21 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
10 27 ARALIK 2009 / SAYI 1240 Obezite ve gerçekler MURAT SAYIN DENİZ ÜLKÜTEKİN I ç Hastalıklan Diyabet Guatr Endıkronoloji Merkczi (IDEM) yöncticısı Prof. Dr. Hakkı Kahraınan mucize vaat etmiyor. Obezite ve bunun sonucunda oluşması muhtemel diyabctlc mücadele için tıbbın kısıtlı imkânlan olduğunu söylüyor. Yıne de bu yöntemlcr doktorlar ve hastalar tarafından doğru uygulanırsa tedavi şansı oldukça yüksek. Yeter ki hastalar hastalıklan konusunda bilinçlensinler, işi bir estetik sorununa dönüşmeden çok önce elc alıp uzman bir doktora başvursunlar. - Obezite hastalığrnı bize tıbbi açıdan tanımlayabilir misiniz? - Boyu kiloyla hcsaplayıp "beden kitle endeksi"ni buluyoruz. Bu oran 30'un üzerine çıkarsa obez teşhisi koyuyoruz. Bir de 40 üzeri çok aşırı obezler var. Beden kitle endeksı arttıkça obezitenin sorunlan da artar. Obez kişilerin daha crken öldüğünü ılk Hipokrat fark etınış. Fakat günümüze kadar tıbbı tedaviyle ilgili elde somut bir şey yok. - Günümüzde obeziteyle ilgili birçok tedavi yöntemi ortaya çıkıyor. Bunlann başan ve yan etkilerinin görültne oranı nedir? - Şu anda obeziteyi tam olarak tedavi edcn bir ilaç yok. Amcrikan tlaç Dairesi'nin önerdiği iki ilaçtan herhangi bırini verdiğimizde, hasta kilosunun yüzde on ya da on beşini kaybedebilir. llacı kesince diyetine devam etmczsc anında aynı kiloya döner. Şişmanlık bir takım mucize ilaçlarla geçmez. Cerrahi müdahaleler de sürekli diyet ve doğru alışkanlıklarla desteklenmediği sürece uzun vadede hiçbir işe yaramaz. Peki elitnizde olan ne? Prof. Dr. Hakkı Kahraman'a göre obeziteyle mücadelede başan, alışkanlıklan değiştirerek sağlıklı yaşam koşullan yaratmaktan geçer. llacı da ömür boyu kullanamayacağımıza göre ılaç tedavisıne güvenmek çok akıllıca değıl. Obezite için bugüne kadar belki elli çeşit ilaç kullanılmış. Ancak hepsi cıddi yan etkilennden dolayı piyasadan çekılmiş. - Kiloyla ilgili endişeleri farkuıdalık olarak değerlendirebilir miyiz? Yoksa bu sadece estetiğe yönelik bir dert midir? - Nc yazık ki hastaların "sağlık problemini aramak için" hekinıe başvurma oranı az. Daha çok genç kızlann ve hatta erkeklerin kozmetik kaygılarla başvurulan oluyor. En önemli ıspatı yaz gelirken "bikini giyeceğim fazla kılolanmı vereyim" kaygısı. Ancak obezitenin yarattığı diyabet, tansiyon, eklcnı, kalp hastalıklan gibi somnlanndan muzdarip olanlar çare aramak için geliyorlar. Sorunlar ortaya çıkmamışsa ya da hasta farkında değilsc pek o niyetle başvurulmuyor. Öncrmcdiğimiz ilaçlaı-ı kullaıımak isteyen de çok hastamız var. - Obezite hastalannın yüzde kaçı diyabet olur? - 1leri yaştaki obez hastalarda rakam yüzde ellinin üstüne çıkıyor. Eğer çok fazla kilosu olan dıyabetık bir hasta pankreası da tahrip olmamışsa, kilosunu azaltarak dıyabetten kuılulabilir. Aslında bu tedavi modelleri, harfiycn uyulsa ilaçlardan çok daha ctkilidir. Bir de cerrahi yolla midc küçültülüyor, mideye bant konuluyor. Ancak her hastaya yan etikleri var; kanama, enfeksiyon, akciğer daınarlannda tıkannıa gibi yan etkiler yüzünden bu uygulananııyor. Ben de yan etkilcrden ürktüğüm için cerrahi müdahaleyi uygulamıyorum. Eğer hasta yaşam tarzını değiştirirse bu tedavilerin de yararını görür ama bızden istenen, bir ilaçla hastanın hıç bir alışkanhğını değiştirmcden kilo vcrdirmck. - Hastaların tedaviye uyma oranı nedir? Dıyabete en fazla masraf eden ülke ABD. Belli hedefleri var; o hedeflere ulaşma oranı her hasta için üçte bir. Çünkü hastalar kendı alışkanlıklannı kolayca değıştıremıyorlar. - Sizin yöntemlerinizi benimseyen insanlar da erken sonuç beküyor olmalı. - Aşırı kilo verenlerde bazı sorunlar ortaya çıkar. Hastalar bizc mesela "yaza kadar kilo verniek" gbi taleplerle geliyor. Bu uygun değil. Ikincisi diyetisyen arkadaşın hastalara verdiği kalori değeri var. Dıyet sırasında almanız gcreken kalorinin altına incrseniz açlık kalorisi oluşur. Bunlar da başka sorunlar yaratır. - Obezitede verdiğiniz program kaç ayda başanya ulaşabilir? - Kişiden kişiye göre değişir. Bazılan daha çabuk kilo verir. Sosyol durum, hareket kabilıyetı, kalori mıktarı gibi faktörler bunu hep etkiler. Eğer bir kişi ağırhğının yüzde onunu altı ayda kaybediyorsa başarılı sayılır. - Beslenmeyle ilgili bir bilinç oluşmaya başladığını söyleyebilir miyiz? - Gençlerde kilo artışı çok fazla. Gelişmiş ülkelerde nürusun neredeyse dörtte birinin kilosu normalden fazla. Fast food'un bir de mctabolik etlikcri var. Yağ dokusunun depolama dışında ctkisi olduğunu ispatlamış. Yağ dokusu aynı zamanda en büyük endokrin dokusu. Kilo arttıkça buradaki zararlı hormonlann salınımı artıyor. Yıne de ben önümüzdekı yıllarda "fast food"lara birtakım kısıtlamalar getirileceğini düşünüyorum. Sigaranın zararlan elli yıldır biliniyor. Yasaklar ise yeni yeni oturuyor. Fast food'u yasaklamak sigara gibi kolay değil. Çünkü insanların yaşam tarzlan bunu cmrediyor. Şimdılerde fast food fimıalan "yağı azalttık, diyet mönü" demeye başladılar. 1lerde bu daha da artacaktır. Tabıi kendileri mi yapar, yasal zorunluluk mu bunu gctırir bilemcm. Benim en önemli hedeflerimden biriyse çocukları "fast food"a özendirici reklamlara dur denilmesi. - Obez bir çocuğun tedavisi daha mı zor? - Tabiı ki. çünkü gelişme çağında bir çocuğa dıyet ayarlamak çok daha zor. Bir yandan proteinlerıni de alması lazım. Üstelık de çocuğu kısıtlamak ve disipline ctmek bir yctişkinc göre hayli zor. • tDEM: (0212) 571 12 26 [email protected] BİRİLERİ / RIFAT MUTLU ([email protected]) Prof. Dr. Ahmet Aydın diyet yaparken milyonlarca yıl öncesinden miras kalan genlerimizi dikkate almamız gerektiğioi savunuyor... Genlerinizin sesini dinleyin: Taş Devri Diyeti GAMZE ERBİL P rofcsör Doktor Ahmet Aydın, "Taş Devri Diyeti" adlı kitabında doğru beslenmeyle hem hastalıklardan korunulabileceğini hem de uygun kiloda kalınabileceğini savunuyor. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Metabolizma ve Beslennıe Bilinı Dalı Başkanı olan Aydın, genlerin 40 bin yıl önccki gibi çalıştığmı oysa yaşam koşullannın dcğiştiğini uzun uzun anlattığı kitabında beslennıe ve hastalıklar ilişkisinin yanı sıra, hayvansal yağlar, probiyotikler, soya ürünleri gibi pek çok konuda mcrak edilcn sorulan da ele alıyor. Aydın ile doğru beslenme üzerine konuştuk. - Taş Devri Diyeti nedir? - Taş Devri Diyeti basit bir zayıflama diyeti değil, normal kilolulann da uygulaması gereken sağlıklı bir beslenme tarzıdır. Besin ihtiyaçlanmız milyonlarca yıllık bir evrım sonucu şekillenmiş. Bilindiği gibi vücudumuzun bütüıı fonksiyonlan otuz bine yakın gen tarafından denetleniyor. Ve bu genlerin yüzde 99.99'u 40 bin yıl önceki atalanmızm (homo sapien) genleri gibi çalışmakta. Ama onlan etkileyen çevresel faktörler yeni ve çok değişti. Eğer gcnlerimizin baş edemeycceği doğal olmayan yıycceklerle beslenirsek hücrelcrımiz yıpranır ve normal işlevlerini göremez. Sonuçta bu evrimsel uyumsuzluk hali şişmanlık. diyabet, koroner kalp hastahğı, hipertansiyon, felç, depresyon, hipcraktivite, otizm, reflü, ülser, astım, romatizma, kanser ve osteoporoz gibi çok sayıda hastalığa neden olur. - Taş Devri Diyeti ile önerdiğiniz çerçeve yaygm kabul görmüş olan yaklaşımlara uymuyor. Bugün ABD'de de 1980'lerde önerilen "sağhklı beslenme piramidi" tarbşüıyor. Yani sizin söylediklerinizi savunanlann sayısı artıyor. - Önce bu piramitlere bir bakalım; piramidin en alt tabakasını günlük 6-11 porsiyon ile nişastadan zengin tahıllar oluşturuyor. lkinci basamakta ise günlük 5-9 porsiyon ile meyvc vc sebzclere yer veriliyor. 3. basamakta günlük 2-3 porsiyon süt vc süt ürünleri ile 2-3 porsiyon et yer alıyor. Piramidin en tepesini ise günlük 1 porsiyonla yağlar oluşturur. Amerikan halkının çoğunluğu buna uydu. Sonuç ne oldu? Piramidin yürürlüğe girdiği 1980 yılında ABD'de fazla kilolulann oranı yüzde 33 ikcn 2000'de bu oran yüzde 66'ya çıktı. Türkiye'deki Z durum da iç açıcı değil. Türk Kardiyoloji Demeği'nin yaptığı bir araştırmaya göre 1990 yılında kadınlarda yüzde 24, erkeklerde yüzde 9 olan şişmanlık oranı 2000 yılında neredeyse ikiye katlandı. - "Asıl tehlike diyetteki yağ fazlalığı değil karbonhidrat (şeker) fazlahğıdır" diyorsunuz, tabulara karşı çıkıyorsunuz. - Son bir-iki yüzyıldan beri beyaz un ve şekerli gıdalan aşın tüketiyoruz. Beyaz un ve •* rafıne şeker bağırsaktan hızla P emilcrek kana geçiyor. Artan g kan şekerini düzenlemek için * hızla insülin salgılanıyor. Buna bağlı olarak kan şekeri hızla düşüyor. Fakat insülin § bu hıza ayak uyduramıyor, çünkü o hâlâ ortamı 40 bin yıl öncesi gibi düşünüyor. Bu yüzden kanda normalden daha uzun süre yüksek kalıyor. tnsülın beyaz unu ve diğer hızlı emilen şekerli yiyecekleri hızla yağa çeviren bir makine gibi. Üstelik yüksek insülin sadece yağı depolamıyor; açlık sırasında depolanan £ Taş Devri Diyeti Z 1 1H.LU HlKıd. yağın kullanılmasına da izin vermiyor. - Günümüzde bazı insanlar diyetisyene gidiyor. Diyet bittikten lasa bir süre sonra eskisinden de şişman oluyorlar. Bu nasıl oluyor? - Çünkü bu diyetisycnlerin çoğu aç bırakarak insanlan zayıflatacağına inanmışlar. Devamlı açlık çcken bir ınsan ortamda yiyecek varsa buna bir dayanır, iki dayanır. Sonunda beklenen olur; gider daha çok yer. Kalorisi düşük diyetlerin başarıya ulaşma olasılığı son derece az. Çünkü şişmanların vücut yağlarını yakmalan için insülinlerinin düşük olması gerekiyor. Bu nedenlc de hızlı emilen şekerlerı diyetlerinden çıkarmazlarsa zayıflayamazlar. • (Ahmet Aydın'ın kendi editörlüğünü yaptığı sitesi: http://beslenmebulteni. com/bes/index.php)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle