Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
20 HAZİRAN 1996 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA
EKONOMI
Avrupa Birliği - Türkiye Karma Parlamento Komisyonu üç yıl aradan sonra yeniden toplanıyor
Gümrük birliğindefldnciperde
IŞÇININ EVRENINDEN
ŞÜKRAN SONER
Yatacak Yerleri Yok
• Asıl işlevi Ortaklık Konseyi'nin
çalışmalarını incelemek olan
KPK'nin faalıyetlen. HEP (Halkın
Emek Partisi) davası gerekçe
gösterilerek 1993 yılında Avrupa
kanadı tarafından askıya alınmıştı.
ÖZGÜR l'LUSOY
AB - Türkiye Karma Parlamento Komisyonu
(KPK) üç y ıllık bir aradan sonra ilk kez 25-26 Ha-
ziran tanhlennde Ankara'da bir araya geliyor. Asıl
işlevi Ortaklık Konseyi'nin çalışmalarını incele-
mek olan KPK'nın faalıyetlen. HEP (Halkın Emek
Partisi )da\ası gerekçe gösterilerek 1993 yılında.
Av rupa kanadı tarafından askıy a alınmıştı. Gerek
AB'nin, gerek Türkıye'nin kendi iç sorunlan üze-
nnde yoğunlaşması ile gümrük birliğinin "gün-
demdendüşmesr.özelhkle Türkiye için sakınca-
iar taşıyor.
AB. maliyardımınveOrtaklık Konseyitoplan-
tısının Yunan engelıne takılmasına halen bir çö-
züm getiremezken. Türkiye'de de rekabet kuru-
lunun oluşturulması. gümrük mevzuatının çıka-
nlması gibi. gümrük birlığinin sağlıkh işlemesı-
ne yardımcı olacak ve Ortaklık Konseyi'nde ele
alınması gereken pek çok adım rafa kaldınldı.
KPK'dede Ortaklık Konseyi'nındummu ele alı-
nırken. >eniden toplanmasının koşullan zorlana-
cak. KPK Eşbaşkan Yardımcısı \e ANAP Istan-
bul Mılletvekili Bülent Akarcalı, tüzüğe göre
KPK'nin asıl işlevının Ortaklık Konseyi'nin ça-
hşmalannı mceleyıp görüş bıldirmekolduğuna dik-
kat çekerek "Ortaklık Konseyi'nin çahşmasını
zorlamak için bir rapor istemiştik. Ortaklık Kon-
seyi'nden bir rapor gelecek anıa çok kapsamlı ol-
masınıbeklemi>omz"şeklındekonu^tu. KPK'nin
Neler
olacaktı?
• Tüketici Yasası'yla Avrupa
Birliği normlanna göre
tüketicinin korunması
sağtanacaktı.
• Tekel olmuş yerli firmalar
rakipleri tarafından
silkelenecek, bu da tüketiciye
ucuzluk ve bol çeşit olarak
yansıyacaktı.
• AB ilk etapta 375 milyon
ECU'lük hibe ve 30 trilyon lira
değerinde de kredi verecekti.
• Gümrüklerde
modernizasyona gidilecek ve
gümrük mevzuatıyla
uluslararası standartlara
kavuşulacaktı.
• Ihracat artışı ve pazar
genişlemesi üretime
yansıyacak, istihdam artacak,
işsizlik çözülecekti.
• Anti Kartel Yasası'yla tekelci
faaliyetler engellenecek,
sanayiye rekabet gelecekti.
Neler
kaybediyoruz?
• Hızlı bir artış temposuna
girdiğine inanılan ithalatın
1996 yılında 45-50 milyar
doları aşması bekleniyor.
• ihracat artışı sınırlı kalarak
dış ticaret açığının 20 milyar
dolara varaması bekleniyor.
• Gümrük vergilerinin
azalmasıyla oluşan 1 yıllık
kaybın 2,3 milyar dolara
ulaşması bekleniyor.
• Ozel Tüketim Vergisi
Yasası çıkarılamadığı için
kamu gelirlerindeki kayıplar
artıyor.
• Enflasyon ve fiyatlardaki
istikrarsızlık yerli üreticilerin
yurdışıyla rekabet şansını
azaltıyor.
• Türkiye'deki teşvikler AB
düzeyine getirilemediği için
AB'nin üreticisine sağladığı
teşvikler üreticiyi olumsuz
yönde etkiliyor.
Basında gümrük birliği
Yüzyıllık rüya gerçek oldu
Hayatın her alanına kalite
(Yeni Yüzyıl)
150 yıllık rüya gerçek oldu
Azmettik başardık
(Posta)
Hedet'tam üvelik
(Hürriyet)
Nıhayet Avrupa
Demokratıkleş.me için "evet"
(Milliyet)
Artık Avrupalıyız
Avrupalı binnci lig ülkesi
olacağız
(Sabah)
Artık Avrupalıyız
Türkiye için yeni yaşam biçimı
(Takvim)
Zor dönemeci kolay ceçtik
(Dünya)
Türkive ıçın dönüm noktası
Haydı Türkiyem ilerı
(Yeni Cünaydın)
Haydi hayırlısı
Yeni bir dönem başlıyor
(Zaman)
Avrupa artık Türkıye'de
(Ortadoğu)
Haydi Türkiye ileri
A\ rupa Türk" pazannı kaçırmak
ıstemedi
(Aksam)
A\ rupa Parlamentosu beklenen
onayı verdı
Yeni lıedef Avrupa Birliüı
(Türkiye)
Duvarlan y ıktık
Türkıve'nin sıeleceüi aydınlanıyor
(Clobal)
üyelerınden ve daha önce Avrupa Parlamento-
su'nda(AP) sosyalist grubungenel sekreterliği gö-
revini yürütmüş olan Dr. Manfred MicheL toplan-
tıda AB'nin genişleme perspektifi ve hükümetler
arası konferans konusunda Türkıye'nın bılgilen-
dinleceğini de söyledı. Michel. AB ve Türki-
ye"dekı siyasi ve ekonomik durumun da tartışıla-
cağı toplantıda. Onadoğu. Balkanlar gibi ortak kay-
szılann söz konusu olduöu uluslararaM «.ivasi i>e-
lişmeler konusunda görüş alış.verişindebulunula-
eağını ifade etti. Gümrük birliğinın işleyışi sıra-
sında Türkıve'nın önüne sorunlar çıkaran Yuna-
nıstan. KPK'de de bu tutumunu sürdürüyor.
Akarcalı. Yunanistan'ın Avrupa Parlamento-
su'nda en az üyeye sahip olan ülkelerden bin ol-
masına rağnıen I8kişilik KPK'yedört üveileka-
tıldığına dıkkat çekerek şöyle konuştu: "Yunan
üvekrin komisyonu blokeetTneyeyönelikçabasarf
ettiklerini görihoruz. KPK'de 15 AB üyesi de\le-
tin temsilciterini beklerken. tüziiğü istismar ede-
rvk dört ü\e ile katılan \unanistan'ı karşımızda
bulduk. Ancako> una gelmernek için elimizden ge-
leni yapıyoruz."
KPK'nineşbaşkanlığınıTürkiye'denDYPKah-
ramanmaraş Millervekilı MehmetSağlanv AP'den
Av rupa Sol Birlik Konfederal Grubu Başkan Yar-
dımcısı Rene-Emile Piquet y ürütüvor.
5 birlik genel müdürünün Ankara'ya alınması işlemine iptal
Erez'in birlik oyıımı tutmadı
Ba\ ul iıeareu, gemiye bindi
Karadeniz 'eticaretseferi
Ekonomi Ser\tsi- Türkıye'nın
önde gelen sanay icıleri. daha
çokortaölçeklı firmaların
hâkimiyetınde olan bavul
ticaretine göz dıkti.
Aralannda Koç'tan Sabancı'ya.
Tekfen'den Eczacıbaşı'ya kadar
büyük holdinglenn bulunduğu
200 büyiik firma. gemıyle
-S. Karadeniz'dekı 6 üîke
•' • ' • lımanlanna uârayarak
ürünlerini sergileyecek.
1-23 kasımda düzenlenecek
gezide. topluiğneden. gıda
maddeleri ve otomotıve kadar
belli kalite düzeyine sahıp Türk
ürünlerı tanmlacak. İleri
Pazarlama'nın organize ettiği
Expoship Turke> '9Î5
"Türkiye Vüzer Sergisi" 1
Kasım'da lstanbul'dan demır
aldıktan sonra sırasıyla
Gürcıstan'ın Batum. Rusya'nın
No\orossisk. Lkrayna'nın
Sıvastopol ve Odessa.
Romanya'nın Köstence ve
Bulgaristan'ın Yarna
limanlanna ugrayacak.
Lvmanlarda serginin yanı sıra
tekstıl ürünleri için defilelerde
düzenlenecek.
Serginin organizasyon komitesı
başkanı Okta> L'lkügüner.
başanya ulaşmalan halınde
bavul ticaretinin. büyük
firmalann vergi
borumluluklannı yerine
getiımelerı sayesınde.
İcayıtdışılıktan çıkarak disipline
olacağını kaydettı.
MERİH AK
İZMİR- Ankara ~
1
. Idare Mahkemesi:
Sanav ı v e Ticaret Bakanı Yalım Erez" in.
TarişGenel MüdürüCihanAltınö/'ü An-
kara "da geçıci görev lendirnıesı işlemine
yürütnıevi durdurma karan verdı. Altı-
nöz. Sanavı Bakanlığı'na göreve ıadesı
için ba>\ururken. Ankara'da "zorunlu
ikamette" tutulan 4 birlik genel müdürü
de karan örnek göstererek dava açtı. Bu
arada bırliklenn seçımle göreve getirıleıı
vönetim kurulu ba^kanlarıvla üreticıler,
si>asilerin tarım satış kooperatifi birlik-
lerinden elini çekmesıni istıyor.
Sanayi ve Ticaret Bakanı Erez'in ta-
rım satı> kooperatifi birliklennde ger-
çekleştirdiğioperasvon.sıkıntılanvlasü-
rüyor. Tariş Genel Müdürü Cihan Altı-
nöz. Trakvabirli-k Genel Müdürü Fuat
Erçetin. Antbırlik Genel Müdürü Malik
t'nal. Karadenizbirlık Genel Müdürü \u-
suf Ergünıle Kozabirlik Genel Müdürü
Mesul Giirün Ankara"va geçiei görev le
çağnlmalannın üzennden bir ay geçme-
sine kar^ın bu konuda henüz bir netlık or-
taya konmadı.
Erez "özerkleştirme vasasında çalış-
maları için Ankara'\a ça^rdık" açıkla-
masının ardından çalışmalannı tamam-
layan 5 genel müdürün görev lerıne dön-
dürülnıemesinde "kötü niyet" bulundu-
ğunu belirten Tan^ Genel Müdürü Altı-
Tariş Genel Müdürü Cihan Annöz, nıahkenıe kararının u>»ulannıaMnı isti>or.
nöz. mahkemevebaşvurdu. Altınöz. An-
kara 7. idare Mahkemesi'ne yaptığı
1996 704 tarih ve numaralı başvurusun-
da. geçıci görev lendirme ile 17 Mayıs
1996'da Ankara'ya çağnldığını belirttı.
Önceki gün kararını açıklayan mahke-
me." Dava konusu işlemin gerekçesi, ola-
> ın gelişimi.göre\ lendirme süresinin bel-
İi olnıaması, göre\ in özelliği göz önüne alın-
dığında bu aşamada > ürütmev i durdura-
cak koşullann bulunduğu anlaşılmakta-
dır" dıverek vürütmevı durdurdu ve ba-
kanlık kararını iptal etti.
Tari^ Genel Müdürü Cihan Altınöz.
-\'ürikme>idurdurma kararu >apılan iş-
lemin yaniışlığını gö$teri>or. Slahkeme
karannın hemen u>gulanmasını istivoru/.
Aksi durumda \asal vollara baş\uraca-
ğım. Bir Uukuk \ anltşlığı vapıldı. Kötü
nivet vanlı u\gulamada. Buna >argı> la >a-
nıt \erildi" dedı.
Kararın ardından dığer 4 birlik başka-
nının da vargıya başvurarak bakanlığın
kararının iptalini ıstediğı bıldırildi.
Laleli piyasasından Yeltsin'in
seçim kampanyası için toplandı-
ğı söylenen 5 milyon dolar rek-
lam konusu oldu. "Sermayenin
çıkarları doğrultusunda sağlıklı,
akılcı bir refleks" olarak değer-
lendiriliyor.
Aklı başında bildiğimiz. sıkış-
tıkça kayıtdışı ekonomiden yakı-
nan, vergi adaletinden söz eden
kimi ünlü işadamlanmızın, tele-
vizyon ekranlarına çıkıp Laleli pi-
yasasının Yeltsin'e yardım kam-
panyasından övgü ile söz etme-
ierini hayretle dinledim.
Kayıtdışı ekonomi, devlete ver-
gisini ödemeyen, işçisini sigorta-
sız çalıştıran sermaye. örgütlenip
rüşvet niteliğinde para topluyor.
Bir başka ülkeye gizli yoilardan
sokup. o ülkenin iç işlerine kanş-
ma anlamına da gelen, çok cid-
di birçoksuç bırden işleniyor. Bi-
zim ülkemız yasalarına göre de
ortada sayısız suç varken, kim-
senın kılı kıpırdamıyor. Kara. kir-
li para, o ülkenin halkı için hayır-
lı işler yapmadığı apaçık, ipliği
pazara çıkmış bir liderin seçim
kampanyasında kullanılıyor.
Tabii Rusya'da yapılan araş-
tırmalarda Laleli'den gittiği söy-
lenen 5 milyon doların izi bulu-
namıyor. Öncelikle onların yasa-
larına göre de dışardan siyasi
partilerin desteklenmesi suç. Üs-
telik verilen bilgiye göre Yeltsin'in
seçim kampanyasının tamamın-
da yapılmış harcama, resmen 3
milyon dolar olarak, yanı Lale-
li'den gittiği söylenen paradan
az gözüküyor.
Böyle bir tabloda ne söylenir:
"Allah taksıratlannı affetsin, hıç-
birinın yatacak yeri yok "tan baş-
ka?..
• • •
Çiller. gizli konuşmalarında te-
levizyonlara sankı özellikle ya-
kaianıyor. Ya çok pervasız, ya
çok tetaşlı, ya da reklamın iyisi kö-
tüsü olmaz düşüncesinde.
Neyse ne? Ben yaşlı-başlı. si-
yasetin acı deneyimlerinden geç-
miş, ununu elemış, eleğini asmış
eskı DP'lilerin haline şaşırdım.
Çiller'e malvarlığının, yolsuzluk
suçlamalarınm hesabını vermek-
ten nasıl kurtulacağınm taktikle-
rini öğretiyorlar.
Belli ki Demirel'le bıtmemiş
hesaplaşmaian, kinleri var. Ama
gerek taktik verenlerın. gerekse
Çiller'in, en doğal hakmış gibi,
hesap vermekten kurtulma üze-
rine kafa patlatmaları çok çarpı-
cı. Ne onlar "Kızım kaçma, he-
sap ver. kurtul" diyorlar, ne de Çil-
ler "Kaçmanın ne gereği var, yü-
züm ak" demeyi düşünüyor. Ka-
fa kafaya vermişler, hesap ver-
mekten kaçmanın gerektiğinde
buluşmuşlar. Pis kokuların yayıl-
dığı, kirli olayların nasıl örtbas
edileceğinin taktiklerini gelıştiri-
yorlar.
"Allah taksıratlannı affetsin,
yatacak yerleri yok."
• • •
Şeriatçı kardeşlerimiz için. La-
leli'nin haram para yiyenlerinin.
sermayenin büyük parababala-
rının. sıyasetin kirlenmişlerinin
yatacak yerlerinin olmaması dert
değil.
Onlar oturup karar kara dü-
şünsünler. Gösteriş olsun diye,
orada burada namaz kılıp mille-
te ayak yıkatarak aptesini aldıran
liderlerini nasıl kurtaracaklar?
Liderleri ve partileri, iktidara
gelmek uğruna, kendılerinin gün-
deme getirdiğı vurgun. soygun.
yolsuzluk adına ne kadar dos-
ya, soruşturma, kirli defter. hesap
varsa. hepsini kapatmayı üstlen-
diler.
Erbakan'ın son günlerde ya-
bancı basına verdiği demeçler
her zamankinden daha renkli ve
eğlencelı.
Gümrük birliğine. faize. batı-
la dair bugüne kadar küfrettikle-
ri, reddettikleri ne varsa hepsini
kabul ediyor.
Bugüne kadar yaptıklan pek
çok şeyi, şeriatçı müritlerine 'ta-
kıyye' olarak açıklayıp savunduk-
larını ve de genellikle inandırdık-
larını biliyoruz.
Örneğın Refah'çılarasorarsa-
nız, Hoca'nın kilolarını birçok kez
katlayan altınları. malları, mülk-
leri, aslında hesabı verilemeye-
cek, haram değil. Partiye yapıl-
mış bağışlar. Parti'nin başına bir
iş gelirse, 'korunsun' diye Ho-
ca'nın üzerinde görünüyor.
Yoksul Refahh seçmenler, ay-
nı şekilde Mercümek olayı da
ıçinde, akıl almaz büyük parala-
nn döndüğü, belediyeler dahil
bütün örgütlenmelerde. her tür
para ve mal ilişkisinin kayıt-ku-
yut dışında, birtakım ellerde ol-
masını hiç sorgulamadan kabul
ediyorlar. Asla büyük vurgunla-
nn, yolsuzluklann olduğuna inan-
maya yanaşmıyor, "Bosna'ya,
Çeçenistan a, ezilen Müslüman-
lara..." dendi mi ellerindekini ver-
meyi esirgemıyorlar.
"Hoca'nın, Mercümek'ınüze-
nndekiler, aslında bütün inan-
mışlann parası."
"Pekiyı, ya Çiller'inkiler?" Ho-
ca, Çiller'i hesap vermekten kur-
tanrken de günah işlemıyor mu?
"Takıyye adına, günah, haram,
batıi. denen ne varsa her şey
kabul edilip yapıldığında, öbür
dünyada, Allah katında nasıl he-
sap verilecek? Bunca gösteriş
namazına yazık olmaz mı?"
"Allah taksıratlannı affetsin"
Başka ne denır?
Almanya'da kriz
yabancdam vurduuıı
G
ençleri kazanmak için de yine sen-
dıkalaraynbürolaroluşturmuşlar.
Gerçekte gençler. sendikalara bek-
lenen ilgiyi gösterrnemektedirler.
Sendika toplantılannı ise "dini ayin*" ola-
rak niteledıkleri sendikacılarca ifade edil-
mektedir. Diğer bir gerçek ise sendikalann
gençlere ne denli ılgi gösterdıklerinde v a>-
maktadır. Dünyada kısa süreçalı^makaza-
nımlanna örnek olarak gösterilen Alman-
ya'da. sendikalar bu hedeflerini gündemin
üst sıralarından indirmişler. Daha doğrusu
ekonomik kriz ve ışten çıkarmalarkarşısr
da bu hedeflerini gündemlerinın üst sıraL.-
nndan indirmek durumunda kalmışlar. An-
cak vine de işten çıkarılmaların önlenme-
sinde kısa süre çalışma önde gelen bir ta-
lep olarak görülmeve devam edilmektedir.
Halen son derece güçlü ve zengin du-
rumda olan sendikalara karş.ı güven duyma
ciddi biçimde genlemektedir. Bu. hem sen-
dikalara üye oîmadaki ısteksizlikte hem de
toplantılanna katılmaya ve sendika yayın-
lanna olan ilgisızlikte görüldüğü gibi. en son
1961 1 Mavîsfnda sendikacılanrı protesto
edilmelerinden de anlaşılabilir.
Almanya'da toplu sözleşmeler bölgesel
düzeyde yapılmakta ve merkezi sendikal
hareket gîderek zayıflamaktadır. Işveren-
ler ise bölgesel düzeyde yapılan toplu pa-
zarlık düzenine de karşı çıkmakta ve her iş-
yeri için ayn toplu sözleşme getirmektedır-
İer. Nlerkezi sendikal hareketin giderek za-
yıflaması konfederasyon DGB'nin de ko-
numunu sorgulanırdurumagetitmiş ve hat-
taDGB'ye ne gerek vardiyen sendikacılar da var.
Işkolu dûzeyinde sendikalann merkezi güçlerinin
olması ve bu güçlerını DGB ile payla^mak isteme-
meleri de bu duruına yol açmaktadtr.
Sendikalann önem verdikleri alanlann önde ge-
lenı. eğitim denebilir. Faaliyetleri için kurulu sis-
temleri bulunmakîa ve önemlı masraflar yapmak-
tadır. Eğitim. sendıkal alan ile de sınırlı olmayıp,
yönetime katılma organlannda y er alanlann yetiş-
tirilmelerinden çevre sorunlanna değin çeşıtli ko-
nulan kapsamaktadır. Işletme komitesi üyelerinin
eğitim masraflan doğal olarak ışveren tarafından
kirşılanması gerekirken. giderek artan biçimde iş-
verenler bu masraflan. "güneel konular" işlen-
miyor diye karşılamaya yanaşmamaktadırlar.
Almanya'da en göze çarpan özelliklerden birisi
de inanılmaz bir "Alman de\ letçiliği" anlayışının
yavgınlığıdır. Örneğin sosval demokratlann uzun
yıllar iktıdarda olmalanndan kaynaklanmalı kı her
sosyaldemokratkendinidevletadamı savıyor. Hat-
ta çok sayıda sendıkacı bile. Alman Sosyal Demok-
rat Partisi'nde yabancıların yükselmesinin olduk-
ça zor olduğu söylense de. bu yaklaşımı doğrula-
mayan örneklerde var. Almanya'da her 10 kişiden
bin yabancı durumundadır. Aİmanva'da vabancı-
ların varlığı kabullenildikçe. Alman olmanm ayrı-
calığını dâ"daha çok hissetmektedirler. Almanya'da
ırkçilıkla. dazlaklarla bu özellikler kanştınlma-
malıdır. Aksine işyerlerinde ırkçı davranışlarda
bulunanlann işten atılmaları için yasa var ve sen-
dikalar böylesi bir olayda va^anın işlemesinde ıs-
rarlılar. Yine DGB başta olmak üzere. sendikalar
yabancı işçilere karşı gelıştırilmek istenen davra-
mş ve anlayışlara karşı çıkıvor. bu yönde zaman
zaman kampanyalar açıvorlar.
Ekonomik krizın başlangıcı olan 1973'te Al-
manva'ya vabancı işci alımı durduruluyor. Ancak
daha sonra siyasal göçmenlergelmeveba^lıyorve
1990 sonrası üst düzeylere tırmanıyor. Almany a'da
Türklere karşı saldınlann Türklere olan bir tav ır-
dan değil. Almanya'dakı en büyük yabancı toplu-
luğuolmasındankaynaklandığı ifade edilivor. Do-
ğuda ise \ietnamhlara karşı saldmlar söz konusu.
Bu ülkede ırkçı akımlann cıddi biçimde artişında.
ekonomik kriz ve işsızlığin gençler arasında ya\-
gınlaşıvor olması önde gelen faktörlerdendır.
Emeklı Türkiveli ışçıîer Türkive"ve ancak gez-
mek için gelmeve başlamışlar. Çünkü Almanya'nın
standartlarına alışmışlar v e bu ülke olanaklarından
vararlanmak istivorlar. Almanya'dakı sendikalar
bu durumu behrlemişler ve emekli Türkıveli işçi-
lere vardımcı olmaya çalışmaktadırlar.
Son gehşmelere bakarak. Doğu Almanva'nın
oluşu sosval >a^am standardındakı rekabet nede-
nivle Batı'dak'i sosyal haklar için bu caranti duru-
mundaymışgibi biryorum yapılabtlır.Tljjiiı çok şev
söy lenebilır ve ancak bırleşineden iki taraf
işçilennin de memnun gözükmedikleri de bir
gerçek. Doğulular halen kendılerini Doğu-
lu, Batılılar ise Batılı hissetmektedirler. Lc-
retler de Doğulu ve Batılı olarak ayrılmış.
Birleşmedeıı hemen sonra sanki önceki re-
jimi cezalandırma psıkolojıyle Doğu'daki
tüm işletmelerkısmenözelleştirilmişveço-
ğunluğu kapatılmav a gıdilmış. Doğulu işçi-
lerin özelleştirme uygulama süreci için ge-
tirdikleri öneriler kabul edilmemiş. Özel-
leştirme için oluşturulan Truehand adlı ku-
rula Hınstiyan Demokrat hükümet kendi
yandaşlarını getırmiş ve çok sav ıda yolsuz-
luk söylentileri dolaşmakta. Doğu'da ücret-
ler Batı'ya göre yüzde85'ler dûzeyinde ve
işsizlik oranı da y üksek. \ üzde 18. Daha ön-
ce çalışanlann yüzde35'i şimdı işlerini yi-
tirmiş durumdalar. Doğulu işçiler. Batılı ış-
çilerden kendileri için yüzdel dayanışma
vergisınin kesilmesine. "biz sadaka değil
iş istiyoruz" diye tepki gösteriyorlar.
Görüşülen yetkililerin açtklamalanna gö-
re. yakın gelecekte Sosyal Demokrat Parti-
nin iktidara gelemeyeceğinin nedenlerinin
başında oylannın Yeşiller Partisi tarafından
bölünmesi getirilmektedir. Parti sözcüleri-
n\n basında çıkan açıklamalannda. açıkça
yeni liberal ekonomik politikalardan yana
olunduğu ve küreselleşmenın kabul edildi-
ği belırtilmektedır. Son derece kendine gü-
venli. iktidarda olmasa dahi iktıdardaymış
gibi kendini hisseden. yerleşmiş kurumla-
nyla faaliyetlerde bulunan bir Sosyal Demok-
rat Parti var Almanya'da. Organsal olmasa
da sendikalar ile bir raya oturmuş ve son yıllarda
ciddi biçimde sorgulanan ilişkileri var. Protestan
Kilisesi ile de arası ıyi. Mevcut Hınstiyan Demok-
ratlar ve Liberaller yerine iktıdarda Sosyal De-
mokrat Parti olsaydı. hangı ölçülerde farklı politi-
kalarızleneceğı sorusuna. büyük farklılıklann ola-
bileceğı bıçimınde yanıtlar alınamadı. Yalnızca
vergi politikalan ve sosyal haklar açısından bazı
farklann olacağını söylemektedirler. Bu arada Hel-
mut Kohl'ün de lngiltere'dekı Muhafazakârlann
aksine Sosyal Demokratlann politikalanna yakın
bir yol izlediğı. görüşmeler sırasında belirtildi.
Bugün Almanya sendikal hareketi, tamamen
üyelerinin çıkarlan temeline oturtulmuş yeni sen-
dikal poluikalar üretme. pastadan kendilerinin de-
ğil. işverenin daha az pay almasını hedefleyen ta-
fepler getirme ile karşı karşiyadır. Ekonomik kriz
karşısında işverenler kendi sınıfsal tav\rlarını or-
taya koymakta asla gecikmemekte ve ancak sen-
dikalardaaynı hızgörülmemektedir. "Klasik" ola-
rak adlandırılabılecek sendikacılık döneminin ka-
pandığını çok say ıda sendikacı ifadeetmektedir. So-
mut alternatifin henüz oluşmadığı da bir gerçek.
Belki gecikılebilir. ancak Almanya"daki sendikal
hareket kendini toparlamada diğer çoğu ülkelerden
daha genış olanaklara sahiptir.
SÜRECEK
VakıfBankta
Müfettiş Yardımcısı
olma fırsatı!
21. Yüzyıl'm Çağdaş Bankası VakıfBank, yansın
çağdaş bankacıları arasına girmeyi amaçlayan sizleri
ValufBankta Müfettiş Yardımcısı olmaya davet ediyor.
VakıfBank Müfettiş Yardımcılığı Giriş Sınavı
Yazılı smav 27-28 Temmuz 1996 günlerinde Ankara
ve İstanbul'da yapılacaktır.
Yazılı sınavı kazananlar Ankara'da sözlü sınava
davet edilecektlr.
Sınava katılmak isteyenlerin;
a) En az 4 yıllık öğrenim süresi olan ve Hukuk,
İktisat, İşletme, Muhasebe, Maliye, Siyasal Bilimler
veya tdare konularında öğrenim veren fakülte veya
yflksek okullardan veya yetkili makamlarca bunlara
esdeğerliliği tespit edilmis yabancı öğrenim
kurumlanndan meznn olmalan,
b) Erkek başvuruculann fiili askerlik görevini
yapmış olmalan, (31 Ağustos 1996 tarihi itibariyle
askerlik görevini tamamlayacakların da başvuru-
lan kabul edüecektir.)
c) 1.1.1996 tarihinde 30 yasını doldurmaımş olmalan,
d) Daha önce Bankamız Müfettiş Yardımcılığı
sınavına bir defadan fazla katılmamış bulunmaları,
gerekmektedir. ;
Smav konulannı ve gerekli sair şart ve bilgileri ^
içeren brosür ile smav basvuru formu; Ankara'da
Teftis Kurulu Başkanlığı'ndan, İstanbul, tzmir,
Adana, Bursa, Samsun ve Erzurum'da Bölge
Teşkilatlanmızdan, İstanbul, Kadıköy/İstanbul,
Antalya, Kayseri, Eskişehir, Gaziantep, Denizli,
Diyarbakır, Malatya ve Trabzon şubelerimizden
temin edilebilir.
Sınav için basvuru:
Sınava katılmak isteyenlerin, "Türkiye Vakıflar
Bankası T.A.O. (Teftiş Kurulu Başkanhğı) - Ataturk
Bulvarı 207 Kavaklıdere/Ankara" adresine en geç
17.7.1996 Çarsamba günü saat: 17.00'ye kadar istenen
belgelerle birlikte sahsen veya mektup- Aj
la basvurmaları gerekmektedir. ¥0X1*DUİIK