Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CMYB C M Y B GÜNDEM MUSTAFA BALBAY Baştarafı 1. Sayfada Nilhan’ı. O da selvi boylu olacak, sizin gibi. İnsanlar onu gördüklerinde içlerinden ilk gülümseme duygusu geçecek, sizin gibi.. Nilhan’ın bir yanında dünyalar, bir yanında siz, ve hep siz ağır gelmektesiniz. O kahrolası günden, 21 Ekim 1999’dan 10 gün kadar önce Batıkent’ten dostlarınız, dostlarımız aramışlardı, siz ve ben onlarla yemek yiyeceğiz. Tamam dedim. Birkaç saat sonra tekrar aradılar, mutluburuk bir ses tonuyla şöyle dediler: “Sayın Balbay, Ahmet Taner Hoca akşam kızını sevecekmiş, özür diledi...” Onlara, “Önemli bir işim var”, “Başka yere söz vermiştim” gibi gerekçeler üretmemiştiniz; tıpkı yaşantınız gibi, yazılarınız gibi gerçek neyse onu söylemiştiniz... Ne güzel... “Özür dilerim, hiçbir yere gelemem... Akşam kızımı seveceğim...” Batıkent de sizi unutmadı hocam. Adınıza kocaman bir kültür merkezi yaptı. İnşaatı adım adım ben de izledim... Ne güzeldir, orada konferans vermek şimdi. Hem anlatmak hem Batıkentlilerden kahrı ve umudu dinlemek. Sevgili Hocam, Ekim başında aldığım mektuplardan biri 24 sayfaydı. İçinden 5 de fotoğraf çıktı. Hani sizinle 1995’te Ordu’ya konferansa gitmiştik. İşte o gün ve akşamında çekilmiş fotoğraflar... Sizinle yan yanayız, ayrı ayrı dostlarla sohbet ediyoruz, okul arkadaşım Zeki Özel iki sohbeti de kaçırmıyor, fotoğrafların birinde... Ötekinde akşam oturmuşuz, Enis Ayar suyun beyazlamasına ayar veriyor. Bir başkasında İbrahim Dizman, güzel bir Türkçe metin okur gibi size bakıyor... Mektubu yazan Ziya Altınışık, o günkü paneli onun yönettiği yerel televizyondaki programı ve geceyi anlatmış. Altınışık’ın 24 sayfalık mektubunu siz okusanız, “Hah işte” derdiniz, “benim sözünü ettiğim Anadolu insanı bu. Gelişmeleri duyarlılıkla izliyor, haberleri akıllıca analiz ediyor.” Mektuptan en az 4 yazı çıkar! Öylesine güzel saptamalar ve öngörülerle dolu. Yazdığına göre 5. mektubuymuş. İlk 3’ü geri dönmüş. Anlaşılan beni yerimde bulamadılar. Arada uzun yolculuklara çıkarım da! Şaka bir yana, burada 10 cezaevi yan yana... 4 No’lu cezaevi demeden ulaşması zor olabiliyor. Altınışık soruyor: “Varlığı kanıtlanmamış bir terör örgütüne üye olmadığınızı nasıl kanıtlayacaksınız!” Sevgili Hocam, Cumhuriyet’in satış müdürü, Cumhuriyet Kitapları’nın sorumlusu Fazilet Kuza geçen ağustosta elinde bir kitap taslağıyla duruşma salonuna geldi. Sizin yazılarınızdan güzel bir seçki yapmışlar. “Önsözü senin yazmanı istiyoruz” dedi. Tamam dedim. Cumhuriyet’in her şeyine koşan Fazilet kırılır mı? İstanbul’a gazete toplantılarına geldiğimde ona takılırdım: “Cumhuriyet fazilettir!” Önsözü yazarken sizin 90’lı yıllardaki Türkiye’ye bakışınızı ve bugün yaşadıklarınızı karşılaştırdım. Size ne çok ihtiyaç var! Mustafa Kemal Atatürk’e üç koldan saldırıyorlar... “Mustafa”yla ayrı, “Kemalizm”le ayrı, Atatürk’le ayrı uğraşıyorlar... Üçünü birden karşılayabilen aydınımız, akademisyenimiz çok az... Sizin 90’lı yıllardaki düşüncelerinize soldan da eleştiriler gelmişti, REFAHYOL hükümetine başka türlü bakmıştınız... Geçmişte tartışılan her şeyin yeniden tartışıldığı bir döneme girdik... Ama tartışma adil değil... Kimimiz toprağın altında... Kimimiz duvarın ardında!.. GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK Baştarafı 1. Sayfada Oysa görünen köy bu. Türbanın Çankaya’da devletin tepesine otur masına kadar geçirdiği serüvene bakarsanız; ilk okul kapısına dayanmasındaki nedeni anlamakta ve bu ilkin daha sonra nasıl gelişeceğini gör mekte güçlük çekmezsiniz. Gericilerin,Türkiye’yi İslamlaştırmak amacında olanların temsilcisi partinin taktiği budur. Türbanı da böyle güncelleştirdiler. Önce bir iki yerde, parayla tuttukları üniversite öğrencilerine türban giydirip örneğin Ankara’da Çankaya gibi çağdaşlığı yaşayan bir ilçede cad delerde gezdirdiler. Daha sonra türbanlı bir iki kız öğrenci üniversi te kapısını zorladı. Bir iki derken örtülü başlar büyüdü. Aşırı mu hafazakâr (dinci) parti seçim kazandıkça yayıldı. Üniversiteye dayandı. Türbanı oya dönüştüren RTE tek başına ikti dar olunca yasal yoldan zorlamalara girişti. Tartışma din konusuna dayanınca diğer parti ler de sessiz kalmayı yeğlediler. AKP başörtüsüne çevirdiği türbanı din gereği diye dayattı. Diğerleri ise türbana anayasal kimi dayanaklarla karşı çıktılar. Türbanın genel kabul görmesini, örneğin üni versitelere girmemesini savunan yegâne kurum, CHP de... son nefeste referandumda türban so rununu biz çözeriz deyince... engeller yıkıldı. Türban cesaretlendi. İktidarın binlerce profesör arasında cımbızla seçip emrinde kullanacağına inanarak YÖK’ün başına getirdiği, türban başlara kurban Bay Yu suf Ziya Özcan, ne anayasa, ne Danıştay karar larını dinledi. RTE’nin anayasal yoldan çözümleyemediği sorunu, bir üniversiteye yazdığı ufacık bir yazı ile çözümleyiverdi. Arkası çorap söküğü gibi... Türban sorunu cı vıyınca Köşk, Kayseri kurnazlığını kullandı. O, bi çim ne biçim olursa olsun türbana özgürlük de nilince zaten “hazırol” da! Önce 29 Ekim kutlamalarını türbanla kutlama nın yolunu açtı. Akşam yemeğine gidermiş gibi giysileriyle, elinde bir küçük çanta, bağlamalı beyaz ayakka bılarıyla Hayrünnisa Hanım, tabii başında tür ban, sade giyimli ama zarif Almanya Cumhur başkanı’nın eşiyle birlikte Çankaya’da kırmızı ha lıda yürüdü ve çağdaş, laik, Batılı Türkiye’ye ina nanlar... başınız sağ olsun! Şimdi ilk ve ortaokullara geldi sıra. Gericilerin, aşırı muhafazakâr (dinci) partinin türbana uygu ladığı taktiğin aynısı ilkokullara da uygulanmaya başlandı. Buluğa erişmiş bir kızın başını örtmesi dinen gereklidir diyen dayatmaların başlaması, yaygın laşması, din konusu araya girince AKP dışında partilerin sesinin çıkmaz hale gelmesi... yakındır. Ardından da kamuda türban! Kimse ortaya çıkıp AKP’nin üniversitelerle ye tineceğini, türbana kamuda da özgürlük peşinde olmadığını söylemesin. Amaç, RTE’nin türbanı yasal zemine oturtmak için partilere gönderdiği heyete verdiği direktifin içeriğinde sırıtıyor. “Bir defa inanç boyutunu ortaya çıkarmak la zım. Yani (türbanı demiyor) başörtüsünü örtenle rin inancıyla mı örtüyor, siyaseten mi örtüyor, başka nedenlerle mi örtüyor, bunları ortaya çı karmak lazım” diyor. Direktif 1! Direktif ikide...: “Yedi yıl önce kullanılmayan ve sonra kullanılmaya başlanan kamusal alan nere sidir, neresi değildir... ...Bunların hepsinin partiler arası görüşmelerde müzakeresi yapılır, özgürlük nereye kadar, bunun sınırı nedir tartışılır ve sonra... gereken adımlar atılır” diyor. Partilere öneri: Bu konuları araştırmak amacıy la bir komisyon kuralım! Bu haberler RTE’nin türbanı alabildiğine geniş letmeyi planladığını gösteriyor. CHP’yi de, “hükümet karşısında inandırıcı bir alternatif oluşturmak için Atatürk’ün kurduğu partinin kurallarını yırttığını” yazan ünlü Amerikan gazetesi Wall Street Journal’in kanısını boşa çı karacağı umulan günler bekliyor. ankcum@cumhuriyet.com.tr SAYFA 21 EK M 2010 PERŞEMBECUMHUR YET 8 HABERLERİN DEVAMI TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 21 Ekim Oslo Y 3 Helsinki Y 6 Stockholm Y 4 Londra B 9 AmsterdamY 10 Brüksel Y 9 Paris PB 9 Bonn Y 6 Münih Y 6 Berlin Y 7 Budapeşte B 10 Madrid B 17 Viyana Y 9 Belgrad B 11 Sofya Y 9 Roma PB 20 Atina Y 22 Zürih Y 7 Moskova Y 7 Aşkabat B 19 Taşkent B 13 Baku PB 18 Bişkek Y 4 Tiflis PB 23 Kahire B 30 Şam B 31 İstanbul Y 23 Edirne Y 22 Kocaeli Y 24 Çanakkale Y 22 İzmir Y 25 Manisa Y 25 Denizli B 24 Zonguldak Y 23 Sinop B 23 Samsun B 26 Trabzon B 25 Giresun PB 22 Ankara B 22 Eskişehir B 20 Konya B 21 Sıvas PB 23 Antalya PB 26 Adana PB 30 Mersin PB 30 Diyarbakır B 29 Şanlıurfa B 29 Mardin B 28 Siirt B 30 Hakkâri PB 24 Van PB 20 Kars Y 19 Ülkemizin kuzey ve batı kesimleri parçalı ve çok bulutlu, Marmara, Kıyı Ege ile Düzce, Zonguldak, Bartın, Rize, Artvin, Erzurum, Kars ve Ardahan çevreleri aralıklı sağanak ve gök gürültülü sağanak yağmurlu, diğer yerler parçalı ve az bulutlu geçecek. İstanbul Haber Servisi Bi rinci Ergenekon davasının 7 Ha ziran 2010 tarihli duruşmasında slogan atarak Ergenekon davala rını ve İşçi Partisi (İP) Genel Başkanı Doğu Perinçek’in avu katı Mehmet Cengiz’in tutuk lanmasını protesto eden 119 kişi hakkında dava açıldı. Çoğunluğu İP’li şüpheliler hakkında “Kamu kurumunun faaliyetlerinin en gellenmesi ve memura gör evinden dolayı hakaret” gerek çesiyle 2 yıldan 5 yıl 4 aya kadar hapis cezası isteniyor. Davanın ilk duruşması Silivri 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nde 24 Aralık 2010 tarihinde görülecek. Silivri Cumhuriyet Savcısı Or han Biçicioğlu tarafından hazır lanan iddianamede, Ergenekon davalarına bakan İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Köksal Şengün, üye hâkimler Hasan Hüseyin Özese ve Sedat Sami Haşıloğlu ile cumhuriyet savcıları Mehmet Ali Pekgüzel ve Nihat Taşkın şikâyetçi sıfa tıyla yer aldı. İddianamede birinci Ergenekon davasının 7 Haziran 2010 tarihli oturumunda izleyici olarak bulundukları sırada “Kah rolsun Amerikan emperyaliz mi”, “Perinçek çıkacak, hesap soracak”, “Haklıyız kazanaca ğız, güçlüyüz kazanacağız, di rene direne kazanacağız” şek linde slogan attıkları belirtildi. “Duruşma düzenini bozarak mahkeme heyetinin yargı faa liyetinin yürütülmesine engel oldukları, cumhuriyet savcısı ve hâkim olarak görev yapan müştekilere hitaben ‘bunlar ha in’ diyerek tek eylem ile birden fazla müştekiye zincirleme ola rak yerine getirdikleri kamu görevi nedeniyle hakaret et tikleri” öne sürülen iddianame de şüphelilerin TCK 113. ve 125/1. maddelerinden cezalan dırılmaları istendi. ErgenekonduruşmasındaavukatCengiz’intutuklanmasınıprotestoeden119kişiyargılanacak Protestocu İP’lilere dava ALİCAN ULUDAĞ ANKARA KPSS soruşturmasıyla ilgili Teleko münikasyon İletişim Başkanlığı (TİB) ve Ame rika’daki MSN şirketinin savcılığa gönderdiği yazılarda, sınav öncesi Berat Koşucu’dan ar kadaşı Baki Saçı’ya eposta gönderildiğine iliş kin bir kayıt bulunamadığı belirtildi. Oysa, Ba ki Saçı savcılıkta verdiği ifadede, KPSS sorula rını Berat Koşucu’nun kendisine “Sana bir he diyem var” diyerek gönderdiğini söylemişti. Soruşturmayı yürüten Ankara Cumhuriyet Savcı sı Şadan Sakınan, soruların ÖSYM’den “menfaat karşılığı” sızdırıldığı iddiaları üzeri ne yoğunlaşarak, çalışmalarını bu yönde sürdü rüyor. Ancak buna ilişkin henüz bir kanıta ula şılamadı. Soruşturma, KPSS’nin dışında ALES, TUS ve YGS gibi sınav sorularının dışarıya sızdırılıp sızdırılmadığı kapsayacak şekilde de genişletil di. Bu arada savcı Sakınan, ÖSYM’deki arama lar sırasında kopyalanan bilgisayar imajlarının adliyede saklanabilmesi için bir oda hazırlan ması talimatı verdi. İstanbul Haber Servisi Gazeteci Kadir Çelik, tutuklanan Emniyet Müdürü Hanefi Avcı’nın Eskişehir Emniyet Müdürlü ğü’ndeki makamında yapılan aramalarda telefon görüşme kayıtları bulunduğu ge rekçesiyle ifade verdi. Çelik, görüşmesi ni kaydedenler hakkında şikâyetçi oldu. Soruşturmayı yürüten Özel Yetkili Cumhuriyet Savcısı Kadir Altınışık’a dün yaklaşık yarım saat ifade veren Kadir Çelik, kayıt altına alınan telefon görüş mesinin İrtica ile Mücadele Eylem Planı davasının firari sanığı İSTEK Vakfı Yö netim Kurulu Başkanı Bedrettin Dalan ile 1997’de yaptığı görüşme olduğunu söyledi. 1997’de evinin önünde aracının kurşunladığını ve aradan 1314 yıl geç mesine karşın faillerinin hâlâ bulunma dığını ifade eden Çelik şunları söyledi: “O olay nedeniyle Bedrettin Dalan beni arayıp geçmiş olsun demişti. Tek bir telefon konuşması, şanıma yakıştıramadım. İllegal bir şey ya pılıyorsa, kanunsuz bir şey yapılı yorsa, her Türk vatandaşı gibi ben de o illegal konuşmayı kaydedenler, onun kaydetme emrini verenler ve onu saklayanlardan şikâyetçi oldum.” Hanefi Avcı’yı tanıdığını sözlerine ekleyen Kadir Çelik şöyle konuştu: “33 yıllık gazeteciyim. Hanefi Avcı İstanbul’da, Diyarbakır’da çalıştı, bili yorum. Hanefi Avcı meselesi değil yani olay. Konuşmanın illegal ve kanunsuz olarak kay dedilmesi önemli bence.” ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Avukat Fidel Okan, müvekkilleri tutuklu Emniyet Müdürü Hanefi Avcı ile eski Ankara Emniyet Müdürü Or han Özdemir’in “gerekti ğinde açıklaması için kendi sine birtakım bilgi ve belge verdiğini” belirterek bunla rın açıklanması durumunda “sadece manşetlerin değiş meyeceğini” kaydetti. Fidel Okan, yaptığı yazılı açıklamada, “Gelinen nokta nın tahammül sınırlarını zor lamaya başladığını, müvek kili Emniyet Müdürü Or han Özdemir hakkında tu tuklama sürecinin başında başlatılan itibarsızlaştırma operasyonunun şimdi de mü vekkili Hanefi Avcı hakkın da aynı yöntemlerle yapıl maya çalışıldığını” kaydetti. Avcı ile Silivri Cezaevi’nde yaklaşık 6 saat görüştüğünü be lirten Okan şunları söyledi: “Başlangıçta her şeyin hu kuki çerçevede değerlendi rileceği düşüncesiyle sessiz kaldığımız sürece artık mü dahale etmek zorunda ve durumunda bırakıldık. Ön celikle bu duru mun bilinme sini isteriz. En ağır eleştiriler tarafımızdan saygıyla karşı lanmıştır ancak birtakım kimseler ba sın yoluyla müvekki limizin kişilik hakla rına saldırmayı, haka ret etmeyi, daha da ötesinde terbiye ve ah lak sınırını aşarak küf retmeyi kendilerine hak telakki etmeye baş lamışlardır.” Söz konusu şahıslarla ilgili Ankara Cumhuri yet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunulaca ğını belirten Okan, “Her iki müvekkilim de gerek tiğinde açıklamam için ba na birtakım bilgi ve belge vermişlerdir. Ancak açık lanması durumunda sade ce manşetler değişmeye cektir. Amacımız bu veri leri siyasi malzeme konusu yaparak ülkemizin istikra rına zarar vermek değil dir” dedi. ‘Ölümler olmasın’İstanbul Haber Servisi İnsan Hakları Der neği (İHD) üyeleri Siirt Cezaevi’nde yatan yüz de 80 özürlü olan felçli Temino Baysal’ın ser best bırakılmasını istedi. Hasta tutukluların ser best bırakılmasını isteyen grup, Galatasaray Meydanı’ndan Taksim Meydanı’na yürüyerek burada oturma eylemi yaptı. İHD üyeleri, hasta mahkumların serbest bı rakılmamasını protesto etti. Galatasaray Mey danı’nda toplanan grup, “Hapishanelerde ölüm istemiyoruz. Hasta tutuklular serbest bırakılsın” yazılı pankart açarak tek sıra ha linde yürüyüşe geçti. İstiklal Caddesi üzerin de slogan atmadan yürüyen grup, Taksim Mey danı’nda oturma eylemi yaptı. Grup adına basın açıklaması yapan Sevim Kalma, 2 yıldır Siirt E Tipi Kapalı Ceza evi’nde hükümlü bulunan felçli Temino Bay sal’ın hikâyesini anlattı. Kalma, “Diyarbakır Devlet Hastanesi, iki bacağı da felçli olan Baysal’ın sürekli re virde doktoru bulunan ve bakımının yapı labileceği bir cezaevinde infazının yapıl masının uygun olduğuna yönelik rapor verdi. Verilen rapora karşın, Baysal’ın belirtilen koşullardaki bir cezaevine nakli yapılmadı. İhtiyaçlarını kendi kendine karşılayamadığı için oğlu her gün sabah ce zaevine gidip babasının bakımını ve ihti yaçlarını karşılamaya çalışıyor. Artık oğ lu da babasıyla birlikte aynı cezayı çekiyor” dedi. Kalma, yüzde 80 engelli raporu oldu ğunu belirttiği Baysal’ın da serbest bırakıl masını istedi. Cumhurbaşkanı’ndan af istiyorum Temino Baysal’ın babası Mehmet Şirin Baysal da her iki bacağı tutmayan oğlunun ser best bırakılmasını istedi. Baba Baysal, “Bel den aşağısı tutmayan oğluma torunum bakıyor. O da mahkum oldu. Cezayı alan bir kişi ama cezayı çeken baba, oğul ve to run oldu. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün felçli olan oğlumu Temino Baysal’ı affet mesini istiyorum” dedi. “Hasta mahkumlar serbest bırakılsın”, “Tecrit işkencesine son”, “İnsanlık onuru işkenceyi yenecek” sloganları atan grup açıklamanın ardından olaysız dağıldı. İHD’liler Taksim’de oturma eylemi yaparak hasta tutukluların durumuna dikkat çekti. İHD’den yüzde 80 felçli tutuklu Temino Baysal için ‘serbest bırakılsın’ çağrısı KPSS’de‘hediye mesajın’kaydıçıkmadıÖzelleştirmelere dava: TMMOB; Trakya, Gediz, Boğaziçi ve Dicle elektrik dağıtım anonim şir ketlerinde yüzde 100, Başkent Doğalgaz AŞ’de ise yüzde 80 oranındaki kamu hissesinin özelleştiril mesini yargıya taşıdı. Oda, 5 ayrı iptal davası açtı. Oğul Çolakkadı’dan hukuk bürosu: İs tanbul Cumhuriyet Başsavcı Vekili Turan Çolak kadı’nın oğlu İlham Emre Çolakkadı’nın da ortak ları arasında bulunduğu Erk Hukuk Bürosu açıldı. Çağlayan Meydanı yarın kapatılıyor: Çağlayan Meydanı, yayalaştırma projesi çalış maları nedeniyle yarın saat 21.00’den itibaren 6 ay süreyle trafiğe kapatılacak. Uyuşturucu operasyonu: Brezilya’dan uçakla İstanbul’a gelen Nijerya ve Ekvator uy ruklu 5 uyuşturucu kuryesinin valiz ve midele rinde 7 kilo 568 gram kokain ele geçirildi. Fatih’te de uyuşturucu satan 13 kişi gözaltına alındı. Elektrikli bisiklet operasyonu: İstan bul’da Çin’den gerekli izinler alınmadan ithal edil diği belirlenen 4.5 milyon TL değerindeki 3 bin 109 elektrikli bisiklete el konuldu. Şans Topu çekildi 9, 12, 22, 29, 32 + 13 AvcıveÖzdemir’inavukatıOkan,elindeaçıklayabileceğibelgelerolduğunusöyledi Kadir Çelik şikâyetçi oldu ‘Sadece manşetler değişmeyecek’