27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
20 HAZİRAN 1996 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA EKONOMI Avrupa Birliği - Türkiye Karma Parlamento Komisyonu üç yıl aradan sonra yeniden toplanıyor Gümrük birliğindefldnciperde IŞÇININ EVRENINDEN ŞÜKRAN SONER Yatacak Yerleri Yok • Asıl işlevi Ortaklık Konseyi'nin çalışmalarını incelemek olan KPK'nin faalıyetlen. HEP (Halkın Emek Partisi) davası gerekçe gösterilerek 1993 yılında Avrupa kanadı tarafından askıya alınmıştı. ÖZGÜR l'LUSOY AB - Türkiye Karma Parlamento Komisyonu (KPK) üç y ıllık bir aradan sonra ilk kez 25-26 Ha- ziran tanhlennde Ankara'da bir araya geliyor. Asıl işlevi Ortaklık Konseyi'nin çalışmalarını incele- mek olan KPK'nın faalıyetlen. HEP (Halkın Emek Partisi )da\ası gerekçe gösterilerek 1993 yılında. Av rupa kanadı tarafından askıy a alınmıştı. Gerek AB'nin, gerek Türkıye'nin kendi iç sorunlan üze- nnde yoğunlaşması ile gümrük birliğinin "gün- demdendüşmesr.özelhkle Türkiye için sakınca- iar taşıyor. AB. maliyardımınveOrtaklık Konseyitoplan- tısının Yunan engelıne takılmasına halen bir çö- züm getiremezken. Türkiye'de de rekabet kuru- lunun oluşturulması. gümrük mevzuatının çıka- nlması gibi. gümrük birlığinin sağlıkh işlemesı- ne yardımcı olacak ve Ortaklık Konseyi'nde ele alınması gereken pek çok adım rafa kaldınldı. KPK'dede Ortaklık Konseyi'nındummu ele alı- nırken. >eniden toplanmasının koşullan zorlana- cak. KPK Eşbaşkan Yardımcısı \e ANAP Istan- bul Mılletvekili Bülent Akarcalı, tüzüğe göre KPK'nin asıl işlevının Ortaklık Konseyi'nin ça- hşmalannı mceleyıp görüş bıldirmekolduğuna dik- kat çekerek "Ortaklık Konseyi'nin çahşmasını zorlamak için bir rapor istemiştik. Ortaklık Kon- seyi'nden bir rapor gelecek anıa çok kapsamlı ol- masınıbeklemi>omz"şeklındekonu^tu. KPK'nin Neler olacaktı? • Tüketici Yasası'yla Avrupa Birliği normlanna göre tüketicinin korunması sağtanacaktı. • Tekel olmuş yerli firmalar rakipleri tarafından silkelenecek, bu da tüketiciye ucuzluk ve bol çeşit olarak yansıyacaktı. • AB ilk etapta 375 milyon ECU'lük hibe ve 30 trilyon lira değerinde de kredi verecekti. • Gümrüklerde modernizasyona gidilecek ve gümrük mevzuatıyla uluslararası standartlara kavuşulacaktı. • Ihracat artışı ve pazar genişlemesi üretime yansıyacak, istihdam artacak, işsizlik çözülecekti. • Anti Kartel Yasası'yla tekelci faaliyetler engellenecek, sanayiye rekabet gelecekti. Neler kaybediyoruz? • Hızlı bir artış temposuna girdiğine inanılan ithalatın 1996 yılında 45-50 milyar doları aşması bekleniyor. • ihracat artışı sınırlı kalarak dış ticaret açığının 20 milyar dolara varaması bekleniyor. • Gümrük vergilerinin azalmasıyla oluşan 1 yıllık kaybın 2,3 milyar dolara ulaşması bekleniyor. • Ozel Tüketim Vergisi Yasası çıkarılamadığı için kamu gelirlerindeki kayıplar artıyor. • Enflasyon ve fiyatlardaki istikrarsızlık yerli üreticilerin yurdışıyla rekabet şansını azaltıyor. • Türkiye'deki teşvikler AB düzeyine getirilemediği için AB'nin üreticisine sağladığı teşvikler üreticiyi olumsuz yönde etkiliyor. Basında gümrük birliği Yüzyıllık