Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
4HAZİRAN1996SALI CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Doğan, 8. Daire
üyesi oldu
• ANKARA (ANKA) -
Adalet Bakanı Mehmet
Ağar"ın tartışmalı şekilde
göre-vden aldığı eski
Müsteşar Yusuf Kenan
Doğan. Yargitay 8.
Dairesi üyeligine
getirildi. Yargıtay
Başkanlık K.urulu"nca
yapılan toplantıda diğer
yeni üyelerın göre\
yapacaklan daireler de
şöyle belırlendi: "Ünal
Benlt -11. ceza. Ünal
Başoğlu - 3. ceza. Kudret
Yalçın Bal - 9. ceza.
Nazım Kaynak- 6.
hukuk. Yüksel Aydın - 1.
hukuk. Erkan Ertürk - 3.
hukuk. tlhan Günay - 9.
hukuk. Erdal Özcan - 5.
hukuk. Coşkun Şengüler
- 20. hukuk. Adnan
Baskır- 19. hukuk. Aslan
Yenıçeri - 5. hukuk.
Yılmaz Derme -11.
hukuk. Ltku Öztürk - 9.
hukuk ve Recep Yalçın -
15. hukuk dairesi."
Cevheri'den
vakıf açıklaması
• ANKARA
(Cumhuriyet Bürosu) -
DYP Genel Idare Kurulu
üyesi. Şanlıurfa
Milletvekili Necmettin
.Cevheri. Devlet Bakanı
olduğu dönemde
, kendisine bağlı olan
Vakıflar Genel
Müdürlüğü'nün
yaptırdığı tüm inşaatlar
için ihale açılması
talimatı verdiğini bildırdi.
Cevhen. dün yaptığı
• açıklamada. Başbakanlık
Teftış Kurulu
' Baîjkanlığı'mn raporunda
yeralan. Vakıflar Genel
Müdürlüğü'nce yaptınlan
900 milyar liralık 30
inşaat için ihalelerin belli
firmalara verilmesi
konusunda talimat
\erdiğine ilişkin
iddialann doğru
olmadıöını belirtti.
Türkoğlu 60 gündür kayıpATAOL BEHRAMOĞLL
Cuma akşamı Beyoğlu'nda şenlik
vardı. Istanbul kentini simgeleyen pa-
nolann önünde geleneksel çalgılan-
mızla yer alan müzisyenler lstiklal
Caddesi'nden gelip geçenlere müzik
ziyafetı verıyorlardı. HABITATII onu-
runa düzenlenen müzik şöleni. delik
deşik edilmiş yollardan. toz duman
arasından kendilerine bir geçit arayan
Istanbullulann gönüllerine neşe katı-
yor. öfkelerini ne de olsa bır nebze se-
rinletiyordu...
Nitekim def. dümbelek. keman \e
klarnet seslerinin y ükseldiği müzik kö-
şelennden birinin önünde toplanan ka-
labalık. tempoyla el çırpmaktaydı.
Yaklaşıp baktığımda. kalabalığın orta-
sında ezgilerin ritmiyle kıv ırtan (on ye-
di. on sekiz ya^larındakı) delikanlıyı
gördüm. Sürmelı gözlen. kulağındakı
küpeyle değme hanendelere taş çıkar-
tırcasına kıvırtıyordu.
Memlekette demokrasi olduğuna
göre genç erkek çocuklannın bö> le kı-
vırtmasında ve demokrat halkımızın
da özgürlük ortamında e! çırparak ona
katılmasında elbette mahzur yoktu.
Gençler poüs otosunda
Taksime doğru yüriiyüşümü sürdür-
düğümde bu kez polis otosuyla karşı-
laştım. Çevresi Çevik Ku\\et görevli-
lerince kuşatılmıştı. Benim gibi me-
raklı birkaç kişi de ne olup bittiğini an-
lamaya çalışıyordu.
