Katalog
                    Yayınlar
                
                - Anneler Günü
 - Atatürk Kitapları
 - Babalar Günü
 - Bilgisayar
 - Bilim Teknik
 - Cumhuriyet
 - Cumhuriyet 19 Mayıs
 - Cumhuriyet 23 Nisan
 - Cumhuriyet Akademi
 - Cumhuriyet Akdeniz
 - Cumhuriyet Alışveriş
 - Cumhuriyet Almanya
 - Cumhuriyet Anadolu
 - Cumhuriyet Ankara
 - Cumhuriyet Büyük Taaruz
 - Cumhuriyet Cumartesi
 - Cumhuriyet Çevre
 - Cumhuriyet Ege
 - Cumhuriyet Eğitim
 - Cumhuriyet Emlak
 - Cumhuriyet Enerji
 - Cumhuriyet Festival
 - Cumhuriyet Gezi
 - Cumhuriyet Gurme
 - Cumhuriyet Haftasonu
 - Cumhuriyet İzmir
 - Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
 - Cumhuriyet Marmara
 - Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
 - Cumhuriyet Oto
 - Cumhuriyet Özel Ekler
 - Cumhuriyet Pazar
 - Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
 - Cumhuriyet Sokak
 - Cumhuriyet Spor
 - Cumhuriyet Strateji
 - Cumhuriyet Tarım
 - Cumhuriyet Yılbaşı
 - Çerçeve Eki
 - Çocuk Kitap
 - Dergi Eki
 - Ekonomi Eki
 - Eskişehir
 - Evleniyoruz
 - Güney Dogu
 - Kitap Eki
 - Özel Ekler
 - Özel Okullar
 - Sevgililer Günü
 - Siyaset Eki
 - Sürdürülebilir yaşam
 - Turizm Eki
 - Yerel Yönetimler
 
                        Yıllar
                    
                    - 2025
 - 2024
 - 2023
 - 2022
 - 2021
 - 2020
 - 2019
 - 2018
 - 2017
 - 2016
 - 2015
 - 2014
 - 2013
 - 2012
 - 2011
 - 2010
 - 2009
 - 2008
 - 2007
 - 2006
 - 2005
 - 2004
 - 2003
 - 2002
 - 2001
 - 2000
 - 1999
 - 1998
 - 1997
 - 1996
 - 1995
 - 1994
 - 1993
 - 1992
 - 1991
 - 1990
 - 1989
 - 1988
 - 1987
 - 1986
 - 1985
 - 1984
 - 1983
 - 1982
 - 1981
 - 1980
 - 1979
 - 1978
 - 1977
 - 1976
 - 1975
 - 1974
 - 1973
 - 1972
 - 1971
 - 1970
 - 1969
 - 1968
 - 1967
 - 1966
 - 1965
 - 1964
 - 1963
 - 1962
 - 1961
 - 1960
 - 1959
 - 1958
 - 1957
 - 1956
 - 1955
 - 1954
 - 1953
 - 1952
 - 1951
 - 1950
 - 1949
 - 1948
 - 1947
 - 1946
 - 1945
 - 1944
 - 1943
 - 1942
 - 1941
 - 1940
 - 1939
 - 1938
 - 1937
 - 1936
 - 1935
 - 1934
 - 1933
 - 1932
 - 1931
 - 1930
 
                    Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
                    Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
                    Sayfayı Satın Almak İstiyorum
                
            
                CMYB  C M Y B  SAYFA CUMHUR YET 21 EK M 2010 PERŞEMBE  4 HABERLER  DÜNYADA BUGÜN  ALİ SİRMEN  C. Savcısı, Şehzade  Abisi ve Atatürk  Şiar Yalçın’ı üç gün önce yitirdik.  Çok renkli bir insandı.  İlkokuldan başlayarak, İngilizce eğitim gördü  (İngiliz Okulu ve Robert College) ama tanıyan  herkesin üzerinde ittifak ettikleri husus, Türkçeyi  onun kadar iyi konuşanın az olduğuydu.  Parlak bir hukukçuydu, savcıydı ama büyük  şöhretini, gazetelerde, özellikle o sırada solda  diye bilinen Akşam’da yazdığı yazılarda  savunduğu sosyalist fikirlerden dolayı edinmiş,  bu yüzden savcılıktan çıkarılmış, mahkemeye ve  hapse düşmüş, bir ara, Emil Galip Sandalcı’nın  ekibiyle birlikte TRT’de çevirmen olarak  çalışmıştı.  Şiar Yalçın, ünlü babasının soyadını  taşımayan ender kişilerden biriydi. Yalçın  soyadı, ona babasından değil, manevi babası  olan gazeteci Hüseyin Cahit Yalçın’dan  geliyordu.  Şiar Yalçın babasının soyadını taşımıyordu  çünkü babası eski İttihatçı Maliyeci Cavit Bey  soyadı kanunu çıkmadan önce, 1926’da İzmir  suikastına karıştığı gerekçesiyle idam edilmişti.  Cavit Bey’in eşi Aliye Hanım ve oğlu Şiar’a  ise daha sonra eski İttihatçılar sahip çıkıp  bakmışlardı.  Şiar Yalçın da hapisliği babası gibi siyasi  nedenlerle tanıdı. O İttihatçılıktan değil,  solculuktan yattı.  Askeri darbe dönemi, sıkıyönetim  mahkemeleri önünde, solculuğunu reddetmedi.  Duruşmasının en dramatik anı, askeri savcının  kendisine Atatürk hakkında düşüncelerini  sorduğu zaman yaşandı.   Atatürk, dedi cevabında Şiar Yalçın, babamı  astırdı. Onun İzmir suikastında dahli olmadığını,  masum olduğunu düşünüyorum.  O sırada salonda çıt çıkmıyordu; sinek uçsa  duyulurdu. Şiar Yalçın devam etti:   Ama Atatürk bana göre, yine de Türk  tarihinin en büyüğüdür, kendisine hayranım!  Aliye Hanım ise acısını hiç unutmayacak ve  olayın faillerini affetmeyecekti.  Çerkez kökenli Aliye Hanım, bebekken saraya  getirilmişti. Abdülhamid kendisine “cici bebek”  dermiş.  Aliye Hanım büyüyünce, Şehzade  Burhanettin Efendi ile evlendirildi. Burhanettin  Efendi, tahta çıkamadan saltanat yıkıldı,  hanedan yurtdışına gitmek zorunda kaldı.  Burhanettin Efendi de onlar arasındaydı.  Burhanettin Efendi ile boşanmış olan Aliye  Hanım 1921’de İttihatçı Cavit Bey ile evlendi ve  1924’te Şiar’ı doğurdu.  Aliye Hanım’ın Şehzade Burhanettin  Efendi’den de bir çocuğu olmuştu: Sarayda  doğan son şehzade Ertuğrul Osman.  Yani son Osmanlı şehzadesi Cumhuriyetin  solcu savcısı Şiar Yalçın’ın ağabeyiydi.  Aliye Hanım’ın, ilk kocasını tahtından, ikinci  kocasını canından eden Mustafa Kemal ile  yıldızı hiç barışmadı.  Birinin babasını tahtından, öbürününkini ise  canından eden Atatürk için oğulları hep  hayranlıklarını dile getirdi.  Şiar Yalçın’ın mahkeme önünde neler  söylediğini yukarıda anlattım. Ertuğrul Osman  Bey de ölümünden birkaç yıl önce Milliyet’te  yayımlanan bir söyleşisinde şunları söylüyordu:   Saltanat, hilafet... bütün bunlar geçmişte  kalmıştır, Cumhuriyete dört elle sarılmak gerek...  Atatürk olmasaydı, ne olurdu, düşünmek bile  istemiyorum...  İşte solcu Cumhuriyet Savcısı Cavit Bey’in  oğlu Şiar Yalçın’ın ve Şehzade ağabeyinin  Atatürk hakkındaki sözleri...  Şiar Yalçın deyince hep aklıma gelen öykü de  şudur:  Sıkıyönetimin kararıyla Cumhuriyetin sık sık  kapandığı 12 Eylül dönemi, bir sabah erken  saatte, Ankara bürosunun kapısı çalınır, dahili  elbiseli bir yüzbaşı, ardında astsubaylar gelir,  yüzbaşı hışımla elindeki gazeteyi masaya çarpar  ve haykırır:   Bu ne rezalet, ben böyle bir şey görmedim!   Eyvah, derler arkadaşlar yine kapandık.  Yüzbaşı sürdürür:   Bütün gece uğraştım, ansiklopedileri  getirtim, sabaha kadar çabaladım, şu bulmacayı  çözemedim. Böyle rezalet olur mu kardeşim?  Yüzbaşının öfkesi, Ş. Yalçın’ın hazırladığı  bulmacalaradır. Sonunda iş tatlıya bağlanır.  Bulmaca ve briç üstadı olan Şiar Yalçın, olaya  biraz mizah ve zekâ katmıştır. Örneğin şöyle  sorular vardır: “Patron kullanan işçi” (yanıtı terzi)  ya da “Birinciden sonra doğru üçüncüsü gelir.”  (Yanıtı Napolyon.)  Çok hoş, ilkeli, eskilerin deyimiyle nevi  şahsına münhasır bir kişiydi Şiar Yalçın.  Kendisini de şehzade ağabeyini de hep  saygıyla anacağız.  asirmen@cumhuriyet.com.tr  ‘Youtube için çalışıyoruz’  ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)  TBMM  Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonu  “Elektronik Bağımlılık ve Mücadele Metotları” ko  nusunu ele aldı. Komisyonda, “İnternetin yasakçı  zihniyetten kurtulması lazım” diyen ve Youtube  yasağına değinen Anadolu Üniversitesi Öğretim  Görevlisi Prof. Dr. Ferhan Odabaşı “Şu utanç tab  losundan kurtulalım” dedi. TİB Başkanı Fethi Şim  şek, Youtube’u kapatanın kendileri olmadığını be  lirterek yasadan kaynaklanan sorunların çözülmesi  için Adalet Bakanlığı ile çalıştıklarını söyledi.  Düzeltme Yargıtay Onursal Cumhuriyet  Başsavcısı Sabih Kanadoğlu, HSYK seçimleriyle  ilgili olarak siyasi iktidara yönelik yaptığı açıkla  manın gazetemizin dünkü sayısındaki 5. sayfa baş  lığının yanlış anlamlara neden olabilecek şekilde  verildiğini belirtti. Kanadoğlu “Olay yargı için de  ğil siyasi iktidar için utanç vericidir. Çünkü siyasi  iktidarın Türk yargısında açtığı yaranın vahim  utancını sonsuza kadar taşıyacaktır” dedi.  Mersin’de bir kız çocuğu tutanak tutularak okula alındı. Baba: Kendi arzusu Çocuk: Onlar  kovacak ben geleceğim Okul yöneticisi: Normal bir öğrenciydi, ailesi tarafından zorlanıyor  Türban ilkokula girdiAB D N YAĞMUR / YUSUF BAŞTUĞ  MERS N/ADANA Adana’da 13  yaşındaki ilköğretim okulu öğrencisi T.Y’nin  türbanıyla derse girme girişimin yankıları  sürerken Mersin’de türbanıyla ilköğretim  okuluna girmek isteyen 8. sınıf öğrencisi  M.G. 4 kez geri çevrildikten sonra 5.  denemesinde tutanak tutularak okula alındı.  Sakarya İlköğretim Okulu 8. sınıf  öğrencisi M.G. önceki gün derse türbanlı  girmek istedi. Okul idaresi, M.G’yi kılık  kıyafet yönetmeliğine uymadığı için okul  binasına almadı. Ancak M.G. dün de okula  türbanlı olarak geldi. M.G’ye bu gelişinde  babası Hasan G. de eşlik etti.  Okul nöbetçi öğretmenlerinin ve sınıf  öğretmeninin ısrarına karşın M.G. okuldan  ayrılmayınca Akdeniz İlçe Milli Eğitim  Müdürü ile İl Milli Eğitim Müdürlüğü’nden  bazı yetkililer de okula gitti. Ailenin ve  M.G’nin ısrarı üzerine, öğrencinin 5.  denemesinde derse girmesine izin verildi  ancak bu durum İlçe Milli Eğitim  Müdürü’nün de katıldığı bir toplantıyla  tutanak altına alındı.  Çocuk: Canıma tak etti  Şırnak’tan 1990’da Mersin’e göç eden  3’ü kız 6 çocuk babası olan Hasan G.,  kızının türbanla okula gitmek istemesinin  tamamen kendi arzusu olduğunu, kimsenin  etkisi altında kalmadıklarını, herhangi bir  siyasi partinin de üyesi olmadığını savundu.  Hasan G. “Okuyan tek çocuğum okula  türbanla gitmek istiyor ama buna izin  verilmiyor. Bu yıl türbanla okula gitmek  istedi ama okula almazlar diye 1 aydır  gelmiyordu. Dün ilk kez türbanla geldi ve  okula alınmadı bugün de geldi. 4 kez  okuldan gönderildi ama ısrarımız üzerine  derse aldılar ama yarın ne olur  bilmiyoruz” dedi.  Baba Hasan G, tek isteklerinin bu  duruma çare bulunması olduğunu, polis  karakolundan çağrıldığını, nedenini  bilmediğini söyledi.  Türbanla okula giden M.G. ise “Dün  canıma tak dedi. Taktım başörtümü  geldim okula ama beklediğim gibi oldu  okula alınmadım. Bugün de 4 kez  çıkardılar ama ısrarımız üzerine derslere  giriyorum. Yarın ne olacak bilmiyorum.  Sonuna kadar direneceğim. Onlar  kovacak ben geri geleceğim” diye  konuştu.  ‘Bu tür işlerle ilgisi yok’  İsminin açıklanmasını istemeyen bir okul  yöneticisi, “Ailesi ‘baskı yapmıyoruz’ diyor  ama ilk izlenimim çocuğun ailesi  tarafından yönlendirildiği yönünde. M.G.  geçen yıla kadar okula başı açık  geliyordu. Çok sosyal değildi ama  normal bir öğrenciydi. Bu tür işlere  ilgisinin olduğunu da sanmıyorum.  Ailesi tarafından zorlanıyor” dedi.  M.G’yi kılık kıyafet yönetmeliğine  uymadığı için, uygun bir dille uyararak  okuldan gönderdiklerini anlatan idareci,  “Ancak ailesinin ısrarı ve çocuğun sınıfa  girmesi üzerine tutanak tutmak zorunda  kaldık. Durumu üst amirlerimize ilettik.  Durumu tutanağa geçirdik. Biz  bodyguard değiliz. Sınıftan atamayız.  Gelişmeleri beklemekten başka  yapacağımız bir şey yok” diye konuştu.  İdareci, olayın okulda huzursuzluğa  neden olduğunu da sözlerine ekledi.  AKP kamusal alana yayıyor  EğitimSen Mersin Şube Başkanı Ahmet  Antmen de yaşananları, siyasetçilerin  özellikle AKP’nin türban konusundaki  çıkışlarına bağladı. Üniversite öğrencilerinin  türbanla derse girebilmelerinden yana  olduklarını vurgulayan Antmen şöyle  konuştu:  “Ancak ilköğretim öğrencilerinin  türbanla derse girmesine kesinlikle karşı  çıkıyoruz. Çünkü o yaştaki bir öğrenci  çocuktur ve kendi iradesiyle karar  veremez. Bu son olayda da çocuğun  kendi iradesiyle hareket etmediğini  düşünüyoruz” diye konuştu. Antmen,  yaşananlardan AKP hükümetini sorumlu  tutarak “AKP iktidarı türbanı  üniversitelerde tartışmaya açarak tüm  kamusal alana özellikle ilköğretim  okullarına yaymak istiyor.”  2002’den bu yana 3 kat arttı  Kuran  kursları  patladı  Aile, okul  yöneticilerini  suçladı  Kanuni lköğretim Okulu’na  türbanla girmeye çalışan ve  Türkiye’nin gündemine oturan  13 yaşındaki 8. sınıf öğrencisi  T.Y. ve ailesi, dün sabah  türbanla okula girmek için  girişimde bulunmadı. Okul  yönetimini suçlayan ailesi,  savcılığa suç duyurusunda  bulunacaklarını açıkladı. T.Y’nin  babası Hüseyin Yosunyaprak,  okula çok yakın olan evinde  gazetecilerin sorularını  yanıtladı. Okul arkadaşlarının,  “Okula açık geliyordu” dediği  kızının bir yıl önce kapandığını  söyleyen 3 çocuk babası  Yosunyaprak, kızının kendi  iradesiyle kapandığını söyledi.  Kızının okula gitmesini  istediğini belirten Yosunyaprak,  “Akıl baliğ olmuş kızımız okula  türbanla gitmek istiyor. Bunun  üniversitelisi ilköğretimlisi  olmaz. Bu işe çözüm bulunsun.  Yetkililer türbanı çıkarmasını ve  okula devam etmesini istiyor.  ‘Takçıkar’ olmaz. Okul yönetimi  hakkında savcılığa suç  duyurusunda bulunacağız.  Süreci bekleyip ona göre  davranacağız” dedi. Babası ve  abisiyle gazetecilerin karşısına  çıkan T.Y. ise türbanın her  yerde serbest bırakılmasını  isteyerek türbanını  çıkarmayacağını söyledi.  Türbanlı öğrencinin babası  Hüseyin Yosunyaprak’ın  Hizbullah’a yakınlığıyla bilinen  Mustazaflarla Dayanışma  Derneği (MustazafDer) üyesi  olduğu ortaya çıktı.  ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)   AKP grup başkanvekillerinin “türban”  sorununun çözümü için bir komisyon  kurulması önerisine CHP’den “kamu,  ilk ve ortaöğretimde türbana karşı  güvence verilmediği” gerekçesiyle  “ret” yanıtı geldi. AKP yöneticileri, “10  sene sonra ne olur bilinmez, millet  bilir. Geleceğe yönelik bir taahhütte  bulunulamaz” dedi. Komisyon  önerisine destek veren MHP, 2008’de  Anayasa Mahkemesi’nden dönen  düzenlemenin yeniden getirilmesini  isterken, BDP ise “inanç özgürlüğü  paketi” önerdi.  AKP grup yöneticileri, dün türban  sorunuyla ilgili olarak CHP, MHP ve  BDP’yi ziyaret etti. CHP ile görüşmede,  şu diyaloglar yaşandı:  AKP Grup Başkanvekili Bekir  Bozdağ: Parti temsilcilerinden oluşan  bir komisyon kurulurak sorunun  çözülmesini istiyoruz. Parlamentoda  çözüm gerçekleşmeli.  CHP Grup Başkanvekili Kemal  Anadol: Genel başkanımız “Tek  gündemle masaya oturmam” dedi.  İktidar samimi değil. YÖK elinize  geçtikten sonra şikâyetlerinizi unuttunuz.  Dokunulmazlık ve baraj sorunu milli  iradenin parlamentoya yansımasının  önüne geçen en büyük engeldir.  CHP Grup Başkanvekili Muharrem  İnce: Türban serbestliğini üniversiteden  sonra ilköğretim ve ortaöğretime kadar  indirecek misiniz? Kamusal alanda  bunun serbest kalmasını isteyecek  misiniz?  AKP Grup Başkanvekili Nurettin  Canikli: 10 sene sonra ne olur bilinmez,  millet bilir. Geleceğe yönelik bir  taahhütte bulunulamaz. Başbakan  kamusal alanın tanımını tartışmaya açtı.  Yeni bir tanım yapılabilir.  Kemal Anadol: Ne tanımı, kamusal  alanın tanımı belli değil mi?  Kızılcahamam kampında Fatma Ünsal,  türbanla Meclis’e girmek istediklerini  söyledi. Bütün bunlar gerçek niyetleri,  asıl gündemi ortaya koyuyor.  CHP Grup Başkanvekili Akif  Hamzaçebi: Bu sözlerinizle gerçek  niyetinizi ortaya koydunuz.  Bekir Bozdağ: Türbanı çözeceğinizi  söylemiştiniz, komisyon kuralım.  Kemal Anadol: Bu koşullarda bir  komisyona üye vermeyiz.  Görüşmenin ardından basın toplantısı  düzenleyen Anadol, “Biz türbanın  ilköğretime, ortaöğretime, kamusal  alana, mahkemelere, devlet  dairelerine girmesine karşıyız.  Türkiye’yi karartma operasyonuna  ortak olamayız” dedi.  BDP: Ya Aleviler?  AKP: Yalnızca türban  AKP’nin BDP ile görüşmesinde KCK  operasyonları gündeme geldi. AKP’lilerin  “komisyon”  kurulması  istemine  BDP’liler,  sorunun  Aleviler,  zorunlu din  dersi ve diğer  inanç  gruplarının  sorunlarını da  içeren bir “din,  inanç ve  vicdan  özgürlüğü”  paketi  çerçevesinde  ele alınmasını  istediklerini  ifade ettiler.  AKP’lilerin  gündemlerinde  şu anda sadece “türban” olduğunu ifade  etmesi üzerine Yıldız, konuyu partisinin  yetkili organlarında görüştükten sonra  net yanıtlarını vereceklerini ifade ettiler.  (Fotoğraf: NECATİ SAVAŞ)  İnce: Türbanı ilköğretime mi indireceksiniz? Canikli: 10 yıl sonrasını bilemeyiz  Güvence vermedi  ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)  YÖK Başkanı  Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan’ın ÖSYM’nin  gerçekleştirdiği bütün sınavlara türbanlı  girilebileceğini açıklaması üniversitelerin ardından  ortaöğretimde de türbana vize verilmesi anlamı  taşıyor. Lise son sınıf öğrencilerinin, üniversiteye  giriş sisteminin ilk basamağı olan Yükseköğretime  Geçiş Sınavı’na (YGS) henüz mezun olmadan  girmeleri nedeniyle türban böylece ortaöğretime  kadar inmiş oldu.  YÖK Başkanı Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan,  Çanakkale On Sekiz Mart Üniversitesi’nce  düzenlenen “Dünya Üniversiteler Kongresi”ne  YÖK’ten yapılan video konferans bağlantısıyla  katılmasının ardından gazetecilerin sorularını  yanıtladı. 19 Aralık’ta yapılacak Akademik Personel  Lisansüstü Eğitimi Giriş Sınavı (ALES) kılavuzunda  yapılan düzenlemeyle adayların sınava başı açık  girmesi koşulunun kaldırılmasını engelleyen bir  durumun olmadığını savunan Özcan, “Tamamen ilk  başta keyfi olarak konulmuş bir kuraldır. Biz de  o kuralı kaldırdık” dedi. Geçmişte benzer konuda  davalar açıldığının anımsatılması üzerine Özcan,  “Hiçbir aykırılık görmüyoruz, onun için  kaldırdık” dedi. Özcan, bir soru üzerine diğer  sınavlarda da aynı uygulama olacağını belirtti.  Özcan, “Hepsinde aynısı olacak. Bütün sınavlar  dahil. Bütün sınavların kılavuzunda aynı ifadeyi  göreceksiniz” dedi. Eğitimöğretim yılının haziran  ayının ikinci haftasında sona ermesiyle mezun olan  ortaöğretim son sınıf öğrencileri, mezuniyetlerine  henüz 2 ay varken nisan ayında düzenlenecek  YGS’ye girecek. YÖK’ün bütün sınavlardan  kaldırdığı başı açık olma koşuluyla birlikte  ortaöğretim öğrencileri türban takarak YGS’ye  girebilecek.  ÖSYM, KPSS’deki iddialar nedeniyle iptal ettiği  KPSS Eğitim Bilimleri Sınavı’nın yeni kurallara göre  oluşturduğu kılavuzu internetten yayımladı.  Öğretmen adaylarının katılacağı sınavın  kılavuzunda, geçen sınavdaki “aday, başı açık ve  kılık kıyafetiyle ilgili mevzuata uygun bir şekilde  gelmemişse sınavı alınmayacaktır” ifadesi  çıkarıldı.  Bütünsınavlar  içinvizeverildi  MAHMUT LICALI  ANKARA  AKP hükümeti, Kürt soru  nunun çözümü için Doğu ve Güneydoğu’da  imam hatip liseleri ve Kuran kurslarının sa  yılarını arttırmayı hedeflerken AKP’nin ik  tidarda olduğu 8 yıl içinde imam hatip li  sesinde öğrenim öğren öğrencilerin sayısı  71 binden 198 bine; Kuran kurslarının sa  yısı ise 3 bin 852’den 8 bin 696’ya çıktı.  İçişleri Bakanı Beşir Atalay’ın AKP’nin  Kızılcahamam kampında Kürt sorununun  çözümü için gündeme getrdiği “Kuran  kurslarının ve imam hatip liselerinin sa  yılarının arttırılması” yönündeki for  mül, AKP’nin iktidara geldiğinden beri yü  rüttüğü politikanın temelini oluşturuyor.  Milli Eğitim Bakanlığı’nın (MEB) veri  lerine göre imam hatip lisesinde öğrenim  gören öğrenci sayısı ile Diyanet İşleri  Başkanlığı’nın verilerine göre Kuran kurs  larına giden öğrenci sayısı 8 yıl içinde kat  lanarak arttı.  MEB’in verilerine göre, AKP’nin tek ba  şına iktidara geldiği 2002 yılında Türkiye  genelinde imam hatip lisesinde okuyan  öğrenci sayısı 71 bin 100 olarak hesapla  nırken bu rakam sürekli arttı. 20032004 eği  timöğretim yılında 90 bin 606’ya çıkan öğ  renci sayısı 20092010 döneminde ise 198  bin 581’e çıktı. Bu rakamlara göre AKP ik  tidarında imam hatip liselerine devam eden  öğrenci sayısı yüzde 179 oranında arttı.  Diyanet İşleri Başkanlığı’na bağlı resmi  Kuran kurslarının sayısında da büyük artış  yaşandı. Diyanet’in verilerine göre 2002  2003 döneminde 3 bin 852 olan resmi Ku  ran kursu sayısı, bu yıl 8 bin 689’a çıktı.  AKP’nin iktidarda olduğu 8 yıl boyunca res  mi Kuran kurslarının sayısı yüzde 125.5 art  tı. Kaçak Kuran kursu sayısının ise 60 bi  nin üzerinde olduğu tahmin ediliyor.  Kuran kurslarına giden öğrenci sayısında  da büyük artış yaşandı. İktidarının ilk yılında  118 bin 335 olan öğrenci sayısı 20092010  döneminde 297 bin 247’ye yükseldi. Kuran  kurslarına devam eden öğrenci sayısındaki  artış yüzde 151 oranında gerçekleşti.  Gümüş’ten hükümete çağrı  ‘Din dersi  zulmü bitsin’  MEHMET MENEKŞE  AMASYA  Pir Sultan Abdal Kültür Derneği  Genel Başkanı Fevzi Gümüş, zorunlu din der  sinin bir asimilasyon aracı olduğunu belirterek  derhal kaldırılması gerektiğini bildirdi. “Ne der  diniz var din dersiyle” diyen Devlet Bakanı  Faruk Çelik’e de tepki gösteren Gümüş,  “Hukuka saygı gösterin, kendinize demokrat  olmaktan vazgeçin, Başbakan’ın asimilas  yonla ilgili belirlemesine uyun ve bu zulmü  artık bitirin” ifadesini kullandı.  İlk ve ortaöğretim okullarındaki zorunlu din  dersi uygulamasının insan haklarına, yargı ve  AİHM kararlarına aykırı olduğunu belirten Gü  müş, AKP hükümetinin ısrarla mahkeme ka  rarlarını uygulamaktan kaçındığını ifade etti.  Gümüş, zorunlu din dersinin Sünniliğin öğre  tildiği bir asimilasyon dersi olduğunu vurguladı.   
            
    