rüya gerçek oldu Hayatın her alanına kalite (Yeni Yüzyıl) 150 yıllık rüya gerçek oldu Azmettik başardık (Posta) Hedet'tam üvelik (Hürriyet) Nıhayet Avrupa Demokratıkleş.me için "evet" (Milliyet) Artık Avrupalıyız Avrupalı binnci lig ülkesi olacağız (Sabah) Artık Avrupalıyız Türkiye için yeni yaşam biçimı (Takvim) Zor dönemeci kolay ceçtik (Dünya) Türkive ıçın dönüm noktası Haydı Türkiyem ilerı (Yeni Cünaydın) Haydi hayırlısı Yeni bir dönem başlıyor (Zaman) Avrupa artık Türkıye'de (Ortadoğu) Haydi Türkiye ileri A\ rupa Türk" pazannı kaçırmak ıstemedi (Aksam) A\ rupa Parlamentosu beklenen onayı verdı Yeni lıedef Avrupa Birliüı (Türkiye) Duvarlan y ıktık Türkıve'nin sıeleceüi aydınlanıyor (Clobal) üyelerınden ve daha önce Avrupa Parlamento- su'nda(AP) sosyalist grubungenel sekreterliği gö- revini yürütmüş olan Dr. Manfred MicheL toplan- tıda AB'nin genişleme perspektifi ve hükümetler arası konferans konusunda Türkıye'nın bılgilen- dinleceğini de söyledı. Michel. AB ve Türki- ye"dekı siyasi ve ekonomik durumun da tartışıla- cağı toplantıda. Onadoğu. Balkanlar gibi ortak kay- szılann söz konusu olduöu uluslararaM «.ivasi i>e- lişmeler konusunda görüş alış.verişindebulunula- eağını ifade etti. Gümrük birliğinın işleyışi sıra- sında Türkıve'nın önüne sorunlar çıkaran Yuna- nıstan. KPK'de de bu tutumunu sürdürüyor. Akarcalı. Yunanistan'ın Avrupa Parlamento- su'nda en az üyeye sahip olan ülkelerden bin ol- masına rağnıen I8kişilik KPK'yedört üveileka- tıldığına dıkkat çekerek şöyle konuştu: "Yunan üvekrin komisyonu blokeetTneyeyönelikçabasarf ettiklerini görihoruz. KPK'de 15 AB üyesi de\le- tin temsilciterini beklerken. tüziiğü istismar ede- rvk dört ü\e ile katılan \unanistan'ı karşımızda bulduk. Ancako> una gelmernek için elimizden ge- leni yapıyoruz." KPK'nineşbaşkanlığınıTürkiye'denDYPKah- ramanmaraş Millervekilı MehmetSağlanv AP'den Av rupa Sol Birlik Konfederal Grubu Başkan Yar- dımcısı Rene-Emile Piquet y ürütüvor. 5 birlik genel müdürünün Ankara'ya alınması işlemine iptal Erez'in birlik oyıımı tutmadı Ba\ ul iıeareu, gemiye bindi Karadeniz 'eticaretseferi Ekonomi Ser\tsi- Türkıye'nın önde gelen sanay icıleri. daha çokortaölçeklı firmaların hâkimiyetınde olan bavul ticaretine göz dıkti. Aralannda Koç'tan Sabancı'ya. Tekfen'den Eczacıbaşı'ya kadar büyük holdinglenn bulunduğu 200 büyiik firma. gemıyle -S. Karadeniz'dekı 6 üîke •' • ' • lımanlanna uârayarak ürünlerini sergileyecek. 1-23 kasımda düzenlenecek gezide. topluiğneden. gıda maddeleri ve otomotıve kadar belli kalite düzeyine sahıp Türk ürünlerı tanmlacak. İleri Pazarlama'nın organize ettiği Expoship Turke> '9Î5 "Türkiye Vüzer Sergisi" 1 Kasım'da lstanbul'dan demır aldıktan sonra sırasıyla Gürcıstan'ın Batum. Rusya'nın No\orossisk. Lkrayna'nın Sıvastopol ve Odessa. Romanya'nın Köstence ve Bulgaristan'ın Yarna limanlanna ugrayacak. Lvmanlarda serginin yanı sıra tekstıl ürünleri için defilelerde düzenlenecek. Serginin organizasyon komitesı başkanı Okta> L'lkügüner. başanya ulaşmalan halınde bavul ticaretinin. büyük firmalann vergi borumluluklannı yerine getiımelerı sayesınde. İcayıtdışılıktan çıkarak disipline olacağını kaydettı. MERİH AK İZMİR- Ankara ~ 1 . Idare Mahkemesi: Sanav ı v e Ticaret Bakanı Yalım Erez" in. TarişGenel MüdürüCihanAltınö/'ü An- kara "da geçıci görev lendirnıesı işlemine yürütnıevi durdurma karan verdı. Altı- nöz. Sanavı Bakanlığı'na göreve ıadesı için ba>\ururken. Ankara'da "zorunlu ikamette" tutulan 4 birlik genel müdürü de karan örnek göstererek dava açtı. Bu arada bırliklenn seçımle göreve getirıleıı vönetim kurulu ba^kanlarıvla üreticıler, si>asilerin tarım satış kooperatifi birlik- lerinden elini çekmesıni istıyor. Sanayi ve Ticaret Bakanı Erez'in ta- rım satı> kooperatifi birliklennde ger- çekleştirdiğioperasvon.sıkıntılanvlasü- rüyor. Tariş Genel Müdürü Cihan Altı- nöz. Trakvabirli-k Genel Müdürü Fuat Erçetin. Antbırlik Genel Müdürü Malik t'nal. Karadenizbirlık Genel Müdürü \u- suf Ergünıle Kozabirlik Genel Müdürü Mesul Giirün Ankara"va geçiei görev le çağnlmalannın üzennden bir ay geçme- sine kar^ın bu konuda henüz bir netlık or- taya konmadı. Erez "özerkleştirme vasasında çalış- maları için Ankara'\a ça^rdık" açıkla- masının ardından çalışmalannı tamam- layan 5 genel müdürün görev lerıne dön- dürülnıemesinde "kötü niyet" bulundu- ğunu belirten Tan^ Genel Müdürü Altı- Tariş Genel Müdürü Cihan Annöz, nıahkenıe kararının u>»ulannıaMnı isti>or. nöz. mahkemevebaşvurdu. Altınöz. An- kara 7. idare Mahkemesi'ne yaptığı 1996 704 tarih ve numaralı başvurusun- da. geçıci görev lendirme ile 17 Mayıs 1996'da Ankara'ya çağnldığını belirttı. Önceki gün kararını açıklayan mahke- me." Dava konusu işlemin gerekçesi, ola- > ın gelişimi.göre\ lendirme süresinin bel- İi olnıaması, göre\ in özelliği göz önüne alın- dığında bu aşamada > ürütmev i durdura- cak koşullann bulunduğu anlaşılmakta- dır" dıverek vürütmevı durdurdu ve ba- kanlık kararını iptal etti. Tari^ Genel Müdürü Cihan Altınöz. -\'ürikme>idurdurma kararu >apılan iş- lemin yaniışlığını gö$teri>or. Slahkeme karannın hemen u>gulanmasını istivoru/. Aksi durumda \asal vollara baş\uraca- ğım. Bir Uukuk \ anltşlığı vapıldı. Kötü nivet vanlı u\gulamada. Buna >argı> la >a- nıt \erildi" dedı. Kararın ardından dığer 4 birlik başka- nının da vargıya başvurarak bakanlığın kararının iptalini ıstediğı bıldırildi. Laleli piyasasından Yeltsin'in seçim kampanyası için toplandı- ğı söylenen 5 milyon dolar rek- lam konusu oldu. "Sermayenin çıkarları doğrultusunda sağlıklı, akılcı bir refleks" olarak değer- lendiriliyor. Aklı başında bildiğimiz. sıkış- tıkça kayıtdışı ekonomiden yakı- nan, vergi adaletinden söz eden kimi ünlü işadamlanmızın, tele- vizyon ekranlarına çıkıp Laleli pi- yasasının Yeltsin'e yardım kam- panyasından övgü ile söz etme- ierini hayretle dinledim. Kayıtdışı ekonomi, devlete ver- gisini ödemeyen, işçisini sigorta- sız çalıştıran sermaye. örgütlenip rüşvet niteliğinde para topluyor. Bir başka ülkeye gizli yoilardan sokup. o ülkenin iç işlerine kanş- ma anlamına da gelen, çok cid- di birçoksuç bırden işleniyor. Bi- zim ülkemız yasalarına göre de ortada sayısız suç varken, kim- senın kılı kıpırdamıyor. Kara. kir- li para, o ülkenin halkı için hayır- lı işler yapmadığı apaçık, ipliği pazara çıkmış bir liderin seçim kampanyasında kullanılıyor. Tabii Rusya'da yapılan araş- tırmalarda Laleli'den gittiği söy- lenen 5 milyon doların izi bulu- namıyor. Öncelikle onların yasa- larına göre de dışardan siyasi partilerin desteklenmesi suç. Üs- telik verilen bilgiye göre Yeltsin'in seçim kampanyasının tamamın- da yapılmış harcama, resmen 3 milyon dolar olarak, yanı Lale- li'den gittiği söylenen paradan az gözüküyor. Böyle bir tabloda ne söylenir: "Allah taksıratlannı affetsin, hıç- birinın yatacak yeri yok "tan baş- ka?.. • • • Çiller. gizli konuşmalarında te- levizyonlara sankı özellikle ya- kaianıyor. Ya çok pervasız, ya çok tetaşlı, ya da reklamın iyisi kö- tüsü olmaz düşüncesinde. Neyse ne? Ben yaşlı-başlı. si- yasetin acı deneyimlerinden geç- miş, ununu elemış, eleğini asmış eskı DP'lilerin haline şaşırdım. Çiller'e malvarlığının, yolsuzluk suçlamalarınm hesabını vermek- ten nasıl kurtulacağınm taktikle- rini öğretiyorlar. Belli ki Demirel'le bıtmemiş hesaplaşmaian, kinleri var. Ama gerek taktik verenlerın. gerekse Çiller'in, en doğal hakmış gibi, hesap vermekten kurtulma üze- rine kafa patlatmaları çok çarpı- cı. Ne onlar "Kızım kaçma, he- sap ver. kurtul" diyorlar, ne de Çil- ler "Kaçmanın ne gereği var, yü- züm ak" demeyi düşünüyor. Ka- fa kafaya vermişler, hesap ver- mekten kaçmanın gerektiğinde buluşmuşlar. Pis kokuların yayıl- dığı, kirli olayların nasıl örtbas edileceğinin taktiklerini gelıştiri- yorlar. "Allah taksıratlannı affetsin, yatacak yerleri yok." • • • Şeriatçı kardeşlerimiz için. La- leli'nin haram para yiyenlerinin. sermayenin büyük parababala- rının. sıyasetin kirlenmişlerinin yatacak yerlerinin olmaması dert değil. Onlar oturup karar kara dü- şünsünler. Gösteriş olsun diye, orada burada namaz kılıp mille- te ayak yıkatarak aptesini aldıran liderlerini nasıl kurtaracaklar? Liderleri ve partileri, iktidara gelmek uğruna, kendılerinin gün- deme getirdiğı vurgun. soygun. yolsuzluk adına ne kadar dos- ya, soruşturma, kirli defter. hesap varsa. hepsini kapatmayı üstlen- diler. Erbakan'ın son günlerde ya- bancı basına verdiği demeçler her zamankinden daha renkli ve eğlencelı. Gümrük birliğine. faize. batı- la dair bugüne kadar küfrettikle- ri, reddettikleri ne varsa hepsini kabul ediyor. Bugüne kadar yaptıklan pek çok şeyi, şeriatçı müritlerine 'ta- kıyye' olarak açıklayıp savunduk- larını ve de genellikle inandırdık- larını biliyoruz. Örneğın Refah'çılarasorarsa- nız, Hoca'nın kilolarını birçok kez katlayan altınları. malları, mülk- leri, aslında hesabı verilemeye- cek, haram değil. Partiye yapıl- mış bağışlar. Parti'nin başına bir iş gelirse, 'korunsun' diye Ho- ca'nın üzerinde görünüyor. Yoksul Refahh seçmenler, ay- nı şekilde Mercümek olayı da ıçinde, akıl almaz büyük parala- nn döndüğü, belediyeler dahil bütün örgütlenmelerde. her tür para ve mal ilişkisinin kayıt-ku- yut dışında, birtakım ellerde ol- masını hiç sorgulamadan kabul ediyorlar. Asla büyük vurgunla- nn, yolsuzluklann olduğuna inan- maya yanaşmıyor, "Bosna'ya, Çeçenistan a, ezilen Müslüman- lara..." dendi mi ellerindekini ver- meyi esirgemıyorlar. "Hoca'nın, Mercümek'ınüze- nndekiler, aslında bütün inan- mışlann parası." "Pekiyı, ya Çiller'inkiler?" Ho- ca, Çiller'i hesap vermekten kur- tanrken de günah işlemıyor mu? "Takıyye adına, günah, haram, batıi. denen ne varsa her şey kabul edilip yapıldığında, öbür dünyada, Allah katında nasıl he- sap verilecek? Bunca gösteriş namazına yazık olmaz mı?" "Allah taksıratlannı affetsin" Başka ne denır? Almanya'da kriz yabancdam vurduuıı G ençleri kazanmak için de yine sen- dıkalaraynbürolaroluşturmuşlar. Gerçekte gençler. sendikalara bek- lenen ilgiyi gösterrnemektedirler. Sendika toplantılannı ise "dini ayin*" ola- rak niteledıkleri sendikacılarca ifade edil- mektedir. Diğer bir gerçek ise sendikalann gençlere ne denli ılgi gösterdıklerinde v a>- maktadır. Dünyada kısa süreçalı^makaza- nımlanna örnek olarak gösterilen Alman- ya'da. sendikalar bu hedeflerini gündemin üst sıralarından indirmişler. Daha doğrusu ekonomik kriz ve ışten çıkarmalarkarşısr da bu hedeflerini gündemlerinın üst sıraL.- nndan indirmek durumunda kalmışlar. An- cak vine de işten çıkarılmaların önlenme- sinde kısa süre çalışma önde gelen bir ta- lep olarak görülmeve devam edilmektedir. Halen son derece güçlü ve zengin du- rumda olan sendikalara karş.ı güven duyma ciddi biçimde genlemektedir. Bu. hem sen- dikalara üye oîmadaki ısteksizlikte hem de toplantılanna katılmaya ve sendika yayın- lanna olan ilgisızlikte görüldüğü gibi. en son 1961 1 Mavîsfnda sendikacılanrı protesto edilmelerinden de anlaşılabilir. Almanya'da toplu sözleşmeler bölgesel düzeyde yapılmakta ve merkezi sendikal hareket gîderek zayıflamaktadır. Işveren- ler ise bölgesel düzeyde yapılan toplu pa- zarlık düzenine de karşı çıkmakta ve her iş- yeri için ayn toplu sözleşme getirmektedır- İer. Nlerkezi sendikal hareketin giderek za- yıflaması konfederasyon DGB'nin de ko- numunu sorgulanırdurumagetitmiş ve hat- taDGB'ye ne gerek vardiyen sendikacılar da var. Işkolu dûzeyinde sendikalann merkezi güçlerinin olması ve bu güçlerını DGB ile payla^mak isteme- meleri de bu duruına yol açmaktadtr. Sendikalann önem verdikleri alanlann önde ge- lenı. eğitim denebilir. Faaliyetleri için kurulu sis- temleri bulunmakîa ve önemlı masraflar yapmak- tadır. Eğitim. sendıkal alan ile de sınırlı olmayıp, yönetime katılma organlannda y er alanlann yetiş- tirilmelerinden çevre sorunlanna değin çeşıtli ko- nulan kapsamaktadır. Işletme komitesi üyelerinin eğitim masraflan doğal olarak ışveren tarafından kirşılanması gerekirken. giderek artan biçimde iş- verenler bu masraflan. "güneel konular" işlen- miyor diye karşılamaya yanaşmamaktadırlar. Almanya'da en göze çarpan özelliklerden birisi de inanılmaz bir "Alman de\ letçiliği" anlayışının yavgınlığıdır. Örneğin sosval demokratlann uzun yıllar iktıdarda olmalanndan kaynaklanmalı kı her sosyaldemokratkendinidevletadamı savıyor. Hat- ta çok sayıda sendıkacı bile. Alman Sosyal Demok- rat Partisi'nde yabancıların yükselmesinin olduk- ça zor olduğu söylense de. bu yaklaşımı doğrula- mayan örneklerde var. Almanya'da her 10 kişiden bin yabancı durumundadır. Aİmanva'da vabancı- ların varlığı kabullenildikçe. Alman olmanm ayrı- calığını dâ"daha çok hissetmektedirler. Almanya'da ırkçilıkla. dazlaklarla bu özellikler kanştınlma- malıdır. Aksine işyerlerinde ırkçı davranışlarda bulunanlann işten atılmaları için yasa var ve sen- dikalar böylesi bir olayda va^anın işlemesinde ıs- rarlılar. Yine DGB başta olmak üzere. sendikalar yabancı işçilere karşı gelıştırilmek istenen davra- mş ve anlayışlara karşı çıkıvor. bu yönde zaman zaman kampanyalar açıvorlar. Ekonomik krizın başlangıcı olan 1973'te Al- manva'ya vabancı işci alımı durduruluyor. Ancak daha sonra siyasal göçmenlergelmeveba^lıyorve 1990 sonrası üst düzeylere tırmanıyor. Almany a'da Türklere karşı saldınlann Türklere olan bir tav ır- dan değil. Almanya'dakı en büyük yabancı toplu- luğuolmasındankaynaklandığı ifade edilivor. Do- ğuda ise \ietnamhlara karşı saldmlar söz konusu. Bu ülkede ırkçı akımlann cıddi biçimde artişında. ekonomik kriz ve işsızlığin gençler arasında ya\- gınlaşıvor olması önde gelen faktörlerdendır. Emeklı Türkiveli ışçıîer Türkive"ve ancak gez- mek için gelmeve başlamışlar. Çünkü Almanya'nın standartlarına alışmışlar v e bu ülke olanaklarından vararlanmak istivorlar. Almanya'dakı sendikalar bu durumu behrlemişler ve emekli Türkıveli işçi- lere vardımcı olmaya çalışmaktadırlar. Son gehşmelere bakarak. Doğu Almanva'nın oluşu sosval >a^am standardındakı rekabet nede- nivle Batı'dak'i sosyal haklar için bu caranti duru- mundaymışgibi biryorum yapılabtlır.Tljjiiı çok şev söy lenebilır ve ancak bırleşineden iki taraf işçilennin de memnun gözükmedikleri de bir gerçek. Doğulular halen kendılerini Doğu- lu, Batılılar ise Batılı hissetmektedirler. Lc- retler de Doğulu ve Batılı olarak ayrılmış. Birleşmedeıı hemen sonra sanki önceki re- jimi cezalandırma psıkolojıyle Doğu'daki tüm işletmelerkısmenözelleştirilmişveço- ğunluğu kapatılmav a gıdilmış. Doğulu işçi- lerin özelleştirme uygulama süreci için ge- tirdikleri öneriler kabul edilmemiş. Özel- leştirme için oluşturulan Truehand adlı ku- rula Hınstiyan Demokrat hükümet kendi yandaşlarını getırmiş ve çok sav ıda yolsuz- luk söylentileri dolaşmakta. Doğu'da ücret- ler Batı'ya göre yüzde85'ler dûzeyinde ve işsizlik oranı da y üksek. \ üzde 18. Daha ön- ce çalışanlann yüzde35'i şimdı işlerini yi- tirmiş durumdalar. Doğulu işçiler. Batılı ış- çilerden kendileri için yüzdel dayanışma vergisınin kesilmesine. "biz sadaka değil iş istiyoruz" diye tepki gösteriyorlar. Görüşülen yetkililerin açtklamalanna gö- re. yakın gelecekte Sosyal Demokrat Parti- nin iktidara gelemeyeceğinin nedenlerinin başında oylannın Yeşiller Partisi tarafından bölünmesi getirilmektedir. Parti sözcüleri- n\n basında çıkan açıklamalannda. açıkça yeni liberal ekonomik politikalardan yana olunduğu ve küreselleşmenın kabul edildi- ği belırtilmektedır. Son derece kendine gü- venli. iktidarda olmasa dahi iktıdardaymış gibi kendini hisseden. yerleşmiş kurumla- nyla faaliyetlerde bulunan bir Sosyal Demok- rat Parti var Almanya'da. Organsal olmasa da sendikalar ile bir raya oturmuş ve son yıllarda ciddi biçimde sorgulanan ilişkileri var. Protestan Kilisesi ile de arası ıyi. Mevcut Hınstiyan Demok- ratlar ve Liberaller yerine iktıdarda Sosyal De- mokrat Parti olsaydı. hangı ölçülerde farklı politi- kalarızleneceğı sorusuna. büyük farklılıklann ola- bileceğı bıçimınde yanıtlar alınamadı. Yalnızca vergi politikalan ve sosyal haklar açısından bazı farklann olacağını söylemektedirler. Bu arada Hel- mut Kohl'ün de lngiltere'dekı Muhafazakârlann aksine Sosyal Demokratlann politikalanna yakın bir yol izlediğı. görüşmeler sırasında belirtildi. Bugün Almanya sendikal hareketi, tamamen üyelerinin çıkarlan temeline oturtulmuş yeni sen- dikal poluikalar üretme. pastadan kendilerinin de- ğil. işverenin daha az pay almasını hedefleyen ta- fepler getirme ile karşı karşiyadır. Ekonomik kriz karşısında işverenler kendi sınıfsal tav\rlarını or- taya koymakta asla gecikmemekte ve ancak sen- dikalardaaynı hızgörülmemektedir. "Klasik" ola- rak adlandırılabılecek sendikacılık döneminin ka- pandığını çok say ıda sendikacı ifadeetmektedir. So- mut alternatifin henüz oluşmadığı da bir gerçek. Belki gecikılebilir. ancak Almanya"daki sendikal hareket kendini toparlamada diğer çoğu ülkelerden daha genış olanaklara sahiptir. SÜRECEK VakıfBankta Müfettiş Yardımcısı olma fırsatı! 21. Yüzyıl'm Çağdaş Bankası VakıfBank, yansın çağdaş bankacıları arasına girmeyi amaçlayan sizleri ValufBankta Müfettiş Yardımcısı olmaya davet ediyor. VakıfBank Müfettiş Yardımcılığı Giriş Sınavı Yazılı smav 27-28 Temmuz 1996 günlerinde Ankara ve İstanbul'da yapılacaktır. Yazılı sınavı kazananlar Ankara'da sözlü sınava davet edilecektlr. Sınava katılmak isteyenlerin; a) En az 4 yıllık öğrenim süresi olan ve Hukuk, İktisat, İşletme, Muhasebe, Maliye, Siyasal Bilimler veya tdare konularında öğrenim veren fakülte veya yflksek okullardan veya yetkili makamlarca bunlara esdeğerliliği tespit edilmis yabancı öğrenim kurumlanndan meznn olmalan, b) Erkek başvuruculann fiili askerlik görevini yapmış olmalan, (31 Ağustos 1996 tarihi itibariyle askerlik görevini tamamlayacakların da başvuru- lan kabul edüecektir.) c) 1.1.1996 tarihinde 30 yasını doldurmaımş olmalan, d) Daha önce Bankamız Müfettiş Yardımcılığı sınavına bir defadan fazla katılmamış bulunmaları, gerekmektedir. ; Smav konulannı ve gerekli sair şart ve bilgileri ^ içeren brosür ile smav basvuru formu; Ankara'da Teftis Kurulu Başkanlığı'ndan, İstanbul, tzmir, Adana, Bursa, Samsun ve Erzurum'da Bölge Teşkilatlanmızdan, İstanbul, Kadıköy/İstanbul, Antalya, Kayseri, Eskişehir, Gaziantep, Denizli, Diyarbakır, Malatya ve Trabzon şubelerimizden temin edilebilir. Sınav için basvuru: Sınava katılmak isteyenlerin, "Türkiye Vakıflar Bankası T.A.O. (Teftiş Kurulu Başkanhğı) - Ataturk Bulvarı 207 Kavaklıdere/Ankara" adresine en geç 17.7.1996 Çarsamba günü saat: 17.00'ye kadar istenen belgelerle birlikte sahsen veya mektup- Aj la basvurmaları gerekmektedir. ¥0X1*DUİIK
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle