Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
4H-AZR/CJ1996SALI CUMHURİYET SAYFA
HABITATII
-'tnsaı yerleşimlerinin tartışıldığı HABITAT, yerleşim birimlerinin tahrip edildiği bir ülkede yapılamaz'
Zirveye, yakdatı köy gölg<• Avupa Parlamentosu Yeşiller grubu öncülüğünde
çok sayıca demokratik kitle örgütünün katılımıyla
gerçekle>tirilen "Dışandakiler Forumu"nda
Türkiye ceki köy yakma ve göçe zorlama uygulamalan
sert bir dlle eleştirildi.
Türkiye":in HABITAT-II'yeev-
sahipliğ ya?masını eleştıren Avru-
pa Parhrmmosu Yeşiller Grubu
öncülüğince bir grup demokratik
kitle örgütL konferansa alternatif
söylem jelistirmek üzere bir araya
geldiler "Dışandakikr Forumu"
adıyla dazeılenen \e 2 gün süren
toplantıarca sa\aş. enerjı. yerle-
şim. çev re ve göçmen sorunlan tar-
tışıldı.
- İnsan ycrleşimlerinin tartışıldı-
ğı H ABITAI" konferansı. verleşim
birimknnir tahrip edildiği bir ülke-
dcvapılınanıalı" görüşünü sav unan
vearalanndı Insan Hakları Derne-
ği. Göçmenler Girişimi. Savaşa
Karşı Barış Dergisi, HADEP. ODP.
DBP nin de bulundugu onlarca de-
mokratik kitle örgütü The Marma-
ra Otelfnde Avrupa Parlamentosu
Yeşiller Grubu öncülüğünde "Dışa-
ndakiler Forumu" düzenledi.
Forumun açılış konuşmasını ya-
pan Avrupa Parlamentosu Yeşiller
Grubu milletvekillerinden Clauida
Roth, Türkiye"de 2 bin 500 - 3 bin
köyün boşaltıldığını ve insan hak-
lan ihlallerinin yaşandığını savu-
narak "İnsan veıieşimlerinin tartı-
şıldığı HABITAT konferansı, yerle-
şim birimlerinin tahrip edildiği bir
ülkede vapılıvor" dedi HABITAT
konferansı ıçın yurtdışından gelen
konuklara "pınl pınP bir görüntü
çızılmeye çalışıldrğını belırten
Roth, bu görüntülerin hemen arka-
sında Be>oğlu'nda \ ıkılan e\lerin
altında kalan ınsanlarla dört hafta
önce dikilen ağaçların olduğunu
belirtti.
İHD Istanbul Şube Başkanı Er-
can Kanar ise HABITAT'la birlık-
te Istanbul'un vasaklar şehrıne
döndüğünü savundu. Konferans
yüzünden sokaklarda 60 bine v akın
hayvanın öldürülmesi. sokak ço-
cuklarının şehır dışında kamplarda
toplanması, bazı gazetelerin satışı-
na yasak konulması, Cihangır'de
tra\estilerin oturduğu e\ lerin kıın-
daklanması gibi çeşıtli uvgulama-
lara maruz kalındığını öne sürdü.
Kanar. vtiz bınlerce insanının gece-
kondu 'bile denenıeyecek barınak-
larda oturduğu bir ülkede insan yer-
leşimlerinin tartışıldiğını belırrti.
Savaşa ve askerlığe karşı konuş-
malann \ apıldığı forumda söz alan
Bodrum Yeşiller Grubu'ndan Say-
nur Celendost ıse Türkiye'nin
enerjı polıtikasina değinerek Gö-
ko\aTermik Santrah'nı çaliştırma-
ınak için ne gerekıyorsa yapacak-
larını iövledı.
Forumun ikincı gününde göç-
men ^orunları ele alındı. Toplantı-
nın açılış konuşmasını vapan AP
"S'e^iller grubundan NViİfried Tel-
kamper. HABITAT II süresince si-
\ il toplum kuruluşlarının fikırleri-
ni özgürce dıle getirebilecekleri bir
ortaının sağlanma.sı gerektığını
sövledi. Claudia Roth'un geçen
günlerde güvenlik güçlerınce bir
saat sorgulandığını antmsatan Tel-
kanıper. bu olavı ^iddetle protesto
ettiğini belirtti. (iöçmenler Gırı^ı-
mi adına koııuşan İlka> Demir ıse
HABITAT-II ıçın hazırlanan Tür-
kıye Ulusal Raporu'nda göçmen
sorunlarından sadece bir iki cünı-
levle bahsedildiğini belirterek bu
yüzden bu forumu düzenleme ka-
rarı aldıklannı belirtti. Göçmen so-
runlarını en iyı anlatacaklann v ine
göçmenler olacağını belirten De-
mir. daha sonra sözü göçe maruz
kalanlara bıraktı.
Doğu ve Güneydoğu'dan metro-
pollere göç etmek zorunda kalan
çok sayıda aılenın katıldıgı forum-
da söz alan konuşmacılar. yaşadık-
ları zorlukları dile getırdiler. Gör-
dükleri baskı ve şiddet vüzünden
Güneydoğu'dan göç etmek sorun-
da kaldıklarını belirten aileler, met-
ropollere uv um sağlamakta güçlük
çektıklerini. yaşamlarının giderek
zorlaştığını belirttiler. "Yakılmış,
vıkılmış kö\ lerin içinden geliyonız"
dıve feryat eden aileler. "Bizim ha-
yalimiz. gecemiz oradadır. Ama bu-
rada >aşamak zorundav ız. Açız. a-
ma biz sadece insanlığımızı. barışı
isthoruz" dediler.
B İ R L E Ş M İ Ş M İ L L E T L E H
İNSM VERLfŞİMLERJ KORFERANSI
HABITAT II
KENT ZİRVESİ
OKTAY EKİNCİ,
MEHMET
DEMİRKAVA,
MELTEM FIRATLI,
HÜLYATOPCU.
ÖZGLR LLUSOY,
ÖZLEM YLZAK,
AZE MARŞAN
HABITAT YORUMU
Mr. Tucker
birbilseydi...
OKTAY
EKİNCİ
Taşkış-
la"nın si-
multane tercü-
mevapılabılen "tek'toplan-
-tı salonu 214. Bu nedenle
hem "çokuluslu bir ilgi oda-
ğı~ oldu hem de gerçekten
HABITAT-irnınbdkideen
"kıran kırana" tartışmalan
Türkçe. İngılızce. Fransizca
\e İspanvolca olarak. "anı-
larlayüklü" bu derslikte v a-
pılıyor.
Geçen cumartesi günü.
saat 11.00-13.00 oturumun-
daki konu "Sürdürülebilir
insan yerleşimleri
1
". Ulusla-
rarası kolavla^tıncı grubun
düzenledıği panelde konuş-
macılarıiı tümü ABD'den.
Hani şu "Oto>ollara e\Ten-
sel eleştiri" başlığıyla 2 Ha-
ziran 1996 günü haberini
verdiğımtz. "küreselleşme-
yi ve >eni diima düzeninin
diğer masallannı cleştiren"
Amerikalı STK.'cıler..
Panelin son konuşmacısı
BobTuckersözeanlamlıbir
•teşekkürle başlıyor •'Tarihi
bir üniversite binasında bu
konulart tartışmamız beni
çok mutlu etti" diyen Bob
Tucker. \ew-Jerse> eyale-
tındekı "Ekopolitika Merke-
zinde" öğretim ü>esi oldu-
ğunu da belirterek şunları
sövlüvor: "Ben de bir iini-
versite üyesiyim ve insanlık
için yeni çozümlerin arandı-
ğı biı NGO (Hükümet Dışı
Kuruluşlar) buluşnıasını
. böyle bir binada sağla\anla-
; ra teşekkür edi>orum...~
J Mr. Tucker konuşmasını
»sürdürürken. ister istemez
«">akın geçmişi" düşünüyo-
:
rum. 1980"lenn ikinci yan-
.sını...
Yıl 1986 MaliyeBakan-
)hğı, tarihi Taşkışla bınasını
"otel" yapması içın 49 yilh-
•ğına ESKA şirketine kiralı-
.vor Ardından BakanlarKu-
! rulu da bu işı gü\ence>e al-
mak için yine Taşkışla'\ı
1987 de -furizm Merkezi"
'ilanedivor Derkendönemın
""Koruma Kurulu" bile bu
Ikararı onaylıyor\e \aktı>le
***I. derece eski eser" yapıİan
;binayı otele çe\iren ES1CA
jproıesinı a>nı yıl "uygun"'
•buluyor...
' Bu gelişmeler üzerine
;İTİ' Mimaıiık Fakültesiöğ-
îretım üyelerıyle Mimarlar
'Odası vönetıcilen harekete
geçıyorlar. Öğrenciler. öğ-
retım üyelerı. mimarlar ve
duyarlı yurttaşlar "Taşkış-
la'yı kurtarma" kampanya-
sı başlatıyorlar. Bir >andan
kiralama işleminin iptali
ıçın da\alar açılırken. öbür
>andan kamuoyu desteği
için de etkinlikler düzenle-
niyor. Bu arada dönemin
Belediye Başkanı Bedrettin
Dalan ise tarihi binanın bo-
şaltıhp "ESKA'ya teslim
edilmesi" için yoğun çaba
harcıvor...
Mr. Tucker heyecanla ko-
nuşurken. tekrar o yılları
ammsıyorum. Yıl bu kez
1988. Mahkeme ve "dire-
niş" sürerken. ESKA şırke-
tinin sahibi Selim Edes'in
gazetelere verdigi demeçler
gözümün önüne geliyor.
Î980"lenn bu "saygın" işa-
- damı; "Otel projemize kar-
şı çıkanlar vatan hainidir"
şeklinde sert çıkışlar vapı-
yor. Ozal'ın ve Dalan"ın da
güçlü desteğinı alan bu çı-
kışlara mimarlar \e İTÜ'lü-
ler yine tepki gösteriyorlar.
Son yanıtı ise "hukuk" ve-
riyor. tdari Mahkeme.
1989"daki "iptaT karanyla.
Taşkışla'yı yağmacılann
elinden kurtarıp yeniden Is-
tanbul'un "kiiltür kimliğiy-
lebütünleşen"'bilim yu\ası-
na armağan ediyor...
Direnişin me>"\esi
Evet. Eğer 1980"lenn "o
müthiş direnişi" olmasaydı,
Mr. Tucker o gün o coşkuyu
tadamayacak ve o teşekkü-
rü de edemeyecekti.
Dahasını söyle\eyim:
Eğer Toplu Konut Idaresi
yöneticileri \e HABITAT'a
hazırlanan bizim STK'leri-
miz "NGO forumlannın
kent dışında >apılmasım is-
teyen" İstanbul Valiliğıne
karşı da geçen yılkı direniş-
lerinden ödün verselerdi,
şimdı bu coşkulu toplantılar
yinekimbilirhangi uzakkö-
şede ve "gözden ırak" bir or-
tamda gerçekleşecekti!..
Sözün kısası. B.M. eğer
şimdi HABITAT-II'nin
STK'lerin de katılımıyla ya-
pılmasından övünç duyu-
yorsa. Konferans Vadisi'nde
buna "en uygun ortamı"
bulmuş olmasını da Türki-
ye'deki "si\il direnişin" top-
İumsal kazanımlanna borç-
lu. Bilmem Mr. Tucker'e bü-
tün bunlan anlatsam hoş
olurmuvdu?..
KonuklarIstanbuVu renldendirdi
Dünyanın tüm renkleri daha >aşanabilir bir diima için biraraya geldi. Bu renklili-
ğin en çok gözlendiği yerierin başında İTÜ Taşkışla binası geü>or. Bu binada çalış-
malannı sürdiiren Sivil Toplum Kuruluşlan forumlanyla olduğu kadar açtıklan
standlaıia da konuklara diima mozayiğinden renkli görüntüler sunu>oriar. Çok
renkliliğin gözlendiği diğer grubu ise gazeteciler oluşturuyor. Toplantüan izlemek
üzere İstanbul'a gelen yaklaşık 3000 gazeteci de hpkı diğer konuklar gibi renkli ve
farklı görüntüleriyle ilgi çeki\or. (Fotoğraf: A A)
HUKUMETE MEKTtP
Polisin
tavrına
tepki
• Uluslararası Kolaylaştıncı
Grup Genel Sekreteri Hollandalı
Van Hon Putten. hükümete bir
uyarı mektubu yazarak. 24 saat
içerisinde polisin tavrının
değiştirilmesini isteyeceklerini
açıkladı.
Uluslararası Kolaylaştıncı Grup, polisin
Sivil Toplum Kuruluşlan'nın (STK) et-
kinlikleri üzerindekı ba.skısı nedenivle
Türk hükümetini uvarmaya hazırlanıyor.
Grup Genel Sekreteri Hollandalı Van Hon
Putten. sert bir mektup hazırlamaya çalış-
tıklarını belirterek 24 saat içerisinde du-
rumun düzeltilmesini iste>eceklerini sö>-
ledi.
30 mayısta başlayan ve 8 haziranda so-
na erecek olan STK Forumları devam edi-
yor. Uluslararası Kolaylaştıncı Gruptara-
fından dün düzenlenen forumda, konfe-
ransta STK'lerin önemi tartişildı. Hollao-
da delegesi Van Hon Putten, amaçlarının
STK'lenn seslerinın duvulmasını sağla-
mak ve hükümet kararlarını etkilemek ol-
duğunu söyledı. 10 haziranda yapılacak
olan 2 nolu Komite toplantısına hazırlıklı
olmalan gerektiğını anlatan Putten. "Lilus-
lararası Kola\ laştırıcı (irup bu toplantıvı
anlamlı kılmak istivor. Divaloy olmasını is-
tiyor. BM'nin gelecekteki toplantılannda
STK'lerin öneminin vurgulanmasını sağ-
lamak ve BM'vc görüşlerimizin aktarıl-
masını istivor" dedı.
Hükümet temsilcileri ile bir araya gelip
tartışmak istediklerini belirten Putten.
eyunun birparçası oldukları için varlıkla-
nnı hükümet toplantılannda dagöstermek
istediklerini vurguladı. Forumun BM ka-
rarlarını etkıleveceğıne değinen Putten.
daha sonra şunları sö\ ledi: "Ciddi bir ka-
rarla karşı karşnayız. Bir süre önce İstan-
bul polisi, verel bir kuruluşun.Türki>e İn-
san Hakları Derne0'nin alternatif HABI-
TAT toplantısını dağıtmış. 70 polis 45 ka-
tılımcıvı dağıtarak toplantının vapılması-
nıengellemiş. İşte biz bundan endişedu) u-
voruz. Toplantı bölgesinde bu kadar çok
polisin olmasL çok savıda siv il polisin bu-
lunması bizleri rahatsız etmektedir. Top-
lantılan izliyorlar, fotoğraf çeki\orlar, not-
lar alıvorlar. standlardan bazı dokiiman-
lann çıkanlmasını sağlıyoriar. Bizler en
azından burada herkesin düşüncesini söv-
leyebileceği bir ortam istivoruz. Polisin bu
nitumu nedeniv k sert bir mektup ha/ıria-
makta\ız.Türk hükümetinden bu duru-
mun 24 saat içerisinde değiştirilmesini is-
tiyoruz."
Yabancı delegelerin bir sorusu üzerine
Putten. polislerin BM denetimindeki böl-
gede yapılan toplantılan engellemediği-
ni. ancak polisin aşın denetimı nedenivle
bazı kuruluşlann toplantı düzenlemekten
vazgeçtiğini sövledi.
ARAYIŞ
TOKTAMIŞ ATEŞ
Siyasetin
Düşündürdükleri
Arkadaşlanm zaman zaman telefon ediyorlar, soh-
betlerimizde dile getiriyorlar. "Iç siyasetimizdeki son
gelışmeleri niye hıç yazmıyorsun?" diye soruyorlar.
Doğrusu bunun tedirginlik ve rahatsızlığını ben de
yaşıyorum. Ama doğrusu. yazmaya elim varmıyor. Ne
yazayım, nesini yazayım? Değişik gazetelerde bu ko-
nuda kalem oynatan arkadaşlar ne yazabıliyorlar?
Onların yazdığını yinelemenin yaran ne?
Zaten hayret ve dehşet içindeyim. Bir ülkede ko-
alısyonun ıkı ortağından birının genel başkanı, baş-
bakan içın "düşmana" el altından haber gönderiyor
ithamını yapıyor, "Benböyleadamagüvenmem"di-
yor. Ve yer yerinden oynamıyor, kıyamet kopmuyor...
Bu ıtham, "vatana ıhanet" ithamı. Ankara'nın bir-
birini görmesı gerek. Maşallahtan çıt yok. Kimıleri de
"Mesut Bey böyle şey yapmaz"deyip işın içinden çı-
kıyorlar. Ama benim mideme kramplar giriyor .tansi-
yonum yükseliyor. Bu ithamı yapan kişi sıradan bir in-
san değil ki, "yapmamıştır" gibisinden geçiştirilebili-
yor.
Bu itham ya yalan. ya da (olmaz ama) doğru. Eğer
bu itham yalansa; yalancılığın, sorumsuzluğun, den-
sizliğin bu derecesi karşısında susmak olur mu? Me-
sut Yılmaz neden yeri-göğü birbirine katmıyor, neden
cıddi bir biçimde hesap sormuyor?
Olacak iş değil ama, bu itham doğru olsa bile, öy-
le uluorta dile getirilemez. Cumhurbaşkanına çıkılır,
ya da bir "liderler zirvesj" istenir ve bu tür bir ıtham
orada dile getırılir. Önlem alınmaya çalışılır. Yahu on-
binlerce gencimız o bölgede kelle koltukta görev ya-
pıyor. Bunlann aileleri milyonları bulur. Hiç olmazsa
bu insanlara saygı göstermek gerekmez mı? O böl-
gede görev yapan evlatlarımızın büyük bir bölümü
psikolojik çöküntülerle dönüyorlar evlerine. Hiç mi
utanma yok bu insanda? Hiç mı duygu yok?
Ve bu sorumsuzlukları sergileyen hanımefendi. da-
ha sonra "Benim devlet anlayışım" diye lafa başla-
mıyor mu, işte o zaman terbiyemi korumakta çok
zorlanıyorum.
Türk sıyasal yaşamını, en azından 30-35 senedir
çok yakından izlerim. Böylesıne düzeysiz bir kadro
görmediğim gıbı. böyle şeylerın olabileceğine de ıh-
timal veremezdim. Hatta bunları söyleseler, "olmaz
öyle şey" der ve çok gülerdim. Ama oluyormuş...
Türkiye'de televizyonları izleyen, gazeteleri oku-
yan bir insan. lıderlerin kısır çekişmelerı ve devletın
tel tel dökülmesı dışında bir şey göremıyor. Kimı ka-
badayı bozuntuları, mahkemenin huzurunda sanık-
lara ve basın emekçilerine saldırıyor ve sonra da el-
lerini kollarını sallaya sallaya çekip gıdıyorlar. Sözde
önlem almış olan bir sürü polıs. kavgayı ayırmanın
ötesinde bir şey yapmıyor. Adliye binasının içınde ve
polisin yanmda sopa yiyen muhabir kimı şikayet et-
sin, kime şikayet etsın? Türkiye böyle mı olmalıydı?..
Umursamazlık, nemelazımcılık, hırsızlık, dolandırı-
cılık, yolsuzluk vb. gıbı özellikler; neredeyse toplumu-
muzun "yükselen değerleri" arasında sayılır oldu.
Adam dört başı mamur bir dolandırıcı, ama kahra-
man muamelesi görüyor. Galiba bir televizyon kana-
lından da program teklifi almış. Dolandırdığını iddia
ettiği parti başkanı da, yarım trilyonun hesabının kor-
ku ve telaşı içinde "üç maymunu" oynuyor: Görme-
dim, duymadım, söylemedim... Ama benim bildiğim
kadarıyla Türkiye'de örtülü ödeneğe amaç dışı uza-
nan eller hep kırılmıştır. Pışkinlikle bu işin içinden çı-
kılmaz...
Biraz da guzel şeylerden söz edelim. Emin Türk
Eliçin'in "Kemalıst Devrım Ideolojısi" (Niteliği ve Ta-
rihteki Yerı) başlıklı değerli çalışması, Sarmal Yayın-
lan tarafmdan yeniden basıldı. Bırınci baskısı 1970 yı-
lında Ant Yayınlan arasında çıkan bu kıtap. uzun za-
mandan beri aranmakta ve bulunamamaktaydı. Ye-
ni değerlendirmelere yol açacağını umut edıyorum.
ilk yayımlandığında bu kıtabı büyük bir ilgi ve dık-
katle incelemiş ve çok yararlanmıştım. Aynı ilgiyi bu-
günün gençlerinin de göstereceğine ve çok yararla-
nacaklarına inanıyorum.
Gönlünüzdeki Atatürk sevgisinı, "türbe dalkavuk-
luğu"olarak ısımlendiren kimi "süperzekâlıların" kit-
le iletişım araçlarında fink attığı günümüz Türkiye-
sı'nde "Kemalıst Devrım Ideolojisı" gibi çalışmaların
artmasının gereksınimi içindeyiz.
Emin Türk Elıçın, eşinın hımmet ve özverisiyle bir
vakıf çerçevesınde ölümsüzleşti. Emin Türk Eliçin
Vakfı, heryıl belli birkonudaaraştırma-incelemeödü-
lü veriyor. Bu seneki 100 milyon liralık ödülün konu-
su. "Cumhurıyetin kuruluşundan günümüze Türki-
ye 'deki ıdeolojık gelişmelerin ve yeni arayışların ana-
lizi."
Son katılma tarihınin 31 Aralık 1996 olarak belirlen-
diğı bu yarışma için her türlü bilgı, Emin Türk Eliçin
Vakfı (ETEV)'in Osmanağa Mahallesı, Ali Suavi Sokak
10/4-5 Kadtköy, adresinden sağlanabılir. Vakfın tele-
fonu 337 91 11.
Siyasal yaşamımızda bir yanda çırkınlikleri yaşar-
ken, bir yanda da içimizde umut çiçeklerini yeşerten
güzelliklerı yaşıyoruz. Şırnakta askerliklerıni tamam-
layan ikı okurumdan bırer mektup aldım. Can Gören
veCenkErTunaboylu. "Eh"dedim. "Bunca emek,
bunca mücadele boşuna olmuyormuş." Mutlu ol-
dum, gönendim. Sağolsunlar...
:Çevre Mühendisleri Odası'ndan HABITAT raporuna ve uygulamalara eleştiri:
«
6
Türkiye'nin sorunlan geçiştirjliyor'
A s y a - P a s i f i k 2 0 0 0 F o r u m u
'Göçmenler baskı altmda'
BANL SALMAN
ANK.AR.A-Çevre Mühendisleri
Odası (ÇMO). İstanbul'da başlayan
Birleşmiş Milletler İnsan Yerleşımleri
Konferansı (HABITAT-U)
hazırlıklannda ve ulusal raporda
Türkiye'nin >erleşim sorunlannın
geçı^tirildiğini savundu. HABITAT
konferansını izlevebilmenin parasal
katkılarla olanaklı olduğuna dikkat
çeken çevre mühendisleri. konferansa
katılanlar için yapılan güvenlik
soruşturmalannı da "insan haklarına
av kırı bir tutum" olarak
değerlcndirdiler. Konferansın gerçek
amacından saptınldıûını öne süren
mühendisler. "HABfr.AT II
Konferansı, ticari \e turistik bir
organizasvon olarak gösterühor"
dediler.
ÇMO Genel Merkezi ile İstanbul.
İzmir. Ankara. Bursa ve Diyarbakır
temsılciliklerının yaptığı ortak
(Çalışma sonucunda yavımlanan
bildirgede. kentsel çevre sorunlannın.
altyapı eksikliklerinin yarattığı
• Çevre Mühendisleri Odası. HABITAT konferansının gerçek
amacından saptınlarak. ticari ve turistik bir organizasyona
dönüştürülmek istendiğini öne sürdü. Oda. konferansa
katılanlar için yapılan güvenlik soruşturmasının da insan
haklanna aykırı olduğunu sa\ıındu.
çevresel riskler ve insan yaşamını
tehdit eden olaylann hâlâ gündemde
olduğu vurgulanarak HABITAT II
Konferansı'nda bu sorunlann da ele
alınması gerektigi kaydedildi.
Konferansın Türkiye için göç gibi
sosvo-politik sorunlann tartışılma
şansı bulunabilmesi açısından önem
taşıdığı belirtilen bildirgede.
konferans hazırlıklan eleştirilerek
şöyle dendı:
"Ancak konferans hazırlık çalışmalan
süresince ve hazırlanan ulusal raporun
içeriğinde. Türkive'nin önemli
>erleşim sorunlannın kısa başlıklarla
geçişririldiği görülmektedir. Ulusal
raporda göç, bölgeler arası dengesizlik.
kalkınma-çev re ikilemi ve bunlann
kentlere yansıması üzerinde
durulmamıştır."
Bildirgede. yerel \önetimler forumu
ve sivil toplum kuruluşlan forumunun
HABITAT'ın en fazla katılıma açık
toplantıları oiacağı belirtilirken. bu
toplantılara katılımın parasal
katkılarla olanaklı olduöuna dikkat
çekildi.
'İnsan haklan ihlali var'
Bildirgede. konferansa katılacak
yurttaşlara ve konferans vadisinde
oturan-çalışan kışilere vönelik
güvenlik soru^turmalarına ilişkin
olarak da "HABITAT'ın "sivil toplum
v e demokratikleşme' felsefesine ters
bir yaklaşım olmanın vanında. en basit
ifadesi ile insan haklanna av kırı bir
tutumdur" değerlendirmesı vapıldı.
Konut hakkının. asgari kentsel yaşam
kalitesinin sağlandığı demokratik
toplumda oluşabileceği vurgulanan
bildirgede. konferansın gerçek
amacından saptınldığı öne sürülerek
-HABITAT II Konferansı Yadisi,
Türki>e gerçeklerinden a>n tutulmaya
\e farklı bir görünüm sergilenmeye
çalışılmaktadır. Konferans, ticari ve
turistik bir organizasvon olarak
gösterilmek istenmektedir" dendi.
Bildirgede şu görüşlere ver verildi:
"Devletin resmi politikalannı
tartışmak ve göç olav ını çeşitli
boyutlan ile irdelemek. bazı gerçekleri
gizlememek. demokrasinin de olmazsa
olmaz bir kuralıdır. Dev let arazilerinin
vasadışı vollaıia kullanılnıası. örneğin
gecekondu yapınıı ve bu yolla bazı
çıkar gruplannın rant kazanması,
toplumda çeşitli huzursuzluklara yol
açmaktadır. ^erieşim \e kentieşme
sorunlannın çözümü için bölgelerarası
dengesi/liklerin giderilmesi, gerçek
anlamda toplumsal adaletin
sağlannıası, ülkenin her verinde can ve
mal güvenliğinin vanıtılması. her
bireye eşit, parasız eğitim ve sağlık
olanaklannın sunulması gerekir."
STK Forumu kapsamında dün toplanan As>a-
Pasifik 2000 Forumu'na katılan konuşmacılar.
bölgesel ağırlıklı sorunlardanyolaçıkarakdünva-
daki göç. işsizlik \e uv uşturucu sorunlannı ve tek-
nolojik gelişmenin işsizlik ve göç üzerindeki et-
kilenni tartıştılar.
"İnsanlığınGündemi: Çok Ses,Tek\Tzyon~ad-
lı foruma Hindistan. Filipinler ve ABD'den katı-
lan konuşmacıların ortak olarak \ urguladıklan ko-
nuların başında. insan haklan ve göç konusunda
uygulanan baskılar gelivordu. Teknolojideki ge-
lişmenin üretimi arttırdığını. ancak bunun vanın-
da iş gücü gereksinimini azalttığını belirten konuş-
macılar. bunun zorunlu göçe neden olduğunu kav-
dettiler. Konuşmacılardan Fılipinli .\ngela Swar,
"iyiiş,iyiyaşam"amacıylaülkelerini terk eden in-
sanlann uluslararası göç dinamiğini oluşturduğu-
nu ve bunun en büvük etkisınin kent vaşamı üze-
rinde görülebıldığıni belirtti. İşsizlik nedenivle
vaşadıldarı bölgeTerden göç etmek zorunda ka-
lanlann. diğer ülkelennendüstriyel gelişimlerı ge-
rektirdiği müddetçe kullanıldığını. ancak bu ge-
reksinim ortadan kalktıktan sonra geri yollanma-
va çalışıldığına dikkat çeken Svvar. buna örnek
olarak yetmişli vıllarda Türk ve Faslı göçmenle-
rin "misafır işçi" olarak Alnıan\a"va kabul edıl-
melerinı gösterdı. Fılipinli konuşmacı. Almanla-
nn yapmak istemediklen ışlerde Türk ve Faslı iş-
çilerin kullanıldığını. ancak artık gereksinimın or-
tadan kalktığını ve bu ışçılerin ülkeve ekonomik
,e toplumsal vönden bir yük olarak kabul edilme-
ve başlandıklannı belırtti. Svvar'ın. aslında hem
göç kabul eden ülkenin ekonomisınde "kötü" iş-
Ter göçmenlere üstelik düşük ücretler karşılığın-
da vaptınlması. hem de göç edilen ülkenin eko-
nomısine (göçmenlenn geride bıraktıklan ailele-
rine ekonomik vardımda bulunmaları) katkı ola-
rak kabul ettiği göç sürecı ile ılgıli olarak vurgu-
ladığı noktalar şunlar:
- BM insan haklan bevannamesinde "Biryer-
den avrılma. hareket etme hakkı"na savgı göste-
rilnıesı gerektığı maddesı bulunmasına karşın. bir-
çok ülkenin Asvalı göçmen kabul etmemesi ne-
denivle. yurtlarından ayrılan bu ın?.anlar gidecek
ver bulamıvorlar.
- Bir ülkeve göç eden ınsanlar. genellikle
kalabılmek ve iş olanağı bulabilmek için o ül-
kedeki \asadışı örgütlerle bağlantıva geçmek
zorunda ka'ıyorlar. Hükümetler. göçün yasalçer-
çeveier içinde gerçekleşmesi içın çaba harcamalı.
- Insanlann göç eıme gereksinimlerini en aza in-
dirgeyebilmelTiçindışarıyagöç veren ülkelerdeiş
olanakları arttınlmalı.
- Insanlann göçe zorlanmamaları için azınlık
haklanna savgı gösierilmelı ve politık baskı or-
tadan kaldınlmaîı.