18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
r— YÖK Başkanı Özcan ve ziraat fakültelerinde AR-GE Prof. Dr. Mustaft Kaymakçı, E.Ü2iraat Faküttesi Saym Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan, 9 Ocak 2010 tarihli Hürriyet Gazetesi'nde YusufKuşdemir/ Uşak (DHA)'ın ha- berinde, size atfen "YÖK Başkanı: Üniversitelerimiz Derin Uykuda" adli bir haberi yayınlandı. Orada "Bkekonomiyene katkı veriyonız! Yeni yeni teknolojileımi üretiyonız!'Bugün domates tohumunu lsrail'den, buğday tohumunu da ABD'den ahyoruz. Utançverid birdurum. Bugün btkûo tohum altmdan daha değerlidir. Bizitn ziraat fakülteleıi bu tüı işlerle hiç i/- gilenmiyormu!Eğer memleketimiz bugüntu dunımdaysa fcu- nun sonımjusu biziz" diyorsunuz. Bu habere tarafınızdan bir açıklama gelmediğine göre, izin verirseniz görüşlerinizi irde- lemek istiyorum. Durum tespiti konusunda yapmış olduğunuz değerlen- dirmeye katılmakla birlikte, "ziraat fakülteleıi görevlerini yap- mıyor" şeklindeki ifadelerinizi paylaşmak mümkün değil. Bu bağlamda, size öncelikle ziraat fakülteleri ve tarımsal araştırma kurumlannda elde edilen tohumluklar ve damızlıklar konusunda kısaca bilgi vermek ve durumu yaratan neden- sonuç ilişkileri konusunda görüşlerimi aktarmak dileğindeyim. Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşundan bu yana, ziraat fa- külteleri ve tarımsal araştırma kurumları, özverili bir şekilde tohumluk ve damızlık üretimi konularında ARGE çalışma- ları yaptılar. ÜRETİLEN YENİ TOHUMLAR Örneğin, makarnalık buğdayda (Aydın-93, Ankara-98, Kraltan-91, Sançanak-98, Fırat-93, Kunduru-1149, Çeşit-1252 vb.), ekmeklik buğdayda (Basribey-95, Batraktar-2000, Ceylan-99, Cumhuriyet-75 vb.), arpada (Tokak-157/37, Tarm-92 vb.) ile çeltik, pamuk, mısır, tütün ve yem bitkile- ri gibi tarla bitkilerinde birçok yeni tohum üretildi. Hayvan yetiştiriciliğinde damızlık gereksinmesinin kar- şılanmasında ise sığır, koyun ve keçi rürlerinde yeni tipler oluş- turuldu. Tavuk yetiştiriciliğinde, yunıurtacı soylar ve etlik pi- liçsoyları elde edildi. Yerli hayvan ırklarımızın korunması da yine ziraat fakültelerinin yaptığı araştırmalar kapsamındadır. Ziraat fakülteleri, üretim teknolojileri kpnulannda da pek çok çalışmaya imza attı. Ancak bilimsel çahşmalarda elde edilen tohum ve da- mızlıklara Tanm ve Köyişleri Bakanlığı (TKB) yeterince sa- hip çıkmadı. Bu bağlamda kendi çalışmalarımdan örnek ver- mek isterim. İçinde bulunduğum bir araştırıcı grubu, Tanm jşletmeleri Genel Müdürlüğü'ne bağlı işletmelerde birçok ye- ni koyun tipleri elde etti. Ancak, Kamu Tarım İşletmeleri, gü- nümüzde özelleştirme ya da kiralama kapsamına alındığı için elde edilen tipler çoğaltılamaz durumuna getiriloi. Örneğin, İç Batı Anadolu eşiği için Denizli-Acıpayam Tanm İşletmesi'nde elde edilen Acıpayam Koyunu, çiftliğin özelleştirilmesi ile önce Bala Tarım İşletmesi'ne (Orta Anadolu) götürüldü. Bu çiftlik de özelleştiri1ince Acıpayam Koyunu Gözlü Tarım İşletmesi'ne aktarıldı. Diğer yandan TKB'na bağlı Beydere-Manisa Meslek Lisesi'nde elde ettiğim ve hocam Reşit Sönmez'in adını verdiğim Sönmez koyunu da bu işletmenin özelleştirilmesiyle yok edildi. Sonuç olarak kırk yılı geçen sürede, genetik ıslah çalış- malarıyla elde ettiğimiz bu yeni damızlıklar, heba edilmiştir. Ustelik bu çiftlikler özelleştirilirken ve elde edilen tipler sa- hipsiz bırakılırken bize bir bilgi de aktarılmamıştır. Sayın Özcan, Öncelikle şunu belirtelim; ARGE etkinlikleriyle kazanı- lan tohumluk ve damızlıklann çpğaltunı ve bunların hedef kit- leler olan çiftçilere ulaştırma işi, ziraat fakültelerinin işi de- ğildir. Bu görev Türkiye'de TKB'na aittir. 1980'li yılların ba- şından itibaren izlenen yeni-liberal politikalar sonucunda, üni- versiteler ile TKB arasında işbirliği ve eşgüdüm giderek yok oldu ve üniversiteler yaptıkları araştırma sonuçlarını sahaya aktarma olanağından yoksun kaldı. Bunun en önemli nede- ni ise, özellikle TKB tarafmdan ortaya konulan 'Tanm» ik' ri ülkelerde yapılan bizde de uygulanmalı, ARGE için zaman vepara kaybetmemelf anlayışının egemen oluşudur. Diğer yandan, ortaya çıkan sonucu, salt üniversiteler ile TKB arasındaki ilişkilere bağlamak da doğru değildir. Politikalan'nın (BTP) tarım bilimine yansımasınm bir so- nucudur. Türkiye'de adı olsa da, gerçek anlamda Ulusal Bilim ve Teknoloji Politikası yoktur. Türkiye'de BTP oluşturma sürecinde, günümüzde iki yak- laşım var. Kimileri bu sürecin Avrupa Birliği'ne (AB) girmekle tamamlanacağını düşünür, kimileri de daha ulusalcı bir prog- ramın sürdürülmesinden yana bir yaklaşım içindedir. Egemen olan görüş," Tüıhye'nin sadece kendisi için bağtmsız BTPyap- masmın mümkün olmadtği" doğrultusundadır. Bu görüş kap- samında son yıllarda, Türkiye Araştırma Alanı ile Avrupa Araştuma Alanı'nı bütünleştirecek bir yaklaşımı, daha doğ- rusu bilimsel bir yanılsamayı da gündeme getirdi. Bu bağlamda AB Çerçeve Programları'na kaynak akta- rıldığı ve araştıncıların yönlendirildiği biliniyor. Gelinen nok- tada ise, aktarılan kaynağın çok azı Türkiye'ye geri dönüyor. Bunun en önemli nedeni ise, takdir edeceğiniz gibi Türkiye Araştırma Alanı ile Avrupa Araştırma Alanı'nın sosyo-eko- nomik açıdan farklı oluşudur. Bu durum son dönemlerde, ta- rımsal ARGE etkinliklerinde bilimsel taşeronluk eğiltmini de ortaya çıkardı. Sayın Özcan, Türkiye'de dışa bağımlı olarak uygulanmakta olan BTP'nin tarımsal araştırma alanına getirdiklerini kısaca sor- gulamakta yarar var. Tarımsal girdilerde; tohumluk ve da- mızlıktan, gübre, ilaç, makine ve diğer girdilerde dışa bağımlılık sürüyor. Yenilikleri üretmede üniversitelerimiz ve araştırma kurumlarımız yeterince başarılı olamıyor. Akademik birim- lerimiz hedef kitle olan çiftçi / köylülerimizle istenildiği öl- çüde buluşamıyor. Araştırmalann kimileri raflarda kalıyor ya da bunlardan AB/ABD firmaları yararlanıyor. Son çozümle- mede, Türkiye gıda egemenliğini yitirmiştir. Ziraat fakülteleri hakkında yapmış olduğunuz değerlcn- dirme bilinen bir sonucun ifadesidir. Ancak orraya çıkan so- nucu, ziraat fakültelerine bağlamak doğru değil. Durumu, nc- den-sonuç ilişkileri açısından irdelemek, sorunun temel ne- denlerine inmek ve bunları gidermek gereği vardır. Yapmakta olduğunuz görev bunu zorunlu kılmaktadır. sO r— •h—I CD LU l 2008 yılı sonuçlarına bakıldığında lsveç ve Isviçre en yuka- rıda yer alırken, Türkiye ve Romanya'nın en alt sırada yer al- dıkları görülmektedir. Ulkeler temelindeki "Proje Yönetim Göstergeleri" ve "İnovasyon Göstergeleri" verileri bir grafik üzerinde karşılaş- tırıldığında şekil l'deki sonuçlar ortaya çıktı. Şekil 1- Proje Yönetim Gfistergesine karşılık İnovasyon Göstergesi Kaynak: PM VVorld Today-April 2009 Grafik genel olarak, artan "Proje Yönetimi" yeteneği ile yüksek inovasyon düzeyleri arasında pozitif bir bağıntı oldu- ğunu göstermekte. Çok fazla "Proje Yönetimi" uygulamaları- nın görüldüğü ülkelerde (grafikte eğrinin tepe noktasınının sa- ğında kalan bölüm) ise yenilik düzeylerinde bir miktar azal- maya rastlanmış. Çok fazla standart ve biçimsel proje yöne- tim tekniklerinin yaratıcılığı göreceli olarak olumsuz yönde et- kilediği ve bu nedenle yenilik performansınm azaldığı tahmin ediliyor. Türkiye düşük "İnovasyon Göstergesi"ne sahip olmakla bir- likte "Proje Yönetim Göstergesi" verilerine sahip olmaması ne- deniyle grafikte yer almamış olabilir (B.G). Araştırmada so- nuç olarak, "proje yönetimi tekniklerini yaygın olarak kulla- nan ülkelerin genellikle daha yenilikçi olmalannın beklenmesi gerektiği" belirtilmektedir. Proje yönetimi yetenekleri hin geliştirilmesi işinin bo- yutlan, doğal olarak, her kuruluş için başlangıçdüzeylerine bağ- lı olarak farklılıklar göstermektedir. Bu çerçevede, firma ve ku- ruluşların halihazırda sahip oldukları proje yönetimi yetenek düzeylerinin belirlenmesi ya da ölçülmesi ilk atılacak adım- lardandır. Proje yönetiminde hangi düzeydesiniz? Proje yönetimi ye- teneğinin değerlendirilmesi önceden saptanmış standartlar çerçevesinde olabileceği gibi, mevcut en iyi uygulama ör- nekleri ile karşılaştırma şeklinde de yapılabilmektedir. "Proje Yönetimi Değerlendirilmesi"2 ile kuruluşların proje yö- netim süreci gözden geçirilerek sahip oldukları "Proje Yönetimi Yetkinlik (Olgunluk) Düzey"leri belirlenir. Halihazırda, firma ve kuruluşların "Proje Yönetimi"nde ulaştıkları yetkinlik düzeylerinin ölçiilmesine yönelik olarak geliştirilmiş birkaçyöntem/model bulunuyor. Uluslararası öl- çekte yaygın olarak kullanılan modellere örnek olarak: OPM3 (Organizational Project Management Maturity 3- PM1.US), PRINCE2 (CCTA.UK), P3M3 (OGC.UK), CMM1 (SE1.US) verilebilir. Bu modellerde, genel olarak, organizasyonda yürürlükte olan "Proje Yönetimi" yaklaşımı ve uygulamaları birtakım sis- tematik analiz ve yöntemler (özdeğerlendinne, ayrıntılı de- ğerlendirme, derecelendirme vb.) ile irdelenip değerlendiri- lir ve kuruluşun önceden belirlenmiş bir ölçüm skalasındaki yeri/derecesi belirlenir. Bazı uygulamalarda, kuruluşun sahip olduğu düzeyi bel- geleyen sertifikalandırma hizmeti de sunuluyor. Bu yer ya da derece, kuruluşun/organizasyonun "Proje Yönetimi"ndeki halihazır düzeyinin göstergesi kabul edilerek, kritik ve önce- likli alanlar saptanır ve daha üst seviyelere çıkmak için ya- pılması gerekenler planlanmaya çalışılır. Daha üst düzeylere çıkmanın getireceği kazançları göste- recek basit bir örnek vermek istersek, 10 milyon TL büyük- lüğünde bir projede proje yönetim yeteneklerfnin geliştiril- mesi sonucu sağlanacak %10'luk bir maliyet perfomıansı ar- tışının 1 milyon TL değerinde bir maliyet düşüşü sağlaya- cağı düşünülürse; "Proje Yönetimi Yeteneği" düzeyindeki iyi- leştirmelerin getireceği yararın boyutu gözler önüne serile- bilir. Proje yönetimi yeteneğinin geliştirilmesi neler sağlıyor? Sözü edilen "Proje Yönetimi Değerlendirmesi" modelleri, ku- ruluşun varolan proje yönetim yeteneklerini değerlendirerek, güçlü ve zayıf yönlerini saptnmakta ve ileri düzeylere çıkma yönünde yapılması gerekenleri belirlemektedir. Süreç ve or- ganizasyonel yeniliklerin de değerlendirme sürecinde dikka- te alındığı "Yenilikçi Proje Yönetimi Değerlendirmesi"nde uy- gulamaya dönük olarak: Kuruluşun insan kaynakları gereksiniminden (uzman ha- vuzları oluşturulması), donanım ve yazıhm gereksinimlerine, organizasyonel yeniliklerden (proje ve matris örgütler, proje ofisi), takım yönetimi uygulamalarımı, çoklu projelerin yö- netimine, eğitim planlamasından katma değer yaratmayan iş- lerin ortadan kaldırılmasına, işlevler arası eşgüdümün sağ- lanmasmdan proje bilgi paylaşımı ve raporlama sisteminin oluş- turulmasma, süreç ve prosedürlerin yenilenmesine, stratejik işbirlikleri kurulmasına..değin uzanan geniş bir alanda oluş- turulabilecek bir çok öneri iyileştirme planlarında içerilir. Modeller üst düzeylere çıkmaya yönelik iyileştirmeler için kul- lanılabileceği gibi, en iyi uygulamalarla ve diğer organizas- yonlarla kıyaslama aracı olarak da kullanılabilmektedir. Tek tek kuruluş temelinde geliştirilen proje yönetimi ye- tenekleri'nin bütünleşik etkisi, tüm ülke çapında yenilikçi ve rekabetçi kapasitenin arttırılması olacaktır. Bir ülkenin yenilik kapasitesini geliştirmesi, proje yönetimi yetenekleri'ni dünya ölçeğinde ve yüksek düzeylerde geliştirmek ve sürdürmekten geçmektedir. 'PM World Tcxiay, Aprı! 2009, Vol XI, No. IV : "Project manasement audit/assesnıem" karşılıjSı olarak "proje yöneıi- mi değerlendirilmesi" kullanılmı;ur.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle