Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CMYB
C M Y B
SAYFA CUMHURİYET 1 OCAK 2010 CUMA
6 HABERLER
DENİZ TATARER
İETT tarafõndan tahsis edilen bir be-
lediye otobüsüyle servis hizmeti alan
ve geçen yõl basõnda “Harembüs”
başlõğõyla yayõmlanan haberlere konu
olan İstanbul Gaziosmanpaşa’daki
Kâzõm Karabekir İmamhatip Lise-
si’nde okuyan kõz öğrenciler, okul ida-
recilerinin baskõlarõ nedeniyle ailele-
riyle birçok sorun yaşadõklarõnõ, ida-
recilerin velilere “Kızlarınızı park-
lardan, erkeklerin kucaklarından
topluyoruz” diye şikâyet etmeleri
üzerine de birçok öğrencinin kayõtla-
rõnõ sildirdiğini ileri sürdüler.
Bazõ kõz öğrencilere zorla hamilelik
testi yaptõrõldõğõnõ da iddia eden öğ-
renciler, dedikodular nedeniyle öğ-
rencilerin aileleri tarafõndan okuldan
alõndõğõ ve şiddete mağruz kaldõklarõ-
nõ söylediler. Müdür Yardõmcõsõ Ma-
cide Gül ise iddialarõ yalanladõ, öğ-
rencilerin okul hayatlarõnõn devamõ ko-
nusunun ailelerin tasarrufunda oldu-
ğunu, okul yönetiminin konuyla ilgi-
li olmadõğõnõ söyledi.
Öğrenciler: İdarecilerin
baskısı altındayız
Gaziosmanpaşa Kâzõm Karabekir
İmamhatip Lisesi’nde okuyan bir grup
kõz öğrenci, okul müdürü Osman
Nuri Bakır ve diğer idarecilerin bas-
kõlarõna mağruz kaldõklarõnõ anlattõlar.
Okul idarecilerinin okul çõkõşõnda ba-
zõ öğrencileri takip ettiği, okula geç ka-
lan öğrencilerin ailelerini arayarak
abartõlõ ifadelerle şikâyette bulun-
duklarõnõ belirten öğrenciler, “Bizle-
re iftira ettiklerini ailelerimize an-
latamıyoruz. Ailelerimiz bizlere de-
ğil, okul yöneticilerine inandıkları
için baskılar her geçen gün artıyor.
Aile baskısı yüzünden 10 arkadaşı-
mızın kaydı silindi. 30’dan fazla ar-
kadaşımız hakkında da kınama ce-
zası verildi. Bu yöneticilerle eğitim
görmek istemiyoruz” dediler.
Okuldaki öğrencilerin büyük bir
kõsmõnõn başörtülü olmasõna karşõn ba-
zõ öğrencilerin başlarõnõn açõk oldu-
ğunu da söyleyen öğrenciler, başõ
açõk öğrencilerin türbana zorlandõğõ-
nõ, başõ kapalõ olanlarõn ise başörtüle-
rinin “sıkma baş” şeklinde bağlattõ-
rõldõğõnõ kaydettiler.
Okulda namaz kõlmaya zorlandõkla-
rõnõ söyleyen öğrenciler, “Özel ne-
denlerle namaz kılmak istemediğimiz
zaman erkek yöneticilerle karşı kar-
şıya kalıyoruz. Müzik derslerinde
yalnızca ilahi söylüyoruz. Okuldaki
umumi telefonu kullandığımızda ‘er-
keklerle mi konuşuyorsunuz’ diye bi-
ze hakaret ediyorlar. Bir kız öğren-
ci uzun süre erkek bir öğretmenle ko-
nuşunca bile diğer hocalar tarafından
uyarılıyor” dediler.
Kâzõm Karabekir İmamhatip Lise-
si Müdür Yardõmcõsõ Macide Gül, öğ-
rencilerin okula geç gelmeleri ya da
gelmemeleri durumunda ailelerine ha-
ber vermekle yükümlü olduklarõnõ,
ancak öğrenciler hakkõnda iftira ben-
zeri sözlerin söylenmediğini kay-
detti.
Okulda başõ açõk çok sayõda öğren-
ci olduğunu kaydeden Gül, kadõn öğ-
retmenlerin türbanlõ olduğu yönündeki
iddialara da yanõt verdi.
Gül, “Öğretmenlerimiz derslere
başlarını açarak giriyorlar. Özel
hayatlarında türbanlı olmaları bizi
ilgilendirmez. Öğrencilerimize de
başlarını kapatmaları yönünde bas-
kı yapmıyoruz. Burası okul, işimiz
de eğitim vermek” dedi.
Kâzõm Karabekir İmamhatip Lise-
si, geçen yõl kõz öğrencilere tahsis edi-
len İETT otobüsüyle gündeme gel-
mişti. İETT, ihtiyaç duyulan birçok
okula tahsis edildiği, otobüslerin sefer
dõşõ saatlerde okullara hizmet verdiği
yönünde açõklamalarda bulunurken
okul yönetimi herhangi bir açõklama
yapmamõştõ.
KARTAL’DAKİ TEKEL ARAZİSİNİN DEVRİ
Danıştay’dan yürütmeyi
durdurma kararı
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)
- Danõştay 13. Dairesi, TEKEL’e ait İs-
tanbul Kartal’daki yaklaşõk 300 dö-
nümlük arazinin Maliye Hazinesi’ne
bedelsiz devrine ilişkin Özelleştirme
Yüksek Kurulu kararõnõn yürütmesini
oybirliğiyle durdurdu.
Tek Gõda-İş Sendika-
sõ, söz konusu arazinin
4046 sayõlõ Özelleştir-
me Uygulamalarõ Hak-
kõnda Kanun’un 2/i mad-
desi uyarõnca Hazine’ye
bedelsiz devrine ilişkin
28 Kasõm 2008 tarihli
Özelleştirme Yüksek
Kurulu kararõnõn iptali
ve yürütmesinin durdu-
rulmasõ istemiyle Da-
nõştay’a başvurmuştu.
Edinilen bilgiye göre, iptal ve yü-
rütmenin durdurulmasõ istemini gö-
rüşen Danõştay 13. Dairesi, Özelleş-
tirme Yüksek Kurulu kararõnõn yü-
rütmesini oybirliğiyle durdurdu. Dai-
re gerekçesinde, özelleştirme kapsa-
mõna alõnan kuruluşlarõn özel sektör
kuruluşlarõna devri gerektiğine işaret
ederek, özelleştirme kapsamõndaki
kuruluşlarõn ancak milli güvenlik ve
kamu yararõnõn gerektirdiği hallerde
kamu kurum ve kuruluşlarõ ile mahalli
idarelere devrinin yapõlabileceği be-
lirtildi. Kararda, “Dava konusu
Özelleştirme Yüksek
Kurulu kararı ile kamu
yararına kullanılmak
kaydıyla sözü edilen ta-
şınmazların kanunda
öngörülmeyen bir yön-
temle Maliye Hazine-
si’ne devredilmesine
karar verildiği anlaşıl-
dığından, alınan karar
hukuka uygun bulun-
mamaktadır” denildi.
TEKEL’in Cevizli Si-
gara Fabrikasõ’nõn da
içinde yer aldõğõ Kartal’daki arazisi,
İstanbul Şehir Üniversitesi’ne tahsis
edilecekti. Maliye Bakanlõğõ, TE-
KEL’in vergi borçlarõna karşõlõk ola-
rak araziye el koymuştu. Özelleştirme
Yüksek Kurulu da söz konusu arazi-
nin Maliye Bakanlõğõ’na devrini ger-
çekleştirmişti.
GÖRME ENGELLİLER TEKEL’İ GÖSTERDİ
Altı Nokta Körler
Derneği’nden destek
İstanbul Haber Servisi - Altõ
Nokta Körler Derneği, TEKEL iş-
çilerinin eylemine destek vermek
amacõyla İstanbul’dan Ankara’ya
yürüyüş başlattõ. Yürüyüşe kendisi de
bir TEKEL işçisi olan Altõ Nokta
Körler Derneği İstanbul Şubesi Baş-
kanõ Murat Demirok’un yanõ sõra 5
görme engelli katõlõyor.
Engellilerin yürüyüşüne Şişli Bele-
diye Başkanõ Mustafa Sarıgül ve Sa-
rõyer Belediye Başkan Yardõmcõsõ
Hüseyin Coşkun da destek verdi.
Derneğin Şişli Şubesi’nden önceki
gün başlatõlan yürüyüş öncesi açõkla-
ma yapan Demirok, 15 gündür süren
TEKEL işçilerinin mağduriyetini gör-
meyen gözlerin, görme engelliler ola-
rak gözlerini açõp görmelerini sağla-
yacaklarõnõ ifade etti. Demirok, Dev-
let Bakanõ Selma Aliye Kavak’õn 38
bin engelliyi işe alacağõnõ söylediğini,
ancak diğer yandan TEKEL’deki 366
engelli işçinin açlõkla karşõ karşõya bõ-
rakõldõğõnõ, engelliyi işsiz bõrakarak evi-
ne hapsettiğini vurguladõ. Demirok,
“Sosyal devlet şirket gibi fabrikalar
gibi yönetilmez” dedi. Mustafa Sarõ-
gül de görme engellilerin sağlõklarõnõn
önemli olduğunu belirterek yürüme-
melerini önerdi.
Açõklamalarõn ardõndan görme en-
gelliler, ellerinde “Biz size engel
değiliz, siz de bize engel olmayın”,
“İşçiyiz haklıyız, hakkımızı söke sö-
ke alırız” dövizleri taşõyarak Boğa-
ziçi Köprüsü’ne doğru yürüyüşe geç-
ti. Köprüye gelen görme engelliler,
köprünün yaya geçişine yasak olma-
sõ nedeniyle Beşiktaş Emniyet Mü-
dürlüğü’nden gelen polislerce en-
gellendi. Burada araçlara binerek,
köprüyü geçen engelliler, daha son-
ra yürüyerek Cevizli’ye gitti. En-
gelliler, burada TEKEL işçileri tara-
fõndan İzmit’e uğurlandõ. İzmit’te
yürüyüşlerini sonlandõran görme en-
gelliler, dün yine Altõ Nokta Körler
Derneği İzmit Şubesi’nden hareket
ederek yürüyüşlerini sürdürdüler.
SELAHATTİN GÖKATALAY
MALATYA - Kamu çalõşan-
larõnõn 25 Kasõm’da 1 günlük iş
bõrakma eylemine katõldõklarõ
gerekçesiyle Malatya’da 50 öğ-
retmene kõnama ve uyarõ cezasõ
verildi.
Yurt genelinde 25 Kasõm’da
düzenlenen uyarõ grevinin ardõn-
dan çeşitli kentlerde peş peşe ka-
mu emekçilerine soruşturma
açõlmaya başlandõ. Son olarak
Malatya’da okul yöneticileri, 1
günlük iş bõrakma eylemine katõ-
lan öğretmenlerin ifadelerine
başvurdu. Yaklaşõk 50 öğretme-
ne uyarõ, kõnama, bazõlarõna da 1
günlük maaş kesme cezasõ veril-
di. Birçok öğretmenle ilgili so-
ruşturmanõn sürdüğü ifade edilir-
ken, bazõ okul yöneticilerinin de
öğretmenlerin savunmalarõnõ al-
dõktan sonra cezaya yer olmadõ-
ğõna karar verdiği belirtildi.
Eğitim-Sen: Uygulama
yasaya aykırı
Eğitim-Sen Malatya Şube Baş-
kanõ Cengiz Karabay, yapõlan
uygulamanõn yasalara aykõrõ ol-
duğunu belirterek, konuyu yargõ-
ya taşõyacaklarõnõ söyledi. Kamu
emekçilerinin uluslararasõ söz-
leşmeler ve anayasal haklarõna
dayanarak uyarõ grevine katõldõ-
ğõõnõ vurgulayan Karabay, Da-
nõştay’õn da benzer durumlar
karşõsõnda emekçilerin lehine ka-
rarlarõ olduğunu anõmsattõ. Kara-
bay, “Bu durum açıkça yargı
kararlarını uygulamamak ve
hiçe saymaktır. Buradan Eği-
tim-Sen olarak tüm okul mü-
dürlerini uyarıyoruz! Yargı
kararlarına uymayarak suç iş-
liyorsunuz! Eğitim-Sen olarak
bu suçu işleyen okul müdürleri
hakkında suç duyurusunda
bulunacağımızın bilinmesini
istiyor ve uyarıyoruz” dedi.
Gaziosmanpaşa Kâzõm Karabekir İmamhatip Lisesi yöneticilerinden kõz öğrencilere baskõ
Dedikodular okuldan etti
TEKEL’in
Cevizli Sigara
Fabrikasõ’nõn da
içinde yer aldõğõ
Kartal’daki
arazisi,
İstanbul Şehir
Üniversitesi’ne
tahsis edilecekti.
‘K
õzlarõnõzõ parklardan, erkeklerin
kucaklarõndan topluyoruz” sözleriyle
şikâyet edilen bazõ öğrencilerin aileleri
çocuklarõnõn kayõtlarõnõ okuldan sildirdi.
EYLEME KATILMIŞLARDI
50 eğitimciye
kõnama
cezasõ
(Fotoğraf:ŞULEKÖKTÜRK)
(Fotoğraf:SERKANYILDIZ)
Engellilerin yürüyüşüne Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül ve Sa-
rıyer Belediye Başkan Yardımcısı Hüseyin Coşkun da destek verdi.
TERÖR VE TOPLUM / MEHMET FARAÇ [email protected] - www.mehmetfarac.com
Doğruydu... Kaçakçıydı hepsi...
Arap atlarının üzerine yığdıkları gâvur
eskisi giysileri mayınlı tarlalardan
geçirip Urfa’nın Kötüler Mahallesi’ne
getirene kadar canları çıkardı. Kurşun
sesleri ve jandarma korkusu geride
kaldığında, terlemiş atlar bir
mağaraya sığındığında; puşıya
sarılmış yürekler rahat bir nefes
alırdı!.. Yılbaşında tek eğlencesi vardı
o kaçakçıların ve de tezek ateşinde
ısınan cılız bedenli çocuklarının!..
Kötüler, Urfa’nın güneyinde,
Neolitik Çağ’dan kalma mağaralar
üzerine kurulmuş bir mahalleydi...
Kimse bilmezdi “Kötü” isminin aslında
“Guti” kavimlerinden kalma
olduğunu... Sanırlardı ki, bütün
cihanın tüm kötüleri bu mahalleye
birikmişti!.. Oysa yanılgı, kötülükle
iyiliğin çelişkisi kadar derindi orada!..
Yöre halkı gecekonduları verimli
araziler üzerinde kurarken Kötüler’in
sakinlerinin dağbaşını seçmesinin bir
tek nedeni vardı... Orası kaçakçıların
rahatça gizlenebileceği devasa
mağaralarla çevriliydi!..
Avrupai yaşamlar!..
Yani aslında insanlar yaşamak için
değil, yakalanmamak için sığınmıştı o
kayalık ve gizemli coğrafyaya!..
Orada yaşayanlar; korkuyla atan bir
yüreğin, toprağa pusulanmış paslı bir
mayının kölesi olabileceğini çok iyi
bilirlerdi!..
Kaçakçılıkla kötülüğün arasında
yaşayanlar için çelişkiler o kadar
sıradandı ki!..
Oralarda mayın da iyiydi, kurşun
da!.. Puslu sabahlarda kaçakçı
gözleyen jandarma da iyiydi,
ekmeğini ihanetle çıkaran ihbarcılar
da...
Bir tek onlar, yani kaçakçılar
kötüydü!.. Kaderleri doğdukları
mahallede yazılmıştı ya alınlarına, işte
o yüzden “kötüler”di!..
Urfalı kaçakçılar tenlerini tel
örgülerde yaralayıp baruta rajon
keserek aşsalar da mayınlı toprakları,
gelip yaşamak zorunda oldukları yer
işte o Kötüler Mahallesi’ydi!..
Onların adları “kötü”ydü ama
kalpleri bir sigara kâğıdının inceliğinde
masumiyetler taşırdı!.. Büyük
şehirlerin kirlenmiş insanlığından hiç
de nasiplerini almamışlardı!..
Ne çocuklar çıkmıştı “Kötüler”den,
koca yürekleri büyük şehirlerde
yağmalanan!.. Ve ne adamlar
türemişti saflıkları zalimce
yumruklanan!..
“Kötüler”, mağaralarla çevrili bir
mahallenin briketten yapılmış
gecekondularında barınıyordu. Oysa
kimi yaşamsal çelişkileri de
gösteriyordu ki, yoksulluklarının
içinde çağ
atlamışlardı!..
Yaşam ucuz
ve arabeskti
ama onlar ta
o zamanlar,
1970’lerde
Avrupa
Birliği’ne bile
girmişlerdi!..
Yerli malı
denilen şey
onların
korkuya
mahkûm
canlarıydı yalnızca!.. Ekmek
pasaportsuz gelirdi sofralarına!..
Oyuncaklarından kıyafetlerine,
şekerlerinden baharatlarına kadar
namlu görmüş, sınırlar geçmişti her
şeyleri!..
“National” televizyonlarından
dünyanın bin türlü halini siyah beyaz
izlerlerdi!..
“Tandır”ların ısıttığı yorganların
altında buluşup tek kanallı televizyonu
açtıklarında; kanalizasyonların açıkta
aktığı o kötü mahalleden bir nebze
uzaklaşırlardı!..
Hayal âleminde; ya “Uzay Yolu”nun
derinliklerinde, kâh “Vadideki
Hayat”ta, bazen “Dallas”ın entrikalı
güzergâhında, kimi zaman da
“Heidi”nin karlı yollarında yürürlerdi!..
“Taş Devri”nin “Barni”si akraba
gibiydi!.. Sobe’nin mekânı
mağaralarda dinozor resimleri vardı!..
Bir yanları Hz. Eyüb’ün makamıydı,
diğer yanları Süryani Kralı Agbar’ın
mezarı!..
Ya en sevdikleri “Dr. Kimbıl”a ne
demeli?.. Babalar hep “kaçak” değil
miydi zaten, kâh polisten, kâh
jandarmadan kaçan?..
“Dallas”ın “Ceyar”ı bu mahallede
barınamazdı!.. “Lusi” zaten potansiyel
töre kurbanıydı!..
“Juwel Barthel” marka gaz ocağının
üzerinde, çinko çaydanlıkta Seylan
Çayı
demlerlerdi...
Kahveleri
Yemen’dendi...
“Cığara”ları
Şam’dan...
Kolonyaları
Fransız
“Revidor”dan,
tespihleri
Alman
kehribarından...
Çocuklarının
ellerinde Japon
oyuncağı,
ceplerinde ise kaçak elbiselerde
buldukları “gâvur parası...”
Ya kadınları?.. Koynunda bir
bacağını mayına vermiş delikanlı
yatıran kadınlar!... Gözlerinde Halep
sürmesi... Saçlarında Acem kınası
taşıyan Şark Çıbanlı kızlar...
Evet, Urfa’nın Kötüler Mahallesi’nde
yaşamlar pejmürdeydi ama
sakinlerinin üzerinde her zaman
“Aropa” giysiler vardı!.. Kızılhaç’ın
Avrupa’dan toplayıp Suriyeli Yahudi
tüccarlara sattığı “Aropa”lar!..
Kaçakçılar işte bu giysileri at
üzerinde mayınlı arazilerden geçirip
Urfa çarşısında ekmek parasına
dönüştürürlerdi!..
Yenileri İstanbul’a “şehirli
zenginler”e giderdi, defolular ise
kaçakçıların tahta “kardırop”larına!..
Siz hiç altına Amerikan bezinden
külot, üzerine “Boss” marka ceket
giyen biçare gördünüz mü?..
Ya içinde yün fanila, üzerinde,
“Valentino, Boss, Burberry, Bijan, Top
Aochen” etiketli ceket ve palto
taşıyan garipler?..
Ben “Cızlave” lastiklerimle kayalık
yollarında koştuğum o sokaklarda,
Beverly Hills eskilerinin varoşlaşan
çelişkilerini çok gördüm... Üstelik
üzerimde Avrupa’nın bilmem hangi
kentinde, hangi çocuğun üzerinden
devşirilmiş gâvur eskisi bir ceketle!..
Kötü kim?..
Kötüler Mahallesi işte böyle bir
yerdi... Asya ile Avrupa, hayal ile
gerçek ve alafranga ile alaturka
arasında; yoksullukla varsıllığın
çelişkisinin yaşandığı bir yerdi orası...
Babaları kaçakta olan çocuklar işte
o mahallede, her yılbaşı gecesinde
toplanır ve ev yapımı “kavurğa”
(çerez) yiyerek televizyon izlerlerdi...
Hele bir de naylon sofraya
Washington portakalı gelmişse,
değmeyin keyiflerine...
Kötüler Mahallesi hırpalanmış bir
antika gibi halen Urfa’nın etrafını
süslüyor... Aralarında şu satırların
yazarının da olduğu sakinleri son 30
yılda göçmen kuşlar gibi bir yerlere
savrulmuş olsa da... İyiyle kötü
birbirine karışsa da o mahalle adıyla,
sanıyla ve tüm soyluluğuyla orada
duruyor!..
Peki, bana o mahalleyi neler mi
anımsattı?.. AKP’den “irtica odağı”na,
“Ergenekon”dan “Kafes”
senaryosuna, suikastten darbe
tezgâhına, PKK’den KCK’ye, terörden
töreye, emperyalizmden ihanete
kadar şu güzelim ülkeyi kaosa
sürükleyen tüm kötülükler!..
Umutlarınızı 2010’da olabildiğince
büyütün... Bu ülke karanlıktaki
“kötülerin” gibi görünse de aslında
aydınlıktaki iyilerin olacaktır!.. İyilerin...
Yalnızca iyilerin yeni yılı kutlu olsun...
‘Kötüler’in Yeni Yılı!..
Urfa Sipahi Pazarı’nda eski kaçakçılar...