Katalog

CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 1 OCAK 2010 CUMA 8 HABERLER O düşsüz uykularımız, yaşamın burukluğu içinde geçen günlerimiz, aşklarımız... Kurşunların karası yoğunlaştıkça, maviler yittikçe yüreğimizde, bilinmeyen kentlere doğru yaptığımız yolculuklar aklıma geliyor. Gökyüzünün sıkılmış bir yumruk gibi gergin olduğu akşamlarda Karl Krolow’u okuyup, ırmak kıyılarında dolaştığımız yıllar. Çocukluğumuz, delikanlılık günlerimiz! Neyi özlediğimizi bilmeden, kimin geleceğini öğrenmeden otobüs duraklarında, tren istasyonlarında bekleyişimiz. 2009’u 24 saat geride bırakıp, 2010’a adım attığımız ışıltılı günün sabahında, alevsiz tutuşan bir topun ağzında yaşamın derinliğine doğru iniyoruz. Belki bir şarkıyı mırıldanıyoruz, belki çok sevdiğimiz bir şiiri... Günün ilk saatlerinde bir güvercin gibi yaprak örtüsünün üzerinden süzülüyoruz. Kirpiklerinin tireşiminde bir deniz, bir ova, bir çiçek olsak. Ellerimizi tutsak hiç bırakmasak! Sevgimizi çoğaltırken bir deniz kıyısında, beyaz yelkenli gemileri seyretsek... Umudumuzu göklere salsak, tutkularımızla yaşasak. Bakışlarımız duru bir su gibi akıp gitse... Sessizce dokunsak birbirimize, acılı yıllarımızı unutsak, özgürlüğün tadını çıkarsak doyasıya. Koyu karanlık geceleri aydınlıkla buluştursak, kötüleri kovsak; iyilerle oturup, konuşup tartışsak; ülkemizin yarınlarının resmini çizsek. Gençlerimize güvensek! Gecenin içindeki o yolda yürürken, barış türküleri söylesek... İnsanca yaşasak! Kavga etmesek! Ay ışığının sulara indiği akşamlarda, saklı kentlerde dolaşmasak... Yitik kuytu ormanlarda değil, altın tepelerin düzlüklerinde oturup sohbet etsek... Yıldızları yanımıza alsak, tümlüğümüzü bozmadan, çağdaşlığı yaşam biçimi olarak görsek... Korkusuz ve ağırlıksız olsak hep... Gecenin sesi soluğu olsak; saçlarımızı rüzgâra versek hep birlikte. Töre kıskacında yaşayan kadınlarımızı görebilsek, feodal yapıyı kırsak ellerimizle. Deniz kıyısında dolaşsak, Sütlüce’de otursak bir süre bir kahvede... Ege’ye, Akdeniz’e insek, Karadeniz’e gitsek... Hakkâri’de Sümbül Dağı’nın yamaçlarında sevdanın adresini sorsak! Meriç’te, Kızılırmak’ta, Bergama’nın Kozak Yaylası’nda, Toroslar’da, Kaçkarlar’da, Tunceli Munzur’da fısıldasak özlemlerimizi. Kaz Dağları’nda türkü olsak, Karaburun’da nergis toplasak. Emperyalizmin ağababalarına, çokuluslu altın avcılarına karşı demokratik tepkimizi korkmadan gösterebilsek. Datça’ya doğru yol alsak bir şafak vakti... Can Yücel’i anıp, sunturlu bir küfür savursak. Binlerce yıllık tarihimizi ve kültürümüzü yaşasak! Abdullah Nefes’in Palamut Bükü’nde denizle kucaklaşsak... Abdullah’ın dizelerini okusak hep birlikte: “Dağlar usulca inerken denize Sıcak mermer bakışlı bir kadın Döktü saçlarını sulara. Gömüldük büyük gemilerle gelen Büyük savaşlar sulara. Kuşanılmış silahlarıyla Cenk adamlarının umutları Battı dönerken mavi kızıla. Surlar inerken denize Döktü eteğindeki taşları Gelincik süzülüşlü, ak badem dişli Geçmişin ötesinden gencecik bir kadın. Palamut Bükü’nden Knidos’a doğru. Tanığı kumlarla örtünmüş ılgın kökleri.” (Yolcu-Abdullah Nefes/Edebiyat ve Eleştiri Kitaplığı) Soluksuz ve çaresiz günlerimizi geride bıraksak. Ataol Behramoğlu’nun kardeşlik türkülerini yedi iklimde söylesek... Kul değil birey olsak! Hukukun üstünlüğüne inansak! Gülümsemelerimiz kış çiçekleri gibi açsa bir sabah... Ufukta kimsesiz bir bulut olmasak... Şiiri sevsek! Derinden okşasa gecenin suskunluğu bedenimizi. Kıyımlar ve acılardan kurtulsak... Yüreğimiz hiç yanmasa... Savaşsız, sömürüsüz bir dünya ve Türkiye yaratsak... Kapı zincirlerinin paslı demirlerine dokunarak, güneşi görmek için dışarıya çıkabilsek... Yüreğimizin akışkanlığında gözyaşlarımız kadar tanıdığımız kentlere dönebilsek... Çiçekler burcu burcu açsa 2010’un ilk sabahında... Onlara dokunabilsek... En gizli, en derin duygularımızı anlatabilsek insanlara... Aşkın anlamını kavrayabilsek... Ağaçlıklı bir yolda karşılaşıp konuşsak... Hiçliğin içinde değil, yaşamda buluşabilsek... Ürkek bir yazgının yemişleri düşlerimizde doğsa, toprağın özsuyunda... Akşamın dibinde bekleyen bir kızın adımlarında varlığın güneşi çıksa ansızın... Şaşırsak... Aydınlık bir yıl dileğiyle! POLİTİKA GÜNLÜĞÜ HİKMET ÇETİNKAYA 2009’dan 2010’a... [email protected] Faks numaramız: 0212 343 72 69 CHP İstanbul İl Başkanõ Tekin mahkemenin hakkõnda verdiği kararõ temyiz edeceğini söyledi ‘Karar kesinlikle siyasi’İstanbul Haber Servisi - CHP İstanbul İl Başkanõ Gür- sel Tekin, Kadõköy 5. Asliye Ceza Mahkemesi’nin “resmi belgeyi sahte olarak düzenle- mek” suçundan hakkõnda ver- diği kararõ temyiz edeceğini belirterek “Karar kesinlikle siyasi. Eğer bu ülkede hukuk işliyorsa, karar kesinlikle le- himize dönecektir” dedi. Tekin, dün CHP İstanbul İl Başkanlõğõ’nda CHP Milletve- killeri Çetin Soysal ve Mehmet Sevigen, Sarõyer Belediye Baş- kanõ Şükrü Genç ve CHP İs- tanbul İl Sekreteri Mehmet Uğur Afacan’õn katõlõmõyla ba- sõn toplantõsõ düzenledi. Ruhsat verdiği Kadõköy Suadiye’deki Movieplex Sinema Salonlarõ’nõn ruhsatlandõrma sürecine ilişkin belgeleri basõna gösteren Te- kin, mahkeme kararõnõn bilirki- şi raporuna dayandõğõnõn altõnõ çizdi. İşyeri açma ve çalõşma ruhsatõ verme yetkisinin beledi- ye encümeninin yetkisinde ol- madõğõnõ kaydeden Tekin, ko- nuyu düzenleyen İşyeri Açma ve Çalõşma Ruhsatlarõ’na İlişkin Yönetmeliğin 6. maddesinin 2. fõkrasõnda yer alan hükmü anõm- satarak, kararõn hukuka aykõrõ ol- duğunu söyledi. Büyükşehir Belediye Müfett- işleri Derneği Başkanõ Süleyman Hacıcaferoğlu ise Tekin’in “İBB müfettişleri verilen ruh- satla ilgili olarak ben il başka- nı olduktan sonra bir suç du- yurusunda bulundu. Madem bu bina usule aykırı, niye 2 yıl beklediler ve yerel seçimlerden hemen önce dava açıldı” açõk- lamasõna tepki gösterdi. Dernek açõklamasõnda “İddia yanlış ve hedef saptırma” denildi. Komşuya atılan ‘dostluk ağı’ İZMİR (AA) - Yunan balõkçõ Kos- tas’õn, Türk karasularõnõ ihlal edince Sa- hil Güvenlik tarafõndan el konulan ağlarõ- nõ 900 lira ödeyerek açõk arttõrmayla satõn alan Türk balõkçõ Şakir Akdağ (45), ağla- rõ Sakõz Adasõ’ndaki Kostas’a iade etti. Yunanlõ balõkçõlarla 18-19 yõldõr dostluk- larõnõn devam ettiğini söyleyen Akdağ, Kostas’õn da bu jest karşõsõnda kendisini konuk ederek ağõrladõğõnõ ifade etti. 13 kız yurda geri dönmedi İZMİR (AA) - Çiğli Bakõm ve Sos- yal Rehabilitasyon Merkezi’nde kalõrken değişik günlerde izin alõp yurttan çõkan ve geri dönmeyen 13 kõz çocuğunun aranmalarõ sürüyor. Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü yetkilileri, Çiğli Bakõm ve Sosyal Rehabilitasyon Merkezi’nden 1- 28 Aralõk tarihlerindeki çeşitli günlerde, koruma altõndaki 12-17 yaşlarõndaki kõz- larõn birer, ikişer ayrõldõklarõnõ, toplu izin almanõn söz konusu olmadõğõnõ belirtti. Yine zehirlenme yine ölümler ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Ankara’da meydana gelen iki ayrõ olay- da, karbonmonoksit gazõndan zehirlenen Osman Yoldaş ve Aygül Köpre yaşamõnõ yitirdi. Etimesgut Güzelkent Mahallle- si’nde meydana gelen olayda, karbonmo- noksit gazõndan zehirlenen Osman Yol- daş (54) yaşamõnõ yitirdi. Yoldaş’õn İs- tanbul’dan Ankara’ya misafir olarak gel- diği belirtildi. Keçiören Etlik Ayvalõ Ma- hallesi’nde meydana gelen olayda ise Ay- gül Köpre (27) de, şofbenden sõzan kar- bonmonoksit gazõndan zehirlenerek öldü. ‘Bomba’ şakasına 15 ay hapis SARU- HANLI (AA) - Manisa’nõn Sa- ruhanlõ ilçesin- den çalõşmak için gittiği İstan- bul’da 1 Nisan 2006 tarihinde bindiği vapurda şaka yapmak için “Üzerimde bom- ba var” diye ba- ğõran Murat A, verilen 15 ay hapis cezasõna yaptõğõ itira- zõn reddedilmesinin ardõndan 4 Ocak 2010 tarihinde cezaevine girecek. 8. Asli- ye Ceza Mahkemesinde “halk arasõnda korku ve panik yaratma” suçundan dava açõlan Murat A, yolcular telaşa kapõlõnca 1 Nisan şakasõ yaptõğõnõ söylemişti. Suriye’de PKK operasyonu Dış Haberler Servisi - Suriye gü- venlik güçleri bir ihbarõ değerlendirerek Afrin, Kobani, Rakka ve Derik kentlerin- de PKK’ye yönelik eşzamanlõ operasyon gerçekleştirdi. Küçük yaştaki çocuklarõ kaçõrarak örgüt kamplarõna götürmek iste- yen ve haraç aldõklarõ bildirilen Aziz K., Musa A., Cemil H., Ahmed M. ve Remo D. adlõ terör örgütü mensuplarõ yakalandõ. Vinç aracın üzerine devrildi İstanbul Haber Servisi - Yenibosna Değirmenbahçe Caddesi’ndeki bir alõşve- riş merkezinin camlarõnõ temizlemek için kullanõlan vinç, yoldan geçen bir aracõn üzerine devrildi. Hurdaya dönen otomo- bilde bulunan Mustafa Kadiroğlu ile şofö- rü Atõf Göksu, yaralõ olarak araçtan çõka- rõlarak hastaneye kaldõrõldõ. Kadiroğ- lu’nun kaburgalarõnda kõrõk, vücudunun çeşitli yerlerinde de eziklerin olduğu, ha- yati tehlikesinin bulunmadõğõ bildirildi. Tüküreyim derken düşüp öldü ORHANGAZİ (AA) - Mustafa Pehlivan (72), 4. katta bulunan evinin balkonuna çõktõ. Pehlivan, tükürmek is- terken dengesini kaybetmesi sonucu bal- kondan düşerek öldü. Ölümü şüpheli bu- lunan Pehlivan için soruşturma başlatõldõ. Demir, İSKİ Genel Müdürü oldu İstanbul Haber Servisi - İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi (İSKİ) Genel Mü- dürlüğü’ne Yõldõz Teknik Üniversitesi İn- şaat Fakültesi Dekanõ ve İSKİ Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Ahmet Demir getirildi. Yurt Haberleri Ser- visi - Hakkâri’nin Yük- sekova ilçesinden özel araçlarõ ile İran’a giden 10 esnaf İran polisince gözaltõna alõndõ. Fersat Büyüksu, Nusret Alptekin, Ni- yazi Altöre, Fahrettin Düzen, Necmettin Bal- tacı, Cafer Baltacı, Enver Baltacı, Nec- mettin Dirit ile adõ öğ- renilemeyen iki kişi ön- ceki gün Yükseova’da Esender sõnõr kapõsõn- dan ticaret yapmak amacõyla İran’a geçti. Ancak 10 kişi İran’õn Sero bölgesi Carrah Karakolu’nda görevli polisler tarafõndan göz- altõna alõndõ. Yüksekova Kayma- kamõ Çetin Çelik, olayõ araştõrdõklarõnõ belirtir- ken gerekçe ile ilgili bir açõklama yapõlmadõ. Konya’daki Zindankale Katlõ Otoparkõ’nõn inşaat alanõn- da hafriyat çalõşmalarõ sõrasõnda çõkan ve 1. Alaaddin Keykubat dönemine ait olduğu tahmin edi- len sur kalõntõlarõnõn üzerinin ge- çen günlerde koruma amaçlõ ka- patõlmasõ tartõşmalarõ da berabe- rinde getirdi. Konya Büyükşehir Belediyesi, inşaatõn durduruldu- ğunu ve yapõnõn zarar görmemesi için de kalõntõlarõn üstünün kapa- tõldõğõnõ açõkladõ. Selçuk Üniver- sitesi Edebiyat Fakültesi Arkeolo- ji Bölüm Başkanõ Prof. Dr. Ahmet Tõrpan ise Konya tarihinin yeteri kadar korunmadõğõnõ söyledi. Tõrpan, tarihi bir kimliği barõn- dõran sur kalõntõlarõnõn üzerinin nefes alabilen, elastik bir malze- me ile örtülmesi gerektiğini vur- guladõ. (BARIŞ YAMAN) Tarihin üzerine örtü İstanbul Haber Ser- visi - Kâğõthane Ahmet Çuhadaroğlu İlköğretim Okulu’nda, dün bir 5. sõnõf öğrencisi tarafõn- dan diğer öğrencilere yõlbaşõ kutlamalarõnõ kötüleyen “Yılbaşı Toplumsal Bir İsyan- dır” isimli broşür dağõ- tõlmasõ velilerin tepkisi- ne neden oldu. Broşür- de, Noel kutlamalarõnõn Hõristiyanlõğõn dini bay- ramõ olduğu iddia edile- rek “İslam ahlakının kabul etmediği şekilde içkiler içilerek, lotarya oyunları oynanarak, şehveti kışkırtan mü- zik dinleyerek, pespa- ye eğlenceler seyrede- rek akla, vicdana, ah- laka, fazilete aykırı bir sürü laubalili yılbaşı kutlamak kesinlikle caiz değildir, haram- dır” denildi. BROŞÜR DAĞITILDI ‘Yeni yõlõ kutlamak caiz değil’ AÇIKLAMA YOK 10 esnafa İran’da gözaltõ SAHİP ÇIKAN OLDU Cemile’nin ‘kimliksiz’ öyküsü GÜLAĞAÇ (AA) - Cemile Yalgın Bağır- gan, Aksaray’õn Gül- ağaç ilçesinde 25 ya- şõnda bir kadõn. Dün- yaya geldikten sonra annesi tarafõndan isten- mediği için dedesi ta- rafõndan büyütülmüş. Hiç okula gönderilme- yen Cemile’ye 18 yaşõ- na dek dedesi bakmõş. 18 yaşõna geldiğinde de evlendirmiş. Yõllar- ca yaşadõğõna dair hiç- bir kaydõ olmayan ka- dõn, kaymakamõn ara- ya girmesiyle sonunda bir nüfus cüzdanõna sahip oldu. İki ay önce doğum sancõlarõ tutan Cemi- le’nin hastaneye git- mesiyle dramõ da orta- ya çõktõ. Birlikte yaşa- dõğõ Tekin Bağõr- gan’dan (40) bir erkek çocuk doğuran kadõnõn yaşlarõ 1 ile 6 arasõnda değişen 3 çocuğunun daha olduğu ve onlarõn da annelerinin kaderini paylaştõğõ belirlendi. Onlar da kimliksizdi. Gülağaç Kaymakamõ Türker Halim’e duru- munu bildiren kadõnõn böylece bir kaydõ oldu. Tekin düzenlediği basın toplantısında mahkeme kararının bilirkişi raporuna dayandığını söyledi.