Katalog
                    Yayınlar
                
                - Anneler Günü
 - Atatürk Kitapları
 - Babalar Günü
 - Bilgisayar
 - Bilim Teknik
 - Cumhuriyet
 - Cumhuriyet 19 Mayıs
 - Cumhuriyet 23 Nisan
 - Cumhuriyet Akademi
 - Cumhuriyet Akdeniz
 - Cumhuriyet Alışveriş
 - Cumhuriyet Almanya
 - Cumhuriyet Anadolu
 - Cumhuriyet Ankara
 - Cumhuriyet Büyük Taaruz
 - Cumhuriyet Cumartesi
 - Cumhuriyet Çevre
 - Cumhuriyet Ege
 - Cumhuriyet Eğitim
 - Cumhuriyet Emlak
 - Cumhuriyet Enerji
 - Cumhuriyet Festival
 - Cumhuriyet Gezi
 - Cumhuriyet Gurme
 - Cumhuriyet Haftasonu
 - Cumhuriyet İzmir
 - Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
 - Cumhuriyet Marmara
 - Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
 - Cumhuriyet Oto
 - Cumhuriyet Özel Ekler
 - Cumhuriyet Pazar
 - Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
 - Cumhuriyet Sokak
 - Cumhuriyet Spor
 - Cumhuriyet Strateji
 - Cumhuriyet Tarım
 - Cumhuriyet Yılbaşı
 - Çerçeve Eki
 - Çocuk Kitap
 - Dergi Eki
 - Ekonomi Eki
 - Eskişehir
 - Evleniyoruz
 - Güney Dogu
 - Kitap Eki
 - Özel Ekler
 - Özel Okullar
 - Sevgililer Günü
 - Siyaset Eki
 - Sürdürülebilir yaşam
 - Turizm Eki
 - Yerel Yönetimler
 
                        Yıllar
                    
                    - 2025
 - 2024
 - 2023
 - 2022
 - 2021
 - 2020
 - 2019
 - 2018
 - 2017
 - 2016
 - 2015
 - 2014
 - 2013
 - 2012
 - 2011
 - 2010
 - 2009
 - 2008
 - 2007
 - 2006
 - 2005
 - 2004
 - 2003
 - 2002
 - 2001
 - 2000
 - 1999
 - 1998
 - 1997
 - 1996
 - 1995
 - 1994
 - 1993
 - 1992
 - 1991
 - 1990
 - 1989
 - 1988
 - 1987
 - 1986
 - 1985
 - 1984
 - 1983
 - 1982
 - 1981
 - 1980
 - 1979
 - 1978
 - 1977
 - 1976
 - 1975
 - 1974
 - 1973
 - 1972
 - 1971
 - 1970
 - 1969
 - 1968
 - 1967
 - 1966
 - 1965
 - 1964
 - 1963
 - 1962
 - 1961
 - 1960
 - 1959
 - 1958
 - 1957
 - 1956
 - 1955
 - 1954
 - 1953
 - 1952
 - 1951
 - 1950
 - 1949
 - 1948
 - 1947
 - 1946
 - 1945
 - 1944
 - 1943
 - 1942
 - 1941
 - 1940
 - 1939
 - 1938
 - 1937
 - 1936
 - 1935
 - 1934
 - 1933
 - 1932
 - 1931
 - 1930
 
                    Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
                    Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
                    Sayfayı Satın Almak İstiyorum
                
            
                CMYB  C M Y B  21 EK M 2010 PERŞEMBE CUMHUR YET SAYFA  DIŞ HABERLER 11dishab@cumhuriyet.com.tr  SAĞNAK  NİLGÜN CERRAHOĞLU  Merkel’in Ağzındaki Bakla  Merkel, “çokkültürlülüğün iflasını” ilan edeli beri,  yalnız Almanya ve Türkiye’de değil, konu tüm Av  rupa’da gündemin en ön sıralarında tartışılıyor: Al  man Şansölyesi durduk yerde neden bu sözleri  sarf etti? Bu çıkışı niye şimdi; “bu zamanlamayla”  yapmak gereği hissetti? Ve en önemlisi gerçekte  “ne demek istedi?”  Merkel’in beyanı aslına bakarsanız; Avrupa ya  yın organlarında, konunun doğrudan muhatabı sa  yılan Türkiye’de olduğundan çok daha büyük yan  kı yaptı...  