Arabadaki solgun uizlü genç kızla-
n ve birkaç delikanlıyi. ne yalan söy-
leyeyim. önce çevredekı bar ya da ka-
felerden topladıklannı sandım. Fakat
bunlann. yanm saat kadar önce >ine
oradan geçtigimde. "Sosyalist İktidar1
*
adlı gazeteyi slogan atarak satmava ça-
lışan gençler olduğunu anlamakta ge-
cikmedim...
Memlekette demokrasi olduğuna
dair tatlı düşüncelerim tahmin edersi-
niz ki bir anda dağıldı... Demek ki biz-
deki böyle bır demokrasiydi...
Cumartesi yazımı okuyanlardan
özür dilerim. Kendisinden 60 gündür
haberalınamayan Talat Türkoğlu'nun
eşi Hasene Türkoğlu' nun dagıtacaği-
nı bıldirdığım
lnsan Haklan Bülteni 2 hazıran pa-
zar günü Kadıköy'de dağıtıldı. (Ben
bağışlanmaz bir hatay la. bu tarıhı 9 ha-
• Soruyorum ve hep birlikte
sormanıız gerekiyor: Talat
Türkoğlu nerede? Bu sorunun
yanıtını alamazsak, Talat
Türkoğlu'nun nerede olduğunu,
bütün öteki "kayıp"larm nerede
olduğunu sorup öğrenemezsek,
sorumiular ortaya çıkarılamaz ve
hesap sorulamazsa. ne HABITAT-II
ne de davullu dümbelekli ve genç
erkek hanendeli şölenler, bu
toplumdan yükselen pis kokulan
örtbas etmeve vetmevecektir.
Hasene Türkoğlu eşinin 60 gündür kav ıp olduğunu bir bildiri ile du\ ururken sırtında Talat TürkoğJu'nun fotoğ-
rafı ver alan bir tişört ile bildiri dağıtan çocuğun arkasındaki görüntü oldukça ilginçti. ( DEVRİM SEVİNAY)
ziran pazar olarak jazmışım.) Hasene
Türkoğlu beni cumartesi gecesi yent-
den aradı..
Ulaşabildiğimarkadaşlarlavelnsan
Haklan Derneği'nin orava gelmis olan
yöneticileriyle bülteni dağıttık... (Bu
kez doğru tarihi >azı>orum: Bu bülten.
5 haziran çarşamba saat 17.00'de Ba-
kırköy Özgürlük Alam'nda yine dağı-
tılacak.) Bülteni dağıttık. fakat bu pek
kolav olmadı. Çe\ik Kuvvet önlemını
almıştı...
Havav ı germemeye çalışarak konus-
malanmız sanıvorum ki yararlı oldu...
Üst düzev birkaç si\il yöneticınin de
gelişinden sonra bültenin dağıtılmasi-
na "izin"alınabildi...
Böylece esinden 60 gündür haber
alama>an Hasene Türkoğlu. "'sembo-
lik" olarak sesini duyarlı toplumumu-
za duyıırmaya çalıştı. işte bültenden
birkaç satır:
"Talat Türkoğlu ikamet ettiği İstan-
bul'dan annesini /haret etrnek üzere
Edirne"\e gitti. Edime'den İstanhul'a
dönmek ü/ere 1 Nisan 1996 günü an-
nesinin \anından a> rılan Talat Türkoğ-
lu'ndan bugüne kadar haber almama-
dı. O. şimdhe kadar tüm hastane \e
nıorglarda arandı >e ilgili tüm mercile-
re başvuruldu. F.dirne valisivle bi/zat
eşi konuştu. Ve kendisine en kısa za-
nıanda konu> la ilgili bilgi > erileceği sö-
zü \erildi. Ancak şimdi>e kadar hiçbir
yetkiliden tek saiırlık olsun bir açıkia-
ma alınamadı. Tüm \etkililer tam bir
umursama/lık içindeler..."
Umursamazlık içınde olanlar sade-
ceyetkilılermi'.'Vesanıyorumkı soru-
nun can alıcı düğüm noktası da bura-
da. Talat Türkoğlu bır aydın. bir yurt-
se\er. bir de\rimci. Yaşı ellilere ulas-
mıs. biraile babası \e biremekçi...
Inançlanndan ötürü (pek çok y urtse-
\er a> dın gibi) cezae\ ine ginp çıkmış.
Talat Türkoğlu'nun Edirneemniyetin-
de. sorguda. elektrik işkencesınde öl-
düğüne (öldürüldüğüne) dair ciddi
kuşkular var... Soruvorum ve hep bir-
likte sormamız gerekivor:
Talat Türkoğlu nerede? Bu sorunun
yanıtmı alamazsak. Talat Türkoğ-
İu'nun nerede olduğunu. bütün öteki
~kayıp"ların nerede olduğunu sorup
öğrenemezsek. sorumiular ortaya çı-
karılamaz \e hesap sorulamazsa. ne
HABITAT-ll.nededavullu dümbelek-
li \e genç erkek hanendeli şölenler. bu
toplumdan yükselen pis kokulan ört-
bas etme\e vetmesecektır.
Farklı düşünceler öne sürülüyor
Hükümette 45 gün
tartışması başladı
45 güne 4 formül
1-45 gün, hükümet düşünce başlar
2- Güvenoyu alınmadığı kabul edilirse 45 günlük süre
doldu .
3- ANAYOL, 32. günde kuruldu, yeni hükümet 13
günde kurulmalı
4- Kurulacak hükümet güvenoyu alamadığı anda 45
günlük süre başlar
ANKARA(Cumhuri>et Büro$u)-
AnayasaMahkemesf nın.gü\enoyu-
na ılışkin TBMM karannı iptal et-
mesinin ardından DYP"nin ısramla
hükümetin bume noktasına gelmesi.
Cumhurbas.kanı Süle>man Demirel'e
nıillet\ekili »eçımlerinı \enileme
\etkisini ba^latan 45 günlük sürenın
bitımı konusunda >eni tartışmalan
gündeme getirdi. 45 günlük sürenin
başjama dönemi konusunda siyasi
partivönetıcilerincedillendirilengö-
rüsler şöyle:
I- Başbakan Mesut Yılmaz. hükü-
metin. güvenoyu bulunmadığı gerek-
çesıyle dü^ürülmesı durumunda. 45
günlük sürenin dolmuş sayılacağını
\e Demirel'in seçım hükümeti kur-
ma ınisiyatıfini kullanabileceginı
sövledı. Bu görüse göre yakla^ık 3
avdır görev vapan 53. hükümet gü-
\enovu alamamı* olarak kabul edi-
lince. 45 günlük süre doğal olarak
geçirilmiş olacak ve Cumhurbaşka-
nı seçimlen \enileme karan alabile-
cek.
2-CHP Genel Başkan Yardımcısı
Onur Kumbaracıbaşı ise 45 günlük
sürenın. 53. hükümetin kurulu^unda
geçinlen dönemin üstüne eklenerek
belırlenecegıni savundu. Bu görüşe
göre 53. hükümet. Demirel'in göre\
vermesınin ardından 32. günde ku-
rulduğu ıçın. yeni süre kalınan yer-
den işlemeve başlavacak \e ANA-
YOL hükümetinin düşmesinin ardın-
dan 13 gün içınde şenıkabinenın gü-
venoyu alması gerekecek. Bu süre
içınde hükümetin kurulamaması du-
rumunda. Demirel'in seçimlen şeııı-
leme vetkisi doğacak.
3- Siyasi kulıslerde dile getirilen
dığer bir te/e göre. 53. hükümet dü^-
tükten sonra 45 günlük süre ısjeme-
ye baslayacak. En fazla laraftan bu-
lunan bu görüşü sa\unanlar. koalis-
yonun gensoru veya güvensizlik
oyuyla düşmesi durumunda. 45 gün-
lük sürenin işletilmesıne başlanaca-
ğını dile getirivorlar. Bu görü:, men-
suplan. Yılmaz'ın dile getirdiğı. hü-
kümetin. güvenoyu alamadıgı gerek-
çesiyle düşürülmesi durumunda 45
günlük sürenin dolmuş sav ılacağı vo-
rumuna. anayasanın. "Anayasa Mah-
kemesi karariannın geriye > ürütüle-
me>eceği"hükmüne dikkat çekerek
kar^ı çıkıyorlar.
4-Bu teze göre hükümetin düşme-
si veya Basbakan'ın istifaetmesi du-
rumunda yeni hükümet çalışmalan
başlavacak. Yeni Bakanlar Kuru-
lunun oluşturulamaması veya kuru-
lan kabinenin TBMM'de güvenoyu
alamaması durumunda 45 günlük sü-
re ışlemeye başlavacak.
Siv asi kulislerde 4 değişık yoruma
neden olan. anayasanın "*TB\1M Se-
çimlerinin Cumhurbaşkanı'nca \e-
nilenmesi" başlığını taşıvan 116.
maddesi şövle: "Bakanlar Kuru-
lu'nun. 1 lO.maddedebelirtilengüve-
no\Tinu alamaması \e 99. (gensoru)
ve>a 111. (guvensizlik oy u) maddeler
uyannca »üvensi/Jik o\ u> la düşürül-
mesi hallerindekırkbeşgün içindeve-
ni Bakanlar Kurulu kurulmadığı ve-
>a kurulduğu halde«ü\eno\ u alama-
dığı takdirde cumhurbaşkanı. TB-
MM Başkam'na danışarak. seçimle-
rin yenilenmesine karar \erebilir.
Başbakanın güvensizlik ovu ile
düşürtilmeden istifa etmesı üzerine
kırkbeş gün içinde veya yeni seçilen
TBMVI Başkanlık Divanı seçimin-
den sonra yıne kırk beş gün içinde
Bakanlar Kurulu'nun kurulamaması
hallerınde de Cumhurbaşkanı. TB-
MM Başkam'na danışarak seçimle-
rin yeniienmesine karar verebilır.
Nenilenme karan Resmi Gazete'de
yay ımlanır \e seçime gidilir."
ÖRÜŞ/AV. DR. ÜMİT KARDAŞ
Örtülü Ödenek ve Meclis Soruşturması
Eski başbakanın örtülü ödenek
kullanımına ilişkin kuşkuların gide-
rilmesi konusunda devleti yöneten
siyasi kadrolar ile siyasi parti lider
'kadrolarının izledikleri yöntem, ola-
yı algılamalarındaki yanlışlık ve ola-
yı ulaştırdıkları boyut, gerçekten
, üzüntü vericidir.
Yeni başbakan, eski başbakanın
örtülü ödenek kullanımında yasada
belirtilen amaç dışına çıkıldığı husu-
sunda ciddi kuşkular bulunduğunu
belirtmiş, ancak bu iddiayı neye da-
yandırdığını açıklamamıştır. Zaten
" açıklamasına da gerek yoktur. Ola-
yı ciddi bir kuşku boyutuna getirdi-
ğine ve kamuoyunu dalgalandırdı-
ğına göre birtakım kanıtlara sahip
olması gerekir.
O zaman başbakanın anayasa-
nın 100. maddesındeki Meclis so-
ruşturması yolunu açması, görevi
durumuna gelmektedir. Çünkü es-
ki başbakana yeni başbakan tara-
fından suç yüklemesi yapılmış (!s-
natta bulunulmuş) ve kamuoyunda
kuşkulu duruma düşürülmüştür. Es-
ki başbakan, kamuoyunda bu suç-
lamayı reddetmiş ve yeni başbaka-
nı ispata davet etmiştir.
Aslında eski başbakana, cumhur-
başkanına veya yeni başbakana bil-
gi vermesi konusunda yapılan tel-
kinler yersiz, gösterilen adresler
yanlıştır. Muhasebe-i Umumiye Ya-
sası'nın 77. maddesinin 2. fıkrasına
göre örtülü ödeneğin sarf yerinin ve
hesaplarının nasıl tutulup tasfiye
edileceğinin ve hangi vesikaların
halef olan zata devrolunacağının ta-
yin ve takdiri, başbakana ait bulun-
"maktadır.
Bu düzenleme, anayasanın 160.
.maddesine aykırıdır. Ancak böyle
, bir düzenleme var olduğuna göre,
• kim "filan makama git bilgi ver, onu
. tatmin et, halk ve kamuoyu da böy-
lece yatışıp olay kapansın" diyebi-
lir. Istanbul Barosu Başkanı Sayın
-Turgut Kazan'ın "Kırmızı Koltuk"
'programında çok yerinde belirttiği
• gibi, işletilecek yasal prosedür bel-
' lidir.
O da Meclis soruşturmasıdır.
/Çünkü Sayın Çiller in ve partisinin
bu isnadın altından bu şekilde kalk-
ması olanakh değildir. Böyle bir is-
.nat yapıldıktan sonra mehter ritmi
Jle devinilmesi hiçbir etik değer ile
bağdaşmaz.
Ortülü ödenek konusunda
işlenmesi olası suçlar
- insan haklan açısından da bu
yaklaşım yanlıştır. Gelişmiş demok-
rasilerde onur sorunu yapılıp hara-
kiri, intihar, istifa gibi yaklaşımlarla
karşılanan bu tür isnatların düzey-
siz bir polemik konusu ve hukukun
da basit siyasi oyunlann aleti duru-
. muna getirilmesi acı bir sonuçtur.
Medyanın da olayı bu düzeyde iş-
- leyip yönlendirmesi, demokrasimi-
«zirı geleceği açısından ürküntü ve-
- ricidir.
Başbakan, Muhasebe-i Umumi-
ye Yasası'nın 77. maddesi uyann-
ca görevi gereği kendisine tevdi
olunmuş koruma. denetim ve so-
rumluluğu altında bulunan örtülü
ödeneği eğer kışısel veya siyasal
amaçlarla kullanmış ise 'zimmetsu-
çu'nu (Türk Ceza Yasası Madde
202/1 - "6yıldan 12 yıla kadar ağır
hapis ve meydana gelen zarann bir
mısli kadar ağır para cezası"), eğer
bu örtülü ödeneği zimmetine geçir-
mekle beraber dairesini aldatacak
ve eylemin açığa çıkmamasını sağ-
layacak hertürlü hileli faaliyette bu-
lunmak suretiyle işlemiş ise 'nite-
liklizimmetsuçu'nu (Türk Ceza Ya-
sası Madde 202/2 - "12yıldan aşa-
ğı olmamak üzere ağır hapis ve
meydana gelen zarann üç misli ağır
para cezası"), soruşturma ve yargı-
lamanın seyri içinde ve kanıt duru-
mu karşısında zimmet suçunun un-
surlarının oluşmaması durumunda
(maddi ve manevi unsur yönünden)
77. madde ile kendisine tanınan
takdir yetkisini kişisel veya siyasal
amaçlarla kötüye kullanmışsa 'gö-
revi kötüye kullanmak suçu'nu
(Türk Ceza Yasası Madde 240- "1
yıldan 3 yıla kadar hapis, ağır para
cezası, aynca memuriyetten süreli
veya temelliyoksun kılınma") ya da
örtülü ödeneğin yasada belirtilen
amaçlara uygun olarak verilmesi
gerekli kurumlara verilmesinde,
amaçlara uygun harcanmasının de-
netiminde gerekli özen ve dikkati
göstermemesi nedeniyle 'görevi ih-
mal suçu'nu (Türk Ceza Yasası
Madde 230/2 "6 aydan 3 yıla kadar
hapis cezası ile birlikte süreli veya
temelli memuriyetten yoksun kılın-
ma") işlemiş olabilir. Kuşkusuz bu
olasıhklar Sayın Yılmaz'ın öne sür-
düğü ve yarattığı kuşkuların akla
getirdiği hukuki olasıhklar olup ka-
muoyunun. daha doğrusu halkımı-
zın bilincinde soru işaretleri olarak
kalmaktadır.
Meclis soruşturması
Sayın Yılmaz'ın bu aşamada ya-
pacağı eylem, anayasanın 100.
maddesinde düzenlenen Meclis
soruşturması prosedürünü işletme-
sidir. Elindeki belge. bilgive kayıt-
ları partisinin vereceği önergeye ek-
lemesidir. Meclis, soruşturma açıl-
masını kabul etmeyebilir. O zaman
sorun kalmaz. Meclis, soruşturma
açılmasını kabul eder ve komisyo-
nu oluşturursa Sayın Yılmaz'ın bu
isnadı yapan bilgi sahibi biri olarak
bu komisyonda tanıklık yapması
gerekir.
Soruşturma komisyonu raporu-
nu hazırlar. Meclis bu raporu görü-
şür ve Sayın Çiller'in Yüce Divan'a
sevkini gerekli görmez ise yine so-
run bitmiş olur. Sayın Çiller, bu is-
nadın altından siyaseten ve huku-
ken kalkmış olur. Eğer Meclis ken-
disini Yüce Divan'a sevk ederse bu
durumda da Yüce Divan'ın verece-
ği karara herkes saygı gösterir. Ana-
yasanın ve hukukun gereği budur.
Hukuk devletinde usul böyle işler.
Ortaya atılan isnatlarla işi dedikodu
boyutuna indirip mahalle kavgası
üslup ve düzeyıne indirgeyerek,
yanlış adresler göstererek, hukukun
temel ılkelerini siyasi oyunlara alet
ederek karşılıklı hakaret ve sövme-
lerle sistem, ne kendisini arıtabilir
ne de demokrasi geliştırilip yaşatı-
labilir.
Eski bir başbakanın da bir yurttaş
gibi lnsan Haklan Avrupa Sözleş-
mesi'nin 6. maddesinde düzenle-
nen adil yargılanma hakkından ya-
rarlanma hakkı vardır. Bu maddenin
2. fıkrasına göre cezai bir eylem ile
suçlanan kimse. hukuka göre suç-
lu olduğu kanıtlanıncaya kadar ma-
sum sayılır.
Yine aynı maddenin 3. fıkrası (a)
bendine göre cezai bir fiil ile suçla-
nan kimse. kendisine karşı yönelti-
len suçlamanın niteliği ve konusu
hakkında anlayabileceği dilde ve
ayrıntılı olarak bilgilendirilme (b)
bendine göre savunmasmı hazırla-
mak için yeterli zamana ve kolaylık-
lara sahip olma hakkına sahıptir. Ni-
tekim Sayın Çiller. Cumhurbaşka-
nı'na bu savunmaları belgeleyen
bilgilerle çıktığını balirtmiştir.
O halde Sayın Çiller'e hukuki yol
açılarak yaratılan kuşkuyu gidere-
bilmesi şans ve olanağı tanınmalı,
savunmasmı yetkili olmayan yerler-
de değil (Cumhurbaşkanlığı ve Baş-
bakanlık makamı gibi), Meclis'te ve
Meclis gerekli görürse Yüce Di-
van'da yapma hakkı tanınmalıdır.
Sonuç
Ülkemizin en önemli sorununun,
hukuk devletinin yaşama geçirilme-
si sorunu olduğu açıktır. Politikacı-
larımız ve yöneticilerımız, hukuku
ayak bağı olarak görmekte, huku-
kun önem ve cıddiyetini: hatta bir
gün kendileri için gerekebileceğini
düşünememekte. dini siyasete alet
ettikleri gibi, şimdi de çok tehlikeli
olarak hukuku da siyasete alet et-
mektedirler.
Yukarıda sözünü ettiğimiz kural-
lar, uygulanması gereken anayasal
ve yasal düzenlemelerdir. Hukuk
devleti olmak bir yana. kendi yap-
tığı yasaları ve anayasasını uygula-
mayan bir devlet olur mu? Kanun
devleti olmak övünülecek bir şey
değildir.
Ama ülkemizi kanun devleti bile
olmayan bir ülke durumuna düşür-
meye kimsenin hakkı yoktur. Dev-
leti idare edenlerin bile yasal kural-
ları paspas gibi çiğneyip üzerinde
tepindikleri bir ülkede ne demokra-
si olur ne, dirlik olur ne de insanla-
rın birbirine saygı ve güveni kalır.
Artık halkımızın hakkı olan hukuk
devletini. siyasetçilerden yüksek
sesle istemeleri zamanı gelmiştir.
Aydınlara düşen birıncil görev de
halkı bu konuda aydınlatmaktır.
The United Nations Blue Books Series
•"•
:::::; :
-
:
Blue Books fıll a 50-yeargap -
UN legacy now being recorded in condse volumes
r
y his nevv series capture. for the first time, the vital
*• legacy of the Organization in some of the
foremost international endeavours of the last 50
years.
Each volume, averaging about 450 pages. brings
together all key documentation, ranging from General
Assembly and Security Council resolutios and reports
of the Secretaty-General to historic international
texts. Each book contains an extensive introduction
by Secretary-General Boutros Boutros-Ghali, vvhich
provides an authoritative overvievv and account of the
role played by the United Nations in the subject area.
The United Nations Blue Books Series is designed
to provide primary research and reference tools to
academics, policy-makers, journalists and others
interested in gaining a deeper understanding of the
work of the United Nations, from peacekeeping and
conflict resolution to development and human rights.
The price of each book is US$ 29.95 unless
indicated othervvise
Current titles:
O The United Nations and Apartheid, 1948-1994
O The United Nations and Human Rights, 1948-1995
O The United Nations and Cambodia, 1991-1995
O The United Nations and Nuclear Non-Proliferation.
O The United Nations and El Salvador, 1990-1995
O The United Nations andMozambiaue, 1992-1995
O The United Nations and the Advancement of\Vomen, 1945-1995. $ 49.95
O The United Nations and Somalia, 1992-1996
-O-
Forthcoming titles will cover the following topics: The international Criminal Tribunal for the
Former Yugoslavia; The Social Summit; Population; Angola; Rıvanda; Electoral Assistance; Haiti;
Eritrea; Nuclear Non-Proliferation l2nd edition).
blished!
The United Nations and the lraq • Kuwait Conflict, 1990-1991
Vol. IX of the United Nations Blue Book Series
X he response of the United Nations and its Member
States to the August I990 invansion of Kuwait by Iraq
highlighted the extraordinary strenght of the Organization
and its capacity to act decisively. when consensus exists.
as a force for international peace and security.
The United Nations and the Iraq-Kuwait Conflict. 1990-
1996 is a comprehensive account of the Organization's
multi-faceted efforts to reverse Iraq's aggression. to
restore the sovereignty of Kuwait, to promo - through
innovative mechanisms and a sustained involvement -
long-term peace and stability in the region, and to deal
with a complex humanitarian emergency.
This volume includes more than 200 key United Nations
documents relating to all aspects of the situation. An
extensive introduction by Secretary-General Boutros
Boutros-Ghali and a detailed chronology complement the
texts. The documents reproduced include:
• Resolutions of The General Assembly and of the
Security Council:
• Reports of the United Nations Special Commission
(UNSCOM) and the Intemational Atomic Energy
Agency (1AEAI conceming iraq's nuclear, chemkal,
biological and long-range missile programmes;
• Reports of the Secretary-General on the United
Nations Iraq-Kuwait Observation Mission (UNIKOM);
• Reports and other materials concerning the Iraq-
Kuvvait Boundary Demarcation Commission, the
United Nations Compensation Commission. the retum
of Kuvvaiti property, the sanctions regime and the
humanitarian situation in Iraq and Kuwait;
• Communications from Iraq. Kuwait and other
Member States, as vveil as prev iously unpublished
correspondence of the Secretary-General.
SalesNo.E.96.13 844 pages
ISBM92-1-100596-5 Softbound
Us$49.95
Arabic edition soon available. Advance orders are accepted.
United Nations Publications,
New York, U.SA. / Geneva, Swirtland. •
Avaliable in Turkey from Dünya İnfotel A.Ş. İstiklal Caddesi 469 80050 Tünel-İstanbul