28 Mart 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYTA CUMHURİYET 25HAZİRAN1996SALI HABERLER Cezaevleri genelgesine iptal istemi • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Danıştay 10. Dairesi. terör suçlanndan tutuklu ve hükümlülerin banndınldığı cezae\ lerinde yeni düzenlemelere gidilmesini öngören genelgenin iptali ve "yürütmenin durdurulması" istemiyle açılan da\ada. Adalet Bakanhğı'ndan savunma isteminde bulundu. Istanbul Barosu. söz konusu genelgenin iptali istemiyle Danı$tay"a baş\uruda bulunmuştu. Yenişen'e soruşturma • ANKARA (Cumhuri)et Bürosu) - İçişleri Bakanı Ülkü Güney. ! Mayıs olaylan nedeniyle hakkında soruşturma başlatılan Istanbul Vali Rıdvan Yenişen'le ilgili bilgilerin kendisine geldiğini bıldırdi. Güney, müfettişlerin Yenişen hakkında hazırladıklan raporun kendisine iletildiğini. ancak bu konuda bazı eksikliklerin bulunduğunu söyledi. Bakan Güney. Yenişen hakkında son günlerde basında çıkan bazı haberler nedeniyle de gerekli soruşturmanın başlatıldığını kaydetti. 'AB'yetaviz yanlış' • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - ANAP Çankırı Milletvekili veAYTAÇEt'insahibi Mete Bülgün. Türkiye'nin tarını ürünlerinde Avrupa Birliğı'ne taviz \ermesinin "büyük yanlış" olacağını savundu. Bülgün, dış ticaretten sorumlu Devlet Bakanı Yaman Törüner'e gönderdiği faks mesajında. gümriik birligi anlaşmasına tarım ürünlerinin dahil edilmediğini, ancak tanm ürünleri ticaretinde karşılıklı tercihli rejimlerin aşamalı bir biçimde geliştirilmesinin öngörüldüğünü anımsatarak bu kapsamda tarım teknik komitesi toplantılannda. AB'nin Türk tarafından önemli ta\ izleri istediğini kaydetti. Gümrüklepin işlevi • AIMKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Fikri \e sınai mülkiyet lıaklarının korunmasında "gümrüklerin rolünün" tartışılacağı uluslararası toplantı ve 3 günlük eğitim •semineri. bugün Ankara'da başlayacak. Dünya Gümrük Örgütü ile Türk Gümrük Müsteşarlığı'nın birlikte düzenlediği toplantıda. Türkiye'nin ve diğer ülkelenn fikri ve sınai mülkivet haklannın korunmasında aldığı önlemler ile Türk Gümrük Müsteşarlığf nın rolü tartışılacak. Demirel, Yılmaz göpüştü • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel. dün akşam Başbakan Mesut Yılmaz ile Çankaya Köşkü'nde bir araya geldi. Demirel- Yılmaz görüşmesinde, Türkiye'deki önemli iç gelişnıelerin ele alındığı öğrenildi. Başbakan Mesut Yılmaz'ın. Floransa'da yapılan Avrupa Birligi (AB) toplantısı kapsamında vaptığı temaslar hakkında da bilgi \erdiği kaydedildi. 45 dakika süren görüşmenin ardından herhangi bir açıklama yapılmadı. Temiz bip hükümet kurulamaz 1 • Haber Merkezi - Yeni Demokrasi Hareketi (YDH) Genel Başkanı Hüseyin Ergün. temelinde kirlilik bulunan davranışlarla temiz bir hükümet kurulamayacağını bildirdi. Ergün. yaptığı yazılı açıkiamada. "Türkiye'nin Meclis'teki siyasal partilere mahkûm gözükmesi. hem çok üzücüdür hem de bir aldatmacadır. Meclis'teki partiler, kabına sığmayan Türkiye'yi değil; değişimden ürken Türkiye'yi temsil ediyorlar. Onun için de çırpındıkça batıyorlar" dedi. Alındığı söylenen önlemlere karşın ÖmerliBarajı çevresindeyapılaşma sürüyor Ömerli Barajı çe\ resindeki ormanlık alanda ağaç kesimi >apılı>or. Buna karşılık hiç bir kurum ağaç kesenlerden hesap sormııvor. (Fotoğraf: MEHMET DEMlRKAYA) Baraj havzaları konınmuyorİstanbul Haber Servisi-İstanbul'un ıçme suyu havzalarındaki "koruma", göstermdikten öteye geçemiyor. Istanbul'un en önemli su kaynaklanndan birini oluşturan Ömerli Barajı çev resindeki yapılaşma sürüyor. Yapılaşmanın yanı sıra barajın yakın çev resindeki ormanlık arazide de ağaç kesimi sürüvor. Baraj havzalarının korunması için uzun süredir hukuk mücadelesi veren MımarlarOdası İstanbul Büvükkent Şubesı. Elmaiı Barajı havzasında "Çavuşbaşı Belediyesi" kurulmasına izin veren İçişleri Bakanlığı kararının iptal edilmesi için Danıştay'a başvurdu. Su havzalannın korunması için alındığı söyknen bütün önlemlere karşın • Daha önce İSKİ Yönetmeliği'nde yapılan \e su havzalannda yapılaşmayı arttıracak olan değişikliğin iptali için yargıya giden Mimarlar Odası, şimdi de Elmaiı Baraj Gölü havzasının mutlak \e kısa mesafeli koruma kuşağı içinde "Ça\uşbaşı Belediyesi" adıyla birbelediye kurulmasına ilişkin içişleri Bakanlığı kararının iptali için Danıştay'a başvurdu. buralardaki yapılaşma de\am ediyor. Havzaların korunması konusunda duyarlı olan birçok vurttaş, piknik için gittikleri su havzalarında gördükleri yeni inşaatları şjkâ>et konusu ediyor artık. Özellikle Ömerli \e Elmaiı barajlan çe\resiyle ilgili şikâyetler yoğunluk kazanıyor. Ömerli Barajı ha\zasında yapılacak olan küçük bırgezinti ile vapılaşmanın de\am ettiğini görmek mümkün. Yapılaşmanın yanı sıra büv ük bir alanda ağaç kesimi yapılıyor. Ormanın birçok bölgesinden ağaç kesme motorlarının seslerı duyuluyor. Ormaıı içerisinden traktörlerfe odıın taşıyanlara da hesap soran >ok. Su ha\zalannın korunması konusunda önemli hukuk mücadeleleri \eren Mimarlar Odası Istabul Büvükkent ŞubeM. yeni bir hukuk mücadelesine başladı. İSKİ Yönetmeliği'nde yapılan ve su ha\zalarında yapılaşmayı arttıracak olan değişikliğin iptali için 25 gözaltı Ağar'a molotoflu protesto İstanbul Haber Servi- si - Adalet Bakanı Meh- met.Ağar'ı protesto etmek ve cezaevlerındekı açlık grev lerine destek olmak is- teyen bazı gruplar. önceki gece Bahçelievler. Şişlı. Beyoğlunda gösteriler yaptı. Yenibosna Yıldırını Beyazıt Caddesi Çakmak Durağı'nda 50 kişilik mas- keli bir grup. yola barikat kurup lastik yaktıktan son- ra yürüyiişe ueçti. Yol üze- rindekı"34JMJ97plaka!ı bir aracı ateşe veren gös- tericiler. 3 işyerine molo- tofkoktevli artıktan sonra kaçtı. Şişli Feriköy Mah- mut $e\ ket Paşa Mahalle- si'nde toplanan 30 kişilik bir grup. sloganlar atarak Kasımpaşa'vayiirüdü. Yol üzerine molotofkokteylle- ri atan grup. daha sonra ara sokaklara dağıldı. Beyoğlu. Hacıhüsrev Mahallcsi Ali kabili So- kak'ta lastik \ akıp yola ıno- lotofkoktevİi atan 25 kişi- lik bir grup. Feriköv "e ka- çarak izlerini kaybettirdı. Beyoğlu Piyalepaşa Bul- varı'nı kesen 40 kişilik grup. trafiği 10 dakika en- gelledikten sonra caddeye molotofkokteyli attı. Gös- tericiler. 2 beledive otobü- süne binerek olay yerın- den uzaklaştı. Polis tarafından Şişli Merkez Karakolu'na çeki- len otobüslerdeki eylem- cilerin, Okmeydanı Şark Kahvesi'nde ındikleri an- laşıldı. Polis. korsan gös- terilere müdahale edemez- ken olaylardan sonra ara sokaklardan vaklaşık 25 kişivi gözaltına aldı. 'Refahlı Üsküdar Belediyesi, semtimizi yağmalamak istiyor' Çengelköylülerden protesto XJORUŞ • Çengelköy'de bir araya gelen 100 kişilik bir srup, RP'li Üsküdar Belediyesi'nin yaşadıkları çevreyi yok etmek istediğini öne sürdü. İstanbul Haber Servisi- Üsküdar Çengelköy Ilçe- si sakinleri. Rcfah Partili Üsküdar Belediyesi'nin göreve geldikleri günden itibaren. tarihi "Çınaral- tı" ıneydanı da dahil kanıu- >a ait bazı alanlan kendi- lerine yakın kişilere usul- süz olarak kirayaverdiği- ni ileri sürerek belediyenin bu tutumunu protesto et- tiler. Çengelköy'de Ha\ uzba- şı semtine adını veren üç havuzun. RP'li beledive tarafından kaldırıldıktar sonra etrafının tel örgülcı - le çe\ rilip iki başına poi. konduğunu belirten seııv sakinleri. yaşadıkları çe\ - renin yok edilmek istendı- ğini söylediler. Çengelköy Kültür ve Davanışma Derneği çatı- sı altında dün sabaTı saat- lerinde bir ara> a gelen yak- laşık \(H) kişilik bir grup. Refah Partili beledivenin göreve başlamasından iti- baren Çengelköv "ün yağ- malanmaya çalışıldığını öne sürdüler. Dernek üyeleri. tarihi Çınaraltı'ndaki parkın çay bahçesi yapıldığını ve etrafının de- ınir parmaklıklarla çev rilerek bu ye- rin Havuzbaşı Mahallesi Muhtarı "Fikret MorgüPün akrabası İsmet Morgül'e usulsüz olarak kiralandı- ğını ılen sürdüler. Semt sakinleri. tarihi Çınaraltf na Çengelköv lüler. beledivenin kamuya ait bazı alanlan kendilerine yakın kimselere ki- ra>a verdiğini söylüyorlar. (Fotoğraf: ÖZKAN GÜVEN) dığını belirten \atandaşlar. -Refah Partili beledive geldiği günden itiba- ren kendi kimliklerini Çengelkö\ "e da- vatmayaçalışıyorlar. Kendilerine ya- kın olan insanlara. bi/im vergilerimiz- yapılan çay bahçesinin gelirlerinin. Milli Gençlik Vakfı. Kerime Hatıın Kuran Kursu v e kendi aralannda pa\ - laşıldığını öğrendiklerini söylediler. Avrıca. Morszül ailesinin. RP'li be- ledive ile olan ılışkilennı kullana- rak kamuya açık bazı yerleri kirala- le vapılan \erieri kira\a veriyoriar diye konuştular. jargıya giden Mimarlar Odası, bu kez de İçişleri Bakanlığı aleyhinde Danaştay'a başvurdu. Mimarlar Odası. Elmaiı Baraj Gölü havzasının mutlak \e kısa mesafeli koruma kuşağı içinde "Çavuşbaşı Belediyesi" adıyla bir beledive kurulmasına ilişkin İçişleri Bakanlığı kararının iptal edilmesini ve öncelikle yürütmenin durdurulmasını istiyor. Danıştav Başkanlığı'na sunulmak üzere avukat Deniş, Parlak tarafından İstanbul idare Mahkemesi Başkanlığı'na sunulan başvuruda. belediye kurulması kararının ay nı zamanda bir "bölgesel imar aflT anlamına geldiği vurgulandı. Yasama organının af kanunlarıyla bile affedilemeven yerleşim alanlannın. idari kararlarla örtülü biçımde affedilmesini. hukuk devleti ilkeleriyle bağdaştırmanın mümkün olmadığına dikkat çekilen başvuruda şöyle denilıvor: "Belde beledhesine dönüştüriilen Çavuşbaşı Kö> ü \ e çe\ resi, da\ a konusu karardan önce zaten Be> koz Beiedhesi'nin mücavir alanı içerisinde ve avnı zamanda İstanbul Büyükşehir Beledhesi sınıriarında kalmaktavdı. Ancak 3030sa\ıbBü>ükşehir Beledi>elerinin Yönctimi Hakkında Kanun'un > ürürlüğe girmesinden sonraki \ıllarda. büyükşehirlerimizde \e özellikle İstanbul'da adetabir" belde belediyelen kuruluş furyası' başlahlmış \e büyükşehir sınırları içinde bü> ükşehir belediveterince denetlenmesi istenmeyen alanlarda belde belediveleri kurularak büyükşehirierin bütünlüğü bozulmuş ve büyükşehirierin önemli zaaflanndan olan düzenli \e kontrollü büyüme ve gelişme, sorunları daha da çözümsüz bir duruma getirilmiştir." Çavuşbaşı belde belediyesi kurulması kararıntn. Elmaiı Baraj Gölü'nü zamanla yok edeceği. zaten havza içindeki vasadışı yerleşme \e tesisler nedeniyle tehdit altında bulunan su kavnaklarından biri olduğu vurgulanan dilekçede "Budurumu kamu sağlığına ilişkin üstün kamu \ararlan ile bağdaştırmak olanaklı değüdir" görüşüne \er \erili\or. Cörevinden alınmıstı Bürokratmdan Çalışma Bakanı'na hakaret davası • Çalışma Genel Müdür \ardımcılığı görevinden siyasi nedenlerle alındığını ileri süren Perihan San, Çalışma Bakanı Emin Kul hakkında 100 milyon liralık manevi tazminat davası açtı. Perihan San, açtığı tazminat davasında. Emin Kul'un. "kişisel \e meslek onuruvla ovnadıĞını" ileri sürdü. GÜNEŞGÜRSON ANJC-\R.A - Çalışma \e Sosval Güvenlik Bakanı Emin Kul hakkında, sivasi nedenlerle görevinden aldı- ğı bürokratı tarafından. "mes- lek onuruyla o> nadığı" gerek- çesivle 100 milyon liratuta- nnda ınanev i tazminat dava- sı açıldı. Kul'un. "«orvvindegerek- li uvum \t koordiney i sağla- vamaması \e hizmet verimi- nin düşmesi" gerekçesiv le görevinden aldığı Çalışma Genel Müdür Yardımcısı Pe- rihan San, kişilik haklanna saldında bulunulduğunu ile- ri sürdü. Avukat Şahin Mengü'nün hazırladığı da\a dilekçesin- de. Sarı'nın siyasi nedenler- le göre\den alındığı ileri sü- rülerek "Nitekim bunun açık delili. Çalışma ve Sos\al Gü- venlik Bakanlığı Müsteşar Vekili Çalışma Genel Müdü- rüAlı Toptaş'ın,4Nisan 19% tarihinde Sivah Beya/ adlı gazeteve verdiği demeçte. 'Görevden neden alındığını ben bilemem. onu bakaııa sorun. Bu kişilere nişe bu kadar önem v eriv orsunuz anlama- dım. Moğultay ve Halisdö- neminde. ben 4 sene o kadar süründünı. Kımse. siz nive Doğu'ya gıttinız. demedi' di\erek müvekkilcmle ilgili işlemin tamamıv la sivasi kin ve garez nedeniv le \ apıldığı- nı açıkça ortava ko> nıuştur" denildi. Görevden alma işleıninin hukuken geçerli olmadığını savunan Mengü. bu neden- le San hakkında "düzmece birsonışturma" başlatıldıgı- nı ve TBMM'de geçici ola- rak görevlendirilmesi iste- miyle vapılan başsurunun reddedildiğini vurguladı. Sa- n hakkında bakanlık ile L'lus- lararası Çalışma Örgütü'nün (1LO) birlikte vürüttüğü bir ara^tı rmada v apı lan ödeme- deki uMilsüzlük iddiasıyla başlatılan ^oruşturmanın "geryek olmadığını" kayde- den \1ens;ü. dilekçede şöy- le dedi: "Sonuçlanmamış soruş- turmalar \e gerçek olmayan soruşturma konulan ile ilgi- li açıklaması nedeni> le mü- \ckkilemin kişisel \e meslek onuruvla ovnandığı açıktir. Da\alının müvekkilem hak- kında, üçüncü kişiler indin- de suç işlemiş bir de\ let me- muru i/k'nimi \ aratnıava dö- nük \ aklaşıınını. i> i nivet ku- ralları \ e dav alının > ürüttü- ğii «öre\ inin ağırlığı içinde değerlendirmek olanağı ol- madığı gibi tam aksine bir üst düzev bürokratı tasfiye- > i gerçekleştirmek için de her türlü çirkinliğe başvuruldu- ğunun göstergesi olduğu ka- nısındavız. Da\alı. bu gerek- siz \e >ersiz açıklaması ile müvekkikmin kişilik hakla- rına saldında bulunduğun- dan işbu davanın açıiması su- reti hasıl olmuştur." Çalışma Genel Müdür Yar- dımcısı Perihan Sarı. bakan tarafından. 4 Nisan I W6'da verim diişiiklüğü. uyum ve koordinenin sağlanamaması gerekçelerivle bu görevin- den alınarak Erzurum Bölge Müdürlüğii'ne müfertış ola- rak atanmı^tı. Bu atamayla il- gili olarak Sarı'nın açtığı da- \ada. yürütmeyı durdurma kanırı verılmişti. Danıştay'a dava açılacak 'tlaçtareklama .,,- hayır' kampanyası AıN'KARA (Cumhurivet Bürosu)'Türk Eczacılan Birhğı(TEB) Merkez Heyetı Başkanı Mehmet Domaç. reçetesiz ılaca reklam serbestisi getiren yönetmelığin. fiyat artışina \e yanlış. ilaç kullanımı nedeniv le ölümlere neden olabıleceğıni söyledi. Türk TabiplerfBirliği'(TTB) Merkez Konsev ı Başkanı Dr. Özen Aşut. ılaç reklamını serbest bırakan yönetmelığin iptali için Danıştav 'a başvuracaklarını bildirdi.'TEB. TTBve Ankara Eczacı OdaM. dün Türkiye genelinde "İlaçta reklama hayır" kampanyası başlattı. Kampanya nedeniyle düzenlenen basın toplantısında konuşan TEB Başkanı Domaç. "27 Nisan 1996" günve "2261T sayıh Resmi Gazete'de yayımlanarak yünirlüğe giren "Reçetesiz İlaçta Reklam Serbestisi Getiren Yönetmelik"e göre ilaç reklamı yapılmasının serbest bırakıldığını anımsattı. Domaç. "Reklamın amacı. reklamı >apılan ürünün tiiketimini arttırmaktır. Tüketicivi o ürüne > önlendirmektir" dedi. Reklamın toplumdaki / SÖNMEZ TARGAN HABITAT II kent doruğunun resmi konferansında konuşan Alman dele- genin de vurguladığı gibi. HABITAT et- kinliklerinin üç aşaması bulunmakta- dır. Birincisi hazırlık aşamasıdır ki, bu ta 1992 yılında Rio'da yapılan "Dün- ya Çevre ve Kalkınma Konferansı"n6a alınan HABITAT ll'yi yapma kararıyla başlayıp ilki Cenevre'de. ikincisi Na- irobi'de ve üçüncüsü New York'ta gerçekleştirilen toplam 3 hazırlık top- lantısından sonra 30 Mayıs 1996'da Istanbul'da noktalanan birsüreci kap- samaktadır. İkincisi, 3-14 Haziran 1996 günle- rinde Istanbul'da yaşanan doruk top- lantılarının gerçekleştiğı aşamadır. Üçüncüsü ise asıl üzerinde durul- ması ve izlenmesi gereken aşamadır ki, o da doruk konferansının kapan- dığı ve 15 Haziran 1996 günüyle baş- layan ve yaşanacak olan yeni bir sü- reçtir. Önümüzdeki uzun yıllan kap- sayacak bu süreçte. HABITAT II kent doruğunda alınan ortak kararları. ge- zegenimiz ölçeğinde yaşama geçir- mek, uygulamaya koymak için olanak- lar ne ölçüde seferber edilecek ya da nasıl edilecek?.. Bu sürecin günde- mini hep bu sorular işgal edecek. Her biri ayrı ayrı bir yatırım ve finans 'Piyasaya Bağlı Yurttaş Tipi' konusu nice kararlar kâğrt üzerinde kal- maya, raflarda sararıp solmaya terk edilmeyecekse asıl bu süreci daha da örgütlü ve bilinçli yaşamamız ge- rekecektir. Çünkü tüm eksikliklerine ve olum- suzluklarına karşın Istanbul doruğun- da alınan kararlar, bir ölçüde de olsa insanlığın geleceğine umut ışığı yakar niteliklertaşımaktadır. Ömeğin. geliş- miş ülkelerin açık ve örtülü tüm diren- melerine karşın. özellikle 3. dünya ve gelişmekte olan ülkelerin yakıcı bir is- temi olarak gündeme gelen kimi in- san haklannın yanı sıra konut hakkı da bu dorukta temei bir insan hakkı oia- rak benimsenmiştir. ICA (Uluslarara- sı Kooperatifler Birligi) başta olmak üzere, dünyanın çeşitli ülkeîerinin de- legelerini, yer yer de eylemlere dönü- şen çetin savaşımları sonucunda bu hak, HABITAT belgelerine geçirilebil- miştir. Zaten bu ve buna benzer hak- ları tanımama konusunda direnen dünya devlerinin devlet başkanların- dan hiçbiri HABITAT'a gelmek ince- liğini bıle göstermemişlerdir. Doruğun finalinde Fidel Castro'nun gelmesiy- le HABITAT II. adeta yoksullar platfor- muna dönüşmüştür. Katılan ülkelerle ilkelere bağlanan diğer önemli bir konu ise önümüzde- ki yüzyılda yoğun bir biçimde yaşa- nacak olan kentleşme ve bunun ya- ratacağı altyapı, çevre, beslenme, sağlık gibi nice sorunlar, sürdürülebi- lir insan yerleşmeleri bağlamında "or- taklık" ilkeleri temelinde çözüme ulaş- tınlacaktır biçiminde özetlenebilmiş- tir. Daha da ötesi Birleşmiş Milletler'in tarihinde ilk kez ortaklık ilişkileri kap- samında her üikenin NGO'iarına (Si- vil Toplum Örgütleri) daha etkin roller biçilmektedir. Bu roilerin nelerolaca- ğının tanımında açık ve saydam an- latımlar bulunmamakla birlikte, yine de bu konuyu biraz daha açmanın yarar- lı olacağı kanısındayız. Anımsanacağı üzere, özellikle Tür- kiye gibi, hem de yasalardan kaynak- lanan baskıcı rejimlerin egemen oldu- ğu ülkelerde NGO'lar ne denli özgür ve etkin bir biçimde bu süreçte birer baskı öğesi olabileceklerdir? Bu so- ruya olumlu yanrt vermenin zorluğu bir yana, hâlâ bir yığın belirsizlikler taşı- dığı da ortadadır. HABITAT'a gelmeden ve HABITAT sürecinde Türkiye sivil toplum örgüt- lerinde yaşanan karmaşayı anımsar- sak bugün bile aydınlanamadığımız bir yığın bilinmeyenle karşı karşıya kal- dığımızı görürüz. Bunlardan tam sa- yısını ve kimliklerini öğrenemediği- miz, amaTürkiye'deki sivil toplum ör- gütlerini temsil etmek için resmi top- lantılara seçilmiş NGO delegelerini, kimlerin, hangi yöntemle seçtiklerini bir bilen varsa iütfen açıkiasın. Seçi- lenlerden kimilerinin kamu görevlisi olduğu ve seçimlerine devlet gölge- si düştüğü endişeleri sürerken önü- müzdeki süreçte bu gibi NGO'ların gelişmeleri disiplini, baskı öğesi olma kararlılığı, özgür ve bağımsız karar al- ma yeteneği olup olmadığı hep tartı- şılacaktır kanısındayız. 13 kooperatif birliğinin oluşturduğu kozanın düzenlediği ve HABITAT sü- recinde gerçekleştirdiği bir forumda konuşan ve HABITAT II belgelerini yo- rumlayan konuşmacılardan Prof. Dr. Bilsay Kuruç'un betimlemesiyle "pi- yasaya bağlı yurttaş tipi" yaratılmak istenmiyorsa Türkiye'de HABITAT'a katılmış ve akredite olmuş bütün si- vil toplum kuruluşlarının dönüp ken- dilerine bir bakması ve Türkiye'de si- vil toplum kuruluşları adına yapılan- lan ciddi bir biçimde sorgulaması ge- rekecektir. Bunu sağlıklı bir biçimde yapabilirsek kimi konularda aklımızın başımızagelmesi için Fidel Castro'nun yeniden Türkiye'ye gelmesine gerek bile kalmayabilir. Değilse, öznel niyetimiz ne olursa olsun, nesnel olarak birileri ya da dev- letin uzantıları bizim adımıza. NGO'lar adına yine bir takım işleri yapacak ve yönlendirecektir. HABITAT H'nin kazan- dırdıgı deneyler ışığında, akredite ol- muş NGO'ların delegelerinden olu- şacak bir izleme komitesi oluşturula- rak vurgulamaya çaiıştığımız bu yeni süreçte daha derli toplu ve etkin bir baskı grubu yaratılabilir. Çünkü sivil toplum örgütlerinden beklenilen asıl işlev de hiçbir odağın kuyruğuna ta- kılmadan; her biri kendi alanlannda öz- gür, bağımsız ve demokratik birer baskı öğesi olabilmelerinde aran- malıdır. etkısinin. eğıtım düzev i ile ilgili olduğunu \e Türkiye'de okur-vazarlann yüzde 59'unu ilkokul niezunlarının oluşturduğunu kaydeden Domaç. "\apilacak reklam, ilacın gereksiz ve fa/la tüketimi açısından son derece etkili olacakhr. Reklamın albenisine kendini kaptırarak alınacak bir ilaç. hırakın vanlı tedavi, teda\ inin gecikmesine, hatta hastanın ölümüne bile neden olabilecektir. Henüz ilaç reklamı başlamadığı haldeTürkive'de zehiıienmeve neden olan maddelerin başında > üzde 70 oranıv la ilaç birinci sırada gelmektedir. Reklam sonrası bu oranın hangi rakamlara ulaşacağını tahmin etmek hiç de zor değildir" dıve konuştu. İlaç reklamını. çokuluslu ilaç firmalan. patent süresi dolmuş ilaçları daha uzun sürede tutmak isteyen uluslarüstü sermaye. medya kuruluşları \e reklam ^irketleri ile sağlıkta özelle'ıtinTie yanlılannın istediğini söyleyen Domaç. reklamın ilaç fiyatlannı arttıracağını. tedavinin denetlenemeyeceğini. gereksiz ilaç tüketimine neden olacağını \ e kamu kuruluşlarının. bu ilaçların bedellerini ödemeveceği için dar gelirlilerin zor durumda kalacağını ; ka>detti. Domaç. "Birileri para kazanacak dive insanlann ilaçlannı ceplerinden ödetmeje kalkmak. hiçbir sosval de\ let anla\ ışıv la bağdaşmaz. Yasava aykın olması. halk sağlığını olumsuz vönde etkilemesi ve toplunıun çıkarlanna ters düşmesi nedeniv le vönermeliğin iptalini istivoruz" dedi. TTB Başkanı Özen Aşut da sağlık \e ilaç alanında vapılacak çok şev varken ılaç reklamının serbest bırakılmaMiu aklı , almadığını belirterek , vönetmeliğin iptali için önümüzdeki günlerde Danıştay'a dava açacaklarını bildirdi. Basın toplantısının ardından Domaç. Aşut \e Ankara Eczacı Odası Başkanı CMcay Seles ile bir grup eczacı. Meşrutiyet Caddesi üzerindeki eczanelere "İlaçta reklama hayır" vazılı afışler a>arak vurttaşlara el ilanları daSıttılar
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle