Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 27 HAZİRAN 1996 PERŞEMBE
18 DIZIYAZI
S S K N a s ı l K u r t u l u r ? / O p t . D r . A l p e r A k ç a m
• •
Özerk sağlıkörgütlenmesi• işyeri ve semt
hekimliği, Tabip Odası
onayı ve denetimi ile
sözleşmeli olarak
sürdürülecektir. Semt
hekimi, bürosunda
sigortalı hastalara bakar.
Acil durumlarda
hastanın evinde ilk
girişimi yapmak
zorundadır.
• Her 20 bin nüfusa bir
dispanser, her 50 bin
nüfusa 24 saat hizmet
veren özerk sigorta
hastanesi, sağlık
örgütlenme zincirinin
üçüncü halkasıdır. Çok
yoğun nüfusa çok
büyük bir hastane
yerine nüfus dağılımına
göre aynı kentte birden
çok hastane,
örgütlenmenin ana
ilkesidir.
7
erel Sigorta Konseyi.
özerkleştirilecek sigorta
hastanelerinden yapılacak
hizmete göre hizmet satın
alacaktır. Koruyucu sağlık
örgütlenmesi
oluşturulacaktır. Her semtte, sözleşmeli.
genel pratisyen hekim çalıştınlacaktır.
Ivyeri hekimliği uygulamast Yerel
Sigorta Konseyi tarafından
yürütülecektır. işyeri hekimliği. şimdiki
gıbi Tabip Odası onayı ve denetimi ile.
biryandan da Merkez Sigorta Konseyi
Araştırma bölümüne bağlı olarak
sürmelidir.
Semt hekimliği uygulamasında da Tabip
Odası onayı ile sözleşme aranacak, semt
hekimi, tıp fakültesi eğitimini
tamamlayan. Türk Tabipleri Birliği'nce
düzenlenecek Koruyucu Hekimlik ve
Aile Hekimliği Kursunu başanyla
butrmiş olacaktır. Semt hekimi. yılda
biryenilenen sözleşme ile çalışır. Asıl
görevi semtteki su, kanalizasyon.
beslenme. aşılama gibi koruyucu
hizmetlerin yürütülmesidir. Semt Sağlık
Istasyonu. bir ebe. bir hemşire, bir
laboratu\ar teknisyeni. bir sekreter
kadrosu ile bölgedeki gebelerin
izlenmesı. bebek aşılannın sağlanması.
hipertansiyon. diabet gibi kronik
hastalıklan olan hastalann zorunlu
periyodik bakımlannın yapılması
görevlenni yürütür.
Semt hekimi. bürosunda sigortalı
hastalara bakar. Acil durumlarda
hastanın e\inde ilk girişimi yapmak
zorundadır. Semt hekimi. Yerel Sigorta
Komisyonu'nca denetlenir. Hiçbir sağlık
hizmeti aşamasında hastayla hekim
arasında para alışverişi olmaz. Hekim
önceden belirlenmiş bir ücreti. aydan
aya hizmet dökümü yaparak (genel âylık
sözleşme ücreti dışında) Yerel Sigorta
Konseyi'nden alır. Her 5 bin nüfusa bir
semt hekimi. bir sağlık istasyonu. sağlık
örgütlenmesinın ilk ayağıdır.
Semt dispanserleri
Bir ileri aşanıa. dispanser olacaktır. Her
20 bin nüfusa (sigortalı sayısı ne olursa
olsun. gelecekteki tek merkezli
örgütlenme göz önünde bulundurularak)
SSK hastanelerindeki yığılmayı önlemek için semt hekimliği, sağlık istasyonu ve özerk sigorta hasta-
nesi zincirinin kurulması gerekir.
bir dispanser oluşturulacaktır.
Dispanserlerde gelişmiş bir laboratuvar.
ultrasonda. direkt ve indirekt röntgen
ünıteleri bulunmalıdır. Iç hastalıklan.
genel cerrahi. pediatri. kadın-doğum
uzmanlan sözleşmelt olarak mutlaka
bulunacak. bölgenin özelliklerine göre
bulaşıcı hastalıklar. meslek hastalıklan
uzmanlan da görevlendırilebilecektir.
Dispanser çalışanlan da Yerel Sigorta
Konseyi ile sözleşmeli olarak çalışacak.
yılda bir sözleşme yenilenecektir.
Dispanser hekimi. tam gün çalışır.
muayenehane açamaz, poliklinik
hizmeti sırasında baktığı hasta sayısına
göre aylık sözleşme ücreti dişinda ücret
alır.
Özerk sigorta hastanesi
Her 50 bin nüfusa 24 saat hizmet v eren
özerk sıgorta hastanesi. sağlık
örgütlenme zincinnin üçüncü halkasıdır.
Çok yoğun nüfusa çok büyük bir
hastane yerine nüfus dağılımına göre*
aynı kentte birden çok hastane,
örgütlenmenin ana ilkesidir. Nüfus
yogunluğu 200 bıni geçen kentlerde
ikinci bir hastane açılmalı. 500 bini
geçen kentlerde eğitinı hastanesi. 1
milvonu aşan kentlerde sigorta tıp
fakülteleri kurulmalıdır.
Yerel sigorta hastanesi özerktir.
demokratik bir şekilde vönetılır.
Hastane yönetim kurulunda yerel
sigorta konseyince atanmıs.. i^çt.
işveren, emekli temsilcisi, hastane
hekimleri arasından. tabip odasınca
atanmış bir hekim üye. vardınıcı sağlık
personeli sendikasınca atanmış bir üye.
hizmetlileri temsil eden. sendika \e
belediye tarafından atanmış birer üye
bulunur. Hastane vönetim kurulu.
profesyonel yöneticilik yapacak bir
hekimi sözleşmeyle başhekim olarak
atar.
Her hastanede. çeşitli bilım uzmanlık
dallanndan üyelerden oluşan bir bilım
konseyi bulunur. Bilim konseyi. meslek
içi eğitim venr. toplantılar. seminerler
yapar. altı aydan az olmamak üzere
aralıklarla yayın yapmak zorundadır,
Tabip Odasf nca denetlenir.
Hastane hekimlerinin çalışması da tam
süredir. Yaptıkları işe göre yönetim
kurulunca yapılacak değerlendirme ile
\e iş esa^nı belirtir dökümler (Cerrahi
Girişim. Poliklinik Sayısı. Bilimsel
Yayın. Gece \e Tatil Çalışması vb.)
katsayı belirlendirmesi ile ücrete
dönüştürülerek ödenir.
Hastalar se\ k zıncinni ancak çok acil
durumlarda aşarak direkt hastane acil
servisıne başvurabilirler. Acil bir neden
olmadan hastaneve ba^v uran hastadan
ya ücret alınır. ya da sigorta konsev i
sigortaiının keseneğine ek yapar.
Personel politikası
SSK'nin bugünkü personel politikası.
parasal kayıplara. özverisız. sınir küpü
olmu:? çalışanlara yol açan önemlı
yanlışlarla doludur. Tüm personel
sözleşmeli olmalıdır. Sözleşmeler yılda
bir yenilenir. Sağlık istasyonu >e
dispanserlerde personel sö/leşmesini
yerel sigorta konsev i yapar.
^Pers^nel.polıtık^sının vajgrlı. ftalış^gn
personelle çalışma ilkesint göre
avarlanabilmesı ıçin "sözteşmeli
personer çalıştırmamn ilk koşulu
olacak "işsizlik sigortası" yaşama
geçinlmelidir. Herçalışanın ücretinden
"işsizlik sigortası keseneği" kesilmeli.
işsizlik sigortasından yararlanma süresi.
işsizlik sigortası kesenek süresini
geçmemelidır.
Rekabet ve iyilestirme
Uteven sigortalı. farkını kendi ödenıek
koşuluyla. istediği yerden sağlık hizmeti
alabılmelıdir. Ancak Mgortayı "sağmal
inek"gibi gören. fatura şışiren merkez
\e hekimler saptanıldığında. sigortalıya
duyurulmalı. sigortalı hangi özel
muayenehane \e hastaneye
başvurabıleceğini bilmelidir.
1995 yılında Istanbul Amerikan
Hastanesi "ne başvuran "Perfore
Apandisit-Generalize Peritonit~li bir
hasta. iki kez ameliyat edilmiş. beş
günlük tedavi sonucu vefat etmış.
Amerikan Hastanesi söz konusu
sigortaiının tedavi giderleri için bağlı
bulunduğu Zonguldak Sigorta
Müdürlüğü'nden 1 milyar 200 milyon
lira ibtemiştir. Amerikan Hastanesi'nin
Zonsuldak Siaorta Müdürlüöü'ne
gönderdiği masraf listeleri.
"•özetteştirme'" yanlılannı biraz
düşünmeye yöneltecek orijinalliklerle
doludur.
tl bazında oluşturulacak Yerel Sigorta
Konseyleri'nin ilk görev lerinden biri. en
kısa sürede ilçe bazında. küçük
örgütlenme bürolan oluşmasını
sağlamak. üst örgütlenme ile ilgili
hazırlıklara girişmektir.
a) tl Sigorta konseyi:
işçı. ışveren. cmeklı temsilcilerinin avnı
oranda katıhmlan ile tabip odası,
belediye temsilcilerinin de oy hakkıyla
eklenmesıvle oluşur. Profesyonel bir
muhasebe bürosu. işyerlerı ve sağlık
kuruluşlanna uzanan ıletışım sıstemi ile
çalışır. İşveren temsilcileri. sigorta primi
yatıran işçı sayısına göre değişik
örgütlerden olacaktır. Her bin sigortalı
çalıştıran meslek odası \e sendika. bir
temsilei ile konseye katılır. Işveren
kanadından. işverenlerin bağlı olduğu
örgûte göre katılım sağlanacaktır.
Aymbölgedeki errîeVlı orgütİefindfn de
1
'
15 temsilcı alınacak. bu temsilciliklerin
belirlenmesinde örgüt üye sayısı
(Dernekler masası denetimi ile kongre
hazirun cetvellerine bakılacak) göz
önünde bulundurulacaktır.
11 Sigorta Konseyi. çeşitli bürolar
oluşturarak çalışır. Yürütme
KurulıTnda, 1 işçı. 1 işveren. 1 emekli
temsilcisi. 1 Tabip Odası temsilcisi. 1
belediye temsilcisi bulunur. Tüm konsey
görev lilen. çalışmaları karşılığı ücret
alırlar. Yürütme Kurulu en az haftada
bir kez toplanır. Her bir üye profesyonel
çalışanlardan oluşmuş ayrı bir
komısyonun başkanıdır.
ll Sigorta Konseyi. özerk hastanelere
kendi arasından temsilci atayarak
yönetimlere katılır. Koruyucu hekimlik
çalışmalarını (semt-işyeri hekimliği)
sağlık komisyonu aracılığıyla yürütür. İl
Sigorta Konseyi, bölgede sendikasız.
sigortasız çalıştınlan işçileri saptar.
işyerlerine kapatmaya kadar yaran
cezalar veıme yetkisi vard\r. İl Sigorta
Konseyi. ayda bir toplanır. yürütme
kurulu çalışmalarını onaylar. denetler.
Yılda bir genel kurul toplar. bölge
Sigorta Konseyi delegelerini seçer.
b) Bölge Sigorta Konseyi:
Buuünkü uvmılama ile her 100 bini
aşmış sigortalı yaşayan bölgede. İl
Sigorta Konseyi temsilcileri ile oluşmuş
bir Bölge Sigorta Konseyi örgütlenir.
Sigortalı sayısı 200 bini geçen illerde
ayn bir bölge komisyonu oluşturulur.
Her bölge komisyonu, 500 yataklı bir
büyük merkez eğitim hastanesine denk
düşer. Bölge komisyonu. bölgede
yapılacak yatınmlan planlar, il sigorta
konseyleri çalışmalannı denetler,
koordinasyonu sağlar.
Bölge sigorta komisyonu. profesyonel
alt bürolar çalıştınr. İllerden her 10 bin
sigortalıya bir işçi, işveren temsilcisi,
aynı sayıda illerden emekli temsilcisi ile
ayda bir kez, il konseyi toplantısını
izteyen bir günde toplanır. Bölge Sigorta
Konseyi çalışmalannı yürütme konseyi
aracılığıyla sürdürür. Yürütme konseyi
bölge çalışmalannın sürdürüleceği ilde
oturan üyelerden oluşur.
Bölge Sigorta Konseyi. Merkez Sigorta
Konseyi'ne bölgedeki çalışmalarla ilgili
verileri toplamakla. yapılacak
yatınmlan planlamakla da görevlidir.
Her 1 milyon sigortalıya denk düşecek
şekilde, olanaklan elveren bölgelerde
Sağlık Bakanlığı, Üniversitelerarası
Kurul ve bölge parlamenterlerinin
birlikte çalışmaları ile Sigorta Tıp
Fakülteleri açılır, tıp öğrencisi egitimi
verilir.
500 yataklı. özerk sigorta hastaneleri
(Bölge Hastanesi| uzmanlık egitimi
\erir.
c) Merkez Sigorta Konseyi:
Bölge Sigorta Konseyi genel
kurullannda her 100 bin sigortalıya bir
işçi, bir işveren. bir emekli temsilcisi.
bölge tabip odası temsilcisi. bölge
sağlık çalışanlan temsilcisi. bölge
sigorta konseylen profesyonel
çalışanlan temsilcisi. (her ayn temsilci
kendi örgütü aracılığıyla seçilerek)
belirlenir. Merkez Sigorta Konseyi
Genel Kurulu. bölgelerden gelen
delegelere ek olarak 5 Türk Tabipleri
Birliği temsilcisi. 5 hükümet temsilcisi,
5 üniversite temsilcisi, 5 Merkez Sigorta
Konseyi temsilcisi ile toplanır. 5
hükümet temsilcisi seçimsiz, 5 Türk
Tabipleri Birliği temsilcisi birlığin
ataması ile Meıkez Sigorta Konseyi
yönetimine girer. Aynca işçi delegeler
kendi aralanndan. işveren ve emekli
temsilcileri gene kendi aralanndan 5'er
temsilci seçerler. Merkez Sigorta
Konseyi Genel Yönetimi bu şekilde
oluşur. Merkez Sigorta Konseyi Genel
Yönetimi Merkez Sigorta Yürütme
4Konsj£İ''nı $eçe£ Merjjgz Yjürütme
Konseyi. 1 "er işçi. işveren, 'emekli. TTB.
sigorta çalışanlan temsilcisi ve hükümet
temsilcisi ve genel müdürden oluşur.
Genel müdür. adaylar arasından
Merkez Sigorta Konseyi Genel
Kurulu"nda. katılanların oy çokluğu ile
seçilir. Merkez Sigorta Konseyi
Yürütme Kurulu. yeteri kadar genel
müdür yardımcısı ataması yapar. Her bir
genel müdür yardımcısı ayrı bir
profesyonel büronun başkanıdır. Sağlık.
Kazaiar. Yaşlılık (Emeklilik), Ana-
Çocuk Sağlığı, Meslek Hastalıklan,
Araştırma-Planlama-Yatınmlar. ayn
genel müdür yardımcılan tarafından
yönlendirilecek ayn bürolardır.
Merkez Sigorta Konseyi. v eri toplayan.
ileriye dönük yatınm ve eğitim
çalışmalan planlayan sınırlı görevleri
olan bir kuruluştur. Merkez Sigorta
Konseyi: Ünıversiteler. Türk Tabipleri
Birliği. Sağlık Bakanlığı temsilcileri ile
birlikte. Sağlık Merkez Bürosu
aracılığıyla çalışmalarda yol gösterici.
planlamacı olmaya çalışacaktır.
Özerk. demokratik sigorta örgütlenmesi.
özerk. demokratik sağlık hizmetleri
örgütlenmesine paralel düşecek şekilde
ayarlanmaya çalışılmalıdır.
Yarın: ilaç çıkmazına çözüm
TUTUKLU SAYISI 9 OLDU
Söylemezler'deıı
7 kişi daha tutuklandı
İstanbul Haber Servisi -
Kamuoyunda "Söylemezler
Çetesi" olarak bilinen.
adam öldürme. polisle
silahlı çatışma. alıkoyma,
çek-senet ımzalattırma
olayianna kanştığı iddia
edilen 23 kişıden 22"sinin
sorgulan. dün İstanbul
Devlet Güvenlik
Mahkemesi'nde (İDGM)
tamamlandı.
Kalabalık olmalan
nedeniyle iki grup halinde
mahkemeye getirilen çete
üyelerinden ilk 1 l'i önceki
gün mahkemeye çıkanlmış
ve Faysal Söylemez ile Can
Köksal. tutuklanarak
cezaevine gönderilmışti.
Çetenin diğer 11 üyesı de
dün sabah saatlerinde
güvenlik önlemleri altında
IDGM'ye getirildiler. Çete
üyelerinden olduğu öne
sürülen ve Pozantfda
polisle girdiği çatışma
sonucu yaralı olan Fevzi
Şahin ise mahkemeye
getirilmedi. Doktor
kontrolünden geçirilen
kişilerin sorgusu, savcı
İrfan Özliyen tarafından
alındı. Savcı. tıp doktoru
Mehmet Sena Söylemez.
eskı başkomiser Mustafa
Söylemez. Halim Apaydın.
komiser yardımcılan
Mehmet Sıddık Bakır. Nazif
Yavuz. asteğmen Cevdet
Koçak \e Kamil Türk'ü,
tutuklanmalan ıstemiyle 3
no'lu nöbetçi mahkemeye
sevk etti. Çerkes Gebeloğlu.
Kemal Şahin, Serdar
Doğan. Abdullah AJaca da
savcılık tarafından serbest
bırakıldı.
Nöbetçi mahkeme. sevk
edilen yedı sanığın
tutuklanmasına karar verdi.
Cevdet Koçak, Kamıl Türk
ve komiser yardımcısı
Mehmet Sıddık Bakır.
çeteye silah ve cephane
tedarik etmek: Nazif Yav uz.
TCK'nin "cüriim işlemek
için cemiyet kurma"
suçunu düzenleyen 313.
maddesi ile taammüden
adam öldürmeye eksik
teşebbüs; Halım Apaydın.
TCK'nin 313. maddesi ile
çeteye silah ve cephane
temin etmek. yardım
etmek: Mustafa Söylemez
ile Mehmet Sena
Söylemez. TCK'nin 313.
maddesi ile taammüden
adam öldürmek suçlarından
vargılanacaklar.
Söylemez kardeşler
Bayrampaşa Cezaev i'ne,
Nazif Yavuz ve Halim
Apaydın Metris
Cezaev i'ne. Cevdet Koçak.
Kamil Türk \e Mehmet
Sıddık Bakır ise Davutpaşa
Askeri Cezaevi'ne
gönderildiler.
EMNİYET TEKİ ATAMALARA AĞAR DAN TEPKİ
'Yanlış zamanda yapıldı'
Demirel'e 'üstün hizmetödülü'
Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel,dütı uçakla
Ankara'dan İstanbul'a geldi.
Tuzla Ceıııi İıışa İhtisas Merkezi Tesislerı'nin açılış
törenine katılan Demirel. Tuzla'dan Harp
Akadenıileri KomutanhğTna gelerek Harp
Akademileri ftğrencileri ile eşleri için geleneksel
olarak her öğretim y ılında düzenlenen "Konıutanlık
KonferansiarTna katıldı. Bıırada. "1996
Haziranı'nda Dünva ve Türkiye'* kunulu basına
kapalı bir konferans veren DemireL sonra Etiler'deki
e\ine geçerek bir siire dinlendi. DemireL buradan
Denizlililer Birliği Eğitim ve Kiiltür Vakn'nın
düzenlediği törene katılarak \akıf tarafından
kendisine \erilen "'İ stün Hizmet Ödülü"nü aldı.
(Fotograf: KUBİLAY TÜNTÜL)
ANKARA (Cumhurhet Bürosu) - Adalet
Bakanı Mehmet Ağar. Emnıyet Genel Mü-
düriüğü'nde vapılan en son atamaların yanlış
zamanda vapıldığını.bu nedenledevaniış >o-
rumlara neden oîduğunu belırtti. Içı^len Ba-
kanı CiküGüney. emnıyettekı bu atamaların
Söylemez operasvonuyia uzaktan yakından
bir ılgısının bulunmadığını sav unarak "Bu bir
nöbet değişimidir"dedi. Emnıvet Genel Mü-
dürü Alaaddin ^ üksel de. emnıverte vapılan
son atamaların. bir ekıbin tasfivesi ya da bir
soruşturmav la ılgı.M olmadığını belirtırken
"Eğcr \anlış yapan >arsa kesinlikle bu teşkila-
tın içinde bannmavacaktır"
diye konuştu.
Ağar. dün düzenlediği ba-
sın toplantısında. görevden
alınan polıs müdürlennın ken-
di ekıbı olmadığını \urgulava-
rak "Gelenler de benim arka-
daşlanmdır. gidenlerde. Hep-
si temiz, namuslu, çalışkan \e
dürüst insanlardır. Ancak istî-
fa etmiş bir hükümetin vanlış
zamanda vaptığı bu atamalar
kamuoyunda vanlış yorumla-
ra yol açtı. Bunu gidermek de
teşkilatın başındakilere düşü-
yor" dıye konuştu. Ağar. gaze-
tecilenn emnıyette vapılan son
• Emniyet Genei
Müdürlüğü'nde
gerçekleştirilen
atamalarla ilgili olarak
bir basın toplantısı
düzenleyen Adalet
Bakanı Mehmet Ağar,
"İstifa etmiş bir
hükümetin yanlış
zamanda yaptığı bu
atamalar kamuoyunda
yaıılış yorumlara yol
açtı" dedi.
atamalarla ilgili sorularını vanıtlarkcn. herba-
kanın bu tür değı^ıklıkler yapma tasarrufuna
sahip oldugunu. kendisinın de Adalet Bakanı
olduktan sonra böyle bir değişiklik yaptığını
belırtti. Emniyerteki bu atamaların Söylemez-
lcr operasyonuvla ilgijinın bulunmadığını
söyleyen Ağar. "Nitekimonlann içinde bir ta-
kım suba> >e astsuba>lar da \ardı. onlar hiç
gündemde kalmadı. Niçin? Teşkilatlan sahip
çıktı da ondan. Bu teşkilatın şeref \e ha\si\eti-
ne, bu teşkilatın başındakiler sahip çıknıalıdır.
3-5 kişi > üzünden teşkilata düşen gölgeve kar-
şı, teşkilatın başında olanlar kalkan gibi dikil-
melklir" dedi. Ağar şunları söyledi:
"Emniyet teşkilatı çok şerefii bir teşkilattır.
Teşkilatta onun ekibi. bunun ekibi di\e bir şey
sözkonusu olamaz. Ancak devletin ekibi var-
dır. Bu tür şeyler polisi bölme gayretteridir. Son
derece yanlıştır. kimseye bir \arar saglamaz.
Ben ıızun \ ıllar bu devlete şerefle hizmet etmiş
bir insanım. Allah'tan ve kanunlardan başka
hesap veremeveceğim kişi yoktur. Şimdiye ka-
dar iizerimize gelmelerine rağmen. çeşitli ikti-
darlar döneminde adım adım devlette üst gö-
rev lere ürmandık. kim. bireksikliğimiz >e yan-
lışlığımız \arsa. ortava kovmazsa nanıerfrir."
Ağar. İ2 Evlül öncesınde
> apılan hatalara. emniyet teş-
kılatında bundan sonra artık
düşülmeyeceğıni belınerek,
bugün teşkilatın altın çağını
yaşadığını, son zamanlarda
birbin ardına vapılan operas-
yonlann da bunun en ıyi kanı-
tı oîduğunu söyledi.
Emniyet Genel Müdürü
Alaaddin Y'üksel de. polis teş-
kilatında son atamaların her-
hangı bir ekibin tasfivesi ya
da bir soruşturmayla ilgısinin
olmadığını \urgularken.
"Eğer yanlış yapan varsa, ke-
sinlikle bu teşkilatın içinde ba-
nnamavacaktır" dedi.
Y'üksel, dün gazetecılerle yaptığı sohbet
toplantısında. bu atamaların idare bünyesinde
yapılan rutin bir işlem oîduğunu. zamanlama
hatası da yapılmadığını kaydetti. Bazı emni-
yet mensuplannın. Söylemez kardeşler ola-
yında adlannm geçmesine ılişkın bir soruyu
vanıtlayan Yüksel. -İstanbul'la ilgili soruştur-
ma evraklan gelmeden bir şe> vapnıam. Aksi
takdirde bu, devlet adanıı anlayışına ters dü-
şer. Eğer o sorusturma e\ rakı geldikten sonra
bu meslekten alınması gereken insanlar varda
alınnıazsa.bizozaman hesabını \cririz" dedi.
ANKARA NOTLARI
MUSTAFA EKMEKÇt
"Hoca'dan Yağlı Öyküier!
Edebiyatçılar Derneği, Pertev Naili Boratav'ın "Nas-
reddin Hoca" kitabını yayımladı. Nasreddin Hoca üze-
rinden bir yasak kalkmış oldu!
Gelgelelim, Ankara'da toplanan "5. Uluslararası Türk
Halk Kültürü Kongresi"nöe konuşan Prof. llhan Baş-
göz'ün, Nasreddin Hoca'yı anlatırken ondan bir fıkrayı
söylemesi, gericilerin tepkilerine yol açtı. llhan Baş-
göz'ün sözü kesilerek kürsüyü terk etmesi istendi. ilhan
Başgöz'ün sözünü kesen Kültür Bakanlığı Müsteşarı
Alaattin Korkmaz dan başkası değıldi. Kültür Bakanı
Agâh Oktay Güner, daha sonra llhan Başgöz'den özür
diledi. Bir başka ızlencede konuşmasını sürdürmesini ri-
ca etti.
Olaydan sonra Indiana Üniversitesi profesörlerinden
llhan Başgöz'e sordum:
- Konuşmanızı bitirebilseydiniz, ne diyecektiniz?
- Konuşmamı bitirebilseydim, Nasreddin Hoca'nın
öykülerinin hoşgörülü olmadığını, çünkü güldürü türü-
nün hoşgörüye yatkın olmadığını söyleyecektim. Ancak
gelenekte bir hoşgörü var; bu hoşgörü, Nasreddin Ho-
ca 'yı yaratan, Türk halkında, bu hoşgörü O 'nu dinleyen-
de. Tabii, Hoca 500 yıldır bizimle alay ediyor, biz gülü-
yoruz, hiç aldırmıyoruz; adam din anlayışımıza takılıyor,
biz gülüyoruz; adam karakterlenmizin en eksik yanlan-
nıyeriyor, kınıyor, biz gülüyoruz, aldırmıyoruz. Yani, ken-
di kendimizı eleştirmeyi o denli güzel kabullenmişiz ki
bu çok sağlıklı bir psikoloji, halkın psikolojisi. Yani, asıl
nokta bu Hoca öykülerinde. Hoca, bir öyküsünde, ka-
nsına bir vurur kansı ölür. Yani, hoşgörü az öyküsünde
var. Kan ile ilgili öykülerinde küçük bir hoşgörü işareti
var; ama tür hoş görmez. Güldürü hoş görür mü yahu?
- Tabii...
- O vakit güldürü olmaz, anlamsız bir şey olur...
- Dinlerken hoş göreceksin onu.
- Tabii, dinleyen hoş görecek. Yani, halk hoş görmüş
de bizim bağnazlar hoş göremıyoriar. 500 yıl önce ya-
zılmış, okunmuş, kimseyi rahatsız etmemiş. 500yıl son-
ra bu demokrası devhnde...
- Anladım...
- Türün açıklaması bu "Hoca" öykülerindeki. Halk hoş
görür, aydınlar değil. Osmanlı aydınlan dehşetli hoşgö-
rüsüz. Fatih 'ten sonra hoş görmemiş. Şeyhülislam fet-
vaları var, diyor ki: "Pırasa yiyen bir adam yese caiz mi-
dir?", "Yıyebilir, ama camiye gitmemek koşuluyla!" Pı-
rasa yemesine izin vermiyor. Bir başkası: "Bir adam bo-
za içse ne lazım gelir?" Yanıt: "Kansı boş düşer!" Çün-
kü, boza satılan yerler temiz yerler değildir.
- Başka ülkelerde Nasreddin Hoca nasıl?
-17. yüzyıla değin, Hoca öyküleri çok müstehcen; biz-
de müstehcenin karşılığı yok. Ama Makedonya'da bu-
na "yağlı öyküler" diyoharmış. Ve yağlı öyküleri kadın-
lar anlatıyortarmış.
- Anadolu kadını da öyledir...
- Anadolu'da Türkmen kadınının nasıl küfüıiü konuş-
tuğunu ben bilirim. "Boynuzlu, yine bilmem nen kalktı"
derier adıyla, kocaları da kah kah kah gülerler...
- Evet, sız neyi anlattınız konuşmanızda?
- Minareyı anlattım; Hoca bir gün birkente gidiyor, mi-
nareyi görüyor, "Ne bu"d/ye soruyor. "Bu bizim kenti-
mizin ş..idir" yanıtını alınca da "Buna göre g.. ünüz var
mı bari" diyor. Sonra bu değişiyor. Minareyi görüyorlar,
"Bu nedir"d/ye soruyorlar. Hoca diyor ki: "Bubirkuyuy-
muş, tersine çevirmişler, kurusun diye bırakmışlar!" Bu
tamamen başka bir şey. Çünkü 16. yüzyıldan sonra Os-
manlı saray kültürü tahammül etmiyor.
- Anladım...
- Behai diye bir şey var, Mevlevı Veled Çelebi Izbu-
dak, 1'927"de bir kitap yayımladı. "Letaifi Hoca Nasred-
din" diye.
- Nasreddin Hoca'nın gülmeceleri...
- Evet. Orada, 15. yüzyıl kaynağından bir öykü anla-
tıyor. Öykünün aslı şu: Şeyiat Hamza, czanlardan biri,
13. yüzyıl. Bir gün palavralar kesiyor, "Gökyüzüne çık-
tım, uçuyordum, Tann'yla konuştum..." filan. Ona Hoca
diyor kı: "Orada yüzüne yumuşak yumuşak bir şey değ-
di mi?", "Değdi!" diyor. Bunun üzerine Hoca, İşte on-
lar benim taşaklarımdfyahuf "Eşeğimin taşaklarıydı" di-
ye karşılık veriyor. Behaı, bunu olduğu gibi yazamıyor,
değiştiriyor, diyor ki: "Onlar benim eşeğimin kuyruğuy-
du." Böyle demiş oluyor Hoca. Aynı psikoloji, ayıp sa-
yılıyor. Bunlarböyledır; kendisi sabahtan akşama değin,
belden aşağıdan konuşur, çıktın söyledin mı doğru dü-
rüst...
- Katlanamazlar llhan Bey!
Biz konuşurken arada bir gelenlerden kimi:
- Hocam, o fıkrayı anlatmayacaktınız, yeri değildi di-
ye ögüt verip gidiyorlardı. 81 yaşındaki Türker Acaroğ-
lu da bizimle birlıkteydı. Türker Acaroğlu da Milli Kütüp-
hane ile ilgili, derlemecilikle ilgili hizmetlerinin unurturul-
mak ıstendiğini anlatıyordu. Milli Kütüphane kimlerin
elindeydi?
ilhan Başgöz'le soyleşiyi sürdürüyordum. llhan Baş-
göz. ABD'de. Indiana Ünıversitesi'nde halkbilimi araş-
tırmaları uzmanıydı. 1950-60 arasında kendisine pa-
saport verilmemiş, 27 Mayıs'tan sonra Milli Birlik Komrte-
si üyesi Suphi Gürsoytrak'ın yardımı ile pasaport alıp
yurtdışına çıkabilmışti. Fransa'da yaşayan Pertev Naili
Boratavla sık sık telefonda konuşuyorlardı. Pertev Naili
Bey, "llhancığım, sol kulağım iyi işitmiyor" dediğinde,
O'na, "Solcu olduğun için" diye takılıyordu.
Temmuzun ilk haftasında, Akşehir'de yapılacak "Nas-
reddin Hoca Şenliği"r\de, Pertev Naili Boratav'la, ilhan
Başgöz'e ödül verilecekti. ilhan Başgöz, bundan dolayı
keyiflıydi. Yapı ve Kredi Bankası'nca Nasreddin Hoca ile
ilgili olarak yayımlanan küçük boy bir yaprt, sahaflarda
korsan yayın yapılarak satılmıştı. Edebiyatçılar Der-
neği'nin Yapı ve Kredi Bankası'ndan yayım hakkını, dis-
ketlerini alarak yayımladığı yeni kitap ise daha çok bilim-
sel nitelikte bir araştıımaydı, bakalım buna ağız açacak-
lar çıkacak mıydı?
BULMACA SEDAT YAŞAYAN
1 2 3 4 5 6SOLDAN SAĞA:
1/Di\an edebiya-
tında şaırlerin ken-
di özellıklerinden
övünerek söz et-
tiklen şiıryadaşi- 3
ır bölümü. 2/Göz-
leri görmeyen...
lnce pide halinde
ekmek. 3/ Anado- „
lu'nun batı kıyı- "
sında ünlü bir an- 7
tikkent... Birnota.
4/ Ermenıstanın 8
para birimi... Ha- g
tay ilinde bir ova
ve göl. 5/ Satrançta bir
taş... Çamaşırcı ayi da de-
nilen ve Amerika'da yaşa-
yan kürkü değerli hayvan.
6/ "Sattıklan hep meta-ı 3
candır aldıkları sûziş-i - - 4
-'dır" (Şeyh Galip)... Atm c
yavrusu. 7/Hayvandamı...
Güney Afrika Cumhuriye-
ti'nin plaka işareti 8/Avru-
pa'da bir başkent... İşyeri. 8
9/ Özelhkle resim yapı- g
mında kullanılan sentetik
bir boya.
YUKÂRTOAN AŞAĞIYA:
1/ Ünlü bir lspanyol dansı. 21 Faızın ışlemesıne son verile-
rek bedeli ödenen tahvil tutarı... Nazi partisinin hücum kı-
tasını simgeleyen harfler. 3/ Yanılgı... "- - - içinde muteber
bir nesne yok dev let gibi - Olmaya dev let cihanda bir nefes
sıhhat gibi" (Kanuni Sultan Süleyman). 4/Osmanlı devle-
tınde has ahınn en büyük yöneticisi. 5/ Uluslararası Çalış-
ma Örgütü'nün simgesi... Hatıra. 6/ Yüzün bir bölümü...
Yapmacıklı davranış. II Konut... Elli şiniklik tahıl ölçeği...
Eskı ve bilinmeyen bir tarihi anlatmakta kullanılan deyim
sözü. 8/Közlenmiş patlıcan. sarmısaklı yoğurt ve kıymay-
la yapılan bir çeşit yemek. 9/ Bir ilimiz... Matem.