16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
OL. UJ :o Q UJ <C CNJ GO Protokol krizi ne diyor? Bir gazete haberi: "Bir ilimizin emniyet müdürii, ilde düzenle nen birtörende, protokolün en arka sırasına oturtulduğu için küsmüş ve milletvekillerinin tüm ısrarına rağmen küslüğünden vazgeçmeyiptören boyunca orada oturmuş, sonra da kokteyle katılmadan çekip gitmiş." Tınaz Titiz Nitekim bu tür itişipkakışmalar sıkça olur, kimi zaman millet vekili valinin arkasında kaldığından kimi zaman il başkant ye terince önde duramadığından hep krizler çıkar. Protokol imkânsızı mümkün kılma girişimidir: Protokol hele cid diyc almırsa neredeyse imkânsız bir iştir. "Farklılıklar" çokboyutlu, pro tokollcr ise tek boyutludur. Eğer protokole konu olacak kişiler örneğin aynı bir kurumun görevlileri olsaydı kurumun hiyerarşisi aynı zaman da protokol sırasını da gösterirdi. (Rcsim) Ama böyle değil de, örneğin bir ildcki adalet teşkilatı ile siyasi partiler farklı boyutlarda oldukların dan bunları sıraya dizmek teknik olarak imkânsızdır. Ayncn üç boyut lu bir huniyi iki boyutlu kâğıt üzcrine resmetmek gibi. Bu nedenlc de "gibi" yapılır ve izdüşüm yöntemi kullanılır. Kâğıda çizilen huni gerçck huninin ancak izdüşümü olur. Kısmi bir çözüm var: Protokolün sıralanacağı yerler bir düzlem üze rinde değil de, üst üste katmanlar biçiminde yani apartman gibi üst üs te tablalar gibi ycrleştirilirse problem bir ölçüde çözülür. En üst kata, büyüklüğü tartışılmaz kinıler varsa onlar, alt katlara da düzeyine razı ola caklar yerleştirilebilir. Tabii bu durumda aynı katta olanlar arasında niza çıkar ki çözüme "kıs mi" dememin nedeni budur. Bir aru: Yıl 1988. Yer Berlin. Berlin, Avrupa Kültür Başkenti seçilmiş. Bu bağlamdaki et kinliklerdcn birisi de bir klasik müzik konseri. Dünyanın en ünlü senfoni orkestralarından birisi konser verecek. Salon ağzma kadar dolu, iğne atılsa düşecek yer yok. Konserin 20.30'da başlayacağı ilan edilmiş, tüm yerler dolu. Sadece federal Cumhurbaşkanı Richard von Weizsâcker ve eşinin oturacağı ön sırada iki kişilik yer ayrılmış. Konserin başla masına birkaç dakika kalmış fakat cumhurbaş kanı ve eşi ortada yok. Saat 20.30 olunca koridorda boş yer bekle yen iki kişi gelip cumhurbaşkanı ve eşi için ay rılan yere oturuverdiler; kimse de gelip yerle rinden kaldınnadı. Orkestra sahneye çıktı, yerleştiler, bunlar bir kaç dakika içinde olurken saKmun kapısından Cumhurbaşkanı Weizsiicker ve eşi girdi. Fakat hayret, bir koşuşturma, koruma ordusunun onu bunu itelemesi gibi "normal" bir hareket yok. Yerlerini biliyor olacaklar ki doğrudan kendilerine ayrılmış ama ar tık dolu koltuklara yönelen karı koca, yere oturulmuş olduğunu görünce hiçbir tepki göstermeden birbirlerinden ayrılıp birbirinden epey uzakta iki koltuk bulup oturdu. Onlara ayrılan koltuktakiler de kılları nı kıpırdatmadan ayrıca kimse de bu olayı önemsemeden konser baş ladı. Bu bizde imkansızdır değil mi? Bu tablo o tarihten beri gözümden en ince ayrıntıya kadar hiçsilinmemiştir. Cumhurbaşkanı ne demek, en küçük bir coğrafi birimdeki bir kamu (hatta özel sektör) görevlisinin bu gibi bir durumda ne arızalar çıkarabileceğini tahmin edebilirsiniz. Yine aynı tarihlerde bir ilçemizde, iktidar partisinin ilçe teşkilatının yedek disiplin kurulu üyesi görüşmek için doğrudan bakanlığa gelince randevusu olup olmadığını sormuşlar. Uzun bir tarrışmadan sonra defi bela kabilinden içeri alınınca, hayretler içinde kendisine randevu tek lif edildiğini, bunun makamıyla mütenasip olmadığından yakınmış ve özel kalem müdürünün cezalandırılmasını istemişti. Bu birkaçolaya bakıp ne anlaşılmalı? Her toplumda kendini önem li gören, kendini beğenmiş insanlar olabilir; normal dağılım uyarınca bun ların uçörnekleri de bulunabilir. Ama eğer bir olgu istisna olmaktan çı kıp da bir norm haline gelirse bunu anlamaya çalışmak gerekir. Öne çıkmak, kendini önemli göstemıek için her firsatı bu denli önenv seyen insanlann çokça çoğunluk demeye dilim varmıyor olduğu bir du rum acaba sadece basit sıralanma konusundan mı ibarettir, yoksa hiç umul mayacak yerlerde de izleri olabilir mi? Ne dersiniz? 9Ulusal Fen Bilimleri ve Matematik Eğitimi Kongresi Dokuz Eylül Üniversitesi Buca Eğitim Fakültesi ve M.E.Bakanlığı'nın işbirli ğiyle düzenlenen 9.Ulusal Fen Bilimleri ve Matematik Eğitimi Kongresi (9.UFBMEK) 2325 Eylül 2010 tarihleri arasında Izmir'de ger çekleştirildi. Prof. Dr. NevzatKavcar, DEÜ Buca Eğitim Fakültesi Fizik Eğitimi AD K ongrede, beş çağrılı konuşma dışında 17 paralel oturumda sunulan 300 söz lü bildiri ile 8 mini sempozyumda su nulan 40 sözlü bildiri yer aldı. Ayrıca, işlik ça lışması, panel, seminer, sergi ve poster sunu ınu türiinden etkinliklerdüzenlendi. Üçay rı oturumda sunulan poster sunumu 300'ün üzerindedir. Kongrenin değerlendimıesi, ön cekiler ve özellikle 8. kongre (N.Kavcar, CBT, 1126/22,17 Ekim 2008) ile karşılaşnrmalı ola rak yapılmaya çalışılacak. 9. UFBMEK, sunulan bildiri ile katılım cı sayıları açılarından önceki kongreler göre ilk sıradadır. Ağırlıkh olarak eğitim fakülte lerinden olmak üzere 600 dolayında akade misyen ile 400 kadar öğretmen ve MEB üst düzey görevlisi katıldı. Kongrenin bir başka yeniliği olarak, oturumlar, araştırılan konu lar temclinde düzenlendi: Matematik (fen, fi zik, kimya, biyoloji) öğretme ve öğrenme; fen ve matematik alanlarında hizmet öncesi ve hizmet içi öğrennen eğitimi; fen ve matematik alanlarında eğitim politikaları, program ge liştinne ve değerlendirme; fen ve matematik alanlarında öğretim teknolojileri; fen ve ma tematik alanlarında ölçme ve değerlendirme; bilimin doğası, bilimsel okuryazarlıkfarkın dalık ve bilim tarihi; çevre eğitimi; fen ve ma tematik alanlarında eğitim tarihi, felsefesi, sos yolojisi ve fenteknolojitoplum gibi. Öte yandan, gcrek lisansüstü öğretim yapmakta gerekse okullarımızda çalışmakta olan azımsanmayacak sayıda öğretmenin su nu yapıruş olmaları da, alan eğitimi araştır malarının önemli bir hedef kitlesi olan bu ke simin, izleyici konumdan katılımcı konuma geçişi açısından olumlu oldu. Bu olgu, aynı za manda, 'araştımıaların uygulamaya dönük ol ması' beklentisi ile de uyuşuyor. Oturumlarda sunulan tüm sunumların adları, sayıları ve özetleri www.ixufbmek.org adresindc bulu nabilir. Sunum ve içerik yönünden araştır maların niteliği sürekli artmaktadır. ÖĞRETMEN EĞİTİMİ YÖNÜ 13 oturumda gerçekleştirilen 'fen ve ma tematik alanlarında hizmet öncesi ve hizmet içi öğretmen eğitimi' alanında sunulan 61 söz lü bildiri, 'özel alan yetcrlikleri' adh mini sem pozyumda sunulan fizik, kimya, biyoloji ve ma tematik öğretmenlerinin özel alan yeterlik lerine yönelik dört sözlü bildiri, poster sunu lan vb. göz önüne alındığında, en çok araş tırmanın öğretmen eğitimindc yapıldığı be lirtilmeli. Öğretmen yetiştirme alanındaki başlıca araştırma konulan: Öğretmenlik özyeterlik al gtsı, yapılandırmacı öğrenme kuramı, öğret men adaylarının alana ilişkin tutumları, öğ retmenlerin özel alan yeterlikleri, ınodellcme ve model kullanımı, bilimsel süreç becerile ri, ders araç gereci tasarlama ve kullanımı, okul dencyimi dersi, öğretmenlik alan bilgi leri, çoklu zekâ alanları ve öğrenme stillcrı, öğrenci merkezli öğretim, teknoloji kullanı mı, araştımiaya dayalı fen laboratuvarlan, öğ retim yöntemleri dersi uygulama etkinlikle ri, öğrctmenöğrenci iletişimi, projeye daya lı öğrenme. Bu verilere göre, oldukça geniş bir araş tırma alanından söz edilebilir. Öğretmen eği timi araştırnıalarmda dikkat çeken en önem li noktalardan biri de çalışmaların hemen tü münün 'hizmet öncesi' dönemle ilişkili ol ması; beklentilerin tersine, doğrudan 'hizmet içi öğretmen eğitimi'ne yönelik bir çalışma yoktu. Oysa düzenlenen bilimsel kongre fen ve teknoloji, fizik, kimya, biyoloji, matematik ve bilgisayar öğretmenliği alanlanna özgüdür ve özellikle ortaöğretimin belirli öğretim yön tem ve yaklaşımlarına dayalı olarak hazırla nan 'yeni öğretim programlan' üç yıldır yü rürlüktedir. Önceki öğretim programlarından önem li ölçüde farklılık taşıyan bu öğretim prog ramlarının temel felsefesi ve öğretim yakla jjimı, etkinlik temelli olması ve sarmal yapı sı pek çok öğretmen tarafından benimsenip içselleştirilemediği için uygulamada pek çok sorunla karşılaşılıyor. Bu sorunların kalıcı çö zümü doğrultusunda köklü önlemler alın mazsa, öğretim programları işlevsizleşir, ye nidcn başa dönülmüş olur. Bu konuda MEB'ye çok büyük görev ve sorumluluk düşmektedir. 'Öğretmen yetiştirme' konulu ve MEB üst düzey yöneticilerinin de yer aldığı panelde, eğitim fakültelcrinde özellikle ortaöğretim dal öğretmenliği alanında gereksinim fazlast öğ retmen adayı yetiştinnenin yarattığı sıkıntı lar dile gctirildi; eğitim fakültesi dışında ka lan pek yok fakülte öğrencilerine yönelik tez siz yüksek lisans ya da yeniden yürürlüğe gir mesi söz konusu olan ve lisans öğretimine pa ralel yürütülecek biçimde düzenlenen 'öğ retmenlik sertifikasıformasyon eğitimi' tü rü düzenlemelerin yersizliği vurgulandı. GELECEK İÇİN ÖNERİLER Yurtdışmdan getirilen araştırıcılara, çağrılı konuşmalara ek olarak işlik çalışma ları da yaptırılmalı, Eğitim araştırması çalışmaları uygula maya dönük olmalı, durum saptama yerine öğ renme eksikliklerinin giderilmesine yönel meli; hizmet içi eğitim araştınnaları arttırıl malı, Çalışmaları uluslararası boyuta taşı mak anlamında, yurtiçiyurtdışı çalışmalar üzerinde üst çözümleme yapılıp kuramlar oluş turulması amaçlanmalı, M.E.Bakanlığı ve il milli eğitim mü dürlükleri ile kongre düzenlemeye, öğret menlerin doğrudan katılımına ve özellikle hiz met içi eğitime yönelik işbirlikleri geliştiril meli; sunumlara daha uzun süre tanınmalı, ağırlıkh olarak öğretmenlere yönelik işlik ça lışmaları/çalıştaylar gerçekleştirilmeli.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle