23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 27 ARALIK 2009 PAZAR 18 KÜLTÜR kultur@cumhuriyet.com.tr Hastanemize dolgun ücretle aşağıdaki branşlarda uzman hekim alınacaktır. - Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları - İç Hastalıkları - Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon - Beyin Cerrahisi - Göğüs Hastalıkları İrtibat: 0542-206 63 60 ÖZEL ELBİSTAN YAŞAM HASTANESİ’NDEN TÜRK GENÇLİĞİNE HİZMET VAKFI SERİ KONFERANSLAR: 2 Konu HUKUK ve YARGI Konuşmacı Av. KAZIM KOLCUOĞLU Bir önceki Baro Başkanı Yönetmen Prof. Dr. GÜNGÖR ŞATIROĞLU TGHV Başkanı Tarih: 28 Aralık 2009 Pazartesi Saat: 17.00-19.00 İSTANBUL TEKNİK ÜNİVERSİTESİ VAKFI SOSYAL TESİSLERİ Yer: İTÜ Maçka Kampusu Teşvikiye-İstanbul Tel: 0212 243 24 74 Giriş Serbesttir. İngilizce’yi İngilizce kaynaklardan öğrenin... Westminster University ve Premier College sertifikalarına sahip, London School of Business Administration’da master yapmış, ÖĞRETMENDEN, BRITISH ENGLISH ? Gramer, konuşma, derslere yardımcı, sınavlara hazırlık ? İş İngilizcesi (Business English) ve İngilizce iş görüşmelerine (Interview) hazırlık Bahariye-Kadıköy / İstanbul 0532 701 80 41 - (0216) 418 94 51 Kültür Servisi - Tiyatro ve sinema oyuncusu Serra Yılmaz’a, geçen haftalarda Floransa Eyaleti Kültür İşleri Başkanlõğõ tarafõndan İtal- ya’da 6 yõldõr kapalõ gişe oynayan “Son Harem” (L’ultimo Harem) oyununda yaka- ladõğõ olağanüstü başarõsõndan dolayõ Floransa nişanõ verildi. Serra Yõlmaz’õn Floransa kentine sevgisi ve kat- kõlarõndan ötürü aldõğõ nişanõn ardõndan bir de hayatõnõ konu alan İtalyanca bir kitap ya- yõmlandõ. İtalyan yazar Andreina Swich ta- rafõndan kaleme alõnan ve “Turkuvaz Bir Kadın” (Una Donna Turchese) adõnõ taşõyan kitap, Türkiye’yi Serra Yõlmaz’õn gözünden, onun yaşamöyküsü paralelinde soru-cevap şeklinde anlatõyor. Serra Yõlmaz’õn geçmişi, bugünü, yaşam şekli, alõşkanlõklarõ, deneyimleri aracõlõğõ ile Tür- kiye’deki kadõnlarõ da analiz eden ve kadõn so- runlarõna dikkat çeken kitaba Yõlmaz’õn al- bümünden, daha önce yayõmlanmamõş ço- cukluk fotoğraflarõ, aile, arkadaş ve oyunla- rõndan karelerin yer aldõğõ fotoğraflar da eş- lik ediyor. Ayrõca kitapta, Serra Yõlmaz’õn ar- kadaşõ ve meslektaşlarõ Ferzan Özpetek, Ümit Ünal, Hümeyra ve Baba Zula ile ya- põlmõş röportajlar da yer alõyor. Kitabõn ya- kõnda Türkçeye de çevrilmesi planlanõyor. Film Enstitüsü’nün en iyileri Kültür Servisi - Bağõmsõz film kurumu Amerikan Film Enstitüsü (AFI), 2009’un en iyi filmlerini belirledi. AFI’nõn film listesinde Oscar’õn güçlü adaylarõ arasõnda adõ geçen ‘Up in the Air’ (Aklõ Havada), ‘Precious’ gi- bi yapõmlarõn yanõ sõra, eleştirmenlerin fa- vorisi ‘The Hurt Locker’ (Ölümcül Tuzak) filmi de yer alõyor. Listedeki diğer filmler ise ‘Coraline’, ‘The Hangover’ (Felekten Bir Ge- ce), ‘The Messenger’, ‘A Serious Man’, ‘A Single Man’, ‘Sugar’ ve ‘Up’ (Yukarõ Bak). İDSO’nun ‘Yeni Yıl Konseri’ Kültür Servisi - Şef Alexander Rahbari yö- netimdeki İstanbul Devlet Senfoni Orkestrasõ (İDSO) önceki akşam Cemal Reşit Rey Konser Salonu’nda neşeli bir “Yeni Yõl Konseri” ger- çekleştirdi. Konserin solistleri Avusturyalõ şan- cõlar soprano Elisabeth Flechl ve tenor Mic- hael Heim’dõ. Salonsuz 2010’a girecek olan İD- SO, Johann Strauss’un “Yarasa” uvertürüyle başlayan konserinde F. Lehar, Zugaben, Em- merich Kalman, Josef Strauss, Emil N. von Rez- nicek’in eserlerini çaldõ. Aralarõnda yeni yõl prog- ramlarõnõn ünlü uvertür, vals, polkalarõnõn yer aldõğõ konser, Radetzky Marşõ solistlerin söy- lediği “Joj Mamam”la sona erdi. ALPER TURGUT Türk sinemasõnõn, çoğu Hollywood orijinli yabancõ filmler karşõsõndaki atağõ 2009’da da sürdü. Vizyona giren yerli filmlerin sayõsõ geçtiğimiz sene 50 iken bu yõl rekor bir artõşla 70’e çõktõ. Yabancõ filmlerin adedi de 214’ten 185’e düştü. (2008’de vizyona giren toplam film sayõsõ 264, 2009’da ise bu rakam 255’e indi.) Evet, sinemamõz adõna nicelik konusunda emin adõmlar atõlõyor, peki ya nitelik? Ne yazõk ki; sayõsal artõş, kaliteye pek yansõtõlamadõ. Üstelik geçen yõlõ baz aldõğõmõzda yerli filmler, yaklaşõk 4.5 milyon seyirci kaybetti. Ama bakõn Fransa’ya; Avrupa sinemasõnõn en önemli merkezlerinden olan bu ülkede, son 30 yõlõn gişe rekoru kõrõlmõş ve 200 milyon insan, sinema salonlarõna koşmuş. “Recep İvedik” serisi, tek meselesi para kazanmak olan ve sinema-sanat ve hayat adõna herhangi bir derdi bulunmayan filmlerin ortaya çõkmasõna yol açtõ. Gişeye oynamaya çabalayan ancak büyük bir hüsrana uğrayan taze soluklu bu yapõmlar, umarõz eskiye dönüşün sinyalleri değildir. Deneysel filmlere çok ama çok uzağõz, belgesellere de gereken önemi vermiyoruz, bize dair bir sinemadan hâlâ bahsedemiyoruz. Ancak yine de haksõzlõk etmeyelim, bu yõl gösterim şansõ yakalayan iyi ‘kotarılmış’ filmler de vardõ. Misal, “Pandora’nın Kutusu”, “Hayat Var”, “Pazar: Bir Ticaret Masalı”, “Vavien”, “Kız Kardeşim Mommo”, “İki Dil Bir Bavul”, “Bornova Bornova”, “Neşeli Hayat”, “Karanlıktakiler”, “Gölgesizler”, “Uzak İhtimal”, “Süt”, “Dilber’in Sekiz Günü”... Sinemaseverler, Antalya Altõn Portakal Film Festivali’nde seyrettiğimiz ve bence yõlõn en iyi yerli filmi olan Reha Erdem’in “Kosmos”u için ise 8 Ocak 2010’u bekleyecek. 2009’da en ses getiren Türk filmleri ise hiç kuşkusuz “Güneşi Gördüm” ve “Nefes: Vatan Sağolsun” idi. Hayal kõrõklõğõ yaşatanlarõn en başõnda ise usta ve kabiliyetli yönetmen Zeki Demirkubuz’un dönem filmi “Kıskanmak” vardõ. “11’e 10 Kala”, “Başka Dilde Aşk”, “Acı Aşk”, “Deli Deli Olma”, “Usta” ise yõlõn orta karar yapõmlarõydõ. Festivallerden birçok ödülle dönen “Köprüdekiler”, vasatõ aşamayan “Kara Köpekler Havlarken”, Adana Altõn Koza’da görücüye çõkan “Pus”, Bursa İpek Yolu’nda yarõşan “7 Avlu” ve “Bahtı Kara”, Antalya’da boy gösteren “Beş Şehir”, “40”, “İlkbahar, Sonbahar”, “Aya Seyahat”, “Babam Büfe” ve “Min Dît” (Ben Gördüm) ise henüz gösterime giremediler. Türk sinemasõ, 2009’da Halit Refiğ, Zeki Ökten, Yücel Çakmaklı, Ahmet Uluçay, Ersin Pertan gibi yerleri kolay kolay doldurulamayacak yönetmenlerini yitirdi. Aktör Aykut Oray’õn zamansõz kaybõ da yõla damgasõnõ vurdu. Filmsayõsõarttõ,kaliteazaldõ Dijitale geçiş, film çekmeyi daha da kolaylaştõrdõ. Bu bilinen bir gerçek... Ve 2009’un belki de en büyük kazancõ, ilk filmlerin, genel toplamdaki bariz üstünlüğü olsa gerek. Özcan Alper’in “Sonbahar”õ gibi henüz ilk filmde, mutlak bir başarõyõ sağlamak kolay değil. Yönetmenlerimiz en az ikinci ve üçüncü de çekecekler ki, tarz ve üslup üzerine konuşabilelim. Ustalaşmaya meyilli ve gerçekten yetenekli genç görüntü yönetmenlerinin varlõğõndan ise rahatlõkla söz edebiliriz. Eyüp Boz, Gökhan Tiryaki gibi... Sinemamõzõn ses sorunu, yeni atõlõmlarla birlikte çözüme kavuşmak üzere... Senaryo ve kurgu konusunda ise hâlâ acemiyiz. Benzeşen metinler, meselesizlik, kadõnlara yönelik yazõlan rollerin belirgin basiretsizliği, karakter analizinde derinleşememek, oturmayan karakterler, estetik yoksunluğu, oyuncu yönetimindeki zaaflar, gündelik hayatta karşõlõğõ bulunmayan karikatürize tipler, merak uyandõrmayan gidişat, temposuzluk, inandõrõcõlõktan uzak öykü, kötü finaller. Tek başõna bir filmin her şeyi olmaya soyunmaktansa, ekip ruhuyla yukarda sözünü ettiğimiz olumsuzluklarõn aşõlmasõna gayret edilmeli... Bu yõl sinema tutkunlarõnõn haricindeki kitleyi de kucaklayabilmeyi başaran festivallerden biri Altõn Koza’ydõ. Adana’da “Okullar Sinemada-Sinema Okullarda” projesi kapsamõnda ortalama 100 bin öğrenciye ulaşõldõ. İstanbul Film Festivali ise yüzde 5’lik seyirci kaybõna rağmen 162 bin kişiyi sinema salonlarõnda toplayabildi. İpek Yolu hõzla büyüyor, Altõn Koza emin adõmlarla ilerliyor, yönetimi değişen Altõn Portakal ise tez zamanda silkelenip organizasyonu rayõna oturtacaktõr. Ankara Film Festivali, başkente yakõşacak biçimde vitesi büyütmeli, Ege’nin incisi İzmir’in ulusal bir uzun metraj sinema festivali kurmak için daha ne kadar bekleyeceği ise ayrõ bir merak konusu. İLK FİLMLER FURYASI FESTİVALLERE DAİR Turkuvaz bir kadın: SerraYõlmaz 2 0 0 9 Y I L I N D A T Ü R K İ Y E ’ D E S İ N E M A Y A B İ R B A K I Ş Uzak İhtimal Vavien Bornova Bornova Avatar İki Dil Bir Bavul Köprüdekiler Neşeli Hayat Pandora’nın Kutusu Üç boyutlu sinemaya doğru... Dünya, ilerleyen teknolojinin de desteğiyle üç boyutlu sinemaya yöneliyor. Yõlõn en büyük bombasõ ise hiç şüphesiz yeni nesil sinemanõn destansõ bir örneği olan “Avatar” idi. Görselliği hoş, gerisi boş bir yapõm hüviyetindeki “2012”, animasyon devi Pixar’õn 10. mucizesi “Yukarı Bak” (Up), bir tür bilimkurgu fenomeni “Yasak Bölge 9” (District 9), yõlõn en iddialõ seyirlikleriydi. Quentin Tarantino’nun “Soysuzlar Çetesi” (Inglourious Basterds) ve Star Trek’i de es geçmeyelim. Bulgar usulü kara komedi “Zift”, 28. Uluslararasõ İstanbul Film Festivali’nde izlediğim uzak ara en güzel filmdi. İpek Yolu’ndaki Latin Amerika soslu “Ressam” ve Filmekimi’ndeki “Ay” (Moon) ise kişisel en iyi listeme eklendiler bile...
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle