Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
7 HAZİRAN 1996 CUMA CUMHURİYET SAYFA
EKONOMI
İşçi ve işveren temsilcileriyle akademisyenler RP'siz bir hükümetin şimdikinden farkı olmayacağmda birleşiyor
Refah'a kapıyı ANAYOL açüEkonotni Servisi- 60 günde kurulan
ANAYOL hükümeti Başbakan Mesut
Yılmaz'ın dün Cumhurbaşkanı'na istifasını
vermesiyle 90 günde sona erdi. Böylece gerek
iş dünyasının gerekse medyanın kurulması
için baskı yaptığı ANAP-DYP hükümeti
kendisi için sahip olunan bütün umutlan 90
günde tüketti. ANAYOL koalisyonunun sona
ermesi gerek iş dünyası gerekse
akademisyenler ve sendika kesımlerinde pek
fazla bir şaşkınhk yaratmadı. İş dünyasının
temsilcileri. bundan sonra kurulacak bir
koalisyonda Refah Partisi'ne mutlaka yer
verilmesi gerektiğini belirtirlerken, hiç
istemeseler de olası bir erken seçimin ise
seçim kanununda yapılacak değişiklikle
gerçekleşmesmi istediler. Devletin en kısa
zamanda yapısal bir değişime ihtiyacı
olduğunu da \"urgulayan sanayicı ve
işverenler. siyasi kaos devam ettiği takdirde
ülkenin yeni bir demokrasi kesintisiyle karşı
karşıya kalabileceğine dikkat çektiler. Siyasi
kaosun ardından başgöstemesi olası bir
ekonomik kaos konusunda uyanda bulunan
akademisyenler ise, yeni bir hükümet
kurulamaması durumunda faiz, enflasyon ve
dövizde ciddi bir tırmanış olacağını
vurguladılar. Akademisyenler. hükümet
formüllerinde RP'ye mutlaka yer verilmesi
gerektiğini kaydederek RP'nin merkezdeki iki
sağ partiden pek bir farkı olmadığını da ifade
ettiler. ANAYOL rüyasının sona ermesini
değerlendiren işçi sendikalan ise koalisyonun
hükümet dışındaki partilerin etkisi sonucunda
yürümediğine dikkat çektiler.
RP'nin hükümet içinde olması gerektiğini
kaydeden sendika temsilcileri. oluşacak
hükümetin ilk olarak çahşanlann gelir
dağılımını adaletli bir şekilde düzeltmesi
gerektiğini belirttiler. RP'yi içine alacak bir
hükümetin hem kamuoyu önünde hem de
meclis içinde güçlü olacağını öne süren
sendika temsilcileri, erken seçimi ise gereksiz
bulduklannı belirttiler.
PROF. ESFENDER KORKMAZ
4
Sıcak para gider'
"ANAYOL'un bozulması siyasi
anlamda bir otorite boşluğu
demektir. Bunun en büyük etkisi
ekonomi üzerinde olacaktır.
Türkiye islikrarlı bir ülke olsay dı
siyasi boşluk etkili olmazdı. En
önemli etki ise kısa \e uzun vadeli
sermaye hareketlerinde
yaşanacaktır ve iç borçlanmaya
gelen kısa \adeli yabancı sermaye
kesilecektir. Hazine bonolannın
yarısına yakın bölümiinün müşterisi bu olduğu ve geri
kalan böliimde borç vermekte tereddüt edeceği için faizler
yükselecektir. Hükümet boşluğu enflas>onun artmasına.
faizlerin \e dö\ iz > ükselmesine neden olacak."
PROF. HL RŞİT GÜIN'EŞ
'Liderler uzlaşmah'
"Türkiye'de kamuoy u oldukça zayıf.
Anti- Refahçı olmaktan kurtulmak.
bu kompleksten sıynlmak gerekiyor.
Erken seçim Refah'ın daha da
güçlenmesine neden olacaktır. Erken
seçim solun belki de barajı
aşamaması sonucunu doğuracak.
Türkiye'de siyasetçiler %e liderier
uzlaşmayı öğrenmelidirler. Türk
parlamentosu kendi içinden çözüm
bulmalıdır. Bir erken seçim % yıhna
yetişmeyeceğinden 97'ye sarkar. Erken seçim olmayacağına
göre geçici bir hükümet kumlacaktır. Türkiye ekonomik
sorunlannı aşamı>or. Gelen hükümet de radikal tedbirler
almayacağindan ekonomi büyük sıkıntılara düşecek"
DOÇ. ERİNÇ YELDAN
'Refah, düzenin partisi
9
"Meclis'ten çıkacak herhangi bir
hükümet diizeni değiştirmeye
yeterli olamayacaktır. RP de var
olan düzenin en ateşli savunucusu,
iktidara gelirse ekonomide ne yapar
tartışmasının anlamı yok. Türkiye
zaten kriz ortamında. Buna siyasi
kriz de eklenince yapısal sorunlar
ön plan çıktı. Borçlanmada 12 ayın
ü/erine çıkılamaması, yurtiçi
tasarruflann yüzde 25'i aşmaması
bu sorunlann içindeydi. Önlem olarak da dışandan
sürekli kısa \adeli borçlanmaya gidildi. Kurulacak
hükümetin yapısal önlemler alması gerekiyor."
Üç ay böyle
geçti
• 6 Mart: Mesut Yılmaz
başkanlığındaki ANAYOL
hükümeti kuruldu.
• ANAYOL'un ilk gününde
yıllık bileşik faiz % 112 oldu.
• Borsa günü 66 bin 328
puanla kapadı.
Dolar günü 67 bin 200
liradan, mark ise 45 bin 550
liradan kapadı.
I Hükümet kurulur kurulmaz
bürokraside koltuk savaşı
başladı.
• 9 Mart: llaca % 20 zam.
"111 Mart: Tekel'e yüzde 50.
çaya yüzde 25, alüminyuma
yüzde 3.2 zam geldi.
• 12 Mart: ANAYOL
hükümeti 257 kabul. 207 ret
ve 80 çekimser oy alarak
göreve başladı.
) Akaryakıt ürünlerine yüzde
20. tüpgaz fiyatlarına yüzde
15, şeker fiyatlarına da
yüzde 30 zam yapıldı.
• 25 Mart: Ulaşıma yüzde
40 zam yapıldı.
• 2 Nisan: RP. Çiller'in
yolsuzluk dosyasını açtı.
• Petrol ürünleri yüzde 15
zamlandı.
• 13 Nisan: Harcama hedefi
2.7 katrilyon liradan 3.5
katrilyon liraya yükseltildi.
• Bütçede yatınmlara
sadece 256 trilyon lira ayrıldı.
~ı Ekmek 15 bin lira oldu.
0 6 Mayıs: Yılmaz.
ekonomik vaatler paketi
açıkladı.
Hükümet postaya yüzde
25. çaya yüzde 30 elektriğe
yüzde 4.5 zam yaptı.
• 7 Mayıs: ANAYOL'daki
sürtüşme alevlendi.
i 14 Mayıs: Güvenoylaması
geçersiz saydı.
• 15 Mayıs: IMF geldi.
• 24 Mayıs: DYP koalisyonu
şartlı bozdu.
• 26 Mayıs: Yılmaz
hükümetin bittiği işaretini
verdi.
• 30 Mayıs: IMF mali kriz
için uyardı.
• 31 Mayıs: 4 aylık bütçe
açığı 431 trilyon olarak
açıklandı.
6 Haziran: Başbakan
Yılmaz istifasını verdi.
MEHMET YILDIRIM (ÎTO)
^Hükümete herkes
katılmalı'
"Bu istifa geç kalmış bir adımdı.
ANAYOL beklentilerimize cevap
veremedi. Zaten halk da son
seçinıde bu oluşuma olan
güvensizliğini dile getirdi. Bu
noktadan sonra Meclis'teki tüm
partilerin katıldığı bir hükümet
kurulmalı. 2.5 partiyle koalisyon
olmaz. Ancak bu hükümetin başına mevcut
liderlerin dışında biri gelmeli. Türkiye'nin yapısal
değişimlere ihtiyacı \ar. Ancak siyasi kriz devam
ederse geçmişte olduğu gibi demokrasimiz kesintiye
uğrayabilir. Çünkü belli kesimlere "gel, gel"
yapılarak, Türkiye askeri bir darbeyle karşı karşıya
getirilmek isteniyor. Bu arada yeni bir oluşumla
birlikte ciddi bir anayasa değişikliğine ihtiyaç var."
SALİM USLU
(Hak-İş)
6
Refahsız
hükümet
yapay'
"Demok-
ratik
teamülleri ve
halkın
iradesini
dışlayan
yapay
hükümet
modellerinin
gerçekçi
olmadığı görüldü.
Mutlaka Refah Partisi'nin de
içerisinde bulunduğu ve
partilerin teknik
performanslannı öne çıkaracak
bir program düzleminde çözüm
hükümeti oluşturulmah.
Kamuoyu tercihlerine tam
olarak dayanmayan ve
psikolojik desteği olmayan son
hükümet başanlı olamadı.
Farklı programlan olan
partilerin, başlangıçta zor gibi
görünse de koalisyon yapması.
dengelerin yerine oturması
açısından gerekli."
MEMDUH HACIOGLU (İSO)
'Sistem tıkamna
aşamasmda'
"Türkiye'de artık sistem
tıkanıyor. Parlamento ya aklını
başına almalı -ki bu ihtimali çok
beklemiyorum- ya da hemen
erken bir seçime gidilmeli. Eğer,
me\cut Meclis yapısı içinde bir
hükümet oluşumuna karar
verilirse, oluşacak bir
koalisyonun içinde RP yerini mutlaka almalı. Bu
partiyi artık sistemin içine çekmek lazını. Son
seçimlerde de görüldü ki, artık RP merkeze
yaklaşmaktadır. Seçmen uca yaklaşmıyor, partî
merkeze yaklaşıyor. ANAYOL u oluşturan her iki
parti de popülizmi öne alan politikalar ürettiler. Ve
birbirlerivle rekabet ettiler."
KEMAL BAYSAL (DİSK)
'Makul olan Aııarefah'
"Çözümü her zaman için makulde aramak
gerekir. 24 Aralık'ta birinci parti olan RP ile
AÎSAP'ın hükümet kurması gerekir. Bozulan
hükümetin dışında kalan politik güçler daha
etkin olduklan için koalisyon başanlı olamadı.
Ve emeğe saldıny ı progranılarına alan partiler 2
haziranda cezalandınldı. Bundan sonra seçime
gidilnıesi halinde de bir şey değişmeyecek.
Çünkü halkın politik tercihkri 5 ay da değişmez.
Kinı iktidarda olursa olsun adaletsiz gelir
dağılımına mutlaka çözüm bulmah."
REFİK BAYDUR (TİSK)
'Türkiye
koalisyona
mahkûm'
"Türkiye yine bir
koalisyon hükümetine
^ mahkûnıdur. ANAP-
DY P kolisyon
hükümoıinde bugün getinen nokta üziicüdür.
ANAYOL iki liderin uriaşmaz tavırian ik çok
ucuza heba ediliyor.
Bana göre DYP-ANAP ve RP'nin içinde
olduğu bir koalisyon ideal görünüyor. Değişik
formüller aranmadan erken seçime gitmek
hata olur."
SAMİM SİVRI
(ESİAD)
'Tercihiıııiz
ANAP-
DYP'
-Öncelikle tercihimiz
ANAP-DYP
kolisyonunun de\amıdır.
Ancak bunda başanlı
olunmadı. Gelinen
noktada erken seçim
çözüm olmaktan
uzaktır. Türkiye bu
yükü de kaldıramaz.
Mevcut yasalarla seçim
yapılması yeni kaoslar
yaratır.
Paıiamentoda halkı
temsil eden siyasi parti
temsilcileri Tükiye'ye ve
Tük insanına yönelik ne
yaptığını ve ne yapmak
istikleriniortaya
koy malıdıriar. DYP-
ANAP anlaşma/lığının
devamında bize göre
geniş tabanlı bir
hükümet veya milli
mutakabat hükümeti
çaredir."
Haziran ayının ilk sayısında Türkiye'ye 14 sayfa ayıran The Economist ekonomiden siyasete her uygulamada hata buldu
Avrapa, 'Kafdağı'nm ardında
TEN
The
Economist
• Ekonomi yolda kalmış enkaza benziyor
•Ekonomik göstergelerin yeniden kriz sinyalleri
veriyor
• Yüzde 90'a varan enflasyon hiper enflasyona
donüşebilir.
• AB'ye tam üyelik oldukça uzak bir ihtimal.
• Gümrük birliği nedenıyle yıllık vergi
kaybı 3 milyar dolar.
• Güneydoğu'daki savaş için her yıl 7 milyar
dolar harcanıyor.
• Kayıt dışı ekonomi dev boyutlarda.
•Bu yılki bütçe açığı 15 milyar dolar olacak.
Ekonomi Servisi - Dünya-
ca ünlü ekonomi \ e politika
dergisı The Economist,Tür-
kiye ekonomısini. yolda kal-
mış araba enkazına benzet-
ti. Ekonomik göstergelerin
tekrar knz sinyalı verdiğine
dikkat çeken dergi, ekonomi-
nin her şeye rağmen yürüme-
sini. "tek kelimeyle mucize"
olarak nitelendirdı. Dergi.
Türkiye"deki yöneticilerin
bütün olumsuz göstergelere
karşın. '1994 yılındald eko-
nomik krizi, başa gelebile-
ceklerin en kötüsü" olarak
görmeye devam etmesini
eleştirirken bir Amerikan ik-
tisatçısının Türkıye ekonomi-
si ile ilgili şu \orumuna yer
verdj:
"Özeüikle kısa dönemde
tehlike belirtileri >ar. ^üzde
60ile90 arasındadeğişenenf-
lasyon kısa bir süre içinde hi-
per enflasyona donüşebilir.
Türkiye ekonomisi, henüz
patlak vermemiş, ama her
an patlayabilecek bir kriz
ekonomisi."
Dünyanın en ünlü ekono-
mi \e politika dergıleri ara-
sında yer alan The Econo-
mist, haziran ayının ilk sayı-
sında Türkiye'yi ele alan 14
say falık bir inceleme yayın-
ladı.Türkiye'nin A\Tupa Bir-
ligi ile ilişkilerinin de
değerlendirildiği araştırma-
da. tam üyeliği hem ekono-
mik hem de siyasal olarak
oldukça uzak bir ihtimal ol-
duğu vurgulandı. Dergide
Türkiye'nin ekonomik açı-
dan AB' deki en yoksul ül-
kenin bile çok gerisinde ol-
duğu ifade edilirken, demok-
ratik değerlerin eksikliği ve
insan hakJan ihlallerinin bir-
liğe üyeliği imkânsız kıldı-
ğı görüşüne yer v eri ldi. Tür-
kiye'nin Avrupa Birliği'nde
ikinci sınıf üye durumunda
olduğunu belirten The Eco-
nomist"te. Türkiye'nin AB
içinde kurallann hazırlan-
masına katılamadığı. ama
kurallara uymak zorunda ol-
duğu. aynca bölgesel tbn-
lardan da yararlanamadığı
belirtildi.
AB yetkililennin işgücü-
nün serbest dolaşım hakkı-
na çok soğuk baktıklarına
dikkat çekilen dergide Türk
işadamlannın gümrük birli-
ği ile kendilerini Avrupalı
hıssedecekleri için anlaşma-
yı desteklediklerine yer ve-
rildı.
Türkiye ekonomisini çö-
küşe sürükleyen etkenlerin
başında siyasi istikrarsızlı-
ğın geldiği belirtilen araştır-
mada, iç \e dış borç faizle-
ri, KtT'lere aktanlan süb-
vansiyonlar ve her yıl Gü-
neydoğu'daki savaş için har-
canan 7 milyar dolar gibi
ekonominin başlıca sorun-
lannın istikrarsızlık sonucu
bir türlü çözüme kavuşturu-
lamadığına yer verildi.
Araştırmada. kayıt dışı
ekonominin dev boyutlara
\ armasına ek olarak, devle-
ALT1NELMA ELDENKAÇTI-The Economist Dergjsi'ndeyayımlananyorumda,
OsmanJılar'm A\ rupa'yı, güneşin batrıgı "altın elma" olarak tanımladığı belirtilerek,
"İstanbuldaki elit için bugün altın elma ABye tam üyeliktir" deniyor. Yazıda.
çoklannın şu göriişü paylaştığını da dikkat çekiliyor: "Güneşin batışı gibi, Avrupa
elden kaçarsa, batıcı, demokratik ve laik görüş, ufukta kay bolabilir."
tin vergi toplamadaki yeter-
sizlİEİ sonucu. boç stokunun
1986yıhndaGayriSafiMil-
lı Hasılanın yüzde 3.7 si ka-
darken 1993 yılında yüzde
12.3"e çıktığına yer verildi.
The Economist" ın araştır-
masmda DYP- CHP koalis-
yonu dönemınde kamu çalı-
şanlanna yapılan zamlareko-
nomiyi rayından çıkaran baş-
lıca nedenlerden biri olarak
gösterildi. Kamu çalışanla-
rtna geçen y ılın kasım ayın-
da yüzde 35 zamyapılması-
nın ardından. yaklaşan se-
çimlernedeniylearalıkayın-
da tekrar yüzde 53 zam ya-
pılmasını IMF'nin hedefle-
rine erişilmesıni engellediği-
nı \ urgulayan dergi. bu \ılın
bütçe açığını 15 milyar do-
lar olacağına işaret eti.
Türk ekonomısini giderek
ltalyan ekonomisine benze-
ten dergide. "Reel ekonomi.
hükümete rağmen gelişirken
başta kamu açığı olmak uze-
re,yapısal sorunlar \ arlığını
sürdüriiyor. Kayıtdışı ekono-
mi çığ gibi büyüyor. Bunun
yanında. Avrupa Topluluğu
ile gümrük biriliğiy le birlik-
te Türkiye'nin her y ıl 2- 3
milyar düzeyinde vcrgi kay-
bı olacak" denildi.
Terör, çökertiyor
A
raştırmanın Güneydoğu ve Kün sorununun ele alındığı
bölümünde. bölgedeki sava^ın ekonomi üzerindeki
olumsuz etkilerine dikkat çekildi. Güneydoğu'daki savaşın
ekonomiden emdiği kaynağın yılda 7
milyar dolara vardıgı
belirtilen araştırmada. "Bölgede süren savaş Türkiye'nin Avrupa
Birliği''ne tam üyeliğini engeUediği gibi ekonomiyi krize
sürükleyen etkenlerin de başında geliyor" denıldı. Bölgede süren
savaşla ilgili olarak'Her ülkenin kendine has bir kâbusu vardır.
Türkiye'nin kâbusu da bölünme" yorumuna ver veren dergi.
sorun üzerinde hükümetin ve >öre ınsanının birbirlerine zıt
yaklaşımlanna değindi. Hükümetin bütün etnik gruplann Türk
vatandaşı olduğu, kanunlar önünde de eşjt olduğu konusunda
ısrarlı olduğuna dikkat çeken dergi. konuv la ilgili olarak bir Türk
bürokratın. "Eğer azınlıklardan. özellikle de nüfusun üçte birini
oluşturan Kürtlerden söz etmeye başlarsak, bunun sonu nereye
vanr?" şeklindeki yorumuna yer verdi. Siyasilerin çoğunun.
Künlerin PKK'yi desteklediğine inanmadığının belirtildigi
dergide Kürtlerin Türk toplumuna entegre olduğu. Meclis'in üçte
birinden fazlasının ve ordunun da çoğunun Kürt olduğuna dikkat
çekildi. Dergide Kürt sorunuyla ilgili bölümünde şöyle devam
edildi: "Ankara sorunun çözümünü terorizmin engellenmesinden
sonra 32 milyar dolarlık GAP'ta görüyor. Hep fakir olan
Güneydoğu, Türkiye üretiminin yalnızyüzde 4'ünü karşılıyor.
