18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 1 OCAK 2010 CUMA 6 HABERLER DENİZ TATARER İETT tarafõndan tahsis edilen bir be- lediye otobüsüyle servis hizmeti alan ve geçen yõl basõnda “Harembüs” başlõğõyla yayõmlanan haberlere konu olan İstanbul Gaziosmanpaşa’daki Kâzõm Karabekir İmamhatip Lise- si’nde okuyan kõz öğrenciler, okul ida- recilerinin baskõlarõ nedeniyle ailele- riyle birçok sorun yaşadõklarõnõ, ida- recilerin velilere “Kızlarınızı park- lardan, erkeklerin kucaklarından topluyoruz” diye şikâyet etmeleri üzerine de birçok öğrencinin kayõtla- rõnõ sildirdiğini ileri sürdüler. Bazõ kõz öğrencilere zorla hamilelik testi yaptõrõldõğõnõ da iddia eden öğ- renciler, dedikodular nedeniyle öğ- rencilerin aileleri tarafõndan okuldan alõndõğõ ve şiddete mağruz kaldõklarõ- nõ söylediler. Müdür Yardõmcõsõ Ma- cide Gül ise iddialarõ yalanladõ, öğ- rencilerin okul hayatlarõnõn devamõ ko- nusunun ailelerin tasarrufunda oldu- ğunu, okul yönetiminin konuyla ilgi- li olmadõğõnõ söyledi. Öğrenciler: İdarecilerin baskısı altındayız Gaziosmanpaşa Kâzõm Karabekir İmamhatip Lisesi’nde okuyan bir grup kõz öğrenci, okul müdürü Osman Nuri Bakır ve diğer idarecilerin bas- kõlarõna mağruz kaldõklarõnõ anlattõlar. Okul idarecilerinin okul çõkõşõnda ba- zõ öğrencileri takip ettiği, okula geç ka- lan öğrencilerin ailelerini arayarak abartõlõ ifadelerle şikâyette bulun- duklarõnõ belirten öğrenciler, “Bizle- re iftira ettiklerini ailelerimize an- latamıyoruz. Ailelerimiz bizlere de- ğil, okul yöneticilerine inandıkları için baskılar her geçen gün artıyor. Aile baskısı yüzünden 10 arkadaşı- mızın kaydı silindi. 30’dan fazla ar- kadaşımız hakkında da kınama ce- zası verildi. Bu yöneticilerle eğitim görmek istemiyoruz” dediler. Okuldaki öğrencilerin büyük bir kõsmõnõn başörtülü olmasõna karşõn ba- zõ öğrencilerin başlarõnõn açõk oldu- ğunu da söyleyen öğrenciler, başõ açõk öğrencilerin türbana zorlandõğõ- nõ, başõ kapalõ olanlarõn ise başörtüle- rinin “sıkma baş” şeklinde bağlattõ- rõldõğõnõ kaydettiler. Okulda namaz kõlmaya zorlandõkla- rõnõ söyleyen öğrenciler, “Özel ne- denlerle namaz kılmak istemediğimiz zaman erkek yöneticilerle karşı kar- şıya kalıyoruz. Müzik derslerinde yalnızca ilahi söylüyoruz. Okuldaki umumi telefonu kullandığımızda ‘er- keklerle mi konuşuyorsunuz’ diye bi- ze hakaret ediyorlar. Bir kız öğren- ci uzun süre erkek bir öğretmenle ko- nuşunca bile diğer hocalar tarafından uyarılıyor” dediler. Kâzõm Karabekir İmamhatip Lise- si Müdür Yardõmcõsõ Macide Gül, öğ- rencilerin okula geç gelmeleri ya da gelmemeleri durumunda ailelerine ha- ber vermekle yükümlü olduklarõnõ, ancak öğrenciler hakkõnda iftira ben- zeri sözlerin söylenmediğini kay- detti. Okulda başõ açõk çok sayõda öğren- ci olduğunu kaydeden Gül, kadõn öğ- retmenlerin türbanlõ olduğu yönündeki iddialara da yanõt verdi. Gül, “Öğretmenlerimiz derslere başlarını açarak giriyorlar. Özel hayatlarında türbanlı olmaları bizi ilgilendirmez. Öğrencilerimize de başlarını kapatmaları yönünde bas- kı yapmıyoruz. Burası okul, işimiz de eğitim vermek” dedi. Kâzõm Karabekir İmamhatip Lise- si, geçen yõl kõz öğrencilere tahsis edi- len İETT otobüsüyle gündeme gel- mişti. İETT, ihtiyaç duyulan birçok okula tahsis edildiği, otobüslerin sefer dõşõ saatlerde okullara hizmet verdiği yönünde açõklamalarda bulunurken okul yönetimi herhangi bir açõklama yapmamõştõ. KARTAL’DAKİ TEKEL ARAZİSİNİN DEVRİ Danıştay’dan yürütmeyi durdurma kararı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Danõştay 13. Dairesi, TEKEL’e ait İs- tanbul Kartal’daki yaklaşõk 300 dö- nümlük arazinin Maliye Hazinesi’ne bedelsiz devrine ilişkin Özelleştirme Yüksek Kurulu kararõnõn yürütmesini oybirliğiyle durdurdu. Tek Gõda-İş Sendika- sõ, söz konusu arazinin 4046 sayõlõ Özelleştir- me Uygulamalarõ Hak- kõnda Kanun’un 2/i mad- desi uyarõnca Hazine’ye bedelsiz devrine ilişkin 28 Kasõm 2008 tarihli Özelleştirme Yüksek Kurulu kararõnõn iptali ve yürütmesinin durdu- rulmasõ istemiyle Da- nõştay’a başvurmuştu. Edinilen bilgiye göre, iptal ve yü- rütmenin durdurulmasõ istemini gö- rüşen Danõştay 13. Dairesi, Özelleş- tirme Yüksek Kurulu kararõnõn yü- rütmesini oybirliğiyle durdurdu. Dai- re gerekçesinde, özelleştirme kapsa- mõna alõnan kuruluşlarõn özel sektör kuruluşlarõna devri gerektiğine işaret ederek, özelleştirme kapsamõndaki kuruluşlarõn ancak milli güvenlik ve kamu yararõnõn gerektirdiği hallerde kamu kurum ve kuruluşlarõ ile mahalli idarelere devrinin yapõlabileceği be- lirtildi. Kararda, “Dava konusu Özelleştirme Yüksek Kurulu kararı ile kamu yararına kullanılmak kaydıyla sözü edilen ta- şınmazların kanunda öngörülmeyen bir yön- temle Maliye Hazine- si’ne devredilmesine karar verildiği anlaşıl- dığından, alınan karar hukuka uygun bulun- mamaktadır” denildi. TEKEL’in Cevizli Si- gara Fabrikasõ’nõn da içinde yer aldõğõ Kartal’daki arazisi, İstanbul Şehir Üniversitesi’ne tahsis edilecekti. Maliye Bakanlõğõ, TE- KEL’in vergi borçlarõna karşõlõk ola- rak araziye el koymuştu. Özelleştirme Yüksek Kurulu da söz konusu arazi- nin Maliye Bakanlõğõ’na devrini ger- çekleştirmişti. GÖRME ENGELLİLER TEKEL’İ GÖSTERDİ Altı Nokta Körler Derneği’nden destek İstanbul Haber Servisi - Altõ Nokta Körler Derneği, TEKEL iş- çilerinin eylemine destek vermek amacõyla İstanbul’dan Ankara’ya yürüyüş başlattõ. Yürüyüşe kendisi de bir TEKEL işçisi olan Altõ Nokta Körler Derneği İstanbul Şubesi Baş- kanõ Murat Demirok’un yanõ sõra 5 görme engelli katõlõyor. Engellilerin yürüyüşüne Şişli Bele- diye Başkanõ Mustafa Sarıgül ve Sa- rõyer Belediye Başkan Yardõmcõsõ Hüseyin Coşkun da destek verdi. Derneğin Şişli Şubesi’nden önceki gün başlatõlan yürüyüş öncesi açõkla- ma yapan Demirok, 15 gündür süren TEKEL işçilerinin mağduriyetini gör- meyen gözlerin, görme engelliler ola- rak gözlerini açõp görmelerini sağla- yacaklarõnõ ifade etti. Demirok, Dev- let Bakanõ Selma Aliye Kavak’õn 38 bin engelliyi işe alacağõnõ söylediğini, ancak diğer yandan TEKEL’deki 366 engelli işçinin açlõkla karşõ karşõya bõ- rakõldõğõnõ, engelliyi işsiz bõrakarak evi- ne hapsettiğini vurguladõ. Demirok, “Sosyal devlet şirket gibi fabrikalar gibi yönetilmez” dedi. Mustafa Sarõ- gül de görme engellilerin sağlõklarõnõn önemli olduğunu belirterek yürüme- melerini önerdi. Açõklamalarõn ardõndan görme en- gelliler, ellerinde “Biz size engel değiliz, siz de bize engel olmayın”, “İşçiyiz haklıyız, hakkımızı söke sö- ke alırız” dövizleri taşõyarak Boğa- ziçi Köprüsü’ne doğru yürüyüşe geç- ti. Köprüye gelen görme engelliler, köprünün yaya geçişine yasak olma- sõ nedeniyle Beşiktaş Emniyet Mü- dürlüğü’nden gelen polislerce en- gellendi. Burada araçlara binerek, köprüyü geçen engelliler, daha son- ra yürüyerek Cevizli’ye gitti. En- gelliler, burada TEKEL işçileri tara- fõndan İzmit’e uğurlandõ. İzmit’te yürüyüşlerini sonlandõran görme en- gelliler, dün yine Altõ Nokta Körler Derneği İzmit Şubesi’nden hareket ederek yürüyüşlerini sürdürdüler. SELAHATTİN GÖKATALAY MALATYA - Kamu çalõşan- larõnõn 25 Kasõm’da 1 günlük iş bõrakma eylemine katõldõklarõ gerekçesiyle Malatya’da 50 öğ- retmene kõnama ve uyarõ cezasõ verildi. Yurt genelinde 25 Kasõm’da düzenlenen uyarõ grevinin ardõn- dan çeşitli kentlerde peş peşe ka- mu emekçilerine soruşturma açõlmaya başlandõ. Son olarak Malatya’da okul yöneticileri, 1 günlük iş bõrakma eylemine katõ- lan öğretmenlerin ifadelerine başvurdu. Yaklaşõk 50 öğretme- ne uyarõ, kõnama, bazõlarõna da 1 günlük maaş kesme cezasõ veril- di. Birçok öğretmenle ilgili so- ruşturmanõn sürdüğü ifade edilir- ken, bazõ okul yöneticilerinin de öğretmenlerin savunmalarõnõ al- dõktan sonra cezaya yer olmadõ- ğõna karar verdiği belirtildi. Eğitim-Sen: Uygulama yasaya aykırı Eğitim-Sen Malatya Şube Baş- kanõ Cengiz Karabay, yapõlan uygulamanõn yasalara aykõrõ ol- duğunu belirterek, konuyu yargõ- ya taşõyacaklarõnõ söyledi. Kamu emekçilerinin uluslararasõ söz- leşmeler ve anayasal haklarõna dayanarak uyarõ grevine katõldõ- ğõõnõ vurgulayan Karabay, Da- nõştay’õn da benzer durumlar karşõsõnda emekçilerin lehine ka- rarlarõ olduğunu anõmsattõ. Kara- bay, “Bu durum açıkça yargı kararlarını uygulamamak ve hiçe saymaktır. Buradan Eği- tim-Sen olarak tüm okul mü- dürlerini uyarıyoruz! Yargı kararlarına uymayarak suç iş- liyorsunuz! Eğitim-Sen olarak bu suçu işleyen okul müdürleri hakkında suç duyurusunda bulunacağımızın bilinmesini istiyor ve uyarıyoruz” dedi. Gaziosmanpaşa Kâzõm Karabekir İmamhatip Lisesi yöneticilerinden kõz öğrencilere baskõ Dedikodular okuldan etti TEKEL’in Cevizli Sigara Fabrikasõ’nõn da içinde yer aldõğõ Kartal’daki arazisi, İstanbul Şehir Üniversitesi’ne tahsis edilecekti. ‘K õzlarõnõzõ parklardan, erkeklerin kucaklarõndan topluyoruz” sözleriyle şikâyet edilen bazõ öğrencilerin aileleri çocuklarõnõn kayõtlarõnõ okuldan sildirdi. EYLEME KATILMIŞLARDI 50 eğitimciye kõnama cezasõ (Fotoğraf:ŞULEKÖKTÜRK) (Fotoğraf:SERKANYILDIZ) Engellilerin yürüyüşüne Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül ve Sa- rıyer Belediye Başkan Yardımcısı Hüseyin Coşkun da destek verdi. TERÖR VE TOPLUM / MEHMET FARAÇ [email protected] - www.mehmetfarac.com Doğruydu... Kaçakçıydı hepsi... Arap atlarının üzerine yığdıkları gâvur eskisi giysileri mayınlı tarlalardan geçirip Urfa’nın Kötüler Mahallesi’ne getirene kadar canları çıkardı. Kurşun sesleri ve jandarma korkusu geride kaldığında, terlemiş atlar bir mağaraya sığındığında; puşıya sarılmış yürekler rahat bir nefes alırdı!.. Yılbaşında tek eğlencesi vardı o kaçakçıların ve de tezek ateşinde ısınan cılız bedenli çocuklarının!.. Kötüler, Urfa’nın güneyinde, Neolitik Çağ’dan kalma mağaralar üzerine kurulmuş bir mahalleydi... Kimse bilmezdi “Kötü” isminin aslında “Guti” kavimlerinden kalma olduğunu... Sanırlardı ki, bütün cihanın tüm kötüleri bu mahalleye birikmişti!.. Oysa yanılgı, kötülükle iyiliğin çelişkisi kadar derindi orada!.. Yöre halkı gecekonduları verimli araziler üzerinde kurarken Kötüler’in sakinlerinin dağbaşını seçmesinin bir tek nedeni vardı... Orası kaçakçıların rahatça gizlenebileceği devasa mağaralarla çevriliydi!.. Avrupai yaşamlar!.. Yani aslında insanlar yaşamak için değil, yakalanmamak için sığınmıştı o kayalık ve gizemli coğrafyaya!.. Orada yaşayanlar; korkuyla atan bir yüreğin, toprağa pusulanmış paslı bir mayının kölesi olabileceğini çok iyi bilirlerdi!.. Kaçakçılıkla kötülüğün arasında yaşayanlar için çelişkiler o kadar sıradandı ki!.. Oralarda mayın da iyiydi, kurşun da!.. Puslu sabahlarda kaçakçı gözleyen jandarma da iyiydi, ekmeğini ihanetle çıkaran ihbarcılar da... Bir tek onlar, yani kaçakçılar kötüydü!.. Kaderleri doğdukları mahallede yazılmıştı ya alınlarına, işte o yüzden “kötüler”di!.. Urfalı kaçakçılar tenlerini tel örgülerde yaralayıp baruta rajon keserek aşsalar da mayınlı toprakları, gelip yaşamak zorunda oldukları yer işte o Kötüler Mahallesi’ydi!.. Onların adları “kötü”ydü ama kalpleri bir sigara kâğıdının inceliğinde masumiyetler taşırdı!.. Büyük şehirlerin kirlenmiş insanlığından hiç de nasiplerini almamışlardı!.. Ne çocuklar çıkmıştı “Kötüler”den, koca yürekleri büyük şehirlerde yağmalanan!.. Ve ne adamlar türemişti saflıkları zalimce yumruklanan!.. “Kötüler”, mağaralarla çevrili bir mahallenin briketten yapılmış gecekondularında barınıyordu. Oysa kimi yaşamsal çelişkileri de gösteriyordu ki, yoksulluklarının içinde çağ atlamışlardı!.. Yaşam ucuz ve arabeskti ama onlar ta o zamanlar, 1970’lerde Avrupa Birliği’ne bile girmişlerdi!.. Yerli malı denilen şey onların korkuya mahkûm canlarıydı yalnızca!.. Ekmek pasaportsuz gelirdi sofralarına!.. Oyuncaklarından kıyafetlerine, şekerlerinden baharatlarına kadar namlu görmüş, sınırlar geçmişti her şeyleri!.. “National” televizyonlarından dünyanın bin türlü halini siyah beyaz izlerlerdi!.. “Tandır”ların ısıttığı yorganların altında buluşup tek kanallı televizyonu açtıklarında; kanalizasyonların açıkta aktığı o kötü mahalleden bir nebze uzaklaşırlardı!.. Hayal âleminde; ya “Uzay Yolu”nun derinliklerinde, kâh “Vadideki Hayat”ta, bazen “Dallas”ın entrikalı güzergâhında, kimi zaman da “Heidi”nin karlı yollarında yürürlerdi!.. “Taş Devri”nin “Barni”si akraba gibiydi!.. Sobe’nin mekânı mağaralarda dinozor resimleri vardı!.. Bir yanları Hz. Eyüb’ün makamıydı, diğer yanları Süryani Kralı Agbar’ın mezarı!.. Ya en sevdikleri “Dr. Kimbıl”a ne demeli?.. Babalar hep “kaçak” değil miydi zaten, kâh polisten, kâh jandarmadan kaçan?.. “Dallas”ın “Ceyar”ı bu mahallede barınamazdı!.. “Lusi” zaten potansiyel töre kurbanıydı!.. “Juwel Barthel” marka gaz ocağının üzerinde, çinko çaydanlıkta Seylan Çayı demlerlerdi... Kahveleri Yemen’dendi... “Cığara”ları Şam’dan... Kolonyaları Fransız “Revidor”dan, tespihleri Alman kehribarından... Çocuklarının ellerinde Japon oyuncağı, ceplerinde ise kaçak elbiselerde buldukları “gâvur parası...” Ya kadınları?.. Koynunda bir bacağını mayına vermiş delikanlı yatıran kadınlar!... Gözlerinde Halep sürmesi... Saçlarında Acem kınası taşıyan Şark Çıbanlı kızlar... Evet, Urfa’nın Kötüler Mahallesi’nde yaşamlar pejmürdeydi ama sakinlerinin üzerinde her zaman “Aropa” giysiler vardı!.. Kızılhaç’ın Avrupa’dan toplayıp Suriyeli Yahudi tüccarlara sattığı “Aropa”lar!.. Kaçakçılar işte bu giysileri at üzerinde mayınlı arazilerden geçirip Urfa çarşısında ekmek parasına dönüştürürlerdi!.. Yenileri İstanbul’a “şehirli zenginler”e giderdi, defolular ise kaçakçıların tahta “kardırop”larına!.. Siz hiç altına Amerikan bezinden külot, üzerine “Boss” marka ceket giyen biçare gördünüz mü?.. Ya içinde yün fanila, üzerinde, “Valentino, Boss, Burberry, Bijan, Top Aochen” etiketli ceket ve palto taşıyan garipler?.. Ben “Cızlave” lastiklerimle kayalık yollarında koştuğum o sokaklarda, Beverly Hills eskilerinin varoşlaşan çelişkilerini çok gördüm... Üstelik üzerimde Avrupa’nın bilmem hangi kentinde, hangi çocuğun üzerinden devşirilmiş gâvur eskisi bir ceketle!.. Kötü kim?.. Kötüler Mahallesi işte böyle bir yerdi... Asya ile Avrupa, hayal ile gerçek ve alafranga ile alaturka arasında; yoksullukla varsıllığın çelişkisinin yaşandığı bir yerdi orası... Babaları kaçakta olan çocuklar işte o mahallede, her yılbaşı gecesinde toplanır ve ev yapımı “kavurğa” (çerez) yiyerek televizyon izlerlerdi... Hele bir de naylon sofraya Washington portakalı gelmişse, değmeyin keyiflerine... Kötüler Mahallesi hırpalanmış bir antika gibi halen Urfa’nın etrafını süslüyor... Aralarında şu satırların yazarının da olduğu sakinleri son 30 yılda göçmen kuşlar gibi bir yerlere savrulmuş olsa da... İyiyle kötü birbirine karışsa da o mahalle adıyla, sanıyla ve tüm soyluluğuyla orada duruyor!.. Peki, bana o mahalleyi neler mi anımsattı?.. AKP’den “irtica odağı”na, “Ergenekon”dan “Kafes” senaryosuna, suikastten darbe tezgâhına, PKK’den KCK’ye, terörden töreye, emperyalizmden ihanete kadar şu güzelim ülkeyi kaosa sürükleyen tüm kötülükler!.. Umutlarınızı 2010’da olabildiğince büyütün... Bu ülke karanlıktaki “kötülerin” gibi görünse de aslında aydınlıktaki iyilerin olacaktır!.. İyilerin... Yalnızca iyilerin yeni yılı kutlu olsun... ‘Kötüler’in Yeni Yılı!.. Urfa Sipahi Pazarı’nda eski kaçakçılar...
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle