16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
CMYB C M Y B 21 EK M 2010 PERŞEMBE CUMHUR YET SAYFA HABERLER 5 Gecenin sesi soluğunun kesildiği saatlerde bir yıldız kayar gökyüzünde... Behramkale ve Küçükköy’deki dalgalar karşı kıyıda da hissedilir. Hüzünler aynı anda duyumsanır, bizim kıyalardan da, Midilli’den de... Cunda Adası’nda o kahvelerdeki koyu sohbetler Midilli’de de yaşanır. Sevginin, barışın, dostluğun adına kadehler kaldırılır “İzmir’in Kavakları Dökülür Yaprakları” hem Türkçe hem de Rumca söylenirken... İda Dağı eteklerinde (Kaz Dağları) yaşanan aşklar, Behramkale’de göçün getirdiği o yalnızlık, lacivert gecelerde yıldızların kayışı, Midilli’den bakıldığında da görülür. Yemekler aynıdır, içkimiz anasonlu... Hele o dibek kahvesi! İnsan olmanın, yaşamı çiçeklendirmenin orta yerinde, kasımpatıların beyazlığını, fesleğenlerin kokusunu içime çekiyorum. Yaşadığım ve yaşamayı sürdüreceğim ülkemin bugün içine düştüğü durumu düşünüyorum, yağmur sonrası karşı kıyılarda. Şükran Kurdakul’un dizelerinden Yannis Ritsos’un o mavi yeşil denizini, kadınları, çocukları düşünüyorum. Bu topraklar, tılsımlı tanrılar, ağaçlar, taşlar fısıldar “biz ruhumuzu satmıyoruz” diye. Kültler yaratmadan, düşünce özgürlüğü olmadan yaşam soluk alıp vermez. Gecenin sessizliği içinde, kelimelerin dansı bir gölge oyununa dönüşüyor. Haberleri izliyorum TV’lerden... Sıkmabaşlı üniversiteli kızlar artık özgürce amfilere girecekler, ilköğretimde okuyan küçük kızlar aynı biçimde örtünecekler. Sonra sıra çarşafa gelecek, sarıkla, takkeyle, şalvarla üniversitelere girilecek. Sıkmabaşlı doktor, öğretmen, polis, subay, astsubay olmak... Demokrasi budur işte... Özgürlük de... Hiç kızmayın, tedirgin olmayın... Solun üzerinden silindir gibi geçenlere, Atatürk’ün kurduğu Türk Dil Kurumu’nu ve Türk Tarih Kurumu’nu kapatanlara, Güneydoğu’da Kuran’dan ayet atanlara, Diyarbakır’da kanlı cinayetleri işleyenlere bakın ne demek istediğimi anlarsınız... Bu ülkenin aydınları, yazarları, devrimcileri, sosyalistleri birer birer öldürülürken susanlar, Kenan Evren ve arkadaşlarını ayakta alkışlayanlar, Susurluk çetesine sahip çıkanlar nerede bugün? AKP’nin yanıbaşında... Küçük çocuklara “Siz namaz kılıyor musunuz” diye soran Başbakan’ı ayakta alkışlıyorlar. 12 Eylül faşizminin getirdiği YÖK “sıkmabaş”ı kaldırdı... Şimdi soruyorum “inancı için sıkmabaşla amfilere” giren bir kız öğrenci, başka inançtan öğrencilerin üzerinde baskı öğesi oluşturmayacak mı? Bir yıldız kayıyor Midilli’nin üzerinden... Ayvalık kışa hazırlanıyor, Madra Dağları’nın ve Kozak Yaylası üzerinden gelen yağmur bulutu, zeytin üreticilerini sevindiriyor. Bir gün sonra güneşle uyanıyor hem karşı kıyının hem Homeros’un “Işık Sahili”nde yaşayanlar. Güneş İyonya denizinin gümüş rengini mavileştiriyor önce. Dalgalar kıyıya vuruyor lodas esince. Gözlerimi yumuyorum bir süre. Çevremdeki insanlara bakıyorum, kimsenin pek umrunda değil yaşananlar. Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşlarının kanlarıyla canlarıyla kurduğu laik demokratik Cumhuriyetin yetmiş yıldır altı oyuluyordu zaten. Şimdi neyi kartışıyoruz, Fethullah Gülen’in ABD’de kaç yıldır yaşadığını mı, ilişkilerini mi, neyi? Fethullahçıların nasıl örgütlendiklerini yıllarca yazdım da ne değişti? Yitip giden yıllar, umutlarımız, sıkmabaşlı 714 yaşlarındaki ilköğretim, 15 yaş üstü liseli kızlarımız... Haydi gözünüz aydın, Türkiye demokratikleşiyor, özgürleşiyor! Yaşamı çiçeklendiremiyoruz, faili meçhul cinayetleri aydınlatamıyoruz. Uğur Mumcu, Musa Anter, Ahmet Taner Kışlalı, Gaffar Okkan, Hrant Dink cinayetlerinde olduğu gibi tetikçileri yakalandı ama büyük patron bulunamadı. Necip Hablemitoğlu cinayetinde sekiz yıldır tetikçiler bile bulunamadı. Gökyüzüne bakıyorum, yıldızlarla konuşuyorum. Yorgo Seferis’le konuşuyorum Urla İskelesi’nde... Necati Cumalı gülümsüyor Urla çarşısında; Şükran Kurdakul miyop gözleriyle bir şeyler karalıyor Karşıyaka İskelesi’nde. Gecenin sessizliği soluk alıp veriyor... Kelimeler birbirleriyle konuşurken bir gölge oyunu başlıyor yıldızların gülüşüyle. Satılmamış ruhlarımızın derinliğinde yaşam hırsımız daha da çoğalırken Oktay Rifat’ın “Güvercin” şiirini anımsamaya çalışıyorum... Milyon güvercin içinde ben kuşumu bilirim ben kuşumu bulurum.... Bir Alman misillemesinde kurşuna dizilmemişse eğer. Evet bulurum... Bulurum... Bulurum... Ruhlarını, düşüncelerini, yüreklerini satanlara karşın... Tüm tabuları yıkıp atarım, hem din bezirgânlarına, tarikat şeyhlerine karşın... Hem de laiklik üzerinden siyaset yapan, Cumhuriyeti babalarının çiftliği sanan özde değil sözde Atatürkçülere karşın... POLİTİKA GÜNLÜĞÜ HİKMET ÇETİNKAYA Bir Gerçek, Bir Yaşam... [email protected] Faks numaramız: 0212 343 72 69 FRANKFURT (Cumhuriyet Bürosu) Almanya Cumhurbaşkanı Christian Wulff’un Türkiye ziyaretindeki Hıristiyanlık vurgusu ve eşinin Hayrünnisa Gül ile karşılaştırmalı görünümü, Alman medyasının ilgi odağı oldu. Avrupa’nın en yüksek tirajlı gazetesi Bild, Wulff’un Hıristiyanlığın Türkiye’nin bir parçası olduğu yolundaki uyarısıyla, eşi Bettina Wulff’un Hayrünnisa Gül ile farklarını işledi. “Birbirine taban tabana zıt iki ‘First Lady’nin görüşmesi”ni haberleştiren gazete, “İki kadın, iki dünya” başlığı altında cumhurbaşkanı eşlerinin giyimlerini karşılaştırdı. Hıristiyanlığın Türkiye’deki sorunlarına da dikkat çeken Bild, türbanlı Hayrünnisa Gül’ün ilk kez böyle bir askeri karşılamaya çıktığının da altını çizdi. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Abdurrahman Yalçınkaya, türbanı serbest bırakma yönündeki girişimlere muhtıra niteliğinde 5 sayfalık açıklamayla sert çıktı. Yalçınkaya, yargı kararlarına karşın türbana serbestlik yönünde adım atılması sonrasındaki “siyasi, toplumsal, kurumsal, ekonomik ve hukuki sorumlulukların tüm siyasi partilere ait olacağı” vurgusuyla üstü örtülü bir kapatma davası uyarısında bulundu. Yalçınkaya, türbanın laiklikle bağdaşmadığına dikkat çekerek “Sözü edilen konuda siyasi çevrelerin aksi yöndeki beyanları, politik çıkara dayalı ve devletimizin temel niteliklerinden olan hukuk devleti, laiklik ve eşitlik ilkeleriyle bağdaşmaz niteliktedir” dedi. Yalçınkaya’nın açıklaması şöyle: Dinsel inanç veya dinsel kurallarla doğrudan ilişki ve bağlantı kurularak yapılan düzenlemeler hem devrim yasalarını hem de laiklik ilkesini ilgilendirir. Anayasa Mahkemesi’nin kararlarında, yükseköğrenim kurumlarında öğrencilerin dinsel inanca dayalı türbanla öğrenim görmelerine izin veren düzenlemelerin anayasanın laiklik ve eşitlik ilkelerine açıkça aykırılık oluşturduğu hükme bağlanmıştır. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin ibadet, eğitim, uygulama ve gözlem gibi bir kişinin dinini veya inancını açıklama biçimlerini belirten 9. maddesi, bir din veya inanç tarafından yönlendirilmiş bir hareketi korumamaktadır. Bundan sonraki siyasi, toplumsal, kurumsal, ekonomik ve hukuki sorumlulukların tüm siyasi partilere ait olacağı, üstün değerler taşıyan, objektif ve tarafsız düşünen, hukuk devletine bağlı yüce Türk milletinin bilgisi dahilindedir. Yargıtay Başsavcısı Yalçınkaya’dan türbanı serbest bırakma girişimlere sert tavır ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) “AKP TBMM Grup Başkanlığı” tarafından yapılan açıklamada Yargıtay CumhuriyetBaşsavcılığı’nın açıklaması “parlamenter demokratik rejime açık bir müdahale” olarak nitelendirildi ve “Hiçbir kişi, organ veya makam TBMM’ye emir ve talimat veremez” denildi. Açıklamada “TBMM’de siyasi parti grupları arasında temas ve görüşmeler sürerken aynı konuda eşzamanlı görüşmelerin içeriğini hedef alan ve kuvvetler ayrılığını yok sayan yazılı açıklamanın rejime açık bir müdahale olduğu” ifade edildi. Açıklamada şöyle denildi: “Bir demokratik toplumda kişilerin, kurumların veya toplumsal grupların siyaset müessesesinden hak ve özgürlük talebinde bulunmaları, bu taleplerin toplumun her kesiminde tartışmaya açılması ve siyaset kurumunun gündeminde yer alması demokratik bir hukuk devleti anlayışının gereğidir. Bu taleplere olumlu veya olumsuz cevap verecek ve kural koyacak olan kurum, yasama yetkisini elinde bulunduran TBMM’dir. Yargı yetkisini kullananların görevi kanun koymak değil, TBMM tarafından kabul edilen yasaları uygulamaktır. Yüksek yargıda güçlü pozisyonlara aday konumunda bulunanların kendilerine destek sağlamak üzere TBMM’yi ve siyaset kurumunu hedef alan açıklamalar yapmaları kabul edilemez.” ‘Siyaset sorumlu olur’ AKP: Başsavcı rejime müdahale etti ‘Yeterli sayı yokken adım atmak anlamsız’ Başbakan Tayyip Erdoğan, Yal çınkaya’nın açıklamasıyla ilgili olarak, “Tam metin üzerinde bil gim yok. Döndükten sonra arka daşlarımızla değerlendirdikten sonra gerekli açıklama neyse ora da o açıklamayı yaparız” diye ko nuştu. Erdoğan, “Uzlaşma olmaz sa başörtüsü sorununun çözülme si için adım atacak mısınız?” so rusuna da “Anayasa değişikliğini yapabilecek bir sayı olmadıktan sonra böyle bir adımı atmanın an lamı var mı?” yanıtını verdi. Er doğan, CHP’nin türban konusun daki tavrı ile ilgili olarak da “Bunlar meydanda söylenen şey ler değildi. İşte şimdi önşartları ortaya çıkmaya başladı” dedi. İki kadın, iki farklı dünya Cumhurbaşkanı’nın eşi Hayrünnisa Gül, Alman medyasının gündeminde Almanya Cumhurbaşkanı Christian Wulff’un Türkiye ziyareti kapsamında Kayseri’ye giden Bettina Wulff ve Hayrünnisa Gül, kentte çeşitli temaslarda bulundu. (Fotoğraf: EPA) Haşim Kılıç savaş açtı Kılıçdaroğlu’nun eleştirilerine sert yanıtlar veren Anayasa Mahkemesi Başkanı, hiç kimsenin ahlak anlayışını sorgulayamayacağını söyledi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Anayasa Mahke mesi Başkanı Haşim Kılıç, CHP lideri Kemal Kılıçda roğlu’nun kendisine yönelik değerlendirmelerine bugüne kadar görülmemiş sertlikte karşılık verdi. Kendisine yö nelik eleştirileri hep anlayışla karşıladığını belirten Kılıç, “Ancak ifade özgürlüğü ve eleştiri sınırlarını bilmeyen ve bu nedenle de haddini aşarak saldıranlara karşı suskun kalmak da kişili ğimle bağdaşmayan bir du rumdur” dedi. Yaptığı konuşmada, “deği şime karşı çıkan, çağın nab zını tutmayan statüko yanlı ları” ifadesiyle hiçbir kişi ya da partiyi hedef almadığını savunan Kılıç, şunları söyle di: “Tekrar ediyorum: Hal kın iradesini hiçe sayanlar, onun vesayet altında tutul ması gerektiğine inananlar, on bir bin hâkim ve savcı nın kararına saygı göster meyenler, yasak alancılar, hukuk devleti kavramının arkasına gizlenerek insanla rı susturanlar, farklılıkları hazmedemeyenler, tek dü şünce ve tek inanç hayal edenler ve yaşam tarzı da yatanlar statükonun kap sam alanı içindedirler. Adı geçen genel başkanın bu kapsamdan neden rahatsız lık duyduğu anlaşıla mamıştır.” Anayasa Mahkemesi üyesi olmak için hukuk çu olmak gibi bir şartın öngörülmediğini kayde den Kılıç’ın, “Tanımını yaptığım çağdışı kal mış statüko mensupla rına karşı çıkmak için, başkan, hâkim, hu kukçu vs. gibi bir sıfa ta sahip olmak değil, söylediklerinden çark etmeyen onurlu ve yü rekli insan olmaya ih tiyaç vardır” demesi dikkat çekti. Seçilen üyelere yemin töreni yaptırma görevini yerine getirirken kendi sinin “vicdanını ya da ahlak anlayışını sorgu lama pervasızlığını göstermek hiç kimse nin haddine değildir” değerlendirmesini yapan Haşim Kılıç, “Katılıyo rum, ahlak sadece hu kukçulara değil, siya setçi de dahil herkes için gereklidir” dedi. ‘Cüppeni çıkar da gel’ ALİ ÖZTÜRK ANKARA CHP Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin, Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç’ın CHP lideri Kemal Kılıçda roğlu’na yönelik açıklamalarına yanıt verdi. Kılıç’ın sözlerinin “siyasete çok meraklı ol duğunu ve yol almak istediğini bir kez daha ortaya koyduğunu” belirten Tekin, “Madem siyasete çok heveslisin. Sürekli iktidara can simidi uzatarak bunu ortaya koyuyorsun. Madem öyle cüppeni çıkar, gel” dedi. Kılıç’ın, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcı sı’nın türbana ilişkin açıklamalarının hemen ardından açıklama yapmasını “manidar” bul duğunu söyleyen Tekin, “Çünkü, AKP tem silcisi gibi davranıyor. Daha önce de öyle davranıyordu. Ama şimdi biraz daha cesa rete gelmiş. Özellikle referandumdan sonra ki cesaretinde onu görüyoruz” dedi. Tekin, Başbakan’ın yüksek yargı hâkimlerine yönelik “Cüppeni çıkar da siyaset yap” benzeri açık lamalar yaptığını da anımsatarak, “Bu Başba kan’ın düşüncesi. Kılıçdaroğlu dün huku kun katliamına işaret etti. Çok ciddi sorun lar oluyor bu sorunlar da mutlaka Anayasa Mahkemesi Başkanı ya da bu hukukçuların cevap vermesi lazım. Anayasa Mahkeme si’nin başkanı aynı zaman da hukukçu da değil işin kötü tarafı” diye konuştu. Şahinkaya başvurusu ANKARA (ANKA) DSP, 12 Eylül döneminde Hava Kuvvetleri Komutanı olan Tahsin Şahinkaya hak kındaki yolsuzluk iddiaları na ilişkin Meclis araştırma sı açılmasını istedi. DSP Genel Başkan Yardımcısı Hasan Macit, Şahinka ya’nın yaptığı iddia edilen yolsuzluklarla ilgili araştır ma önergesinin yürürlüğe bile alınmadığını hatırlattı. Erdoğan’ın ‘mektup arkadaşı’ HELSİNKİ (Cumhuri yet) Finlandiya’da bulu nan Başbakan Tayyip Er doğan, 1999’da Pınarhisar Cezaevi’nde yatarken ken disine üniversitelerdeki tür ban yasağı konusunda mektup yazan Süveyda Sevgican ile karşılaştı. Sevgican, Erdoğan’ın gön derdiği mektubu gösterir ken, duygulanan Erdoğan, “O zaman 10 bine yakın mektuba cevap yazmıştım. Bütün geceleri, gelen mek tuplara cevap yazıyordum” dedi. Sevgican ise “Okulu bırakma kararı aldığım bir dönemde bu mektubu yaz mıştım. Başbakan’ın mek tubundan sonra problemle rin zamanla çözülebileceği mesajını almıştım. Başörtü süz olarak okuluma devam etmiştim” dedi. İP’den füze kalkanına tepki İstanbul Haber Servisi İP, ABD’nin Türkiye’ye dayattığı füze kalkanı pro jesini protesto etmek ama cıyla İP Genel Merkezi önünden Galatasaray Mey danı’na yürüdü. İP Genel Başkan Yardımcısı Erkan Önsel, “ABD’nin füze kal kanını TBMM’nin kabul et memesi lazım. Türbanın al tından Amerikan füzeleri çıktı. Füze kalkanı ile tür banı Türkiye’ye dayatan aynı merkez. Kadına orta çağ, cariyeliği ve köleliği dayatan, Türkiye’ye bölün meyi ve parçalanmayı da yatan aynı merkez” dedi. CHP, FAİLİ MEÇHULLER İÇİN KOMİSYON İSTEDİ Araştırma önergesi üçüncü kez reddedildi 68’LİLER BİRLİĞİ’NDEN DEMOKRATİK HALK CEPHESİ Mücadele hattı genişliyor ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) TBMM Genel Kurulu’nda, CHP’nin, Sabahattin Ali’den, Hrant Dink’e kadar, faili meçhul siyasi cinayetlerle ilgili verdiği Meclis araştırma öngesinin, öncelikle görüşülmesi istemi 3. kez AKP oylarıyla reddedildi. CHP Mersin Milletvekili Ali Rıza Öztürk, son 50 yılda işlenen faili meçhul siyasi cinayetlerle ilgili verdiği meclis araştırma önergesinin dün Genel Kurul’da görüşülmesi için grup önerisi getirdi. Öneri üzerinde söz alan Öztürk, bu konuda 3. kez önerge verdiğini hatırlattı. Başbakan Tayyip Erdoğan’ın anayasa değişikliğiyle ilgili referandum sürecinde Diyarbakır’da yaptığı konuşmada, “Bir gece yarısı sokak ortasında ensesine kurşun sıkılarak katledilenlerin acısını çok iyi biliriz, Ape Musa’nın, Musa Anter’in acısını unutmayız” dediğine dikkat çeken Öztürk, “Başbakan’ın TBMM’de unuttuğu faili meçhullerin acısı, anayayasa değişikliğine verilecek ‘evet’ oylarını arttırabilmek için gittiği Diyarbakır’da aklına geliyor” dedi. BDP Milletvekili Nuri Yaman ise “Ülkenin vicdanını kanatan konularda araştırma yapılmasını istememek, aymazlıktır” diye konuştu. Konuşmaların ardından yapılan oylamayla, Öztürk’ün araştırma önergesinin bugün Genel Kurul’da görüşülmesine ilişkin CHP grup önerisi reddedildi. İstanbul Haber Servisi 68’liler Birliği Vakfı Yönetim Kurulu, Başkanlar Kurulu ve Danışma Kurulu’nun 2010 yılı 2. dönem ortak toplantısı sonuç bildirisi açıklandı. Önümüzdeki genel seçimler için emperyalizme, faşizme ve gericiliğe karşı bir “Demokratik Halk Cephesi” oluşturarak mücadele yürütülmesine karar verildi. Bildiride, referandumda yüzde 42 “hayır” oyu çıkmasının küçümsenmeyecek bir birikimi ifade ettiği vurgulandı. Halkın önemli bir kesiminin anayasa değişikliklerini anti demokratik bularak onay vermediği belirtilerek “vakıf olarak daha geniş bir mücadele hattı oluşturulacağı” belirtildi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle