõ çõkan
kesimlerin olduğuna işaret eden Çelik, önümüzdeki
günlerde Sõvas’a giderek çeşitli sivil toplum
örgütleriyle bir araya geleceğini ifade etti. Öte
yandan görüşmede aileler tarafõndan hazõrlanan ortak
bir mektup da Çelik’e okundu. Alevi çalõştaylarõ
süresince hükümetin Sõvas’ta katledilenlerin
aileleriyle görüşmemesine tepki gösterilen mektupta,
Maraş katliamõ sanõğõ Ökkeş Şendiller’in davet
edilmesinin çalõştaya gölge düşürdüğü belirtildi.
Devlet Bakanõ Hayati Yazıcı’nõn da eleştirildiği
mektupta, “Sıvas katliamı sanıklarının
avukatlığını üstlenen Hayati Yazıcı’nın şu an
devlet bakanlığında bulunması nedeniyle,
Madımak mağdurları adına adaletli bir karar
verileceği inancında değiliz” denildi.
İHD, LİNÇ GİRİŞİMİNE İLİŞKİN RAPORUNU TAMAMLADI
‘Edirne’deki saldõrõ planlõ’
İstanbul Haber Servisi - İn-
san Haklarõ Derneği (İHD), Edir-
ne’de basõn açõklamasõ yapmak
isteyen Gençlik Federasyonu
üyelerine yönelik linç girişimle-
rine ilişkin raporunu tamamladõ.
Raporda, saldõrõlarda güvenlik za-
fiyetinin yaşandõğõ belirtilerek,
linç girişiminin “organize” ol-
duğuna dikkat çekildi.
İHD yöneticilerinden oluşan
heyetin Edirne’de yaptõğõ gö-
rüşmeler sonucunda hazõrlanan
raporda, şu noktalara dikkat
çekildi:
- Saldırılar, planlı ve uzun bir
çalışmanın sonunda gerçekle-
şen, halklar arasında düş-
manlık yaratmayı amaçlayan
provokatif saldırılardır.
- Olaylar başladığında de-
mokratik ve yasal haklarını
kullanırken saldırıya uğra-
yanlar tutuklanmasına kar-
şın, saldırganlara gözaltı iş-
lemi dahi yapılmaması, Edir-
ne’de bulunan yetkili ma-
kamların olayların gelişimi-
ni önceden bildiklerini, ge-
rekli önleyici tedbirleri al-
madıklarını ve saldırganlara
açık bir teşvik ve koruma
sağlandığını ortaya koydu.
AİLELERİN ÇIĞLIĞI
‘Acılarımız için
değil, hukuk
için geldik’
Faili meçhul cinayetlerde katledilen
aydõnlarõn yakõnlarõ, siyasi parti
temsilcileriyle görüşmelerinin ardõndan
yaptõklarõ açõklamada “Araştõrma komisyonu
kurulsun. Zamanaşõmõ kalksõn. Devlet sõrrõ ve
ticari sõr kavramlarõ ortadan kaldõrõlsõn” dedi.
ANKARA (Cumhuri-
yet Bürosu) - Yakõnlarõ-
nõ siyasi cinayetlerde yi-
tiren aileler TBMM’deki
görüşmelerinin ardõndan
düzenledikleri basõn top-
lantõsõnda “TBMM’ye
acılarımızı getirmek is-
temedik. Hukuk talebi-
mizle geldik” derken,
“Araştırma komisyonu
kurulsun. Zamanaşımı
kalksın. Devlet sırrı ve
ticari sır kavramları or-
tadan kaldırılsın” talep-
lerini dile getirdiler.
Aileler siyasi parti tem-
silcileriyle yaptõklarõ gö-
rüşmelerin ardõndan Par-
lamento Muhabirleri Der-
neği’nde açõklamalar
yaptõ. Ailelerin temsilci-
leri kendilerini tanõtõr-
ken, Cavit Orhan Tü-
tengil’in kõzõ Deniz Tü-
tengil “babasının fail-
lerinden ikisinin daha
sonra milletvekili ola-
rak parlamentoda gö-
rev yaptığını” söyledi.
Metin Göktepe’nin ab-
lasõ Meryem Türkmen
de “Meclis’e acılarımı-
zı getirmek istemedik.
Onlar bizim mahrem
alanımız. Hukuk tale-
bimizle geldik” dedi.
Ümit Kaftancıoğ-
lu’nun gelini Canan Kaf-
tancıoğlu ile Turan Dur-
sun’un oğlu Abit Dursun
temaslarõ hakkõnda bilgi
verdi. Dursun, “Komis-
yon kurulması isteğimi-
ze olumlu yaklaşıldı. Bu
tür konularda zamana-
şımı olmaz. Devlet sır-
rı ve ticari sır kavram-
ları ortadan kaldırıl-
malıdır. Bazı cinayetler
buraya dayandırılıyor.
Tüm partiler bu konuda
taahhütte bulundu” di-
ye konuştu.
Canan Kaftancõoğlu
“MHP grubundan da
randevu istediklerini,
grup başkanvekillerinin
mazeretleri gerekçe gös-
terilerek taleplerinin
olumlu karşılanmadığı-
nı” söyledi. Kaftancõoğlu,
“MHP’nin mazereti size
inandırıcı geldi mi” so-
rusu üzerine “Bize ‘grup
başkanvekilerinden biri-
nin Ankara dõşõnda ola-
cağõ, diğerinin ise çok
yoğun olduğu için görü-
şemeyeceklerini, ancak
bu çalõşmalarõ destekle-
diklerini’ belirttiler. Biz
buraya önyargılı gel-
medik. Söylenen her şe-
yin doğru olduğuna ina-
narak geldik. Eğer böy-
le değilse zaman içinde
ortaya çıkacaktır” dedi.
‘Beni de öldürmeli’
Gazetecilerin “Yapı-
lan görüşmelerden ikna
oldunuz mu” sorusuna
da Dursun, “Biz iyini-
yetle talebimizi ilettik.
Süreci izleyeceğiz. Ne-
rede tıkanıyorsa, eksik-
lik varsa, bunu hep bir-
likte yaşayarak görece-
ğiz. Birtakım önyargı-
larla yola çıkarsak ola-
yı yaralamış oluruz”
karşõlõğõnõ verdi. Bir ga-
zetecinin delillerin karar-
tõlmõş olabileceğini anõm-
satmasõ üzerine söz alan
Kemal Türkler’in kõzõ
Nilgün Soydan, “Deliller
karartılır ama tanıklar
karartılamaz. Ben ba-
bamın katilinin yüzünü
gördüm. Olayı karart-
mak için beni de öldür-
meleri gerekir” dedi.
KISA KISA... KISA KISA...
Sanatçı Rojda’ya gözaltı: Başbakan
Tayyip Erdoğan’õn açõlõm görüşmesi için davet
ettiği sanatçõlar arasõnda olan şarkõcõ Rojda Şen-
ses, geçen yõl Diyarbakõr’da söylediği türküde
“terör örgütü propagandasõ” yaptõğõ iddiasõyla
önceki gün İstanbul’da gözaltõna alõndõ. Şenses,
ifadesinin ardõndan serbest bõrakõldõ.
CHP’ye çağrı: Gazeteciler, sanatçõlar ve aka-
demisyenler, CHP’ye “demokratik tüzük” çağrõ-
sõnda bulunacak. Yarõn 14.00-17.00 saatleri ara-
sõnda Taksim’deki Piramit Sanat’ta yapõlacak pa-
nele konuşmacõ olarak; Bedri Baykam, Can Atak-
lõ, Prof. Dr. Süheyl Batum, Prof. Tolga Yarman,
Mustafa Devran Yürükçü katõlacak.
PAMER’den panel: Politik Araştõrmalar
Merkezi PAMER’in düzenlediği “Açõlõm Türki-
ye’yi nereye götürüyor?” paneli, yarõn Ankara’da
Rixos (Eski Büyük Ankara) otelinde 13.00-17.30
saatlerinde gerçekleştirilecek. Toplantõya konuş-
macõ olarak Prof. Dr. Yusuf Halaçoğlu, Fikret Bi-
la, Oltan Sungurlu ile Salih Kõlõç katõlacak.
‘SP’lilere tasfiye’: Saadet Partisi (SP) İstan-
bul İl Başkanõ Erol Erdoğan, İBB Başkanõ Kadir
Topbaş’a mektup yazarak İBB’ye bağlõ şirketlerde
görevli SP üyelerinin tasfiye edildiğini belirtti.