23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 12 ŞUBAT 2010 CUMA 4 HABERLER DÜNYADA BUGÜN ALİ SİRMEN Kendini Hukuk Sanmak Yıllar önce, Caddebostan Kültür Merkezi’nin villalar ile apartmanlar arasına sıkışmış arazisini kırık dökük kale direkleri olan futbol sahası olarak kullandığımız dönemdeydi. Bir gün, maç sonrasının keyfiyle, bir yandan giyiniyor, bir yandan sohbet ediyorduk. Bir ara, yakın dostum bana döndü, bir konuda ne düşündüğümü sordu. Yanıtım hoşuna gitmedi, hemen yapıştırdı: -Yine herkesin düşündüğünün tersini söylüyorsun. Oysa herkesin üzerinde birleştiği bazı şeyler söylemiştim. Yanıtı üzerine, arkadaşlara teker teker görüşlerini sormaya başladım. Tamamına yakını benimle aynı fikirdeydi. Bunun üzerine ona dönüp, -Görüyorsun, dedim, hemen herkes benimle aynı fikirde... Sonra gülümseyerek ekledim: - Ben herkesin söylediğinin tersini söylemiyorum, ama sen kendini herkes sanıyorsun. AKP’nin Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu katsayı kararı üzerine fetvayı vermiş: -Danıştay’ın katsayı ile ilgili kararı hukuka aykırı. Evvela yıllar öncesine gittim, güldüm, sonra da elimde olmadan mırıldandım: - Bakan’ınki tipik AKP davranışı, partisiyle yandaşlarının edimlerini hukuk sanıyor. Bu tavır salt AKP’nin değil, ama ne yazık ki, “En çok oyu alan düdüğü çalar! Her istediğini yapar demokrasisinin” ezeli hastalığıdır. Son zamanlarda bu maluliyetin, hukuku oya duçar eden, zıpır ve cahil ama çok canlı teorisyenleri de belirtti. Bu çok tehlikeli zihniyette hukukun yeri, en çok oyu alanın iradesiyle belirlenir, ona uygun olduğu sürece makbuldür, yoksa değildir. Melih Aşık dostum, dün telefonla konuşurken beni uyardı: - Cumhuriyet’in 6. sayfasındaki haberi oku, diğer gazeteler yeterince uyanmamışlar... Haber, bir ara başkanının “Hukukun arkasından dolanıveririz” diyecek kadar pervasızlaştığı YÖK’ün, son yürütmeyi durdurma kararını yorumlayan açıklamasıydı. Karara itiraz edileceğinin belirtildiği açıklamada, neyse ki, kimi üyelerin ısrarlı uyarıları üzerine, yargı kararının uygulanmaması gibi bir görüşe yer verilmiş değil. Ama gelin görün ki, metinde nelerin anlatılmak istendiğinin anlaşılmasının yine de mümkün olmadığını belirtmek gerek. Örneğin açıklamanın bir yerinde, “Danıştay’ın ret kararları kesin bir hüküm oluşturmadığı gibi, Danıştay’ın ret kararları ile oluşturulmuş kazanılmış hak da yoktur” deniliyor ki, bunun anlamını kavramak gerçekten güç. Her şeyden önce, söz konusu nihai bir karar değil, karar alınana kadar geçecek süre içinde telafisi güç hasara ve zarara yol açılmaması için verilmiş olan bir yürütmeyi durdurma kararıdır. Evet, yürütmeyi durdurma kararları nihai ve kesin olmayıp, birer tedbirdirler. Danıştay daha sonra, yürütmesini durdurduğu karar lehine bir görüş bildirebilir. Ancak, bu yürütmeyi durdurma kararlarının kesin olmadıkları için uyulmaları zorunluluğu bulunmadığı anlamına da gelmez. Bu kararların kazanılmış hak doğurup doğurmadıkları hususunun ise, olayımızda konu ile bir ilgisi yoktur. Bu durumda YÖK Başkanvekili Yekta Saraç’ın sınav tarihinde şu andaki koşullar itibarıyla herhangi bir değişiklik olmadığı yolundaki açıklamasını anlamak güçtür. Danıştay sınav tarihinde bir değişiklik yapılsın demiyor. Ama yürütmeyi durdurma kararına göre, kararlaştırılmış tarihte, kararlaştırılmış katsayı uygulamasıyla sınav yapılamayacağı da ortadadır. Bu durumda, hangi koşullarda sınav yapılacağı belli olmadığına göre, öğrenciye hangi konuda, neye dayanarak güvence verilmektedir? Yoksa amaç, Danıştay kararına rağmen bildiğini okumakta direnmek mi? Öylesi bir davranış da anayasal suç oluşturur. Böyle bir suçun şu anda müeyyidesi yoktur gibi görünebilir, ama yarın ne olacağı hiç bilinmez. Görülüyor ki, ne zaman hukuk söz konusu olsa, AKP ile yandaşı olarak nitelendirilen kuruluşlar, hep çuvallıyorlar; bu olgunun nedeni de hukuku kendilerine göre yorumlamakta direnmeleridir. DUYURU: Hukuk ve demokrasi konularını bugün saat 21- 23 arasında, “Cem TV”de Prof. Süheyl Batum ile birlikte yaptığımız “Ayıptır Söylemesi” programında, konuğumuz Yargıtay Cumhuriyet Onursal Savcısı Sabih Kanadoğlu ile tartışacağız. asirmen@cumhuriyet.com.tr İĞNELİ FIRÇA ZAFER TEMOÇİN namikzafer@yahoo.com Faili meçhul cinayetlerle katledilen aydõnlarõn yakõnlarõ, Meclis’te MHP dõşõndaki siyasi partilerle görüştü ‘Cinayetleri TBMM araştõrsõn’ Katledilen aydınlar Sabahattin Ali, Orhan Yavuz, Doğan Öz, Necdet Bulut, Abdi İpekçi, Akın Özdemir, Cevat Yurdakul, Cavit Orhan Tütengil, Ümit Kaftancıoğlu, Se- vinç Özgüner, Kemal Türkler, İlhan Erdost, Çetin Emeç, Turan Dursun, Muammer Aksoy, Musa Anter, Uğur Mumcu, Nesimi Çimen, Metin Altıok, Behçet Aysan, Has- ret Gültekin, Onat Kutlar, Yasemin Cebenoyan, Hasan Ocak, Metin Göktepe, Necip Hablemitoğlu ve Hrant Dink’in yakınları, dün TBMM’ye gelerek AKP, CHP ve BDP grup başkanvekilleri, TBMM İnsan Haklarını İnceleme Ko- misyonu Başkanı Zafer Üskül ve TBMM Başkanı Mehmet Ali Şahin ile görüştüler. (Fotoğraflar: NECATİ SAVAŞ) ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Faili meçhul cinayetlerde katledilen aydõnlarõn yakõnlarõ, TBMM’de ziyaret ettikleri siyasi parti yöneticileri ve TBMM Başkanõ Mehmet Ali Şahin ile görüştü. MHP ise ailelere randevu vermedi. Aileler, cinayetlerin ortaya çõkarõlmasõ için TBMM’de bir araş- tõrma komisyonu kurulmasõ, siyasi cinayetlerde zamanaşõmõnõn kaldõrõl- masõnõ istediler. Katledilen aydõnlar Sabahattin Ali, Orhan Yavuz, Doğan Öz, Necdet Bulut, Abdi İpekçi, Akın Özdemir, Cevat Yurdakul, Cavit Orhan Tü- tengil, Ümit Kaftancıoğlu, Sevinç Özgüner, Kemal Türkler, İlhan Erdost, Çetin Emeç, Turan Dursun, Muammer Aksoy, Musa Anter, Uğur Mumcu, Nesimi Çimen, Me- tin Altıok, Behçet Aysan, Hasret Gültekin, Onat Kutlar, Yasemin Cebenoyan, Hasan Ocak, Metin Göktepe, Necip Hablemitoğlu ve Hrant Dink’in yakõnlarõ, TBMM’ye gelerek AKP, CHP ve BDP grup baş- kanvekilleri, DSP milletvekilleri, TBMM İnsan Haklarõnõ İnceleme Komisyonu Başkanõ Zafer Üskül ve TBMM Başkanõ Şahin ile görüştüler. MHP randevu vermedi MHP ise randevu talebine Grup Başkanvekili Oktay Vural’õn An- kara dõşõnda olmasõ ve program yo- ğunluğunu gerekçe göstererek olum- suz yanõt verdi. Kulislerde, MHP’nin birçoğu ülkücüler tarafõndan katledi- len ailelerle görüşmede “tatsızlık ya- şanacağı” endişesiyle görüşme tale- bini geri çevirdiği dile getirildi. Aileler, “Kamuoyuna” başlõğõyla hazõrladõklarõ dilekçeyi de görüştük- leri siyasilere sundular. Dilekçede, “Cinayetlerin ardındaki örgütlen- meler ortaya çıkarılmadıkça, bu tür suçların tekrar tekrar işlendiğini edindiğimiz tecrübelerden biliyoruz. Artık fotoğrafı çok net görünmeye başlayan bu hukuk dışılığın sona er- dirilmesi talebimizle geldik. Emir komuta zincirine ulaşılmadıkça, geride kalan, kaçan, kaçırılan, ko- runan, gizlenen tüm suçlulara ula- şılmadıkça bu cinayet dosyaları ka- panmış sayılmasın. Bu aydınlatma yolunda sorumlulukla yürüdüğü için 32 yıl önce katledilen savcı Do- ğan Öz’ün raporundaki son sözle- ri yineleyerek ‘durumu bütün açõklõ- ğõ ve acõlõğõ ile sunmak’ için bura- dayız” görüşü dile getirildi. Aileler, ilk önce AKP Grup Baş- kanvekilleri Bekir Bozdağ ve Ayşe- nur Bahçekapılı ile görüştü. Basõna kapalõ olarak gerçekleştirilen görüş- mede aileler, TBMM’de faili meçhul cinayetlerle ilgili araştõrma kurulma- sõ, cinayetlerin aydõnlatõlabilmesi için siyasi cinayetlerde zamanaşõmõnõn kaldõrõlmasõnõ talep ettiler. BM’nin in- sanlõğa karşõ suçlarla ilgili düzenle- mesinin Türkiye tarafõndan kabul edilmediğini, bunun kabul edilmesi ha- linde siyasi cinayetlerde zamanaşõ- mõnõn işlemeyeceğine dikkat çeken ai- leler, TBMM’nin konuya sahip çõk- masõnõn önemini vurguladõlar. Aileler daha sonra Üskül ile görüş- tü. Basõna kapalõ görüşmenin ardõn- dan açõklama yapan Üskül, ziyaretin “duygusal bir karşılaşma” olduğu- nu belirterek şunlarõ söyledi: “Devlet bir yandan, devlet olarak yaşam hakkını ihlal etmeyecek, bir yandan da üçüncü kişilerin yaşam hakkını ihlal etmelerini önleyecek önlemle- ri alacak. Bugün komisyonumuza gelen kişilerin yakınlarından han- gilerinin yaşam hakkının devlet ta- rafından ihlal edildiğini, hangileri- nin yaşam hakkının devlet tarafın- dan koruma altına alınmadığını söylemek çok kolay değil. Çünkü bu cinayetler aydınlatılamadı.” Üskül, bütün bu cinayetler içinde, Hrant Dink cinayetinin tam olarak Yakõnlarõnõ faili meçhul cinayetlerde kaybedenler tarafõndan sunulan dilekçede, “Cinayetlerin ardõndaki örgütlenmeler ortaya çõkarõlmadõkça, bu tür suçlarõn tekrar tekrar işlendiğini edindiğimiz tecrübelerden biliyoruz. Artõk fotoğrafõ çok net görünmeye başlayan bu hukuk dõşõlõğõn sona erdirilmesi talebimizle geldik. Emir komuta zincirine ulaşõlmadõkça, geride