GAP'ın bunu değiştirmesi beklenirken, 22 barajın elektrik
üretmesi, tamamlandığında ise 3 buçuk milyona iş yaratması
hedefleniyor.
7
*
Refahy TruvaAtı
T
ürkiye'de laikliğe alternatif bir sistem kurma iddiası
taşıyan Refah'ın şu anda Meclis'te çoğunluğu
oluşturduğuna dikkat çekiien araştırmada.
"Güneydoğu'daki savaş. insan haklan,enflasyonun ortalama
yüzde 60'larda seyTetmesine yol açan bütçe açığı gibi sorunlann
çözülememesi durumunda, Refah daha da yükselecek" denildi.
\aşam standartlannın düştüğüne işaret edilen araştırmada
Güneydoğu'daki savaşın. kayıt dışı ekonominin ve etkin bir vergi
toplama sistemi oluşturulamamasının hükümetin gelirleri ile
giderleri arasında farkı giderek açtığı ifade edildi. Hükümet
krizine de yer verilen araştırmada. "Refah korkusu bile
hükümetin devamını sağlayamadı" denildi. Olası bir erken
seçimde Refah'ın birinci parti olması düşüncesınin bazı
çevrelerde rahatsızlık yarattığı kaydedılen
araştırmada. içlerinde pek çok Batılı diplomatın da
bulunduğu bir kesimin ise Refah'ı. Batı'daki
Hıristiyan demokrat partilerin karşılığı olarak
gördükleri ifade edildi. Bu kesimin. Refah'ın oy
oranındaki artışı. 94'ten ben süren kemer sıkma politikasına
bağladığı belirtilen araştırmada şu görüşlere yer \erıldi:"Bu
kesime göre, Refah'ın oylannınn yüzde 60'ı protestoyu ifade
ediyor. Oylann yüzde 2Ö'si Müslüman kesimden gelirken ancak
yüzde 20'su kendi yaşam rarzlannı dayatmak isteyen radikal
Islamcılardan geliyor ki bu da nüfusun yüzde 5'ine denk
düşüyor." Merkez sağ partilenn Refah ile koalisyona gitmelerinin
taban desteğini yitirmelerine yol açağı belirtilen yazıda. RP'yle
koalisvon karşıtlarının bunu laik sistemi tehdit eden bir "Truva
an" olarak gördükleri belirtildi. Erbakan'ın Iran devnmı benzeri
bir devrim yaşanmasının kaçınılmaz olduğu yolundaki sözlerinın
de hatırlatıldığı vazıda, Türklerin, dini bir fanatizmin etkisinde
kalmayacak kadar hoşgörülü olduklan ileri sürüldü.
YORUM
OZTİN AKGUÇ
Ikilem
Türkiye gibi gelir düzeyi düşük. gelir dağılımı bozuk,
bölgeler arasıgelişmişlikfarkları büyük, eğitimdüzeyi
yetersiz ve değer yargıları sağlıklı olmayan bir ülke
ancak sol bir düzenle sorunlarını çözebileceğinden,
sol olarak yaftalanan partilerin durumu, aldıkları oy,
gördükleri destek. uzun sürede merkez sağ, radikal
sağ, dinci sağ olarak nitelendirilen partilerden çok
daha fazla önem taşımaktadır.
CHP'nin sürekli oy yitirmesi bu bağlamda kaygı
vericidir. CHP sınırlı yörelerde de olsa son yerel
seçimde yüzde 7 düzeyinin dahi altına, tarihinin en
düşük oy yüzdesine inmiştir. CHP'de oy kaybi,
CHP'nin ideallerinden, programından değil. yöneti-
mınden kaynaklanmaktadır. CHP'Iİ seçmen bir ikilem
karşısındadır. Kendi partisini desteklemek için oy
verdiğinde, mevcut yönetimı destekleme şeklinde
yorumlanacağı kaygısını taşımaktadır. Nitekim çok
kişi, 1995 milletvekili seçiminde Atatürk'ün partisi
TBMM dışında kalmasın diye oy verdiği halde. bu
tür destekler Baykal yanlıları tarafından, Baykal
lehine yorumlandı. CHP'nin yüzde 7 veya yüzde 8'e
düşen oyunu, Sayın Baykal'ın TV'lerdeki
açıkoturumlarda ve seçim alanlarındakı başarısı ile
baraj düzeyinin üstüne çıkardığı savı.
CHP. politika üretmiyor, programına uygun söylemi
yok, kişisel reklamlar için partinin malvarlığı da
tüketiliyor. CHP tarihsel kimliğine sahip çıksa, altı okun
gösterdiği yönlere yönelse, gösteriye değil de içeriğe
özen gösterse, herhalde yüzde 7'den çok daha fazla
oy toplar, etkili olur. Gerçi CHP son yerel seçimde
küçük beldelerde de olsa altı belediye başkanlığı
kazandı. Burada herhalde aday gösterilen kışiler
etkili oldu. Yoksa parti başkanının ve onun kadrosunun
oy sürüklemek gücü yok.
Ülkemizde parti lıderlerinin en azından yöresel oy
sürükleme gücü vardır. Partilerine o yörelerde seçim
kazandırırlar. Demirel'in Isparta'da, Ecevit'in
Zonguldak'ta. Erbakan'ın Konya'da, hatta M.
Yılmaz'ın Rize'de, M. Yazıcıoğlu'nun Sıvas'ta belırli,
etkili bir gücü vardır. Yöre bu kişileri benimser ve
destekler. Geçmişte de A. Menderes'ın. İsmet
Paşa'nın oy sürükleme gücü yadsınamaz. Ancak CHP
Başkanı Sayın Baykal'ın böyle yöresel bir gücü dahi
yok. Son yerel seçimde Antalya'da tek bir belde
seçimini dahi alamadı. Bırakın ülke çapında kitleleri
etkilemeyi, yerel bir başarı dahi sağlanamıyor. Boş
kalıp ve boş lafla etkili olunamıyor.
CHP'nin milletvekili sayısının azlığı, etkin olmamak
için bir özür değildir. CHP çok daha az sayıda
milletvekili ile 1950-1960 döneminde demokrasi
savaşımında etkili olmuş, gündemi belirlemiştir.
Günümüzde CHP'nin, sivil kıtle örgütleriyle, oluşan
platformlarla, sendikalarla yakın ilişkısi var mı?
Bilmıyorum, olsa bile kamuoyuna, seçimlerde alınan
oya yansımıyor.
Baykal ve ekibi CHP'yi ele geçirdiğinde, partinin
bu tehlikeyi de (vartayı da) atlatabileceğini ummuştum.
Umudumu yitirmedim, kişiler. yönetimler geçici:
amaçlar, özlemler. idealler kalıcıdır. Ancak CHP'nin.
Baykal ve ekibi yönetiminde oldukça ağır maddi ve
manevi zarara uğradığı açık. Parti, gündemde ve oy
sıralamasında bu denli gerilerde kalmamah.
CHP. değişimci, devrimci bir partidir. Sağcı, uy
gitsin kimliği olamaz. Parti, köklerinden, ideallerinden,
kimliğinden kopanldığında bugünkü durumlara düşer.
CHP'liler gerçekten bir ikilem karşısındadırlar. Hem
CHP'yi yaşatmak, hem de CHP'yi bugünkü
yönetimden kurtarmak. Başarısızlık doğal olarak
istifayı getirmelidir. Ancak, istifa kişilikli bir davranıştır.
Ne yazık ki Türkiye'de istıfaya zorlanmadan, kişiler,
böyle bir davranışta bulunmamaktadırlar.
CHP'iiler partilerınin yok olmasını istemiyorlarsa,
partilerine sahip çıkmalıdırlar. Devrimci. atılımcı,
demokratik kimliğine kavuşmuş bir CHP Türkiye için
gereklidir.
Yılmaz'dan operasyon
Hazine ve SPK
DYP'den almdı
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Başbakan Mesut
Yılmaz. istifa etnıiş ANA-
YOL azınlık hükümetınde
DYP'h bakanlarabağlı eko-
nomik birimlerdegece ope-
rasyonuyaptı. Hazine Müs-
teşarlığı ile Sermaye Piyasa
Kurulu (SPK) DYP'li'ba-
kanlardan alındı. Hazine.
ANAP'lı Devlet Bakanı Rüş-
dü Saracoğlu'na bağlanır-
ken. SPK ise Başbakanlığın
yönetımıne geçti. \'ılmaz'ın.
ANAP'ın muhafazakar ke-
simınden Dev let Bakanı Ce-
milÇiçeke bağlı olan Diy a-
net İşleri Başkanlığı'nı ken-
dİMiıe bağlaması dikkat çek-
ti. DY P liden Tansu ÇiUer ile
Hazine ve SPK yönetimı
kendısınden alınan DYP'li
Devlet Bakanı LfukSöyle-
mez. Y'ılmaz'm bu operas-
yonunu sert birdille eleştır-
diler.
Önemli ekonomik birim-
lerde y apılan operasyona ili>-
kın. "iç genelge" dün akşam
saat 18.30 sıralannda Başba-
kanlık'ta hazırlandı.
Karan sert ifadelerle elejj-
tiren Tansu Çıller. partisinin
Ba^kanlık Divanı toplantı-
sında "İstifa eden bir hükü-
metin başbakanı nasıl böy-
le bir değişiklik yapabilir?
Holdinglere. otoyol mütehit-
lerine para aktarmak için
bunu yaptı. Bürokratlara
söyleyin hukuk dışı hiçbir
şeye imza atmasınlar" dedi.
L'fuk Söylemez de Cum-
huriyet" ın sorulannı yanıtlar-
ken. kendısine de gönderil-
diğini v urguladığı ıç genel-
gedeıı "şaşkınhk\eüzüntü"
ile haberdar olduğunu söv-
ledi. Görev yaptığı süre için-
de Hazıne'de tek kişinin gö-
rev yerini değiştirmediginı
anlatan Sövlemez. tepki^i-
ııi "Türkdemokrasisindeol-
muş birşey değil. Gözü dön-
müşlük"*sözleriv le dile getir-
di. Hazıne'ye sorulmadan
ve mevzuat dikkate alınnıa-
dan Vakıfbank'ın özelleşti-
rilmeyeçalışıldığını. 13 ay-
lık çay stoku bulunmasına
karşın. çaya prim ödenmek
istendiğını. bu giri^ımlere
karşı çıktığını. ancak Yıl-
maz'dan bugüne değin ken-
disine herhangi bir yanıt ya
da istem gönderilmediğini
anlatan Söylemez. şöyle de-
vam etti: "Bütün bunlar. bu-
gün olmuş şey ler değil. Nani
mantıklı bir nieden anyorum,
ama bulamıyorum. Napılan
yetkigaspıdır, Hazine'yisoy-
gun teşebbüsüdür. İstifa et-
miş hükümet kanun yada ka-
rarname gönderemeyeceği-
ne göre. yapılan operasyon-
la birtakım diyeuerödenecek
^erel seçimleröncesinde ben-
den bazı belediyelere yakla-
şık 900 milyar lira gönder-
mem istendi, ama kabul et-
medim. Bu paranın yakla-
şık 127 milyar lirası D\ Pli
belediyeler, geri kalanı
ANAP'lı belediyeler için is-
tenmişti. Otoyol nıüteahhit-
lerine ay nı yöntemle kay nak
verilmesi isteğine karşı çık-
tını. Ama bunların hiçbiri
yeni değil. Bir senebi yokya-
pılan işlemin."
SPK'nin DYP'li bakanlı-
ğa bağlı olmaktan çıkarıl-
masını da. "SPK Başkanln
ğı'nın l zan ailesinin ö/elleş-
tirilen çimento fabrikalannı
satın alırken. kendisine ait
İmar Bankası \e Ada-
bank'tan teminat mektubu
vermek istemesine karşı çık-
masından \e Yılmaz'ın yeğe-
nine ait Global Menkul Kıy-
metler'in istemlerinden" kay -
naklanmı^olabileceğini be-
lirten Söylemez. aeh^meler-
de ANAP Milleuekili Me-
te Bülgün'ün fon kay ııakla-
rından tahsıs taleplerınin de
rolü bulunabileceğini öne
sürdü.