Türkiye üstüne alınmadı...  Türkiye’den bakıldığında; “türban” ve “yargının  kontrol altına alınması” gibi iç politika ağırlıklı so  runlarının yanında… Alman Başbakanı’nın, “kızım  sana söylüyorum, gelinim sen anla kabilinden”, en  ‘asimile edilmez’ addedilen göçmen grubunu kas  tederek; “yan yana yaşamak projemiz suya düşm  üştür!” demesi; “Edirne’nin bu yanında” “tali” bir  mesele olarak görülüyor.  Avrupa’nın en güçlü ve etkili ülkesinin Başbaka  nı tarafından “çokkültürlülüğün sonunun” ilan edil  mesi ile “Türkiye’nin AB rüyasının sonunun” ilan  edilmesi arasındaki göbek bağı mesela fark edil  miyor. Merkel’in sözleriyle eşzamanlı olarak –has  belkader! Ankara’da bulunan Alman Cumhurbaş  kanı’yla, malum “AB geyikleri” yüzsüzce hiçbir şey  olmamış gibi sürdürülüyor.  Taraflar, sahnede bölüştürülen rolleri ve replikle  ri hiç bıkıp usanmadan yineliyor.  Alman Cumhurbaşkanı; “Türkiye’nin AB müza  kerelerinin, ‘adil ve ucu açık şekilde’ sürdürüldü  ğünü” söylerek tereyağdan kıl çeker gibi konuyu  savuşturuyor.  Alay eder gibi.  “Avrupa’nın Merkel’in ağzından kayda geçtiği  ‘çokkültürlülüğün sonunu’ tescil eden kritik söy  lemlerin gündeme geldiği bir konjonktürde söz et  tiğiniz ‘adil ve ucu açık müzakerelerin’ kıymeti har  biyesi nedir” gibi soruları kimse kurcalamıyor.  Son kertede meseleye “bir avuç Almancıyı ilgi  lendiren” “Almanların meselesi”(!) gözüyle bakılıyor.  Edirne’nin beri tarafında oysa Avrupa kamuoyla  rı baştan aşağı bu davaya “Avrupa demokrasileri  bundan nasıl etkilenir? Bildiğimiz Avrupa’nın sonu  mu geldi?” hassasiyetiyle yaklaşıyor. Bu nedenle  yalnız Almanya değil; İngiltere, Fransa, İtalya ve  İspanyası ile eski kıtaya yön veren tüm büyük ül  keler birinci dereceden konuya ilgi gösteriyor.  Dönüm noktası: Merkel farkı  Şimdiye dek –tabiri caizse! “delidir ne yapsa/  ne dese yeridir!” kontenjanından mazur gösterilen;  ar damarı çatlamış türden bir İslam ve yabancı  düşmanlığını körükleyen Jean Marie Le Pen/Ge  ert Wilders tarzı bir lider kategorisinde görülmedi  Merkel. Avrupa kamuoyları; 90’lardan bu yana hep  artan dozlarda, “Müslüman göçmenlere Avru  pa’nın kapılarını kapatmasını” söyleyen yarı şarla  tan, ırkçı liderlere artık alıştı ve de kanıksadı.  Hollanda’da son dönem üçüncü parti konumu  na yükselen ve iktidardaki azınlık hükümetini şart  layan Geert Wilders’in Özgürlük Partisi her gün ör  neğin bu minval şeyler söylüyor… Ve de kimseler  şok olmuyor.  İtalya’da hükümet ortağı Kuzey Ligi Partisi’nin  önde gelen liderleri eksiksiz; “İslam”la artık ner  deyse eşanlama gelen “çokkültürlülüğü” her gün  yerden yere vuruyor.  “İleri demokrasi modelleri” ile dünyaya parmakla  örnek gösterilen İsveç’te geçen yaz aylarında par  lamentoya giren Jimmie Akesson’un ırkçıları;  Müslümanlığın “İsveç değerleriyle bağdaşmadığı  nı” her fırsatta beyan ediyor ve İslam’ın “ülkenin  II. Dünya Savaşı’ndan bu yana karşılaştığı en bü  yük tehdit” olduğunu söylüyor.  ‘Roman’a yapılan Türk’e de yapılır mı?’  Fransa’da kör gözün parmağına “Jean Marie Le  Pen” söylemlerini şiar edinen Sarkozy; açık açık  “Ya sev, ya terk et!” prensibini benimsiyor. Ve AB  vatandaşı olmalarına rağmen “ebedi, ezeli yaban  cı” gözüyle bakılan “Romanlara” yaptığı gibi;  “uyumsuz olduğu varsayılan herkesi” uçağa doldu  rup geldikleri yere postalamakta en ufak çekince  hissetmiyor. Yapılanda en ufak bir rahatsızlık his  setmiyor.  Merkel bu küme içinde yer alan; “yasa önünde  herkesi eşit kılan” yarım küsur asırlık “Avrupa de  ğerleri” üzerine çıkan “yarı şarlatan/popülist” kon  tenjanı içinde değerlendirilen bir lider değil.  Tam aksine, hatta Avrupa’da kalan tek tük “cid  di liderler” arasında sayılan bir isim…  Beş yıldır iktidarda olan böyle ciddi bir liderin,  işte şimdi böylesine kaygan zeminli bir konjönk  türde; bugüne dek iltifat göstermediği söylemlere  sarılması, Avrupa’nın tüm ülkelerinde mim konma  sı gereken bir “yol ayrımı” şeklinde ve en hafif de  yimle bir “kırmızı alarm” olarak algılandı.  Üstü kapalı olarak Merkel “Müslümanlara kapıyı  gösteriyor” imasından tutun da; “Sarkozy’nin Ro  manlara yaptığını, Merkel acaba şimdi ‘uyum gös  termeyen’ Türklere mi yapacak?”a varana kadar  çeşitli sorular ve yorumların havada uçuşmasına  yol açtı. Cumartesiye devam ederiz.  ABD’li akademisyen Desch’e göre, ABD, İsrail ve Türkiye’nin çatışmaktan kaçınması için yapılması gereken:  DinedeğilortakçıkarlarabakınMİNE ESEN  ABD’deki Notre Dame Üniversite  si Siyaset Bölümü Başkanı Prof.  Dr. Michael C. Desch, siyasal İslamın  Türkiye’nin politik yapısında uzun za  mandır yer bulduğunu ve bunun bir süre  daha devam etme eğiliminde olabileceğini  belirtti. Işık Üniversitesi İktisadi İdari Bi  limler Fakültesi Uluslararası İlişkiler Bö  lümü tarafından düzenlenen “Karmaşık  Üçgen: ABD, İsrail, Türkiye” başlıklı  konferansta konuşan Desch, bu 3 ülkenin bölgede  geçmişte laik, demokratik ve Batı yanlısı bir tu  tum sergilerken bugün aynı konuda yaşadıkları  bölünmeyi ve nedenlerini irdeledi.  Dünyada “siyasallaşmış din” anlayışının gi  derek yaygınlaştığını savunan Desch şu ifade  leri kullandı: “Siyasallaşmış dini günümüzün  kaçınılmaz bir gerçeği olarak görebiliriz.  Bunu tüm dünya siyasetinin bir gerçeği ola  rak kabul etmek gerekir. Ancak ABD, İsra  il ve Türkiye, din yerine ortak çıkarlarına  odaklanırsa aralarındaki ilişkiyi sürdürebi  lir ve ideolojilerini devam ettirebilirler.”  Dünya siyasetinde seküler anlayışın Batı Av  rupa dışında artık çok fazla etkin olmadığını  söyleyen Desch, özellikle Türkiye  ve İsrail’de politikada din faktö  rünün giderek arttığını belirtti.  Desch, laik çevrelerin ABD, Tür  kiye ve İsrail üçgeninde yaşanan politik kay  naklı çatışmaların kökenini oluşturan potan  siyel nedeni din şeklinde görmelerinin birçok  nedeni bulunduğunu da ifade etti.  Çatışmaların panzehiri laiklik  Laikliğin tam olarak benimsenip kavranma  sının, ABD, Türkiye ve İsrail arasında oluşabi  lecek potansiyel dinsel çatışmaların da önüne ge  çeceğini söyleyen Desch, kimi zaman demok  rasinin maliyetinin faydasından daha fazla ol  duğunu da savundu. Desch, “Demokrasi şüp  hesiz harika ancak demokratik politik siste  min bazı ülkeler için daha farklı olduğunu dü  şünüyorum. Ben dünyanın laiklik sonrası dö  nemine doğru ilerlediğini düşünüyorum. Ya  ni demokrasiye yönelik anlayışlar farklılaşı  yor” dedi. Desch, ABD, İsrail ve Türkiye iliş  kilerini yeniden iyileştirmek amacıyla, “bölge  sel savaşın yaşanmaması, terör tehditlerinin  engellenmesi, nükleer silahlanmanın önlen  mesi” gibi temel ortak çıkarların benimsenme  sine vurgu yaptı.  Türkiye’nin AKP ile birlikte son yıllarda dış  politikada büyük çıkış yaptığını savunan Desch,  ancak yönelimlerinin Batı’da kaygılara neden ol  duğunu dile getirerek şöyle konuştu: “Türki  ye’nin daha fazla İslama yakınlaştığını dü  şünüyorum. Ancak Türkiye’nin dine olan ya  kınlığı beni ABD’nin ve İsrail’in dine olan ya  kınlığından daha fazla endişelendirmiyor.  Türkiye, gelişen ekonomisi ve modern İslam  modeliyle örnek bir ülke.”  11 Eylül sonrası ABD ve Avrupa’da İslami ha  reketlere karşı ciddi şüpheler uyandığını dile ge  tiren Desch, Türkiye ile İsrail arasında son dö  nemde yaşanan gerginliğin kaygıları arttırdığı  nı belirtti. Desch, Türkiye’nin İslam ülkelerinin  lideri olarak bulunduğu coğrafyada barış görevini  üstlenmesinin ABD için çok önemli olduğunu  dile getirdi. Desch’e göre Türkiye, ABD ve İs  rail üçlüsünün beraber hareket etmesi halinde böl  gede mevcut olan birçok sorunu çözme yolun  da büyük adımlar atılabilecek.  Türkiye’nin modern İslam devletinin var  lığını dünyaya kabul ettirdiğini savunan  Desch, ABD’nin Avrupa ve Ortadoğu’ya yö  nelik dış siyasetinin en önemli merkez par  çalarından biri olduğunu ve bunun öneminin  gelecekte daha da artacağını kaydetti. Desch,  özellikle Türkiye ve İsrail’de din faktörünün  önemli bir yer teşkil ettiğine dikkati çekerek  demokrasi ve dinin yeniden düzenlenmesi ge  rektiği görüşünü dile getirdi.  Cumhuriyet’in sorularını da yanıtlayan  Desch, laikliğin, Türkiye’de tarihi, güçlü kök  leri bulunduğuna dikkat çekerek, aralarında  ordudan kesimlerin de yer aldığı laik çev  relerin AKP hakkında ciddi şüpheleri oldu  ğunu kaydetti.  Siyasal İslamın Türkiye’de giderek güçle  neceği yönündeki görüşler hakkında düşün  cesini sorduğumuzda ise Desch, Türkiye’de  siyasal İslamın politikada etkisini sürdüre  ceğini ancak bunun sınırları olacağını ifade  etti. Türkiye’de laikliğin toplumda oldukça iyi  bir şekilde benimsendiğine dikkat çeken  Desch, ayrıca daha İslamcı bir hükümet is  teğinin halihazırda dış dünyadaki tepkileri art  tırabileceğini belirtti.  ‘AB Türkiye’yi üye yapmaz’  ABD’li akademisyen, Avrupa Birliği’nin  (AB) Türkiye’yi üye olarak bünyesine al  mayacağı görüşünü de savundu.  Türkiye’nin küresel ekonomiye uyumda ba  şarılı olduğunu ve bunun da etkisiyle Orta  doğu’da gücünü arttırdığını belirten ABD’li  uzman, “ancak bunun bazı bedelleri oluyor.  Sanırım AKP’nin yükselmesi ve uluslara  sı alanda izlediği politikalar Avrupalıları  kaygılandırıyor, ABD hükümeti de bu  konuda biraz gergin. Ayrıca İsrail de  Türkiye’den mutsuz” dedi.  AKP hükümetinin İran konusunda izledi  ği politikanın ABDİsrail ilişkilerinde en el  yakıcı konu olduğunu hatırlattığımızda ise  Desch’in yanıtı şöyle oldu: “Bu, Türki  ye’nin bu coğrafyada pozisyonunu nasıl  gördüğünüzle alakalı. Bence Türkiye,  İran’ın bölgede bir diğer güç olduğunu ka  bul ediyor ve bununla başa çıkmak zo  runda. Sanırım Türkiye, İran’ı rakibi  olarak da görüyor. Türkiye, İran’la aynı  eksende olma çabasında değil, temel ola  rak açıkça birbirlerinden farklılar.”  Uluslararası güvenlik ve savunma üzerine  çalışmalar yapan Desch’in ABD, İsrail ve İran  ilişkileriyle ilgili araştırmaları ve makalele  ri bulunuyor.  ERDOĞAN’IN  DÜŞ KIRIKLIĞI  Dış Haberler Servisi  Başbakan  Recep Tayyip Erdoğan iki günlük  Finlandiya ziyaretinde Cumhurbaşkanı  Tarja Halonen ve Finlandiya  Başbakanı Mari Kiviniemi ile görüştü.  Erdoğan, ortak basın toplantısında  1999’daki Helsinki Zirvesi’nden bu  yana devam eden süreçte Finlandiya’nın  verdiği desteği unutmalarının mümkün  olmadığını dile getirdi. Başbakan  Erdoğan, “Aynı dil ailesine ait dilleri  konuşan halklarımız gibi ülkelerimiz  de uluslararası siyasetin birçok  alanında yine aynı dili konuşma  noktasındadır” açıklamasında  bulundu. Erdoğan, bir gazetecinin, “AB  üyelik sürecinde düş kırıklığına  uğradınız mı” sorusu üzerine “Düş  kırıklığına uğramak ne demek? AB  üyesi ülkeler içerisinde 50 yıl kapıda  bekletilen bir ikinci ülke yok”  yanıtını verdi.  Çin’in kuzey  batısındaki  Çinhay eyale  tinde binlerce Ti  betli öğrenci önceki  gün tüm derslerin zorunlu  olarak Çince okutulmasına yönelik  planları protesto etti. Tibetlilerin yoğun  olarak yaşadığı Tongren (Tibetlilere gö  re Rebkong) idari bölgesinde meydana  gelen protesto gösterisi olaysız sona er  di. Planlanan eğitim reformu, okullarda  Tibetçe ve İngilizce dil dersleri hariç  tüm derslerde standart Çincenin kulla  nılmasını ve  tüm kitapla  rın Çince basıl  masını öngörü  yor. Londra merkez  li Free Tibet (Özgür Ti  bet) isimli insan hakları örgütü, “Çin’in  Tibet işgalini sağlamlaştırma stratejisi  nin bir parçası olarak Tibetçenin kulla  nımını kaldırmak istediğini” savundu.  Tibet’in sürgündeki ruhani lideri Dalay  Lama’nın da doğduğu yer olan bölge,  2008 yılındaki kanlı Çin karşıtı protes  tolara da sahne olmuştu.  Çin’deanadilde  eğitimtartışması  Halonen  Desch, “Türkiye’nin daha fazla İslama yakınlaştığını  düşünüyorum. Ancak Türkiye’nin dine olan yakınlığı  beni ABD’nin ve İsrail’in dine olan yakınlığından daha  fazla endişelendirmiyor” diyor.  BAŞSAĞLIĞI  Baromuzun 37601 sicil sayısında kayıtlı  AVUKAT  GÖKÇE DENİZ NACAR ESENDAĞLI  vefat etmiştir.  Aziz meslektaşımıza Tanrı’dan rahmet,  kederli ailesine, yakınlarına ve baromuz mensuplarına başsağlığı dileriz.  İSTANBUL BAROSU BAŞKANLIĞI  DOSYA NO: 2010/108 TAL.  Satılmasına karar verilen gayrimenkulün cinsi, kıymeti, evsafı, satış şartları:  1 Ankara ili, Kızılcahamam ilçesi Yenice Mah. 130 Ada 802 Parselde Kayıtlı  20/180 Arsa paylı Bodrum Kat 1. Numaralı mesken binanın bodrum katında bulunup  3 Oda, Salon, Mutfak, Banyo, Antre ve Wc bölümlerden oluşmakta olup kullanım ala  nı 88,00M2 olan taşmmaz ile;  2 Ankara ili, Kızılcahamam ilçesi Yenice Mah. 130 Ada 802 Parselde Kayıtlı  30/180 Arsa paylı Zemin Kat 3. Numaralı Mesken vasıflı taşınmaz binanın zemin ka  tında bulunup 3 Oda, Salon, Mutfak, Banyo Antre, Wc ve iki balkondan oluşmaktadır,  kullanım alanı 83,00M2 olan mesken vasıflı taşınmazlar bir borç nedeni ile açık ar  tırma sureti ile satılacaktır.  Gayrimenkullerin geniş evsafı dosyada mevcut bilirkişi raporunda açıklanmıştır.  S. NO ADA PARSEL BAĞIMSIZ BÖLÜM TAKTİR OLUNAN KIYMETİ KDV SATIŞ SAATİ  1 130 802 B. KAT 1 NO’LU MESKEN 40.000,00TL %1 14:0014:05  2 130 802 Z. KAT 3 NO’LU MESKEN 60.000,00TL %1 14:1014:15  1 Satış 06.12.2010 günü, yukarıda yazılı saatler arasında Kızılcahamam İcra Mü  dürlüğü’nde açık artırma sureti ile yapılacaktır. Bu artırmada tahmin edilen kıymetin  %60’ı ve rüçhanlı alacaklılar varsa mecmuunu ve satış ve paylaştırma masraflarını  geçmek şartı ile ihale olunur. Böyle bir bedelle alıcı çıkmaz ise en çok artıranın taah  hüdü baki kalmak şartıyla, gayrimenkul 16.12.2010 günü, yukarıda yazılı saatler ara  sında Kızılcahamam İcra Müdürlüğü’nde ikinci artırmaya çıkarılacaktır. Bu artırma  da da bu miktar elde edilmemiş ise gayrimenkul en çok artıranın taahhüdü baki kalmak  üzere artırma ilanında gösterilen müddet sonunda en çok artırana ihale edilecektir. Şu  kadar ki, artırma bedelinin malın tahmin edilen kıymetinin %40’ını bulması ve satış is  teyenin alacağına rüçhanı olan alacakların toplamından fazla olması ve bundan başka,  paraya çevirme ve paylaştırma masraflarını geçmesi lazımdır. Böyle fazla bedelle alı  cı çıkmaz ise satış talebi düşecektir.  2 Açık artırmaya katılmak isteyenlerin takdir edilen kıymetin %20’si nispetinde  nakit pey akçesi ya da bu miktar kadar milli bir bankanın teminat mektubunu verme  leri gerekmektedir. Satış peşin para iledir. Alıcı istediği takdirde kendisine 10 günü  geçmemek üzere mehil verilebilir. Katma değer vergisi, ihale damga vergisi, alıcı adı  na tahakkuk edecek 1/2 tapu harcı satın alana ait olacaktır. Birikmiş emlak vergi borç  ları, Tellaliye resmi ile satıcı adına tahakkuk edecek tapu harçları satış bedelinden öde  nir. Tahliye ve teslim giderleri ihale alıcısına aittir.  3 İpotek sahibi alacaklılarla, diğer ilgililerin, varsa irtifak hakkı sahipleri de dahil  olmak üzere bu gayrimenkul üzerindeki haklarını, faiz ve masrafa dahil olan iddiala  rını dayanağı belgeler ile 15 gün içinde müdürlüğümüze bildirmeleri gerekir. Aksi tak  dirde, hakları tapu sicili ile sabit olmadıkça, paylaşmadan hariç bırakılacaktır.  4 Taşınmazı satın alanlar, ihaleye alacağına mahsuben iştirak etmemiş olmak kay  dıyla, ihalenin feshi talep edilmiş olsa bile, satış bedelini derhal veya İİK. 130. mad  deye göre verilen süre içinde nakden ödemek zorundadır.  5 Gayrimenkul kendisine ihale olunan kimse müddetinde parayı vermezse ihale ka  rarı fesih olunarak, kendisinden evvel en yüksek teklifte bulunan kim ise arzetmiş ol  duğu bedelle almaya razı olursa ona, razı olmaz veya bulunmazsa hemen artırmaya çı  karılır. Bu artırma ilgililere tebliğ edilmeyip, yalnızca satıştan en az yedi gün önce ya  pılacak ilanla yetinilir. Bu artırmada teklifin İİK. 129. maddedeki hükümleri uyması  şartıyla taşınmaz en çok artırana ihale edilir. İhalenin feshine sebep olan tüm alıcılar  ve kefilleri teklif ettikleri bedelle son ihale bedeli arasındaki farktan ve diğer zararlar  dan ve ayrıca temerrüt faizinden müteselsilen sorumludur. İhale farkı ve temerrüt fai  zi ayrıca hükme gerek kalmaksızın İcra Müdürlüğünce tahsil olunur.  6 Şartname ilan tarihinden itibaren Müdürlüğümüzde herkesin görebilmesi için açık  olup, masrafı verildiği takdirde isteyen alıcıya bir örnek gönderilebilir.  7 Satışa iştirak etmek isteyenlerin şartnameyi görmüş ve münderecatını kabul etmiş  sayılacakları, başkaca bilgi almak isteyenlerin 2010/108 Talimat sayılı dosya numara  sı ile müdürlüğümüze başvurmaları rica olunur.  (İc. İf . K. 126) (*) İlgililer tabirine irtifak hakkı sahipleri de dahildir. (Basın: 70528)  ANKARA KIZILCAHAMAM İCRA MÜDÜRLÜĞÜ’NDEN  TAŞINMAZIN AÇIK ARTTIRMA İLANI  nilgun@cumhuriyet.com.tr  TÜRK YE’YE GEL YOR  Maliki ‘destek’  isteyecek  ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)  Irak, mart  taki seçimlerin ardından “hükümet kuramama”  rekorunu her gün geliştirirken, koltuğunu koruya  cak hükümet formülleri arayan Başbakan Nuri el  Maliki, komşu ülkeler turu kapsamında bugün  Türkiye’ye geliyor. Maliki İstanbul’da görüşme  ler yapmasının ardından Ankara’ya geçecek.  Maliki’nin Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Baş  bakan Tayyip Erdoğan ve Dışişleri Bakanı Ah  met Davutoğlu ile görüşmesi bekleniyor. Te  masların ağırlık noktasında hükümet kurma for  mülleri yer alıyor. 7 Mart’ta yapılan seçimlerin  ardından, seçimlerde öne çıkan çoğu grubun yet  kilileri Türkiye’ye bir ya da birden fazla ziyaret  te bulunurken, Maliki bu tarihten sonra ilk kez  Türkiye ile doğrudan görüşmek istedi.   
            
    