kalan, kaçan, kaçõrõlan, korunan, gizlenen tüm suçlulara ulaşõlmadõkça bu cinayet dosyalarõ kapanmõş sayõlmasõn” denildi. aydõnlõğa kavuşturul- masõnõn, diğer cinayet- lerin mağdurlarõnõ da bir ölçüde rahatlatabile- ceğini ifade etti. Aileler daha sonra CHP Grup Başkanvekili Ke- mal Anadol ile görüştü. Anadol, “Faili meçhul cinayet varsa o cinayet- lerin faili bizatihi dev- lettir. Cinayeti azmet- tirenler, odak noktaları, üzerine flu renkler çe- kilen devletin içinde gö- revli grupların, kişile- rin delilleri karartma yöntemleri, davaları çık- maza sokma çabaları... Bunları yıllardır izliyo- ruz” dedi. Anadol, konu- nun güncelleştirilerek günlük politikaya alet edilmemesi gerektiğini söyledi. Parlamento ko- misyonlarõ çalõşmalarõn- dan, yargõya yardõmcõ ola- cak kanõtlar elde edildiğini vurgulayan Anadol, “O nedenle parlamentonun tamamı bu olaylara sa- hip çıkarak bir komis- yon kurmalı” dedi. Görüşme öncesinde ai- leler ile Anadol arasõnda küçük bir tartõşma ya- şandõ. Abdi İpekçi’nin kõzõ Nükhet İpekçi, diğer ziyaretlerde basõnõn yer almadõğõna işaret ederek eşitlik ilkesine aykõrõ dav- ranõldõğõnõ söyledi. Bu- nun üzerine Anadol, ko- nuşmasõna başlamadan önce grup sözcüsüne açõklama yapõp yapama- yacağõnõ sorduktan sonra söz aldõğõnõ kaydetti. ‘Komisyon sonuç vermez’ Aileler daha sonra TBMM Başkanõ Şahin’i ziyaret etti. Görüşmede Şahin, yakõnlarõnõ faili meçhul cinayetlere kurban veren ailelerin acõlarõnõ paylaştõğõnõ belirterek araştõrma komisyonu öne- risini içeren dilekçeleri siyasi parti gruplarõna göndereceklerini bildir- di. Şahin, mevcut içtü- züğe göre oluşturulacak araştõrma komisyonunun bir sonuç vermeyeceğine dikkat çekerek, içtüzük değişikliğinin gündemde olduğunu ifade etti. BDP Grup Başkanvekili Bengi Yıldız da aileleri kabulde yaptõğõ açõklamada, faili meçhul cinayetlerin sa- yõsõnõn binlerle ifade edil- diğini, Türkiye’nin de- mokratikleşmesi için geç- mişiyle hesaplaşmasõ ge- rektiğini söyledi. ‘Utanç Müzesi’ne Sıvas çekincesi Bakan Faruk Çelik, Madõmak Oteli’nde katledilenlerin ailelerinin taleplerine ‘Önce psikolojik engellerin aşõlmasõ gerekiyor’ yanõtõnõ verdi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Devlet Bakanõ Faruk Çelik, Madõmak Oteli’nde yaşamõnõ yitirenlerin aileleriyle Pir Sultan Abdal Kültür Merkezi’nde bir araya geldi. Görüşmenin ardõndan gazetecilerin sorularõnõ yanõtlayan Çelik, ailelerin taleplerini aldõklarõnõ, yeni bir huzursuzluğa fõrsat vermeyecek şekilde çözümü sağlamak konusunda irade oluştuğunu kaydetti. Bakan Çelik, “Aileler Madımak’ın müze olması konusunda görüş beyan etti. Biz de onları saygıyla dinledik. Kendi yaptığımız çalışmaları onlarla paylaştık” diye konuştu. Cumhuriyet’in edindiği bilgilere göre görüşmede ailelerin taleplerini dinleyen Çelik, otelin müzeye dönüştürülmesi yönündeki talepleri anlayõşla karşõladõklarõnõ, ancak bunun için bazõ psikolojik önyargõlarõn aşõlmasõ gerektiğini söyledi. Sõvas’ta otelin müzeye dönüştürülmesine karşõ çõkan kesimlerin olduğuna işaret eden Çelik, önümüzdeki günlerde Sõvas’a giderek çeşitli sivil toplum örgütleriyle bir araya geleceğini ifade etti. Öte yandan görüşmede aileler tarafõndan hazõrlanan ortak bir mektup da Çelik’e okundu. Alevi çalõştaylarõ süresince hükümetin Sõvas’ta katledilenlerin aileleriyle görüşmemesine tepki gösterilen mektupta, Maraş katliamõ sanõğõ Ökkeş Şendiller’in davet edilmesinin çalõştaya gölge düşürdüğü belirtildi. Devlet Bakanõ Hayati Yazıcı’nõn da eleştirildiği mektupta, “Sıvas katliamı sanıklarının avukatlığını üstlenen Hayati Yazıcı’nın şu an devlet bakanlığında bulunması nedeniyle, Madımak mağdurları adına adaletli bir karar verileceği inancında değiliz” denildi. İHD, LİNÇ GİRİŞİMİNE İLİŞKİN RAPORUNU TAMAMLADI ‘Edirne’deki saldõrõ planlõ’ İstanbul Haber Servisi - İn- san Haklarõ Derneği (İHD), Edir- ne’de basõn açõklamasõ yapmak isteyen Gençlik Federasyonu üyelerine yönelik linç girişimle- rine ilişkin raporunu tamamladõ. Raporda, saldõrõlarda güvenlik za- fiyetinin yaşandõğõ belirtilerek, linç girişiminin “organize” ol- duğuna dikkat çekildi. İHD yöneticilerinden oluşan heyetin Edirne’de yaptõğõ gö- rüşmeler sonucunda hazõrlanan raporda, şu noktalara dikkat çekildi: - Saldırılar, planlı ve uzun bir çalışmanın sonunda gerçekle- şen, halklar arasında düş- manlık yaratmayı amaçlayan provokatif saldırılardır. - Olaylar başladığında de- mokratik ve yasal haklarını kullanırken saldırıya uğra- yanlar tutuklanmasına kar- şın, saldırganlara gözaltı iş- lemi dahi yapılmaması, Edir- ne’de bulunan yetkili ma- kamların olayların gelişimi- ni önceden bildiklerini, ge- rekli önleyici tedbirleri al- madıklarını ve saldırganlara açık bir teşvik ve koruma sağlandığını ortaya koydu. AİLELERİN ÇIĞLIĞI ‘Acılarımız için değil, hukuk için geldik’ Faili meçhul cinayetlerde katledilen aydõnlarõn yakõnlarõ, siyasi parti temsilcileriyle görüşmelerinin ardõndan yaptõklarõ açõklamada “Araştõrma komisyonu kurulsun. Zamanaşõmõ kalksõn. Devlet sõrrõ ve ticari sõr kavramlarõ ortadan kaldõrõlsõn” dedi. ANKARA (Cumhuri- yet Bürosu) - Yakõnlarõ- nõ siyasi cinayetlerde yi- tiren aileler TBMM’deki görüşmelerinin ardõndan düzenledikleri basõn top- lantõsõnda “TBMM’ye acılarımızı getirmek is- temedik. Hukuk talebi- mizle geldik” derken, “Araştırma komisyonu kurulsun. Zamanaşımı kalksın. Devlet sırrı ve ticari sır kavramları or- tadan kaldırılsın” talep- lerini dile getirdiler. Aileler siyasi parti tem- silcileriyle yaptõklarõ gö- rüşmelerin ardõndan Par- lamento Muhabirleri Der- neği’nde açõklamalar yaptõ. Ailelerin temsilci- leri kendilerini tanõtõr- ken, Cavit Orhan Tü- tengil’in kõzõ Deniz Tü- tengil “babasının fail- lerinden ikisinin daha sonra milletvekili ola- rak parlamentoda gö- rev yaptığını” söyledi. Metin Göktepe’nin ab- lasõ Meryem Türkmen de “Meclis’e acılarımı- zı getirmek istemedik. Onlar bizim mahrem alanımız. Hukuk tale- bimizle geldik” dedi. Ümit Kaftancıoğ- lu’nun gelini Canan Kaf- tancıoğlu ile Turan Dur- sun’un oğlu Abit Dursun temaslarõ hakkõnda bilgi verdi. Dursun, “Komis- yon kurulması isteğimi- ze olumlu yaklaşıldı. Bu tür konularda zamana- şımı olmaz. Devlet sır- rı ve ticari sır kavram- ları ortadan kaldırıl- malıdır. Bazı cinayetler buraya dayandırılıyor. Tüm partiler bu konuda taahhütte bulundu” di- ye konuştu. Canan Kaftancõoğlu “MHP grubundan da randevu istediklerini, grup başkanvekillerinin mazeretleri gerekçe gös- terilerek taleplerinin olumlu karşılanmadığı- nı” söyledi. Kaftancõoğlu, “MHP’nin mazereti size inandırıcı geldi mi” so- rusu üzerine “Bize ‘grup başkanvekilerinden biri- nin Ankara dõşõnda ola- cağõ, diğerinin ise çok yoğun olduğu için görü- şemeyeceklerini, ancak bu çalõşmalarõ destekle- diklerini’ belirttiler. Biz buraya önyargılı gel- medik. Söylenen her şe- yin doğru olduğuna ina- narak geldik. Eğer böy- le değilse zaman içinde ortaya çıkacaktır” dedi. ‘Beni de öldürmeli’ Gazetecilerin “Yapı- lan görüşmelerden ikna oldunuz mu” sorusuna da Dursun, “Biz iyini- yetle talebimizi ilettik. Süreci izleyeceğiz. Ne- rede tıkanıyorsa, eksik- lik varsa, bunu hep bir- likte yaşayarak görece- ğiz. Birtakım önyargı- larla yola çıkarsak ola- yı yaralamış oluruz” karşõlõğõnõ verdi. Bir ga- zetecinin delillerin karar- tõlmõş olabileceğini anõm- satmasõ üzerine söz alan Kemal Türkler’in kõzõ Nilgün Soydan, “Deliller karartılır ama tanıklar karartılamaz. Ben ba- bamın katilinin yüzünü gördüm. Olayı karart- mak için beni de öldür- meleri gerekir” dedi. KISA KISA... KISA KISA... Sanatçı Rojda’ya gözaltı: Başbakan Tayyip Erdoğan’õn açõlõm görüşmesi için davet ettiği sanatçõlar arasõnda olan şarkõcõ Rojda Şen- ses, geçen yõl Diyarbakõr’da söylediği türküde “terör örgütü propagandasõ” yaptõğõ iddiasõyla önceki gün İstanbul’da gözaltõna alõndõ. Şenses, ifadesinin ardõndan serbest bõrakõldõ. CHP’ye çağrı: Gazeteciler, sanatçõlar ve aka- demisyenler, CHP’ye “demokratik tüzük” çağrõ- sõnda bulunacak. Yarõn 14.00-17.00 saatleri ara- sõnda Taksim’deki Piramit Sanat’ta yapõlacak pa- nele konuşmacõ olarak; Bedri Baykam, Can Atak- lõ, Prof. Dr. Süheyl Batum, Prof. Tolga Yarman, Mustafa Devran Yürükçü katõlacak. PAMER’den panel: Politik Araştõrmalar Merkezi PAMER’in düzenlediği “Açõlõm Türki- ye’yi nereye götürüyor?” paneli, yarõn Ankara’da Rixos (Eski Büyük Ankara) otelinde 13.00-17.30 saatlerinde gerçekleştirilecek. Toplantõya konuş- macõ olarak Prof. Dr. Yusuf Halaçoğlu, Fikret Bi- la, Oltan Sungurlu ile Salih Kõlõç katõlacak. ‘SP’lilere tasfiye’: Saadet Partisi (SP) İstan- bul İl Başkanõ Erol Erdoğan, İBB Başkanõ Kadir Topbaş’a mektup yazarak İBB’ye bağlõ şirketlerde görevli SP üyelerinin tasfiye edildiğini belirtti.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle